— Nasil oluyor da aslan peşimiz — Ahmaklık etmesene! Kaça ka " etekikk — Tecessüs —Ne! Gene bir rob mu dın? Senin çılgınca m: zımgelecek parayı nereden bulacağı mı sanıyorsun ? Kadı nomuz silkti: — Kocacığım, müsrifim amma m «cW On dokuzuncu asırda Kadın dudak büktü: — Bu da ilâmı aşk mı? Bana siz -| ben belki — biraz| cessis değilim den evvel ilânı aşk eden genç tam iki iç durmadan hislerini anlat -| Delikanlı cevab verdi: ! — O genç her halde kekeme o1a- sak. İki keli şeyi e ile ifade edebilecek söyliyebilmek için iki saat za-| mana kıyması ancak bu suretle ifade edilehilir. ——0xo0——— — Bisikletle gezmek çok hoş şey! — Evet ama, bisikletin dört te- kerleği ve bir de motörü olsa daha hoş olacak! Aşk Avukat ahbabı olan karı kocanın ziyaret sebebi öğirenince hayretin- den az kaldı küçük dilini — Ne söylüyorsunuz? Diye kekele tindesiniz? Halbuki siz biribiri- nizi Leylâ ile Mecnun gib; sevyor- dunuz, Kadın atıldı: —Boşanmak istememenizin sebe- birde bu zaten. — Anlamadım. — Tadı damağımızda kaldı, Biri- miz bir başka mecnumn, bi z baş. ka:-bir Leylâ bulup yenide! rek ayni hayâtı bir daha ya Bız. ——o Garip şey! — Pazar günü Floryaya gid dedim, Gittim amma geç kalmışım Pişman oldum. o kadar kalabalık kı iğne atsan yere düşmiyecekti. Biraz dolaştıktan sonra geri dönmeğe mee- bur oldum. İhtiyar kadın sordu: — Allah Allah! Plâjda herkes ye- re İğne atıp düşürmeğe mecbur mu- dur? deyken önümüze geçti? ça bir tur bindirdik! .» » Cevap — Süt bozulmadan en iyi nerede muhafaza edilebilir? — Memede! A Hapishane önünde Amerikalı gangster (şoförüne) — Geçen' sefer olduğu gibi, tam beş sene sonra buraya gelip kapıda beni bekle. Tam anlaşma! Kadı - Koca mkızı: dedi, birden Ih delikanlı rekten renge gir- mor renkte karar kıldı. Heye - cunla kekele k sordu : nızla evlenemiye - delikanlıya: ı size verecekti a- Bilâkis evleneceksiniz. Çünkü kocam neyi istemezse ben onu iste - rim. Kocamı nkızım size vermek is- temediğini unlar anlamaz sizi şa - ğirıltim, Kız mla evlenebilirsiniz. —- Kaza Üü gözü sargı içindeydi. Gören du : ? Otomobil kazası ga- ldu? Çarpıştını: — Hayir, — Devrildiniz mi? — Hayır. — Peki, nasıl oldu? — Büsbütün başka türlü. Karım kendisi kullanmak üzere lle bir oto mobil almamı istiyordu. Almam de- dim, ME Ğ z İmtihan heyeti reis — Dereceniz sıfır olmakla beraber güzelli; Uslu Delikanlı günledenbı rakmadığı genç kızın 3 larak: - Dün gürdüm. Bilseniz.. Genç kız onü nsesini k —İler halde ya annem, ; bamla beraberken görmüşsünüzdür. Onların haber; olmadan rüşmeme imkân yoktur çünkü.. Hasis sun, —Evet, zevkine varamıyorum. — Neden? — Tütün benim «lursa hep ğim parayı düşünüyorum. Başkı tütünüyse, pipo çok doldurulduğu i- or ve yanmıyor! Genç kız, arkadaşı — Rüştü benimle evlenmek — Evet, dün söyledi. — Tevekkeli değil, Evvelki banı istemiyorsun. Ben de kendimi mahve deceğim!» demişti. gün — oo— Yarı yarıya — Meşhur sözdür «borç almayı - İnız, borç vermeyiniz » derler; doğ rudür. — Hakkın var, Ben bütü nömrüm- ce bu söze riayet etmeğe çalıştım. — Muvaffak oldun mu? —EM, yarı yarıya... Borç alama - dan' yapamadımsa da katiyen börç vermedim. I Yağlı boya — Gel bak anne, burada diş ma- cunile resim yapan biri var! —İngiliz karikatürü — Masraf Ada mhiddetle karısına söylendi: —Bu kadar lüzumsuz masraf ye- mdi bir de yeni aldığın şapkanın parasını ödemeli - tişmiyormuş gibi yim ha? Kadın kavgaya mâni olma- kiçin yuümuşak davrandı: — Peki kocacığım kızma. Para - yı bana ver, ben öderim e Ce - 'hepimizin takdirini mucip olduğunu bildirmek isteriz. 1 peşini bı- anma soku - gece, dedi, sizi rüyamda le gö- — Pipon var amma hiç içmiyor - nizin | Â Meşhur bir İngiliz iş adamı ve ga- zeteci olan Mr. Herbert - N. Casso- nun eHitlerden sonra Avrupa» ismi ile yazdığı kitap Avrupa fi yaset üleminde büyük b karşılandı. Eserin husus B nımizda pek r nikbinlik ta; mektedir. Buği dünya Ve &- alâkayla yeti, bilhas- tesadüf edi- şıması teşkil et- herkes insaniyetin, medeniyetinin — müthiş bir harp içinde mahvolacağını söyler- ken Mr. Casson ilerisini gavet güzel görüyor. «Hitlerden sonra Avrupa» muhar- ririne göre, dünyanın buğgün içinde bulunduğu. (çılgınlık) devri ancak r bührandır. Bu buhran ergeç niha- te erecek, diktatörler urtadan kal- kacak.. Almanya sulhçu olacak, hat- ta parçalanaca! Buraya «Hitlerden — sonra Avru- ap» Muahrririnin — kitabmdaki mu- kaddemesi ile, bir de eserin en dik- te şayan bir parçasını alıyoruz. «Hitlerden sonra» devri n zaman gelecek, bunu kimse bilmez. Belki bir iki sene kadar. Fakat Almanya- da b udevrin — herhangi başka bir memleketten daha sonra başlaması da ihtimal dahilindedir. En heyecanlı bi rnikbin bile Avru- pa semasının birdenbire berrak bir. şekil alacağını . Ortaya ©o kadar çok ihtilâf çıktı ki, dünya sulhunün pek yakın bir âtide teeasüs edeceğini düşünmemize imkân yok. Fakat bence ikinci bir h olmıyacak ve bugünkü rııı—, göerginlikler gittikçe azalacak, ortadan kuybolacak, 1815 nisanında İngilterede 7 saydım, zannedersem gene böyle nik- bin olurdum, Fakat o zaman bilâkis bedbin olursam herke s«bana deli ol- muş derdi. len izlerin cesaretlerini kay çin birçok sebepler vardı. on Elbe adasından — kaçmış, büyük bi rordu kurmaya başlamıştı. O tarihte Napolyon dünyaya ,bu- gün Hitlerin verdiği kadar endişe veriyordu. İmparator on iki mem- leket almış ve ötuz mühim muhare- beyi kazanmıştı. Napı dan kork- mak için çok makul sebepler vardı. O zamanlarda yaşamış olsaydım, he rhalde Napolyondan sonra Avru- pa bir kitap yazar, ve, bugün yaptığım gibi uzaklara bakardım. İmanya Neı'eye xx 1815 haziranında Vaterlo muha- rebosi oldu ve bu, Napölyon devrinin sonunu teşkil etti, imparator Sainte- Helene adasına dü ve onun düş- mesiyle Fransız imparatorluğu da sukuta başla; Ondan sonra mucidler, teşkilütçı- lar ve iş müesseseleri çıktılar. Uzun bir istihsal, ihracat ve mall refah devri başladı Bugün, nikbinliğli h için «Hit- lerden sonra Avrupa» diye bir kitap yazmağı kendime vazife bildim. Yakında olaşacağımız devri daha mesud olarak tahmin etmak isterdim. Harp kokusu uzaklaştıktan sonra bu devreye ulaşmak pek te uzün sürmi- yecektir. O zaman dünyada sulha doğru, dostça iş birliğine doğru bir koşuşmaya başlıyacak, — tedhişçiler sürülecek. Bugün harbi ha yan askerlere, zanaat sahiplerine verimli işler bu- lunacak, Avrupa milletleri sakin bir hayat sürecekler, — çalışacaklar ve para kazanıp harp borçlarını ödiye- cekler. Benim kanaatimce Avrupanın bu- g Napolyonun Saint - Helene kayası üzerine sürülmesinden evvelki dev- re gibi. Şimdi, eHitlerden sonra Avrupa> kitabından en dikkate şayan bir par- |sing kumdan kaleler yaptığını söyin- Tçayı okuyalım: | «Yıldızlar gök boşluğunda ezeli İve ebedi iki kuvvet sayesinde durur- BHit lar: Merkezden muhite ve muhitten merkeze olan iki kuçvet. İnsanları hayatı da böyle iki küvvete tâbidir ki bi rbu kuvvetler. den birine iş birliği, diğerin teek ba- şına olmak diyebiliriz. İşte, asıl mesele bu iki kuvvet a- rasında — muvazeneyi tesis etmek Çünkü bu iki kuvvetin ikisi de ayni derecede lüzumludur. Diktatör milletin — istiklâlini de parçalıyor. Ve sırf muhitten merkeze bir kuvvete tâbi bir devlet yaratıyor. Zoraki bir iş birliği yapıyor. Hitler, ferdin cemiyet için feda edileceğini söylemşti. Bütün — diktatörler, ister taraftar olsun, ister olmasın, bu si- yaseti takip etmiştir. Her diktatörün bir aksülâmelle ve az çok anarşit bir vaziyetle karşı- laşması da bundandır. Dikatörün de- mir parçası, tuttuğu şey Üzerinde bi- raz gevşeyince- merkezden muhite kuvvet faaliyete doğru ileri atılıyor. Millet hayatının rakkasasi gir istik: met edoğru ne kadar ileri görüldüy se, aksi İatikamete doğru da o kadar İşiddetlş gidecektir. Bu suretle, niha- yet iki kı onun için, m olduğu gi ler de vardır. Diyebilirz iki başvekil Mr. Çem- berlayn 18 kânunuevcel 1938 deki tarihi nutkunda şu sözleriyle Hitler. den sonraki devreyi işaret etmi: görüyoruz. ki i kalamaz. Değişi 'et muvazene bulmuş olur, azeneli memleketler vazenesiz. memleket. bir infilâk gibi. sa olgum, muhakkak olacaktır. Onun için, — herhangi bir memleketle, hükümet şeklinden do- layı temasımızı kesmek doğru olmaz. Zamanla o idaer şekli öyle doğişi lere uğarar ki, bakarsınız bugünkün- İden bambaşka bir şekil almış..» nkü vaziyeti muvakkattir. Tıpkı, | söyl | Hitlerin bu sözlere cok kızdığını sözleri gayet açıktır. diktatör kendisini ebediyen devam ededek bir hükümdar sülâlesinin ya İdaresinin başı zanneder. Keni mesine tahammül edemez. Fakat şu gene — bir hakikattir mazide her diktatörlük, bir zaman ü-| Golü tekrar aldılar ve orada iki 'akat ne tarzda olur- rlar. Hakiknten başvekilin bu Halbuki her 30 Temmuz Pazar 1939 Gidiyor? Bu suale verilecek cevap: Yakın Bir Harbe! Hitlerin tabiyesi, program.ı merhalelere ayırmak ve Alman. — yaya karşı dünyanın "Dirleşmemesini temin etmektir n |yaşamış, sonra inkıraz — bulmuştur. ı Sonra zorla tekrar tesis edilmiş, fa- |kat bu sofer daha çabuk yıkılmıştır. Mantık, hiçbir milletin daimt şe- | kilde, gittikçe fena bir vaziyet içine | de kalmasını kabul edemez. En uslu, €en itaatli kimselerin tahammülüne bile bir son vardır. Tazyik en.niha« yet kendisini mahveder. Bir diktatörlük idaresinde -fikire n ve hislerin serbestçe intişar ede- bileceği bir emniyet süpapı yoktur. Sade tazyik vardır. Son derece büyük bi rtazyik te daima son derece büyük bir mukavemet doğurur. Emniyet âil- papı olmiyan yerde de muhakkak bir infilâk olacaktır. Diktatör ne ka« dar çok rakip öldürürse o kadar çok rakibi olur. Almanyanın tarihine bir göz a cak olursanız görürsünüz ki Almani milleti daima birlik ve kuvvet deve virleri yaşamış, sonra bozulmuş, par” çalanmış ve inhitat etmiştir. Almaf kuyvetli oldu mu dünyanın — sahibi benim der. Mağlüp oldu mu, mütevâ” zi ve muti bir hal alır. Milâttan evvel 110 senesinde Kİ Cermen aşireti geldi, Golü aldı Bufi7 lar on sene kendilerini şimali Avru! nın her şeye muktedir hâkimleri saf” dılar. Sonra Romalı general Marif* onları mağlüp etti ve hemen hj ni öldürdü. Kırk sene sonra, Hitleri olan Af7 enin idaresi altında Cermefi ser ne daha kalabildiler. Ondan ıon; Sezar geldi, onları gene gimald eski ormanlarına sürdü. ö Elli sene sonra yeni bir Hitler $" tı. Arminius, o da Roma askerl, ve nltı sene Cermef ğ yi iRomalılardan üstün İ ydılar, Sonra Romalı Germar z geldi, bir alay zafer ıuzınğ sonra onları gene mağlüp ett- Bu suretle Cermenler, bir asır 4, İstirmiyen bir zaman zarfında MP” İfer ve üç mağlübiyet devri Y İlar. Bütün Cerme nagiretlerini V";' idare altında toplamıyı ilk dÜY kral Henri (Kuşçu Hanri) oldu-. , Hanri hükimiyeti eline 918 bi sine daldı, — muvaffak oldu Y& — Devamı 8 inci sahifede o1