İ9 Temmuz 1939 ÇARSAMBA KUMANDAN, HAİNSİN!| “Tertip eden: ANT SVOKU Reis — Ortaya yeni bir mesele çı- Karmağa kalkışmayınız ve hepimizin eminatı ile iktifa ediniz, Bu kada r kâfidir, urtık, Şahit — Yalnız bir zabit d tlade bir şahıs sıfa ısrar et kte hakkım var. Jofr hkeme huzurunda beni ikna et lidir. Reis — (çar davet ve söz söylemekten m d sneral çalarak) sizi intiza m. Şahit — General Jofre hücum & Hiyorum diye beni söz söylemekten menediyorsanız, nafile uğraşıyorsu uz. Zira iddiamdan geri dönmek ikrinde değilim. General Jofr. beni ezil bir vaziyete soktuğundan ce- Fasını görecektir. General Jofr — Mösyö Lavriye! 'ehdidlerinizden zerre kadar kork- uyorum, İstediğiniz teminatı mah- İkeme huzurunda verdim. Sözlerim- den mutmain olmalı idiniz. Şahit — Casus kadın, kendis'yle İmünasebette bulunduğunuzu açıkça Höyledi. Onu tekzip etmenizi rica e- derim, General Jofr — Bana değil de, asua kadına inanmak, size ait olan bir haktır. Maahaza, tehdidleriniz den korkmadığımı tekrar eder ve şu tnda bir mahkeme salonunda bulun tüğumuzdan dolayı teessür duydu- Üamu beyan eylerim. Şahit — (Mütecavizane) Ben de âyni teessürü duymaktayım general Jofr! Şayed bu salon haricinde olsay- dk, bu derece serbest söz söylemek firsatını bulamıyacaktınız. Reis — Münakaşayı kesiniz! (şe- hide hitaben) general Jofre - karşı biraz daha hürmetkâr davranmanız İözumunu ihtar ederim. Erkânı har- Biyei umumiye reisi olduğunu unut- Aimızl ahi — Erkânı harbiyeci umumiye Ttisi olmakla, madununu terzil et- Tesi mi lâzımdır? Size şu anda ha- Ser vermeliyim ki, mevkii beni hiç alâkadar etmez. Ben, general Jofrle hesablaşmak üzere askerlik sıfatımı f;hı fedaya karar vermiş bir ada - im. Reis — Bu salondan çıktığınız ğnnn, ne isterseniz yapabilirsiniz. akat, burada bulunduğunuz müd e, mahkemeye karşı hürmetkâr anız İâzımdır. hiyehit — Ben mahkemeye karşı Ürmetkârım. Bunun aksini iltizam 'l:n bir kimse varsa, o da general İtdür. tŞ—enmı Jofr — Sayın reis! Şahi lhlüıtahlıiı son haddini buldu. (Şiğim gelen tedbirleri almanızı rica Bitim, Zira, kendisinden iğrenme ]_ ladım. ).Ş:hiı. general Jofrün bulunduğu &* doğru yürüyor. lı._“'“— (Şiddetle çan çalarak) Şa- Yerinize oturunuz. Aksi takdirde RARENGİZ DE- ğ eee c ereryeraenresreseeserLeKBekber n 'i veresmen Ve ——— —y Çeviren: KÂMİ ORAL 'bu etinde kalacağım, Burası bir ordusunun en yüksek şahsiyetle ikemedir, Şahsi ihtilâflarınızı, bu tezyif etmiş olmak maksadiyle alondan ayrıldıktan sonra hallede-|takım yalanlar uydurmuştur. S bilirsiniz. Fakat mahkeme huzurun-!noktada çok ihtiyatkâr olm künetinizi muhafaza etmekle|gibi manalar çıkarmamalısınız. ef bulı şunu unutmamalı- — Devam edecek — İngiltere, Avrupa, Asyada bütün ted- birleri almışlır —Baştarafı 3 ncü Sahifede— ğı düşmanlarından başka düşman: yoktur. Almanyanın o politikası ki, Avrupada yegâne harp tehlikesin teşkil etmektedir. Fransanın, ingilte renin ve bunlarla beraber istiklâlleri ne hürmet eden bütün devletlerin ye ni tecavüzlere karşı koymağa kalka- Reis — (Hiddetle) Bu salonda|kacakları, Paris ve Londranın sulhu kimsenin emretmeğe selâhiyeti yok-| organize edeceği ve sulh emrine aza- tur. Burası bir mahkemedir. Söz -İmi kuvvetler koyacağı zaman mu lerinizi tartarak sarfediniz. Yoksa|kadder surette bir gün her halde gele hakkınızda şiddetli muamele yap -'cekti. Bu lisan her halde kuvvet na mak mecburiyetinde kalacağım. — İzariyecilerinin herkesten daha iyi Şahit — Sizin nazarınızda düş-|anlamaları lâzım gelen bir lisandır. müş bir adamım. Ne isterseniz yapı-| — Justic diyor ki: yın reis! Bu nil ediyorsu - a a Halbuk', şa kaldığım halde 1 olan saygım dola; ttim, Reis — (Şahide hitaben) Yerini- te oturunuz. Süküneti ihlâl etmeğe sakkınız yoktur. Şahit — Anlıyorum ki, mahke- ne de general Jofrün tarafını ilti - zam ediyor. Madam ki general Jofr burada da emredebiliyor, süküt et- meğe mecburum. Muhteşem Muavin — Baştarafı 1 inci sahifede — nezaretine tayin edileceği haberi İgeldi. Kont Grandi, şahsiyeti ile bap- eneral Jofr, Casas kadın:n kocasile şiddetli bir mü-| akaşada bulundu ve kendis.ni küstahlıkla itham etti h başına bir s'yaset temsil eden na. dir sefirlerden birisidir. Bu zat öte- denberi italyanın ingiltere ile uyuş- ması fkrini müdafaa eder. Nitekim Habeş harbinij takip eden ilk centil- en itilâfı ile, geçen seneki Akdeniz | yan ing'liz itilâfı da müşarüley- eseridir. Londrada kendisine ge- iş bir sempati muhiti yapmış olan bu zalın adliye nezaretij gi siyasetle, pek de alâkası olmıyan bir nezarete getirilmesi italyanın artık harici #jya- setinde ing'ltereyi mümkün olduğu kadar kollamak esasına veda etme- ğe karar vermiş bulunduğunu gös- ital: hi Filhakjka Akdeniz itilâfının ital. ya tarafından feshi tasavvur edil. mekte olduğu hakkındaki haber de örülüyor ki daha Berlin - Roma mihverinin kurulduğu günlerde bile bu gayri tabil izd'vaçtan italyanın zararlı çıkacağını ve kuvvetli müt- tefikinin kıpırdayamaz bir esiri ha- line geleceğ'ni söyleyenler tahminle- rinde biç de aldanmamışlardır. İ Filhakika (talya kendi ordularını Alman başkumandanmın emri altına koymaya muvafakat etmekle asker- lik sahasında Alman üstünlüğünün tesiri altında kaldığı gibi bugün de nız, beni hiç alâkadar etmez! Almanya endişeye başlamış Müddeiimümi — Bilâkis, hepi -| Varşovadaki askeri müzakereler, Al miz size karşı sempatimizi gösterdik.|manyaya Danzig işinin anşlus veya Siz ise, bunu anlamadınız ve müte-İhud Südet işleri kadar kolay halledi- ve vmadiyen hâdise çıkarmak için bir ta- kam vehimlere kapıldınız. Biraz ken- Hinize gelirseniz iyi olur, Şahit — Mahkemenin sempatisi beni tatmin etmedi, Goneral Jofr - den istediğim, çok bir şey değildir. Sabık zevcemle hiç bir münasebette bulunmadığı hakkında mahkeme hu- zurunda söyliyeceği iki lâkırdı, mes- lektaşlarım nazarında düştüğüm feci vaziyetten beni kurtarmış olacaktır. Kendisi bu teminatı vermemekte 18 rar ettikten sonra, casus kadının bu- rada sövlediklerine inanmak mec- j suriyetindeyim, Müddeivomur.' — O halde siz dik- kat etmediniz! General Jofr, izahat verdi. Binaenaleyh bununla iktifa »dip herkesin vazifesini kolaylaştır- manız İâzımdır. Şahit — Mahkemenin vazifesini kolaylaştırmak hususunda ne derece çalıştığım, elinizdeki vesikalarla sa- bit oldu. Mahkeme ise, general Jofr- den yardım gören hain bir zevcenin beni düşürdüğü girdaptan kurtar - mak için hiç bir şey yapmadı. Müddeiumumi — Gerek siz ve ge- rekse general Jofr, bu kadının kur- banı oldunuz. Fakat, zevceniz ol - mak ve isminizi taşımak dolayısiyle en ziyade yaralı olan sizsiniz. Gene- ral Jofre gelince, hürmetkârlık ve |iyiliğinin kurbanı olmuştur. Şahit — (Ciddi bir tavırla) sa - |yın müddeiumumt?!| General Jofrün, zevceme karşı beslediği aşkı iyilik ,diyı mi tavsif ediyorsunuz? Müddeiumumi! Öyle bir şey sus kadın, Frai GEMİSİ : Ö'vıın Marzyak aradığım bulmuş Mhntye kaçırmadan neferin kib- y lt feneri yaktı. Ve küçük 1 p rdiği ışıkla felâketin azametini ' etmeğe başadı. Camların ve rın parçalanmasiyla — elekt- Üyleri biribirine girmiş ve henüz M Htaşan müdhiş bir kuntak ha- Ya , “URtu, Fakat bereket versin ha- 'Yanı mevcud olduğundan bu V tehlike mevzit kalmış ve bil. t hwu kendine sönmüştü. Elek- Wnlın tamamiyle yannuştı. F, n:vımeıır makreleri biribi. » Pistan or:adi ÇÖ #olâket ve 1 &tmuştı. Makinel <i temamiyle bo. ikiye ay- Li, elin) her h İ / b enlmanş o Cüğundan düzne: dimt vrtn deniz sathına çıkmak azlığı artık kendini göstermişti. Bu vaziyette bütün ümitler deniz |sularının tabil cereyanlarına bağlan- Mişti. Fakat açılan ufacık rahneler- den sular sızmağa başlayınca bir an içha bu ümitler de sukuta — uğradı. Maamafih derhal su tulumbaları ha- tıra geldi. Yardım — tulumbaları bu tehlike, fedebilecek — vaziyette bulundu. Ve arızasız. kalan küçük tulumba motörleri derhal hurekete getirildi. Dinamo meselesi artık me zuu bahis olamazdı bile.. İşik İçin camları kırılmış olan ol fenorleriyle iş görülecekti. Kaptanın daveti üzerine birçok lemiyeceğini anlatmıştır. Hitler, a janları vasıtasiyle haberdardır. B janları vasıtasıyle bizim haleti ruhi emizden her halde iyi surette habı dardır. Bu ajanlara sonrarsa, bi İkararımızdan şüphe edem Varşova, 18 (A.A.) — İransidein ziyaretine bir çok makaleler tahsis eden Polonya matbuatı bu ziyaretin askeri sahada ingilizlerle anlaşması- ni İtmam etmekte olduğuna işaret etmektedir. Kurjer Poranuy diyor k İki memleket arasır itilâfi bilamel tahakkuk ettirmek hu susunda askeri mesai birliği esaslı biy rol oynamaktadır. İronsidein ziya- reti cemilekârane bir ziyaret mahi yetinde değildir. Gayesi matbuatın iştigal etmesine lüzum olmıyan çok müsbet bir gayedir. İransidcin Po- lonyadaki ikametinin neticeleri çok mühim olacaktır. Daha şimdiden Londra - Paris ve Varşovanın her türlü taarruza karşı koymalarıne medar olacak askerf? kuvvetler ha - zırlamakta oldukları iddia edile Bu kı İ yetin inkişafı üzerinde kati bir tesir icra edecektir. Muhafazakâr Czas, Polonyanım garbi Avrupa devletlerinin yapmak ta oldukları mesai birliğinde tabiitet ve ademi müsavatın mevzuu bahi olamıyacağı mü talcasını serdetmek- tedir. Her üç hükümet şu üç netice ye vasıl olmuşlardır ki, hayat? men- faatleri yekdiğerinin ayni ve ÂAyvrır- panın müstakil ve hür olarak yaşa mak 'en diğer devletlerinin men- faatlerine uygundur. Bu sebenten dol yefrad azami gayret göstererek hare- İkete geldiler; canla başla çalışmağa başladılar. İlk iş suların hücumuna Uğramış olan aksamı temizlemokle gemiyi fazla ağırlıktan kurtarmak ve bu suretle b'rkaç snat daha hayat- larını uzatmak oldu. Efradın meyanında en fazla gay- reti gösteren Malfua namında Bulan- yalı bir neferdi. Çok küvyetl; kolla- rva malik olan bu nefer aağ omuzunun kemiği parçalanmış olmasına rüğ- men acılara mukavemet göstererek inliye İtikçe vazi | çalışıyordu. Saatlar geç- yet vehamet kesbediyordu. | Masmafih efrad, n ati yi olarak ça rdu. Ümitler tamami Te sukuta uğramış olduğu bir anda dalma âletini İdare eden Bire| bir denbire neşeli bir feryad bastı. — Gemimiz kurtuldu. Yukarıya doğru çıkıyoruz. Kaptan Marzyak kulaklarına ina- ,|manya - |yük harp esnasında Sibiryada mütte- namıyormuş gibi bir sıçrayışta Bire- lin yanına yak'aştı ve: — Ne! -dedi- ne! Ne söyledin. Birel heyecandan titri sesi — Yukarıya doğru çıkıyoruz kap- kendisine icabında her noktada zahir Tabilecek yegâne devlet olan ingil- tere ile kend! arasındaki son köprü- leri de atmakla hari sah sında da Alman hariciyesinin -tam bir tesiri altına girmiş bulunmakta- dir. Vaktiyle Avusturya imparatorluğu Almanya ile müttefik bulunurken her noktada Alman nüfuzu altında bulunduğunu ima etmek üzere ken- | disine «muhteşem muav'n> unvanı Polis enstitüsünde Diploma ievzü merasimi çok parlak olmuştur Ankara, 17 (AA.) — Bugün poliş enstitüsünde diploma — tevzli yapılmıştır. Merasimde Da liye Vekili Faik Özturak, Adliye Vekili Fethi Okyar, Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, Sıhhat ve İçtimaf Muavenet Vekili Hulusi Alataş ve Dahiliye Vekâleti ileri gelenleri ha- zır bulunmuştur. Saat on dörtte enstitü talebeleri motörlü ve süvari kıtaları ile birlikte |önlerinde muzika olduğu halde önce Ulus meydanına gelerek anıta ve müteakıben emniyet âbidesine gi- derek merasimle çelenk koymuşlar- dır. Saat 16,30 da Dahiliye Vekili Faik Öztırak aşağıdaki nutkunu mü |teakıp mezunlara diplomalarını tev- zi etmiştir. Bugün bu kıymetli müesseseden diplomalarını alan arkadaşlar, sizle- ri tebrik ederim. Şimdi selâhiyetli bir arkadaşınızin ağzından işitttik. He- piniz bilâistisna muvaffak oldunuz. emek ki, tahsil esnasında sizden beklediğimiz gayreti göstermiş olu- yorsunuz. Ben mesul mevkiye geldiğim an- dan itibaren bu yuvaya gerek biz- zat ve gerek bilvasıta yaptığım ziya- retlerde sizin muvaffakıyetinize şa- hit oldum. Hocalarınızdan da bunu dinledim. Ve iftihar duydum, Siz- leri tahsil hayatında gayelerine eriş- miş muvaffak arkadaşlar — sıfatiyle tekrar tekrar tebrik ederim. Ve bu |tebrikten büyük bir zevk duyarım.| Mensup olduğunuz mesleğin mesuliyet mevkiinde bulunmak sı- fatiyle sizlere şunu söylemek iste - rim ki, sizin muvaffakıyetiniz be - nim müvaffakıyetimdir. son ve onları izah eden nizamnamelerle İgösterilmiştir. Hocalarınız bunları size izah etti, ben size hulüsa olarak şunları söylemek isterim: Bu mes- leğin size tevdi ettiği vazife yurd i- çinde nizamı temin etmek, onu ko- rumak ve bozulunca tekrar temin etmeki Hiç şüphe etmem ki hayatınızda daima bu düsturlara dikkat edacek ve muvaffak olacaksınız. Biz sizin muvaffakıyetinizden daima zevk duyarız. Arkadaşlar, mesleğiniz zahmetli, hatta tehfikelidir. Günün hangi sa« atinde, hangi ağır vazifenin sizi bek- lediğini bilemezsiniz. Uyanık ve ba- siretkâr olacaksınız Bu itibarladır ki müşkül bir vazife deruhte ediyor - sunuz. Fakat yurdda emniyetin te- mini vazifesini ifa edebilmiş olma - nın vereceği zevk te çok büyü Bu zevk, o fedakâırlığa kat kat değer. | ve medarı iftiharımızdır. Arkadaşlar, bu güzel müc idare eden arkadaşımızdan — şimdi İdinlediğimiz gibi hakikaten bu mem- lekette her mesleği ilimden istifade ettirmek nimeti ancak cumhuriyete nasil olabilmiş, bu münasebetle aziz cumhuriyetimizin büyük koruyucu sunu, onun her eseri karşısında ol- duğu gibi burada da hürmetle, ta- zimle anmak borcumuzdur. Onun kıymetli eserini bugün büyük bir di- rayet ve selâhiyetle muhafaza ve ilâ tmekte olan milli şefimiz İnönünün imlerini huzurunuzda hürmetle an- mak isterim. Hepinize hayatta ve millet hiz - metinde daima muvaffakıyetler te verilirdi. Bununla beraber Avusturya — Arkadaşlar vazifeleriniz kanunla|menni ederim:. biç bir zaman ordularını Alman baş-| kumandanının emri altına vermemiş, harici aiyasetini hiç bir zaman Al| iyasetine b'r esir haline ge- Ürmemişti. Eğer italya ile Almanya | arasında bugünkü vaz'yet ayni is- tikamette biraz daha inkişaf edecek olursa korkarız ki, «muhteşem mua- vin» tabiri bile *talyanın içine düştü. | #ü zavallı vaz'yeti ifadeye muktedir olamıyacaktır. Hamdi Nüzhet ÇANÇAR layı üç hükümet siyas? ekonomi ve cabında askerlik sahasında teşriki mesaide bulunmağa karar vermişler- dir. Gazetelerin kâffesi İronsidein bü- fik devletler kıtalarına kumanda et-| tiği sırada Polonya askerlerinin kıy- metini takdir etmek imkânını elde süniş buluteluğunü; vira Kötüatdam sltida' bir “çok Polouya' “öekerinir| çarpışmış olduğunu yazmaktadır - lar. Gazeteler bundan başka İronside-| in Polonya kıtaatı şefi Hallere yaz- $ olduğu bir mektubu neşretmek-|/ edirler, Mumaileyh bu mektubun- da, Polonya askerinin kahramanlığı- m methüsena etmektedir. erek kaptanın telâşlı sualini —— o00. Amerika kında bir kar Vaşington, 18 (A.A.) — Dün be yaz sarayda reizicumhurun müşavir- lerini bir araya toplhıyan konferansta B. Ruzvelt ve Hul ile meclis reis ve reis vekili ve meelis ve senatodaki |zır bulu: Bi ler nmuşlardır. © demokrat grupu reisi Bark- ere yaptığı — beyanatta bitaraflık meselesinin hâlâ — tetkik mevzuu olduğunu ve bu hususta köngre taralından hiç bir karar v rilmemiş olduğunu tasrih eylemiş Siyasi mahfillere göre, bu beyanat kongrenin süratle dağılmıyacağına işarettir, zira Barkley bitaraflık me- selesi halledilmeden koöngrenin da- gaZ ngton, 18 (A.A.) — Riyazeti. cumhur sarayında yapılan bir top- lantıdan sonra ayan meclisi demok- dememişti. Bu suretle iki gemi ara- sında cereyan eden ve her iki gemiyi karşıladı. PFakat — henüz hayretten kurtulmamış olan kaptan : — Allah Allah. Bu nasıl bir iştir. — Yalan söylemiyorum kaptanım. Gemimiz deniz sathına çıkıyor. Marijyak kendi göziyle vaziyeti tesbit ettikten sonra tulumba mo- törünün bulunduğu yere dönerek: — Motörü derhal durdusunuz. Ve herkes mevki re dkkat ediniz. Emrini verdi. n bilhassa torpille- Maamafih bütün bunlardan evvel y-|denizaltı gemimizin kazaya uğrama- siyle neticelenen müsademenin cere- yan şeklini tetkik etmek lâzimdır: Alman filosunun imparator torpi- to müuhribi Zita torpito muhribiyle yanyans ilerliyorlardı. Denizaltı ge- bulunduğu en yakın olan Zita torpitosunun süvarisi teloskopu- muzu gecenin karanlık örtüsü içinde görmemiştir. Ayni zamanda Marlj- yak ta yukarıda zikretti; | | feci bir vaziyete sokan müszademe vükubulmuştu. Denizaltı gemimizi rahnedar eden bü müsademeden Zita gemisinin ka- rinesi de oldukça hasara uğramış, gemi feci bir vaziyete düşmüştü. Ni- tekim Zita torpitosu —Alman filasu kumazndanlığından aldığı emir üzeri ne karargâhına dönmek mecburiye. tinde kalmıştır. Ayni zamanda imparator başta olmak üzere bir torpito daha den zin o semtini tarassut etmek emrini almışlardı. Vaterland zırhlısı ise di- ger iki torpitonun himayesi altma girerek bütün süratiyle açık deniz- lere doğru açılmıştı. Şu hale göre düşman denizaltı gemisini keşfetmek ve batırmak üzere ik; Alman torpl- tosu müsademe mahallini tarassut altıha almış bulunuyordu, Maamafih — imparator torpitosu, demokrat gruplarının reisleri de ha- kongresi Bitarafırk kanununun tadili hak- ar vermeden dağılmıyacaktır rat liderj Barkley, kongrenin bitara» hk kanunu hakkında bir karar ver. meden tatil yapmıyacağını beyan et. miştir. Göbels Yakında Venediğe gidece' Münih, 18 (Radş unmakta olan ita) ) — Burada bu. propaganda na- zi Dinö Alfiyeri ile doktor Göbels arasında Viyanada başlamış olan si- |nema vesair propagandalar hakkın- daki müzakerelere bugün devam o. lunmuştur. Göbelsin, yakında Vene- diğe gideceği ve bu müzakerelerin" oruda bir itilâfnaâameye bağlanacağı söyleniyor. gul oluyordu. Her iki gemi süvarisi. nİn ümidi üzerine toplar, şüphe edi- len yerlere çevrilmişti. Fakat dür- binlerle aramılan teleskop bir türlü izini göstermiyordu. Alman torpito- larının bu taharriyatı üç saatten faz- la devam ett'ği halde bir netice ver- Medi. Fransız denizaltı gemisi daha ev- vel yazdığımız gibi uğradığı avaryu- |dan sonra denizin dibjine — yapışmış | kalmıştı. Deniz sathma çıkmak ümit- leri kalmamış gibi idi. Gece yarısından üç saat sonra im- parator torpilosunun süva: | 5 Köprü- |de dolaşırken geminin iskele tarafın- |dan tahminen 300 metre bir mesafo- de mehtabin ziyası altımda muazzam ve siyah bir vücudun denizin sathıma doğru çıktığını gördü. Düşman torpi. ,;toları derhül safıharb vaziyetinda gibi idiler. Ve istimal ettikleri seri ateşli toplarla birkaç saniy2 içinde ortalığı müthiş bir mahşere çevirdi- gimiz gibi muhribiyle berabe rbir millik bir çev ler.. ğer geminin mevcudiyetini keşfe- re içinde bayhuda taharriyatla meş-| — Devam edecek—