çi :ıinnı doğrudan doğruya cevap ver- (BAHHBE 5 , Dişünmeden ser — güzeşte atılma! Hiıtier bu sözü tutacak mı? Hiç şüphe yok ki, bugün dünya: ktası Danziğdir. Çünkü orada olup bi! meydan- dadır. Fakat Hitler Danzigde bir is- tilâ tabiyesi kullanmıyor. Ve şüphe- “ giz kullanrmyacaktır da.. Şehirdeki nufusun ekserisi Al - man olduğundan Danzig senatosu sa dete, ve pek basit bir şekilde Alman- yaya bağlantnak istiyecek ve bağla- — niyorda.. Lehliler buna mani ölmiya — mecbür olacaklardır. Çünkü Danzig olmadı mı Lehistan boğulmuş de -| mektir. Lohistana İngiltera ve Fran- sa yardımcı çıkacaklardır. Esasen bu yardım, Lehlilere pek ihtişamlı bir! — gekilde vadedilmniştir. le görünüyor ki, Hitler işin; böyle olacağına kanaât getirmedi. Fa kat aldanıyor. İşte bundan dolayıdır | ki, başvekil Daladiye, bugünkü va-| ziyetin fevkalâde tehlikeli olduğunu — söyledi. İngiltere, Danzigi Almanyaya — ilhak e&mek için bulunan, ve huku- — ki zevahiri hazırlanmiş olan vasita- ları, kati olarak kabul etmemeğe ka- rar vermiştir. Danzigi almak demek, bütün Le- — histanı almak demektir. Çünkü Le- — histan Danzigsiz yaşıyamaz. Bina - znaleyh buna mani olmalıyız. Hile' il:;'ız saçmasapan sözlere aldırmama-, Vinatan Çörçil Hitlere: — Düşünmeden sergüzeşte atıl - ma, Dedi. Hitler, İngiliz devlet adami- hin bu nasihatını tutacak mı? Eğer Jngiltere ile Fransanın kararları sar- sılmaz derecede kati olduğuna kana- at getirirse, Hitler o zaman bu nasi- hati tutar. Hitler, kendisini aldatmakla isti- hdıeqm"în ı:den l:gıçnk adamlardan malümat alıyor. Doğrudan doğruya, haber âlıyor, diyorlar. Fakat İlıunı zor inanılır. Çünkü Hitler bir çok de- falar İngiliz ve Fransız devlet adam- Mütecavizin cesaretini kırarak | tehlikeyi uzaklaştıracak bir tek şey yarsa, o da, kararımızın açık ve göz- le görülebilecek şekilde olmasıdır. L. İntransigeant Bir kaç haftadanberidir ki, Danzig tle thîııııı sahil boyu için tehlike ve ıel;âî eaıîıh lıiB mahiyet almıştır. mafih, Danzig meselesi i bir î;. dabkliçe .: Ka a Mernel işgal edildiği günler- de Almanya Danzigi Lehistandan zarla almak niyetinde idi. O günler- de, Almanya, cebirle hareketten vaz ı.eçmediğini ve Danzigi işgal edece- ğıni Lehistana açıkça hissettirmişti. 1934 de yapılan Alman - Leh anlaş: masının bir taraflı olarak feshinden n bııl(:hmııu çıkııı:nh.mıız. Mayısın sonlarına doğru çıkan hâdiseler, Danzig nasyonal - sosya- Kistleriyle Lehler arasında çıkan <an- laşmazlığa» Almanyanın silâhla mü- dahalesi için bir vesile olacaktı. An- cak şunu da teslim etmek lâzımdır ki, Leh hükümeti bu meselede çok :fı-â:ı.ıku ılı:niniı.kl..h hüktime| memurlarına karşı yapılan tahriklerden dolayı Danzig ıenıı;ıu-l nu mesul tutuyor ve oradaki Alman ajanlarının işine gelmiyen Lehli güm ı'.Gk memurlarını geri almayı reddet- ti. Leh hükümeti, Danzigdeki hâkla- rından feragat etmek niyetinde ol- madığını açıkça bildirdi. Beklenildiği gibi Lehlilerin verdik leri cevap ne Danzig senatosunu ve ne de asıl onun efendisi olan nasyo- nal - sosyalist Almanyayı tatmin et- medi. Danzigdeki tahriklere devam edilmekte olduğu gibi, bir çok şube- leri s#on zamanlarda şarkt Prusyadan getirilen «turist> lere adam akıllı takviye edilen S. A, kıtaları zorba- hk hareketlerinin arkasını kesmemek tedir. Direktif alması için geçenlerde Hitler tarafından davet edilen Dan-| Zig nasyonal - sosyalist lideri, Leh gazetelerinin yazdığına göre, müte- madiyen kargaşalıklar çıkarmak, asa yişi bozmak ve etrafı velveleye ver- mek için emir almıştır. Novosti gazetesine göre Türk - Ingiliz askertmü- zakerelerinin esasları Türkiyede tavyare cak, Süveyş müdafaası bize bırakılacakmış («Navösti> » Zagreb, 80-6-989) gazetesinde Londradan çekilen bir telgrafta şu haber verilmektedir: «İnxgiltere ve Türkiye genel kur- mayları arasında Londrâ ve Ankâra- da yapılan müzakereler, tatbik edil- mesi mutasavver bulunan plân içi Sovyetlerin dahi iştiraki behemehi lâzim olduğunu göstermişlerdir. Genelkurmaylar arasındaki mü- zakorelerin neticelenmesini müt! kıp Rusya ile dahi müzakereler baş- hyacaktır. İngiltere ve Türkiye genelkurmay, ları arasındaki müzakereler netice- sinde hasıl olan anlaşma iki kısım. , dan ibarettir, 1 — Türkiye, Fransa birlikte Türkiyede büyük bir tay» yare endüstrisi tesis edecektir. Tür-| vare * dX'( kiye, Framsa ve İngiltere ta; vetleri için Türkiye toprakla: tica yerleri inşasını müsaade edecek- tir, Fransa ve Büyük Britanya harp ÇANAWUUI endüstirisi kurula- hâlinde kendi sahilleriyle deniz yo- lyle kesilmesi ihtimalini dikkat na- garinda bulundürmak mecbüriyetin- de olduklarından her $eyden evve! depolar ve ambarlar tesisi icap et- mektedir. Bunün için Hgiltere ve insa daha şimdiden ambarlar te: Si mecburiyetinde bulunmaktadır. lar. | ÇİMDİKLER Bir.cevap münasğebetiyle Bizim - Örhan Rahminin, Pazar nüsharızda, bir İtalyan gazetesine cevabı vafdı. İtalyan ve levantinler Karşıyaka kahvelerinde oturmuş, bu makâleyi ökuyor ve könuşuyarlardı. | Bazıları kızarıyor, kızıyor ve ho- murdana horsurdana bir şeyler sö: Tüyorlardı. İçlerinde bazıları da gü- Küyordu. Bu gülenler, Rumlar, Fran- sızlar, hakikatte diğerleri ile beraber topyekün levantinlerdi.. Bizdeki İ- talyanların milliyotperverlikleri, ta- t Üzerine mücesestir. Hapsi de tatlısu frengi cinsinden, acem kırma- s1 gibidirler. Ekseriya Fransızca ve Rumca konuşurlar. Bir İtalyan bana aynen şunları söy £ — Boğuzlardan Süevyşe kadar olan kara yolunun ve Arap dünya.; sının emniyeti, ingiliz ve Fransa kı- taatının (; 1 ile, Türkiyeye bıra- |kılacaktır. Türkiye Fransa ve ingi!- tereye boğazlardan Karadenize kgir- mek müsaadesini verecektir. Fakat, büuna Soövyetlerin rızasının dahi inzi- |mamı Jâzım geldiğinden bu husus ve İngiltere | Türk fından henüz tamamen kabul e değildir. Fransa, İn- giltere ve Sovyetler arasında kal paktıp İmzasindan sonra Fransa ve ng'ltere filolarının boğazlardan Ka € mürurlarını temin edilmiş ad olansı Mihver propagan- da faaliyeti Balkan'ar ve Arap hik üzerinde çalı- şacaklar! Bayan B. Tabouis yukarıdaki ser- levha <ında «Ocuvre> de aşağıdaki müfalenları ileri sürmektedir: «Mihver propagandası hakkında akdolunacak könferana için hazırlıklar yapılması hususunda e- mirler verilmiştir. Bu konferans önü- müzdeki hafta zarfında — Viyanuda toplanacaktır. Bu konferansta Müs- lümanlıktan ve Araplıktan dahsedile cektir. Konferansa Almanya hariciye nezaretinin Gobbelse mensup servis- lerin, müslümanhık âleminde propa- ganda servisinin ve Gestâponun Sü- riye ve Türkiyede istihbarat servisle. rinin istihbaratçıları iştirak edecek- lerdir, Bunlara italyan propaganda — ve hariciye nezaretlerine O. V. R, A. teşkilâtına mensup olup ayni vazife- lerle muvazzaf olünlar dahı ilüve o- lunmalıdırla; Bu konferans Balkanlardaki yeni vaziyetten ve Hatayın Fransa tara- fiındam torkolunmasından Alman propagandasından ne suretle istila. de edeceği meselesi ile meşgül ola- caktır. Konferansın nihal gayesine gelin- ce: Alınan baberlere göre Hitler konferansta, Arap dünyasının ve mücadele etmoğe hazır ın demakrasilere karşı seferber haline getirilmesi hususun- da bir karar almalıdır. Berlin, bugün Kont Çiano ve Mus- solini tarafından kabul edilecek ©- lan İbrissuud mümessilinin Romayı ziyareti — gişirmektedir. Mussolini ve Ciano İsmissuudun — mümessiline, Hitlerin valdlerine müşabih valdler. de bulunacaklardır. Hitler ibnlssu - udun mümeesili ile Arabistana pro- paganda malzemes; gönderilmesi me selesini aydınlatmıştır.» direktifleri hakkiyle yerine getirmek tedirler. Lehlilere yapılmakta olan baskınlar devam ediyor. Danzigi Le- histandan ayırmak için yapılan ha- zırlıklara da devam ediliyor. Nasyo- nal - sosyalist Almanyasının tanın - mış — mümessillerinin — iştirakiyle yapılan « Alman kültür hafta- sı > hakikatte Lehler aleyhinde büyük bir kampanyadan başka bir şey değildir. Bu kültür haftasının a- na parolası «Danzig bir Alman şeh- ridir> cümlesidir. Danzigde vaziyet yalnız mahalli bir ehemmiyette değildir. Danzig- DBanzlodaki S. A. manmınları bu den fazla şeyler bahis mevzuudur. büyli| Çanakkalenin nüdafaası Bir Frans:z gazete: sinin verdiği haber! Atinadan (ejourhal! d Paris, 1-7-939) bir telgrafta Çanakkı n Si hakkında aşağıdüki taf: mektadir: Türkiyo mönabilodan alınan malü- mata göre Ça , İstanbul ve te? tanbul boğazı mah süş olmak; üzere yakında — inşasına başalanacak olan müdafaa hatlı Geli boludan başlıyarak Çanakkalayle da yanacaktır. Bu hat üzerinde meşhur Çatalca istihkâmları bulunmaktadır. Askeri bakımdan bu hat büyük bir ehemmiyeti haladir. Bu hat Gelibo- laya hükim olan yayla ve yollara, is tanbul ovalarına ve istanbul boğazı- na hâkimdir. Verik Kosova muhare- besinin yıldö- nümünde! Tarihi hakikatlara beklenmiyen bir tecavüz! Belgrad gazeteleri, 28 haziran tarihine tesadüf eden Kosova muha- rebesinin yıl dönümünün 550 inci senesini fevkalâde neşriyat ile te- sit etmektedirler. Gazetelerde okunan tafsilâta göre Kosova meydan muharebesinin vaki olduğu ovada yüz bin kişinin iştira- kiyle büyük merasim ve geçit resmi yapılmıştır. Bu merasim münasaba- tiyle yapılan neşriyat arasında ePoli- tika» gazetesinin 28 haziran tarihli sayısında çıkan bir başmakalede şöy-! le denilmektedir: «... Kosova muharebesinin vukuu anına kadar milletin meçhulü olan müstevli Türk, her müstevli gibi, iyi hareket etmemiştir. Türkler uzaklar- dan gelmiş, çadırları ovalara dikmiş, hem hayata, hem de namusa tecavüz etmiş, en büyük mukaddesata ve kıymetlere saldırmıştır. Fakat, belki de Türk, o i günahlarımızın neticesi olarak tarafı ilâhiden musal- lat olmuş bir kırbaç idi.» Gözenlerde Berliha gilip REbeni * ropla görüşen milletler cemiyeti Dan zig komiseri Burghartd, ingiliz ga- zetecilezine verdiği beyanatta, Dapı zig Mmeselesinin «serbest şehrin he- dudlarını çok aşmaktar — olduğunu lemişti: «— Birz, karnımızın doyduğu yeri| biliriz. Faşist palavralarına bakarak, bazı şaşkınlar bir hülyaya kapılsa - Tar bile, aklı başında olanlarımız, bi- ze müsafirperverlik gösteren, ekme- #i, saadeti, güneşi, nimeti, işi, raha- tı, hürriyeti bol olan bu memleket- te, zevkimiz, hayatımız ve midemiz- den başka hiç bir şeyle alâkadar ol- mayız, Bugün Türk tabiiyeti vesika- 1 versinler, bir yığın İtalyan, bu vesikayı almağa hazırdırlar.» Daha geçenlerde de, bir İtalyan aekeri, Türkiyeye kaçıp geldi, — İtalyada açlık -diyordu- Ümit- tizlik, gösteriş arkasında derin bir korku ve ıstırap var. Halk, yavaş ya- vaş hayvan eti yemoeğe başladı. Önu da bulabilen kend'sini bahtiyar ad- lediyor. Ben, Habeşistan harbine de tirak ettim. Kahraman milislerimi: » Habeş askerlerini görünce ge- irdikleri dehşet ve korkuyu görsey- diniz, kahkahalarla gülerdiniz. Dün, kahvede bir zat anlattıt «Antalyada bir kunduracı çırağı; kendi sanatında kullandığı bıçaklea ekiz silâhlı İtalyan neferini kaçırt- muş. Yürek mi dediniz, sralatıda bujunmaz. Trablusgarp harbinde Şeyh Sünu i elli bin askerle koskoca — İtalyan ordusunu berbad etmişti. H vâlâ İtalyanlar, Habeşistanın iç ta- "aflarına gidemediler. Hatta, Trab. usgarpta bile vaziyet böyle.. Vaktiyle İtalyan makarnası meş- hurdu. Şimdi onun yerini palavrası xldı. Durup dürürken bize çatmaları, bize ancak içkilli bir nesneyi hatır. latır. İtalya, tarihi, siyaseti, kuvvet! ve herşeyi ile mademki şu bizim bil diğimiz, gördüğümüz İtalyadır. Ka- iemimiz de, kılıcımız da daima ve dz. ma onlarınkinden üstün olacaktır. Kunduracı biçağıyle mavzorli 8 İtalyanı kovalıyan bir Türk, eline slâhinı alınca, şüphesi seksen ianesini kovalar. Hele aşıkları atmak samanı, bir gelsin!. ilâmaşallah, v “ŞİMDIK Holivud bu yaz ..» Paris'e taşındı — Baştarafı Gmcı sahifçede — gene kendizini tamtmadan dolaştı. Bir bara girdi, Bir genç kızı dansa davet etti. Beraber dans ederlerken genç kız yıldıza baktı ve: — Keri Grana ne kadar çok ben- ziyorsunuz, dedi. —Ben Keri Granım, Kız yıldıza şaşkin şaşkın baktı ve sonra haykırdı: — Hadi oradan yalancı! Liontor Bakteryolog A. Kemal Tonay Bulaşıci, salgın — hastalıklar Mütehamısı (Verem ve saire ) Telefon: 4115 söylemiştir. Dava, Lehistanın parçalanmasını hazırlamaktır. Moskovada çıkan Doyçe Saytungdan T ı' ir gazetesinden anzig macerası- 3 Alman zabitleri İtalyan" ları kontrol ediyorlar Par.*Do nın iÇç 11 Temmuz 1939 SALI uzu Bu günlerde serbest şehzin- dıvarların- dan garip şeyler sızıyot Londra, Berline kat'i ve Meşru bir teklifi havi bir memorandam verdi.. İngiliz hükümeti —Almanyanın iktı- sadi vazıyetini düzeltmek, hatta ye- af bir deniz paktı kararlaşlırmak içlü derhal müzakereye hâzır oldu- #ünu gösteriyor. Yalnız evelemirde bazı şartların bulunması lâzımdır. Bunlar öyle şartlardır ki, bugün mü- tekabil itimadin tesisi için bunlara çok Jüzura vardır. Berlin ne cevap veriyor? Berlin buna kızıyor..> Berlin buna üç homurtu ile cevap verdi. Evet, ingiliz memorandomu, Ver- say «dikta>sının yıldönümüne tesar düf eden bir günde verildi. Bu neza- ketli bir hareket değildi. Sonra, bu muhtira, deniz paktı me- nin lâyık olduğu bütün ehem- etne uygun gelmiyordu. Hatta Alman resmi kazetesi Voel- Xisher Beobahter bu ingiliz notasını bir nevi tahrik gibi telâkki otti. Çünkü bu, Almanyanın yüzde yüz <etd gi şeyi meyzuubahs etmiyordu. Alman metalibatı o haldedir ki, yunu bütün dünya isterse, bu Hene lmaz! Naziopal Zeltung guzetesi ingilte- * ÜU Fransaya, boyuna — Yugoslav vağdayını, Romen petrolünü satın al- likları için sitem ediyor. — Siz bizim hayati sahamıza teca- Almanlar o kadar ileri gidiyor. Ar. ik pazara gitmek içih de hâk yok., Yoksa, nihayet bütün orta Avrupa Hdudtlarına: <«Hususf av mahalli» Üye levhalar mi asacaklar?. Alman plânı esasen çok sarih. Almanya, Romanyanın buğdayını, etrolünü yalnız kendisi âlsın, ona âzim olan sinai istihsalâtı gene yal- 13 kendişi vemsin| «Hem müşteri, hem müstahsil!> İki taraftün da kazanç. Oradan da elini, o diğer memleketlerin pek Iyi tanıdığı hami elini, Bükreşe uzatâ- cak. Hayati saha hazariyesi evvelâ, o sahada oturanları köle etmekten iba. rettir. Bütün bunlar da gösterir ki, Lon- dra ile Berlin arasında kolay kolay müzakere olmaz, Çünkü ikisi de ay- f dilden konuşuyor. Londraâ iktısadi ittifak teklif edi. »yor, Berlin, devletlerin kendi etrafm- da dönmelerini, kendisine tâbi olma. larını tahayyül ediyor, Londra Berlinle beraber - «çalış. Mmak» istiyor, Berl'n şu dünyada ne varsa kendisinin olmasını, — istiyor. Her şeyi kendi malı telâkki ediyar. Fransızca ve ingilizce: «Dünyanın işb.rliği» deniyor, Almanca «Avrupa- İda tefeyvuk» diye cevap veriliyor. | Bundan kurtulamıyacağız! Alman nazileri Danzigyten vâzgeç. miyor. Bugünlerde serbest şehrih d- varları arasından garip bir şayler sı- zıyor, Orada silâh kaçakçıları tekâ- sÜZ etmiş bir halde. D ğer taraftan, Almanyanın, ha- Fiçte çalışan 15.000 Alman uşağını İçağıracağı söylen'yor. Anlaşılan bu âtemi efrat, Siegfried hattına Vveya şark hudutlarına gönderilecek. Bun- lar, oraya geçenlerde kütle halinde gönderilmiş olan Aşcı ve berber gan onlarına iltih cekler? Buü böyle olurken, Alman Zabitleri Alp hudutları üzerinde italyan ordu: sünun manevralarıni takip (yahud köntrol) ediyorlar. Bütün bunlar, şüphe yok ki bize tesir yapmak için yapılıyor. Biz, bütün bir dikkatle bakıyoruz, fakat ne soğukkanlılığımızı, ne kara- Timizı ve hatta ne de ümidimizi kay. bediyoruz... k n & Patis . Sotr —— ———OOYruna İngiliz fudbol kafile reisinin Türkive hakkında kaydettiği intibalar Bundan bir müddet evvel bir ingi- Vz futbol takımının İstanbul ve An- ve burada bir kaç maç yaptığını hatırlarsınız. Middleseks Wandesers ismini taşı- yan bu kulübün reisi Bav H. G, Ala- way burada iki maç esnasırda ingi- Vzce hitabelerde bulunmuş, Lunlar- Ja karşıilaşan kulüplerin oyunların - dan olduğu kadar ingiliz. Türk genç leri arasında başlıyan dostluğu da tebarüz ettirmişti. Ayni zat, Taymis garzetesinde İn- giliz - Türk dostluğundun ve momle- ketimizin üzerinde bıraktığı intiba- lardan bahseden bir mektup gönder- miştir, Taymisin 1 temmuz taırihli sayı- sında çıkan bu mektupta deniliyor ki: « Middelesks takımı ile Türkiye- den Londraya şimdi avdet ottim. Türkiyeyi ilk defa ziyarat edon ingi- liz takımı biziz. < Buradan getirdiğim — intiLaların başlıcası Türklerin ingiltareyo ve in- giliz milletine karşı çok hazaretli dostlük besledikleridir. Pu dostluk yalnız İngiliz - Türk paktından ileri zelmiyor. Türkiye efkârı umumiye- sindeki bu dottluk duygusu pakta te- kaddüm eden zamanlarda dahi mev-| euddu. Şüphesiz misakın akdi ile bu duygu ziyadesi İle artruıştır. Her Türk bize karşı misafirperverliğin ”n haddini gösterdi, Nereye gittik- se söylenen nutukların mlütebariz moktası, İki memleket aramında sıkı bir rabıta tesisi arzusu olmuştur. Tabil biz en ziyade ziyaretimizin spor cihetile alâkadar olduk ve pek çabuk öğrendik ki, futbolde <Türk- ler oyunlarını ingiliz usulünde inki- ŞAf ettirmeyi ziyadesiyle arzü edi « yorlar.> Maahaza Türk hayatının diğer €ihetlerinden bir çoğunu da müşa- hede ve tetkik etmiye fırsat bulduk. İngilizce konuşan Türkl bekle- diğimizden daha çok olduğunu gör- dük. Türkiye mekteblerinde ecnebi bir dil öğrenmek mecburidir, Öğren- diğimize göre talebenin çoğu ingiliz. ceyi tercih etmektedir. Bir çok iş a« damları ve meslek sahipleri Ingiliz. ceyi hüsusi surette öğreniyorlar. Son bir kâç sene içinde Türkiye Çok de- Kişmiştir. Bir kaç sene kadar Türkiye şimdi. kinden daha mühim bir endüstri ve fabrika memleketi olacaktır. Cum- huriyetin her târafından muazzam yeni fabrikalât kurulmaktadır. Türkiyenin binya ve fabrikaya ih- tiyacı büyük olduğundan ingiliz en- düstrisi için Durada mühim fırsatlar vardır. Türkiyenin bina ve fabrikaya ih- lerinde samimidirler, Yeni endüstri tesisatından bir çoğu ingiliz firmala- * rı tarafından temin edilmiştir. Türk- lerin gösterdiği bu dostane hlssiya- tan karşısında ingiltere ile sanâyi ra- bitası bir kat daha kuyvetlendirile- bilir. İngiliz iş mücsseselerin; 1âzım ge- Jen makamlarla sıkı temasa getir » mek için icap eden tedbirlerin alın- masında ihmal gösterilmiyecektir. — Devamı 10 nuncu sahifede —