9 Temmuz 1939 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2

9 Temmuz 1939 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TSANIFEZ ) — ğ .. .( | ino Kossi; büyük vals BAHRİ SAVCI — Bıktım bu Tino Roasi ve büyük valsten sakin mahallelerimizin hava: #ını akoztsuz gramofon çığlıklariyle yırtan bu erkek şarkıcının kemik, gesi ve bu valsin artık sıkan nağmeleri kulaklarımıza bir ipti “zal girdabı halinde doluyor. © Şehrin içinde, artık yorgun başımızı dinlendirecek bir köşe bulamaz- sınız. Pencerenizde, bir haf'f rüzgür kımıldanışma hasışt beklerkan, — sözlü imtihandam dönen bir gencin köşe başını dolanan ebüyük valas i İle yüzünüz kavrularak geri çekilirsiniz. $ Gazeteniz'n üzerine kapanan başınızı en nefratli hir silkinişle titreten #ey, komşunuzun hizmetçis'nin dudaklarından yayvan bir üslünla dökü- — len «büyük valas teraposudur. Bu tamponun sarsak adımlarla havalanan ahenginden kurtulmak için kond'nizi karşı taraftaki adaya atarsınız, Fa- kat orada da karşıki evin radyosundan fırlayıp üzerinize hücum eden bir «Tino Rosmiş ilo karşılaşırsınız; Bu ne yaman bir şarkçıcı, bu me harikulâde bir heste imiş?.. Dört ya. şındaki bebekten ergenlik rüyaları gören gence, taçlarına ak düşmüş ol« — gun adama kadar herkes bu şarkıcı ve bu beste nasıl sarab'liyor? Dü- Ggümdüz ve irtifasız bir uzanışla esir dalgalarını aşıp gelen Tino Resa'nin |dişi ğesinde nasıl Biy sibrin sanat caz'hasi gizli? Meşhur Viyanalı boste- kârım valsindeki hangi kuvvet oru halk kütleleri içine bu kadar yaya- bil'yar? Haydi efendim... Onları halkın zevkine musallat eden nokta onlar- /— daki bir san'at kuvveti değildir. Şu bebek, vahsin ne olduğunu b'le bil- mez. Fakat onun su gibi akan güzel çocuk sesi Strausun zavallılaşan bes- tes'ni ağzından dışarıya çıkarabilmek için çırpınmak ta, ezilip büzülmek- te ve kıvranmaktadır. Çünkü o; ablasını, ağasını, anasını takl'd etmekte- /— dir. Şu kasap çırağı, şu çamaşırcının oğlu Tino Rossinin hangi dil ile garkı söylediğini bile bilmoz. Fakat onlar da et götürdükleri, çamaşk — Fini Şıkadıkları evin radyosunda ve ev'n genç kızının ağzında düy- dukları şarkıları, anları taklid ederek söylemeğe çahalamaktadırlar. Şu lise talehesi, şu kollejli o şarkıcının sesini ve o bestenin dalga dalga açılıp ve yükselen sahibinin bir bükümünü düyduğu zaman; — aahibi'nin ayak tıpırtismı duyan bir Arap atı gibi kulaklarını neden /— dikiyor? Çünkü o, bu seste ve bu bestede, bir sinema karanlığında — halk ettiği, kurduğu Bir rüya ve macera yaşamak arzütünü uyahndıran — sapık hir toedai imkânını buluyar ve kendi söylüyar, radyosuna haykır. — tiyor, grambfonuna cırlatıyor. Bütün bu ses girdapları da b'ribirine — karışarak sükünu ve diğer bütün tatlı seslori ezerok, eriterek, sâmüre- vek kulaklarımıza eritilmiş kurşun ağırlığı ile doluyor. — Straus yıllarca evvel ölmüş.. Fakat büyük vala filminden beni meş- hur bestesinin nasıl bir #ptizale uğradığını görse idi en derin bir hüz- mün pişmanlığına düşerdi. Her halde, şimdi san'atkâr ruhu bu valsin — ehenginden çok, daha başka bir hıçkırık titreyişiyle ağlamaktadır. Tino Rossiye gelince: Eğer bu adam hakiki bir san'atkâr ise kendi b İ şarkılarının ve sesinin yuvarlandığı İptizal uçurumunu görmüştür ve — *na ağlamaktadır. /— Bir İtalyan varak- — paresine cevap: itürür, kârvan yürür — Baştarafı 1 inci sahifeda — Resto del Carlina sâminda Bir İtalyan paçavram, Türk - Fransız anlaşması hakkında bir makale neşretmiş. Biz, her devirde onların düşmanı olmuşuz ve bu kahramanlardan (!) her zaman gdarbe yomişiz. Biz; hain, yalancı ve tenbel imişiz. Dahası varı , Sulh zamanında fena bir dost harp zamanında dâa telilikeli bir mütte- £k olurmuşuz. Türkiyenin seri bir mağlübiyeti, müttefiklerimiz üzerin- de mühim bir darbe teşkil edermiş.. İtalyan ceridei feridesi, bütün bunlardan sönra, Fransızlara çatıyor. © kısma Fransız matbuatı cevap versin, biz gelel'm, kendi mes'elernize! " Filhakika Türkler, tarih boyunca İtalya ile sık, silk karşılaşmışlar- dır. Fakat hiç bir zaman, İtalya, eski dokalıkları ile, bizim karşımıza gşerefli ve merd bir devlet veya millet olarak çıkmamıştır. Dedelerimiz onları Adryatik ve Akdeniz sularında rahat rahat tokatlamışlar ve en eski Türk akınlarında, Roma hükümdarları, hem.- şirelerini Türk serdarına peşkeş b'le çekmişlerdir. Biz, hiç bir devirde İtalyayı merd bir düşman olarak tanımak te- mezzülünde bulunmadık. Eğer bize Trablus Garptan bahşetmek isti- yorların gaf yapmış oluyorlar. Çünkü İtalya, Trahlasa taarruzundan bir gün evvel, Osmanlı devletinin Roma elçisine ziyafet verip doşt- Tuktan bahsetmiş, Osmanlı padişahı sıhhatine ve saadetine kadehler kaldırmış ve elçi paşa, bir taraftan bunu mabeyne bildirirken, diğer taraftan da İtalyan dananması Trablus şahiller'ne asker çıkarmağa başlamıştır. * Ne merd millettir şu İtalyanlar, ne kahraman millettir doğrusu; değil mi? Aşağı yukarı o devirde ilâmı harpsiz, yani kancıkıça vukubulan ilk taarruz hâd'sesi, budur. Trablustaki bir avuç Türk kahramanı, yerli harbine hazırlanmış kahraman (!) İtalyan ordusu, yalınayak, eli kı- lıçlı Habeş asker' karşısında tutunamayınca, yerli askariler toplana- olanların (yerli askarilerin) yürek ve bilek kuvveti ile kazanıldı.. Evet, kabramandırları Ummumi harpte İzcazo muharebelerini verdiler ve aakeri tarih'n bir ' Şehir Dahili haberi E - Şimal memleke | ae —| racat Tuna yoluyla olacak|Çamdibi cinayeti Almanlar bu hatta-şilep işletecekler M zaman v& navlondan istifade edilecek Sehrimizdeki alâkadarlara geleni Alâkadarların kanaatine göre, bu g nasıl işlenmişti? Vahidin muhake- mesne başlandı Bir ay evvel Kemalpaşanın Çam Malümata göre, Alman hükümeti|yeni hat, gerek navlün ve gerekse|dibi-mevkünde Rifat isminde bir memlekeimizden yapmakta bulun - ir zamandan çok kârk olacaktır. İzm genci öldüren Vahidin muhakeme duğu ithalâtı bundan böyle — Tunajlimanından Tuna yolu ile şimal mem|sine şehrimiz ağırceza mahkemesin yolu ile nakletmeğe karar vermiştir. |leketlerine yapılacak ihracatta, vasa-|de başlanmıştır. Sir Alman keyeti Tuna nehti üze- ti olarak 72 saat kazanılacaktır. Tu- Dünkü celsede okunan kararname “inde tetkikler yapmış ve burada iş- |ma'yolu ile ihrorat, ancak eylül ayın-| 6, şuçlunun ve şahidlerin ifadele - etilecek şileplerle getirilecek malla-)da başlıyabilecek, navlunlarda yüz-|rinden, cinayetin şu suretle cereyan ın daha az masrafla ithal edilebilece Zi neticesine varmıştır. de on beş ile yirmi arasında ucuzluk ei AAt aNT Maarif Şürası Hazırlıklar ilerledi. Şüranın alacağı kararlara ehemmiyet veriliyor 17 temmuz pazartesi günü Anka- ada toplanacak olan maarif şürası| iştir. Maarifçiler, cek meselelere ve a- ınacak kararlara öhetamiyet atfet-i nektedirler. Şürantn kararları, maa- if jelerimizde mühim esaslar teskil decek, terbiye ve tedris sistemleri izerinde durulacaktir. Şüraya iştirak edecek İzmirli mu- sahhaslar, bu hafta içinde Ankarm-| ya hareket edeceklerdir. Maarif şü- asında tetkik edilecek yedi matbu aporün esasları şunlardır: | — Atatürkün ve İnönünün muh relif Zampanlarda maarif İşleri hak- kında söyledikleri aö: 2 — İktisad Vekâ! kadan celp ettiği mütehassısın, ik- tisadi bakımdan maazif mexeleleri hakkındaki raporu; 3 — Memleketimize gelen bey- nelmilel terbiyecilerin raporları. 4 — İlk tedrisat işleri hakkındaki rapor; 5 — Moaarif Vekâletinin istimza- cına karşı muhtelif vekâletlerden gelmiş elan raparlar; 6 — Terbiyeci ve maarifçilerimi zin mütaleaları; 7 — Dünya memleketlerinin ma arif vaziyetleri. Ayrıca ilk tedrisat müfettişler' ile meslekte ilerlemiş muallimlerir gönderdikleri raporlar tetkik edile cektir. Maarif şürasını, Maarif Vekili B Hasan Ali Yücel açacaktır. Üçok Ankara'ya |Dün Izmire bir heyet “m3 sursn Gölüsülrk ar|) #a geldi Müllt Rüme'haridinde |ç v sin dn b r yi T ÇAdç Gtasyonunun açılmış olması müna - lan takımların maç İsebetiyle meb'uslardan ve alükadar Milit küme haridinde kalan üç | lardan bir heyet tayyare ile İstanbul mıntakada yapılan maçlar nihayet-.İçe Adanaya gitmiş, İzmire de Kü - lenerek, İstanbulda Şişli - Süleyma-İşanya mebusu B. Vedid — Özgören "',"' Ankarada Harbiye; - İzmirde Afyon mebusu B. Cemal, Münaka Üçok ganipİyon olmuşlardır. Üğoki ., voxaot; Jdari müşavir ” Übeyc f:î"'a:“_ı"ı":m:'u":" Hde İÇeçen, Münakalât Vekâleti - bukuk sampiyonları İle — karşılaşacaktır. müşaviri B, Çemalden mürekkep bır. Üçek takımı, müsabakalar için ha -| zeyet gelmiş ve İzmirpalasa inmiş zırlanmış bulunmaktadır. tir, rezalet sahifesini doldurdular, Biz yalancı imişiz! Biz Türkler, yani bütün dünyanın «Meord, er- kek millet» diye andığı Türkler yalancı imişiz. Dahleden dinimize Bari müslüman olsa !.. Bugün İtalyan milleti ile yanyana yürüyen bir Alman ferdini ke nara çekip soraalar, eminim ki, müttefiklerinin bu iddialarından sıkılır ve utanır, Çünkü kubbe altında hain ve yalancı bir millet aramak lâzım gelse, İtalyanlar bu cihetten evvel allah bu şerefsizce payeyi kazan. Umumi harpte bizimle beraber, ayni cephede idiler. Ha'n ve dö- vek karakterleri kendisini gösterdi ve derhal itilâf devletleri ile birleş- Wler. Şahid olarak bizim eski, kendilerinin yeni silâh arkadaşı olan Almanyayı gösterebiliriz. Alman tarihi, İtalyan ihanetinin bu beliğ vesikasımı da yırtıp atacak değildir tabii.. Bizim merdi/'k ve kahraman- lığımızı okumak isterlerse, bom Alman, hem de İngiliz, Fransız tarih- lerine bakabilirler. Birine'si dostumuz, diğerleri dağlar gibi kuvvetle- rini Çanakkaleden geri fırlatıp denize döktüğümüz düşmanlarımızdı. Umumi harpten sonraki İngiliz, Fransız. Amerikan askeri neşriyatı meydandadır. «Türk g'bi kuvvetli, Türk gibi merd> tavsifine erişmek- ten çok uzakta kalmağa mahküm bedbaht İtalyan milleti, sulh zama- nında ne büyük, ne nocip ve asil bir millet olduğumuzu bütün dünya-, dan, harp zamanında ne yaman bir müttefik olduğumuzu da müttefiki Almanyadan sorabilirler. Eğer totaliterler saflarıma geçmiş olsaydık, aymi varakparelerin sü- tunlarında «Kahraman Türk milleti bizimle beraberdir, sırtımız yere gelmiyecektir» diye yazacaklardı. Ne yapalım ki, biz bu içi başka, dışı başka, hak'katte kof ve korkak olan İtalya ile silâh ve dava arkadaşlığı yapamazdık. Çünkü İtalyanım merdlik ve faziletini, daha geçenlerde müttefiki olan küçücük bir devleti istilâ etmesi ile tecrübeden geçirmiş- tik. rada yeni hav: Türk kuvyeti, herhangi bir mütearrızın dişlerini, çene kemikleri ile beraber parçalıyacak derecede olduğu içindir ki, İtalyanlar aç m'- deler'nin ıstırabı ile hasretini çektikleri Anadolu topraklarını bırakarak Habeşistana gitt'ler. v Gene bu kuvvete olan emniyet ve itimattandır ki, dünyanın İngiltere ve Fransa gibi iki büyük - hem de İtalya gibi değil, hak'katen büyük - iki devleti, ayni müsavi şartlarla bizimle anlaştılar.. Halep orada *se, arşın buradadır. İt Ürür, kârvan yürür. İtalyan ceridelerinin ebedi nasibi, bizim du- varlarımızın dibinde bağırmak olacaktır. Gökler bomboştur, varsın ba- iorunlar! ettiği anlaşılmıştır: Rifat, Vahit ve Ekrem adlarında üç arkadaş, geçen ayın on. birinc günü saat dört sıralarında rakı ve yiyecek alarak mesireye gidiyorlar. Bir müddet Yergediği sırasında eğ 'eniyorlar, Dönüşte de üç arkadaş yirbirlerinden ayrılıyorlar. Rifat tar gidiyor, Va> dükkâ.- bir şişe nına giriyor. Vahit bu vakı içiyor. Rifay Yukarı mahalleden — şark' öyliyerek inerken, Vahit de dük kündan çıkmış bulunuyor. Ve, Ri atın (sarı kurdelem sarı) şarkışın söylemesini kendisine Bir ima sanı yor. Saçlarının sarı olması, kendisi )i böyle bir düşünceye kaptırıyor ki arkadaş, işte bu sebebsiz anlaşa namızlıktan kavgaya tutuşuyorlar yiribirlerine giriyorlar, Vahit, bir a alık biçağını Rifata saplıyor ve onu ildürüyor. Dünkü celsede, suçlunun göster 'iği bazı müdafaa şahitlerinin cel ine karar verilmiş ve muhakemı aşka bir güne bırakılınıştır. Su şirketinin satın alınması Vekâlet tesisatın ye- üden tetkikine lüzun gördü Nafia Vekâleti, satın alınmasına karar verilen İzmir Halkapınar svu irketinin vaziyetini tedk'k ettirmek. edir. Şirketin mevcud tesisat ve em. ai gayri menkulesi — tekrar tesbit idilmekte ve kıymetlendirmekted'» Zunda, şirketin — tesislerini evvelec üymetlepdiren mühendislerin rapo ' esas tutulmaktadır. Yapılan ilk tedkiklerde, su şirke itin tesisatında müh'm noksanlık. ar bulunduğu görülmüştür. Tesisa! >ekimiş; tamirden ictinap edilmiş ve sirket İzmirin bazı semtlerine yen veslsat yapmamak için su vermemiş. ir, Su şirketinin, Vakâletle ihtilâf halinde bulunduğu 80'bin Hrahk bir. "borç mes'elesi do meveuddur. İzmir balkma iadesi lâzım geler 120 bin liralık fazla para tahakkuk « tahşil mes'elosi de mahkemededir. Su şirketj ile müzakerelerin ikin- *i kaymetlendirme raporunun tanzim ve Vekülete tevdlini mülteakip başla- ması mümkündür. Hükümetçe satın alınacak olan şirketin - belediyeye devri mukarrerdir. ——— 1.0059»—— Dünkü yangın desinde Bay Kemalin sahibi ve bay İbrahimin kiracısı bulunduğu 104 yumaralı bakkaliye dükkânından yal büyümüş ve kâmilen ahşap olan nuhitini tehlikeye düşürmüştür. İtfaiye süratle yetişmiş ve aldığı edbirlerle yangını bastırmıştır. Zarar 200 - 250 lira vaddelerinde- Tir. Dükkân sigortasızdır. Yangın dJükkânın bir köşesinde istif edilmiş slan karpitlerin üzerine gene orada ' gaz deposundan' sızmakta olan yaza, her hangi bir müşterinin fırlat- ığı sigara veya kibritten çıkmıştır. 'zet Vural, şimdiki maaşı ile Gireson weteriner müdürlüğüne tayin ı&l—! vokştir $ TEMMUZ 1939 CUMARTESİ Danz g ıhti.âli haliedilebilir —Baştarafı ©» inci sahifede — miş ve İtalya hududları dahilindeki petrol arazisinde sakin bulunan bü- tün Almanları Almanyaya naklettir. mek esaşını kabul etmiştir. Bu suret- le, hiç şüplie yak, bu mdü'öle filen ve müşbbeden ortadan külkmuş — ola- çaktır. Almanyanın veley uzak bir atiye Hid olsa da mhayet bir ihtilâf men- bar teşiği etmek ihtimali olan bu pü- rüzü radikal bir şekilde ortadan kal. dırmiya karar verdiğine dair olan bu haberleri okurken gayri ihtiyari bir fikir, bir şimşek gibi kafamızın için. de çaktı: Acaba ayni şey Danzigde de tatbik ed'lemez mü?.. Evet, niçin olmasın?. Bir nevi mübadele alan bu fikir evvelemirde bizimle Yunanistan arasında tatbik #dilmiş ve “ki memleket arasında bu- günkü ittifaka müncer olan itilâfla- rın temel taçını teşkil etmişti. Bugün ayni usulün Tirol'de tatbiki düşünü- lüyor. Eğer kuvveden file çıkarsa bu- 'nun sulh nâmına çak İy? birşey olaca. ğını tahmin etmek mümkündür. Ayni Danzig Almanların ibda ettikleri 'abir vechile Polonyanın «Hayat sa- hasi> sma dahildir; Hattâ yegüne hâyat sahasıdır. Bu hükümet istiklâ- 'inden ve mevcudiyetinden feragate karâr vermedikçe Danzigde şimdiki serbest şehir idaresim'n devaramı ta- €p etmekten vazgoçmiyecektir. Di- Ber tarafta şehirde bir Alman ekse- riyeti mevcud oldukça, hühassa ona malikiyetle Polonyaya tahakküm et. mek imkânını da düşünerek, Alman- yada Danzig'n kendisine ilhakı lâ- zım geldiğini iddia etmekten fari olmuyacaktır. Şu halde bugün değil- s€ yarın sırf bir tek şehrin ciheti ai- diyetini veya #dare tarzını tayin yü- zünden yalaız Almanya ile Polonya arasında değil, fakat muhakkak ki bir harp zuhur etmek ihtimali her zg- man iç'n mevcud kalacaktır. ün dünyaya ber vesile ile ve yer hutkunda Almanyanın sulh arzu- sundan, kimse ile harp etmek isteme- diğinden bol bol bahsetmiş olan Bay Hitler Almanyanın bu arzusunun sa- mimiyetine en canlı, en maddi ve en Keayri kabili red bir delil vermek iste. mez mi? Yani biç şüphesiz Polonya- nın da memnuniyetle haşka bir ta- raftan Almanyaya terketmiye kolay. "ikla muvafakat edeceği bir araziye Danzig Almanlarını nakletti hülâşa Polonya /e Danzig arasında bir mübadele yapılmasına muvafa- kat etmek suretiyle bu dikenli ve ze. hirli mes'elenin herkesi tatmin ede. sek en radikal bir şekilde halledil- mesine delâlet edemez mi?. İşte b'r fikir ki, kat'iyetle eminiz, Eğer Almanya tarafından hüsnüni- yetle kabul edilirşe yalnız Danzig ih- tilâfının balli ile kalmıyacak, fakat Almanların sulh arzularına maddi bir delil vermiş alacağı için Avrupa- da aylardanberi devam etmekte olan zehirk ttimadsızlık bavasının dağıl. masına ve hiç şüphesiz Almanların ileri sürebilecekleri müstemleke ve sağre gibi meşvu bir takım talapleri- nin de kolaylıkla tatmin edilmes'ne en müsaid bir zemin hazırlamış ola- caktır. HAMDİ NÜZHET ÇANÇAR ——— Karşıyaka nahiye müdürlü ğü Karşıyaka Orhiye müdürü B. İb- rahim Nebi, Ermenak kazası kayma- kamlığına tayin edilmiştir. Vilâyet malyet memürü B. Mactd de, 'stajını ikmâal etmek üzere Karşıyaka nahi- ye müdürtüğüne tayin olunmuştur. aA DU Taşla yaralamış İkiçeşmelikte Park otelinde bir vak'a geçmiş, Ferhad oğlu Ahmed Yamindo Biri, bir para mos'elesinden kavga ettiği Seferihisarlı Hüzeyin oğlu İsmail Keresteciyi tatla yarala- mıştır. Ferhad yakalanmıştır. Jean Tannery öldü Pariş, 8 (A A.) — 1985 şenesin- — de.Fransız bankasırın müdürlüğünü ifa etmiş olan tanınmış maliyeciler Aan Jean Tannery vefat etmiştir. Vakbruuğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: