he yok; Başkumundanın ma- Yarafından verilen maskeli balo Dükün kraliçe ile orada Akları hakkında Bua- Rober| Obert) ile Markiz dö Botrü| Verdikleri raporu neşrede- kendisine — söylersiniz; #eyden — şüphelenmemesi Oraya Şovalye dö Gui ıiyihoıl olan ve ındam üç bin pistola tlnmış Jnıı Pb'::ük elbisesi ile gelmiş oldu- Hi bir İtalyan falcısı diye ettiği gece saraya nasıl gıktığını tefsilen —anlatır- Mantosunun altına büyük bir entari giyinmiş oldu- ve bu entarinin siyah ÇA, Blü kafaları ve çapraz i ile donatılmış bulun- söylersiniz; vukubulursa, cümle âle- bildiği veçhile bir büyük * olacağı zaman Luvr sâ- daima görülen Beyaz hayali gibi görünerek sı- istediğini bildiğimi an- S Öyle mi, efendimiz? S Sonra, Amyen macerasını Bazik noktasına kadar bil- Vai ve bu vak'a hakkında, plânımı ve bu resimlerini koymak sure- rmazca çevrilmiş bir kü- faman yazabileceğimi Bunu da söylerim. ““ Nibayet Montagüyü ele p Bastil zındanına kapat- üzerinde hiçbir. mektup amış olmakla beraber Wle büsün bildiklerini... »e ziyadesile, süyletmek olduğunu hikâye edersi- S Tamamile. S Bunlara ilâve olarak da Adaşını telâşla boşaltıp kar karargâhı olan odada dö Şevrösten gelen Moktubu unutmuş olduğunu _Ilqıdııı bahseden bu pta kraliçenin yalnız Fran- düşmanları ile sevişmekle © düşmanlarla gizli * bulunduğunun da anlatırsınız. Söy" hepsini hatırınızda iz, değil mi? ©> Efendimiz emin olabilirler: Madamının ba- N Luvr sarayındaki gece Ai Amyen gece — safası; j ün hapsi; Madam dö b e mektubu. — Tamam, doğru; yüksek var, Mayledi, diye Kar- tazdik etti. “İlııllııdııh bu suret- Akışlanmış olan — Mayledi < TakvVim —| Rumi - 1354 ) Arabi - 1357 İ Maya 12 ı Rebiülerel 24 Mayıs Sİ 25 | &4 Çarşamba BW A % Hvket Eenük aat l gn ıt" ;&:— z Tz ŞELk 16l0) — İimeek Gse £a — 162 — — Pekâlâ amma, bütün bu hakikatlere karşı Dük gene Fransayı tehditte devam ederse? Rişelyö, büyük bir terslikle cevap verdi: — Dük delice, daha doğrusu ahmakça aşka düşmüştür; eski zaman asilzadeleri gibibu har- bi yalnız sevdiği kadını göre- bilmek için açmıştır. Eğer, bu harbin fikrinin yegâne düşünce- si olan hanımın şereli, ve beb ki de esareti pahasına mal ola- cağını anlarsa, girişmezden evel epeyce düşüneceğini temin ede- rim. Mayledi yapıcağı işin sonu- nu açıkça görebilmek — arzusu ile 1srar ederek dedi ki: — Bununla beraber, ya ısrar ederse? — İsrar gösterirse.... — buna ihtimal veremem, diye Kardinal cevep verdi. — Fakat mümkündürl — İarar gösterirse... -diyen Kardinal biraz durdu ve tekrar sözüne devam etti: — Eğer ısrar ederse, evetl O halde ümitlerim bükümetle- rin mukadderatını. değiştiren vak'alara boğlamalıyım. Mayledi dedi ki: — Tarihin bu gibi vak'ala- madan birini bana hikâye et- mek lütfunda bulunurlarsa, bel- ki istikbaldeki emellerinize iş- tirak ederim. yledi, yapacağı işin sonunu açıkça konu, şeklini şiddetle müdafaa VA Yazan: Alekdv Düma * ediyordu — Pekâlâ, işte biril Meselâ 1610 tarihinde, dükü harekete getiren bunda gibi bir sebepten dolayı rahmetli kral 4 üncü Hanri, Flander ile İtalyayı ay- ni zamanda istilâ ederek ber iki taraftan Avusturya üzerine yürüyecekti, Eyl Bu — suada Avusturyayı — kurtaracak — bir vak'a olmadı mı? Fransa kra- h da Avusturya imparatoru gi- bi bir talie neden mazhar olb- masın? — Zannederim ki, elendimiz Förroneri sokağındaki bıçakla- ma vak'asını murad ediyorsu- nuz? — Tamamile öyle, diye Kar- dinal cevap verdi. — Efendimiz Ravayak - için yapılan cezanın onu taklid ede- cek bir kimze için de yapılma- sından korkmuyorlar mı? — Her zaman vo her mem- lekette, hususile din partileri bulunsa memleketlerde — taas- sup içinde yaşayan ve şehit olmayı cana mianet hlen adam lar vardır. Ey, düşün bakalım! Beni teselli eden bir cihet var- sa o da Peritanların Bukinghana garez olmaları ve papaz'arının onu kâfir diye tel'in etmesidir. — Öyle mi? diye Mayledi sordu. — Sonu var — Isa Peygambere benziyen adam Nihayet öldü ve muhitini büyük bir teessüi içinde bıraktı Isaya benziyen adam Almanyada Bavyeranin Obe- ramergo küsabasında, Hazreti İsaya pek ziyade benziyen bir adam vardı. adam beş gün evel ölmüştür. Onun ölümünü işiten bütün katolikler derin bir yeis ve mateme düşmüşlerdir. — - Anton Sâng küçük Obera- muştur. 1900 senesinde, rak onun İsaya benzetildiği an- laşılmıştır. Giyinişinin, halüâhar reketinin sadeliği herkesin ! dirini kazanmıştır. 1900 tarihin- ! den itibaren, onun şerefine sık | sık merasim tertip edilmeğe başlanmıştır, Bu sebeple, Oberamergo bü- Şük bir matem içindedir. A GEKLELEREEYUT ) VA T CUMLAS DATU ü Milli Emlâk idaresi Teşkilât iyi bir şekle şokulacak Maliye Vekâleti, Milli Emlâk muamelâtını idare için Hazi- randan itibaren yeni teşkilât yapacaktır. Bunun için Vekâ- letçe bütün Vilâyetler arasında milli Milli Emlâk işlerinin ida- resi hakkında neler düşündük- lerine dair bir anket açılmıştı. Toplanan malümat - Vekâletçe , tasaif olunmuştur. Yakında yeni Anton Sangi Bu | idare şekli hakkında Vılâyetlere 24-5-938 ı Üzüm satışları Ç Alıcı KS .KS 54 Albayrak — 20 20 27 Ş. Riza H. li 50 1i 81 Yekün 7901,5 Umum yekün 24-4-938 tarihinde çekirdek- 15 Ton Buğday 6 25 || 125 Buğday — 6 25 şmak mi Çemberlaya yaretinin Bir gazeteye göre, İngiliz Başvekilinin is- Sundey Taymis gazetesinden: *“Südet Almanlarının şefi Hen- layo Bay Hitlerin teklifi ile mi yoksa kendiliğinden mi Lond- rayı ziyarete gelmiştir? Bundan bir sene önce böyle bir suali sormağa lüzum yoktu. Çünkü Henlayn © zaman, Çe- koslovakyadaki Alman ekalli- yetlerinin mahaili bir elebaşısı idi. O zaman o, muhtariyet is- temiyor, Çekoslovakyanın — dış siyasetini dikte etmeğe kalkış- miyor, keadi Almanlarının de- mokrat olmayıp Nazi ol öre sürmüyor, Almanya il şnesi için çalışmıyordu. Bü- ü bu iddialar, Almanyanın Avusturyayı ilhakından sonra ortaya çıkmıştır. Herhalde bu ziyaret, bu me- selede büyük Britanyanın ala- cağı duruma verilen ehemmiyeti göstermektedir. Bu ziyaretten sonra Henlaynın İngiliz kamoyu hakkında hasıl edeceği fikir faydalı olacaktır. İngiltere, şimdiye kadar da- imi ırki ekalliyetlerin haklarına karşı sempati göstermiştir. Bu- günkü günde İngiltere hükümeti, Çekoslovakya hükümeti nezdim . de Çekoslovak topzak bütün- lüğü ve- istiklâlini bozmıyacak surette Alman ekalliyetlerine azami hakların verilmesi husu- sunda — teşebbüslerde — bulun- maktadır. Şurası bir hakikattir ki bu ekalliyetler merkezi Avrupada- ki bütün ekalüyetlerden, Alman: yadaki Çek, Leh ve Danimar- kahı (Yahudiler hariç) bütün etalliyetlerden daha iyi şartlar içinde yaşamaktadırlar, Bununla beraber Südet Al- rinin göz önüne alındığını ve bunlara çare bulunacağımı öğ- renmekle seviniyoruz. Fakat Çekoslovakyanın - bü- yük bir kısmına Nazi rejimi a tında idare edilmek üzere muh- tariyet verilmesi, büsbütün ayrı bir meseledir. Çünkü hepsi ha- lis Alman olmıyan melezleşmiş bulunan bir halkın yaşadığı böyle bir sahanın Nazileştiril: mesi burasının Rayha - ilhakın- dan başka bir marfaya gelmez. Böyle bir , vaziyet karşısında müdafaası görüşülecek ve eko- nomik durumu altüst olacak olan Çekoslovakya, bu hususta kendisine yardım edebilecek devletlerle daha sıkı bir. işbir- Kği etmek zorunda kalacaktır. Burası genç hayatiyetli bir memlekettir ve başka bir mem- leketin boyundurağu altına gir- meği kendine yediremiyecektir. Eğer demokrat devletler böy- le bir değişmeğe göz yumacak olurlarsa zaten yoluna girmiyen Avrupa muvazenesi büsbütün ortanan — kalkacaktır. Bundan | dolayı bugünkü günde en mü- him mesele böyle bir âkıbete yol açmamak, meydan verme- mektir. Hayalayam ziyaretinde en mühim olan nokta sıdır. Eğer Henleyn, İngilterenin iyi malümat sahibi şahsiyetlerile ,görüştükten sonra İngiliz kamo- yunun neler düşündüğünü etra- file kavrıyacak olursa © zaman, herkesten ziyade Çekoslovak. yada yaşıyan Almanları zarar ve felâkete sürükliyecek olan bir siyaset takibinden uzaklaş. ması lâmm gelecektir. Herhalde M. Hitler de temas- larla alâkasız kalmamüktadır. Bu ııbıph' her iki şahsiyet için manlarının bir kısmı şikâyetle-, değil, “G'aime Berlin,, imiş ———a> & oam— — en doğru olan hareket, Karlı- bad dileklerini tam ve bütün olarak tahakkuku — lâzim gelen şeyler gibi değil de üzerinde müzakere edilecek bir dilekler listesi balinde ortaya koymak- tadır. O zaman bunların bir kısmı yerine getirilecek, bir kısmından da vazgeçilecektir. Eğer böyle hareket edilecek olursa o zaman son zamanlar- da en gergn vaziyete giren bilir. Çünkü istiklâline dokunulma- sına hiçbir suretle razı olmıya- cak olan Çekeslevakyanın ma- kul dilekleri yerine getirmek arzusunda — bulunduğundan hiç kimse şüphe etmez. Bu takdirde bir takım yerli müfridler karşısında M. Henlayn müşkül vaz yette kalabilir. Her halde bunlar, bu işten eller. avuçları boş dönmeğe katlan- mıyacaklırdı. Fakat — buna yer olmamalıdır. Hakiki vaz- yet, bizim gösterdiğimiz şekil- dedir. Lâkin henüz önümüzde çalış- mak için kâfi gelecek zaman vardır. Nitekim İngiliz hükü- meti de meseleyi barışa uygun bir surette hailleimek yolunda çalşmaktadır.., İngiltere: Çekoslovakya hâdiseleri etr:- fıada İngiliz basınındaki alâkı devam etmektedir. 14 May:s tarihli The Nev Statesman and Getion mecmuası bu mesele etrafında şu makaleyi teşrmek- tedi: b “Eğer Çekler İngiliz olsay: dılar gazeteleri her gün onların daimi tahrikler ve tepelerinde uçuşan — tehlikeler — karşısında takdire şayan bir disiplin ve soğukkanlı bir cesaret göster- melerini bütün dünyanın hay- ret ve takdirle karşıladığını yazarlardı. Çekler hiçbir heyecan gör termiyorlar; ancak onlarla sa- mimi bir surette görüşüldüğü zaman ne derin endişe içinde oldukları ve me kadar sarsık maz bir azim taşıdıkları —anla- şılıyor. Hava taarruzlarına küârşı sığınak düşünmek zahmetini ib- tiyar etmiyorlar, Gaz maskesi edinmeği düşünen yok, — Onlar daima harbten ictinab etmek ümidini taşıyorlar; iakat istilâya uğrayacak olurlarsa br tek vü- cud halinde çarpışmaya azmet- mişerdir. Onlar Avrupanın en iyi ordularından birine sahip- tirler, kuvvetli müttefikleri var- dir. Onlar Rusyaya umumiyet itibarile komünist nazarile de- ğgil, Teuton tecavüzüne uğrayan küçük Slav milletlerinin tabi hâmisi olan bir büyük Slav devleti nazarile bakıyorlar. Rus hava kuvvetlerinin komşu bir devlet tarafından tahrik gör- meden - girişilen bir taarruzu nasıl püskürttüğünü — gösteren yeni bir Sovyet filmi geniş halk kütleleri tarafından alkışlanıyor. te bağlıdır, ve B. Dalâdiye ise Fransanın müzaheret taahhüdü- nü geçenlerde yeniden teyid etmiştir. Hattâ birçok yerlerde işittiğime göre Çekler İngiliz yardımı olmadan da işlerini başarabileceklerine - kanidirler. Onlar İngiliz yardımına güven- mekten ziyade İıııihıııin mü- dabalesinden korkuyorlar, Aca: ihtilâfın halline imkân buluna- | Hayvancılığımız Çukurova Ticaret odası mec- muasında “İstatistiklerimize gör e. başlıklı bir yazı okuduk. Yazı sahibi Ped, Suphi Nuri leri “Acaba Türkiyemiz bir ziraat memlekeli midir. diye şüpheye düştükten soara her- kesin böyle bir zanna kapıldr ğım ve fakat istatistiklerimize bakarsak — hayvan. yetiştiren memleket olduğumuzu ileri sür- mektedir. Muharrir, miş altı milyon iki yüz yetmiş üç bin altı yüz hektar olan Türkiye arazisinin yüzde 58,12 sini — çayırlar, yaylalar, otlık ve mer'alar teşkil ettiğini, halbuki her sene söürülüp ekilen saha- nn yüzde 13,75 (| bulduğunu görerek “şu halde bizde bay- van miktarı pek fazla olmak lâzımgeliyor, hükmüne varmak- tadır, Yetiştirilme işine daha fazla ehemmiyet verilirse bizde hay- van miktarının artacağına şüp- he yoktur. Niteki ziraatte ıslahat yapıldığı mio ve kalitenin artacağı gibi.. Fakat hayvancılığımızı ziraat. çihğimizden üstün görebilmek için istatistiklere bakmak kâfi istatistiklerde yet- midir?”Esasen bunları biribirin» den ayırmak doğru mudur? İstatist k, Türkiyenin zer'i kar bil olmıyan arazisin zer'i kabil araziden daha geniş lir. Lâkin bunun her halde hayvanc tinci p:âna gelrmek ve bızı zrsatçi bir memleket olmak nhesine düşürmek icab ette- / raatçi ve baytar olmağa Ü- züm yoktür. H » bilirzk, nay- yan kumda hiç duram len Konya ovası da vardır, Ankaranın boz- idz, boz.rda sust stikte şöri- dolgun — rakamda leket mi davası yapmak istemi: yoruz. Mer'a ve çayırlara baka- rak hayvan adedinin artmasını istiyenleri de muahaze edecek değ liz. Yalnız şuna işaret etmek is- teriz ki, sadece - istatistiklere bakarak “bizde hayvan adedi- nin artması lâzımgelir, bükmü- ne varmak değil, bu suretle ve- rilecek hükümleri yanlış olmak lâzımgelir. N. B. Danimarka İtalya imparatorlu- ğunu tanıdı Roma, 24 (Radyo) — İtalya Hariciye nazın kont Cuano, bus gün Danimarka sebirini - kabul etmştir. Zy Danimarka - sefiri, bükümeti- nin; İtalya imparatorluğunu ta- nıdığını bildirmiştir. Kont Ciano, memnuniyetini beyan etmiştir. A a —— ba İngiltere Fransız-Sovyet pak- tını parçalıyacak ve — Fransız azmini kıracak mı? Çeklerin kanaatince ancak bu takdirde Hitler açık bir taarruza geçmek cesaretini — gösterebilir.. Daha mühim olan ikinci mesele — şu- dür: Acaba B. Çemberlaya, başın- da bulunduğu hükümeti lüza- mundan fazla imtiyazlar verme- ğe, yani memleketi dahilen ka- rışıklığa sevkede e< — Hi lere açık bir meydan temin edecek olan imtiyazları vermeğe mi razı etmek istiyor? Pragda işit- tiğim bir Fransız sözüne bak- lırsa İngılıı bııkiilinü hakiki adı Chümberlayn değik “(G'ai- me Berlin) imş., ' İK YĞRi ae » B £ b üdi K nkzi inil ü | » İ a Öeikl Belnüetif din5 bi AĞ MÜRIR Cü ddd Ğ ea el GAT