Atosun keşfı veçhıle bundan sonra Madam Bo- ANADOLU Yazan: Am. ı Uunıı , nasyöyü bulmak mümkün olacaktır Bu hücumun, hendek zaviyesi ile siperde kalmış olan - istih. kâmdan gelemiyeceğini takdir eden delikanlı, süratle etrafına bakındı; kendisini yolda terke- den iki asker ve bunlarla be- Tüber iki akşam evelki katiller tihninden geçti; bu sefer işi iyice anlamak istiyerek ölmüş gibi arkadaşının cesedi üzerine kapandı. Kendis'nden otuz adım kadar Uzakta metruk bir siperin arka- Badan bir aada çıkan iki baş gördü. Bunlar o iki askerin başlarıydı. Dartanyan yânılmı- Yordu, bu iki adam kendi po- tiaden kendisini öldürmek için gelmişler ve delikanlının - ölü- münün düşman le vukubuk duğunu behane göstermek —is- temişlerdi. Askerler: yanından on adım kadar ayrıldıkları zaman, yat- tığı yerde bile kılıcının kabze- sini elinden bırakmamış olan Dartanyan, sıçrayıp yanlarına koştu. Katiler onu öldürmeden ka- rargâha kaçacık olurlarsa onun tarafından ittiham edileceklerini düşündüler; buaun için, ilk ir itedikleri şey düşmanı ortadan ırmaktı. Biri tüfeğini nam- Lendan kavrayıp onu bir cop Bibi kullanmak istedi; Dartan- Şanın başına indirmeğe uğra- llkıı, öbür tarafa sıçrayarak sakındı; işte bu hareket tebebile havdudud ö “okdağundan — istihkâm aaldırmıştı:. İstihkâmı muhafaza eden Roşelliler herifin maksa- doğru dini bilmedikleri için kendile- Tine doğru geldiğini görünce Üzerine ateş açtıklarından omu- Züna çarpıp kemiklerini kıran ':'wı sebebile yere yuvarlan- Bu esmnada Dartanyan kılıcı İle öteki askere hücum etmişti. Müsademe çok sürmedi; hainin tlinde kendisini müdafaa için tüfeğinden başka bir #y yoktu. Muhafızın kılıcı şim- di İıııı aralık bir işe yaramıyan namlısından — kaparak hlîlıı kasığına saplandığı için Yere yuvarlandı. Dartanyan he- “Ben kılıcının ucunu onun - girt- a dayadı. - Ohibııl öldürmel Affet, bitim! Size herşeyi *İı'nül'uı. diye bağırıyordu. 'tanyan —onun kolunu ya- ak sordur — Bana söyliyeceğ'n sır se- hayatını bağışlamağa değe- İ-;:dır ehemmiyetli mi? — Evet! Sizin gibi genç ve :_— olmak sebebile pbırçok itler beslemeğe hâkki oltn Di yaşında bir adamın ha- idama etmek — isterseniz lniyeti var. Dlruuyııı bağırdı: * 1354 )| Arabi - 1357 Mays & — | Rebitlerel 16 Mayıs “kşamm 12 19,21| Yeta 1,51 21,L. Tansak 7,16 28 aa 4419 12 ı 46 16,0 | gın halde ismini nasıl açılmış | — Alçak! Söyle, çabuk söy- le! Beni öldürmeğye seni teşvik eden kimdir? — Tanımadığım bir — kadın, kendisine Mayledi denilen bir kadın. — Fakat o kadını tanımadı- biliyor: sun? — Arkadaşım onu - tanıyor ve onu böyle çağırıyor; kadın onunla anlaşmıştı, benimle de- gilç hatta cebinde sze çok ehemmiyet veren o kadının bir mektubu olduğunu da kendi- ginden duydum. Fakat sen bu mel'un içine nasıl karıştın? — Kendisine yardım etmek- liğimi teklif etti, ben de kabul ettim. — Bu güzel iş için o ktdın size ne kadar para verdi? — Yöz Lui altım. Da:tanyan gülerek dedi ki: — Pek âlâ, dur! Bana bir kıymet veriyor demeki Yüz lwi hal Sizin gibi sefil mah âkları harekete getirecek bir para; bunu kabul edeceğinizi anlarım, ve seni alfediyorum, fakat bir şartla! Henüz yakayı kurtaramadığı- m görea asker korku - içinde sordu: — Ne gibi? — Arkadaşının cebinden mek- tuba gidip getirmek Haydut haykırdı: — Nasıl bu beni başka şe- kilde öldürmektir. — İstihkamın ateşi altına pııp o mektubu işin elimle seni gebertirim. — Merhamet ediniz! Elen- dim. Bana acıyınız! Sevdiğiniz genç kadının, ölmüş zannetti- giniz halde hâlâü yaşıyan o ka- dının başı için bana kıymayınız! Diyerek haydut diz üstü çok- giMDı'KL ER tü ve dökmekte bulunduğu kandan dolayı takati kesilmeğe başladığı için ellerinin üzerine dayandı. Dartanyan sordu: — Benim genç bir kadını sevdiğimi ve onu ölmüş san- dığımı nereden biliyorsun? — Arkadaşımın — cebindeki mektuptan. Dartanyan dediki: — O halde, görüyorsun ki, bü mektubu mutlaka ele ge- çirmeliyim; baydi, durmak ve tereddüt göstermek yok; yoksa senin gibi bir hainin kani - ile kılıcımı tekrar kirletmek - iste- memekle beraber, asaletim na- muna yemin ederim ki, Dartanyanyan bu sözleri söy- lerken yaralı adamın yüzüne son derece korkunç bir şekilde bakmış ve o hemen sıçrayarak ayağa kalkmıştı. Korkusundan bularak bağırdı: — Dur dur; gideceğim, g- deceğim. Dartanyan askerin tüfeğini elinden aldı, kendi önüne gı çirdi, ve kılıcının ucuü ile arkar sından dürtüşliyerek arkadaşı- pın yanına doğru sürdü. Bu âciz mahlüzun yolda b- raktığı kan izini, ölümünün yaklaşmasından yüzünde basıl olmuş bulunan sanlığı, ve ken- biraz kuvvet disinden yirmi adım kadar öte- | de yatan ölü arkâdaşının — ya- nına doğru istihkâmdan görül- memek için korka korka — iler- leyişini görmek hakikaten kor- kuuç bir şeydi. Korku yüzünü son derece de- ğiştirmiş olduğu ve pek çok so- ğük terler dökmeğe başladığı için Dartanyan onun haline acıdı, ve ona nefretle bakarak dedi ki: » Arkası var - Bir hasta gözüyle Dereceyi koltuğumun altından şimdi çıkardım. Bir de ne gö- reyim; 39.. Göz'erimi hyorum ki, bu uğursuz ral karıştırıyor, başımı — tokmi iüm, tekrar baktım. Evet, 39, Şimdi an- m, üç gündenberi bütün damarlarımı p sersemletiyor, dizlerimi arka taraftan baltalıyor, ağzımın içini bir harabeye, içimi daha yeni sönmüş bir ocağa çeviriyor. Buna rağmen, kalem elimde, kâğıt önümde; yazmağa — çalışı- yorüm. Kanuni Sultan Süleyman; Olmıya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi demiş, ne kadar doğru? Fakat şairler, hastalığı daima manevi şekilde düşünürler. Meselâ: Hastai hicranü aşkındır gönül çoktanberi.. Ve gene meseliâ: Alfetzede dil hasta ciğer hun imişim ben Mısralarında olduğu gibi.. Benimkisi se, birinci tip, yani Sultan Söleymanın bahsettiği hastalıklardan sıhhate ait hastalık.. Kahvehanede yan gelen ihtiyar, alabildiğine gülüyor. Ben ho- murtunun en biç'msizleri ile soluyorum. El arabasını boşaltan hammal, köfteciden aldığı pide ile köl- teyi, beni midesi m belki de ömrümde eşini görmediğim bir iştiha ile mdiriyor. Ben, hasta, boş gözlerle ona bakıyorum. Ben dostuma birşey soruyorum. O, belki elli kelimelik cevap veriyor. Fakat o, beş sual soruyor. Üçüne üçer kelime ile cevap alabil yor. En sevdiğim şiirin satırları, kâğıda aksetmiş karınca- lar gibi yürüyor, gözlerimden kaçıyorlar. Şimdi içimde, dünyaya, saadete, sihhate, güzelliğe, eğlenceye karşı dişlerini bileyip sıkan bir düşmaalık, bir kin var. Sıhhatini kaybeden adam, hayatın en büyük kuvveti olan neş'esini de kaybediyor. Kapı kapı dolaşıp, sokakta el açıp biraz neş'e dilenmek ir- tiyorum. Biraz bava, biraz ışık, biraz yemek, biraz su gibi, bir damlacık neş'e arıyorum, 39 derece ile boğaşmak ne kadar zor- muş meğer? Çimdik | tutulmuştur. | bullu B. Hayreddin Kuzer, va- | sanı su kupasile basından ya- Z abıta: Zarar yapmak Çukürçeşmede Hatay cadde- sinde Hasanın kahvesinde sar- hoş olarak kupaları kıran - Ra> doslu Sadi Aygökçe zabıtaca Otomobil kazası Birine kordonda şoför Kemal, | idaresindeki -327 sayılı otomo- bili, Yusuf oğlu Şerifin bisikle- tine çarptırmış, yere düşerek yaralanmasına — sebebiyet miştir. İnönü vapurunda kavga Limanda demirli — bulunan İnönü vapurunda müteahhid B. Mustafa Meşe Büken ile İstan- ver- purun ambar kepağı meselesin- den kavga ederek - biribirini dövmüşlerdir.* Taşla başından yaralamış Bozyakada Mezarlık mevkiin- de Giridli Mehmed, âilevi bir meseleden ötürü akrabasından Şerif oğlu Hüseyini dövmüş ve taşla başından hafilçe yarala- mıştır. Dövmek Karantinada Halil Rifatpaşa erddesinde Mehmed oğlu Ah- med, sarboş olarak Abdullah oğlu Mehmed Aliyi dövmüştür. Güze'yalıda Poligonda Arap Ahmed, metresi Lemanı döve- rek kaçmıştır. Sopa ile dövmek Karşıyakada körlfez — vapur: larında biletçi B. Ramiz, İzmirli İrfan oğlu Galibi sopa ile döv- müş 'ür. Tramvay ve otobüs müsademesi Karantinada İnönü caddesin- de tramvay vatmanı Osman oğlu B. Muastafa idaresindeki 11 mumaralı tramvayı, Üzüm Kurumu umum müdür vimi B. Solühaddinin 241 sayılı oto- mobiline çarptırm ş, otomobilin çamurluğu ezilmiştir. Başkaca zarar olmamıştır. Eve taarruz Tepecikte sarhoş olarak B. Ahmedin evine taarruz eden Tevfik oğlu Memduh Ouııır zabıtaca tutulmuştur. Yankesicilik Spahipazarında Ahmet olu Mehmet, yankesicilik — suretile Musanın bir lirasını çaldığından tutulmuş ve adliyeye verilmiştlir. Sebpsiz dayak Gazi bulvarı garajında şoför Hasan, sebepsiz Ali oğlu He ralamıştır. Bisiklet kazası Karşıyakada Bayraklı soka- gında İzmirli Aleksandr adında 40 yaşında bir adam, bindiği bisikleti üç yaşında Yüksele çarptırarak ayağından yaralan- masına sebebiyet vermiş ve za- bitaca tutulmuştür. Bıçak çekmek Sinekli caddesinde Yusuf oğ- lu İsmail, sarhoş olarak Necip oğlu Basriye hakaret etmiş ve bıçak çekmiştir. Çakı ile hücum Kemeraltı caddesinde İzmirli Abdülfettah oğlu Sami Girde- gör, Izmirli Receb Altınçekiçle aralarında bir vesika yüzünden devam eden iğbirar meticesi olarak kavga etmişler, Sami Recebe çakı ilede hücum etti- ginden tutulmuştur. Para kapmak Keçecilerde B. Alinin kahve- sinden B. Nâzımın elinden bir gümüş lira çalarak kaçan Kon- yalı Kasım zabitaca tutulmuştur. Hırsızlık Asansörde Halil Rifat paşa erddesinde Mehmet oğlu Fazlı Altıparmak, Sivaslı Hüseyin ve Se ânikli Ahmet, Mısırlı Yusuf Türkerin evi önünden üç parça kalas çaldıklarından yakalan. mışlardır. HMathı G beka (Almanya, Pragı Moskova- dan ayırmağa çalışıyor La Republikte Ed.t Brikon gazıyor: Dün bir yandan Roma nu- tuklarının teatisi bekleni ken öte yandan, Londra görüşmele- vi espasında kararlaşmış olan Fransız - İngiliz teşebbüsü, Ber- lin ve Pragda ayaı zamanda yapılmıştı. Fransa ve İngiltere- Din Avrupaya karşı tesanüdü iki diktatöre, Çekoeslovakyayı boğmak için anlaştıkları tak- dirde hangi tehlikelerle karşı- laşacıklarını ihtar ederek, böy- lece tezahür etmiş bulunuyar. Londranın Çekoslovakya kar- şısındaki — durümu, B. — Nevil Çemberlaâynın Avam kamara- sında yaptığı beyanattanberi kâfi derecede malümdur. Bu durum, dörtler konleransı e- nasında büsbütün sarahat ka- zanmıştır. Bununla beraber, İngilterenin Berlin elçisinin, Führerin seya- hati esnasında kendisine vekâ- let eden B. Göringe, Aaşlusun ertesinde Çekoslovakyanın hü- kümranisine hbürmet — edeceği hakkında vermiş olduğu temi- natı hızırlatarak, bunu temin etmiş olması dikkate değer bir kâdisedir. Mateşal Göring, umumi berp esnasında, dürüstlükle — şöhret bulmuştur, bu itibarla verilmiş söze sadık kalmasını beklemek haksız değildir. Belki artık ken- disinin asker değil, devlet ada- miı olduğu, ve emperyalist bir politikanın bu neviden düşür celere aldırış etmiyeceği söyle- necektir. Bununla beraber hasmı ki- çük görmek hiç de iyi değildir, çünkü, onu, kendisinden eşir- genen takdirde lâyık olmak için gayret etmemzye teşvik eder. İagiiz elçisi, ayrıca, mareşala Çekoslovakya bakkada memle- ketinin görüşünü, yani İag lte- redin, sarih bir teahhüd olma- sa dahi, Çekeslovakya budud- larının ecavüzden masuniyetini garanti eden paktların tatbiğini istediği takdirde, ister ist 4hez, Euılırln bir haftalık möbet günlerini gösterir cetvek ğ Pazartesi: Kemeraltrnda Şifa; Güselyalıda Göüzelyalı; Tililkikte B. Falk; — İki çermelikte İkiçoşmelik; Alamacakta B. Fand, Ayvaklada Halk. Salı: Komeraltındı Şila; Karantinadı B. Eşref; Kamerde Kamer; Alaaa- gakta B. Ahmed Lütfi, Eçrefpaşada Eşrefpaşa, Çarşamba: Sıkbat — K B. Habif, Tilkilikte Yeai İsmiz; mak mecburiyetinde kalacağını izah etmiş olacaktır. Başvek | muavininin, İngiliz elçisine, Almanya için en mü- him noktanın, — hududlarında Moskovanın bir menfaati bulun- maması olduğunu, ve Südet meselesinin, Sovyet nüluzun kurtalmuş — bir. Çekoslovakya ile daha kolayca halledilebile- bileceğini söylemiş olduğu tah- min edilebilir, Mareşal Göring İngilterenin de bu görüşe karşı hassasiyet göstereceğini düşinmüş — olaca- ğgından, böyle bir mütaleada bulunmuş olmasına çok daha inanacağımız geliyor. Diğer taraftan Fransa ve İ0- gilterenin Prag elçileri B. Hod- zanın uzlaşma zihniyetine — ve mesuliyet bissi baş vurarak Südetlere karşı tavizler yolunda anayasadan bazı tadilât yap: mak pahasına da olsa, kabil olduğu kadar ileri gitmesini istemişlerdi. Tâ ki Çekoslovak- yanın Alman azlıkları Prag hü- kümetine karşı haklı hiçbir. tas lebte bulunmayacak — vaziyete gelsinler, Bu ” tav z erin bir de kargılığı olacaktır: İng lte e Fransanın, hükimrani haklarını ve ko uyacakları bakkn l3 kendir sine verecekleri teminat, Almanya ile İtalya aras'adaâki anlaşmayı izah eden şöyle bir meşhür formül var: Bir — aorta Avrapada, öteki Akdenizde is- tediğini yapmakta gerbast olar cak. Form adeliği dolayısiye le çok rağbet gördü. Fakat iki #6i arasında me kilde ortaya konulmuş ması pek — mubtemeldir. Anşlusdan ve - İagiliz - ttalyan anlaşmasından — soora bugün böyle bir şeye artık büsbütün ihtimal verilemez. Hitler, Be- rennere gnlııı olmasını — aflet- tirmek için, İtalyanın orta Av- rupada ve Balkanlardaki hake ai tanımak mecburiyetinde kalacaktır. Roma protokallarile vücud bulan ve Anşlusla imha edilen haklar. Buna bir karşılık lâzimdir. Bu karşılık — İtalyaya Almanyanın emelleriyle Tuna devletlerinin hayati menfaatleri arasında hakem rolünü oyna: masını kabul etmekle verilebilir. Hitler herhalde bu kadar ucüz — kurtulmayı kendisi için kârlı telâkki edecek ve Çekoslovak: yanın parçalanması — karşısında İtalyenin lâkayd kalmasından ziyade, Pragı Moskova ittifakın- dan ayırmak için yaptığı taz- — yikte onun müzaharetini — elde etmeğe çalışacaktır. Bunu da B. Hendersonun — Berlinde yaptığı teşebbüsle ya- — kınlaştırmak lâzımdır. ANADOLU Günlük siyasal — gazeto ve Başmuharrıri Haşdar Rüşdü ÖKTEM —| Ümumi peşriyat ve yazı işleri müde | st:bamdi Nüzhot ÇANÇAK e— İDAREHANESİ İemir İkinci Beyler sekağı * C.Bölk Partisi binasi içinde Telgraf İzmiz — ANADOLU Teleler 2776 - Fosla kutusuz: 405 Abone şeraiti Yalbığı 2400 altı aylığı G00 kuruştur. şelenin Dü ge olma. Hele Yabancı mnemleketler için — senelik | — KASILMIŞTIK