Çinde, Sarınehir sahillerin- de kanlı muharebeler oluyor Japon tayyareleri, (Suçeoso) şehrini bombardıman etmişler, üç bin ev yıkmış, sonra 700 kişi öldürmüsler Tokyo, 16 (Radyo)— Japon- ların Longey civarında on üç fırka askerle harbetmekte ol- dukları ve tayyarelerle bütün Çin şehirlerini bombardıman ettikleri söyleniyor. Japon generali Hoda, Süçeo şehrinin daüşmek üzere olduğu- nu bildiriyor. Japonya Harbiye Nezaretine gelen haberlere göre; Japonlar, Longay evarında beş yüz bin k şilik bir Çin ordusunu mw hasara etmiştir, Hankov, 16 (Radyo) — Çin Ajansı; Japon - tayyarelerinin, Soçeooa şehrini bombardıman ettiklerini ve üç bin ev harab olduktan sonra, yedi yüz kişi- nin de — öldürüldüğünü baber veriyor. Tokyo, 16 (Radyo) — Şi« mali ve Cenubi Çndeki Japon kuvvetleri iki mıntaka arasın- daki demiryolunda - birleşmiş- lerdir. Hankov, 16 (Radyo) — İn- giliz müşahidlerin bildirdikleri- Çin civarında Jıponların elinde bulunan bir şehri muhasara et- Bu kuvetin eski komü- u perakendelerinden yleniyor. Tokyo, 16 (Radyo) — Japon orduları, bugün Pusen şebrini işgal eylemişlerdir. Sarınehir sahillerinde ve Lon- gây demiryolu hizasında kanlı Muharebeler devam ediyor. Tokyo, 16 (A.A.) — Gazete- lerin bu sabah hususi ilâve- lerle bildirdiğine göre şimal ve Senub orduları günlerce süren tin mücadeleden sonra ara- ada irtibatı temin etmiş lerdir. İki ordanun ileri ko'ları Lenghai demiryolu üzerinde üceynun 50 kilometre gar bında Jangtsiye varmışlardır. Kudüs hâdiseleri 23 Arap ve bir İn. giliz öldü Kudüs, 16 (A.A.) — Akkâ ci Varında harekâtta bulunan Arap Çeteleriyle İagilir polis kuvvet- Ti arasında yapılan müsâade- Mede | g izler tınk ve ayyara kallanmışlardır. Yeni #skert yol Araplar taraf.ından birçok yer rinden tabrip — edilmiştir. ,Kudüs. 16 (A.A) — Dün la- giliz bolisi ile yerliler arasında Vukua gelen hâdselerde 23 Yap ve br. İngiliz ölmüştür. 1 Misi Katuj Elhamrd hane S.ııenıI:.ı 2 filim birden Aşk Modadır Fransızca Sözlü Çıldırtan Dudaklar B İngilizce Sözlü le; le'!;;m l& en son havadisler şihci 30- Ball $ t ANSI!AR;I kon 40- Hususi 50 : 3—6—9,15 de : 4,45—7,45 de Südet Almanları İngiltere; Çekoslovakyanın lâyihasını tetk'k ediyor. Haynlayn Berlinden Praga döndü Londra, 16 (Radyo ) — İngiltere Hariciye Nezareti; Çekos- lovakya Hariciye Nazırı Kroftanın, Südet Almanları hakkında | İngilterenin Prag sefirine verdiği notayı tetkik etmeğe başladı. Alâkadar mehafil, doktor (Haynlayn) ın, müstemlekeler Nazırı Malkom Makdonaldla konuştuğunu tekzip etmekte ve Südet Al- manları liderinin, yalnız Sir Rober Vansitarle konuştuğunu kay- deylemektedirler. Prag, 16 (Radyo) — Hükümet; Südet Almanlarının yapmak istedikleri milis teşkilâtına mani olmuştur. Bunun sebebi, bu tep- kilât — reisinin “Südet Almanları Erkânıharb reisi, unvanını almasıdır. , Prag, 16 (Radyo) — Çekoslovakya hükümeti; Südet Alman- larına verilecek siyasi hakları gösteren lâyihayı, bugüulerde Dr. (Hayalayn) na vermek üzeredir. Südet Almanları lideri, bugün Berlinden dönmüştür. (Hayalaya) in seyahati hakkında resmi bir tebliğ çıkacağı göyleniyor. Fransız kabinesi Bugün Eliza sarayında Cumhurreisinin riyasetinde toplanacaktır Paris, 16 (Radyo) — Fransız kabinesi, yarın Eliza sarayında Cumhurreisi Lebrunun riyasetinde toplanacak ve bu sabah Ce- nevreden buraya dören ve Daladiye ile uzun müddet konuşan Hariciye Nexri hakkında izahatta bulunacaktır. Kabinenin, Mussolininia Cenovada verdiği söylevle de alâka- dar olacağı tahmin ediliyor. Ingiltere kabinesinde Bazı tadilât yapılmış, Hava Nazırı istifasını vermiştir. Londra, 16 (Radyo)— Müstemlekeler Nazırı Malkom Makdo- nald, Sır Samuel Hoar ve Hava Nazım Zvi.on, bu sabah, Baş- vekil Nevil Çemberlaynın riyasetinde toplanmışlar ve kabinede yapılacak tadilât etrafında uzun müddet konuşmuşlardır. Akşım üzeri intişar eden resmi bir tebliğe göre, Hava Nw zırı Zviton istifa etmiş ve yerine Maar f Nazırı G nzley God tayin edilmiştir. Maarif Nezaretine Sir Eyot getirilmiş ve Lordlar kaş marasında aza olan Müstemlekeler Nazırı Özbikorun yerine de Dominyonlar Nazırı Malkom Makdonâld tayin edilmiştir. Malkom Makdonaldın yerine isa Lord Stanley tayin olun muştur, Kazanç, buhran ve mu- vazene vergileri Tek vergi haline getiriliyor. Hizmet er- babından alınan vergi de dört senede asgart hadde indirilecek Ankara, 16 (Hususi) — Hükümet; kazanç, buhran ve muvaze- ne vergilerini tek vergi haline getirmek üzeredir. Vasıtasız vergilerin hükümlerini birleştiren mühim br lâyiha ile hizmet erbabından alınan vergiyi dözt senede asgasi hadue indiren bir program hazırlanarak bugün Büyük Mület Mecüöine verilmiştir. Jorj Bone, siyasi — vaziyet Şehir Gazinosunda Perşembe günü akşamı Ilkbahar Balosu EDVAR BİYANKO orkestrasına daha beş san'atkâr ilâvesile Atinadan gelen büyük bir İspanyol artisti teganni edecektir. Balo için birçok sürprizler, muhtelif eğlenceler tertip edilmiştir. OA LT AA y) ESERLER KARŞISIDA — — Büdce Müzakerelerine çarşamba günül başlanıyor Ankara 16 (Hususi) — Bü- yük Millet Meclisinin çarşamba içtimaında büdce müzakereleri- ne başlanacaktır. Büdcenin Mec listen acele çıkarılması — içii Meclisin, günde iki lanması kararlarştırılmıştır. Millet Meclisind. Ankara 16 (Hususi muhabi- rimizden) — Büyük Millet Mec: i B. Hilmi Uranın reisliğinde tonlanmıs, Posta ve telgraf ida- resile diğer bazı idarelarin büt- çeserinde münakaleler yapılma- sını kabul etmiştir. Bazı ihra- in İtalya tara- len munzam konten- mukabilinde bazı mad- delerin ithali kabul olunmuştur. Meclis Çarşanba günü topiana- caktır. Hamidiye Karadenize açıldı İstanbul, 16 (Hususi) —Bul gâr ve Rumea | manlarını ziya- ret etmek üzere Hamidiye mek- tep kruvazörü bugün saat 14 te karadenize açılmıştır. İş kanunu Bir yıl içinde iyi ne- ticeler verdi 16 (Hasusi ) — İkti- in daveti üzerine bölge iş âmirleri bugün Anka- şçada Vekâlette bir toplantı yap- mışlar ve İş kanununun bir se- lik tatbikatından alınan netice- leri tetkik etmişlerdir. Bu tet- ki neticesinde iş kan! senelik tatbikatının me iyete değer neticeler verdiği anlaşık mıştır. Trak vapuru Dün İstanbula vardı ve çok beğenildi İstanbul, 16 (Hususi) —Trak vapuru, bugün limanımıza gek miştir. Yeni vapurumuz, her- kesçe çok beğenilmiştir. Denizbank, vapurda bir çay ziyafeti verecek ve Trak vapuru, davetlileri Mudanyaya götürüp getirmek suretile ilk selerini yapacaktır. Amerikada Feci bir yangın Corciya Atlanta (Amerika)16 (Radyo) — Büyük otel Terinos yanm'ş ve ateş; birkaç saat içinde — dairesini genişleterek, mühim tahribat yapmıştır. Şim- diye kadar enkaz altından 24 kşinin kömür haline gelmiş olan ceşetleri çıkarılmıştır. Kaybolanların miktarı, benüz lâyicile tesb.t edilememiştir. Belçika kabinesi teşekkül etti Brüksel, 16 (AVA) — B. Spaak yı abineyi teşkil et mş Olup başlıca nazirlar aâşa- gıdaki zevattır: Başvekil ve Hariciye Nazın: B. Spaak (Sosyalist) Maliyo Nazin: B. Forar (Li- beral) Milit Müdafaa Nazın: Gene- ral Deni Müstakil kabinede 4 sosya- Bat, 4 katolik, 1 liberal ve l müstakil vardır. T “Bir adam yaratmak,, Ikinci ve son yazım Şair Necip Fazılın “Bir adam yaratmak, adlı eseri Anadolu sütunlarında güzel bir san'at ve fikir hareketine vesile oldu. Bundan şu da çıkar: Eser bir 'Türk şairinin telifi olmak itibarile, alâka gördü. Düşündürdü, heyecan uyandırdı. Arkadaşımız B. Hamdi Nizhet- ten sonra yaptığım tenkide, genç hukukçularımızdan Bülend Üstündağ cevap verdi ve hulâ- satan şunları söyledi: 1 — Ben eseri gazeteci göz- lüğü ile tetk'k etmişim. 2 — Hüsrevin deliliği kat'i şekilde belli olmad ğı gibi inti- har etmiş bir adamin oğlunun mutlaka anormal ve ayni akıbet yolcusu olması keyfiyeti de an cak ihtimallerle ölçülebilirmiş. Ve- rasetin kat'i bir ifadesi olamaz- miş.. 3 — Göte'nin Verteri"ade, Ra- sin'in Fedri'nde, Dostoevski'nin Kahraman biraderlerindeki Ka- ramazof'ta aşağı yukarı bu tipr ler varmış. Freud'ün yeni bir iddia ile ortaya attığı ve kom- pleksini teşrih ettiği insan tipi de onlardan imiş. İnsan kapalı kutu imiş. Ne tıp, ne de psiko- loji son sözü söylememiş. 4 — Tezada düşmüşüm. Ga- zetecinin teşhirindea sinirlene- rek o sinirle yazımın sonuna kadar geldiğim halde birder- bire, “her meslekte böyle tipler bulunabileceğini, söyliyerek müellifi affeylemişim. Cevaplarım, kısa kısa ve top- lu olacak, muhatabım mazur görsünı Şiirlerini kendim yazmışım gibi, en küçük usaresini bile eme eme, büyük bir lezzetle okuduğum Necp Fazılın bu eserini ne bir gazeteci gözü ile tetkk ettim, ne de bu eserdeki gazeteciye ait ağır hisse kar- şısında sinirlendim. Ben tenki- dimin o kısmında şunu — söy- ledim: Kendi hayatını, kendi iç ve tahteşşuur - buhranlarını — yazıp piyes halinde ortaya atan ve bu eserini de oynatan bir muhar- ririn, kendi hayatı ile eseri arar sındaki münasebeti pahasına, bir gazeteciyi tahkir etmesi aksak düşmüştür. Çün- kü ortada bir hakikat vardır ki, © da gazetecinin de pekâlâ seçtiği gibi, eserin ana hatla- rınin — muharririn disidir, yazan kendii şasını yapan kendisi. Halbuki bunu inkâr etmekle samimiye- tinden çok şeyler kaybediyor, demektir. Böyle olunca da bü- tün o buhranların, o ruhi - ve dimaği tezahürlerin kıymet ve tesirlerini kaybetmesi tabildir. Şu esan ele alacak olursak, netice itibarile de o tipi, Mok yer'in (Jan Batist Poklen) mü- tevelfa sadrıazam Ahmed Vef k (pa- ş8) — kalemi ile sahne hayatımı. za geçen eserleri ile onun muasın Racin'in trajedi- lerindeki tiplere benzetmemekliği- mz lâziımgelmek- tedir. Keza Şeksprin Romeo ve Jülye- ti'ni de bu kate- goriye katmamak lâzımdır, çünkü o eser, büyük İn- giliz şairinin aşa- Ozkan Rahmi Gökçe ği yukarı ilk orada sadece aşk vardır. Onda iddia ve felsefe yoktur. Şeks- prin en büyük eserleri 1600 den s#onra başlar. Dostoyavski- yi de kenara birakalım. O da böyle karakterler, bil- hassa melânkoliye saplanmış, muvazenesini kaybetmiş insan- ların rahlarının enginlerinde do- laşırdı amma bami şekil de. O zaten kendisi hasta ve maiüldü. Bize pisikolojinin söylediği iki şey şuduür: Buhranlar, insanların ea — 1a- mimi oldukları zamanlardır. ve onların devamınca o — tipin şu veya bu muayyen cemiyet şart- larına, şu veya bu ahlâk ve nizam ölçülerin» uyması, yani kendi içinden başka - görünüp kendi eserlerindendir, - ğ düşündüğünden — başka — söylemesi, asla mevzau bahso. — lamaz. Bir sar'alı düşünelim: Hastalık nöbeti başgösterin: ce, sokakta olsun, vapurda, iş başında, aşk halinde, her ne- rede olursa olsun mutlaka ve mutlaka hastalığının pençeleri altına düşecektir. Arık ©o da- kkadan itibaren oava için “gö- recekler, ayıp olacak, içyüzüm, hastalığım an : ş iacak, kaldırım. ların üstünde psk biçare vazi yette kalacağım, şeklinde en- dişe mevzuu bahsolamaz. Şim- - di Hüsrevi ele alalım: Babası intihar etmiştir. Birl. Kendisi o intiharı yazmıştır. ve bütün heyecanını yaşatmış ve yaşamıştır. İkil. Neticede ayni şekilde intihara kalkmıştır, üçi.. ” Şu halde bu intihar keyfiyeti onda ya bir vöraset tezahürü- dür, ya bir fikri sabit. Ve binar — enaleyh bu adam, deli demek- ür. Fıkri sabiti, tıp, delilik man- — Kaldı ki, muhatabım bu gibi tiplerin normal olamıyacağını, normal, (yani suya sabuna do- — kunmaz) üplerin kahraman — kesile aoktaya işi aaormal - telâi mızda farklar var. Normal adam — suya sabuna dokunmaz, heye- cansız, espirisiz, idelist olmak- tan uzak, filozofi ve yanaşmıyan adam demektir' Ben bu fikirde kendileri ile beraber değilim. Asıl normal adam, akıl, muhakeme ve idra- kini kendi tahteşşuurunun, ken- di iç âleminin kuvveti ile ber liyebilen adam demektir. Fakat anormal adam, davaya — bazan deliliğe — çıkıyor, bazan aptal oluyor. Ve — çok az olarak ta telâkk si caa- lite haricinde kaldığı için he- pimizin bon şans dediğimiz mu- — tat kırıp geçiyor. Gerek delide, gerekse marazi tipte olsun, — Sonu Giıncı sahifede — RUHUM — Bülend Üstündağına — Hangi dağın yokuşu böyle dik bu kedar ver, Haogi uçurum acep; derindir bunun kadat? Hangi kagın cehennom yakar bu atep gibi, OÖnün sesi, çığlığı, hangi tırtınada var? * .. Kubbesinden ber lâhza — bin yıldırım boşanan, Böyle bir gökyüzünü söyleyin gören varsa, Yaklapıa da deaesin bir ejderha bahtını, Dişleri cadan zorlu azgın canavarsa! * .. Beni otuz dört yıldır, içimden devirerek, İradesiz, setseri; önüce katmadıdır, Ben de enlıyamadı