Sahife 3 A UF e Mi BZ TELCRAF ö ANADOLU Italyan ve Alman tayyare- leri, Valânsiyayı bombar- dıman ettiler Atılan ağır bombalardan yüz ev yıkılmış ve liman- daki bütün depolar harap olmuştur. İnsanca zayiat korkunç bir raddededir Paris, 6 (Radyo) — Mayor- kadan kalkan — İtalyan tayyare- leri, Valânsiyayı bombardıman etmişler ve limandaki depoları baştanbaşa tahrip eylemişlerdir. İnsanca zayiatın derecesi he- nüz tesbit edilmemiştir. Paris, 6 (Radyo) — Bugün, Valânsiya üzerine gelen bir Al- mân tayyare filosu, limanı ve şehrin muhtelif yerlerini bom- bardıman etmiş ve ağır bom- balar ' atmıştır. Alman filosunun atınış oldu. gu bombaların tahribatı, henüz Mecidiyeye sancak verildi Sancağı, bizzat donanma kumandanı Amiral Şükür Okan vermiştir. İstanbul, 6 (Hususi) — Donanma kumandanı amiral Şükür Okan, İzmit limanına giderek Mecidiye — harp gemisine büyük merasimle sancak iştir. Antakyada yağmurla Suların sürüklediği taşlar, yolları kapa- mıştır. Zarar büyüktür tespit edilmiş olmamakla be» Antakya, 6 (AA.) — Dün gündüz ve bilhassa gece misline raber, birçok binaların harap | çok az tesadüf edilir şiddetli yağın yağmur ve kar burada bür olduğu ve insanca zayiatın, kor- kunç bir raddede bulunduğu bildirilmiştir. Paris, 6 (Radyo) — Frankist- | kapılarını girilip çıkılamıyacak yükseklikte kapamıştır. lerin60 bombardıman tayyaresi bu sabah (Ksateyon döLaplana) yı bombardıman etmişler ve yüz ev tahrib eylemişlerdir. Tayyarelerin, 450 ağır bomba attıkları tesbit edilmiş ve bu bombaların büyük yangınlar çı- kardığı görülmüştür. ——— tarı hakkında esaslı malümat ahlnamamıştır. Salamanka, 6 (Radyo)— Ge- neral Varelanın kumandasın- Adaki kıtaat, bugün Elhamra cephesinde sahile doğru beş kilometre daha ilerlemiştir. Aranda ordusu da Kastelyon havalisinde yeni bazı mevziler #İniş ve cumhuriyetçilere büyük zaylat verdirmiştir. «Burada vu- kubulan muharebede cumhuri- yetçilerin 400 maktul ve 800 esir bırakârak — kaçtıkları bildi- rilmiştir. Çin - Japon harbi| ,, (Pekhin) e yürümek is. tiyen Çin çetelerine karşı tertibat alındı Şanghay, 6 (Radyo) — Ja- pon ordusunun; Pekin civarın- da çetelere karşı şiddetli ted. birler aldığı söyleniyor. Pekin civarındaki bütün şehir ve kasabalar si, müsollâh bir halde (Pekin)e yürümek ve Japonların kurdukları hükümeti imha etmek tasavvurundadır. Japonlar, şehrin kapılarını kapatmışlar ve sedlerin üzerine mitralyözler yerleştirmişlerdir. Ruzvelt yük tahribat yapmış, mağazalar ve evlerin alt katları su altında kalmıştır. Hasarat çok mühimdir. Yollardan uzun müddet gelip geçme münkati olmuştur. Sellerin sürüklediği taşlar dükkanları ve Yüzlerce ev yıkılmış ve ölenlenler ile yaralanların sayısı henüz tesbit edi. lememiştir. Atina üniversitelileri Edirneyi ziyaret ettiler ve Atatürk hey- keline çelenk koydular A rşösnaalekeber atla karşılandılar. Yunanlı gençler, Atatürk anıtına giderek çelenk koyduktan sonra: — Yaşasın Atatürk, yaşasın Türkiyel Diye bağırdılar. Dost memleket Üniversitelileri, Selimiyeyi, etnoğrafya müze- sini, ziraat bahçesini gezdiler. Umumi müfettiş general Kâzım Dirik, Üniversitelileri çok sa- mimi surette kabul ederek kendilerine Trakyanın zengin bir al- bümünü hediye etti. Pragda hâdiseler oldu —LĞec——— Müteveffa Mazarik heykelinin kaidesinde meçhul kimseler tarafından bir haç resmedilmiştir g. 6 (A.A.) — Moravyada Sumberkte dün Reisicumhur Mazarikin heykelinin hasara uğradığı ve heykelin kaidesine bir gamalı haç resmedildiği görülmesi üzerine Çeklerle Almanlar arasında yeniden bâzı hâdisoler çıkmıştır. Zat gazetesine göre 200 polis Sumberke gönderilmiş ve po- lis umumi müfettişi tahkikata başlamıştır. Şehirde sükünet hü- küm sürmektedir. Hükümet Südet partisi azasına hitaben bir beyanname neşre- derek Haylayaın doğuşunun 40 incı yıldönümüne tesadüf eden 6 mayıs günü alenen tezahüratta bulunmamasını tavsiye etmiştir. Uluslar Sosyetesi konsey Konsey, önümüzdeki Pazartesi günü içtima edecektir. Cenevre, 6 (Radyo) — Uluslar. Sosyetesi konseyi, önümüz- deki Pazartesi günü toplanacaktır. Bu münasebetle muhtelif devletle mümessilleri, gelmeğe başlamışlardır. 1940da cumhurreis. |€ liğine namzetliğini kkoym'yacak Paris, 6 (Radyo) — Vaşing- tondan burâaya avdet eden Ame- Tika sefiri (Bulik) gazetecilere ıloyıııını bulunmuş ve Ruzvel- tin 1940 da cumhurreisliğine namzetliğini koymıyacağını ve Beyazsaraydan — serbest kaldık- tan sonra, uzun bir seyahate çıkarak — Avrupayı — gezeceğini söylemiştir. İstanbul Belediyesi li Şebir Tyaroe Elhamra 5'a . ” Bir Adam Yaratmak ”»« 3 Pwi 8 », Pazar Bir adam yaratmak dram ŞehirTiyatrosu 9 ». Pazartesi || latikam Maçı Komedi 10 . Sahı Toka lmllml" 11 . Çarşamba || Ateş böceği 12 , Perşembe || Sözün kısası 13- , — Cuma Kral Lir 7 Mayıs cumartesi tenzilâtlı talebe matinesi Saat 3,30 da başlar H Size öyle geliyorsa 8 Mayıs Pazar umuma matine H Satılık Kira, )l_lılllll Büyük Millet Meclisinde Ankara, 6 (Husasi) —Büyük Millet Meclisinin bugünkü içti- mamda hükümetimizle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri İttihadı devletleri arasında aktedilen Seyrisefain ve Ticaret muahe- denamesi anlaşması hakkındaki kanunun ikinci defa olarak müzakeresi yapılmış ve kabul edilmiştir. Bu kanunun kabu- lünü bildiren ri; makamı: nın beyanatı şid: alkışlarla karşılanmıştır. Meclisin bu içtimaında, Sov: yet hükümetinin yeni Ankara elçisi B. Tirentief te bulun- muştur. Ankara Ziraat enstitüsü kaldırılıyor. Ankara, 6 (Hususi) —Ankara Zirmat enstitüsünün — lâğvedile- ceği ve Orman çiftliğinde bir Ziraat fakültesi tesis edi- lerek, Dovlet Ziraat işletmeleri hir flyatrosun da MAKBET Herşeyden evel bir noktaya işaret etmek isterim. Halkımız, hayır yalnız halkımız değil hat- ta, münevverlerimiz klâsik eser- leri; e henüz erememiş , Bir akşam evelki patır- tılı, gürültülü vodvili görmek için parteri tıklım tıklım dok duranlardan dörtte biri bile (Makbet)i görmeğe gelmemiş ti. Kendi kendimizi aldatmak için türlü telsirler bulabiliriz. Fakat görünenköy — kılavuz — istemez, hakikat meydandadır. Bu vazi- yet bu şekilde devam ettikçe maruf tabiri ile ağzımızla kuş tutsak güzel san'atların bu en güzelini bizde de kökleştirmek kabil olamıyacaktır. İster hü- kümetin — sübvansiyone ettiği mücsseseler teşkil etmek sure- tile olsun, ister Halkevlerinin gösterit kolları mesaisini teksif etmek şeklinde olsun, ne yapa- caksak biran evel yapmalı, halka, hber fırsatta klüâsikleri dinletmek suretile onun tiyatro zevkini terbiye etmeliyiz. içimizde - işite miyen yoktur. Fakat yalnız İn- gilterenin değil, bütün dünya- nın bu en büyük temaşa şairi hakkında zannetmem ki çoğu- muzda sadra şifa verebilecek kadar malümat bulunsun. Dün- Şekspir i Kurumu ile iş birliği temin olunacağı ve bu suretle zirai kalkınmamızda daha aktif bir gfit amyencen Ze Gi Papa Eftim AT öi İRomanyadan Kudüse giden papazlarla konuştu İstanbul, 6 (Hususi) — Kw düse gitmek üzere Romanyadan buraya gelen papazlardan mü- rekkep bir heyet, Papa Eftimi ziyaret etmiş ve Türk Orto- doks teşkilâtı hakkında malü- mat almıştır. Yardım listesi Bank Komerçiyala İtalyana me mur ve müstahdemini evelce — vet. dikleri balde liste harici kalan 24 Kira 75 koraş, Tayyare ikinci dafi tabura subayları 7 lira 25 kuaraş, Belediye başbekimliği memurları 17 lita, Belediye çocuk yuvasi me murları 15 lira 60 kuruş, Eşrefpaşa hastahanesi memor ve müstahdemi- mİ 31 lira 21 kuraş, Nesim Sıbah S Hra, Fırıncılar esnafının teberrüi olup Hüseyin Çakır elile 50 lira, Aşçı Recep Baştuğ 5 lira, Ali — ve Adil Fidan ve ortakları 30 — lira, Hile Fidan 1 Hita, Melâl Fidan 1 lira, Sarıkamış okulu öğrencileri $ Hra 66 kurüş, Köçeciler Musevi okulu öğrencileri 8 lira 55 — kuarup, Bölge San'at okula öğretmen — ve memurları 31 lira 15 kuruş, Mus» tafa ve Hamid Gönlüşen 2 lira, Üzüm korumu memurları 57 liza İ| 10 kuruş, Mersinli fidanlığı me mur ve müsahdemini $ lira, toplanan 273 lira 12 kuruş, dünkü yekün 15853 lira 93 karaş, umum? || yekün 16127 lira $ kuruş. Varolsunlar! İzmir Maliye memurları yarın Kızılçullu atkoşusu sahasındaki çamlıkta bir kır gezintisi yap- mağa karar vermişler ve bu- nun — için para — ayırmışlar- dı. Bu hamiyetli memurların, gene aralarında verdikleri bir kararla kır gezintisi için ayır- dıkları parayı Kirşehir zelzele felâketzedelerine verdikleri, kır gezintisinden vazgeçtikleri ha- ber alınmıştır. Maliye memur- larını bu hareketlerinden dolayı tebrik ve takdir ederiz. yada hiç bir şairin benüz kâ- bına varamadığı bu adamın ismi etrafında bile bâlâ ihtilâf mevcuttur. İngilizcede Şekspir ismi tam altı türlü yazılır. Hatta dahası var: Şekspirin tamamen bayal? olduğunu iddia edenler bile vardır, Şekspirin tiyatro kapılarında aşilzadelerin hayvanlarını tutmağa — tenezzül edecek kadar zavallı kalmış bir aktör olduğanu, bugün bu mas ke altında bulumnan eserlerin ayni devirde yaşamış yüksek bir Lord tarafından yazıldığını ileri süren ve bunu namütenahi delillerle tevsik etmeğe çalışan üçüncü bir grup ta mevcuttar ki ihmal edilecek bir yekân teşkil etmezler. İşin tarihe ve İagiliz edebiyatına taallük eden bu kısımlarını bir tarafa bırakalım. Mahiyeti kim olursa — olsun, *Makbet, Şekspir ismi altında tanılan bu adamın eseridir ve hiç şüphesiz en güzel eserlerin- den birisidir. Şeksperin hemen bütün eser- leri bütün medeni dünya lisan- larına tercüme edilmiş, her ta- rafta yüzlerce ve yüzlerce defa oynanmıştır. Biz bu sahada en geri kalanlardan biriyiz. Hatı- ram beni aldatmıyorsa memle- ketimizde şimdiye kadar yalnız bu müellifin “Otello, su oynan mıştır. Hâlâ kahvelerimizden birçoğunda Otelloya aid tablo- ların reprödüksiyonlarından bir çoğuna tesadüf etmek müm- kündür. Şehir tiyatrosu bu dâhi müek lifin Makbet gibi, Kral Lir gibi eserlarinin dilimize çevrilmesini temin etmekle hem edebiyatı- miza, hem de temaşamıza cid- den çok hüyük, çok isabetli bir bizmet yapmıştır. Makbet İskoçya tarihine aid bir faciadır. lakoçyalı iki asik zade, Makbet ile Banko, çöl ortasında üç büyücü kadına te- sadüf ederler. Büyücüler Mak- bete kendisinin kral olacağını, Bankoya da çocuklarının kral olacağını haber verirler. Makbet — karısının - teşvikile kendi malikânesinde misafir bu. lunan krel Lunkan'ı — öldürür. Kral olur, arkasından Banko- ya da katlettirir. Fakat müdhiş bir vicdan azabına — tutulur. O kadar ki bir ziyafet esnasında Banko'nun hayaletini kendi ye- Hamdi Nüzhet Çançar rini işgal etmiş görür. Karısı Leydi Makbet bir seyrifilme- nan nöbeti esnasında kendi teşviki ile kocasının işlemiş ol- duğu cinayeti ağzından kaçirir ve bir müddet sonra da kala- sından bir türlü sökemediği bu hayaletlerden intihar etmek su- retile kurtulur. Bir lagiliz or- dusunun muavenetini temin et miş olan kral Dunkan'ın oğlu Malkom İskoçyaya hücum eder. Çocukları ve karısı Makbet ta- rafından zalimane bir şekilde katlettirilmiş olan asilzadeler- den Maktaf muhi meyda- nında “Makbet,, i öldürür. İşte facianın hulâsası.... Şekspir bu eserinde ihtirâsı ve bu ihtirasın insan ruhunda yaptığı sonsuz tahribatı emsalk siz bir kudretle tasvir etmiştir. Makbet kral olmak istiyordu, kendi kralını öldürmek suretile bu maksadına vasıl olur. Fakat bir tıraftan vicdan azabı, diğer taraftan cimayetinin meydana çıkması korkusu artık onu pen: çesine almıştır, Şimdi iş bir tek cinayetle kalmıyacaktır. Bu — cinayetin uzak veya yakın masum veya günahkâr şahidlerini de ortadan kaldırmak lâzımdır. Binaenaleyh cinâyet üstüne cinayet işler. Leydi Makbetin bir tek ihtirası vardır: Kocasını kral görmekl.. Onun için cinayet fikrini yegâ- ne çare diye kabul etmiştir. Kocasının son - tereddüdlerini yenen ve kral Dunkan'ı ök dürecek silâhi Makbetin — eline veren odur. ÖO da ihtirasını hayatı ile ödeyecektir. Şekspirin diğer eserleri ara- sında bile insan karakteri bu kadar çırçıplak, bu derece çiğ bir surette teşrih ve tasvir edil- memiştir. . .. Temsil heyeti umumiye itk barile oldukça iyi ve kusursuz- du. Eserin bütün merkezi sıks leti pok tabit olarak Makbet ile Leydi Makbet üzerinde top- lanıyordu. Leydi Makbet rolün: de Bayan Neyyire — Muhsin, kendisinden beklemeğe hakkır mız olan temsil kudretini bik tün yüksekliği ile — gösterdi. Şimdi hafızamı toplamağa çar lirken Leydi Makbetin hangi sahnedeki muvaffakıyetini daha ziyade tebarüz ettirmek lâzım- geldiği noktasında tereddüde düşüyorum. Eğer mutlaka bir parçayı zikretmek lâzımsa di- yeceğim ki, bilhassa üçüncü perdede — Bayan Neyyire alel: âde mariz bir sairifilmenam değildi. Sanki birinci perdedeki o zalim, o muhteris — Leydi Makbetin azap çeken teşahhus etmiş vicdanı idil. Makbete gelince, bunu genç artistlerden Sami Aynsoğlu oy- nuyordu. Muvaffak olamadı di- yemiyeceğim, bilâkis bazı sah- nelerde harikulâde idi, çok ke- reler bir tiyatroda, bir temsil karşısında olduğunuzu unutu- yor, kendinizi hakiki bir hayat sahnesi önünde zannediyordu- nuz, Fakat bazan da bu tesirin tamamile aksi hasıl oluyordu, Öyle sahneler vardı ki Bay Sa- mi orada Makbeti yaşatmıyor, bir mektepte resitasyon yapan bir talebe vaziyetine düşüyordu. Bilhassa ikinci perdede bu tesiri taz'if edecek dereceda seri konuşuyordu. Artistin he- pimize telkin etmek istediği vicdan azabı belki bu sürati izah eder, fakat kabil değil mazur gösteremez. Makbetin makyayına da biraz takılacağım. — Bıyıklarına — öyle — Sanu Sinci sahifede —