Hükümet, sigata (istlerini içer, hem astarız. Fakat büyük yığımın demx mütalcaya kalkuğumız v Bir haber dolayısile mumiyetle ucuzlatmak kararını — vermiştir. gzaratımı bildiğimiz balde, bir çoğumuzu gece ve göndüz içinde sürüklüyen sigara ve tütün bizim — için iki başlı dıği sigerayı, tütün satış (iatleri zaviyesim- bu kör olası sebirin, halkın cbsdanıne da #itayet ettiğini görürüz. Tiryakilik namm altında yaşıyan © insafuz ve baş- — Böş itiyat ve iptilâ, güm: ptket sigara aranında «el uzatan çocuklar gibi, hechavgi bir saatinde en nefis bir tath ile bir t birakıldiğimiz. vakit, pi ni de sigaraya doğru çevirir. y birakip . ateşe mki bis is tihsal ediyoruz, mademki osasen ucuzdur. Şu halde bem fisti de immoli, hem de kalite yükvselmelidir. İapirtolu içkilerde de vaziyeti ayai şekilde mütalea etmek gerektir. Bu memlekette, bir sene içinde, üç kilo yaş, kuru üsüm veya incir yememiş, hatta hatırına getirip te buaları aramak ibtiyacımı biç dayme muş binlerce, va binlerce, yüz binlerce vataudaş vardır. Bona mukabil ise, ispirtolu içkiler kanalından da ııl:ıuıhuı Fakat çok hepimizin birer istiklâk hissesine sabip eldağa pabalıya!, Eğer esrar ve mümasili sehirler, gizli gizli bir vtevaç sabası buluyorsa, içki pabalılığım da bir Amil olarak tanımaklığımız lâzımdır. Hiç olmazsa yarabı yonslatsak, ber sofrada, batta ber kabvehanede çe zap bulandurmak imkânlarımı hazırlasak; bem ihtiyaecı karşılamış, hem sılbat sadişesine cevap vermiş, bem de üzüm istihlâkini artırmış olaraz. Kaldı ki, çarapçılık, bugün her tarafında bir rekabet ve ikteadi tazyik sman üsümcülüğümüz için, yumruklarile kapıyı çalmakta olan bir —sara- rettir de. bul Yedi yıl devam eden muha- tehlikelidir — maker yemek yirken, mânçabaşı çok tuhaf bir söz söylemiş ve — herkes, yemeği bırakarak, ka- 'tıla katıla gülmeğe başlamıştır. “Gülmek faslı © kadar sürmüş- — Almanyada doğum hâdise- — Jleri nasıl karşılanır? — Almanyada bir çocuk doğ- 'f— zaman, © çocuğun doğ- — duğu mahallede şenlik yaparlar. — Bu âdete, Münihte daha fazla Bu akşam saat 21 de harplerin kurbanları| köylerinde bi çocuk doğduğu zaman, bütün kiliselerin çanları n dakika mütemadiyen çalar- lar. Bir meşe ağacının sakla- dığı telgrati Almanyanın — Kunnerendoy şehrinde büyük bir meşe ağacı vardır. Son zamanlarda bu ağacı budamak — lâzımgelmiş ve ayani zamanda köküne de gübre dökülmek — istenmiştir. Bu münasebetle meşe ağacının kökü temizlenirken, bir teneke kutu bulunmuştur. Bu — kutu açılınca, 11 nisan 1871 tarihin- de Prusya kralı tarafından kra- l|= | gönderilmiş bir telgral bulunmuştur. Bu telgrafla, AL- man ordusunun zaferi tebrik edilmiş ve telgraf, bir hatıra- mia yaşaması için, tenekeden kutuya konularak oraya bıra- kılmıştır. Et ucuzlıyabilir, tet. kikatta bu neticeye varıldı Et fiatlerinin ucuzlatılması için vilâyetçe yaptırılmakta olan tetkikler sona ermiş, Ticaret Odasına hazırlattırılan bir ra- por, Dahiliye Vekâletine gön- derilmiştir. Bu rapora göre, İzmirde et fiatlerinin ucazla- masını temin etmek için imez- baba ücretleri ile devlet demir yolları — tarifelerinde — tenzilât yapmak ve daha bazı tedbirler almak kâfidir. 18 Lira çalmış Çaziler caddesinde İkbal ote- Hnde Riza adında biri, Mebr med oğlu Mustafanın - odasına grip yastığı altındaki 18 lira- sını çalmıştır. Hırsız zabitaca aramıyor. ANADOLU Şehir Dahili Haberleri Maskeli haydud-'ş. Meclisinde hararetli münakaşalar oldu ların marifeti. İlmar işleri için bir Parayı aldılar, fakat yakalandılar. Kuşadası kazasında Selçuk nahiyesi dahilindeki dağlardan birindeki çadırında oturan Ka- ratekeli aşiretinden Yusulf oğlu Süleyman, geceleyin üç kişinin taarruzuna uğramıştır. Yüzleri mendillerle maskelenmiş olan üç kişi, çadıra girmiş, ellerin- deki silâhlarla Süleymanı ölüm- le tehdit ve para istemişlerdir. Süleyman: — Param yok, Demişse de tazyik ve tehdi- din tesirile parasıma gizli bu- lunduğu yeri göstermiş, hay- dudlar, paraları alarak kaçmış- lardır. Alınan para 500 lira imiş. Süleyman — haydudların jandarmaya h 'çbir haber ver- memesi hakkındaki iHılıı'ıııl rağmen gidip şikâyette bulun- muş, muîlolıl kollardan — faali- yete geçilerek failleri kısa bir zamanda yakalanmışlardır. Bun- ların Torbalı kazasında Ahmed- ler köyü cıvarında oturan Bur hanlı aşretinden kömürcü Zey- nel oğlu Mustafa ile bedeli Halil ve Salih çavuş adında üç kişi oldukları anla şılmış, üçü de tutulmuş, adliyeye — ve- rilmiştir. x Bayraklı vapurunda Dün akşam bir arıza oldu — — İzmir-Karşıyaka —arasinda iş liyen Bayraklı vapuru dün ak- şam saat 20,15 de Konak it- kelesinden hareket ettikten son- ra bir arızaya uğramıştır. Pa- saport ve Alsancak - iskeleleri arasında - vukubulan bu - arıza yüzünden vapur o0 dakika kar dar olduğu yerde kalmış, ta- mir edilmiş ve tekrar yoluna devam ederek yolcuları Karşı- yakaya götürmüştür. Bayraklı vapuru, yeni bir vapur oldağu balde ikinci arr zayı göstermiştir. Evelce de Karşıyaka - Alsancak arasında dümen zinciri kopmuştu. Bu güzel ve konforlu vapurun, arı- zalara uğramaması için her tür ü tedbirlerin zamanında alın- miş olması İâzındır. Bir katilin mahkümiyeti 'Torbalı kazasında Oğlananası çiftliğinde hizmetkâr Mehmedi kolaylık bulundu. İkincikordon, Halkapınar suyu, büdce kararnameleri. Şehir Meclisi dün öğleden sonra — belediyede toplanmış, muhtelif meseleler, yeni sene muvazene kararnameleri — üze- rinde müzakerelerde bulunmuş- tur. Eski zabıt okunduktan son ra belediyenin de hissesi bu- lunan otomatik - telefon şirketi satış mukavelesinin tasdiki için belediyo reisine de salâhiyet ver İmiştir. Belediyenin — sattığı arsalar, birinci derecede bole- diye namına ipotek edilmekte ve bir'sene zarfında bu arsa- lar üzerinde binalar inşa etti- rileceğine dair arsaları satın alanlardan teminat alınmakta- dır. Halbuki birçok kimseler, arsalar üzerine İnşaat yaptır- mak için inşaatı ve arsayı bi- rinci dereceden Emlâk ve Eş- tam bankasına ipotek eltirmek suretile para istikraz etmek (: » temekte, inşaatta kolaylık elde etmeğe çalışmaktadırlar. Arsalar, belediyeye birinci derecede ipotekli olunca Em- lâk bankasından İstikraz imkâ- ni da kalmamaktadır. İmar iş lerini kolaylaştırmak ve halkın inşaat mukabilinde bankadan istikraz akdini temin etmek için arsaların ve inşa edilecek bina- ların birinci derecede Emlâk bankasına ve ikinci derecede belediye namına ipotek edilmesi Hakkındıki teklif, epey münü- kaşadan sonra meclisce şu şe kilde kabul edilmiştir: Bundan sonra bina kıymeti- nin yözde otuz beşi Emlâk ban- kasına birinci derecede ipotek edilecek, mütebaki kısım da belediye için terkolunacaktır. İkincikordonun —uzayıp giden inşası meselesi bakkında De- | sizbancın yaptığı - teklif okur nunca şu münakaşa geçmiştir: B. Faik — Belediye, bu me- selede haklıdır. Vaktile inşaat ve mütemadi tamiratını rıhtım şirketinin yaplığı İkinçikordon için Den zbank umum müdür- lüğünün belediyeye 30,000 lira vermek, kat'i surette ibra edi mek ve bundan sonraki bütün inşaatı belediyeye —mal, etmek âs'iyor. Ecaebi bir.şirketin vak- tile yaptığı — kolaylığı Deniz- bankın — yapmak — istememesi şaşılacak birşeydir. Bu öyle küçük bir mesele değildir. Yüz tabanca kurşuaile öldüren çobaa| binlerce liralık meseledir, Rer Nuri, Ağırceza mahkemesinde altı sene ağır hapse mahküm ed lmiştir. TAYYARE swemasınca 1518 — 1937 Avrupa tarihini musavver Ingiltere Tacının Incileri Şerefine büyük Gala j Mükemmel -Orkestra - Fevkalâde müsamere göndlik bir maziyi ihya eden bu filimi sapın müdavimlerimize tavsiye ederir Gündüz 2,30 ve 5,30 Seanslarında SONATA KROCER ve İSPANYOL ÇİÇEKLERİ Flmleri görülecektir. Fırsattan istifade ediniz imi makamlara ibraz için birde ibraname istiyorlar. Ben, yük- sek meclise şunu teklif ediyo- rum: İkincikordonu —inşa etmek Denizbanka ait bir vaziledir. Binaenaleyh — bankayı — davet edelim, inşaatı yapsın. Yahut hükümetten yardım i; li B. İsmail Hakkı Sur — Biz otuz bin lirayı alacağız, cadde- yi biz yaptıracağız, ondan son- ra da İkincikordon artık her vakit belediye tarafından tamir "edilecek.. Bu olamaz, yanlıştır. Arkadaşlarım da — kabul et mezler. Epey — münakaşalar — geçti, mevzu dinlendi, sonunda Bay Muzaffer ve Mustafa Buldanlı da söze karıştılar. Belediye yreisi Dr. B. Bebçet Uz, İkinci- kordonüun 60 bin liraya değil, “hakikt keşiflere göre iki yüz bin liraya inşa edilebileceğini, bu meselenin uzun zaman sü- rüne*mede bırakılması da doğ- rü © nadığını söylemiş, netice- de 8. Faikın teklifi veçhile İkincikordonun — inşası için hü- kümetten yardım istenmesi ke- rarlaştırılmıştır. Bu müzakereyi belediyenin 938 senesi büdce muvazene ka- rarnamesi ile mezbaha, otobüs ve Karşıyâka tramvayları büdece kararnameleri okunmuş, büdce encümeninin, bu kararnameler- deki bazı maddeleri değiştiren mütalealarla birlikte kabul edi- miştir. Helâ çukurlarını temizlemek için bir tarife hazırlanması hak- kındaki teklif, tarife encümenine gönderilmiş, B. Mustafa ve ar- kadasları imzasile yerilen bir takrir ruznameye alınmışsa da okunması Cuma günkü son top: lantıya — bırakılmıştır. Bu tak- rirde Halkapınar suyu hbimaye mıntakası dahilinde bulunan ve belediyeden izinsiz inşa edilen evlerin yıktırılması için sahiple- rine verilecek bedellerinin su şirketi tarafından verilmesinin temini istenmektedir. 11 imza taşıyan bu takrir, Cuma günü saat 17 de son toplantısını yar prcak mecliste müzakere edi- Gezinti ve ziyafet I& sonra otobüslerle şeh- ri dolaşacak, balediyenin dört yılda yaptırdığı muhtelif — eser- leri göreceklerdir. Yarın akşam da belediye reisliği tarafından meclis azasına Kültürpark gazi- mosunda bir veda ziyafeli ve- rilecektir. Suvak vapuru Cuma günü İstan. bıı_lı götürülecek Denizbank umum müdürlüğü- nün İzmir » Kargıyaka arasında işliyen vapurlardan birini İstan - bula naklettireceğini ve Boğaz- içinde — işleteceğini yazmıştık. Haber umıza göre, (Suvak) vapurunun İstanbula gönderik mesi kararlaştırımıştır. İstanbul Akay işletme idaresi şeli B. Nasuhi Özok, Suvak vapurunu Cuma günü İstanbula götürecek olan kaptan ve taylalarla şeh- rimize gelmiştir. Denizbank İzmir şubesi mü- dürü B. Haşmet Dülge, dün B. Nasuhi Özoku tersaneye gö- türmüş, limanda — gezdirmiş, mühtelif tesisat ve toşkilât hak- kında kendisine malümat ver- miştir. Memurların vergileri Sene içinde yeniden işe baş lama ve işi bırakma dolayısile tarbolunacak kıstelyevm vergi- lerin hesabında ayların - otuzar gün ve senenin de 360 — gün olarak hesap edildiği anlaşık mıştır. Maliye — Vekâletinden şehrimiz Defterdarlığına gelen bir tamimde kıstelyevm vergi- lerin hesabında bu yolda hare- ket edilmesini mümkün kılacak kanuni bir büküm bulunmadı- gından bundan sonra bir. sene- “den noksag müddetlerin hese- bında ber ay kaç günden iba- retse © miktarın nazarı dikka- te alınması ve senenin de 365 gün — üzerinden hesaplanması , bildirilmiştir. — " Mayis 5 FİKİRLER —— Kafese dair!. M. Emin Arıkan Dün tramvayda elimde ga- zete, gözlerim sütunlara — takılı dalgin dalgın düşünüyordum, birden kendimi topladım, bir önümdeki sırada oturan ve başı başa veren iki yolcunun harar retli hararetli konuşmalarına kulak verdim. Birisi anlatıyordu: — *Dikkat ediyor musun?... İakılâbımız ne kadar cihanşü: mul bir kıymet aldı?., Yabancı gazetelerin hemen her günkü sayılarında ea büyük adamın ve onun yarattığı genç Türkir yenin dinç varlığına aid yazılar görmemek imkânsız.., Elindeki “Paris-Soir, gazete- sinin yapraklarındam birini çevi- rerek: — “Bakl. Gene şurada inkı- Tâbımızı tahlil eden enteressan bir yazı var., Muhatab yolcu, alnına düşen saçlarını ellerile kaldırdı ve; *Hi ckne *— Tabii —dostum, tabül.. Yazacaklar.. Yazmalıdırlar. 18- 20 milyon insanın inanışinı, duyuşunu tek bir. moktada te- merküz eder görürlerse olbet- te ki yazarlar. Biz bir tek var- lığainanan, tek bir ide peşin de kaşan kuvvetli bir kitleyiz. Sesimiz lüyor, çünkü kork. muıyoruz. Devrimimizin destanını, tek başına dağında, sürülerinin başında duran çobanımız da bizim gibi terennüm ediyor, Güzele, doğruya — inanıyoruz, güzel ve doğru karşımıza çır kıyor. Bu gazetenin sahibi olan memlekeltte 140 küsur yıldam beri uğraşılıp ta bir türlü te- hakkukuna imkân görülemiyen işleri biz 14 yılığ içine sığdır. dık. Hem de daima özlü ola: rak...., ”. Asansör önlerinde kulakları- a başlıyan bu gür zel houuşla İKarauliğü durağır ma kadar devam etti. Onları dinliyor, zaman zaman gözle» rimle İnönü caddesinin her iki tarafını süsliyen evleri — takibe- diyordum, Yolcu arkadaşların konuşması; bu caddeyi süsliyen güzel binalar kafamda garib bir düşünce doğurdu. Evet.. Hızı gözlerimizi kamaş- ftıran bir yürüyüşün peşi sra, fakat seve seve yoruz. nünde durulamıyan bir sel gir bi, hiç bir mani taauı akıyoruz, birlikte ne kadar kö- tü şeyler varsa hepsini şilip sü> pürmek suretile.. Yerine iyizini ve güzelini yerleştirmeğe çalı- Şıyoruz. Bu iyi ve güzeller arasında; cehennem ve namebrem kı ları ile, şeriat kaidelerinin dar çerçevesi içine sıkışmış kalmış, fakat kadınlarımıza dünya yüzü- nü hâram eden peçe gibi, fe- race gibi ucubelikleri - hiçbir gayritabillik duymadan yırtıp atmaktan çekinmedik. Kadını amacı kılıktan — çıkararak mua- sır medeniyet seviyesinin iste- diği bir şekle getirdik. Fakat her medense; bu tram- vay yolunun ve burası gibi olan bütün caddelerimizin bazan bir, bazan ikitarafını süsliyen güzel evlerimiz arasında 'ğ:l Sub tan, tünekleri gibi sırıtıp duran kafesleri bir türlü söküp ate madık, Bizim olmıyan, bize yakış- mıyan eski we költü — şeyler neden daha aramızda yaşıyor; anlıyamıyorum?, Turistik bir şehir haline ge- tirilmesi için hummalı bir (aa liyetle çalışıldığına kani olduğur muz güzel İzmirimizde, dünün kokularını burunlarımıza kokla- tan, görmek — istemediğimiz halde hâlâ gözlerimiz. önünde girkin bir vaziyetie duran “ke- fesleri, artık ölüme mahküm edelim; her halde iyi bir iş yapmış oluruz. N çi YaRAĞ,