D ada " dostlarımız mütemadiyen deniz- yi iyi idare etmesinden çok memnun kalmıştı ... Yazan M. Ayhan — 138 — Yani işler yolunda gibi.. Vezirler çıktıktan sonra pâ- dişah düşündü: Şu Pirf paşa, tam benim is- tediğim gibi.. Fakat ne çare kı iyi bir asker değil. Eğer bu hasleti de taşısaydı sadrıâzam- lığa ondan elyak kimse çıkmı- yacaktı. Sinan paşa, birdenbire bunadı, vaziyeti hiç te iyi kav- rıyamıyor. Çok ağır başlı bir adam.. Ne olur, biraz fazla zeki, sürati intikal ve karar sa- hibi, biraz heyecan taşıyan bir adam olsaydı.. Padişahın, kendilerini bu şe- kilde karşılayışı, Pt paşadan başkasını kâmilen — şaşırtıver- Mmişti: Sinan paşa: — Efendimizl. Diye kekoledi... — Efendimiz, — efendimiz?.. Bununla iş bitmiyor.. Piri paşa için için gülümsedi. Sinan paşa ise, suratına yum- rük inm'ş gibi büzüldü. Lâf değil, Yavuz kızgındı. Vezirle- rin ölüme giden yolları da, işte bu biddet fırtınaları -içinden geçerdi. — Duüydün mu Sinan paşa, leri aktarıyorlar. Hani benim Yavuz, filhakika, Sinan par gemilerim?. şadan soğumağa — başlamıştı. ile SÜSÜ 6 Hersek Ahmed paşayı düşünü- — Sustrsn ya?.. Susarsın | yordu; rler, siz de su- Ona, sadrıâzamlık - biçilmiş Devletin şan i, hep ben mi düşü- neceğim? Sizin dir ki? Size mansal verdim, Fakat din ve milliyate hizmet edesiniz diye verdim.. kaftandı. Yavuz, kendi kendine: — Heriti az kalsın idam edecektim. Kurtulduğu iyi ol muş. Lüzum görürsem sadaret mührünü ona veririm. Diyordu. Yani ikbal de, id. Piri Paşa: — Hakkınız var sultanım! :.:u_d. AT N g:d:ı eei yra ARLİ Vezirler çıkar çıkmaz, doğs ruca tersane yerine gittiler, ya» pılacak işleri tasbit ettiler, Tor- sane Boğaz'çinde bir yarı ha: rabe gibi bakımsızdı. Ayni za: manda mühim bir kısmı, me- zarlık haline gelm şti, Bu me- zarlığı kaldırmak, yeri geniş letmek için derhal emirler ve» rildi ve'ertesi günden itibaren burada binlerce kişi çalışmağa başladı. Yavuz, her gün tersa- ne hakkında malümat alıyordu. İnşaat çok kısa bir zamanda bitirilmiş ve derhal ilk tekne- lerin hazırlanıp kızağa çekilmesine başlamıştı. Sık sık, Yavuz da gidip ge- paşal, Ben, donanma istiyorum, donanma?. Anladınız mı? Ya: rın, öbür gün, bütün uşak ma- kulesi kâfirler, bizimle muahe- deleri tecdide yânaşmıyacaklar. Nice zaman var ki, vergileri de tediye etmez oldular. ;iıı türlü behanelerle bizi istiskale baş: 'adılar. Gene Piri paşa söz aldı: — Kulunuz da vaziyeti iyi örmüyorum —padişahım! Şah maili mağlüp eden ve gerek Avrupada, gerekse Asyada bu kadar toprak ve alâkası bulu- nan bir. bükümdarın mutlaka kuvvetli bir. donanma inşa eb ğ liyordu. -._._: dş'.ı:'ı:.d"î..,n. ai lağ İstanbuldaki — ecnebi devlet ç ll aği eei "htlı- elçileri, Osmanlı hükümetinin e P. bu ani ve mühim faaliyetini "âııdu bcma calda miüsekerp mulassal raporlarla, hatta kıs- böşled £ O Her vedir, padişahi | ©*t endişeler izhar ederek hü- kümetlerine bildiriyor, Osman- hların yakında, belki de Av- rupada, büyük mikyasta askeri harekâta geçeceğini haber ve- riyorlardı. İlk parti olarak elli kadırga denize indirilmek üzsre idi ki, Avrupa ortasında Türklerle ya- kından alâkadar olan Eflâk prenaliği ile Macaristan ve Le- histan murahhas heyetler gön dererek Türkye ile dostluk muahedesi istediler, Bittabi bu dostluklar, Osmanlı hükümetine her sene muayyen - birşey ver mekle kabild. Mesolâ; ya Ef- lâk prenslüği her #ene — ordu; 600 genç verecekti, para fa da ayrı ve mühim bir yekün tutuyordu. Macaristanla yapılan anlaşma da büyük faydalar ge- tiriyordu ve ilk taksitler gelince padişah, Piri paşaya bol bol iltifat etmekten kendi! madı. —— Dediğin çıktı, onların pa- rası ile gemileri başaracağız. Ancak'şu Venedik ve Napoli Dokluklarından hiçbir. haber yok. Köpekler, gün gelip ya- varacaklar, * — Şüphe yok — padişahım, Venedik Doku zaten.bize karşı derin düşmanlık himleri taşıyan bir herif imiş.. Fakat —muhak- | kak ki, başı kayaya çarpacaktır. | — O da tekneler yaptıriyor: muş.. — Zozar yok şevketlün, ga: Far yoc.. Allahın inayeti bz- dedr. terviç ediyordu. Easki Bizans tersanesi, Beyoğlu ciheti sa- bilinde idi, Beş yüz gemi ile bir tersane inşası kararı verik dikten sonra, Yavuz, derhal işe başlanmasını emretti: — Şmdi buradan çıkıp, Der- ya kaptanı da tersaneye gide- cek icap edon hazırlıkları ya- yapacaksınız. Ben de bilâhare gelir, görürüm, ; Sinan paşa, Piri paşanın var ziyeti ve mükâlemeyi iyi idare etmesinden çok memnun kal- mıştı, Huzurdan çıkarlarken ona yol verdi. Bu sırada Piri paşa ile Yavuz gizlice biribirine göz kıptılar. ANADOLU Günlük siyasal — gazete —— Haydar Rüşdü ÖKTEM Ümumi neşriyat ve yam işleri müdü # Mamdi Nüzhet ÇANÇAK İDAREHANESİ Kmir İkinci CEBslk Partisi binas Telgraf İsmiz — ANADOLU Telefon: 2776 » Posa kutasu: 403 Abone şerualli Büliği 2400, aü oylıği 800 Kuruştur Yabeca — memleketler İçin — sevclik sbere kereti 17 Diradır ARADULU. KAJbAABINDA BARILMIŞ'T IN 'ı — Sinan paşa çalışıyor mu? — Çalışıyor padışahım.. —Yalan söylersi , Pıri.. Ben buna çalışmak demem.. — Hersok Ahmed paşa ne âlemde? — Eviaden hiç çıkmıyor sul- tanım. — Yarın; gzlice onu ziyaret et, selâmı şahanelerimi söyle. P.,i Paşa, vaziyetin farkına varım'ştı, Sinan Paşa, yuyarlamıyor de- mekti. n Yavuz etlesi gün, Piri Pa. Şayı çağı tti: — Gittin mi Herşek Ahmet Paşayal — Gittim şevketlâm. Selâmı şahanenizi söyleyince, ağlamağa başladı, — Ağladı ha?., — Evet sultanım.. *Benim hiç bir kusurum yoktur. Yatağımda ölseydim, gene, Padişahımla dargın gidiyorum, diye yüreğim yanacak, göz erim arkada kala» cıktı., dedi. — Yasan... Başka neler söy- ledi?. — Snan Paşa galiba, ona birkaç defa uğramış, Çünkü, yaptığımız ve yapacağımız iş- leri hep biliyor. | Yavuazun kaşları çatıldı. Göz- lerini kısarak biraz düşündü: — Demek bizden habersiz onu ziyaret eylermiş ba? — Öyle olacak Sultanım.. — Yarın Edirneye gidiyoruz. Hersek Ahmet Paşaya haber yolla, o da gelsin, — Olur devletlüm... | Filhakika, Padişah ertesi güa, esasen yorgün olan başını ve son yangından yorulmuş olan asabını dinlendirmek - için bütün vezirleri ve maiyeti ile beraber Edirneye gitti. Hersek Ahmet Paşa da kalile içinde idi, — Devam edecek — Bir cesed bulundu Diün Karatışta İngiliz bah- çesi denilen mevkiinde ağaç üzerinde yatan bir adam gö- rülmüş, bu adamın öldüğü an- Teşlmıştır. Yapılan tahkikatta cesedin deli Sabri adında bi- rine ait olduğu anlaşılmıştır. Adliyece tabkikata devam edi- liyor. ÇİMDİKLER . . . Lİ Vapurda iki şair dinledim Vapurun alt kısmında iki genç., Başları açık, yakaları açık!, Rahat, kayıtsız; ayaklarımı uzatmışlar, şür okuyorlar. — Anlaşı eskilerin “Heveskâranı şiirü edep. dedikleri gençlerden.. Her iki- sinin elinde de birer delter var. Birisi aşağı yukarı şanu okudu: Duvarda tırmanan kedi Bir alçak gibi, bir hain gibi, Asmadaki koruğu yedi.. Ve, ekşiyen suratını buruşturarak; Damlarda sıçrayıp koşturarak, Eşini aramağa gitti.. Şiirin nefasetine diyecek yoktu doğrusu.. Öyle ya, bugün, gürde de bir kübizm o'mak gerekti. Eski halk şiirlerinde olduğu gibi, bu defa da öbürü aldı va bakın ne dedi: Koparıp kafasını kumrunun Soktum içine ince bir borunun. Ülledim, fırlattım onu gökyüzünel * Himmet ve ırkıdıılın_.. .. Rasgelip bu kafa, ayın gözüne, . Herifi çıldırttiı mavi boşluıkta Defoldu gitti birden boşlukta.. Onlar söyler de ben durur muyum? Hemen sigara kutumu çıkardım ve arkasına şunlar; karaladım: Bağ'ayıp kazığa her ikisini Bay Mazhar Özmana ver iki Yatırsın, kaldırsın; bassın kö Öğrensin elifle koca merteğ, Şir de kepaza oldı nihayet! Yüzüne sinekler do'du nihayetl Şairin p>pucu dama atıld ; Şim de bir puldan aşa satıldı, Çimdik Edirne, (Hususi) — Karapınarda 8 mayısta büyük pehlivan güreşleri yapılacaktır. Güreşlere tanınmış pehlivanlarımız iştirak edeceklerdir. Gönderdiğim resimler, güreşlere girecek pehlivan- lardan bir kısmını ekzersiz yaparken gösteriyor. Yukarıda da dört meşhur pehlivanımız Mülâyim, Tekirdağlı, 8 Mayısta Edirnede büyük pehlivan güreşleri yapılacak. Müsabakalara Mülâyim, Tekirdağ- lı, Himmet de iştirak edecektir. a Menemen, (Hususi) — Menemenin Kösedere köyünde çocu. bayramı tezahöratı çok parlak olmuştur. Resimde köy okulu ço- cuklarını hocalarile birlikte görüyoruz. Bozdoğanda feci bir. kaza Genç bir kadın dere- de boğuldu Bozdoğan, (Hususi) — Dava- sın Gündoğdu köyünde bir kaza olmuş, genç bir köylü kadın Akçaya düşerek boğulmuştur. Yapılan tahkikata göre Ayşe bazı ev eşyalarını yıkamak üzere dere kenarına gelmiş, muvaze- neşini kaybederek suya düşmüş cereyana kapılarak — sürüklen- miştir. Ayşenin cesedi bulun- muştuür, Tütün kaçakçılığı Muğladan bir merkebe yük- lediği kaçak tütünleri şehrimize getiren Mustafa isminde biri ya- kalanmıştır. 49 kile tütün va kaçakçı Adliyeye teslim edil- miştir. Kinlik yerine K'llik Alâşehir - Uşak arasında Kin- tasvonu adinin, tapu kayıt- göre Kilik olduğu anla- şılmıştir. Di Demiryolları umum müdürlüğü, Kinlik adının bundan sanra Kıli k olarak de- giştir.ldiğini a âcadarlara bi dirm stir. Dabilt hastalıklar maütshasamını Dr. M Şevki Uğur diyor ci Safra taşları ei Bi Safra taşlarında ağrıların şid- detli olmakla beraber sağ omu- za, arkaya, mide nahiyesine, hatta kollara ve diğer muhtelif istikametlere doğru — yayıldığı görülmüştür. Ağrıların şiddeti hassas kimselerin baygınlığını, ihtilâçlarını ve hezeyanını intaç etmektedir. Bazan ağrılarla be- raber büyük bir titreme husule gelir ve kırk dereceye vasıl olan bir hararet zuhur eder. Bu ha- raret çabuk geçer, nöbetler za- manında karaciğer de çok hase sas olur. Hatta hafif derecede büyümüş bulunur. Safra kosesi de bazan büyür. Burada sarı- bk ta görülebilir. Sanlığın de- vam ve şiddeti değişmektedir. Bazan safra cereyânı daimi su- rette İnkıtaa uğriyâcağı — için müzmin bir sarılığın doğmasına sebep olur. Bu da taşın safra yollarında sıkışıp kalmasından tevellüt eder, Bazan safra yol- larında taşlardan husule gelen tahrişat ve tahribat dolayışile safra kanalında tevellüt eden darlıklar da bu müzmin sarılığa sebep olmaktadırlar. Sülfra kanallarını tıkıyan taş uzun müddet bu yolda kalacak olursa, karaciğerde birçok bo- zuklukları mucib olmakta de- vam eder, Bu meyanda karaci- ğer teşemmüü husule gelir. Bundaa başka safra taşları bu- susf safra kanallarında birçok iltihaplara da meydan yermek: tedir. ÂAyni zamanda safra ke- sesinde husule gelen iltihaplar neticesi kıh toplanır hatta iltir hap o kadar Werler i, snfra kesesinde kangren bile görülür, müştür. Bununla beraber karaciğerin kendisinde de çok defa apseler husule gelmektedir. Tabit bu iltihapların tevellüt etmesi, hep safra kesesinde husule gelen taşların mevcudiyeti — dolayısile birçok intan mikroplarının içe- riye girmesini kolaylaştırmala» rından doğar. Bundan başka en mühim hazım bezelerimiz- den biri olan pangres dahi çok defa safra taşlarının huşüle gelmesi dolayısile hâd veya müzmin iltihaplara uğramakte gecikmemektedir. Safra yolle ında taşın movcudiyeti o ka- ahı daimi surette tazyik ede- ceğinden yollarda birçok yara- ların büsüle gelmesini intaç etmektedir. -Arkası var- yîlında Köycülük şubesi Aydın (Hususi )— Halkevimiz gösterit, ar ve köycülük şube- leri Halkevinde bir köycülük toplantısı tertip ettiler. Yakın bütün köylerin davet olunduğu bu toplantıda gösterit kolu (Kavga sonu) piyesini temsil etti. Müzik konseri verildi. Ha- yanın yağmurlu olmasına rağımen davetlilerin hepsi da iştirak etti. Ödemiş ipekçilik kursunda Ödemişte aç ldığını yazdığı: mız ipekçilik kursunun üçay | devam etmesi Ziraat Vekâletim ce muvafık görülmüştür, Yüzde beş aidat Noter işlerinde sarfedilen ve peşin para mukabilinde satılan tayyare resmi varakaları için noter muavinlerine yüzde beş bey'iye aıdatı verleceği Maliye Vekâletinden şehrim zdeki alâ: — kadarlara bildirilmişt.r, Ş