Bayrağımız ve atlılarımız Orhan Rahmi Gökçe Dünkü ÂAnadelu, zelzele, yağmur, yıldırm haberleri aranada, birdenbirş Bepimirin gönlerini ıtlatıp göğrümüzü alabildiğine kabartan bir baber vardı: <Türk süvarileri, Romada birinciliği aldılar ve M. Mumolini, bu yarışa «id altın kupayı süvarilerimize verir, onlann ellerini mkarken geref ve za- ler direğinde de bayrağımız da'gelanmağa başlıdı. h Ba baberi okurken gayri ihtiyari Yahya Kemalin Akımcılar gürinin ilk mustalaı batırladımı: Bin atli akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı, o gün dağ gibi bir orduyu yendik Ve birdeabire, tarihin uamütenalbi ötelerinden buna değru, elleri gök bayraklı ve mızraklı kafilelerin koştuğunu görür gibi oldum, Orta — Avya- dan kalkıp at üstünde dünyanın Öbür ucuda giden meşhur tarib soyunun — garkılarını düyuyordum.. Atların mal sevleri, tahumun — üntüede esiyor, bür, “ gerefli ve kabraman ırkım zafer boraları boydan boya çınlıyor gibi idi. Mubayyilemin içinde dağlar kabarıyor te Türk atlıları göğe baş vermiş “ ormazlırda, giyik avı yapıyorda. Hey gidi at üstünde doğup &t üstünde can verenler! Türk atlısının Romadaki zaferini, ömrümün bir kıuminı - vermek paba. Sina da olsa, görmek isterdim. O mücadeleyi, © solayuşları, © uçuşları ve bötün bur bâkim olan ruhu ve havayı görmek, bir Türk içia, kim bilir me kadar ferah verici idi? Bıki Türk sılışının bugünkü atlıya bıtaktığı bayrak, zaler — direğinin — Gmünde bütün şerefi ile çırpınırkea, İstiklâl marşında Türkün ba en büyük haysiyet ve garara — terennüm ke Şapkalar çıkamlır, başlar eğilir ve bütüa bir âlemin ostamada yalmız *e yalmın Türk bayrağı, Türk atlıları görünürken onu karpıdan seyredip te, doya doye, bıçkıra hıçkıta ağlamak isterdim, Selâm atlılara bisden, selkm; ey .l;bılı rözgürları!. —%LO.':_İ_şA" KD âh ü Terzilerin tehlikeli bir âdetil ç Terzilerin yüzde doksanı, pro- — wa eşnasında kullandıkları top- — lu iğmeleri, dişlerinin arasına — sıkıştırırlar. Hatta, öyla terziler — wyar ki, yalnız bir değil, birkaç — iğneyi birdendudaklarının ucile — tutarlar ve oradan birer birer — aalarak, kullanırlar. Halbuki bu, çok tehlikeli birşeydirl — Göçen hafta, 22 yaşlarında — bir kadın terzi, Münihte bir el bisenin — provasını — yaparken, ansızın ve =ıdllı arasnna sikiştirmiş olduğu iğne- lerden biri, bir anda boğazın — dan aşağıya giderek, midesine — İnmiş ve kamını zehirlemiştir. “Zavallı kadın, dikkatsizliğinin — veyahut da meslek - bid'attinin — kurbanı olarak, birkaç saat — İçinde gözlerini hayata kapa- /"Habaeşistana gönderllen diri — balıklar ne olmuş? kalyadan, diri olarak tayyâre ile gönde ilmiş olan üç yüz bin balık, — filhakika göle atılmış ise de, — bunların teki bile bir daha gö- — rülmemiştir. Bundan dolayı, — İtalyadan Hebeşistana giden — balık mütehassısları, bu balık- — ların Habeş balıklarına yem — olması ihtimalini nazarı dikkate — almışlar ve: *Büyük balık, küçük balığı — yutar, atalar sözüne tevfikan, PIKKATI Habeşistandaki bundan sonra Habeşistana gön- derilecek diri balıkların, behe- mehal büyük olması ve bu su- retle, (Tana) gölündeki hem ginslerini yutabilmesi cihetini düşünmüşler ve o suretle rapor vererek — Romayâ göndermiş- lerdir. Tablatla kucak kucağal Londra civarındaki armanlar- dan birinde bekçilik eden iki kişi; geçen hafta, ormandaki mağaralardan birinin kapısında derilere sarılmış bir çocuk gör- mi ve bir ağacın arkasında saklanarak, bu ” çocuğu — seyre dalmışlardır. Biraz sonra, dışar- dan mağaraya doğru koşarak giden yedi çocuk daha peyda elunca, orman bekçilerinin hay- reti artmışltır. Zira bu çocuk- lâr da, mağaranın — kapısında duran diğer çocuk gibi derilere sarılmıştı! Çocuklar, mağaranın kapısına yaklaşırlarken, uzun boylu ve bir deriye sarılmış bir kadının da meydana çıktığını gören bekçiler, büsbütün şaşırmışlar, vahşi insanlarla karşılaştıkları kanaatine varmışlar v larına davranarak, yavaş yavaş mağaraya doğru yürümeğe ka- rTar vermişler! Beş on dakika sonra; vahşi hayvanların deri, lerine sarılmış bir kadınla sekiz çocuk, kır|bekçilerinin muhafa- zası altında Londra — yolunu tutmuşlarl. Yapılan tahkikat ne netica ANAN Yağmur ve dolunun zararı —a — Menemende üç hayvan telef oldu Şehrimizdeki alâkadarlara ge- len malümata göre evelki gün- kü müdhiş yağmurdan Bergama kazası dahilinde bazı çaylar ve Bakırçayı taşmış, kışlık mezruat su altında kalmıştır. Pamuk tar- lalarının mühim bir kısmı da sa altında kaldığından pamuk ekimi durmuştur. Zarar mikta- rının yüzde üç nisbetinde ob duğu tahmin or. İzmir civarında Cumaovası nahiyesine fındık büyüklüğünde dolu düşmüş ve yarım saat de- vam etmiştir. Bu yü'lıdıı bağ: ler zurar görmi . İzmir civa rında dilıılo'lı“:i;hıleu de bol yağmur ve hafif dolu düşmüş- 26 de zarar âzdır. Meyve ağaçt ları da çiçek dökmüştür. Menemende seylâptan üç hay- van telef olmuştur. Karşıyaka Vapur iskelesinde tadilât yapılacak Denizbank İzmir şubesi, Kar- şıyaka vapur — iskelesinde bazı tadilât yapmağı münasip gör. müştür. Bu iskelenin kiremitler. le örtülü bulunan çatısı yıktır mlacak, Konak vapur iskelesin- de olduğu gibi buraya da- bir gazino yaptırılacaktır. Vali B. Fazlı Güleç Vali B. Fazlı Güleç, dün Kültür Direktörlüğünde kültür işleri üzerinde tetkikler yapmış, direktör B. Ali Riza, Özketle “görüşmüştür. - Bay Muhiddin Erkut İzmir Nafia müdürlüğü — işle- idi eden birinci sımf tun 55 lira maaş üzerinde ka- nuni müddetini doldurduğu an- Paşılmış, terfi maaşı — verilmek Üzere dördüncü Sınıf başmü- hendisliğe terfüi ve yetmiş beş lira maaşla İzmir Nahıa müdür- lüğünde kalması muvafık görük müştür. Tebrik ederiz.. 'vı:nnıı ilir misiniz? Zavallı kadın, Londrada iş bulamamış ve yavrularını ala- a kaçmış, dört biatla kucak ku- cağa hem kendisini ve hem de iyavrularını ot ve av etile bos- lemiş, 6 vakte kadar insan yüzü görmediğinden, çocukla- rile kendisi, istemiyerek vahşiye ee TU İN ÜLAELADE A 419 Senelik büyük bir tarih... Geçen inkılâplar... Devrilen sa tanatlar... Yıkılan ve yapılan koskoca bir tarih... 1518 — 1937 Tekmil Avrupa tarihini Ingiltere Tacı_nın ÜGÜNÜ Incileri Filiminde görmek üzere hasırlanınız $ Mayıs 938 Perşembe “TAYYARE gwzmasınDa Verilecek hususi müsamereye siz de teşrif ediniz Ayrıcır NAZAR BONCUĞU - Şirley . SONATA KRÖCER ve İSPANYOL ÇİÇEKLERİ Muvaffakıyetle devam ı&iyoı.l S-ans'ur:” Sonata : 2,30 — 5,30 — 9 YLU a FİKİRLER ——— T Söhir Dühilt Haberleki Profesör Ernst E, Hirs- İzmir - Ankara arasında chin konferansı yolcu tayyareleri Ağustos ayında seferlere başlana- cağı tahmin ediliyor. Havayolları Devlet İşletme İdaresi, yolcu ve hamule nak: liyatı tarifesi zeyli ile hava e meydanlarına et edecek yar bancı — tayyarelerden macak ücretlere dair tarife Vekiller Heyetince tasdik edilmiş, şehri- mizdeki alâkadarlara gelm şiir. Ağustos ayında İzmir - Ankara ve İzmir - Adana arasında yok- cu tayyarelerinin işlemeğe baş- hyacağı kuvvetle tahmin edili- yor. Bu sene Ankara, İstanbul, İzmir ve Adana — havayolları idaresi me arı iki yüz bin lira sarfile asfaltlanacak, bu meydanlar vücude geldikten sonra kışın da hava - selerleri tatil edilmiyecektir. Yeni açılacak hatlarda yolcu nakliıyatından şu ücretler alına- caktır: Ankara- İzmir 32 lira, An- kara - Adana 30 lira, İstanbul . Adana 35 lira, Jİstanbul - İzmir 33 lira, İzmir - Adann 34 lire» dır, İstanbul - Adana, İstanbul- zmir ve İzmir - Adana selerleri Ankara üzerinden yapılacaktır. Bir ay zarfında muteber olmak üzere gidiş- dönüş biletlerinden yüzde otuz tenzilât yapılacaktır. Havayolları: devlet işletme ida- resi malı tayyare meydanlarına inecek ecnebi — tayyarelerden konma ve ikamet ücretleri şu miktarlar üzerinden meydan memurları tarafından tahakkuk ve tahsil edilecektir; vtak Yalnız meydana konma üc- reti beygir kuvveti başına 50 kuruş, hangarlarda tayyarenin kapladığı her metre murabba- ından bir haftaya kadar her gün için 75 kuruş, bir haftadan bir aya kadar her gün için 50 kuruş, bir aydan fazlası için her gün 25 kuruş üzerinden tahakkuk - ettirilecektir. Meydanda açıkta kalacak ec- nebi tayyareleri için gündüz ve geceleyin ikamet ücreti tahak- kuk ettirilmiyecektir. Tayyare pervanesini çevirmek, meydan dahilinde mahrukatını naklet- mek, klâvuzluk vesaire gibi ha- vai seyrüsefere müteallik işler için ücrel alınmıyacaktır. Saoyadı Almıyanlar ceza görecek 2525 sayılı kanun müucibince her Türk, kanundaki tarifat dai- resinde bir soyadı almağa mec- burdur. Başvekâletten, alâka- darlara gönderilen bir tamim de, soyadı. almak İçin tayin edilen müddet -çoktan geçtiği halde el'an bazı evrakta adı geçen Şşahısların soyadı yazıl. madığı görüldüğü, Başvekâlete gelen bu gibi evrak, noksanın ikmali için gönderen yere iade edilmekte olduğu bildirilmiştir. Muayyen müddet zarfında soy- adı almamak cezayı müstelzem- dir. Bilhassa tesmi muamele- lerde sözü geçen — şahısların soyadını yazmamak ve arama- mak ta kanuna aykırı bir hare- bu cihete dikkat edilmesi em- redilmiştir. Döğmek ç Burnavada Atatürk caddesin- de Salim oğlu Recep, bir ala- cak meselesinden Süleymanı tokatla döğmüştür. ket olduğundan bundan sonra H e el Patentesiz gemiler —— e. ee—— Alınacak rüsum bildirildi Patentesiz gelen gemiler hak- kında, Sıhhat ve İçtimat Mua- venet Vekâletinden şehrimizde- ki alâkadarlara bir tamim gel- miştir. Akdeniz devletlerinden bir. kısmının kendi limanları arasında kabutaj seferi yapan gemilere patento vermediği, bir kısmının da yalnız kendi liman- ları arasında .patente verdiği ve her uğranılan iskelede bu patente alınarak yenisi verik diği, bu suretle sonradan liman- larımıza gelen bu gemilerin on beş gün içinde hareket et- miş ve uğramış olduğu liman- ların sıhhat patentesi ve vize- lerini göstermedikleri için sıhhi- ye rüsumu kanununa tevfikan cezaya tâbi tutuldukları görül- müştür. Vekâletten gelen emir- de, bu halin, gemi sahip ve acentalarının şikâyetini mucip ol- duğu, bunun önüne geçmek için münhasıran — kendi — limanları arasında patentesiz seler ya- pan, fakat yola çıktıkları li- manda Türkiye limanlarına se- fer yapmaları lüzumu anlaşıla- rak Türkiye limanlarına gelme- leri icap eden gemi kaptanla- rının son hareket (imanlarında keyfiyeti patentelerine işaret ettirmeleri lâzımgeldiği bildiril- miştir. Bu gibi meşruhatı havi ola- rak gelen - gemilerden 15 gün içinde uğradıkları — limanlara id patente ve vizeler aranmı- yacaksa da, ilk hareket liman- larında — Türkiyeye — gelmeleri mukarrer olan, yahud doğrudan doğruya muntazam posta se- ferleri yapan gemilerden eskisi gibi on beş gün zarfındaki patente ve vizeler aranacak ve bunu göstermiyen gemi kap- tanlarile, Türkiye limanlarına gelişi bir zaruret olduğunu resmi kayıd va meşruhatla ispat edemiyen kaptanlar hakkında sıhhiye rüsumu kanununun hü- kümleri tatbik olunacaktır. Şehir meclisi Belediye reisi nutuk verecek Şehir meclisi bugün öğleden sonra belediyede toplanarak yeni sene hüdce kararnameleri ve muhtelif teklifler üzerinde müzakerelerde bulunacaktır. Ya- mın da meclis azası, belediyenin dört senede İzmirde yaptırdığı muhtelif eserleri gezecek, göre- geklerdir. Cuma günü akşamı Şehir meclisi azasına Fuar ga- zinosunda bir veda ziyafeti verilecek, belediye reisi, ziyafet esnasında belediyenin yaptığı işler hakkında bir nutuk söyli- yecek ve bu nutuk, hoparlör- ler vasıtasile Kültürparkta bu- lanacak halk tarafından dinle- nebilecaktir. Şehir meclisi azası, kanunen muayyen olan — dört senelik müddeti doldurmuş oldukların- dan Teşrinlerde yeni belediye seçimi yapılacaktır. İzmir barosunun daveti üze- rine şehrimize gelen - İstanbul Üniversitesi Hukuk fakültesi kara ve deniz ticareti - hukuku profesörü Bay Hirseh, İzmir Halkevi salonunda “Yeni deniz ticareti hukukuna doğru, adlı çok alâkalı bir konlerans verdi. Konferansını kısacı hulâsa edersek, sayın profesör: Türk deniz ticareti kanunu; Alman deniz ticareti kanununun Fransızda tercümesinden Türk: çeye çevrilmiştir. Yani tercü- menin tercümesidir. Noksanlar 've tercüme hatalarile doludur. Ezcümle, Alman — metaindeki (Gemi adamlar) tâbiri Türk kanununa (Tayfa) kelimesi şeke linde girmiştir. Keza, büyük — avaryanın tari- finde noksanlar vardır. Türk deniz ticaret kanunu, sair ka- nunlara — atıflar yapmaktadır. Bu yüzden birçok gayri tabülik- ler göze çarpar. Gemi tabirinin deniz ticareti kanunu ile icra ve illâs kanunları arasındaki anlaşmaları ayrıdır. Kısaca; bur gün mer'i olân Türk d t careti kanunu çürüktür, ihtiyaç- ları karşılamamaktadır. Türkiyede yeni bir deniz ti eareti kanunu hazırlıkları yapıl- maktadır. Bunun . için de An- karada bir komisyon teşekkdi etmiştir. Kabotaj hakkı Türk bi ğını taşıyan Türk — gemi aittir. Türk - sahillerinde ge mek deylet inhisarı halim ledir. Gemi adedi azdır, Dev let, bugün çok nazik bir rol oynamak — mecburiyetindedir. Çünkü hem tüccar ve hem de — kanun projesi — hazısiyan —bir mercidir, Yeni kanun, hukuku —huşusi- yeyi düvel kaidelerini ihtiva et- melidir, Donaâtanın ademi me- suliyeti prensibi bugün ekseri- yetle kabul edilmiş ol ma rağmen, ÂAmerika ve İngilterede hususi bir vazyet arzeder, Dev- letçilik prensiplerine uygun ola- rak tanzim edilecek bir kanun- da devletin büsbütün — mesuli- yetten sıyrılması doğru olmaz. Eski devirlerdeki donatanla bu- günkü donatan Aarasında çok büyük farklar vardır. Garp mevzuatından tercüme edilecek bir kanun, memleketin ihtiyaçlarına tetabuk etmiyebi- lir. Deniz hukuku dinamiktir, zaman ve mekâna uygun olması lâzımdır, didi. Ve son söz ola- rak Atatürkün; memleketin cağ- rali vaziyeti itibarile Türkün bir denizci millet olması husu- sundaki işaretlerini hatırlatarak konferansını alkışlar arasında bitirdi. Bülent Üstündağ MizüR Bisiklet yarışları *sLl! bitti Alsancaklılar birinci. liği kazandılar Bisiklet federasyonu taralın dan tertip edilen sekiz haftalık bisiklet koşularının sonuncusu, İzmir-Çeşme yolunda 125 kilo- metre — üzerinden yapılmıştır. Pazar günkü a Rıdvan 4 saat 45 daki birinci, Mus: tafa Candaş 4 saat 53 dakika ile ikinci, Hüsameddin Karâgöz üçüncü gelmiştir. “Umumi tasnifte Alsancak bis rinci, — Doğansporlular - ikinci, Atoşliler üçüncü gelmişlerdir. Müsabakalara 17 bisikletçi gir- miştir.