V M — A Zavallı Dukakin Ahmed paşsa, camide sabah LİM namazını kılarken yeniçeriler yakaladı Kendi kend'ne: — Acaba Dokakin ne oldu? Diye mırıldandı. —Ö le ya; Bir de aynen kendisinin vazi- vetinde bulunan - bir arkadaşı vardı. Bir saat geçti, iki aaat yeçti. Geilen haberler, Dotakin Ah- med pışanın hiç bir yörde bu- İanmad ğını bildiriyo-du: Padişah, onun buluamayışını manalı te' ediyotz — Gördünüz mi; meydanda yok, tabii bulunmaz. — Çinkü... Çünkü kabahat il. Fesad de- nilen şey, onun yastığının a tında yumurtlamış. Fakat ce benneme gitsin, akıbet pençsi kahrıma düşecektir. Yavuz, bu “pençeikahır, ter- kibini pek güzel buluyordu. Hatta bir şürinde şöyle de- miştiri Merdümü didemı imem me füsun etti lelek yişklmi kaldı. fasun — giryemi hun €tti folek #ider pençei lahrımndan — alurken lersan 3eni bir gözleri Abuyı —gebun eui felek R'vayete göre, bu gazeli Ya- vuz, sevdiği bir genç delikan- hyı idam ettirdikten — sonra duyduğu ıstirap — ve yeia ile söylemiştir. Az sonra tekrar haber geldi: — Yok, bulamadık. Yavuz, ayağını yere vurdür —Ben yatıyorum, hiç lâkırdı dinlemem. Yakaladığınız vakit ge'lip baber vereceksiniz. —Fermanınız başüstüne sul- tanım. Zavallı Dokakin Ahmed paşa, camide sabah namaznı kılar- ken yakayı ele vermişti. Yar vuzu, fermam üzerine uyandır- dılar ve Docakini yakaladıkla- rını haber — verdiler. Yavuz, sırtında gecelik kaftanı, başı açık, kaşları çatılmış bir vaz- iyette, eski vezirinin karşısına dik İdi: —Neredeydin bu gece?. Fe- sad ve mel'anet poşinde öy- lemi? — Aman devletlüm, kulunuz sabaha kadar cami köşesinde, duahan oldum. — Kış gecesi... Câmi köşe- sinde dua, öyle mi?... Melun!.... Haink... Hocamın, Pir? paşanın evlerine çapulcu gürühunu sa- hverirsin ha?... Zavallı eski vezir, ne oldu- ğunu bilememişti: — Ben mi?... ha? —Evet, senl.... İnkâr da edi- Yo'sun şimdi öyle mi?. — Aman padişahım... Mer- hamet buyurun, ben dünya işlerinden eletek çektim. ANADOLU Cünlük siyasal — gazete SKB e Baçmuksımı Haydar Rüşdü ÖOKTEM Vuum beşriyat ve yazı işleri müdü W bundi Nöüzhet ÇANÇAK -— İDAKEHANESİ Teit İkinsi Beyler sokatı ( Dalk Yarükl binası içinde Telgrak İrmir — ANADOLU Tekelenı 2776 4 PFosta kutusu: 408 ALone şeraiti Yulğa 3<00, alü aylağı 800 Kuruştur Ben kulunuz Yaberer sremleketler fçün — seşalik abere Gemtü 27 Kirodır «DALÂKL ATbAASINDA LASDIŞTIR ————rr... Yazan M. Ayhan p Tib oi — Ben senin eteklerini bür bü'ün — toparlıyacağım.. — Ucu çıkıp ta ortiliği karıştırmasın.. Dokakin Ahmedin dizlerinin bağı çözülmüştü. Etrafına baktı, yeniçeriler ve padişahın cellât. darıı Hç. hiçbir kimse, ona şefaat edecek vaziyetta değildi.. Yavuz, evi yağma edildiği için o geceyi sarayda geçirirken hoca Halimiyi çağırttı: — Nizamı mü:kü milleti ihlâl edenlerin cezası nedir? — Kaydının bükülmesi... Yavuz, cellâtlarına bir işaret fırlattı. Oslar da beilerindeki yağli kömentlere sarıldılar ve kemendi, dehşet veren bir sürat ve meharetle paşanın boyauna fırlatıverdiler, Eski paşa: — Allahi.. Allahl.. Ölüyo- rem, Allahi! Diye bağırdı ve başka birşey söyliyemedi.. Cellatlar, ipi çekince zavallı- nin yüzü morardı, gözleri ev.n> den fıladı ve bir küiçe halinde yuvarlandı. Artık o da gitmişti. Ertesi gün, hâdisa işiti.ince herkes titremekten ve düşün mekten kendini alamıdı. Yavu- zun hiç şakası yoktu. Bir şeyin sabit olması değil, onda şüphe uyandırması bile kâfiydi. O tak- dirde, o şüpheye maruz kal nın vasiyetnamesini hazırlaması lâ- zımdı. Hersek'i, eski vezir. arkada- şının akıbetini duüyürca — titre mekten kendini alamadı: Bügün ona, yarın banal Fakat hakikatte mesela öyle değ ldi. Bugün ona, yarın Hersekl'ye, öbürgün de kimbilir belki Piri paşaya, belki Sinan paşaya, belki Ha'im Çelebiye, be.ki İd- ris Bilisiye.. Yavuz, kafâsına koyduğu şey- den zor geri dönerdi. Hele biri hakkında şüphesi doğsun, kâfi idi, R | « .. Gelen hiberler, Şah İsma'lin hiç birşey yapamamakla bera- ber, saltanatın en öte hudutla- rında faaliyette bulunduğunu ve vaziyeti, kendi halkı arasında takviyeye çalıştığını göster yordu Tam bugünlerde Amaâsyaya şu haâber geldi: Şıhın heyeti geliyor. Yavuz, hiç renk vermeda, ı_ merasimsiz, ihtişımsız olarak bu heyeti kabule karar verci: Fakat kafasında gene birgok şeyler dolaşıyordu. Şah, Yavuza hıkikâten dev- rün ea kıymetli, en nadide âsa- rından âdeta hazineler değterin. de muhtelik hediyeler, murlassa kılıçlar, atlar, balılar, taç par- çaları ve bir yığın eşya gön: dermişti. i Bunlar, Yavuzun ayaklartnın altına seri'di: Yavuz hiç aldırış etmiyosdu. Gelenlere kim olduklarını wor dü. Oalar da şahlarının — npek- tubunu uzattılar: Seyyid Abdülvahhıp, Kadı- paşa (Kadı İshak) Molla Şhik- rallah Mügwi, Hamza (Şiyh Haydarın ahfadından) Bu zeva', İranın en münüov- ver, en tanınmış, en güzüde şahs yetleriydi. Yavaz, onlalğırla kısa birkaç söz teati etti: — Düşmanı canım ve dimim şabınız n« âlemdedir? Kadı paşa, yerin€: biraz- li m.idadi tür usüller, — Ey Sultanı Rum.. O ar: tık düşmanınız değil, halia bir dostunuzdur. Tezkeresi — bunua beyanı babındadır. Yavuz bir kahkaha attı ve sonra Şâhın mektubunu bizzat okudu: Mektup, farisi idi. — Demek ki, Sultan zevce- sini istiyor ha?. — Evet ey hükümdarı zişan, bunu rica ediyorlar. — Ve siz de bu maksatla huzuruma kadar gelmeğe cesa- ret gösterdiniz ha?. Acaba o benim zevcemi car etseydi ni- ce eylerdi? Vezirler, şaşaladılar, Divan- dekler de bir.birine baktılar. Yavuz, ne yapmak istiyordu? Pad'şah birdenbire doğruldu: — Sizler ki, düne kadar ir lâmiyeti tezlil ettiniz. Sizler ki, sülâlei poygamberiden.. 'avuz, bunları bağırarak söy- lüyordu. Sözünü tam: mlamadan fermamat da bastırdı! — Defolun — huzurumdan.... Bunları zndana atın.. Birdenbire, on pençe, dört İran elçiainin enselerine yapıştı.. Bu hareket, hakikaten çok fena, çok taşkınca ve bü- bütün devlet h- kuk ve şariları ahkâma muha- lifti. Yavuz, tarihte emsa'i az olan bir hazeket yapıyordu. Eçiye zevil gemiştl. Hal- buki, elçiye zeval olmamak gerekti. — Devam edecaek — Güzellik krahiçesi — prenses Godienofi, M. Pathe ile evlen- miş ve Madam Pathe acil - Pa- liyece — izzetinefis i edi'ecek dere- li görülmüş va madamı derhal tevcif ettirmiş- tir. Bu tevk fe sebeb şudur: Geçenlerde Mösyö Pithe ka- rıs'l> konuşürken ansızın — dür« Müş: — Sevgilim, müsaadenizle ANADI OL! Mısır intihabatının netice- lerinden doğan fikirler Vefd partisinin organı, Krala hita- Rus güzeli polislere dayak atmış!. VFendisi de bir hayli dayak yimiş. Şimdi mahkürm yeti bekleniyor ben açık mektup Mısir matbuatı son Misir m>b- usan seçimi hakkında tafslât vermektedir. Seçim 31 Mart ve 1 Nisan ginlerinde yapılmıştır. Seçime dört parti iştirak etmiş- tir. Bunlar Halk partisi adını t n hbukümet partisi, Sâd partisi adını — taşıyan Ahmet M.hir partisi, Müstakik ler partisi ve Vefd. part' Diğer üç parti Veld par' karşı bir cephe almış bulunu yorlardı. — Bunların — bellibaşlı programı yoktur. Fakat Vefdin idares'zliğini te.kid işinde bir- leşiyorlardı, Seçimin vetd ği netica şudar: Mebus şuradan bir sigara alıp gele- yim, diye evden çıkmıştır. bu zamana ka- Polisin müteaddit taharriyatı neticesiz. kaldığı için, Madam Pah'enin bu perdenin artık ka- andığına hükmettiği bir sırada Eir gün kapısı ığı 4 kocasından bir telgraf geldiği, binaenaleyh an- cak kapı! ı;ıhu sonra veri- I“I.(.ıiıl ıı'h olmuştur. ** p kapıyı açmamı ısrar edince üç beş kişi kapıya hücum etmiş ve kırarak madam Pahtenin evine girmiştir. Ba te- ——— ——— cavüz karşısında Kraliçe hemen silâha sarılmış ve boş olan ta- bancasile dört adamı da güzelce pataklamış, yüzlerini yırtmış, tabancanın kundağ'le başlarını yımulıı. Kraliçehin evine hücum eden- ıu;ıkimlcı:ir tınıyoıııııu?, hrsız - değil, sarhoş - de çılgın âşık da hiç dı;,'l_ gik, Bunlar madamın evinde an- sızın taharri yapmak — emrini alan polislerdir. Kraliçe, mü. cadelesinde muvaffak olmuş, fakat kendisi de epeyca yumruk ve tekme yemiştir. Paris gazeteleri, güzel kral- çe için şimdiden bazı Mmeşhur dava vekillerini tavsiye etmek- tedirler. Manmafih kraliçenin mahkümiyeli bir emrivaki gibi telâkki edilmektedir. neşretti partisi 92 Sâd patisi ve Ahmet Mahir partisi 80 Müstakiller partisi 61 Vefd partisi 12 Sıçim sonunda ekseriyet hasıl olmadığından intihabı tekrar edilecek mebuslar. — 19 Yekün 264 Vafd partisinin liderleri olan Mustafa El:Nahas paşa ve Mü- kerrem Abed paşa ve arkadaş- Tarı seçimde mağlüb olmuşlar- dir. Böylece Vefd partisi inti- habatta tam bir inhizama uğ- rTamış bulunmaktadır. Veld gazetelerine göre, par- tinin bu suretle kaybetmesinin maları ve intihabata müdahile ederek rey verilmesini kavvet iştimalile menetmeleridir. Partinin organlarından *EkMisri, gazetesi, kral Faruka hitaben neşrettiği bir mektupta kralın milli hisse tercüman ola- bilecek serbest intihabat yap- masını istediği halde, hüküme- tin buna zd bir hattı hareket tutmuş olduğunu yaz'yor. Hühümet dostu “E-Balag, gazetesi ise Mısır ulusunun Vefd partisine artık muhabbet besle- memekte olduğunu ve buna en açık delilin son intihabat oldu- ğünu yazıyor. “El-Balaz,, gerek kralın, gerek hükümetin bir dik tatörlük vücude getirmek arzu- sunda bulundukları hakkındaki ”j iddialara karşı da bu iddiaların yanlış olduğunu ve mecliste üç kuvvetli partinin âzaları bulun- makla sabit olduğunu kayde- diyor, ; *El-Mokattam, gazetesi mil- lete sükünet ve soğuk kanlılık tavsiye etmekte ve ayrıca neş- rettiği bir makalede müstakilier partisinin ehemmiyetini tebarüz ettirmektedir. Gazeleye göre, müştakiller partisi, iler de teşek- kül edecek kabinelerde mühim bir rol oynıyacaktır. Bunlar, İngiliz avam kamarasındaki libe- raller partisini andırmahtadır. Yani diğer partileri daima kontrol aitında tutarak kuvvet- ler arasında muvazeneyi temin eyliyecektir. *“E-Ehram, ise yalnız hâdi- seleri kayd ile iktifa etmekte- dir. Mısır ve hatta Süriye ga- zotelerine göre, Japon hükümeti Tokyoda yeni bır cami inşa et- tirmiştir. Bu cami şimali Afrika ve uzak şark müslümanlarının yaptığı teberrdat ile inşa edil- miştir. Japon hükümeti, camiin açılışı merasimini Peygamberin doğum gönüne tesadüf eden Dabili hartalıklar mütohamamı De. M Şerki Uğat diyse <i Dizanteri EDCE ea Bu hastalığa en ziyade ço- cuklar, ihtiyarlar ve zayıf insan- lar çabuk tutulurlar ve hastalık tablosu bunlarda daha şiddetli seyreder. Hastalığa uğrıyanların; kendilerinde, hastalığın - seyri icabı, tam bir temizlik yapma- ları imkân dahilinde değildir. Hasta ellerini, elbisesini ve yatak çarşaflarını telvis eder, Bu mülevves şeylere dokunan kimseler de mikrobu almış olu- lar, Bahusus — temizliğe çok dikkat etmiyen insanlara daha çabuk bulaşır. Bundan başka sinekler de hastalığın siraye- tinde büyük rol oynarlâr. Çün- kü bu şekildetelvis edilen şey- Terden — mikropları alırlar ve gida maddelerine, içeceklere konarak mikrobu buralara ta- şırlar. Sinekler hatta insanların yüzüne konmak suretile de bu hastalığı geçirirler. Hastalığın halif geçen şekik lerinde, hastalar birşey yok. muş gibi temizliğe ehemmiyet vermezler ve böyle daha seri bir şekilde sirayete meydan vetirler. Musab kimseler iyi ol salar bile kazuratlarında pek uzun müddet bu m.kropları ta- şıdıkları gibi hasta olmıyanla- rın dahi gaida maddelerinde pek çok mikrop bulunur. Hastalığın sirayetinin, doğru. dan doğruya vaki olduğu çok Kalın bu görülmektedir. hastalandıran amibler ve b r âmildir. Bunun bher ik de hâd ve müzmin şekilleri görü mektedir. “Hastalıhe-yönyanların yücetler başlar ve bunu ishal takip eder. Bahusas karın ağrıları gittikçe şiddet kesbeyler, Tagavvut hissi r, ikinti ve burüntü çoğalır. ler karın ağrısında hasta şid- detli buruntu ve müziç ikrâti içinde ıstırap çeker, sümüklü ve kanlı parçalar düşer, defi tabit bilhassa akşam ve gece- kri var kuvvetile sık sık - gelir ve şidde ikıntilarla — yanma hissi fazlalaşır, hasta bir daki- ka bile rahat edemez. O dere- ce ki; defalarca tagavvut eder, halsiz kalır; düşkün bir şekilde takatsizlik artar. Büyük bir âcı ıstırabı altında inliyerek vücut- ten düşer, zayıflar. Bu arada ha- raret derecesi de yükselir. *Arkası vare Dr.Behçet Uz Çacuk hastalıkları Hastalarını 11,30 dan bire ka- dar Beyler sokağında Ahenk matbaası yanında kabul eder. Muayenehane telefonu 3990 Ev telefonu 2261 Sayyah geldi Dün limanımızdan geçen Fran sız bandıralı Tevofil Gotye vas purile 15 seyyah gelmiş ve şebri gezmiştir. Gelen, giden vapurlar Dün limanımıza bir Türk, bir Fransız, bir İngiliz ve bir Ak- man vapuru gelmiş, bir Türk ve bir Fransız vapuru da gite miştir. barsağı hastalıkta 12 May:s o arak tesbit etmiştir. Japon bükümeti, islâm âlem'ne menasup bir çok müs.üman şah* siyetleri davet etmiştir. 151 mümessil, bu merasime iştirak edecektir. Japon hükü* meti, misafirlere şayanı dikkat kolaylıklar yapmıştır.