13 Nisan 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

13 Nisan 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yavuzun en fena âdetlerınden biri kendi şerefi" ni kurtarmak için başkalarını feda etmesi idi Y vuz birdenbire, saraya doğ ru birkaç kişinin telâşla koşu- şup: — İmdat! Dye bağrıştıklarını — işitti, Yavuz, elini deraal kılıcının kabzasına attı. Sarry muhafızları, birdenbire, kapdan firlamış ve yalın kılıç, bu meçhul eşhası yakalamış- hardı Meçhul eşhas işe: — Soydalar, soydular! Diye bağırışmakta devam edi- yorlardı. Yavuz penceredea bağırdı: — Buraya getirin onları!.. Çabuk! Piri paşa, zeki adam; işi kav- ramıştı: — Ben anladım padişahım.. Hoca Halimi de ayni cümle- yi tekrarladı: — Ben de haşmetlüm.. Yavuz başını çevirdi: — Ne anladınız? — Kullarınızın evlerini -soy- dular.. Padişah, gevap verdi: — Şimdi anlarız!. Ve solaya doğru yürüdü. Di- ğerleri de ağır ağır, hatta titr reye titreye onu takip ediyor lardı. Herifleri, — yakapaça, tulumba getiriyorlardı. Padişah onları merdiven ba- ginda karşıladı ve derhal tanı- dı; bunlardan ikisi hocasının, biri de Piri mın uşakların" Bi paşa ŞA — Na oldu, ne var? - — Padişabımız, pad.şah'mız!. Kullarınızın — evlerini Yeniçeri elradı bastı, ne var, na yoksa hepsini yağma ettiler. — *Yaşa Piril, diye bağır- #yorlardı. ya? »— Her yiyecek buldukça alay şdiyorlardı devletlüm. Yavuzun kafasına bir yumruk inmiş gibiydi Bu kadarına tahammülü — yoktu — doğrusu.. Kendi kendisine — söylüyordu, fakat gene düşünüyordu: — Tahammüöl etmez de ne yapabilirsin a Selimli. Bu bir taşta, binbir gürültü vermeğe bazır duran belâya nasıl yak- Taşırsın? Sonra birşey aklına gelmiş gibi başını çevirdi: — Efradı muhakkak teşvik ediyorlar, Kullarımın bu kadar edepsizlik — yapacaklarını — hiç sanmıyorum. Oaların kafasına, şeytanlar tohum serpiyor. Acep kim ola?. Kimse cevap vermiyordu. Tekrar sordu: — Kim ola, diyorum - size, ANADOLU Günlük siyasal gııüo biç düşünmeden karga Ümbmi seşriyat ve yamı işleri müdür m.Hamdi Nüzhet ÇANÇAK nanan İDAREHANESİ Kmir İkinei Beyler sokağı C.Eslk Partidi binası içinde Telgrahi İsmir — ANADOLU Telkelomi 2726 « Porla kulusu: 40$ Abone şeraiti Yubpa 2400, ait aylığı 800 buruştur. Yalanecı memleketler İçin — secelik ebere Geretü 27 İlizader ) ANALULU. MATLAABINDA BASILMIŞTIR Yıun M. Ayhan —- 120 — Başını, ağalardan birine çe- vircji — — Gidin; bakın; Hersekli ile Dokakin nezede?. Bu emir çok müthiş ve çok manidardı. Padişah, hâdiseyi yükletecek yer arıyordu. Han- gsi yernde bulunmazsa, iki eski vezirden birinin başı ko- pacaktı. Yavuzun en fena âdetlerin- den biri de işte bıa 'di.. Kendi şerefini kurtarmak için, güya her şeyin, her karşılığın aske- rin kendi içinden deği, baz- lar.nın teşvikinden doğduğunu anlatmak düşüncesile ve ayni zamanda pâdişah ve saltanatla asker arasında doğrudan doğ- ruya hiçbir hâdise mevcut bu- lunmadığı düşüncesini uyandır- mak maksadile, başkalarını or- taya atıyordu. Onua merhametsiz — kılıcı, şimdi iki kişinin boynuna doğru iniyor demekti: — Tez, diyorum, gidip ara: yın onları! Padişah cevap alıncaya ka- dar hç sesni çıkarmadı. Hid- deti devamda idi vebu hiddet, Bir z sonra Hersekliyi getir- İdiler, Yavaz ona dik dik baktı: — Nerede idin? — Fakirhanemde devletlüm!. — N> yapıyordun? — Duanızla meşğuldüm pe- dişahım.. Yavuz yeniçerilere sordu: — Nasıl buldunuz onu? — Evinde, sırtında entarisi, başında takyesi, kur'an — oku- yordu. Yavuzan keyfi kaçmıştı. Ar kasını çevirdi ve Hersekli de bunun manasını anlıyarak eğilip selâm verdi. Şimdilik yakayı kurtarmış demekti. Fakat anlı« yardu ki, azrail, amansız bir şekilde, kocaman pencelerini açarak hiç durmadan onu takip ediyordu. — Sonu var — Çinin Jan D'arkı Yaşamak istiyen Çin mil- letinin bir timsalidir |'Bu kız 25 yaşındadır ve bazı kuv- vetlere kumanda etmektedir Çinin Jan D'erki Yeni bir Ju d'Ark doğdu. Bu ufak tefek, zayıf, esmer, kı- sa kesilmiş sert saçlı Çinli bir kadındır. Nankin cephesindeki Çin ordularının haroketini idare ediyor. Mukavemet bayrağını kaldırıyor. Bu kadın 23 yaşın- dadır. 1931 de Yao 16 yaşında kü- gük bir mektepli kızdı. Mançuri Japonlar tarafından istilâ edl- mişti. Kışın mukavemet çok müşkül oluyor. Japonlar ilerli- yorlardı. Birdenbire Mukdenin şarkın- da Japonlar ani bir hücuma uğradılar. Bir yaylım ateşi Ja> pon kıt'alarının yanlarını saratı ve Japon orduşunu durdurdü. Çünkü savaşmak için ordunun durması lâzımdır. İşte burada 24 saatlik uzun — ve inatçı bir harp oldu. 500 Çinli küçük bir kızın kumandasi - altında hari> kalar yarattılar. Bu muharebeden sonra Yao ölmek iıhıbıı Çinin timsali olda. Ona Çinin her tarafında ras- geliniyor. Vücudü de iradesi kadar mukavemetlidir. Düşman tarafından işgal edilmiş dağlık ! miotakaları geçiyor, kendisi için kurulmuş — bütün kurtuluyor, tuzaklardan 1932 yılı başlarken onu Şang- xı müdalan 19 uncu Ordüda görüyoruz. tahkem mevk inin ııeıhuı mü- dalii general Vang onu, cephe- deki propaganda işlerinin ida- rTesine memur ediyor. Japonların ilhak harbi bitmiş- tir. Fakat Mançurideki teşkilât mukavemet ediyor. Yao bu iş- lerde üniversite talebelerini ça- lıştırıyor, hatta bir aralık ken- disi de hazırladığı bir kıt'a ile bu mukavemete iştirak etmek için Valadivostoka gitmek isti- yor, fakat pasaport alamıyor- lar. Arkadaşları dönüyor. Yalnız Yao ortadan kaybo'uyor. Yao Mançuriye girmiştir. Ora- daki faaliyeti yeniden canlandı- myor. Birçok tehlikeli işlere gi- riyor. Yaptığı işlerin en tehli- kelisi Mukdende Japonlar tara- findan sıkı bir nezaret altında bulunan Çinli mahallesindeki komitecilere 4000 dolar götür- mektedir. O bu vazileyi muvaf- fakıyetle başarıyor. Bundan sonra genç - kız bir kız sükün ihtiyacı duyuyor. Er- kek elbiselerini çıkarıyor, saç- TJarını uzatıyor, — evleniyor, iki çocuğu oluyor. Herkes - onu yeni ve tabii hâyatına başlamış sanmaktadır. Fakat ikinci Japoa harbi baş- farken Yaonun kocası şimaldeki aakori kt'alarda çalışmak üzere orduya giriyor. Genç kadın yal- nız mı kalacak? Kahramanlık ruübu yeniden — uyanıyor, saçla- rımı tekrar kesiyor, cumhuriyet ordusunun mâvi üniformasını giyiyor. Eski bir arkadaşile be- raber kadınlardan mürekkep bir bölük teşkil ediyor. Şapey muharebesinde bu kıt'a çok fadakârlıkla çalışıyor.. Bu bu muharebeden sonra arka- daşı Yang meşakkate taham- mül edemiyerek kıt'asından ay- rılhyor. Fakat Yao - hâlü müca. dele ed yor. Uzun devam ede- sanki artalığı dondurmuş gibi idi, Turgudlu mektepleri köy gezısıne çıkıyorlar Tuıgudlu, (Muhabiri mahsusumuzdan) — Devlet demiryolları idaresi 31 mart 938 tarihinden itibaren talebe ve muallimler için yeni bir tenzilâtfı tarife tatbikine başlamıştır. Bu fırsattan — istifadeyi düşünen Turgudlu ilkokulları, yakın yurd tetkikleri (köylerimiz, köy kanununun tatbikatı, nahiyede hükümet teşkilâtlı, köylerde kooporatif, köylerde diğer milli taşekküller gibi) ilçemizin İzmir-Afyon demiryolu güzergâhında etmişlerdir. gelmişlerdir. . yapılması tekarrür e(ıı.lir Ödrteker ea lşemesi veuı-Teî'mın gezı Teri bulunan Urganlı köyü ile Ahmedli nahiyesine geziler tertip Cumhuriyet, İsmetpaşa, Hilâl okullarının üçüncü ve beşinci sınıf talebeleri öğretmenler ile bersber çok neşeli birer kafile halinde münavebe ile günü birlik Urganlı ve Ahmedliye gidip Bu gezilerin il merkezine, Sart harabelerine ve !Salihliye de Aydın haberleri: Bir tahsildar beş yıl hapse mahküm oldu Kocasını öldüren katil kadının muha- Avcıların ve Halkçvğ Aydın avcıları Aydın, (Hususi) — Büyük 'Türk san'atkârı mimar Sinanın ölümünün 3S0 inci yıldönümü münasebetile Halkevimizde bir toplantı yapılmış, Ar — şubesi başkanı Halit Ziya Uysal tara- fından san'atkârn hayat ve eserleri hakkında bir konferans verilmiştir. Köy gezileri Halkevi bandosu dün - Baltâ köye giderek köylülere — milli ve ulusal havalar çalmış — ve köylüler milli oyunlar oyaya: rak akşama kadar eğlenmişler: dir. Bu köy delikanlıları hatta altmışlık ihtiyarları bile orijir nalitesini biç kaybetmemiş, ha- kiki zeybek oyunu oynamakta- dırlardır. Sürek avları Halkevi avelarından otuz beş kişlik bir grup dün Ortaklar ga OA ERMATAL ADT T G cek bir harp için yeni kıt'alar yaratmağa uğraşyor. Çin köy- İülerini hep birden ayaklandır- mak için elinden geleni yapı: yor.. Kışa ve sert saçlarile, Yao, Çin — vatanperverliğini temsil eden yeni bir. Jan d'Ark ol muştur. Naipli köyünde. istaayonuna giderek Naipli kö- yü balkanlarına çıkmışlar ve burada sürek avı yapmışlardır. Avcılar dönüşlerinde Ortaklar- da iki saat kadar kalarak da- vul ve zurnalarla milif havalar oynamışlardır. Lik maçları Lik maçlarına dün da Aydın alanında devam edildi. Dukü maçlarda — Sümerspor bire karşı sekiz sayı ile yeı Mendresspor gelmediğinden Kı rapınar hükmen galip sayıldı. Mahküm olan tahsildar Söke Hususi muhasebe tah- sildan iken — ihtilâs — suretile zimmeline 256 lira geçiren Ha- midin muhakemesi Aydın Ağır- ceza mabkemesinde bitirilmiş, suçlu beş yil on ay ağır hapse mahküm edilmiştir. Kocasını öldüren kadın 936 yılı Şubat ayında Ortak. lar istasyonu karşısındaki evin- de sevgilisile birleşmek 2ıı kocası Rüştüyü gece yarısından sonra üyürken tabanca ile ö düren 55 yaşında Emir Hatice- nin Aydın Ağırceza mahkeme- sinde 18 y.la mahküm olduğunu evelce yazdım. Temy zin nakz- — Sonu 8 inci sahifede — < Dabilt hastalıklar mdtahasımn ae Pr. M. Şevki Üğur diysr di Dizanteri d Bu hastalık kalın barsak ik- tihabıdır. Mülevves sular ve yiyeceklerle kalın barsakta baş- liyan bir âfettir. Muntazam bir kanalizasyonu —olmıyan — şehir- lerde bu ağır hastalık pek çok görülür. Hatta birçok defa isti- lât şekiller alâarak devam eder. Sıkhi bir surstte yapılmıyan helâlardan, — kazuratın sularla karışması veyahut bu muzah- rafatın karıştığı sularla sulanan bahçelerde yetişen sebzeler ve hatta meyvaları yimek dizanteri hastalığının sirayetine en mü- him #sebeplerden biri olarak görülmektedir. Hakikaten bir şebir, bir kasaba veya köy ak sun sıhhi helâlar ve kazuratın içilecek ve yinilecek sulara ve gıda maddelerine karışmamak için yapılacak Jâğım teşkilâtı pek çok önemli bir meseledir. Sağlam ve sıhhi kanalizasyonu olmıyan memleketler daima bu vahim hastalığın kurbanı olur- lar. Esasen medeni bir mem- lekette ön ovel göze çarpacak mühim bir eser varsa, o da içilecek ve yinilecek maddele- rin sıhhi bir şekilde olup ol madığıdır. Mesken bir — insan için zaruri bir ihtiyaçtır. Me- deni insanlar bu bususta ken- dilerine yakışacak bir surette her hususu düşünmüşler ve meskende helâ mesalesini de halletmişlerdir. Yaşamak için alınan yiyecek ve içecek mad. Mlnirle-gişde a bema denberi insanlar için büyük ölümler saçan bu gibi hasta- hıklardan kendilerini korumuş- lardır. İşte dizanteri böyle bik hassa sularla geçen ve bulaşan bir hastalıktır. Kalın barsakta zuhur eden bu hastalık - istilâ ettiği örgeni ezer ve hatta ha- rap ve mahvına bile sebep olur. Dizanteri hastalığına uğ- rıyan insanlar, pek müziç bir Üzüntü ve ıstırap — içinde inler, dururlar, -Arkası var- Nöbetçi eczaneler Eczanelerin bir hattalık nöbet günlerini gösterir cetvel: Pazartesi: Kemoraltında Şifa; Cüzelyalıda Güzelyalı; Tililkikte B. Faik; İki. geşmelikte İkiçeşmelik; Alsancakta B. Fasd, Ayvuklada Halk. Salır Kemeraltında Şifa; Karantinada B. Eşref; Kemorde Kamor; Alsan: sakta B. Abmed Lütfi, Eşrefpaşada Eşzefpaşa, Çarşamba: Başdurakta Sıhhat; — Karataşta B. Habif, Tükilikte Yeni İsmir; Irgatpasanında — Asri; — Gözolyalıda Atlyer Perşembe: Kemeraltında Hilal, Güzelyalı: da — Güzelyalı, Tükilikte B. Faik; FUN UA Cuma: Komeraltanda — İttihat, Cüzelyaer hıda Cözelyalı, İzgatpazarında Aariş İkiçeşmelikte — İkiçeşmelik; — Alsas cakta B. Hund. Cumartesi: Başdurakta — Sıhha; Karantine de B Eşrek — Kemerde — Kamor, Eşrefpaşada Eçrelpa a. Pazar: Kameraltanda — Hilâl, Karataşta B, Habil, Koçecilerde Yeni — izusç; İrgatpasarında. Aselk

Bu sayıdan diğer sayfalar: