! t ; Yavaş yavaş yerime oturu- K k T * Sahife” & ( tarafı çamlıklı Ç TPT Seyahat notları W İzmirden Yukarıkızılcaya! |Demek granitleşen ses, bu iki e “Belkahve,, den İzmir ufuklarına yayıldı.. —3-— ) Yoldaşım: | — Ulu Atatürk İzmir için ordulara son emrini burada vermis, Kâzım Ditik de buraya yakışan bir eser olarak bu Çeşmeyi yaptırmı ş.. t Adina “Belkahve, derler. Ne yerinde bir eser. Alyonun yalçın bağrından kopup - gelen  | kutsal kasırga, demek bu dar boğazdan-Türk olan ve daima Türk kalacak-İzmire bir yıldı rım süratile er şti: — Ordular hedefiniz Akde- Bizdir. İleril.. » Sesi granitleşen Murad dağla- rının ıüıxiılııın-, demek bu iki tarafı çamlıklı *“Belkahve, den İzmir ufuklarına yaydı.. Sağına ağaçsız, çıplak Yamanları. So- luna canlı barometresi Çakal kayaları alan İzmir buradan ne kadar güzel görünüyor. Tarih kafamdan bir sinema şiridi g'bi geçti, gitti. Gözlerim inci İzmi- vin kızllaşın ufuklarına daldı. Kendimden geçmişim. — Haydi Baylar.. Herkes ye- ine.. Makine alesta g diyoruz. > Seslerini - uzaklardan gelen Bir yanku gibi duydum. Dime- -| gım binbir güzel hulyanın içine gömülü,. yorum . Makinemiz dar bir iki boğaz- dan geçerek, çıkılan yokuşun Yazan: Üstün Tan, mez, Hakkınızı nerde olsa ödi- yemeyiz:.. Orta ve Yukafıkızılcalar hu- dudunu teşkil eden tahta köp- rüden geçtik. Muntazam kaldı- rımile insana ferahlık veren yol üzerinden yürüyerek Yukarık- zılcaya ulaştık. Otomobilimiz köy içinde durdu. Akşam ışıkız olan bu köy de bütün huznüyle kendisini gös- hösterdi. Ellerinde yağlıkları, heybeli merkepleri, pulluk ve saban yüklü beygirleri ile evle- çine giden köyli dayı ve deli- kanlılarına selâm vererek konu * ğu olacağım eve geldim. ANADOLU Paris, 8 (Radyo) — Fransa Hariciye Nazırı Pol Bonkur; Fransanın, Varşova ile Bükreş racdat etmiş ve Fransa ile Rus- ya olduğu gibi, bu hükümet- lerin de Çekoslovakyaya vuku bulacak br taarruza karşı mü- dafasda bulunmalarını — teklif eylemiştir. Budapeşte, 8 ( Radyo ) — Üniversite telebesi, bugün Çe- koslovakya aleyhine nümayş- ler yapmışlardır. Talebe, Macaristan selaret- ÖT Alman ordusunun tarihi Hitler, orduyu milletleştiren ve milleti ordulaş- tıran kuvvetli bir simadır Yazan: Piyer Dominik M. Benois-Mechinin (Alman ordusunun tar.hi) adlı yeni bir kitabı çıktı. Bu kitabı ordunun tatıhi olmaktan ziyade, Alman ruhunun tarihi - olarak kabul etmek (âz mdir. Yırmi yıllık A- man tarih nn bulâsasını yapan eserde muharıir hakkile muvaf- fak olmış, bize daima yaşıya- cak ve öm,yecek bulunan ta- rih eserlerinden birini vermiştir. — fatlıbir meylini teşkil eden güzel | gü ketabiri y ltüsir at TNbi| #nişi, benzinsiz inmeğe başladı. Girintisi, çınıktısı çok - olan — virajları geçtik. Solumuza, ba- galarından mavi dumanlar çıkâ- ran köylerin bakır renkli kire- mitliklerile heybetli birer man- zöra ârzeden irfan ocaklarını alarak geçiyoruz. Ulucak.. Da- ha yukarıda Domback.. Ar sızca... köyleri.. Kemalpışada hiç eğlenmiyen makinemiz bir an evel kavuşmak — istedi- gim “Yukarıkızılca, — köyüne — doğru bütün süratile koşuyor. —» Şosenin sağındaki dar araba — yoluna saptık. Karşımızda ak- Jgamın henüz çökmeğe başlıyan karanlığı içinde gittikçe deşen, çamlarla — örtülü — dağların bağrını delmek ister — gibi ilerliyoruz. Aşağıkızılea,.. “Yolunun sağında beyaz bada: — malı güzel “köyodası, kurağı ile otomobilimizi selâmlıyor. * Bir dakika.. Yolcular biribir- — lerine tutunmağa çalışıyorlar. — Makine hızını kaybetti. Dar, ' korkuluksuz, korkunç bir köp- — ü üzerinden yavaşça geçiyoruz. " Birdenbire fena ve kaypak bir - bir viraj.. Az ileride kaldırımı — bozuk, heran bir tehlike müjde — cisi gibi kendini gösteren kö-ü bir yokuşu müth'ş sarsıntılarla — çıkıyoruz. Makine homuduyor, — goför bütün çalâkliği ile direk- — syonu idare ediyor.. Ölüme su- samış, onun insana nasıl bir — heyecan vereceğini tecrübe et- ; mek istiyenlere buradan bizim — ,gibi geçmelerini tavsiye etmeli. — Gidin, görün.. Birden gerilen — yine birden boşanan - sinirlerle bu gürültüyü de atlattık.. Yaşa — şoförl Hani sizler yok musunuz? — Sizlere düşünmeden bazan ba- —O ğırır, arkanızdan g;dîkodıılır /“yaparız amma yine bu dilimizin acundan biraz daha içeri gir- Bozuk ve oldukça dik bir yo-. — kuşuyla karşeladı. bizi.. * İki dakika sonra Ortakızılca.. muahedesinin imzasına kadar süren devreyi hududu içine ak- mişti. Bence ikinci cild birinciye daima tercih edilir. Nasyonal sosyalizmin bu derece öz ve bu derece çıplak ve kat'i hikâ: yesini hemen hiçbir. yerde bu- lamayız. Fırkanın doğuşundan Hitlerin mevkii iktidara geç mesine kadar devam eden bu tarih hakikalen güzel yazılk- miştir. Bir çok rakaml'arla ve tek- nik tafsilâtla- dolmuş bulunan bu eserin okunması da hiç güç değildir. Çünkü muharrir ne kadar ince tafsilâta girmiş olsa da; gene -bunların içinden terkibi bir görüş yapmağı mu- valfakıyetle becerecek — kudret- tedir. Bunun içindir ki, Luden- droff Hindenburg, Hitler, Von Secck, Rathenan, Schle cher gibi şahsiyetlerin bayatını bize anlatan muharrir, bu zaviyeden alâkalı bir şekilde A'man mil- letinin bis kolejisine iaiyor. Bilirsiniz ki harp sonu Al manyası, birkaçı yüksek sınıf- tan gelmek şarjle kuvvetli şah- siyetlerin hâkimiyeti alında kalmıştı. Onların yaşayışlarını, iş başındaki muvaflakıyet, — ya- hud “ademi muvaffakıyetlerini görmekledir ki Alman milletile Ordunun münasebet derecesini iyice kavramış bulunuruz. Alman Sosyal Demokrat par- tisi ile komünist partisinin mu- vaffak olamaması, bu partilerin orduya müthiş bir şekilde düş- man bulunmalarından ileri gel- miştir. Eğer Rathenau mevki- den düşmüş ise, bunun men- bamı ordu ile kendisi arasında hanesi önünde gürültü yapmak ikisi de muvalfak olamıyacakları aşikârdı. Almanya bütün bu muvaze- nesizlikler içinde tek bir adam beklemekte idi. Bu adam her iki sal da atını yürütebile- cek bir kabiliyette olacıktı. Bu sahaları izaha hacet var m:? Birisi ordu, diğeri de halk. Atını yürütebilecek adam da Hile:! Hitlerin ilk vazifesi, saf'arın- dân çıkmış olduği — orduya cephe almadan kendi adamla- mmt hazırlınmak oldu. Bunlarla teşk | eltiği Kku'alar, hücum ta- burları vesaire bugünkü kara gömlekli orduyu meydana ge- tirdi. Şair Necip — Başı 3 üncü sahifede — bilmiş, ondan hazmedemediği maddeleri temsile başlamış tak- lit tesrri orijinale — yaklaştır- miş ve bir intikal devrinin şaş- kınlığı arasında birdenbire bü- *'yük va ilk şahsiyeti kıt'asında görünüvermistir. Ba hal, o anın şartlarına göre, göz kamaştırıcı bir manzara, kocaman bir mer. haledir., Hâmidin kıymetini böylece aşılması mümkün olmıyan bir manianın mevcudiyetinde ara- malıdır. Aksine olarak bir Von Seckt yalnız askeri sahada kal- dıkça ve ııkewıyındıku ve Ludendorff ta onun gibi hare- ket ettikçe şüphe yok ki her tebarüz ettiren şair birer düyu- nu umumiye müessesesi sayıl- ması lâziımgelen edebiyatı cedi- de ve fecriati mekteplerine na: zaran “Hâmidin farkı, garptan aldığı kıymeti hak etmesi ik mesinde, ondan kendisine bir sefi leri vasıtasile gerek Roman- | vakyaya yaya ve gerekse Poloiyaya mü- | Tadesi İ l Siyah gömleklilerden bir kıt'a.. —. .. istemişlerse de, zabıtaca men- 'ed lmişlerdir. Saylavlardan biri, Çekoslo- geçen Macar arazisinin için Çekoslovakya ile mücadele açılacağımı beyan ey- lemiştir. Prag, 8 (Radyo) — Çekoslo- vakya parlâmentosu, bugün iç- Hma elmiştir. A'man ve diğer azlıklar say- lavları, hükümetin, gün. lerde nümayiış yapılmaması bak- kındaki emirlerini protesto et- miş olmak için celseyi terket- mişlerdir. Budapeşte, 8 ( Radyo ) — son İşte bu ilk kuvvetlerdir ki partide askeri ruhu idameye başladılar, Böylece, beklenilen büyük şef ortaya çıktıktan son- ra o yalmız. Rayihştağı değil, 4 şubatta orduyu dahi idaresi altına #lmakta biç zorlük çek- medi. —- Hitler, Alman buhranının önüne geçen ve milletle orduyu barıştıran, yani orduyu millet- leştiren ve millet- ordulaştıran kuvvetli bir sima haline girdi. Muharrir - kitabında — Hitlerin bu rolünü mü'emmelen ifa ettiğini kaydediyor. Şu halde Alman - şefinin elde ettiği bu müdbiş âeti nası) ve ne şeki- de kulanacağını bilmek her halde meraklı birşeydir. Abdülhak Hâmit dolayısile Fazıl, beklenen kon- feransını dün akşam verdi » seciye yapmasında, tek kelime ile düşünebilmesindedir., De- miştir. Bu suretle Necip Fazıl; bazı müstesnalar hariç Hâmidin: *“Türk edebiyatında metafizik kafaya sahip ilk san'atkâr, ol duğunu da tebarüz ettirmiştir. Buna rağmen Hâmidin; bir san'at ve tefekkür cihanı kura- madığını da — ilâve — etmiştir. Onun şeref ve - yegâüneiğini *san'at ve tefekkür cihanım kurabilmiş olmak değil, o ihti- yacı bize indirect bir halde vazedilmiş olmaktır, — şeklinde göstermiştir. Netice —it barile Hâmidi 6 vec'z madde ile çiz- giliyen şair daha sonra Hâmi- Macaristan, Çekosliovakya- ya verilen Macar toprakla- rını istemeğe hazırlanıyor Çekoslovakya parlâmentosunun dünkü içtimatnda, azlıkları temsil eden saylavlar, celseyi bırakıp gitmiş.erdir Edvard Benes Macaristanın eski Başvekillerin: den Kont Julbos Karol; gaze- tecilere beyanatta bulunmuş ve Macaristanda yaşıyan her - fer- din, kayıtsız ve şartsız olarak kral — naibi amiral Hortinin direktiflerine dikkat etmesi lâ- zimgeldiğini söylemiştir. Koatun bu beyanatı, Buda- peşte siyasal meha ilinde derin akisler yapmıştır. Kont, Avusturya — imparator. luğu. zamanında Başvekâlette bulunmuş, mühim bir şahsi- yettir. Praj 8 (Radyo) — Südet leri ve bu vaz'yet karşısında Çekoslovakyanın tedabir alması lâzımgeldiği hakkında komünist saylavlardan — birinin verd ği beyanat, tekzip edilmiş ve hü- kümetin, Südet Almanlarile baş- ladığı müzakereleri akim bırak- tırmak üzere komünistlerin çe kardıkları bu gibi şayialara ni- hayet verilmesi lâzimgeldiği bil- dirilmiştir. GEREEAMASUR TTLZ TCT İ TTWEALACR din hususi âleminden bahset- miş ve onun bazı nüktelerini nakletmiştir. Bunlardan bir tanesi: Bir gün Serkıldoryanda ziyaretine gitmiştim. Yunanistana bir se- yahat yapmağı düşünüyor fakat sıhhatine güvenemiyordu. — Canım efendim kalbinizi Altaha raptediniz derdim. Cevap verd: — O beni kendisine kalbet: Mmesin de.. Bir diğeri daha: Bir gün koluna girmiş Serkıldoryandan çıkarken iki safa onu hürmet- le seyreden halka dikkati çek- tim dedim ki: 4 — Efendim bakın halk size nasıl bakıyor. — Ne diye bakıyor. * — Bu kadar manasız seri hali arasında bu ne eşsiz, ne mühteşem insan diye bakıyor? Cevap verdi: *— Yanlışın var bu kadar sağ arasında bu cenaze nedir diye bakıyor., Hâmidin şahsiyetini dinliyici: lerin gözü önünde daha can:- landıran bu nüktelerden sonra Necip Fazıl, Hâmidin ölümün- den de bahsetmişve onun ölü- münde genç nesli kurulmak is- tenen büyük fikir — ve - san'at, cihan mimarisinin başlanğıcını gördüğünü söylüyerek kıymetli konferansını bitirmiştir. z man manller e seeca getirdik- | mimarkıtı —nw= addl Nisn © Koca Sınan — Başı T inci sahifede — harsa mimarlığına — getirilmesi Türk eti için büyük kazsaç oldu. t büviyetini ve dehası. edilen esorlerle Kendinden Tirk mimarlarının başla. dıkları işleri teakki hatvelerile ta. kip, tenzim ve tereddütleri izale ile Törk mimarisil yeni bir ekol Yücuüde petirdi. Y diği çırakları ile geviş Türk ölkesinin her tarafine da fenni ve bedit bir beraberlik ve işlerde yöüksek bir disiplin temin eti. Kendinden evel erereri, gerdi. topraklarırdaki yapıları ve imari ssanları tetkik * rağmen biçbrimi kopya etmedi. Türk mimarisinin karakte. rini mubafaza ve onu en yüksek de recesine çıkardı. Mimar Sinanın İstanbulda, Edir. nede ve diğer büyük şehirlerde yapı Uğı eserlerinde gördüğümüz mimari kaideleri ' bütün yard için vücuda getirilcn yapılarda ve kendinden sonra ekolüne mensup mimarların eserlerinde de aynen görürüz. Bir insan bayatının kifayet edemiyeceği kadar çok ve © mispette kıymetli €eser yarafan üstad, bugün bile ee mütekâmil — miller tatbik edi. lebilen bir merkez t m — bütün 'tefercöatına — kadar gös önünde tatan Sinan taşrada vücüde getirilen imaratın da — nüzımı idi, Vilüyetlerdeki mimarbaşılar, mimar Jar, merkerde: imat alıp, bunlara lüzamla işçiler, mahallinde bu. lunmıyan ma'zeme merketden gön. derilirdi. Mermer ocakları, çini — fie manları hassa — mimarlığının emrinde idi. Malzeme cinsleri, narklar, Wsta. ların yevmileri buraca tespit olunur, Hama mimarlığına bağlı bütün yapı untaları kelfa vea çıraklar muayyen üsüllerle kontrol edilirdi. Bogün gerp belediyelerinde tatbik olunabl Tea inşrat malzemesinin dalmi me rakabesi, işçiler n — yetiştirilmelerile kodtrol ve - takiplerinde takip olur yelle takip olunurda. Mimar Sinan, meaom Bulunan Atrupa san'atk ürları ile mukayese edilirse, yaptığı bu büyük işlerle hepsine tefevvak etmiş olarak görülür. Beşer tarihi, Sinan — derecesinde muvaflakıyet kaydetimiyor, Sinan, Bizsasların vücuda getirdiği Ayasof. ya ila övünmelerine dayanamadı. Milletine hiçbir. milletin ümün gel mesini hazmedemiyen Sinan tekâ mül merbalelerini katederek Süleye maniyeyi vücude getirdi. Bu varetle Türk milletiain medeni üstünlüğünü İspat ve ilân etmiş oldu. Filhakika, Bizandlıların jüstinye- nİn srar ve ibramile yaptıkları ilk ve son buyük kubbeleri verine bu. Bile âleminde : tatbik edilebilen teknik usullerle a bü. yük kubbesini inşa etli. Türkün klâyişe ehemmiyet ver. miyen Yakür halini, temiz ruhunu, #zametli esorlerinde tecelli ettirdi. Sinan'a biçbir. eserinde Tüzüme saz tezjinata Ttesadüf edememiniz, O, gerek dini, gerek askeri, gerek ıiıırıiııılyıi.i'ı binalarında ancak ihtiysor gözönüne getirmiştir. Orta çağın can sıkıtı oyun ve süe herine, yapıştırma — tezyinatına karşı $ canın eterlerindeki bu vezah ve »zamet bugünkü mimari nazariyele. te de tamamen uygundur. Yakan svenelere kadar bütün bu eserleri (Mimarii — İslâm) çerçevesi içinde kendi — millit tarihimisden uzaklaştırdık. Türk medeniyetinin en k mimerisi mimar Sinea eli ile devri kemali buldu. O, büyük dihi, milletinin tevkir ve tebciline Tâyıktır. Mimar Necmeddin Emre Kasmana e Nazaammeran Ahmetliköyümah- tarlığından: Ahmetli yatı mekteb i için ilâveten 2030 Ira 85 kuruş be- deli keşifli hamam, çamaşırhane ve mutbak yaptırılacaktır. Buna &it plân ve keşifnamesi Ahmetli nahiye merkezindedir. Açık eksiltme ve artırma ka- nununa göre, Taliplerin * 7,5 teminat akçesile veyahut banka mektubile —ihale terihi olan 11/Nsan/938 Pazartesi günü Ahmetli köyü ihtiyar heyetine müracaatle ihaleye iştirakleri ilân olunur. 6 9 109