Sahife 6 Bir Fransız kadın tayyarecisi anlatıyor —0 —— — — — ——— — — —— Almanya tayyare rekorları- nı ne suretle kırıp geçti”? Hep otomatik.. Almanlar, yeni bir çalışma şekli bularak imalâtı artırdılar Yazan: Madeleine Chamuse '3 Alman tayyare fabrikası iç halinde Mademki bir tayyare fabrika- sının ne demek olduğunu şim- di anlıyacaksınız. Bütün — fab- rikada iş şöyle ayrılır: Parça- ların » birleştirilmesi ve âletlerin montajı. Verimi az bir — fabrikada, parçalar elle imal edilir. Böyle bir fabrikada montaj yapmak için, tayyarenin tekne potrelleri ve kana'ları gibi iskelet'ni teş- kil eden kısımlar bir — araya toplanır; bir parçayı eklemek veya delmek için — tayyareyi terkedip şuraya buraya koşuşan ameleler biribirlerinin — işleme- lerins mani olurlar. Çünkü, elle yapılan parçalar, mak'ne yapılan parçalar kadar mükem- mel olmaktan uzaktır. Bir Alman model fabrikasını ele alalım. Meselâ, — evelce lo- komotif imal eden ve 1933 te Tohaneştal ve Şönfald makine fabrikalarının vasıtasile müceh- hez olarak tayyare imaline gi- rişen Henşel fabrikasınıl.. Bu fabrika, halihazır, tayyare imalinin esasını teşkil eden ma: deni aksamı yapıyor. Bir fabrikayı teşkil eden beş büyük bal tasavvur ediniz. Bu hallerin birinde idrolik preseler, haddeler, büyük otomatik bal- yozlar durmadan çalışıyor. Yanlarında pekâz amele var. Bazan bir amele iki makineye birden nezaret ediyor. Bir demir veya çeliği doğ- rarken gürliyen testere maki- neler, kayışların şiddetli dö- nüşüyle hırıldıyan makineler, durmadan çalışan şekil ve 'yasıltıcı çekiçler, kısaca, fabrikaya has gürültüler hasıl eden ne varsa, montaj salon- larından uzak bırakılmıştır.. Sadece, gürültünün — verdiği yorgunluk amele'erin rahatım kaçırıyor. Fakat birçok amele bu yorgunluktan korunmuştur. Bu vaziyete göre, montaja vesaireye çok elverişli, biribi- rine tamamen benziyen bütün parçaları imal eden otomatik makineler, Henşel fabrikasının bir mıntakasına yerleştirilmiştir. Her altı saatle bir tayyare ile werici “Ah, bu gönül,, lim, Bir kilise kadar büyük bir yer. Burâda yirmi tayyare tek» nesinin montaj yapılır. Hem de zincirleme bir şekilde.. Yani biraz evel parçalar halinde bulunan tekne tamamlanır ve dışarıya yollanır. Biribiri ardına sıralanmış aşık — kemiklerinin gezintisine benziyen tekne di- zisi boyunca ameleler - çalışı- yorlar, düzeltiyorlar ve lüzım olan parçaları raptediyorlar. Montajı — bitirdikten — sonra tayyarenin üstüne artık hiçbir | şey ilâve edilmez. — Motörün yerleştirilmesi ve manometre, uçuşu kontrol eden — taşimetre, joj, kom, velhasıl tayyarenin :eLneıinopı:ik ne vırıı.”'l'onüı daha kanatları konulmadan, yerleştirilir, raptedilir, tetkik edilir. Her yandan bir dizi - teşkil eden kanatlar da ayni tarzda hazırlanır. Potrel demirleri gibi çıplak lonjeronlar, çok geçmeden nev- vürlerinin üzerlerine giydirildi- ği görülür. Kanat uçları, idare cihazları, elafontları, vole — dentrodosları derhal yerleşti En son ame- liye olarak bir seyyar vinç on- ları kaldırır ve teknelere verir. *Bonjur Mösyö, biz sizin ka- natlarınızız. iyi geçineceğimiz, ümit ederim., Kanatlar raptedilmiş ve idare cihazları birleştirilmiştir. Her şey tetkik edilmiştir. Kapı açı- hr ve bu bitmiş tayyare mey- l Yazan: Saime Sadi Hü Ve oda kapısında, Aferide “ile babası gözüktüler. Kayın- — walide, henüz etu altından çık- tığı belli olan hafif bir yeldir me giymişti. Eşarpını omuzlar rına atıvermişti. Sevimli, saç: larının beyazı bol, şen ve mü- tebessim bir ihtiyarcıktı. Biz kadınların garip bir ta- biatimiz vardır. Kaynanaları da dikkatle öl- çer, biçeriz. Çünkü Sile yuva- sında, kaynana büyük roller oynarlar. Babaların müsamahalı, insaflı ve âdil tavırları muva- — zeneyi ne kadar artırırsa, kar — yınvalidelerin aksi hareketle- ü! bunu 6 kadar bozar.. Aferidenin kulağına fısılda- dim: — Sevimli bir kadın.. — Evet, dedi, ğ Doktor Faruk da kendi kapı» larından çıkmış, ağır adımlarla ilerliyor ve kardeşi müstakbel mühendis Namık da onu takip ediyordu. Asker doktorun düğ- meleri, apuletlerindeki işaretleri, pencereden vuran ışıklarla pırıl pınıl parlıyordu. Kayınvalideyi — merdivenlerin yarısında Aferidenin annesi ve babası karşıladılar. Kayınvalide durakladı, konuştular, gülüştü- ler, Anladım ki, oğullarını bek- Kiyorlar. Gönç doktor — yaklaştı.. danlığa çıkarılır; çünkü bütün bu tayyarelere melce yapılması için vakit bulunamıyacağı ta: büdir. Almanyanın hava ordusu Fabrikaların nasıl olduğunu u0 çalıştığını gördünüz, tayyarelerin çeşitlerini şimdi görelim. Evvelâ bir avcı tayyaresini ve en hatırı sayılısını görelim. Saatte tam Gl1 kilometre g'de- rek çabukluk - rekorünü kiran avcr' tayyarelerinin kralı B.F.W 109 Meserşimiti selâmlıyalım. Bu tayyare gâh Mersedes Benz benzin motörüyle, gâh (210) Suniyo yağ motörüyle müceh- hezdir. — Devam edecek — İstanbul Avus. Şimdi montaj kısmını geze- İturya sefarethanesi Alman bayrağı çekti İstanbul, 12 ( Hususi muha- birimizden ) İstanbuldaki Avusturya sefaretine bugün Nazi bayrağı çekilmiştir. Leon Blum kabine teşkil edemiyor Liberte gazetesi, Blumun, bu nazik zaman. da Fransayı idare edemiyeceğini yazıyor lır:ı_r. M. Leon Blum Paris, 12 (Radyo ) — Leon Blum, bugün bütün siyasi par- tilere hitaben bir beyenname neşretmiş ve 1914 de olduğu gibi birleşmelerini ve bir te- merküz kabinesinin — teşkiline yardım etmelerini rica etmiştir. par komünistle- rin de iştirakile bir kabine teş- kiline muvafakat etmiştir. Diğer partiler, ise, uzun müzakerele- den sonra Leon Bluma - itimat reyi vermemelerini kararlaştır- Kayınpederle kayınvalıdesin: na- zik ve ince bir reveransla se. lâmladı. Nişanlının kardeşine baktım: Hürriyetl.. Yuvarlak, patlak gözlü, çene kemikleri gayet iri, alnı yuvarlak, burün delikleri havaya kalkmış gibi gayet açik. Hulâsa, insana şu Boldok kö- peklerini hatırlatan birşey.. Meğer ayni intiba, ayni sa- niye içinde, Aferidenin de kaâ- fasında dolaşmış: — Korkunç! Diye inledi.. Ağzı da müsta- til şeklinde iki dudakla, ödeta kendisine atılacak kemikli bir et Tokmasını bekliyor gibi.. O patlak * gözlerin, — yıldırım gibi: bir süratle, kapıya toplar nan çehreleri dolaşarak, birden" bire Aferidenin yüzünde durdu- gunu lı;.ketdümı.u Aferide de hissetmişti bunu. Bana döğrü, bir .;,_ geri gekildi. ANADOLU | Avrupadan döndü Cayyareciliğimizin mükemmeliyeti Amerikalı ;ıms.ıbiha Gök. .- çeni Amerikaya davet etti.. İstanbul, 12 (Hususi muhabirimizden) — Şehrimizde bulunan meşhur Amerikan tayyarecisi B. Ricard, Türkiye tayyarecilik teş- kilâtının mükemmeliyetini beyan ederek takdiratta bulunmuş ve îkmürk kım tayyarecimiz Sabiha Gökçeni Amerikaya davet ey- lemiştir. Ihtilâlciler, Kartajen lima- nını bombardıman ettiler Bn. Âfet Bayan Âfet İstanbul, 12 (Hususi muha- birimizden) — Avrupada bulu- nan Türk Tarih Kurumu ikinci |Cumhuriyetçi I,Panya’a aid Libertad kru- vazörü asiler tarafından batırıldı başkanı Ba. Âfet bugün şehr: rimize gelmiştir. B. Hover, Bilsuskinin mezarına çelenk koydu Varşova, 12 (Rsdyo) — Ame- rika sabık cumhurreisi Hover, bugün (Pojtan) a gitmiş ve Ma- reşal Bilsuskinin mezarına bir çelenk koymuştur. Bisiklet kazası Birincikordonda Gonfloni Son oğlu Piyer Flanison, bindiği bisikleti yoldan geçen Hakkı kızı öğretmen Ba. Muazzeze çarptırarak yaralanmasına se- bebiyet verdiğinden yakalan- mıştır. ö c 2 Ihtilâlci askerler y Salamanka, - 12 (Radyo) — İhtilâlciler ileri harekâta devam ediyorlar, Ihtilâlcilerin, —son taarruzda yeniden iki bim kilometıc arazi işgal ettikleri ve yüz kilometre imtidadında demiryolu ele geçirdikleri bildirilmektedir. İhtilâlci — tayyareler, bugün Kartajen limanını bombardıman ve cümhuriyetçi İspanyaya aid Libertad kruvazörünü batırmış; bombardisiün-cenariuda * büz heldiye gernilerisie'de Siniğire uğradığı söyleniyor. Faşist meclisi mühim - kararlar verdi Bütün gazeteciler, Mussolininin beyanatını almak üzere, Venedik sarayına çağrıldıilar Roma, 12 (Radyo) — Büyük faşist meclisi, saat 22 de top- lanmış ve mühim hararlar almıştır. y Bütün gazeteciler, Venedik sarayına davet edilmişler ve Mur solininin, kendilerine mühim beyanatta bulunacağından, ona mışlardır. hazırlâanmaları için haberdar olunmuşlardır. -ve Leon Blum, bu vaziyetten T AlEN - adı A sonra mütecessir olduğunu sö) lemiş ve bununla beraber ığ seriyet partisile bir kabine teş- kil etmeğe çalışacağını - ilâve eylemiştir. Liberte gazetesi, şirldetli bir makale yazmış ve Leon Blumun, yabancı devletlerin ajanı ok duğunu, böyle bir adamın, şu nazik zamanda Fransayı idare edemiyeceğini kaydeylemiştir. Romanya kralı - Londraya gidiyor Pazartesi günü Londraya hareket ediyor, orada üç gün kalacaktır Bükreş, 12 (Radyo) — Romanya |kralı - Karol, Pazartesi günü * refakatinde oğlu veliahd - Grand Voyvod Mihael olduğu halde Londraya hareket edecektir. K Kayınvalide yürüyordu, oğul- Kral Londrada üç gün kalacaktır. ları da peşinden.. O yuvarlak patlak gözler de, kendilerinden çok evel, hedefini bulmuşa ben- ziyordu, odaya girdiler. Bizim müstakbel mühendis, hemen ka- pı arkasındaki bir koltuğa ilişti. Açık buğday rengi, fakat yağlı ve kirli bir yüz.. İnsana, tuhaf bir his veriyordu vesselâm. Bayaz yakası ile saçları ara- sına koyu bir. kir tabakasının katmerleşip kaldığı bir ensesi vardı. Kirlimi idi, hayır, fakat renk, o renk, of, aman Allahım, hâlâ gözlerimin önünde.. Anâ- dolu çingenelerini düşününüz, kâlil. Merasimi göremiyordum. Gü- zidenin dostları, diğer Misafir- ler önümüze girmişlerdi. Aferi> de benimle beraberdi. — Ne oluyoruz? Dedi. Âdeta terliyordu Afe- ridecik. Yarı sersem, yarı şaş kin bir hali vardı. Izmir Yün Mensucatı Türk A. Şirketinin Halkapınar Kumaş Fabrikası 5 Tarafından mevsim dnhyflı yeni çıkardığı kumaşları Sağlam, zarif ve ucuzdur Yeni yaptırdığınız elbiseler için bu mamulât tercih ediniz YERLERİ Birincikordonda 186 numarâda ŞARK HALI T, A. Ş. — Geliyorum baba.... Aferide, bana döndü. Birşey- ler söylemek istedi, yapamadı. Ellerimi “Allahaısmarladık, der gibi sıktı ve kalabalığın içinde, *müsaadenizle, diye diye yürü- — Bilmem ki -diye fısıldadı- görüyorsun Saimel. Bir #eralık, bir ses duyuldu: — Aleride, yavrum, Aferidel Başlar, gene sağa, sola döndü. — Buyurun babal. — Gelsene kızım, gelsenel.