—a aai ea 4 e n aa. ' Memleket Ha berleri Manisada Kültür faaliyeti.. Eğitmenler kursu açılacak, köy kabile mektebi kurulacak, okuma yurtları tesis olunacak Maarif işlerinde büyük bir faaliyet gösteren Manisa, mektep inşasında birinciliği kazanmıştır. Merkezde ve köylerde 457 muallim çalışıyor Manisada yeni hastane Manisa, (Hususi) — Vilâye- timize ayak bastığı gündenberi ilimizi her sahada terakki ve inkişafa mazhar kılan ilbayımız tfi Kırdarın kültür ala- çalışmaları çok büyük: tür. Rauf İnan gibi kıymetli ve genç bir terbiyecinin vilâyet maarif müdürlüğüne tayini de bütün kültürel işlerde çok bariz bir canlılığın, feyizli faaliyetle- rin bız almasını tesri etmiştir. Manisa merkez ilkokullarında (grupla çalışma) faaliyetinin gü- zel meticeleri, şimdiden görül- meğe başlamıştır. Alınan ted- birlerle hiçbir mektep öğret- mensiz bırakılmamıştır. Maarif ihtiyacını çok iyi an- hıyan vilâyet meclisi de, bu yıl büdeesinde kültür işlerine mü- him tahsisat ayırmıştır. Bu sır retle öğretmenlerin kıdem zam- Tarı, mesken bedelleri, makam ücretleri için büdceye karşılık konmuştur. 1 Hazirandan itibâ- rten öğretmenler mesken bedel- lerini alacaklar, kıdem zammı almağa hak kazanmış olan öğ- retmenler de çalışmalarının mü- kâfatını göreceklerdir. Köylü ve şehirli, bütün halk maarif işlerinde cânla başla ça- lışmaktadır. Birçok köylerimiz mektep yaptırıyor, sıra hazırli yör, muallim istiyor. Köylerin mutllim ihtiyacını karşılamak üzere Manisa mer> kezinde yüz kişilik bir eğitmen: ler kursu açılmasına — teşebbüs edilmiştir. Bu kursa orduda ça- vuşluk yapmış zeki köy delikan- lları alınacaktır. - İleride bir n eğitmen kursu açılması da ünülmektedir. İlimizde mev- Cut olan beş yüz seksen köy den halen yüz yetmiş dört köy- de birer okul vardır. Mektep we muallimi bulunmıyan köylere birer eğitmen gönderilmesi en pratik bir tedbir olarak ele alınmıştır. — Kültür Bakanlığı eğitmen kurslarının — açılmasını kabul ettiği takdirde vilâyetimiz köylerinin eğitmen ihtiyacı beş sene zarfında tamamea temin edilmiş olacaktır. Ayrıca köylerimize kabile ye- tiştirmek üzere Manisa merke- zinde bir köy kabile mektebi kurulması Sıhhat Bakanlığınca wajd buyurulmuştur. Köy kabile mektebine beş sınıflı köy mek- teplerinden mezun Bayavlar alı- nacaktır. Vilâyetimizin muhtelif yerlerinde halen altı tane yatılı köy mektebi vardır. Önümüz- deki ders yılında mevcud yatılı okullar takviye edilmekle bera: ber yeniden altı köyde daha birer yatılı okul kurulacaktır. Manisanın Yünt dağı bölgesi köylerinde ulus okulları hali faaliyettedir. Vilâyet dahilinde bugün 457 öğretmen çalışmak- tadır. İlkokullara devam eden talebe yekünu yirmi beş bine yakındır. 1938 yılında yeniden Eşme, Kırkağaç, Gördes, Ma- nisa merkezlerinde tam teşki- Tâtlı birer ilkokul binası yapr- lacaktır. Okul ioşaatında - vilâ: yetimiz birinciliği - kazanmıştır. Ortamektebi olmıyan kazaların çocuklarını — Ortamekteplerde okutabilmek için, Manisa mer- kezinde okuma yurdları kurul- muş olacaktır. Bir çok köylerimizde üçüncü sınıftan mezun olan köy çocuk- larına ilk tahsillerini tamamla- mak için dördüncü sınıfı açı- mıştır. (Okulun tatil zamanlarında dördüncü sınıfa gelen çocuklar da okutulmaktadır. Nüfus itibarile sekizinci, kültür bakımından yedincibulunan vilâye- timizde bugünkü hummalı fas- liyet büyük verimlerini herhalde pek yakında gösterecektir. Riza Kaya Edirne mektugları: Trakyadaki büyük kalkın- manın neticeleri Göçmenlerin köyleri - Kazalardaki faaliyet-hükümetler de İuar ve paviyon- kiz göçmen çocuğuna K, Diriğin hediyesi.. 'd='4* muhabere halin- —— ——— STT K aei Edirne, (Hususi) — Trakyayı doldurmakta olan kol, — sapan, makine' kuvveti Polikültürü çok gebişletiyor. Yalnız güne bakan tornusal çiçeğinin nebati yağ- ları için 8 küçük Tabrika ya- pılmıştır. Mevsim ve yağınurlar hem ziraate, hem de hayvan- cılığa çok uygun - gitmektedir. Bu sene Trakyanın 1300 kö- yünde ve her birinde en az 5S0 kadar olmak şartile 50-70 bin dekar arasında köylü manevi şahsiyetine ekilecek ve — biçile. cektir. Tütün, kuşyemi — yazlık ve kışlık ürünleri çok verimli olacaktır. : General Kâziım Dirik, ikiz doğan iki göçmen kardeşe 50 meyvalı fidan hediye etmiş ve çocuklar için diktirmiştir. Mu- radlı göçmenleri Sıhhat Vekâ- letinin 10 bin dekar ve Mericin Kadıdonduran köyü gönçlerine 1000 dekar katı ve sert ara- ziyi traktör ve üç çift pullukla açtırmakta olup hepsi İlkbaha- ra ekim ve tohumluk için ye- tiştirilmiş olacaktır. Çayır ve yonca yetiştirmek köylü için çok sevilmiş bir yol ve tutuştur. - Fidancilık, ağaç- lama, kavak ve çelik almış yü- rümüştür. Çanakkale yarım mil- yon, Kırklareli, yarım — milyon kavak çeliği hazırlıyor. Edirne ve Tekirdağında da böyledir. Bir çelik beş paraya hazırla- miyor. Fidanlıklar 10 binden 100 bine kadar yetiştiriyor. Bu TFrakyada göçmen köylerinden biri memurları - üzerinde ve dikkatli idare âmirlerinin takibi altındadır. Umumi, da- mizlik ve kollektif fidanların bu sene sayısı 100 ü bulmuştar. Vize, Trakyanın ileri bir mer- kezi olmuştur. Zirai kalkınma- nın en toplu eserleri örnek gibi oradadır. Halkevi, tam devreli - okul, Uçak kurumu, Atatürk anıdı, büyük bir hamam, modern otel, kasaba plânı, 100 bin fidaalı 40 dekarlık bir kollektif ziraat bahçesi, mükemmel bir kanara betondan bir aşımdurağı, fenni tavuk ve tavşan istasyonları.. Güzel ve tarihi kasabayı — baş- tan bâşa donatmağa — başlıyan ve harekete geçen bir plândir. Orada mülki, askert -beledi ve Halk Partisinin gür ve toplu çalışmalarile yer yer — kübik köşkler, villâların, Vizenin tari- hi kalesini süslediği görülmek- tedir. Lüleburgaz, Babaeski birer modern kasaba olmuştur. Su, elektrik, arteziyen, kanara, park, otel, bahçeler yarış edercesine ilerlemektedir. — Asfalt — yolun yardığı Çorlu, ihtişamlı bir du- ruma gelmiştir. Kültür ve askeri yapılar 1938 programile daha çok genişliyor. Bir Halkevi, bir büyük orta mektep ve Vakıflar idaresinin 10 tane binalık bir plânı ile yeni yapılan şebir plânı, su ve elektrik işleri, yarım milyonluk hastane ve - büyük iş ziraat aa S egi eg çe Y ANADOLU Yukarı mahallelerde İhtiyaçlar şimdiden tesbit ediliyor Bolediye reisi B. Dr. Behçet Uz, muhtelif semtlerin yeni sene içinde yaptırılması lâzimgelen işleri için tetkikler yapmakta- dir. Pazar günü, yanında mü- hendisler olduğu halde Dolaplı- kuyu semtinde, Altay mahalle- önümüzdeki sene lması lâzımgelen at duvarları ve çocuk bahçeleri için tetkiklerde bulunmuştur, Bu işlerin projeleri hazırlatı- lacak ve yeni sene büdcesinin tasdikinden sonra inşaata baş lanacaktır. Fuar hazırlıkları Sun'i göl faaliyeti ilerliyor Kültürpark ve fuarın plân- ları bastırılmış olarak şehrimiz belediye reisliğine — gelmiştir. Kültürparkta 10,000 metre mu- rabbalık bir saha üzerinde vü- cude getirilecek olan — sun'i gölün hazırlığı devam etmekte- dir. Sun'i gölde adacıklar ve bir de yanım ada bulunacak, bir yerinden de köprü geçecek- tir. Sun'i gölde küçük motör- lerle eğlenceler tertip edile- cektir. Bu seneki fuara İngil- tere, Sovyet Rusya ve Yunanış. tanın iştirak edecekleri kat'i surette anlaşılmıştır. Diğer bazı Hastalık Tepecikte Hayrettin oğlu bir yaşında Erdin Pal, Karşıyaka Örnekköyünde Hüseyin oğlu 4 yaşında Cemil, difteri hastalı- ğına; Bayındırın. Çırpı köyün- den 18 yaşında Fatma kara- humma, Tepecikte 22 yaşında Bay Sami Kuzucuklar kızamık hastalığına yakalanmış ve Em- razısariye hastanesinde tedavi altına alınmışlardır. Kcput bezi fiatleri Ucuzlatılan kaput bezlerinin, hükümetçe tespit edilen fiatten daha yüksek fiatle satıldıkları görülmüştür. Bu gibiler hakkın- da takibat yapılması kararlaş- tırılmıştır. Kurutulan bataklık Şubat ayında belediye temiz- Hik dairesi tarafından şehirde toplanan 2660 araba süprüntü bataklığa dökülmek suretile 625 metre murabbar — genişliğinde bataklık kurutulmuştur. ETKUNAE CA DN V TECANEA Z MN Örduevi, parklar, bu ilerleyişi çok canlandırıyor. Uzunköprü elektrik tesisatı, Hava kurağı bitmek üzeredir. Keşan, Malkara elektrik işleri, yepyeni çarşısı ve bir çok yar pilar ve kollektif. fidanlıklar göze çarpan yeni hareketlerdir. Tekirdağ şehrinin kıyafeti de değişti. Yenilikler çoğalıyor. Su işi, park, stadyom, Vakıflar idaresinin Mimar Sinan eserleri gözü çeken hüreketlerdir. Parkı, yeni binaları, büyük mektebi ile Saray, ileri hare- ketler gösteren Malkara, Ka- pakli, Çerkesköy, İnece gibi radyolu, elektrikli köyler, Mu. ratlı gibi Avrupanın büyük köylerinden farksız olan ve üç yılda vücut bulan Muratlı; ça- lışkan bir köyün genişliyen varlığile Türkgeldi, Devlet çift- liği, aygır depoları, maden aları, Trakyada başdön- düren hızlı hareketlerdendir. İstanbulun süt işinde bu iki büyük ciftlik 1938 de her halde nüzim olacaktır. F iRaye” Sabife $ ' Kıskanç Mısırdan - getirilirken, vapur da onu “Nonoş, diye çağırır- lardı. Nonoş,* jakop cinsinden son derece geveze bir papağan- dır. Orta bir boyu, açık gri gayet parlak güzel tüyleri, pem- be kanatları ve koyu kırmızı bir kuyruğu vardı. Küçücük dili, © ufacık ağzına öyle uygun gel- mişti ki, mümkün olan her çeşit sesi çıkarmakta hiç güçlük çok- miyordu. Fakat otun asıl hü- neri, bu değildi. O bilhassa, *“Allahın belâsı, sözünü gayet düzgün söyliyebilmekle nam ka- zanmıştı. Memleketi Mısırdan getirildiği vakit bu şehri, se- vinçle kanatlarını çırpmak su- retile selâmlamıştı. Nonoş, yurdunu değiştirmek- ten hiç de müteessir görünmü- yordu. Bayan Cevriye, bu pa: pağanı, kızı Muazzez - için al- dığı zanman, kızcağız, daha bir gün evel on sekiz yaşını bitir- mesine rağmen, — sevincinden hop hop sıçradı. Bu kıymetli kuşu, derhal, kirli çubuklu pis kafesinden çıkarıp, çubukları yaldızlı, gayet zârif bir kafese yerleştirdi. Ve, o günden itiba ren, onu, çeşit çeşit yemeklerle beslemeğe başladı. Zeki hay- van, gündelik nafakasını, sahi- besinin taze bir gül kadar gü zel dudaklarından yemeği de tercih ediyordu. Onun bu iste ğini, söyliyebileceği bütün söz- lerden daha çapkınca bulmak bittabi pek doğru olur. Lütafkâr #sahibesine — karşi minnettar — kalan kuşla, ona, dünyada mevcut en zarif söz- leri öğretmeğa uğraşan genç kız arasında karşılıklı bir sevgi uyanmıştı. Fakat kuşan bir kas bahati vardı: En Tâtif bir cüm lenin sonuna “Allahın belâsı, terkibini ilâve etmekten bir türlü vazgeçemiyordu. Bayan Cevriye, onun terbiyesini be- ğeninedi. Kızı Muazzeze: —"Bu kuş çok fena terbiye edilmiş,, diye şikâyet ediyordu. Cenç kız da, bu küfürbazın mü- masebetsiz gagasını güzel du- daklarile kapıyarkk: —“"Anneciğim, © söylediği sözün —mahasını anlamaz ki!, cümlesile mukabele ediyordu. * .. Muazzezi; sportmen tasi oldukça aptal, tam manasile küstah ve cabil bir gençle ev- lendirdiler. Nasıl oldu da, bu dilber genç kız, böyle bir sa- lağı hayat arkadaşlığına kabul etti? Belki, bu salağın kiskanç huylu olduğunu da bilmiyordu. Evst; kocası kıskanç, hem de çok kıskançtı. Hem de; - bir zambak kadar temiz, memba suyu gibi berrak, Moyıs ayının seması kadar İekesiz karısını kimden kıskanıyordu biliyor mu- sunuz? İmkânı yok, bilemez siniz; söyilyeyim: Bu geveze papâgandan, yani Nonoştan. Bayan Muazzezin sık sık ok- şadığı bu masum hayvana karşı, evvelâ nefret duymağa başladı. Hem de ne nefret; zavallı mabr lük artık islik - çalamaz, — şarkı söyliyemez ve güzel güzel tak- litler yapamaz oldu. Bir gün, hiddetten deli gibi olmuş bir vaziyette, kuşun suratına — şid- detli bir tokat yapıştırdı. Kuş da onun bu kaba hareketine kar şılık “Allahın belâsı, sözünü ağzından kaçırd.. Bu - tahkire uğrayınca, hiddetten — boğulan bir sesle, karısına: — Bayan, dedi, yeni aldığım bisikletle sekiz gün kadar ci varı dolaşmak istiyorum. Eğer, dönüşümde, bu terbiyesiz kuşu —i K SYt y Yazan: Hüseyin Gözler öldürülmüş ve samanla doldu- rulmuş bulamazsam, bil ki, onu elimle öldürüp etini de sâna zorla yedireceğim. Bu tehdid, Muazzezi evvelâ ağlattı. Fakat, çok geçmeden, bir deli gibi, gülmeğe başladı; zihninden dâhiyane bir - fikir geçmişti, Derhal, samanla doldurulmuş ayni cinsten bir papagan bul durdu. Nonoşu da, kocasının hiç uğramadığı, zabire amba- rına yerleştirdi. Bu — suretle, sportmenin sporla meşgul — 2a- manlarından istifade ederek, sevgili papaganının yanına git meğe ve onunla konuşup — eğ- lenmeğe devam etti. Kocası; kırdiğı rekordan, kol: ları, bacakları sivalı ve — tere, toza bulanmış bir vaziyette döndüğü vakit, şöminenin üze- rindeki sahte kurbanını göre- rek memnuniyetinden gülüm- sedi ve: — Ohl İşte şimdi, “Allahın belâsı, diye, haykıramaz. Dedi. . .. “Hiç yoktan karısını kıska- nan bir erkeğin aldatılması, haksızlık olurdu. Yeni evlenen bir kadın ne kadar masum olursa olsun ve, sadık kalmak husunda, ne kadar hüsnüniyeti. ni muhafa — ederse — etsin, böyle bir kocaya karşı fırsattan istifade etmemek ahmaklığında bulunmaz; kocasının şüphelerini hak etmek suretile adalete hiz- met etmek ister.,, Muazzez, bu satırları bir romanda okumuştu. Kendisi de şayed, iyi bir erkekle evlenmiş olsaydı, — şüp- iz, masuniyetini muhafaza ederdi. Fakat ne çare, en ni hayet, o da, adaleti ()) yerine getirdi ve Galibin oldu, o güğeıı sonra — sık sık buluşmağa ve alabildiğine se- vişmeğe — başladılar. İşte böyle bir günde, av peşinde koşan sportmen taslağı - ansızın evine geldi. Bu ani baskın karşısında, zavallı Galip, karyolanın altına güç belâ hhı:îıbm * D Gecenin saat onu olmuştu. bB:'ılı'ıı:ı gün koşmaktan bitkin ir hale gelen #sportmen, der- hal yıtır:;ıııı ıöylP::lt.. Muazzez de, karyola altındaki fşıkını Allaha emanet ederek, yatmak mecburiyetinde kaldı. Uyumak üzere man kocar sına hafif bir baş ağrısından şikâyet ederek, karyolanın be- yaz örtüleri üzerine uzandı. Bu müşkül vaziyetten nasıl kurtula- bileceğini derin derin düşünü, yordu. Bereket versin, uykusuz. luktan gözleri kapanan kocası, lâmbayı söndürmüştü. Dakikalar geçtikçe, daracık yere sıkışmış kalmış Gae lip, vücudunun birçok yerinde tahammül edilmez kesiklikler hissetmeğe başladı. Sıkıntısın- dan, gayri ihtiyari; “Allahın belâsı, küfrünü savurdu. Bu sırada, horuldamakta olan sportmen, horultusunu kesti ve karısına: — Şimdi, burada, *Allahın bel sözü söylendi. Dedi, Karısı, cevap olarak: — Aldanıyorsun, ben öyle birşey duymadım! v Dedi. - — Hayır, aldanmıyorum. Ku- laklarım beni aldatmaz. — Öyleyse rüya gördünüz; size böyle musallst olan zavallı papağanımın- ruhudur. — Sahi belki de, Yorganluğun tesirile tekrar derin bir uykuya daldı, O ka- dar derin bir uykuya ki, kur - yola altındaki misafir de, mvış: mak için fırsat bulabildi,