10 Şahst — KADIM TARİHE MÜSİENİD T Süleyman Peygamberin Aşkı Yazan: A. Kuprin Çeviren: Adam Hasib Adamoğlu Sulâmit: “Kalbimin sultanı, aşkımın güneşi.. Seni KA gene beklerim, geç kalma gene gel!,, dedi Genç kız bu sürctle mükem- mel sürette koku süründükten sonra, tekrar yatağına girdi ve yüzü psncereye dönük olduğu halde yattı. Sulâmit'n kalbi, gecenin bu derin sükünetine rağmen şid- detle çarpıyordu, Vakit geçiyor, © güzel (pencerede, helecanla bekliyozdu. Ayai zamanda da bağda rasgeldiği o etli adamın hayalini gözü- nüa ösünden uzaklaştırmıyordu. İyice daldığı bir sırada dişar- dan hafıf bir. gürülttü duydu. Heyecan ve telâşa başını kab dirdi. Kendi kendine: — Acaba. —Acaba?. Dedi. Sözünde durmiyacak, bu ak- şam gelmiyecek-m.?. Ah... Onu nasıl bekled ğimi bilşe.. İki eli kanda, ayakları zincirde ob sa, gene koşup bana gelecektr. Fakat.. Dışardan hatlif ve ih- tiyat'ı ayak ses.eri duydu. Bü- tün kanı kalbine ve yüzüne hü- cum etti. Evet, bir gelen vardı. İşte. Ayak sesleri tâ parmaklık- lara kadar geldi ve hafif, heye- canlı bir erkek sesi: — Sevgilim aç kapıyı.. Açl.. Dedi, Dışarda rutubet çok. Ba- şım şebnemler ıslandı! Sulâm't bemen (yataktan fir- lamak, kapıyı açmak, sevgilisini içeri almak istedi. dı. El ve ayak- larına, beline, hasılı bütün vü- cüdüne garib bir w kluk, bir tu'ukluk gelmiş, byı:“tüılü “madı, Fakat gene pencerenin demir parmaklıklarına bakmak: tan kendisini alamadı, ve; . — Evet, evet, dedi. Kıvırcık ve güzel saçların şebnemlerle ıslanmıştır. Ve bu sırada, yataktan niçin kalkamadığını anladı ve ellerile yüzünü kapıyarak: — Gömleğimi — ve entarimi çıkardım, çıpak bir. haldeyim. Bunun için nasıl kalkacağ mı Bilmiyorum! -dedi: - Süleym-n Peygamber gülüm- sedi, ve: — Sen kalk, sevgili ve saf kalpli kız, kalk.. Çünkü gün doğması yak aşmaktadır. Cey'ânla ma sesleri dağ'arın tepe erinden buraya kadar aksediyor artik.. Haydı kalk, kap yı bana aç.. Dedi. Genç kız. — büsbütün ultanmış gibi: — Fakat, dedi. Ayaklarım UYUŞ!u, nasıl yüri yeceğim? Bunun'la beraber, Sulâmit yavaşça yatağından ka'ktı. Bu sırada — Süleyman Peygtmber de pencere önünden çekildi, ihtiyatlı sdımlarla kapıya doğ- ru yürüdü, tam kapı önünde durdu. Süleyman Peygamber, parma- ğında meşhur yüzük bulunan elini kapının aralığna soktu, mandalı kaldırmak stedi. Genç kız da kapının arkasına gelmiş ve heyecandan denizden yeni çıkarılmış bir. balık gibi titri- yordu. Heyecandan kısılmış bir sesle: — Aman... *dedi- kız karde- ş n de odada uyuyor. Seni içeri alınca uyanırsa... Uyanacık diye korkuyoruml.. Sulâmit, Süleyman Peygam- berin muhakkak suretle içeri gireceğine artık inanmıştı. Za- ten Sileyman Peygamber gi- decek te olsa, gene muhakkak surette onu bu hareketten men- edecekti. Bınun için eline ge- çirdiği bir ipekli atkıyı omuz- larına attı. Süleyman Peygamber, man- dalı kolayca kaldırdı, kepıyı ya- vaşça aralıklı jonrâ doğruca genç kzın yar yürüdü. Ay daha küçülmüş, ayın nuru daha —gümüşleşm'ş, göklerin yüksekliklerine doğru daha fazla yükselmişti. Bütün bunlar, doğ- ihtiyat hududlarını aşmış bulu- 'nan genç kız, Sü eyman Pey- gamberin heybetli ve bir hey- keli andıran vücuduna sarıldı ve sıcak nefeslerile karışık bir halde: — Sevgilim, hayatımın sulta- nı; aşkımın güneş.. İşte ben seninim.| dedi. .. Bu aşk fırtınası, bu ilk mülâ- kat uzun sürmedi. Arz üzerinde Mevcud insan ve hayvan bütün canlı mah ükata, c'n ve petilere *rivayete gö e ağıçlara ve taş- lara- hâkim bulunan Süleyman Peygmber, bu gece güneşin şarktaki dağlar arkasında dur- masını, ayın artık yü:selmeme- sini Çok isledi. Fakat... zaman, kahredci zaman darmad; gü- neş, kzgin kumlü çö lere yak- Taşmaktı, ay, ışığını büsbütün sönduürmekte, horozlar hep bi- den tiz seslerile ötmekte hatta acele ettiler! Süleymen Peygamber, ge'diği ” Dilimize çeviren: " “Şükrü Kaya ile dolu lâstik bebek olmaktan bıktim.,. Artık havam - boşandı. Derlendim, — toplandım - kendi - kendimi P rise yolluyorum. - Ar- tık gidib kendi kutuma yerleşe- ceğm. *Hem böyle söy'üyor hem de uzak aşıvordum. Şapkamı aldım. “— Bu adam da güya beni sevd ğini idda —edyor, diye mırıliandı. Hiç e:vab vermedim müf e- irane söyler m ki © dakikada nmi ve mştm. Beni her gün br az daha ahmak ve mü- masebetsiz bir vaz vete sokan ——— — 25 A H Sdas Bitem s:0X Yazan: bu sergüzeştten ne olursa olsun kurtu'mak - ist yordum. Sabahın saat biri idi.... Saat üçt. Parise bir tren vardı... Bir bakışta göz erimdeki tasavvuru okudu. — Kalın! Dedi kâpıya doğru bir adım atlım. — Beni sev'yorsanız kalın:z, Dedi. Ger ye Ğöndün.h&n:ı doğru — ilerlemiş, — odanın orta. sında ve tavandan gelen Z' yanın altında dimdık duruyordu. Hali beni şaşırttı. Size bu kadıma krılmalardan ve kıvııqlılırd.,. Üa A DS 3ğç 4 gibi ihtiyatla, fakat daha yor- gün ve bitap bir halde gider- ken, genç kız. bir daha onu kucakladı, ve: —Aşkımın güneşi, hayatımın Sultanı, seni gene beklerim, geç kalma gene gell. Dedi. Ve Süleyman Peygamber, acele adımlarla oradan uzak- laştı. Sulâm't ilk aşk sarhoşluğu ile şuursuz gbi idi. N> kadar daldığını bilmiyordu. Fakat ken- dine gelip te etrafına bakınca, sabahın serinl ğ: içinde uykudan uyanır gibi duran çiçeklerden başka bir şey görmedi. Ve, brde: — Eyvah, gitti! Şa halde he- men arkasındân koşmalı, onu bulmalıyım. Ş hrin yollarında veyahud büyük meydanlarında onu ara- yacağım. Bin kişi arasından onu hemen bulurum ben! Ah., Neden ayni ananın südünü em- miş kardeş olmadık. Böyle ol- saydık, oau rasgeldiğim yerde ve istediğim zaman öpebilecek- tim! Onu elinden tutacak ve evimize - göğsümü gere, gere - getirecektim! Ev Jerusalem kız- ları.. Sizden yavvarırım, onu nerede görürsen z, kalbimi aş- kile nasıl parçaladığım oaa 30,- leyin z!. Dedi, mak üzere bulunan şalağın müj- ç P d:âılı"ıiı:â:g?:r türlü sabır vle W SÜMNN Tzt Balıkçı Mustafa ve Hasan isminde iki kişi, Ali kızı 22 yaşında Fatmanın açık bulunan evinin — kapısından — görmişler, kendisini ölümle tehdid etmiş- ler, yakalanmış'ardır. Kaza Hısan adında küçük bir ha- mal, Kemerde yoldın geçen bir arabanın arkasına takılmış, bu araık muvaz -nesin? kaybederek anmıştır. Yüzünden yara- lanan ve sol ayağı kırılan ço cak hastaneye kald rılım ştır. Hırsızlık Üm'd fabr kası sat ş memuru Mustafa ozlu Süleymanın on altı buçuk İrasını çalan Seyid oğu Musx yakalınmıştır. Bıçak çekmiş Kemerde bir kadın mesele- sod'n Ramazan oğlu Himide bçak çeken 45 yaşlarında Bilâl tutu muştur. mürekkeb ve kocasıli Ve eşyar sını - Londranın bir otelinde bırakırken her tarafa beraber götirdüğü ve koynunda yatır: dığı bebeğ ni almayı unutm yan çilgin bir kız. olduğunu söyle| m'şüim. Fakat şimd bu kadın o kız değildi. Ağır ve ciddi bir Hanri Bere | hal almışt, bana keskin nazar- lar a bakıyor ve muttasıl: — Beni — severseniz — kalınız diyordu. Ben omuzlarımı silkiyordum. Gözler ne inanamıyan bir adam vaziyetinde idim. Bu sergüzeşt- teki abdallığım, altı ayık haya- tım, bütün vuzuh ve sarahatile karşımda bir mum — gib. dürü- yodu, Telerrüatındaki - saflık, heyeti umumiyesindeki mana- sızlığı izale edemiyordu. Onun içn omuzlarımı tekrar s'İktim. O vakit mini mini sinirli bir elin bileğimden — yakaladığını hissettim. Şapkam düştü. Al yruşez Sonh gp — ANADOLU — MEMLEKET AA Ai “Aydın vilâyeti 100 bin lira istikraz edecek Bu para ile iktısadi yollar yapıla- cak. Yeni açılacak Halkevleri.. Sevd:ğinin ııişan!ısm:;ldüren Ahmet 20 yıla mahküm oldu. Bir muhtar da cezalandırı!dı Aydın, (Hususi ) — Çinenin Bedirler köyünden Savran oğ'u 19 yaşında Ahmed, ayni - köy- den Güllüye nişanlı imiş, fakat babası Güllöyü Ahmedden ayır- mış, O.haniye kö;ünden Os- mana nişanlamış.. Gillüyü çok sevea Ahmed, bu ayırma — ve nişanlanmaya tahammül edeme- miş; Oszdarnı, köyünden dönü- şünde pusu kurarak öldürmüş. Bu cinayetin muhakemesi dün Aydın Ağrceza m>hkemesinde neticelendirildi. Müddeiumumi, Ahmedin kasden ve taammü- den katilden mücrim yetine ve ölüm cezasına — çaptırılmasına karar verilmesini - istedi. M>-hkeme, Ahmedin nişan: hsı Gülüye olan fartı muhab- betini muhalfef sebeb olarak kabul etti ve ölüm cezası yeri- ne 30 sene ağr hapse ve — yas şının 21 olmamasından bunun Üçte birisini daha indirerek 20 sene eğır hapsine karar verdi. Bir muhtar mahküm o du Karacasunun — Çiltlik — köyü muhtarı - Muharrem, köy parâ- sından ihtilâs suretile oa üç lira 87 kuruş ve ihti âs suretile de 390 kuruş zimmetine - geçirdi. ğginden bir yıl on ay ağır hap- sine karar verildi. Arızi tahriri — Karacasudı arazi yazmak işi bitmek üzeredir. Halkın — bir çoğu takdır. olunan — kiymetin çok'uğuna itiraz etmektedir. aeT Giresonun büyük derdi; Zoytincilik kursu Bö gem.z zeytin mütehassı: Ferruh Barlas t evinde 15 Şubattsı zeytincilik kursu açılacaktır. Bu kurslara Vakıfar idaresi me- mur ve müstahdemlerile zeyt'n müstahsilleri iştirak - edecekt r, Kursu bitirenler imtihaa edile- cek, muvaflak olanlara zeytin budama ve imarı içn — vesika verilecektir. Kuyucakta belediye faaliyeti Kuyucak (Naz!li:ı) belediyesin- de son yılda çal şmalara — biz | verilmiştir. Bidce- 8000 den 13 bin liraya çıkarılmıştır. Kasaba» nn dört yerine yangın — için dört su deposu yaptırılmıştır. Bunların her biri 32 şer - ton su almaktadır. Fenni mezbahı- nn plân, proje ve — hazırlıkları tamamlanmış, - inşaata başlan: mıştır, Yeni Halkevleri İlim'zde 20 Şıbatti iki Holk evi açilacıkilir B1i Çişidaike- cisi de Nazillide — Sümerbank basma fabrikasında açılacak olan Halkevlerinin hazırlıklarına baş: lanmıştır. Aydın istikraz akdedecek lümizdeki mühim ve iktısadi yolların inşasının tamamlanması için yüz bin liralık ist kraz ya- pılması — hakkında — Kaâ'.ığî' evelki yıl kanun kabul et m şti. Umumi meclisimiz dünkü toplantısında bu istikrezın ya- pılmasını kararlaştırmıştır. Pa skirlşr Di b NŞN /'mansızlık!. Fındık ihracatının artmasına rağ- men fiatler düşüklüğünü muhafaza ediyor AM Tırtıllarla mü- A cadale lâzım! Tepeköy, (Husüsi) — Tepe» köy çamları, gün geçtikçe ar- tan - tırtıl hastalığının kürbamı oluyor. Ormanların ihyasını bir ka- nunla koruyan hükümet, ağaç- larımızı köküne balta etmekten kurtardı. Şimdi ise - bu balta bastalık haimnde fasliyete geç- miş bulunuyor. Tırtıl, çamları tamsmen sar- mi$; her ağaçta onlarca torba var.. Dallar kendini - koyuver. Miş; tatlı yeşill kten eser kal- mamiş., Yalnız Teptköyde de- Hil, Foça tarafında, dğer yer lerde de yaziyet aynidir. Alâ. :ılj;;.lu_ buna çare bulmalı- A Giresonda fındık sevkiyatı Gresoa, (Hususi) — Bundan evelki mektubumda Giresonun umumi vaziyeti hakkında ma- lâmat vermiş, bu arada fındık piyasasının da çok düşük ol- duğunu — bildrmiştim. Aradan epey zaman geçtiği halde fiat- lerde hiç bir tebeddül yokiur. Fiatlerin böyle düşük © masına râğmen — ihracat durmamıştır. Haftada vasali üç bin beş yüz çuval iç fındık sevkedilmektedir. Alıcı fazla, sevkiyat fazla, fa: kat fiatler düşük! Bugünkü pi- yasa iç fındık 39 kuruş, kabük- lu 14 kuruş.. > Liman derdi Giresonun en büyük derdi limansızıktır. Hafif bir fırtına bile olsa, vapur burada bar- namaz ve geçp gider. Bu se- bep'e tüccarlar da hayli zırar görürler. Meselâ Avrupaya mu- ayyen günde teslim edilecek bir AM M ea Jmal, bava mühalefetinden aev. ) | | miştir. Konferans alâka ile din Aydından b'r görünüş Salihlide Halkeöi açılıyor Elektrik işide kıs. m n helledildi Salihli, (Hususi) — 20 Şubat- ta, Salihli de Helkevine kavu- şacaktır. Şimdiden tören hazır. lıklarına başlanmış, şehrin her larafına radyo'ar ve hoparlör- ler konulmuştur. O gün ilçebay * ve Halkevi başkanları da birer söylev: vereceklerdir. Akşam için de bir müsamere hazırlanmıştır. Konferans Halkevin n tertip ett ği kon- — ferans serisinin dördüncüsünü, — D. B. Şevki Sonsuz tarafından Verem muvzuu hakkında verik KEKEEEE L MNO UEn lenmişitr. Halkevi Halkevi; — Salihlinin — tariki, ekonomi, turizm - ve w vaz yetini gösteren bir- brşür neşri işi ile uğraşmaktadır. —— Bu büroşür, güzel ve bol fo- ak Bina inşaatı ; Bu yıl Salihlinin ve gençli- ğ'n, en mübrem ihtiyaçlarından biri olan Halkevi binası inşa edilecektir. Arsası ayrılan ve krokisi vi lâyete gönderilen bu binanın inşaatına pek yakında başlana. — caktır. ” Brşürü Elekirik işi Salihli elektrik işi, belediyece eski ortakların konturatosu fes. - hedlerek ve bir başka mütesh- hit ve ortağa verilmek suretile — kısmen hile_midiı. < Seylâp zararları Menem nde 30 koyun 15 kuzu boğuldu.. — Son seylâplarda vilâyet içinde 3500 hektar mezru arazi sular — altında kalmıştır. Muhtelif ova- lardaki sular henüz çekilmediği için zarar miktari tesbit edile- - memektedir. Tire kazası dahi- — hilinde su baskınına uğriyan mezruatın yüzde 10 nisbetinde - zarar gördüğü anlaşılmıştır. Nü- fus ve hayvanca zayiat yoktur. Menemenin Seyreköy köyü hududu içinde armut ağacı mev- — künde koyunları bulunan Şaban oğlu Hüseyin, koyunlarını Ge- — diz suyundan geçirmeğe çalışır ken taşkın yüzünden 30 köyun ve 15 kuzu boğulmuştur. Dövmüş Alevi bir meseleden do'ayı Halil oğlu Osmaaı döven Hay dar yakalanmışt r. Va —a ve iş bu / yüzden l kedi.emez kalır.. Ni J xÜ Mevcud eski - ve çürük bir iskelenin varidatı belediye rafından alınmaktadır ve $ 60 bin İirayı bulmaktadır. | üç sene içn bu parayı feda € mekle ihtiyacı karşılıyacak bi da gak.ran yapmak mümküdülüf.