6 Sabar Ko e| A T Yazan: Aleksandr Düma Dört sergüzeştçi arkadaş sabahın saat ikisinde Sen Dedis tarikile Paristen çıkıyorlardı Bunun için hep birlikte yola çıkmamız dahâa iyi geliyor. Bu mektup burada, şu cebibimde- dit, Eğer ben öldürülecek olur- sam mektubu biriniz ahp yola devam olunmalıdır; o da öldü- rülürse sıra başkasına gelir ve böylece devam olunur. İstenilen şey bir tek kişinin oraya vara- bilmesidir.. — Bravo, Dartanyan! Fikriniz benimkinin ayni, diye Atos hay- kırdı. Bundan başka, hep ayni fikirde olmalıyız. Ben kaplıca: lara gidiyorum, siz de bana ar- , kadaşlık ediyorsunuz; Forj kap- healarına gideceğim yerde de- niz banyosu yapmağa gidece- ğan; bunu yapmakta serbestim. Bizi durdurmak istiyen — olursa, ben M. dö Trevilin mektubunu gösteririm, siz de izin tezkere- lerinizi gösterirsiniz. Bize hücum eden olursa kendimizi müdafaa ederiz. İstintaka çekilecek olur: sak ağzımızı sıkı tutarak yalnız bir kaç deniz banyosu yapmak istadiğimizi söyleriz. Ayrı ayrı yola çıkan dört kişinin kolayca icabına bakabilirler. Halbaki dört kişinin bir arada bu lunması bir kuvvettir. Dört hizmetçimizi de tabanca ve tü- foklerle — silâhlandırınz. — Bize karşı ordu gönderseler onlara harp açarız ve içimizden kurtu- lan, Dartanyanın — dediği — gibi, ,mektubu yerine götürür. Aramis haykırdı aa z n bt e Sar İ A a cala çoök konuşmazsınız; fakat söyle- diğiniz söz Sent Conun altin ağıından çıkan söze benzer. Ben Atosun plânını kabül edi- yorum. Siz ne dersiniz, Portos? — Dartanyan da tasvip eder- se ben de kabul ederim. Mek- tup Dartanyanda olduğu - için tabil elebaşı odur; o karar ver. sin, biz de yapalım.. Dartanyan dedi ki; — Pek âlâl Atosun plânını kabule karar verdim ve yarım saate kadar yola çıkacağız.. — Kabul diyeüç silâhşor bir ağızdan bağırmıştı. Her biri keseye elini sokarak yetmis beşor pistolunu aldı ve karar verilen zamanda yola çık- mak için hazırlıklarını -yapma- XX Seyahat Dört sergüzeştçimiz sabahın saât ikisinde Sen Dedis tarikile Paristen çıkıyorlardı; ortalık ka- ratlık kaldığı müddetçe Ssüküti darmuşlardı. Cesur — olmalarına rağmen etrafı kaplıyan karanlı: ğw ve pusu korkusünün tesiri kalplerine çöküyordu. Şantilliye sabâhın sekiz rad- delerinde varmışlar ve oraya kadar herşey yolunda g'tmişti. Kahvaltı etmek için orada dur- muşlardı. Sen Martenin yarı cübbesini bir fukaraya verişini tasvir eden bir levha ile davet olunan bir lTokantanın kapısı önünde atlarından inmişlerdi. Hazmetçilerine atlarının eğerle- rini çıkarmamalarını ve hemen harekete hazir. - bulunmalarını emretmişlerdi. Umumi salona girip masa ba- şına geçtiler. Domarten tariki ile yeni gelmiş olan bir efendi de ayni masa başına geçerek kahvaltı ediyordu. O, havanın güzelliğinden ve yağmurdan bar his açarak söze girişti. Yolcü- lar ona cevap verdiler, o onla- rin şerefine içti ve seyyahlar da nazaketla mukabhelede — hulun. dular. Bu esnada Musketon gelip atların hazır bulunduğunu haber verdiği ve onlar da masadan kalkmak üzere bulunduğu sıra- da yabancı adam Portosa kar- didalin sıhhatine içmesini teklif etti. Portos ona kendisi kralın sıhhatine içerse dahâ memnun olacağı cevabımı vermişti. Ya- bancı adam haşmetli hardinal- den başka bir hükümdâr tanr madığını bağırarak söyledi. Por- tos önü sârhöş olduğunu — ihtar etmesi üzerine yabancı adam kılıcını çekmişti... Atos ona dedi ki: — Ahmaklık ettiniz, fakat çare yok; geri dönmek kabil | değil. Bu herifi öldür ve hemen bize yetiş.. Portos hasmma. mektepte öğ- renmiş olduğu bütün hünerle- | rihi kullanarak vücudüdü delik deşik edeceğini anlatırken üç arkadaşı atlarına binerek dolu | dizgin yola koyulmuşlardı. Beş | yüz adım kadar yol kestikten sonra Atos bağırdı: — İşte bir eksildik!.. — Peki âmma ©o adam hiç birimize taarruz etmeyip te ni saldırdı? , Portos hepimizden yüksek konuştağu için onu ele- başı zannetti cevâp verdi. — Şu Gaskonyalı çok akıllı olduğunu her zaman söylerim, Diye Atos mırildandı. Sey- yahlar yolunda ilerliyordu. Boveye geldikleri zaman hem atlarını dinlendirmek ve hem de Portosu beklemek — için iki | saat kadar kalmışlardı. İki saat geçtiği halda Portos gelmediği | ve bir. haber de alamadıkları için tekrar yola düzülmüşlerdi. Boveden bir fersah kadar uzaklaşınca yol iki yar arasında darlaşmış vo — kaldırımsız. olan bü yerde sekiz on kişinin top- rağı kazarak çamurlu — çukurlar yapmakta bulunduklarını - gör- müslerdi. Bu sun'i çamurla çizmelerini kirletmek istemiyen Aramis bir az sertçe bir lisanla onlara ih: tarda balunmaştu. Atos onü teskin etmek — istemişti amma, iş işten geçmişti. Amele, seyyahlarla alay et meğe başlamış ve bu küstah- lıkları ile hatta sakin Atosun bile sabrını tüketmiş oldukla: rından Âtos atı üzerinde birine döğrü saldırmı şti... Herifler hemen gerideki hen. değe çekilerek orada saklı bu lunan tüfeklerden birer tane ab dilar. Şimdi Üüç seyyahımızın diye Dartanyan | talebenin | 5-2.938 | Üzüm satışları Ç. Aha K. S. 141 M.J.Taranto12 75 83 Ş. Rıza H. 12 55 H. börekçi 11 40 Paterson — 12 || 17 P. Paci — ta ) 16 Ş. Remzi 14 | 8715 275 25 12 A. Fesçi 13 10 K. CelepO.14 75 13 50 13 5S0 | 9 Vitel 3 Y.l. Talât 386 Yekün ||P220597 Eski yekün 220983 Umum yekün Piyasa Hatleri 5-2-938 çekirdeksiz orta fiatleri: No: üzüm 12 75 13 25 13 75 10 14 75 * 11 16 50 Zeytinyağı satışları Kilo — Alhcı K. S. © 14500 K.oğlan M. 30 50 250:0 A. Lafon 29 50 0000 A. Muhtar 30 50 10000 S. Öktem 34 10000 Niyazi şü. 32 8000 A. Fesçi 32 5000 İ. Şinasi 33 50 5000 A, Salfet 33 50 5200 C. Cendeli 34 122500 Yeküân Zahire satışları Ç. — Cinsi KS KS 395 Buğday — 4625 — 6 37 100 Susam 15 75 132 M.D. 4 75 170 Yulaf || 102 Nobut 240 K. Kepek 3 25 381 B. Pamuk 34 50 44 367 kent, Pala. 275 280 üzerine daha fazla silâh çevrik miş bulunuyordu. Aramisin omu- zuna rasgelen bir kurşanla ya ralanınış ve Musketon da belin- den aşağı sarkan kaynağına bir kurşun yemişti. Musketon öt dan düştü, fakat bu düşmesi yarasının şiddetinden olmayıp yarayı görememesinden ve ağır olduğunu zannetmesindan ileri gelmişti. Ve Dartanyan bağırdı: — Bu bir tuzaktır!| hartuç zi- yan etmeyiniz! ileril.... Aramis yaralı olmakla bera- ber atının yelesine sarılarak ar- kadaşlarının peşine düşmüştü. Müsketonun âtı da onlara yeti> şerek yanlarında koşuyordu. Atos dedi ki: Inkılâb hatıralarından Mecliste doğrudan doğruya Arab veya Arnavud diyemezsiniz. Arabdan bahsederken “Kavmi necib,, diye söze başlıyacaksınız. Mebuüsan Meclisi tam mana: sile bir Osmanlı ahengi içinde çalkanıyordu. Her millet bir hava tutturmuş gidiyordu. Ahr rar mi istersiniz, vardır. İngil- terede Avam Kamarasında ol sun da bizde neden bulunma sın. Mürteci mi istersiniz, var- dir. Hoca Sabri Efendi, hoca Vasfi — Efendi, — Zeynelâbidin Efendi..... Sürüsüne bereket. Kundakcı mı istersiniz, hemen yan yarıya bulursunuz. İki, üç ay sonra Meclis bu hale gir mişti. Mecliste doğrudan doğruya Arab veya Arnavud diyemez: siniz. Arabdan mı bahsede- ceksiniz. Sözünüze kavmi necib Arab diye Daşlıyacaksınız. Ar- nâvuddan mı söz söyliyeceksi- niz, ağzının mutlaka Osmanlı tacnin pırlantası diye açacak- sınız. Elhasıl Türklüğü kimse üzerine mal etmiyordu. Ve Türke her şey çok — görülü: yordu. İstitrat kabilinden şunu arz ediyorüm: Meşrutiyet ilân — edildikten bir kaç gün sonra Kâzım Nami “Nasıl oldu?, adlı bir. piyes kaleme almıştı. Bir kaç perde- lik olan bu piyeste bir. tek kız rolü vardı. O sıralarda İş- tanbula bir tıyatro heyeti gel mişti. Bir Ermeni kızı bu rol için ahndı. P'yesteki rollerin hepsi zabitan tarafından deruh- te edildi. Esâsen piyes askeri bir p'yesti. Bir zabitin evinde hizmetçilik eden Mari ismindeki kız oyun iktizası bir gün zabite kendişi- ni çok sevdiğini söylüyor, Zabit te mukabeleten: — Ben Türküm. Diyor. (Yani dinim, Cinsim ayndır, demeğe getiri, .Ğ.ı..l;zu getirir) kız —- sen — Türk — oldi için seni daha fazla “ı;?,u: rum. Der. Dört, beş perdelik oyunda Türk kelimesi bir mubhavereye mahsus olarak bir defa geçiyor. llk temsili Selânikte verdik, Hatta Bulgar zabitleri de meş- rutiyeti tebrik için Bulgaristan- dan gelmişlerdi. Bu oyunu Se. lânikte üç defa tekrar ettik. Üskübden aldığımız bir tek graf üzerine Üskübe - gittik. Mahmud Şevket Paşa vali iken Vardar boyunda güzel bir ti- yatro yaptırmıştı. İlk “oyunu verdik. Ertesi gün biz yol ha zırlığı yaparken - belediye reisi memleket namına bizi davet ettiğini söyledi. Bittabi — bir temsil daha yapacaktık. Ye- mekten sonra tiyatroya geldik. Perde arkasında provalar yapı: hyordu. —Erkânıharp kolağası İpekli Cafer Tayyar — Beyle (simdi generallikten mütekaid) belediye reisi ve daha iki aze desllllir yanımıza geldi. Kâzım Namiye hitaben: — Olmaz mı efendim şu gâvurun kızının söyledği Türk kelimesi kalksa da yerine Os. manlı kelimesi konulsa?, Demez mi?. Hepimiz — afallaştık. Kâzım Nami şaşırmıştı, ses çıkaramadı. Boğuluyor. gibi olmuştu. Ben derhal: — Olamaz. Bu kitab sahi. binin hakkıdır. O öyle yazmış, malını böyle satıyor. — Alıcı sizsiniz. Mademki — hatalıdır, almazsınız; yani oyunu sey- retmezsiniz, olur biter. Maama- fih telâş ettiğiniz kadar ortada bir şey yok. Çünkü seneler- denberi Arnavudlukta bulunduk, biliriz. ” En zengieleriniz, ağalı kâh- yalı geçinenleriniz o da, Arnavut olmak şartile Müslümandan baş- ka kimseyi kallanmazlar. — Sonu var — Ticaret Odası intihabı İzmir Ticaret meclisi intihabatı yapılacaktır. Alâkadarların — bütün — İzmir tüccarıma bu intihtba iştiraki- nin temini için çalıştıkları gö tülüyor. Vilâyet makamı da bu intihab üzerinde hassasiyet gös: teriyor. Anlaşılıyor. ki, odanın varlığı lâyık ve muktedir başlara terk edilirken, bütün İzmir - tüccarı- ma intihab hakkım istimal et mesi ve meclisin tam manasile olgun bir mahiyet taşıması is- tenmektedir. Tictret Odaları, şüphesiz, ik- tisadi bünyemizde, — kuvvetini tüccardan, sanayi erbabı. — ve azasından a'arak memleket ti Cöret ve iktısadiyatında müs- bet roller oynayan ve çalışma Eırıllıvım bu günkü rej min pren- : erine u ıfıd.-.,ı,,. yduran birer teşek- Ticaret Odalarının, iktısaden yükselmiş Av memleketle- rinde taşıdığı ehemmiyeti tebar rüz. ettirmeğe lüzüm yoktur. Türkiyedeki, husüsile Ticari ve Sanayi merkezlerimizdeki Tica: ret Odalarının, memleket iktısad ve ticaret'ndeki ehemmiyeti de bunan aynidir. Bizde Ticaret Odalarının 50 yılı geçirmiş bir taibi vardır. İzmir Ticaret Odası, bundan 50 yıl evel kurulduğu zaman küçücük vir varlıktı, fakat mem- lekette iktışad ve ticaretin ma- nası, ancak Cumhuriyet rejimin: de anlaşılmış ve ekenomi - sağ- lam esaslara dayanan bir prog- ram içine alınınca, İzmir Ticaret odası da faaliyet tarzınmı değiş- tirmiş, genişletmiş ve kuvvet: lendirm.ştir. İzmirin, diğer Ticaret odalar rından bir farkı — olması lâzım- gelir ve vardır. Çünkü İzmir ik- tısadi bir hususiyeti hazzdir. Türkiyenin iktisadi bünyesinde İzmir, şüphe yok ki, bir mer- kez, bir regula vazilesi görmek- tedir. Dikkat edilmişse görülmüş- tör ki, memleket iktısad ve ticaretine ait mesele ve dava- ların okserisi İzmirden çıkmıştır. Bu itibarladır ki, İzmir Odası, daima İzmirin tecrübeli ve has- sas tacirlerinin ellerine verilmiş ve devletin de — prensi uyan bir sistem içinde hakikar ten faydah roller - oynamıştır. Şu soön senelerin bir yığın hâ- disesi, buna delildir. Hükümet, Ticaret Odalarına nizamnamelerile salâhiyetler ver« miştir. Tecrübe ve ihtisaslar sayesinde, şimdiye kadar bu salâhiyetlerden yapılan istifa- denin devamı için, oda azasının ayni hassasiyet ve dikkati gös- terimesi şarttır. Ticaret Oodasi meclisi intihabı. Izmir ve Ege bölgesi için cid. den ehemmiyeti haiz bir hâdi- sedir. . Emniyeti suüstimal Kemeraltı caddesinde Tokatlı Mehmed oğlu ko:tukçu Tevfik, Sakızlı Yakub oğlu Yaşar tarar fından satılmak üzere kendisine verilen paspası sattığı halde Parasını vermediği ve emniyeti sujistimal ettiği görüldüğünden yakalanmıştır. Sarhoşluk Kemeraltı caddesinde fazla sarhoş halde dolaşn Mehmed oğlu Hakkı tutulmuştur. Silâh taşımak İkiçeşmelikte üzerinde bir ta- banca taşıyan Hasan oğlu Gi- ritli Mehmed Ali zabıtaca tu- tulmuştur. Odasının yeni Pazartesiye |— ktsad — Şehir Sal * 4 işleri.. —. ; .—— — Bâşı 1 inti sahifede — Büşka Bir #ati vaki sörgüsuna ver diği cevabı, gazetede neşredilmek üze- re bize göndermiştir. Mektab şudur: Belediyemizin proiesi hak- kında fikrimi soran zata; bkâr mektubrnuza toçek- Mafassal cevab ver m. Fakat metele arlık fikir mübedelesi halinden çıktığın- dan, belodiyenin Be döküz Mülyon. luk yemi projesi hakkımda tenkir yepmağı mavalık bulmüyotum. Bu iş bugilü sayın Belediyo ara- Tarıman mataleri — özetine konul- muş ve Onlar da Berayı tetkil #u- nulan be mesaleyi tetkik bilfül işe başlamış bulunuyorlar. Şimdi Yazile, çalışma ve tenkit, e0 ların kakkıdır. Oalar da b ptojes aim çehir mef'ine olub' olmadığımı, ihtiyacı — kargılayıb — karşılamadığını ve derde deva elub olmadığımı biter birer isceliyeceklerdir. Bezenmiş ve ileşmiş bir şekil ile eski iki milyonlak projeyi batırlatan bü pro- jenin mubtaç eldeğu döküz — Buçuk tailyon Tira tabil istikeaz ile — bulu. sacaktır. Dokus buçuk milyon lira. Bin ssgöri bir hesabla — faisi hesab olunursa elimize para olarak ancak dokur milyon İira fgeçecektir. Tadit bu inşast bir senede bitemiyoc: den ilk seneler (aizl için — tahıniı Yacaktır. Yani tahminen İlk ağızda 980,000 Hita İsiz vermeğe mecbur kahaacağı gibi, çocuk — bastanesi ve. gel Sanatalik terlaat İasmrar yiyeceklir. Y ancak 3 mülyon beş telere nazaran) varidet Bne sokulecağına — gör datını muntazam — olurak Östüste saf balinde yüzde ©on iki hesab eteek 425,000 Türa eder ki aacak Çaizi öde. meğe kifayet edecektir. Her halde bütün buoları muhterem azalarımmız tetkik ederek bu borcun ödenmesi yolunu bulacaklarından — şüphe et Mmiyorumt. Diğer tazaftan — 700,000 — lira kadar bir para sarfile Güzelyalıya kadar kordon yapmak, çehrin waü ——— aaraamı, ekencesik ve Bedit bir fayı düsi olmuyan bir mönotoni verdenği melbar ise da, bunu aymıca düşünü: lecek ve ona göre bir tedbir ve tansim çaresini bulacaklardır. Gerçi bu Bal — sanıral, süt fabrle kası, çocak Bastanesi, ekmek fabri. kaeti bakkında — besabata - müstoaid bün fikizler yanılatış çizilmsiş ise de butlar umumt bakışla olan müteler alardıt. Kimbilir niçla tatbiki #aha gında bizim göremediğimiz se — gibi esbabı mucibe vardır. Bunları Ber halde belediyemiz mülalen ve tetkik etmiş olacak ki Bu projeyi ortaya atmıytır. Tabit bunları da - belediye mee. lisimiz tetkik etmiş Ve edecektir. Biz temenai edelim ki şehrimiz bir sürü boş bina ve — boğamına kar dat borçlu Bir belediyo ile Karşilap aat ve çebir Bunları ödemek İçin kıvranmasın,. Ben Bü — temenniden başka söyliyecek bir gey — göremis yorem. Sonsuz saygılarımla, D. M.T. Amerika Dahili istikraz akde- dediyor Waşington, $ (Radyo) — Ames rika Maliye Nazım Morgantav, Amerikanın, uzun vadeli üç'yüz milyon dolarlık dahili bir istik- raz yapmak niyetinde olduğunu söylemiştir. Dahilt istikraz bonoları, hal- tada yirmişer, otuzar milyon nisbetinde —satışa — çıkanlacak- lardır. Palto hırsızlıği Halkapınarda pamük mensu- cat fabrikasında amele Mehmed oğlu Ali Türkmen, ayni yerde çalışan Hüseyinin paitosunu çak dığından yakalanmıştır, Hırsızlık 4 İsmetpaşa caddesinde Mustalı oğlu Yusuf, Durmuş oğlu Dure muşun üç pilli bir elektrik lâm- basını çaldığından #utulmuştur.