Köy kalkınması Salma Yakında tama- 'men kaldırılacak —— e.——— Zirat asayiş için esaslı ted- birler alınıyor — Vilâyet köy bürosu şefi B. Hüseyin Avni Ozan Bir muharririmiz, - vilâyetteki köy kalkınma faaliyeti etrafında, köy bürosu şefi Bay Hüseyin Avni Ozanla konuşmuş ve Bay Hüseyin Avni, şu malümatı ver- miştir: — Her yerde olduğu gibi ilim'zde de zirai asayiş meselesi yapılacak işlerin en önde gelen- lerinden biridir. Bunü çok iyi takdir eden ve zirai asayiş üze- rinde çok hassas olan ilbay B. Fazlı Güleç bu iş etrafında önemli tedbirler almıştır. Her halfta merkez ve kazalarda z'rai asayişin temevvücatını anlamak için birer rapor getirtir ve bu raporları hulâsa ettirterek zirat asayişi ihlâl eden vak'aları tes- bite tekrarına mani tedbirler aldırtır. Yıllardanberi gevşemi- yen ve giltikçe şiddet ve ehem- miyerini artlıran bu takip usulü ziraf asayişsizliği günden güne azaltmış ve halkı memnun et- miştir. Piıânlarımıza ve müsbet işle- r.m'ze gelince; köy kanununun ©n üçüncü ve on dördüncü mad- delerile köylüye tahml olunan mecbur? ve ihtyari bir takım işler vardır. Bu kanunt memba- lardanan alınan “lham ile ya- pilmiş olan iki beş yıllık ana plânda ziraat, kültür, ekonomi, bayındırlık - ve sağlık — işleri İl- bayımız tarafından çok büyük bir ihtmamla takip edilmek- tedr. Vilöyetin 935 yılh gelir ve gi- der büdcesi 530752, 936 yılı 768140, 937 yılı da (1005407) lira ile bağlanmıştır. 935 yılı içn yapılıp yeni gönderilm ş olan anketlere göce nüfus ke- sefeti de (133876) kadın ve 132248 adedi erkek olmak üzere (266127) kişiden ibaret olarak tesbit olunmuş'ur. 937 yılı büdcesi ziraat işleri için 43703, ekonomi işleri için 45084, kültür işleri için 111248, bayındırlık — işleri için 189727 lira konmuş ve bu paralarla hayli işler görülmüştür. Gö: yor ki vilâyetin gelir ve gider büdeeleri — muhtevası — günden güne artmaktadır. Büdce gelirlerini tesbit eden paralar, köylülerin manevi şah- siyetlerine aid gayri menkullerle müteferrik gelirlerdir. Bu irad- ların köy teşkilât hizmetlerini karşılıyamıyacağı anlaşılınca ka- nunun sarih hükümlerine göre, imcceye, bu da kâfi görüleme- diği takdirde salma usulüne müracaat olunur. Hududu tayin edilmeksizin köy ihtiyar mecli- 8ne verilmiş olan bu salma takdıri salâhiyeti köylünün kud- vet ve faaliyet kabil yetini sar- Sıntıya uğratacak — derecelere vardırılmaması için yeni yapılan ve meclişe verilmiş olan köy kanunu projesi ile tahdd edil- mişlir. Kbyluııilu va köyde arazi i bııluıııhnı ıqı Fabr'ka, Nazillide yeni bir hayat yarattı Aydın Halkevi kütüphanesine bir yılda 15216 lzışı gelmış.. Aydın Halkevi kitabsarayında okuyucular Aydın, (Hususi) — Nazilli ilçesi nüfusu —tahrirde 13,300 iken, bu miktar son günlerde iki bin fazlalaşmıştır. Nülus ka: labalığı ye basma fabrikasının yarattığı hayat ve hareket, be- şlerine de tesir — etmiş; artırmıştır. Nazilli pazarları perşembe günleri kurulur, ötenenberi çok kalabalık olur.. Fakat bu gün: lerde pızar daha kalabalık ol- maktadır. Beledye bu yüzden pazar yerini değ ştirmek İüzu: munu duymuştur. Evelce pazar çarşı içinde kurulurdu. Çarşı içinde pazar günleri izdiham- dan geçilraek ve rahat atışveriş yapmak mümkün olmazdı. Ayni ——— —— — ve kazançları nısbelinde devlete verdikleri — vergi mecmuunun yarısını geçmemek ve azami haddi yirmi lira olmak şartile bir derece tayin edilmiştir. Hikümet m zin yegâne emeli bu salma usulünü yavaş, yavaş kaldırmaktır. Maamal.h köy ge- lirleri, plânlaşmış teşki ât işleri ni yapmağa kâfi gelen yerlerde bu üsüle başvurülm amaktadır. Onun içindir ki hem köylerin işlerini inkişaf ettirmek hem de bir gelir membat teşkili — için köylerin manevi — şahsiyetlerine aid hümune fidanlıkları, tarla- ları, fiıdanlıklarla bir çok gelir kaynakları hazırlanmaktadır. Köy- lerın Avrupada olduğu gibi yüc- selmesi için ideal köy plânla- rimız vardır. E: ziyade ehem miyet verilen işler kültür ve imar işleridir. Yapılan köy bir- lik teşkilât projelerine göre düz arazide beş ve coğrai durum: ları itibarile dağınık ve dağlık yerlerde on ki ometreye kadar mesale dahilinde bulunan köy- lerin en minas.b noktalarında birlik merkezleri teşkil edilerek bu köylerde müşterek mekteb- ler yapılacak ve idaresi mukte- dir ellere — verilecektir. 935 yılı anketlerine göre vilâ- yette 377 tane muhtelif —sınıllı mekteb vardır. Bu mekteblerde 20303 çü erkek ve 17081 adedi kız olmak üzere 37384 - çocuk okumaktadır. Vilâyet köylerini - biribirine bağlıyan 2580 kilometre uzun- luğunda hat dahilinde 65 san- tral ile idare edilen 473 tele. fon vardır. Bunlar için imece tutarile birlikte 88131 Lra sarf olunmuştur. 1070 lira kiyme tinde de altı aded radyo bulun- maktadır. Hayvanların cinslerini aşımhaneler de tes s edilmiştir, Halâsa vilâyetin her tarafında kalkınma — faaliyeti mey. | cuddür. | şimdiye kadar beşi Halkevinde zamanda sebze ve meyva artık- ları da çarşıyı müzahrafatla do dururdu. Belediye bu mahzurları önle- mek için, şmdi pazar yerini Yedieylül okulu karşısındaki 7000 metre kare genişliğindeki arsaya kaldrmıştır. Burada yağ ve peynir gibi yiyecek madde- leri, üstü örtülü vo toz toprak- tan muhafaza edilerek, yüksek yerlerde satılmaktadır. Halkevi kütüphanesi Aydın Halksvi — kitabsarayı gün geçtikçe — zenginleşmekte ve Aydında mühim bir ihtiyacı karşılamaktadır. Bilhassa bu yıl gençlerin ilgileri çok aıtmıştır. Mektebinden çıkan ortaokullu: lar kitabsarayda toplanmakta ve gece de burada ders yapmak- dırlar. Kitabsarayda kitap sayısı 1169 ciltli, 200 ü ciltecide olmak üzere 2645 i bulmuştur. Kitaplar ta- mamen tasnif edilmiş ve talima- tına göre fişleri doldurulmuştur. Kitabsarayda henüz ciltlettirile- miyen 3583 muühtelif mecmua ve beş yıllık muhtelif gazete koleksiyonları vardır. 937 yılında Kitabsaraya 473 kitap gelmiştir. Kitabsaraya Ulus, İstanbul, İz- mir ve bir çok vilâyet gazetele- rile 54 muhtelif dergi gelmek: tedir. 937 yılında 15216 kişi gele- rek kitap, dergi ve gazete oku- muştur. Kitabsaray ve yayın şubesi verilen konferanslar, dördü raj ve bir de Halkevi çalışma- larını gösteren dergi — olmak üzere on eser bastırmış, ayrıca Aydın tarihinin birinci cildini de - tabettirmiştir. Zehirli gaz kursları Halkevinde açılan üçüncü ze- kirli gaz kursu bitmiş, imtihan- lar yapılmıştır. Bu devrede 6 doktor, bir eczacı konferans vermiş, 47 öğretmen ve muhte- lif meslek sahibi de kendilerine yetecek malümat sahibi olmuş. lardır. Davasta bir ev yandı Davas, (Hususi) — Davasın Samanlık mazhallesinde Bulanık oğlu B. Ahmede aid evde yan- gin çıkmıştır. - Yangın, sabahin beşiade — başlamıs ve uykuda bu'unan - halk telâşa düşmüş, jandarma ve mahallelinin yar- dımı ile atoş söndürülmüştür. Binanın Üüst kısını — tamamen yanmıştır. Kızılay, felâketzedelere yar- dim elini uzatmış, 9 nüfuslu aileye yyecek, giyecek temin etmiş, 20 lira da muavenette Büyük spor hare- ketleri başlıyor.. —Başı I inci sahifede— İzmir fudbol ajanlığı, bir ta- raftan Menisa, Aydın, Balıkesir gibi yakın bölgeler — mıntakala- rile de İzmirin iki muhtelit ta- kımına müsabakalar yaptıracak- tır. Bu mühim müsabakalara har| zırlık olmak üzere 30-1-938 par zar günü iki muhtelit takımım z karşılıklı blr müsabaka yapâ:- caklardır. 6 Şubat pazar günü de her iki muhtelit takımın kar- şısına Manisa ve Aydın muhte- litlerinin çıkarılması için teşeb-. büslerde bulunulacaktır. 12 Şubatta Atina muhtelitile yapacağımız temsili müsabaka. dan evelki aaatler için İzmir genç Muhteliti için de bir mü- saba bazırlanacaktır. Bu müsa- bakalara girecek — fudbolcular şu şekilde ayırmıştır: Alsancaktan: Hilmi, Ali, En- ver, Feti, Saim, Basri, İlyas. Hakkı, Sabri. Üçokdan: Nejad, Server, Na- dir, Adil, Mustafa, Kemal, Sait, Namık, Mazhar, Hamdi, Halim, Bedri. Ateşspordan: Muzalfer, Şeref, Muammer, Mevzad, Cemal. Doğanspordan: Ömer, Fethi, Hakkı, Sat, İrfan, Nıyazi, Fuat, Yamanlarspordan: — Mazhar, Rıza, Hidayet, H.kmet, Demirspordan: Orhan, Kâmil, Bu fudbolcular ilk antrenman müsabakasını yapacakları —30 İkincikânun pazar günü saat 14 de bütün levazımı ile Alsan- cak stadında hazır bulunacak- lardır. Antrenmanlara iştirak et miyen fudbolcular, takım kad. rosundan çıkarılacaktır. Antren- manlara, antrenör Bay Şovenk nezaret edecektir. Küçük yanke- siciler İsmail de Hapisha. neye gönderildi Amerikan Kız Kolleji son sı- nıf talebesinden Bn. — Ritanın Kemeraltında kütüphanelerden birinden aldığı meşhur sinema artisti Robert Taylorun fotoğra- fını dalgın dalgin seyrederken, Hayreddin adında bir çingene Çocuğunun bayanın gafletinden istifade ederek yanına yaklaş- tığını ve cebinden — çantasını aşırdığını ve yakalanan — yanke- sicinin mahkümiyetine — kaârar verildiğini yazmıştık. Bu hâdisenin vukuunu müte- akıp suçlu Hayreddin aşırdığı çantayı İsmaile devretmiş — ve içinden 87 kuruş parayı, o da Bekir adında çocuğa vermişti. Duruşma sırasında bu vazi- yetler tamamile meydana çıka- rılmiş ve İsmail de suçlu mev- küne düşmüştür. lddia makamı, umumi hüküm- ler dairesinde suçlu İsmailin sorğusunun yapılmasını ve tev- kifini istemiştir. İsmail dün mahkemeye geti- rilmiş ve evrakı arasındaki ra- por okunarak farik ve mümey- yiz olduğu aalaşılmıştır. Hâkim suçluya sormuştur: — Yaşın? —MI — Evinin numarası? — 14 galiba! — Sen Hayrettine gözcülük yapmışsın? — Yapmadim! Halbuki bu hâdisede müşte* rek hareket ettikleri bidayeten anlaşıldığından suçlunun fine karar verilm ş ve yarak arkadaşı Hayret> HİKÂYE Aylık için Bay Süleyman, 46 lira 38 kuruş tutan maaşını — aldı, çek- mecesinden yeşil bir - zarf çe kardı, içerisine koydu ve zarhı kapadı. Her ay böyle yapardı. Hayır, böyle yapmıya mecburdu. Maaş günü, daha kapıdan içeri girer- ken, yeşil zarhı istiyerek hesap sorması mutad olan karısından korkusu, onda bu harekâtı va- zife haline getirmişti. Aldığı maaş mukabilinde 30 veya 31 gün çalışmak, nasıl bir mecbu- riyetse bu aylığı karısına teslim etmek te ayni şeydi. Zavallı Bay Süleyman; on bin- lerce insanın isim ve haklarını taşıyan yüzlerce sayfalık büyük ve içinden çıkılmaz tapu kayıt defterleri üzerinde tam bir ay zhin yorar, göznuru dökerdi de verilen 46 lira 38 kuruşcuğu cebinde bir kaç saatten fazla bırakmazlardı. Karıs Müzeyyen bu parayı ne yapardı?. Onu bilmiyordu. İstese de bilemezdi. Bu bahse dair bir kelime sormak, maa- zallah, kadını küplere bindirirdi. Zaten alışmış'ı. Ne - verirlerse yiyor, ne ahrlarsa giyiyor, otur derlerse oturuyor, kalk derlerse kalkıyordu. O gün, maaşı öğleden sonra verdiler. Gene topladı, zarfladı ve zarlı kapatlı. Kapıyı çaldı. Zarf elinde idi. Karısı açınca uzatacaktı. Kapıyı besleme açtı. — Müzeyyen nerede? — Misafrliğe gitti, bir az geç gelirim dedi. — Kimlere gitti? —Bilmiyorum, bir tanışığı has- te imiş galiba. Yukarıya çıktı. Bir - sigara yaktı. O gün çok yorulmuştu. Başı dinirlenmeğe Mmuhtaçtı.. Canı - rakı istedi. Aylardan- beri içmiyordu. Aylığın kırk altı kuruşunu harcamk hakkı yok mu idi? Buna Mizeyyenin de darılmaması lâzimdi. Hem kendisi de misafirlikteydi. (Yal- nızlıktan — canim - sikildi) der, gönlünü alırdı. Tekrar şapkasını giydi, bas- tonunu aldı, beslemeye: — Şimdi gelirim, Tçıkıp gitti. Bir şişe alıp dönecekti. Fa- kat, köşe başındaki meyhanede arkadaşları — iç yorlardı. Onu çağırdılar. Oturdu, içtiler. His- sesine düşen bir lirayı yutkur narak verdi. Kahveye gird.ler. Orada tanışdıkları da vardı. (Poker yapalım) dediler. Dör- düncü yoktu. B. Süleymana teklif ettiler. Kabul etmedi. Bir liranın hesibını düşünürken ge- riye kalan 45 lira 38 kuruşu tehlikeye sokmak manas:z olurdu, Ötekiler ü; kişi başladı. Bay Süleyman bir müddet - seyretti, Eski günler, eski hatıralar yavaş yavaş canlanıyordu. Pokeri ne kadar çok severdi. Kazanırdı da. İyi oynardı. Ötekiler (üç kişi tatsız oluyor) dediler. Bay Süleyman her şeye, Müzeyyenin evi altüst edecek gürüttülerine ve belki bir kaç maşaya, daha bin bir tehlikeye Yokmuş gibi göz yumdu, göğüs gerdi ve kalbini dolduran bir Ümit ve heyecan içinde masaya Yanaştı. diyerek Yenisine başladılar. Kör talih, © gece, Bay Süleymandan yü- Zünü - çevirmişti. Keatine üç, üçüne ful, fulüne lınıukuıvuı— edilir mi? NAKILİ: Ali Enver Toksoy Sahife 4 de merak lardı. Ve böylece, ikinci parti sonunda cebinde on para kal- madığını gördü. Arkadaşların- dan istedi, aldıran olmadı. Yolda, düşe, kalka — evine doğru ilerliyordu. Sarhoştu. Ay- lığin - bir anda - berhava oluşu, onu büsbütün sarhoş etmiş'i. Miüzeyyene ne cevap vereöekti. Sarhoşluğu, gecenin bu vakit. lerine kadar dışarıda kaldığı ye- tişmiyormuş gibi aylıktan da on para kalmamıştı. Soydular mı desin? Koskoca adam soyulur muydu? Kumar oynadim da di- yemezdi. Felaketti, felâketi ka- bul etmekti. Kapıyı usulca - çaldı. besleme açmıştı. — Uyuyor mu? — Gelmedi ki, uyusun.. — Ne diyorsan? — Gelmedi.. Sevinir gibi oldu. Yatak oda- sına çıktı. Cecelik entarıs'ni g y- mek üzere idi. Kapı çalındı. Açıldı. Birisi merdivenleri çıkı yordu. Saçları dimdik -olmuştu. Na yapacaktı? Birdenbire çehresini — — değ'ştirdi. Kaşlarını çattı. Hid- detle dışarıya çıktı. Müzeyyenle karşı karşıya idi... k — Nerede idin? O da serhoştu, gözleri kü- çülmüş, halsizdi. — Bu hiddet de ne oluyor? — Cehennem oluyor. Anla- din mi? Cehennem - oluyor.. — Çildırdin mi ayol? Ne ol du sana?.. Yumruklarını sıktı. — Nerede idin, diyorum sana? — Nerede idim diyecekti, ne ce- vab verecekti? — Lütfiyelere gitmiştim. — Bı- rakmadılar. — Hangi Lütfiyeler? Onlar evde yoktu, Kocası benimle be- raberdi. — Sonra Nazmiyelere uğra- Mmiştım. — Hiç sıkılmıyorsun da de- ğil mi? Akşam namazı misafir- liğe diye çıkarak gece yarıları eve dönersin. Bz de ( Karımız nerede?) diye merakımızdan dure maz, içer, kumar oynar, bütün aldığımızı da kaybederiz. Müzeyyenin yüzü ve gözleri gülüyordu. b — Sen sağ ol, kocacığım. Aylık için de merak edilir mi İ imiş?..* Yeni Turgutlu kaymakamı Turgutlu, (Hususi) — Yeni — kaymakam Bay Âdil buraya ge- —— lerek vaz fesine başlamıştır. Bay —— Âdil, bundan evel Uşacta da —— kaymakamlık etmiş, faaliyelile —— kendisini sevdirmiş bir idare — adamıdır. : Von Papen Viyana sefirliğinden — çekiliyor aŞ Birlin, 26 (Radyo) — Alman- —— yanın Viyana sefiri Von Papen, q yakında vazifesinden çekilecektir. — Von Papenin yerine Von — Şurmer tayin edilecektir. Hindistanda komü. — nist tahrikâtı | Londra, 26 (Radyo) — Ko: — Müniatlerin, Hindistana kadar ]% Gene HN iğe hdi Bd . uzayarak bulundük: ları Taymis gazetesi, Hindistan- daki işçi teşekküllerinin — siyasi ; maksadlarla komünistler tara- — fından kıyama sevkedildik'erini —— kavdetmaktedir. e|