“lara fulatılmıştı. Şimdi onu kö- Dönme Mustafa Paşa öldür üldukten sonra Padi- şah onun defnedilmemesini emretmişti “Yerde de iki kişi yatıyordu. Osman son gelenleri görünce: — Yardıma geldiniz öyle mi? Diye bağırdı, alçaklar!.. | Şimdi dört celâd hançerle- ini sıyırmışlar, adım adım Oş- ana yaklaşıyorlardı. Osman, dir duvarı atlamak istiyen çe- bir 'kaplan gibi sıçradı. Fa. dört hançer göğsüne da- ı ve işledi... dakika sonra ©o da diğer lerin âzıbetine kavüş- ölmüştü. Celâdlardan Ve — Demek ki, müdafaa etti ha? Diye seslendi. İlk üç cellâd- udan arta kalan cevab verdi: —— Müdafaa da ne demek?. z kalsın beni de öldürüyordu. laydi üstünü örtelim de şu bi- mkileri kaldıalım... — Padışah, bunların (kayıtlarının bükü düğü) haberini alınca sap- bir çehre ile: — Cenazeleri Bursaya kaldı- rılsın ve ecdıdimizin makbere- sine defnedilsin!. Diyebild. Kimbilir, belki de adişah bile yaptığı işin dehçşe- tndea korkmuş ve inlemişli. Ertesi akşam ayai gemi, bir ce evel dibdiri, sapasağlam etirdiği beş şehzadenin cese- dini Bursaya naklediyordu. Hâe dise çarçabuk şüyu bulmuştu. Padişah, bir vesile ile vezir- Halk arasında memleke: n huzur. ve asayişini Lozan kodular var. Bunların mev- diyeti, iyi olmıyacaktı. Muk-« maslahat, — ecdadımızın - tezayı .. Yazan: M. Ayhan — 656 — var.. Binsena'leyh harbi kabul ettiğine göre benm de onun bakkından gelmekliğim muhak- kak.. Hakanın Korkud hakkındaki intibaları da iyi deği'di: — Korkud, diyordu. Bir az korkak.. Halbuki onun da sal- tanata göz d.ktiğini pek âlâ se- ziyorum. Zemin ve zaman bulsa, kendisine de bir az güvense ::'k.h.ldn makıadını açığa vura- Padişab yeni bir ordu hazır Tadı. Bu defa daha kuvvetli gi- diyordu. Çünsü harbe g rişmek muhakcaktı. Evvelâ Bursaya ge- çec:k, Korkudu — deneyecekti. Şöyle bir plân hazırl mıştı: — Korkudu. tecrübeden ge- çireceğim, Keadisine Yeniçeri- lerin, yayabaşı'arın imzasile gizli bir mektup göndermeli, arzola- tinı tahrik etmeli, gelecek ce- vaba göre de harekete geçimeli. Ordu Bursaya geldiği — vakit Manisa valisi Korkuda padışah biraderine bir sadakıtname gön- dermiş, seferi için hayırlı mu- vaffak yetler dilemişti. Se m mektubu alıncar — Dur bakalım Korkud efen- di, böyle mek'up'ara pek :timat edilmez, seni şöy e iyice bir tar tayun... İkinci günü tezkereciyi çağırdı: — Yaz bazalıml. Ded. Tezkereci efendi, divi- tini açıp saz kalemini çıkardı ve sağ dizinin üstünde inlizara başladı. Hakan artık dikte ettiriyordu: ARADA SIRADA ve âdatına uydum... “Demekle iktifa etti. Mustafa nın cesedi, hâlâ Silivrika- chetlerinde köpekler tara ğ dağ - sürükleniyordu. Çünkü oe Mustafa paşa öldürük ö ten sonra padişah onun def- medilmemesini, kendisinin buna lâyık — olmadığını — söylemişti. de bul, Cesed derhal sokak- Bir hal çaşesi: Köy'ünün biri koyun çalmış, fakat korkuya düşmüş, bir ho- caya gidip danışmış. Hoca demiş ki: “Koyunu geri vermelsni, — Ben koyunu kestim! —Öyle ise yarın âhirette koyun meydana çıkıp senin hrsiz ok prkler mahalle mahalle, sokak sokak sürüklüyor, her geçen burnunu tıkıyarak: —— Hey gidi Mustafa paşa Beyl duğunu söyler! %_ ada — Koyun meydana çıkacak mı? K5) — Öyle ya.. ' Padişah artık, kat'i hareket Tüzumunu anlamıştı. Ortada izar Tesi lâzım gelen iki engel daha / yardı; — Korkud ve Ahmed... Ahmed, Amasya ve havalisini mamen ele geçirmişti. Hakan yiı düşünüyordu: Şu halde Ahmed artık ine mağrur olarak benimle karşıya harb — edebilir. — O halde neden korkayım, © meydana çıkınca boysuzun- dan tuta>, sahibine veririml Hasta ile doktor: — Nerenden rahatsızsınız? — Üzerimde daima miskin bir kedi hali var, Nöbet gelin- ce ağzım kuruyor, bani — nasıl köpek dlni çıkarıp yelanır, tıpkı öyle.. Hararet — düşünce iştiham geliyor. Bir kurd gıbi acıkıyorum. — Yanlış gelmişsin'z azizim, baytara müracaat buyurunuz. Bu da doğru: Bekâr kalmakta ısrar eden yaşlıca bir zata sormuşlar: | — — N'çin evlenmiyo:sunuz? | — Aradığımıbulamıyorum da | ondan! — Bu kadar güç mü? * — Güç ya, benim alacağım kadın, hem genç, hem güzel, | bem de ahmak olmalı. K CEslk Purtisi binası içinde / Telgraf: İrmir — ANADOLU | Telelon: 2776 » Fomta kutusu: 405 Cyvanmerd, aicenab ve kah- ramap şehzademiz Korkud efendi haz-etlerine; Tezkereci şaşırır gibi oldu. — Yaz be herif, yazl.. Yü- züme bakma|.. Tezkereci sarardı, başını eğdi, yazmağa b şladı. Palişah devam etti: Buradaki ve bütün memaliki Osmaniyedeki asker kullarınız biraderiniz. Sultan Selimin ha- rekâtından şiddetle müştekidir- ler. Biğ mübalega denebilir ki ondan bıikmiş, — usanmışlardır. Memleketia — istirahate — ihtiyacı oduğu Aaşikâr iken kendi ak- hnca bir takım vâsi emellerin ardına düşmüştür. Hepimiz bu halia devleti osmaniyeyi bir fe- lâket ve »zıa hlâle sürükl yeceği kanaatindeyiz. — Elrad ve balk; zatı şeh iyarilerinin tahta geç mes - istirhamındacırlar. Buna muvafakatiniz takdiriude beşa- retaver — haberlerinizi — bekli- yoruz. Tezkereci; hakanın bu mek- tubi ne maksadla yazdiırttığımı anlamağa muvaflak olmuş'u. Padişah biyiğini - karıştırarak sordu: — Bitti mi? — Evet eiendimiz.. — Öyle ise, Yeniçerilerden, yayabaşılardan, bölük — ağalar rından bazılarının imzalarını at ve mühür bul da basl. — Ferman sizindir - padi- şah ml... — Sonra bana zeki bir bö- lük ağası da çağır. Haydi ba- kalım çabukl. -Arkası var- ŞEN FİKRALAR .sam————— eder. Bir gece evel, kendi evi- pe girmiş ve bilâhare yakalın- mş olan bir hırsız n el'an orada olub olmadığın sorar. — Buradadır, cevabım alır. - — O halde bir az görüşmek istiyorum. — Görüşüp te ne yapacak- snız? — Arzedeyim, bu adam ge- €e yarısından sonra evime gir- diği halde, karım uyanmamış. Busa nasl muvaffak olduğunu soracaktım. Kaza orucu: Adamın bui ramazanda bir gün Gruç tutamaz. Gdip hoe- caya danışr. Hoca “bir gün tut, kaza et!, der. Adam: — Bir gün kaza niyetile tut- muştum. Amma evde heva yap- mışlardı, dayanamadım, yedim! Deyince hoca “bunu da başka bir gün kaza etl, der. Adam; — Evet onu da kıza citimdi, lâkin o gün de, aksi gıbi kabak tatlısı pişirmişlerdi, bir lokma- cık tattım! Der, Hoca gu cevabi. verir; Oylı ise sen orucu — elle- rin boğazına bağlı olduğu halde tutmalısın. Bebçet Uz Çocuk hastalıkları mütehassısı Hırsızın iddiasına bakılırsa SAA ZT Z F Sağlık bahisleri Dahili hastalıklar mütehanıımıs De, M. Şerki Uğar diyor ci Karakollarda kendisini fe-| Kalb hastalıkları na halde dövmüsler Cezaevinde baygınlıklar geçiren hırsiz derhal hastaneye kalldırıldı Bundan dört gün evel, Mene- mende terzi Refailin dükkânına duvarı delerek giren ve bir kaç takım elbise aşıran bir hıirsz, dün şehrimizde yakalanmıştır. Zabıta, Karşıytkada istasyon civarında üstü başı düzgün bir şahsın, arkasında kocaman bir bohça ile dolaştığını görmüş, vaziyetinden şüphe ederek ka- rakola çağırmıştır. Bohca içinde, beş pantalon, dört caket, albı yelek ve bir bettaniye çıkmışlır. İlk sorgusun- — Bana bir şey sormayın, dayaktan takatim kalmadı.. Bit. kin bir haldeyim.. Aklım ba- şımda değildir. Sorgu ve müda- faa yolunda hiç bir şey söyli- yemem! Yapılan tahkikat, suçlunun, Retfailin dükkânına girip bu eş- yaları çaldığı merkez nde oldur ğgundan köndisinin tevkifine ve muhtelif karakollarda dayak yi- diğini iddia eyledğinden der hal muayeneye sevkine ve rar porunua alınmasına, evrakın da da Bergamalı — İbrahim - oğlu | iddia makamına tevdüne karar Sabri olduğunu — söyliyen bu | verildi. adam, bu eşyaları Menemende, 'e sonra Burnava Nezarethaneye alınan suçlu, ıı’ı"dl Gaz.bu gece sekizde kend'ni yere at- mış bir vaz yette görülmüş, s0- rulan sual erc cevap verememiş. Br imdadı sıhhi otomobili cel. bedilere': dört kişinin muavene- tle otomobile bindirilimiş ve hastaneye götürülmüştür. Nö- betçi doktor, suçlunun uydurma bir harekette bulunduğ unu söy- lemiştir. Masmafih mahkeme kararı veçhile, rapar verilmek üzere suçlu hestaneye yı!ınlmışhr söylemiştir. Mü Jdeiumumilik suçlunun tev- | Hfi talebile, Sabriyi mevcuden nöbetçi ikinci Sulhceza mahke- mesine göndermiştir. Tirtir titriyen bu adama hâ- kim sordu: — Ne diye titriyorsun? — Karakolda yediğim da- yaktan. — Hırsızlık yıpııııııın? Boş yere Boş yere mahke-| Hasanın muha- meye verilmişler kemesi Meğer ruhsztname |Madam J.ze davasin. almışlar 3222 numaralı telsiz kanunu mücibince, bilümum radyo sa- biplerinin 1 Ağustos 937 tari- hinden itibaren bir ay zarlında idaşeden ruhsat a/maları lâzımdı. Almıyanların mezkür kanunun A fıkrasına tevfikan haklarında zabıt varakası tanzim edilerek mahkemeye verilecekleri - ilân edilm şti. Bu kanuna aykırı haretten dolayı iddia makamı tarafından bayan Zeynep ile kahveci Ali hakkında dava açılm ştır. Dün ikaci Sülheezada bu iki davanın dürüşması yapılmıştır. Çok sağır olan bayaü Zeynep müdafaasını avukatına lerketmiş ve avukat paranın yatır.İdığına ve ruhsatnasmenin — alındığına dair vesikalar göstermiştir. Işin dikkate değer olan ciheti zabıt varacasının — 6/10/937 ta- rihinde tanzim edilmesi ve fa- kat ayni tarıhte bayan Zeynep taraf odan muamelenin — ikmal edilerek paranın v-zneye — yatır mılmış olmasıdır. Hâkim şu kar rarı telhim etmişt r: Bu babtaki zabıt 6/10/937 tarihinde tanzim edilmiş ve on Ura tahsil edi.d ğine dair posta idaresi makbuzu ile verilen ruhe satname ayni tarihi havi bulun- muştur.. Tarih ayai olunca zaptı müteakıb ayni günde harç yat- nlib ruhsat alınsa dahi, suçiu lehine hareket lâzcageldiğinden ortada suç kalmamıştı. Zeyne- bin h-udle.... .. Gene bu süçtan - dolayı kâh- veci Alinin de duruşması y*pıl- miştir. Kahveci Ali zabıt tanzi- minden çok evel parâ yatırdığını mistir.. Hükim, Alinin de bera- dan vazgeçmiş.. Göztepede Madam — jzelin kiymetli bir koj saatini çalmak- tan suçlu Kosyalı Hasamın dü- rTuşmasına dün İkinci Sulhcezada devam edilmiştir. Göelen erbabi vakuf, mesruk saatin on dö.t ayar altın oldu- ğgunu ve kırk lüra değerinde bu- lunduğunu söylemiştir. Mehmed adında bir şabid ademi malümat beyan etmiş isede, Mehmed Celâl adında diğer bir şahidle yüzleştirik miştir. Bu yüzleştirmede Mehmed Ce âl, bâdiseden Mehmedin de haberi olduğunu yüzüne Varşı söylemiş fakat Mehmed ifade- sinde ısrar etmiştir. Suçlu Hasan, kendisinin, bir çok muüteber zevat nezdinde hizmetkârik yapığını ve hiırsiz- lğa tenezzül etmiyeceğini söy- lemiştir. Hâkim Naci Erel suçluya şu soali sormuştur: — O halde, ne diye Madamın saatini koluna geçirdin? — Ramazandı. Arkadaşlarıma caka yapmak için koluma tak- mıştin. Fakat erine ko- yacaktım? 5 Suçlu Hasan, Madamla mah- kemede görüşmüş ve Madam da davasından vazgeçtiğini söy- lemiştir. Suçlu tahliyesini iste- miştir. Sabıkası olmadığına dair ge- len cevap okunmuş, fakat do- ğum tarihinin bildirlmesine dair, K»nyıyı 9ekı|aı telgralın cevabı Haııacnıh va spor Havacılık ve spor mecmus- || £ ibraz ettiği makbuz'a isbat et- | s'nın 206 1ncı sayısı zengin mün- | ; derecatla ve bol resimli olarak S Kalb âfetlerinden korunmak için icab eden sağlık tedbirlerini almak ve tatbik etmek büyük ve mühim şartlar içindedir. Bazı ailelerde ka:b hasta'ık- larına karşı bir dereceye kadar konstüsyon ve dispozisyonların varlığı görülmektedir. Bu aile fertlerinin, kalbe zarar veren muzir tesirlerden — kaçınmaları lâzmgelir. Her insan bilmeli» dir ki, vücud makinesini bozan her madde kalbde ânza buak- mağa meyyaldir. Bu maddelerin kullanılmaması (cab eder. Be- deni yorgunluklar, ruhi tehey- yüclerden çekinmek, yaşayışta intizamsızlıklara meydan — vere memek büyük bir vazife olma- hdır. İspirtola içkileri, kahve, çay ve tülün gibi zehirli maddeleri vücüde fazla miktarda idhal etmemeğe çalışılmalıdır. Daha doğrusu bu zehirli iç. kileri hiç kollanmamağa gayret etmelidir. Çünkü bu maddelerin hepsi de kalbde hasarat yaparlar. İnsan hastalanmaktan ziyade hastalanmamnağa — çalışılmalıdır. Vücud makines nin örgenlerini yıpratacık her türlü yiyecek ve içeceklerden kendilerimi koru. malıdır. Ve sağlık şa.tlarını öğ- renmelidirler. İster zayıf kimseler olsun, ir terse şişmanlar olsun, daima vücudünü zurarlara uğratan mad- deserden içtinab etmelidir.er, Yaşayışlarını düzene sokmalı, bu gibi tehl keli hastalıklara ve frengiye yakalanmamaı, rütu- betli yerlerde oturmamalı, vüs cudüa — mukavemetini — artıran UNUN sehkri tediirteri de göe önüne almalıdır. *Bittis 1VOVUBİÇİ ECZAMĞILA ı Bu gece Kemeraltında Hılâi, Güzelyak hda Güze'yalı, Tılkilikte B. Faik, Eşrefpaşada Eşrefpaşa - eczaha- neleri nöbetçidirlar. İki hırsız yakalandı Üç gün evel Kahramanlarda Sepetçi sokağ nda Bay Fevrinin evinden bazı eşya çalnmışlı. Hırsızın sabıkalılardan Kel Ah met ve Arap Ramazan o'dukları anlaşılmış, ik.si Ce tutulmuştur. Yazalamak Karataşta Şehid Nüsret so> kağında Davi ile Abdullah bir alış veriş meselesinden taşla biribirini yaralamışlardır. Eve tuarruz Ödemişte Camücedid mahal lesinde Ali oğlu Arif Biçerin evine geceley n taarruzda bulu- paa Adil Gülşen ile Şerif Ede remitli oğlu yakalanmışlardır. Kanbur Mustajanın mariföti Fevzipaşa bulvarında alacak meselesinden üzüm tüccarı B. Muammeri bıçakla kolundan ve ayağından yaralıyan şoför Mus- tafa zablaca aranıyor. TAKVİM Rumi - 1333 | Aradi - <330 Kinaausıni 14 | — Zükada 25 Kaânunusani 1 1 MAD 3 3 8 8 Perşembe MWZ Delal l.““n