Osman onlan görünce çelik bir yay gibi yerinden ğ fırladı. saçları dimdik olmuştu I | sağa sola sıçrıyor, sert, taş g b keskin yumruklarını sağa sola savuruyordu. Nihayet içlerinden İARADA SIRADA Cellâdlar, hiç zotluk çekme. mişlerdi. Sanki çok derin bir uykuya dalmış bir. insanı boğ- muş'ardı., Eminden, ne bir feryad, ne bir hıçkırık işitmemişlerdi. Kar- Kü, onu zâlen alıp götürmüştü. * Cellâd'arın bu ikiaci grubu, w?ıdı yavaş yavaş şehzade Or manın mabibesine yaklaşmışlar- di En çeta iş, n tekifkeli idam burüda geçecekti. Çünkü Osman, yirmi yaşının bütün ka- nını, bütün hararet ve kuvvetini taşıyan bir gençti. Ösman; ken- di yaşında on kişi ile mükem- melen güreşebilecek kırâtta idi. Cellâdlardan bi — Ko:kanm, dedi, bu deli- Lanlı bizi berbad edecek.. Diğer biri cevab verdi: — Bana da öyle görünüyor.. Bu sırada arkadan bir ayak sesi iştildi. Üç cellâd başlarını çevirdiler: Bir gö'gel. D.ekkatle baktılar. Hepsi bir- det mırıldandılar; — Hakanl.. Ve sonra anahtar, kil'tte iş- Tedi, kapı açıldı ve aralık bıra- kıldı. Öyle ya, hakan arkalarındaydı. Belki içer ye girmek ve adamla- rinin — Müvaflakiyetlerini — daha doğrusu kendi eserimi görmek istiyebilirlerdi?.. Dç cellâd, kapı eşiğinde biraz durdular. Osman onları görünce çolık - bir yay gibi fırladı. Saçları di« kilmişti. Sağdaki şamdanıt fer- siz, dalga, da'ga kırılan işiklârı altında, siyah gözleri kiddetle, gadapla parlıyordu.. Sağ elile hançerini tutuyorda. Bir az durda, sık sık nefes aldı: — Köpekleri, Diye bağırdı, dişarıl.. Cellâdlardan bisi iki daha attır — Şehzademl.. Hiddetlenme- yin, bir şey yok... Osman, bir adım daha yak- Taştı, acı aai ve adeta burnde dan şses çıkarınış gibi homur dandı: — Bir şey yök mu? Öyleyse marşi. Geriye dön. Cellâd he- riflerk Diğerlerini boğdunuz, sıua bana mı geldi? —- Canım, şehzademl.. Cellâd, bir adım daha at- mıştı. — Sus haydud, susi. — Ben çocuk değilim. Fakat — benim ölümüm, o kadar kolay olm- yacak!. Cellâd, tam bu sırada ke- mend atar gibi, ip'ni fırlattı ve arkasından da Osmanın üzerine atıldı. Bucellâdı, diğerleri takip ANADOLU Güönlük siyasal — Hııdıı Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdü, ve: Hamdi Nüzhet ÇANÇAR aa İDAREHANESİ İrmir İkinci Beyler sokağı CEHslk Partisi binaet içinde Telgraf: İzmir — ANADOLÜ Telefont 2776 » Fosta kutüsu: 405 Abone şeraiti Yıllığı 2400, altı aylığı 800 kuruştur. adım Yabancı met P: abone ücreti 2 ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR —- —Ar ... Yazan: M. Aşhan - Gğ in Osman, bu ant hücumu zaten bekl'yordu. Üzerine — çullanan iki buçuk metre — boyundaki bayduda kollerimi üzattı. — Bu kollar sanki çelik bir — kaskaç gbi bu iri, dağ gibi — vücudü yakaladı ve havaya — kaldirdi. Diğerlerine bağırdı: — Geril. Diyorum, Köpekler!. Alçak uşaklar gerl. Ve bunü müteakıib — cellâdı bütün şiddetile yere çarptı. Şindi odada müdhiş bir bo: guşma başlamıştı. Üç ce lâd Os- mana hücum etmi;le di. Osman, en kuvvetli olanı Osmanla gö- ğüs göğse gelmişti. Bu sırada tahta kırılmasına benzyen - bir sös çıktı: — Amanl... Osmanın kıcıklııtıb cellâd; bir yığın halinde — yuvarlandı. Osman, bu adamın sağ kolunu yakalamış ve şdietlı br taz yikle baza kutmadan kırmağa Ce'lâdların ve sonra boğuk - bir inilti muvaffak olmuştu. adedi ikiye inmişti. Fakat Ös: mat, her ne yaparsa yapsın, buradan sağ çıkmyacağım da biliyordu. Kadın mıntığı Kadın — İkinci kocam bana hayatımı tahammül edilmez bir hale getirdi. Fakat gene kabar hat ilk kocamdal.. Erkek — An'ıyamadım?. Kadın— Öyle ya... ÖO sersem vefat etmeseydi; evlcamek budalalığında Buluu mıyacaklım!... İmtihanda Mümeyyirz — Anasırı erbaa hangileridir. sayar msın:2?7.. 'Tülebe — Su,topsak, hava. Mümeyyz — Sonra?.. Talebe — Bilmiyorum elen- İme Mümeyyiz — Cânim, şu bir çok kazalara sebesiyet veren ŞeYei Talcbe — Ha, evet tramvayl. Pat Bir ziyafetle, patavatsız heri- fin biri, yanında Oturan gencin kulağına eğildi ve elile de kar- şıdaki şışman bir kadımı işaret ederek, sordu: — Şu koca inek kimdir, bilir misiniz?. Delikanlı, hiç istifini bozmadı: — Kendisine hitab ettiğiniz dananın annesil.. Dedi... Sabıkayı ne sanmış? Mahkeme reisi, misafirlikte br başörtüsü çalmış olmakla mazaun, sef tavırlı bir mahalle | karısına soruyor: - Sıh— var mı?.. — Hayır, bay reis... - Allah- tan başka kimseciğim yokl... İ Salamonun papağanı Aıtııı. bizim Salamondan 25 — Bu hayvan lâf etmeor, zol Utanmadın beni aldatmağa?... Salamon kemali — ciddiyetle V4 cevabi. verdi Demindenberi hatırına hançer gelithem şti. Onu ne diye kullar: mıyordu. Padişah arabktan seyrediyor, dudaklarını ısıtıyorda. — Bu gdişle hepsini yere serecek!. Başıma hiç bir şehze- de felâket âcımasa, bu kâfi ge- lirdil.. Boğuşma yet'den başlamıştı. Celikd'ar da hançerlesibi çake m şlerdi. —Arada sırada çelik silâhâara yekdiğerlerine çarp> masından mütevellid sesler dü- tuluyordu. İki dakıka geçmemiş- ti ki, eellâdlardan biri göğsün- den âldığı bir hançer - yatasile beraber odanın zeminimc yu- varlandı.. Hakan bü manzârayı görünce geriye döndü ve süratli adım- darler (lerledi. - Diğer üç cellâd Musa ile Orhanı da boymuşlar, sön ödadan çıkıyor ardı ki, hid: detli, asabi bir ses bağırdı: Çabukt.. En köşedeki odaya yetişin, arkadaş arınıza yardım edinl Üç cekâd, padişıhin — işaret etiği yere doğrüu seyiritiler.. Kıpı açıkt. İçeride — sırtlarını duv ra dayayarak yo «ih yör- gün nefes alan ve bribirine bakaa iki kişi vardı: Ceiâdla Oswanl.. — Sonn var — P SOPAPÜRGNERNELÖREE DA ben de tekrar ' ' ŞEN FIKRALAR — Kızına, bak soyliyeyiml. Bu hayva ı eski saybıs. d sz olduğu için ışa etlan konuşmayi öyretmiş... Erbebına sormıa1 Bektaş'ye solünün biri sör: müş: —- Ezan okundu mu?.. Bekizşi cevab vermiş: — Kulağıma bir ses geld amma, ezanmıydı bilmem... Er babına sorl... Dinamit!'e balık avlıyanlar Yakelandı v2 mahke. meye verildi Karaburun sah Terinde dina- mitle balık avadıkları anlaşılan Mordoğan köyünden Mehbmied Akman, İyas Kıvırcık ve Eğ lenhoca ” köyünden Halil Çalık, Muslafa Yelim, Mustaia İzmirli ve İdr.s Azman — yakalanımışlar ve mahkemeye verilmişlerdir. Şükrünün. muhakeme. sine dünde devam edildi.. Alsancakta bakkal Sitki ve metresi Sabhayı tabanca kur- şunuyla yaralamık ve boğmak suretile Öldüren Şükrünün mu- hakemesine dün şehrimiz Ağıt. ceza —mâhkemesnde — devam edilmiştir. Maznumnun — vekili, ötedenberi bu meselenin şahit- lerinden üç kişiyi aradıklarını, nihayet bulduklarını söylemiş ve mahkemeye ceibed İmelerini, ayai zamanda hâdise yerinde keşif yapı'masım istemistir. Mah- keme beyeti; keşif meseles hak- kında sonra karar vermek üzere evvelâ gösterilen şahitlerin celb- lerini muvafık görmüş, muha- “kemeyi, Daşka bir güne buak- mıştır. ! ı : ! urüş yüzünden Barut Kavga çıkar:p Ö-bıçağı nasıl bıçakladı? İkinci Sulhceza Tâkimi Naci Erel müştek ye sordu: — Adın? — Ahmed Özbıçak! Saçluya sordu: — Senin âdin? — Ramz Barut! Okunan evraka göre, Tepe- cikte Ahmed Örzbiçağın, Ramiz Barutta yirmi beş kuruüş âlacağı varımış, stem ç, vermemiş, mü vakaşa Üzerine suçlu Barut, Öz- biçük amış.. âkim suçlüya htap ett: — Anlat bakalım? — 25 Kuruş borcum vardı, başka gün verey m, dedim, Din: lemed. Beni tahiik - elti. Bu iş de oldu! Tahrike karşı bıçak mi kilir? — Osun einde beyaz saplı bir şey vardı dal Hâkim mübaş re em e'ti: — Çağır bakılım şahid De m rdağ ?. İçeriye bir delikanlı g'rdi. Hâkm bünu derhi tanidi: — Sen göçen sere — Tepec"- ğin Acahı. o.dığunu, arsadar şir da Sneklinin peygamberi olduğunu ilâı etmşti. Aliahla peygtinber arasında kuvga çık- miş ve buraya gelm ştiniz, do ğil mi? — Evetl — Bunarn anr mısın? —TAanırım, merkaba, merhaba, işle o kadar. — Anlat bakalım! Şebid görgüye müstenid olâ- rak şeh det ni yaplı. Suçlu mü- dalaa şahidi gösterd... Müdafan hakkına taaliükuna mibui şah dlerin hemen celbi- ne ve hüd senin m ba- rle süçünün — tevkif karar verldi.. Duruşma ba güne talik edildi. Çavuşköy cinayetı Şıhid Zeliha yeni ifşaaita balundu Menenende Çavuşköyünde kocası Necibi, ö d rmekle maz- nün Zelihanın ve suç ortağı Ha- san Çetinin muhakemelerine dün şehtimiz Ağırceza mahke- mesinde devam edilmiştir. Zeliha simdiye kadar suçta âlâkası bu- TJunmadığını — söylemekle — iktifa ettiği halde bu celsede dikkate şayan bir ifade vermiş ve de- miştir ki: — . — Bu cinayeti köy muhtarı Nurullahin bizmetkârı Osman işledi. Bir gün beni kaçırmak için odama kadar girmişti, ko- cam gördü Ve onünlü kavga etti. Katil Osmandır. Mahtar Nuruliah, bu vak'adan evel hiz- metkârı Osmana, çocuklarının yanında: — Böyle şey olmaz. Demiştir, yani adam öldürül. mez demek istem ştir. Bunu Ça- vuşköyünden — bilenler — vardır, onlar çağırısıa, ifadelsri alınsın. Kadınin bu. ifadesi üzerine şabidlerin isimleri tesbit edik miş ve celblerine karar — verik miştir. Mahkeme beyeti, bu şa- hidlerin ifadelerinin Menemen mahkemesi vasttasile alınmasını muvafık . görmüştür. çe Mendebur, şişedeki gibi durmüyor Sabri Kafayı tütsülemiş, O fta'ıgı altüst etmiş Emin oğlu Sabri adında bir Şühis, evelki gece zilzur! hoş olmuş ve Orhaniye maha- lesinde evine gelerek anasinı, Üvey babasımı, araya girenleri dövmüş, sokağa çkarak kendi evlerine taşlar fırlalmış ve Re- ceb adında bir zatın böğrüne de bir taş atmıştır. Nihayet bekç. tarafından karakola geti- rilmişti ıkm B. Neci E el suçluya | sordu: | —— Yaptıklarını beğendin mi? Alkol kullanmış — adam değilim, çok kaçırmışım, affedin? Suçlünün annesi şahid olarak dinlend. Oğ'unun sarhoşluğunu ve üvey babasına karşı yaptığı hakareti, attığı dayağı anlattı. Dayağın serpintilerinden kendi- Süede hisse çıklığını söyledi. B çare ihtyar kadının bu vazi- yetten çok istirap — ve hicab duyduğu “ân aşılıyordu. Hâkim suçluya döndü: — Bu yaptık arından — sıkil: madın mı? —Ne anama, He babama ve ne de başkılarınd BiT gâra- zim yöktür.. Ne yapayım ki, ra- kı beni çıldırtt! — Hesaplı gideydin? — Gi deız:ıfm ,ı!c! Suçlunun oo gün — halii bapsine; ibret ve intibah olmak üze € de hal tevk fine karar ve- rildi.. K vwarın hâk m: — Anaya, babaya hakaret etmenin ve dövmemin ocezasını bu süretle anlarbıa.. —Ç ktıktan sonra, rakının ne süretle — içile- ceğini öğrenmez, tekrar bu gibi hallere tevossül edersen ağır cezalandırılırs n, anladın mı? Dedi. Suçlü cezsevine gön- derildi. Pastshanedeki hâdise Kadıniarın sıhkhi ah. vali tetkik edilecek Konyalı İsmailin Melâhat ve Şadiye adında iki kadınla bir pastahanede otururken, Mehmet Sirn hamında - bir. delikâanlının tefhimini müteakıb astahaneye girdiğini ve kadın- Evdın Melâhatin bu delikanlı- Saglık bahisl!eri Dahili hastalıktı PDr. M. Şevki Kalb hastalıkları ü Tütündeki nikotin — zehri bil- hassa kaib üzerine pek çok bo- zukluklar ve fenalıklar yapmak- tadır. Bunlar, kalb, neles dar- lıkları ve göğüs Aağrıları, çar- pintılar gibi ıstırab verici haller altında inlerler. Çay ve kahvenin fazla içil- tesi dolayısile kalb bozukluk- ları husule gelmektedir. Banlar da ispirtolu içkiler ve tütün gibi, muzır tesirleri kan damar- larına ve kalbe dokundurarak büyük ve ehemmiyetli âfctlere sebeb olmuş o urlar. Hastalıklardan en z'yade ehem- miyete alınacak bilhassa romt- Uzma hastalığıdır. Romatızmada kalb hastalığı pek çok görülür. Bu hastalığı iyi tedavi etmek sağlık noktasından daima göz- önünde bulunduru malıdır. Birçok bastalıklar, bilhâsıa intani bastalıkların pek çoğu, kalbde hasarat ve bozukluklar yaptıkları iç n hastalık esnasında tedav'lerini tam yapmak - icab eder. Bu meyanda kizil yılancık hastalıkları da bilhassa haisi ehemmiyettir. Bundan başka bae mültahasa ı siş tar diyoe d | yoktur. Frengi, daha | dan bir sigara istediğini ve Mehmet Sırrının sigarayı verip yaktığını ve Konyalı İsmailin bundan canı sıkılarak, Mehmet Sırnya küfrettiğini ve elinden ya- raladığını ve meşhuden — duürüş- ması yapılan bu hâdiseden do- layı bayanlarla pastacının şabid olarak — celblerine karar veril: diğini yazmıştık.. Dün durüşmaya - devam edil- miş ve gelen — şahitler dinler miştir. diyenin sözleri işitilmiyordu. ltm sordu: — Senin sesin naden kısık?.. — Üşütmüşüm! Hâk'm Melâüate döndü: — Peki senin boğazın neden sarılı? — Üşütmüşüm! Bu kadınlarda hastalık ihti- mali vzek değildi.. Şehadetlerini bitirdikten sonra, ecümü Mmeş- hud polisine teslim edilen ka- dınlar, emniyet direkiörlüğüne gönerildi. Ve bunların sıhhi ıhvılııuı tetkiki istendi.. Müştekinin son verdiği izahat üzerine, duruşmanın Âsiiyeceza mahbemesinde yapılmak üzere evrakın iddia makamına tevdiine karar vevildi. sit bir anjin ve grib hastalığı, hafif şekli dah: olsa, kalbi şid- detle haslalandırır. İnsanlar böye le soğukalma hastalıklarının grib ve halıf şekillerini daima ayakta geçirmektedirler. Halbuki bit müddet sonra kalblerindeki has» talığın b şladığını ve tedavi ke- bul elmiyecek dereceler. vardı- Jığ gı görürler. Fakat iş işten geçe mş olur. Kalb - hastalıklarının tehlikeli bir kaynağı da İreagi: HĞNUN SEİL ” gı hasarat bedenin bötün örgenlerine musallat olan önemli bir hastalıktır. Ve kalb Bastalı- ğı doğmasının mübim sebeble. rinden biridir. Frengi esasea ıusyıl yaşayışla da ıstırab ve- ren büyük bir âfettir. u gece Başdurakta Sıhhat, Karataşta Habif, Tilkilikte Yeni İzmir, İrgadpazarında Asri, Güzelyerde Af yet eczahaneleri nöbetçidirler. Kaçtı, çaldı, çırptı Fakat nihayet gene yakayı ele verdi Bundan bir müddet evel Kas ramanlı Ali Rıza adında bir şahsın; Bostanlıda misafir kabk dıği arkadaşının eminiyetini suik istimal ederek parasını çaldte gını ve ikinci Sulhcezada dürüşe ması yapılırken, iki defa frara muvaffak olduğunu ve son firas rında Hilâlde bir müecsseseye sit on çuval unu da aşırdığını ve kendısinin şiddetle arandığını yazmıttık, Bu adam bir zamanlar, bir müddet evel hâkim B. Nadi Erele de müracast ederek, Kas ramana gitmek üzere bi'let püs rası çıkışmadığımı söylemiş, hâ- kimin merhametinden bilistifade üç lirayı anp sıvışmıştı. İşlediği suçtan dolayı - ayni hâkime besap vermekte olan bu adam, tekrar yakalanarak İzmire getirilm şür, tekrar kaç: maması için sıkı tertibat alın mıştır. Suçlunun duruşmasına yarın devam edilecektir.