Sehife ? — Bir şairin hikâyeleri Memleketin şiir ve san'at baroketlerini bir az yakından takib edenler Bilirler ki bu hutusta S00 devirlerin —en kuvvetli isazası Cahid Sıtkı Taran- cıdır. Edebiyat âlemine kitab olarak “Ömrümde süküt,, adh eserile atılan; Bodler, Verlen ve Rembodan mülhem olmakla beraber bu eseri ile ken. disine mabsus bir dünya, bir giir dünyasını inşaya başlıyan geaç şair daba sonraki çilrlerile ba kendi şüir dünyasının tekâmülünü daha ileri götür. mektodiz. Şiiri bir ax da eyya ile insan arasındaki münasebetlerin terennümü geklinde anlıyan Ve bunu anlatmağa uğraşan çair son yıl içinde hikâyeler de yazmağa başlamıştır. Bu biküyeler, üzetinde #an'at damgası yaşıyan yazılar tarsında —neçredilmiyor. — Cumhuriyet gazetesinin sütunlarında ancak — yirmi dört saatlik ömre namzet gibi gözüken ve ağır, ciddi, korkunç, endişeli ha. vadislerden kafamı yıpranan, gönlü üzülen, gözleri dumanlanan kariin içi 'yalan vak'amın maklinin feralılığını, kafasına, o havadislerin debşetliği turan bir düşünceyi vörmek istiyen bir meyik ile neşrediliyor gibi... Fakat bu hikâyeler sedece butları aalatsa idi burada kendiindan bahsottiremerdi. Ancak neştedildiği gazetenin aahifelerinde yirmi dört ssat yaşar ve sonra MBuharririnin bir giirinde —“yaşayıb öldüğümü kimseler bilmiyecek,, dediği gibi onların da yazılıb yazılmadığının kimsaler farkıma — varamazdı. — Fakat bu hikâyelerin kül helindeki heyeti umumiyesinde gözüken iki vasıf İmsa- min dikkat nozarım çekeçek kadar kuvvetlidir. Bir kere bü bikâyeler; maharriri bir çalr olmasma ve çülrlerinde içinde yaşadığımız bu madde dünyasının hâdiselerinden gayri, başka bir ülemin terennümünü yapmasına rağmon taraamile realiteyi, şa hicran içinde yaşadığı dünyanın realitesini çiziyor. Bu hikâyeler o kadar hakikidir ki, bir bikâye tekniğinin icab ettirdiği entrikalardan ve gezete hiküyelerinin ekseriya icab ettirdiği bitişen — sürprim- lerden mahrum olmasına rağmec berkes bilhassa © hiküyelerin anlattığı de- kor içinde yapyanları çok skı bir slâka ile yakalıyor. Sonra Cabid Sıtkı, bu hitâyelerinde şimdiye kadar hikâyecilerimize yabancı kalan bir zümrenin bayatını anlatıyor. Bu yazılarda; İstanbulda yaşıyan, münevver faket muhte- Hf vebeblerle veya tahsilini bitirememek dolayısile küçük memuriyetlerde ka- Jan genç ve bekâr adamların İstikbal bekliyen, yaşamaktan baz duymak i- tiyeu temayüllerinin hikâyosi var. Onlar pansiyonlarda geçea yarı selil ve belki tamamile tind bir hayatın muhtelif safhalarının adı değişmedi, fakat gabaiyetin esar çizgileri dalma ayni kalan bir kahramamın hikâyesi şeklinde anlatıyor. Bu zümre bize çimdiyo kadar esaslı bir mevzu teşkil etmemiştir. İlk defa Gahid Sukıdır ki mevzamnu bu sümrenin yaşayışından alıyor. Mauharrir, bikâyelerini bir gasetenin sütualarında yaşamaktaki (fanilikten kauttarır ve onları bir ax daha san'at endişesile yazmağa oğraşırsa edebiyatı. maz yeni bir mevzu sahasımın mahsullerile bir as daha zenginleşir. Bahri Savcı ile yazmış. Bunu arkasına bağlıyarak kala- balık yerlerde gezmeğe — koyul: Arz üzerinde mevcut sinekle- mn;m bedürböyü h â i İ eri e arkalarında K eti MAF ae ÖL üla riğrhelerile lalk” #ralikle Bazı fenni hakikatler! Fransanın “ Fen ve Seyahat , mMecmuasındanı hçını iyi bir yazı ların sikletine aşağı yukarı mü- savidir; yani 130,000,000 tonl 4 Bir litre bal husule getirmek için arıların 25000 kilometre mesafe dahilinde çiçeklere kon- ması lâzım imiş! Sürat Artz üzerinde en büyük sürati elde etmiş adam, İtalyan An- gelosudur. Bu adam 23 Teşri- nievel 1934 de 709 kilometre 208 metre katetmiştir. Bundan evel Alman Bürçer 611 gilometre katetmiştir. Avustralyada hastalık Avustralyada Melburn şeh- rinde korkunç bir çocuk felci gezenlere “Om Sıııdvıç, der- ler, bu şaire de “şair Sandviç, demek İTâzım gelecektir. Görünmez kadın! Fen erbabiını şaşırtan bir hâ- diseden bahsedeceğiz; bu hâdi- se bir fotoğraf hâdisesidir. Dört İngiliz san'atkâr ve sey-' yah, son zamanlarda Seylars adasının ortalarında ve Budist- ler nezdinde çok mukaddes bir mabedi ziyaret etmişler, bu- rada mabed rahibelerinden genç ve çok güzel bir kız görmüş- lerdir. Seyyahların her biri ellerin- deki mükemmel fotoğraf maki- nelerile bu kızın resmini almiş- istilâsı vardır. 6 Kânunusani | lardır. Fakat klişeleri yıkadık- tarihine kadar musab çocukla- | Jarı zaman büyük bir bayret rin adedi 1450 yi bulmuş ve | içnde kalmışlardır; klışelerin dördünde de Mmabedin adeseye gelen kısımları mükemmelen çaıktığı halde, kizin resmi Çik- mamıştır. Dört seyyah, bu kadının gö- YTünmez mahiyette olduğuna hük- metmişler, fakat sebebini bula. mamışlardır. Torbalıda hırsızlık Torbalıda Tepeköyde oturan İzmir memleket hastanesi kasta bakıcılarından Bü. İkbalin evine giren komşusu Zoynep - tarafın- den bazı eşyası çalınmıştır.Zey- 79 zu ölmüştür. Zındanda ölen banker Aslen Ukranyalı ve 50 ya- şında bulunan banger Barmat Brükselde zındanda ölmüştür. Bu adam, Belçikanın mali Klemine epeyce zaman Iılkııı olmuş fakat 30,000,000 frank zimmet ile Peşteye kaçmıştı. Belçika “hükümetinin talebi ile Brüksele iade edilen bu adam nihayet zındanda can ver- miştir. Şairin harikulâdesi! Şairin harikulâdesi,.. Ne de- mektir? Merak ediyorsanız şu “garib; hem de Amerikada değil, Fransada geçmiş çok garib hâ- “diseye bakınız: Fransada, Pariste Jan Turen isimli bir şair vardır. Bu şair, şimdiye kadar cildler dolusu şiir yazmış fakat bunları basa: cak tabi bulamamiştir. Şair, bu kadar emek sarfede- rek vücude getirdiği şiirlerin çok güzel olduğuna emindir; ve Frans z milletinin bu nefis şiir- lerden mahrum — kalmasına razı değ idir. Bunun iç'1 de bir usulbulmuş: Güzel bir kara tahta yaptırmış, | bunua üzün: şinenuden bir nep tutulmuş, adi'yeye verilmiştir. İ_ ——— -0 —— B. Scouler şerefine çay Zziyafeti Şehrimizde bulunan Türkiye- İngiliz ticaret münasebetlerinin inkişafı ve üzümcülüğümüz hak- kında tedkikler yapan Avustu- ralya kuru meyva koopoeratif- leri birliği azasından B. John Seouler şerefine dün akşam şeh- rimiz İngiliz general konsolosu tarafından İzmirpalasta bir çay ziyafeti verilmiştir. Bu ziyafette vali B. Fazlı Güleç, belediye reisi Dr. B. Behçet Uz ile Tür- kofis müdüru B. Cemal Ziya Ardal ve İktsad Vekâleti — teş: kilâtı şefleri, bazı ihracatçıları- miz bulunmuşlardır. Limanımızın ihracatı Ticaret odası bir is. tatistik hazırladı 26/12/937 tarihinden 1/1/938 tarihine kadar bir hafta içinde İzmir Tlimanından yapılan ihra- cata dair bir istatistik huzırlan- mıştır. İzmir Ticaret odasının hazır- ladığı bu istatistiğe göre, mez- kür halta içinde limanımızdan dış memleketler limanına 157,06 ton üzüm, 261,6 ton incir, 10,7 pamuk, —431,3 ton palamut, 798,3 ton arpa, 514,9 ton bakla, 25,1 ton nohut, 15,2 ton kum- darı, 20 ton susam, 101,6 ton küsbe, yarım ton şamfıstığı, 3 ton badem, 145,9 ton palamut hulâsası, 39 ton defne yaprağı, 123,2 ton miyankökü, 1290 ton tütün, 1,4 ton halı ihraç edif miştir. İngilizsan'atları fuarı İngilterenin Londra ve Bir- mingam şehirlerinde 21 Şubat 1938 tarihinde açılacak olan (İngiliz San'atları 1938 Fuarı)nın açılacağı şehrimiz Ticaret Oda- sına bildirilmiştir. Fuarı ziyaret etmek istiyenlere meccani vize verileceği ve yüzde 33,5 nisbe- tinde tenzilât yapılacağı da ha- ber verilmiştir. Kanazlizasyon Belediye daimi encümeni dün öğleden sonra toplanmış, yu- karı mahallelerde bazı sokakla- rın kanalizasyon inşaatını müte- ahhidlere ihale etmiştir. Alâkamız Yoktur.. (Ege Tecim ve Endüstri Kıla- vuzu) adile — çıkarılan ktapla Anadolu güzete ve müessese- » sinin maddi ve manevi hiç bir alâkası olmadığını gördüğümüz lüzum üzer.ne Nldııirıı. — ANADOLU Şehir dahili haberleri üzamcülağamd: Çeşmede arazi tahririnde yapılan hatalar.. Bir tarla; dört beş parça ve muhte- lif Rimselere aid olarak gösterilmiş! Vilâyetin derhal tedbir alması beklenmektedir. Çeşme, (Hususi) — Vilâyetin her tarafında olduğu gibi, Çeş- me kazası dahilinde de arazi tahriri yapılmakta ve bu iş ni hayete gelmiş bulunmaktadır. Arazi tahriri merkezden baş« ladığı sıralarda iyi bir şekilde devam etmiş, bilâhare komis- yon reisinin bir kaç defa teb- dili, işlerin genişlemesi karışık- lıkları mucib olmuştur. O kadar ki; Alaçatı nahiyesi ile civar köylerde bir tarla, dört, hatta beş tarla olarak; bir şah- sa aid beş tarla da, 10-15 parça olarak gösterilmiştir. Tahrirdeki bu karışıklık yal- niz tarla adetleri üzerinde kal- mamış, bu tarlaların sahibleri de tamamen değişmiştir. Tah- rirden sonra keyfiyet arazi sa- hiblerine bildirilmediğinden, teb- ligat evraki da şurada burada kaldığından, iş içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bu vaziyeti tevlid eden se- bebler şunlardır: 1 — Komisyonun, yevmiye- letini doldurmak için günde asgari SÜ parça arazi tahriri mecburiyetinde bulunması. 2 — Tarlaları birer birer do- Feci bir kaza İ|Bayan Melek ta- raçayı temizlerken Taşmayıp, bir tepe üzerinden gördükleri araziyi kaleme alma- ları, Günde elli parça tarlayı ayrı ayrı döolaşmak, komisyon için imkânsız görülmüş ve azalar dâ bunun kolay tarafını bulmuşlar dır. Yukarıda kaydeyled ğimiz veçhile bir tepe üzerinden arazi tahriri.. Komisyon azaları — tarlalara hâkim tepelere çıkıyorlar. ve buradan işlerini rasgele görü- yorlar, mevcud kayıdları da ka- rıştırıyorlar. Kazada ârazi işleri on scno gibi uzun bir zamanda güçlükle kısmen olsun taüzim edilmişti. Şimdi iss yen: tahrir ile 20 senede düzeltilemiyecek bir hale gelmiştir. Gelecek yıl arazi - vergileri yeni tahrir üzerinden tahsil olunacaktır. Ve o zaman vaz- yet bütün çıplaklığile ortaya çıkacak, fakat iş işten geçmiş bulunacaktır. Vilâyet bu vaziyetin —ıslahi için şimdiden bir çare düşün melidir; çünkü her geçen gün karışıklığın — artmasını — mucib olmaktadır. Dün sabah İkiçeşmelikte feci bir kaza olmuştur. Altmış ya- şında Bayan Melek evinde te- mizlik yaparken taraçaya çıkmış, orasını temizlemek için faaliyete geçmiştir. Zavallı kadın taraçayı temizlemeğe çalışırken muvaze- nesini kaybetmiş, beş melre yüksekten evin avlusuna düşmüş ve başı bir taşa rastlıyarak ya- ralanmıştır. Vak'ayı gören küçük bir kız, koşarak karakola haber vermiş, Bayan Meleğin tütün mağazasında çalışan genç oğlu 'da vak'adan haberdar edilmiş. tir. İhtiyar kadıncağız, sıhhi im- dat otomobilile kaldırıldığı mem- leket hastanesinde üç sâat sonra ölmüştür. Yapılan muayenesinde başındaki damarlardan - birinin düşme neticesi çatlıyarak dıma- ğını kana boğduğu ve ölümüne İlâveten: Tekmil Proğram bugün Beş metre yüksekten düştü, ya- ralandı ve hastanede öldü. Hayvan idhalâtı Yuposlavya hükümeti bozı tedbirler aldı Yugoslavyaya idhal edilecek canlı hayvan ve hayvan madde- leri hakkında Yugoslavya hü- kümeti bazı kararlar — almıştır. Şehrimiz Türkofis müdürlüğüne gelen bu karara göre Belçika, Danimarka, Hollıııdı.thrınıı. Tür ve İsvi. ŞĞN Ci gn tiren hayvanlar Yıdhılltıııı ve transitine karşı — Yu, kümetince mııdık'i“l uT alınmıştır: 1 — Bu kabil hayvanların Yu 8) idhali ve bu Mlıbıuvı:. transit olarak ge- oHlıııi menedilmiştir. 2 — Bu kabil hayvanlardan istihsal olunan taze veya kuru sebebiyet verdiği anlaşılmıştır. | her türlü iptidat ve mamul Hiç bir filme nasib olmıyan bütün güzellikleri nefsinde toplıyan Bakir Delikanlı GARY COOPER AYRıCca: Sözde Kızlar MARIE BELLin şahane filmi PARAMOUNT JURNAL Tayyarede Seanslar ; 1 den itibaren başlar in yarattığı Roller candan alkışlanıyor 4 gn GÜĞÜ l4 Budapeşte Konferansı — Başı İ inci sahifede — hemen bemea hiç bir temilat geç memiş, bütün iltiletlar, bütün teber sümler hop Macaristana ibgal edilmiştir. Buna rağmea konlerans gene boş geçmiyecek, iyi kötü. bir netice verecektir. Romadan Peş- teye tebliğ mah yetinde verilmiş olduğu temin edilen üç nokta - Macaristan ve Avusturyanın Roma-Berlin mihverine — iltihak etmeleri, Franko hükümetini resmen tanımaları ve hılyının çekilmesinden sonra — Milletler Cemiyetinin — cihanşümul ehem- miyetini kaybetmekte olduğunu bildiren bir beyanname neşret- meleri - tamamile tahakkuk et- mese bile sadece Franko hükü: metinin tanınmâası yibi nazari bir netice vermek ihtimali vardır. Bize kalırsa konleransın en mühim mevzuunu Macaristan ile Yugoslavya ve Romanyanın ara- sını bulmak hususunda geçeceği şüphesiz olan müzakereler teşkil edecektir. Yügoslavyanın öteden beri Macaristan ile olan bütün ihtilâflarını halletmeğe taraftar olduğu, hatta bu hususta epeyce zamandanberi iki hükümet ara- sında müzakerelere bile başlare dığı malümdür. Yügoslavya ile İtalya arasında geçen sene ime zalanan dostluk misakından son- ra İtalyanın da dostane tavassut ve delâleti ile bu müzakerelerin daha kolay bir mecraya girdi- gine şüphe edilemez. Diğer tar raftan Romanyada vukubulan son bBükümet tebeddülü ile si- yasi havanın kısımen - değiştiği ve orada da Macarıstan ile uyuş mak temayülleri uyandığı mae lümdür. Bu itibarla Budapeşte konferansının bu vatiyetlere lâ- kayt kalması, müzakere ve itilâf imkânlarını arltıracak yeni şart- lar tezekkür yetakerrürertirmes mesi hemen hemen im<ânsızdır. Fikrimizce konferansın yegâne müsbet işi de bundan ibaret olacaktır. Bay Hitlerin Roma seyahati Berlin- Roma mihveri her millete açıkmış Berlin, 11 (Radyo) — Frank- furte-Çaytung — gazetesi, B. Hit ierin Roma seyahatinden bahisle uzun bir makale yazmış ve Ak man devlet reisinin, İtalya kralı tarafından kabul edileceğini, B. Hitler ile B. Mussolini arasında vükubulacak konuşmaların, hiç bir devlet Aaleyhine - olmıyaca- gını, Berlin - Roma mihverinin, diğer devletler için de açık bur lunduğunu kaydeylemiştir. Berlin, 11 ( Radyo ) — Bay Hitler, İlkbaharda mayısin 9 uoda Romaya gidecektir. Bu seyahat, tamamen resmidir. B. Hitler, het devlet reisi ve hem de Başvekil sılatile — seyahat edecektir. B. Hitlerin, , Vatikana gidip gitmiyeceği henüz belli değildir. AARMMELRDT AAA HUD AT LALE ASN maddelerden bu hayvanlara aid sakatat, saman, ot vesair hay- wan yapağılarının Yugoslavyaya idhali menedilmiştir. 3 — Sütten mamul madde- lerle erimiş içyağı bu memnui- yetten hariçtir. 4 — Eşyanın ambalâjında ot ve samanlar muvasalat ye- rine gelir gelmez yakılmak şar« tile idhâl edilebilir. 5 — Muvaredatı bu hüküm- lere tâbi: olan memleketlerin Birinden dönen mevsimlik ziraat işçileri ancak — beraberlerinde bulunan yiyeceklerile ayakkap- ları ve âletleri dazsafekte edilk dk'en zonra m:mleket dahiline de yollarma devam edebi.irler. Rânunuşani