11 Ocak 1938 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4

11 Ocak 1938 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANADOLU yın pencerelerinden İstanbulu seyrediyordu — Kasım Efendi Bu ses, o zabitin sesiydi. — Efendim! — Haydi bakalım kalk, ge çirecek vaktimiz yok! Defterdar kalkti ve karşsn- dakileri takib etti.. .. Sabahleyin Yahudi tabibi pa- dişahın huzuruna girmişti. Padi- şah etrafındakilere baktı. Bu nazarlarda: — Bizi bir az yalnız bırakı- nız! Şeklinde serd bir ifade be- lirdi. Bir dakika sonra sultan Selimle Yahudi tabip odada yalnız kalmışlardı.. Beş dıkika sonra ise Yahudi tabip buzurdan çıkıp gitmişti.. Padişahla Yahudi tabip arae- sında ne konuşulmuştu ve neye da'rdı? Bunu kimse anlıyamadı, tarih onu İâyıkile tesbit ede medi,, ... Yirmi dakika sonra, hazinedar gece yarısı zındandan çıkarıp bir araba ile götüren zabit, pa- d şaha kısa kısa malümat veri- yordu. — Her şey bitti padişahım! Hızineler?. Alındı.. Fidye* necat?. Evde.. — Ne yaptınız?. — Hepsini buraya naklettir- dim.. Padişah gülümsedi: — Altferinl.. Ben becerikli in- sanlardan — hoşlanırım. Terfi ve tâlt.fin de yakındır.. D Aradan bir kaç gün geçmişti. Beyazıt; eski sarayın pencerele. rinden İstanbulu seyrediyor, bazı insanların saray önünden geçer- ken başlarını yukarıya kaldira- rak gülüştüklerini fark ediyordu. — Gözelim İstanbul, nihayet sen de benim gözümde bu gün bir viraneden başka nesin?. Beyazıt; şimdi her şeye hak veriyordu: — Evet, hayatı sevmekliğim İstanbulu, insanları ve her şeyi sevmekliğim, ancak ikbalimin mevcudiyetile mümkün - olabili- yormuş.. Şimdi bu hayatın ne lezzeti kaldı?.. Minarelerden ge- len sesler, meraretimi, melâlimi artırıyor. Artık İstanbulu terketme- liyiml.. Sultan Beyazıd, burada sanki menfada imiş gibi yaşıyordu. O gün; derhal Sultan Selime bir mektub yazdı: — Bir kında iki bıçak bu- lunmaz. Ben iradeniz olursa Di- metokayâ gideceğim. Selim, bu mektubu aldıktan ANADOLU Günlük siyasal — gazete Tabib ve Baçın Haydar Rüşdü ÖKTEM Umuml neşriyat ve yazı işleri müdü a: Hamdi Nüzhet ÇANÇAR — İDAREHANESİ İzmir İkinci Beyler sokağı C.Halk Partisi binet içinde Telgrafi İsmir — ANADOLU Telefon: 2776 » Posta kutusu: 405 Abone şeraiti Yıllığı 1400, alta aylığı 800 kuaruştur Yabancı memleketler için — venelik abane ücreti 27 hiradır — ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Yazan: M. Ayhan - bir az sonra, zatışahaneye mah- sus arabaya bindi ve eski sâ- raya gitti. Yeni Padişah; baba- sına hürmette, riayette hiç ku- sur etm'yor gibiydi. Babasının huzuruna gidince iğildi ve elini öptü. Bir sedir üzerinde karşı kar- şya oturmuşlardı. Beyazıd ba- şını eğdiz — Ey gözlerimin nu u; mas- lahatın icabı şudur ki, ben ar- tık İstanbulu terkedib — gitme i- yim. Ben'im için en iyi yer, en sakin hayat geçirebileceğim ma- hal, Dmetokadır. Sen, burada devlet ve ikbal ile kal, Senin hıııııı!iıl bana arkadaş, senin duan bana rehber olur. Ben de son günlerimi orada geçireyim. Bu Suretle sen de şüpheden üz>de ve her şeyden emin ola- rak mülk ve milletin işlerine bakarsın! Selim, cevab verdi: — Peki peder m; bu seyaha- tinize muvafakat ediyorum. Ne isterseniz, ne maksudunuz olursa hepsi yapılacaktır. Bundan em n olunuz. Köşenizde huzur ve sü- künla vakit geçrir. ve muvafla- kiyetim için dux edersinizl. — Yalnız bir iştirhamım da- ha varl — Buyurunl. — Bana Rumeli Beylerbeyi Yunus paşa ile — Hazinedarım Kasım ef>ndiyi terfik edin. Mü- saade buyurun da onlar da be- nimle beraber gelsinler. Cünkü onlar benim h ssyatımın aşinası, kalb min enisidirler. Bu suretle sayei şahanenizde yalnız kalmış olmam. Oala-ın sohbeti ile, hu- zuru ile görlümü avulurum. Za- ten artık bundan — sonraki işti- galim ne olacak? Selim, buna da muvafakat elti, — Olur, ediyorum. — O halde yarından tezi yok! Derhal veda etmek isterim. — Arzettiğim gibi, maksudu- nuz ne ise olacaktır. Beyızmıd, dudaklarının arasın- dan mrıdanarak duüa etti: — Allah devlet ve haşmetini arttırsın! Eski Sultan bir an evel Det- terdar Kasım efendiyi görmek istiyordu. — Ne oldu? -diyordu- niçin görünmedi?. “Haz nelerimi ae yaptı? Öyle ya, oğlum Se'im hazinelerime — dokünm yacağını söylemişti. Buna mukabil, Selim de şöyle düşünüyordu: — Eğer tahta çıkmasaydım ve yalnız saltanat varisi olarak tayin ile iktila ve Semendireye avdet etseydim, otakdirde ba- bamın haz'nelerine dokunmuya- caktım.. Fakat mademki padi- şah oldum. O şekle göre tash- hüdüm yok, demektir. Bakalım, Kasım efendi herşeyini anlatın- ca babam ne yapacak? Sultan Selim, saraya avdet edince derhal irade çıkmıştı: Yunus paşa ile defterdar Ka sım eflendiyi eski saraya gön- dertti. Beyazıd, Hazinedar efen- di ile içli, dışlı pek teklifsizdi. Çünkü padişahın bütün esrarı ve hazineleri, yıllarca onun elim de durmuştü. Kasım elendi eski saraya gi rince merdivenleri süratle çıktı; — Bu haber zavallı sultanın ona da müsaade başına yıldırım gibi inecek am- ma ne yapayım?.. Nihayet işte, eski padişahın huzorunda idi, Beyazıd onu gö- rünce gülerek bağırdı: — Kasım!.. Kasım sen nere- desin?.. Nerede kaldın?.. Beni bu kadar çabuk nasıl unuttun?. — Adman padiş sbım, kulunuz, zatı şehriyarilerini nasıl unutur?. Beyizid, kulaklarını tıkadı: — Sus, susl, Bana, öyle pa- dişahım diye hitap etme; tees- sürümü artırır, ölümümü tacil edersin.. Hazinedar, derin derin çekti: — S'zbenim velinimetimsiniz, benim padişahım sizdiniz. ve sz kalacaksınız. — Eksik olma, Allah mura- dını versin; şimdi söyle baka- hm, hazinelerimden ne haber? — Hazineler mi?. Ah padi- şabım, abl.. B. yazıd, yerinden fırladı, eski ihtiyar emektarını bileklerinden yakaladı, gözlerinin bebeklerine bakarak bağırdı: — Ne oldu?. Söyle, hazine- lerime bir şey mi oldu?,. Hazinedar efendi susuyordu: — Söylesene be bunakl, Kasım efendi kekeledi: — Hepsini de - zaptettiler padişahıml.. Beyazıd bir sedire yıkıldı: — Servetim.. Servetim.. Yıl- larca — dişimden, — tırnağ'mdan artırarak bir ktirdiğim servetim gitti.. Söyle Kasım, bunu niçin vaktinde haber vermedin?.. Hazinedar acı acı güldü. Sonu var - irrana . Kanlı gömlek Göm ekteki ,ırt:klar neden olmüş? Urlada Özbek köyünde Şevki oğlu Ahmetdi öldüren Süleyman oğu Haşimin — muhakemesine dün ağrcezada devam edilmiş- tır. Haşim mahkemede - evelce verdiği ifadesinde kavga eshna- sında Ahmedin bıçakla kendi- sine hücim ettiğini, arksındaki gömleğin bıçaktan parçalandı- ğını söylemiş, bu gömleği meh- kemeye verm şti. Dünkü muha- keme eesesnde bu kanlı ve yrük gömleği muayene eden örücü B. Kâmil dinlenmiş ve demiştir ki: — Sağ kolun altında bulunan yırlık elle çekmek suretile, diğer yırtıklar da sürtünme suretle olmuştur. Bunların bıçak kesi- ginden hasıl olduğu hakkındaki iddia doğru değildir. Şahit Bay Necati ve Bayan Mükerrem gelmemişlerdi. Onla- rın da celplerine karar verilmiş ve muhakeme başka bir güne bırakılmıştır. Buca cinayeti Bucada Girltli B. Hamidi öl- dürmekten maznun firncı B. Demir Alinin muhakemesine dün Ağırcezada devam edilmiştir. Bu celsede müddeiumumi dava evrakını tetkik ettiğini, bazı şa- hitlerin ifadelerinde mübayenet gördüğünü söylemiş, bunların tekrar dinlenmelerini istemiştir. Mahkemece, bu dilek kabul edilmiş, kavga ve cinayete se- bep olan arsa ve luyunun da kime ait olduğunun Milli Emlâk mü ğünden sorulmasına ka- rar verlerek, muha"eme başka bir güne bırakılmıştır. içini Bahribaba parkında Salamo- aun parasını ve kol gasbetmekle —maznün oğlu kör Kâmilin saatini İbrahim mübakeme- kemesinde devam — edilmiştir. Şabit sıfatile dinlenen Halil oğlu Mustafa vak'ayışöyle anlatmştır: — Bir gün hapshane binası kârşısında dükkâünnın , önünde oturuyordum. — Salamonla kör Kâmil geldiler, dükkânımın önün- de bir müddet konuştular. Ne konuştuklarını bilmiyorüm. Sonra Babribaba parkına doğru gitti- ler. Aradan bir saat geçti, Ya- hudi oğlu ağlıyarak - dükkânın önüne geldi. Beledîyî tahsildarının muhakemesi. —— — Davanın kararı bu gün verilecektir.. İhtilâstan maznun eski bele- diye tahsildarı Niyazinin duruş- masına, dün de şehrimiz Ağır- ceza mahkemesinde devam edilk- miştir. Malüm olduğu üzere Bay Ni- yazi, şunun bunun parasını zim- metine geçirmekle maznundur. Bu duruşmada, suçlunun avu- katı Bay Ahmet Remzi dem ş- tir ki — Benim müekkilim, böyle bir ihtilâsa sebep olmamıştır. Çünkü, Santo Roso deniten adarmdan alınan para ile, şahit- lerin söyledikleri lâflar arasın- daki gayet bariz mübayenetlerin nazara alınmasını rica ederim.. Bu davanın kararı bu gün verilecektir. Çavuşköy cina- yeti davası Karısı ve âşıkı ta- rarfından öldü- rülen ihtiyar Mesemenin ' Çavaş köyüüde Bulgaristanlı Necibi öldürmekle maznun Hasan Çetin ile karısı Zelihanın muhakemelerine dün şehrimiz ÂAğırceza mahkemesin- de devam edilmiştir. Goğeç Aanlakaaın onlarsinde maktul Necibe ait kanlı sopa İstanbulda ap işleri mecli- sine gönderilmiş ve sopadaki kanın tahliline lüzum gösteri- mişti. Dünkü mahkeme celse- sinde gelen rapor okunmuştur. Vapurda, sopa üzerindeki kan az olduğu için insan kanımı, hayvan kanımı olduğunun an- laşılmasına imkân bulunmadığı bildiriliyordu. Maznun Hasan Çetinin mü- dafaa şahitleri de bunların Me- nemen mahkemesi vasıtasile ve ifadeleri istinabe suretile alın- mak için Menemene talimat ya- zılmasına karar verilmiş, muha- keme, başka güne bırakılmıştır. Kanalizasyon işleri Belediye reisi Dr. Bay Behçet Uz, dün Değirmendağı — mahal- lesinde yeni yapılmakta olan kanalizasyon tesis&tını ve Eşref- pâşa pazarını teliş etmiştir. Tal ' |ahKemelerde Bahribaba parkında soyulan Salamon. Kör Kâmil, gasbettiği saati ko- luna takmış ve gazinoya gitmiş. sinc dün şehrim'z Ağırceza mah-| — Na oldun? dedim. — Kâmil parkta seksen ku- ruş paramı ve kol saatimi aldı, dedi. Bende zabıtaya haber vermesini söyled m. O gece Park gazinosuna git- mştim. Yahudi oğlu yine yanı- ma geldi. — Kiâml bak, benim takmış. Paktım, hakikaten saat ko- lunda idi. Sonra Yahudi gidib polise haber vermiş. Bazı şahitler gelmemişlerdi, onların celbi için muhakeme talik edilmiştir. Sabıkalı Sarsak mahkemede .. Bütün kabahatlerini kabul ediyor Dün ikinci sulhceza mahke- mesine getirilen mevcudlu bir şahsa hâkim sordu: — Soyadın? — Sarsak! — Pekâlâ., Sarsaklığın itiba- rile yaptıkların nedir? — Doğral Bütün kâğıtlar okundu. Ya- man bir sabıkalı olduğu anlaşı- hyardu.., ' Hâkim: — Tanınmış bir adam oldu- ğun anlaşılıyor? — Bayım.. Ben sabıkalıyım.. Çok rica ederim, Bbana verece- gn cezanın hesabını yap.. Ne aşağı indir, ne de yukarıya çıkar! Şahitlerin — celplerine — karar verilerek duruşma başka güne bırakıldı, Borsa 10-1-938 Uzüm satışları Alıcı MA 391 İnhisar ida. — 6 $0 312 Ü. Kutumu 12 75 76 Jiro ve şüre, 17 79 M. Beşkçi — 13 25 35 Albayrak 12 25 26 Vitel 13 75 25 Akseki Ban. 13 50 9 E. Coral 14 125 953 Yekün 198138,5 Eski satış şurada saati de oturuyor, koluna )199091,5 Umum yekün İncir satışları Ç. Alcı KS 16 M. J. Tar. 6 23662 Eski satış 123678 Umum yekün Zeytinyağı satışları Kilo — Aha KS 'KS, 000 A. Lafont 29 5S0 29 Piyasa Hiatleri 10-1-938 çekirdeksiz üzüm orr ta Hiatleri: 12 13 15 15 S0 00 75 00 17 25 22 00 Zahire satışları 63 B. Pamuk S01 Ken. Pala, 275 35 50 37 509 Had mafsal Romatizması.. Romalizma hasi guğun büyük gibi, rutul bir ilişiği Çok islanmak zaman tesiri altında larda bu hastalık çok defa görülmektedir. Bazı san'at <er- babında da ( arabacilik, çama- şırcılık, gemicilik gibi işlerle meşgul olanlarda ) Romatizma hastalığı çok görülmektedir. Bu hastalığa bir defa yakalananlar, artık vücudlerinde buna karşı bir kabiliyet ve istidat busule gel. diği için, daima hüks yapmak. tadır. Bu hastalık her yaşta görü. nürse de en ziyade on beş, otuz beş yaşlar arasındakilerde çok olur. Mütedil memleketlere de, diğer memleketlerden ziyade müşahede edilmektedir. Bu has. talıkta kat'i bir âmil henüz bu- lunamamış gibidir. Bunun mik- roplarının vücude Büdemcikler. den girmesi ihtimali vardır. Bu hastalığa — müptelâ — olanlarda ateş yüksektir. Oynak yerleri şişmeğe ve ağrımağa başlar. Bazılarında şiddetli şekillerde olur. Bazan haff şekiller de görülebilir. Bir mafsaldan diğer mafsala sıçrar gibi hemen bü. tün mafsalları H#&g_gm' İn 'Dulünür'”BUnA Tatulanlar Kimit dıyamazlar, ağrılar içinde kıw ranır, dururlar. Bunların terleri de ekşi kokar. Bu hastalıkta en ziyade kalb zayıflığı ve hasta- lığı görülmektedir ki bu, hastanın hayatını tehlikeye koymüş olur. Korunmak için soğuktan mü- hafaza olmak, hava cereyanında bulunmaktan çekinmek, bılhassa terli iken Soğuğa ve rüzgâra maruz kalınamak lâzımdır. Ş nu da bilmelidir ki, koşmak gibi şiddetli adale hareketleri vücuc n kızışmasını ve terleme- sini mucib olan hallerden sonra birdenbire durmamak, hafif ha. reketler yapmak, vücudü kürut. mak ve alıştırmak, çamaşır de- giştirmek gibi tedbirlere riayet etmek içab eder, INa'betçi ec;ar'.,,.ıg!.»fı Bu gece Kemeraltında Şifa, Kafantina” da B. Eşref, Kemerde Kamer, Alsancakta B. Ahmed — Lütfi, Eşrefpaşada Eşrefpaşa cczala- neleri nöbetçidirler. Kız kaçırma Bornovanın Eğridere köyünde İbrahim kızı 14 yaşında Ayşe Kabakçıyı ayni köyden Ahmet oğlu Ahmet Yayla — kaçırmıştır. Zabıtaca aranıyor, bulunan-

Bu sayıdan diğer sayfalar: