19 Aralık 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7

19 Aralık 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sabile ? Fransız Haricî);e Nazırı P;ag;larirayrıi;lı Çekoslovakya Federal bir hükümet mev- zuu olmiyacaktır M. Ivon Delbos, Prag temasları et- ratında müttefik devletlerin elçile- rine izahat vermiştir Pragdan bi r görünüş Prag 18 (A.A.) — Salâhiyet- tar bir membadan bildirildiğine göre, B. Benes dün öğleden sonra — Delbosa — Çekoslovak hükümetinin Alman - Çekoslovak münasebetlerindeki — gerginliği izale etmek maksadile Alman ekalliyetleri meselesinin — halli için lâzım gelen tedbirleri haz etmeğe hazır bulunduğunu söylemiştir. TBühnünla beraber bu hususta Çekoslovak hükümeti aşağıdaki şartları koymaktadır: 1 — Çekoslovakya devletinin birliği muhafaza edilecektir. Bir federal devlet teşkili mevzuu bahsolamaz. 2 — Çekoslovakya hükümeti memleketin dahili işleri çerçe- vesi içinde tam bir istiklâl ve hâkimiyetle kararlar ittihaz ede- cektir. Prag, 18 (Radyo) — B. İvon Delbos dün gece Fransız sefa- rethanesinde Yugoslavya, Fransa, Romanya, İngiltere ve Sovyet Rusyanın Prag elçilerini kabul etmiş, Çekoslovakya ricalile yap- tığı görüşmeler etrafında kendi- lerine izahat vermiştir. Gece şerefine verilen ziyafette Reisicumhur B. Benes ve Baş- vekil Milan Hodza da bulun: muşlardır. Prag, 18 (Radyo)— Reisicum- hur B. Benes ile Fransa Hari- Dilimize çeviren: Şükrü Kaya ciye Nazırı B. Delbos arasın- daki mülâkat saat 13,30 dan 16,30 a kadar devam etmiştir. B. Benes Alman ekalliyetleri meselesinin halli için Fransanın teşebbüste bulunmasını istemiş ve Çeklerin bu meselenin mus- lihane bir surette halledilmesini arzu etmekte olduğunu bildir miştir. B. Beneş bu meselede Yu- goslavyanın bilhessa şu iki Şarz tının daima göz önünde tutul- ması lânmgeleceğini de ilâve eylemiştir. Bu şartlar şunlardır: 1 — Çekoslovak devletinin birliği muhafaza edilecek. Fede- ral hükümet mevzuu bahsedil- m yecektir. 2 — Çekoslovak hükümeti, dahili işlerinde tam bir - istiklâl ile kararlar ittihaz edecektir. B. Delbos, Almanyadan - ge- çerken yapacağı temasları an- latınış ve Alman - Çek anlaşma: sına onların da taraftar oldukla- rıni beyan etmiştir. İrlanda - İtalya Londra, 17 (A.A) — Daily Mail gazetesinin — bildirdiğine göre, İrlanda İtalya kralı ve Ha- beşistan imparatoru nezdine bir fevkalâde murahhas göndermek tasavvurundadır. Dö Valera bu tasavvuru Al- tıncı Jorja bildirmiştir. SİPSKO Yazan: Hanri Bero —i Hulâsa bir ikindi vakti endi- gimiz “Rosel, otelinde hanım ansızın kocasile birlikte oturduk- ları daireye giriverince gözleri hiç beklemediği ve çarçabuk silindiği —unutulmasına imkân olmıyan bir manzara karşısında kalır: Artık — manzaranın - bilâhare aldığı şekilleri görmeğe ehem- miyet bile vermez. Kouıınuı arkadan görünüşü şöyle imiş: Güya kocası hizmetçinin üze- rine yaslanmış, sivah ipek çoraplı iki ince bacak ve onun nihaye- tinde de çorap bağıyle sıkışmış pembe bir et parçası, bir şey değil küçük bir bud parçası görünüvermiş! Bu manzara kendisini altüst etmeğe kâfi gelmiş, derhal sarı mermer merdivenleri ikişer üçer inmiş ve kışlık bahçeye kadar gelmiş. Kulunuzun olan biten- lerden haberim yok. Her günkü işlerimle, resimli gazetelere bak- makla meşguldüm. Madam geldi karşımdaki koltuğa yığılıverdi. — Ah; Şişkocuğum ah diye inledi. Ve sözünü bitirmeden hıçkıra ANADOLU İ!a!yân ve asi gemiler bir arada görüldü Iİngiltere diplomatları ara- sında münal_<aşa|ar çıktı Bir Fransız gemisi, bir harp ge- misinin taarruzuna uğramış General Franko Londra, 18 ( Radyo) — İşçi partisi reisi B. Atleyin İspanya seyahati etrafındaki münakaşalar bir kaç işçi mebusun İıpınyıyı seyahat etmek arzusunda olduk. larını bildirmeleri üzerine yeni- den alev'enmiştir. Nuhfazakâr parti, Atleyin se: yahati aleyhinde bir karar su- reti kabul etmiş, Başvekil Çem: berlayn bunu imzalamamıştır. Bahriye Lordu Duf Doper, hususi bir toplantıda; bir nutuk irad ederek Atleyin İspanya seyahatine temas etmiş ve işçi liderinin teşci eden sözlerinin İspanyaya top, mitralyöz gön- dermek suretile yardımdan çok daha fazla müessir olduğunu beyan etmiştir. Paney hâdisesi kapanmış Bu sözler ve diğer mebusların seyahat kararları, hâdiselerin türlü türlü tefsirine yol açmıştır. İspanyaya gidecek mebuslar bir beyanname neşrederek, ademi müdahale siyasetini ihlâl etme- meği taahhüd edeceklerdir. Cebelüttarık, 18 (Radyo) — Fransız Sidney yük gemisi taar- ruza uğramamıştır. Meçhal bir harb gemisi telsizle kendisinden bazı şeyler sormuştur. Gemi yo- luna devam etmektedir. Barselon, 18 (Radyo) — Milli Müdafaa Nezareti tebliğ ediyor: * Alikarnasta karaya inen bir Fransız filosu, Alikarnas- açıkla- rında İtalyan harb gemileri ile asi gemilerin bir arada bulun- duklarını görmüşlerdir. Tayyare- ciler, bu gemilerin yanyana bir vaziyette durduklarını - söylemiş- lerdir. İtalyan ve asi gemileri arasında daimi irtibat mevcud olduğu bildirilmektedir. Tanca, 17 (A.A.) — Sidney adındaki Fransız vapurundan alınan bir telsiz vapurun Cebe- lüttarık açıklarında bu sabah bir harb gemisinin taarruzuna uğra- mış — olduğu - bildirilmektedir. Sidney vapuru Ceutaya sığın- mıştır. Vapur bir İngiliz torpito- sunun yardımını istemiştir- nazarile bakılamaz! Amerika, bizzat Japon imparatoru tarafından teminat Şanghay, 18 (Radyo)—Royter Ajansı muhabiri bildiriyor: Ja- pon askeri makamları, (Paney) topçekeri batmadan yakınındakı Japon harb gemileri tatafından mitralyöz ateşine tutulduğu hak- kındaki habürler üzerine yeniden tahkikata başlamışlardır. Şimdiye kadar (Pane y) Ameri: kan gemisine bu şekilde ateş açıldığı hakkındaki Haberi Ja- pon makamları tekzib etmekte idiler. Vaş'ngton, 18 (Radyo) —Ame- fika efkârı umumiyesi, Paney gemisinin, Japorlar tarafından kasden batırıldığı — hakkındaki reisicumhur. B. Ruzvelt ile Ha- riciye Nazırı B. Hulun kanaatine ıı ak etmektedir. Şimdiye ka- dar Japonyanın bu — hareketi karşısında hiç bir şey yapılma- ması noktai nazarında bulunan muha'if mahfeller bile susmuşlar ve hücumlarını Lesmişlerdir. ' hıiçgıra oğlamağa başıadı. Herkes şaşırmış bize bakıyor- du. İngiliz ahlâk ve âdatımı bilirsiniz yal Onlar böyle hari tezahürlerden hoşlanmazlar. Sıkı- br gibi oldum. Hiç olmazsa kocası bari imdadıma gelse. Neredel Her şeyi hallederim diye muhakkak bana güvenmiş olacak; bu hale getirdiği ve nihayet sahibi olduğu şu kadın- cağızı gelip Aaramıyordu - bile? Aklınca şişman ve binaenaleyh tehlikesiz bir adam olmak hay- siyetile kadının hiddetini yatış- tıracaktım. Ortada çekinecek bir şey olmadığı için hakaret gören kadın da bana ilticada bir mah- zur görmüyordu. — Sabırsızlanmayın neticeyi bekleyin! Dünyada hiç kimsenin hatı- rasında yer tutmıyacak olan 10 eylül 1920 tarihi benim için pek müh'm bir gündür. İşte - o gün tam çay vaktınde benim elem verilmes ni istiyor Bunlar bir harb istememekle beraber, Paney hâdisesinin sey- rüsefere veticarete mani olmak için ihdas edildiğini düşünerek bu mese'e üzerinde tedbir alın- masını talep etmektedirler. Sureti umumiyede zannedil- diğine göre Japon imparatoru, bu hâdise hakkında Amerikaya teminat vermedikçe Paney hâ- disesine kapanmış nazarile ba- kılmıyacaktır. Hong-Kong. 18 (Radyo) — Şanghay — civarında Çinlilerin elinde bulunan müstahkem mev- küle Japon harp gemileri ara- sında geçen bombardıman neti- cesinde Japon harp gemileri arasında geçen bombardıman neticesinde bir Japon muhribi hasara uğramış, batmıştır. Amur - nehri civa- rında karaya asker çıkardıkları hakkındaki haberler Hong-Kong lagiliz mahfellerince tekzip edil- m ştir. ve saadetim ikiside ayni za- manda atbaşı bir harekete baş- ladı. Arkadaşımın karısı epeyce ağ ladıktan sonra gözlerini sildi. Çantasından küçücük bir ayna çıkardı. Burnunun - kanadlarını pudraladı. İçini çekti sonra derin bir nefes aldı elle elbisesini düzeltti ve yüzüme dikkatli dik- katli bakarak: — Gelin! Dedi asansöre girdik asansörü ikinci katta durdurdu. — Odanız nerede? Kekeledim. — Odam mı?.. Nah orada.. Üçüncü kapı... (87) numara. — Seksen yedi mi? Arkam- dan gelin. Dedi, Sıkı sikı elimden yakaladı bir alay hizmetçinin sessiz ve sinsi eğlenmelerine aldırmıyarak kü- çük bir romorkörün — yüksek tonda kocaman bir gemiyi lima> L Ka HAHABERLERİ uşadasında imar 19 Künunuetel faaliyeti var.. Kasabanm çehresi değişmiştir. Köylerde de programlı bir çalışma vardır. Kuşadasından bir görünüş Kuşadası, (Hususi)— Kuşada- sında ve kazanın bütün köyle- rinde hummalı bir imar faaliyeti vardır. Kaymakam B. Naili İiter sık sık köyleri gezmekte, prog- ramlı bir şekilde çalışmaktadır. En fazla üzerinde durulan meselelerden biri, yol inşası işi- dir. Selçuk- Kuşadası arasındaki yol esaslı o'arak tamir edilmiş burada yeviden bir köprü ku: rulmuştur. Kuşadası-Söke yolu- nun da bir kısmıtamir edilmiş- tir. Senelerdenberi yağmur mev- simlerinde mecrasımı değiştirerek taşan ve civarındaki evlere hay- li zarar veren (Türkmen deresi) temizlettirilmiş, - kasabanın- içine deki mecra genişlet lerek munta- zam bir hale ifrağ edilmiştir. Bu işde üç bnden fazla amele çalışmış, dere üzerinde yeni bir köprü de kurulmuştur. Kasabada imar faaliyeti de takdire şayandır. Hükümet ko- nağı tamir edilmiş, geçen sene seylâptan harap olan parkın du- varları yeniden yapılarak, teşcir işine hız verilmiş, parka 250 den fazla çam vesair ağaçlar dikilmiştir. Kasabanın en güzel bir yerin- de bulunan parkta Büyük Şefin bir büstü dikilecektir. Telefon şebekesi: Kazanın bütün köyleri, yeni den çekilen hatlarla biribirine ve merkeze * bağlanmıştır. Mer- kezde modern bir santral kurul: muştur. Kuşadasından, civar köy- ler ile istenildiği anda kolaylıkla görüşülebilmektedir. Ormancılık faaliyeti: Kuşadasında ormancılık işle- nın boğazından çekmesi — gibi ©o da beni otelin dehlizlerinden soluk soluğa çekmeğe başladı. Nihayet iskeleye yani benim odaya yanaştık. Asansörün — parmaklığıle 87 numaralı odanın kapsı arasın- daki bir kaç adımı atarken içimden sizin ve öyle bir vaz- iyette her hangi bir erkeğin gönlünden geçecek şeyler geçi- yordu. Erkek değil miyiz, hepi- miz de berbad adamlarız vesse- lâml! Hem de fazla olarak hepi- miz de kendimizi beğenmişizdir. Bu gibi işlerde zayıflar ne ise şişmanlar da odar. Hepimiz de kendimizi mukavemet edilmez zannederiz. — Şurasını da — ilâve edeyim ki artık bende saygı fılân kalmamıştı. Doğrusu ben öyle şipsevdiliği sevmem. Sevmem amma o saniyede bambaşka bir adam oluvermiştim, Artık, ben © demin size tasvir ettiğim her derdi. dinliyen, — arkadaş canlı, rine de çok ehemmiyet verl- mektedir. Boş arazilerin ve bi hassa küçük tepelerin ağaçlan: dırılmasının - sıhhat bakımından faydaları köylülere konferanslar verilerek anlatılmakta; kahveha- nelerde, toplantı yerlerinde bu mevzu üzerinde hasbıhaller ya- pılmaktadır. Mevcud ormanlarda yangına karpı tödbirler” almmaşyi Gcretleri köy sandıklarından — verilmek üzere civar köylerde orman yan gin korucuları tayin ödilmiştir. Korucular, ayni zamanda orman- larda tahribata da mani olmak- tadırlar, Sıhhi durum Kazanın sihhi dürümü çok iyidir. Sıtma mıntakası olan Sel- çuk-Belevi ve Güzelçamlı köye lerinde mücadele devam etmek- tedir. Kazanın bütün köylerinde halka kinin tevzi edilmektedir, Ancak bir noksanlık vardır ki, o da kaza belediye doktorunun noksanlığı ve ayrıca tek bir ser. best tabip bulunmamasıdır. Sıhhati umumiyeye muzır o!- duğundan hayvan sürülerinin so- kaklarda — dolaştırılması -mene- dilmiştir. Fena kokular neşreden tabakhaneler de şehir haricine kaldırılmıştır. Köylerde gübrelik bulundurulması usulü de ye saktır. Köylerde faaliyet Kazanin köylerinde de siste- matik bir çalışma vardır. Mek. tep binaları inşa edlmekte, Cum- huriyet alanları, spor meydaaları, çocuk bahçeler, nümune fidwr. lıkları vücude getirilmektedir. Bazı köylerde damızlık hayvan istasyonları da kurulmuştur. babacan ve babayani bir yiğit değildim. Mademki size her şeyi söyle- meğe karar verdim, şunu da söyliyeyim ki o sırada arkada- şıma fena bir sıfat vermek fikri kat'iyen hatırımdan geçmiyordu. Ben gene sadık bir ahbabdım. Belki bu sadakat; vicdanımın telkininden ziyade muvaffak ola- bileceğime emin olamadığımdan ileri geliyordu. Şayanı dikkattir ki şişmanlar zayıfların karısına güvene güvene göz dikdikleri halde harcığlem çaptaki - heriflerle rekabet et meği hiç sevmezler, Hulâsa; beni bir maksadla yatağıma doğru sürükliyen bu kadını o dakikada bile hâlâ sevmiyordum ve onu pek İiyi bildiğim için hatta bana küçük bir arzu bile vermiyordu. Fakat bir saniyenin değ şt. — Sonu var — içinde her şe, * 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: