Sabite 7 KARA KORSANLAR ŞEFİ Dilber kadın korsan Erkek kıyafetli kadın korsan Meriyi bir sanarak: “Edvar Aşktan başka kuvvete başeğmiyen deniz ANADOLU kızının maceraları... Nakıli: Faik Şemseddin BENLİOĞLU - seni seviyorum, çıldıracak gibi seviyorum.,, dedi. Erkek kıyafeti altında kadın olan ve kaptan Rakama metres- lik yapan Corç - Merinin ellerini elleri içine aldı ve hararetli, ha- raretli öpmeğe başladı. Ve: — Edvar Rid, seni seviyo- rum, çıldıracak gibi seviyorum. Dedi. Meri, bu hali mülâkatının tâ ibtidasındanberi hayret ve tees- sürle seyrediyordu. Ve sonunda, ilâmı aşk faslı başlayınca gül- memek için kendisini pek güç zabtediyordu. Meri, bu yarı komik ve yarı feci hale nihayet vermek için, Annanın ellerini kendi göğsüne doğru çekti. Anna evvelâ bu hiç bir şey anlıyamadı. Vakın elleri altındaki göğüs, sert ve kemikli bir erkek göğsüne hiç benzemiyordu. Bu göğüs dik ve kabarık, elestikt bir hal arzedi- yordu. Bunun üzerine Meri artık dayanamadı ve kahkaha ile güldü ve: — Böyle niçin gülüyorm bili- yor musun Ânna? diye sordu. Ve, bu defa da Edvar -bir az evel Corcun yaptığı gibi - göğ- sünü açtı, ve erkek cli değme- miş, ter ve taze, çok güzel bir Çit memeyi meydana çıkardı. — Görüyor musun Anna?Ben de senin gibi bir kadın, daha doğrusu sen dul bir kadın, ben hareketten de bekar bir kızım!. Biribirim sevmek, bilmem nereye giderek evlenmek için birimizden birisi- nin erkek olması lâzım!. dedi. Meri güzel memelerini gene gizledi, Anna, elini Merinin omuzuna koydu ve: — Vaziyet ne olursa olsun, ben, sana elimden gelen yardım- da bulunacağım dedi. Rakamı ben tam ve namuslu bir erkek telâkki etmiyorum. Sonra çok kıskanç.. Halbuki, beni burada kadın olarak ondan başkası bil- miyor. Kötü bir âdam olduğu için seni de hırpalamağa çalışa- caktır. Fakat ben buna meydan ae arrmammza. SYN AA DE aN konseri, 19,25 Bükreş: Romans şarkıları, 19,45 Berlin kısa dal- gası: Şarkılar, 21 Lâypzig: As- ker şarkıları, 22,15 Varşova: Şarkı plâkları. Dans musikisi: 23,15: Rrag, Brüno ve saire, 23,20 Viyana, Graz, 23,30 Varşova., Kaptan Rakamın cesedi bulunmuştu #bırakmıyacağım ve korkuyorum ki senin de bir kız olduğunu farketti, Meri, Annanın sözünü keserek yerinden fırladı. Yanlarına doğru İmekte olan kaptan Rakamın Eîı hamlede önüne atladı ve hiddetinden tirtir Vay ç titriyerek: - , güzel delikanlı! Ran- devüya *mi geliyorsun? Hay kok- muş kurd hayl dedi. Bu hem tahkir, hem de bir alay idi. Rakam, böyle tahkir- leri hazmedecek bir haydut de- gildi. Annaya hitap ederek: — Seni gidi zencilerin kah- besi seni.. Kokmuş kaltak.. Seni en korkunç bir. ölümün bekle- diğini tabit biliyorsun. Seni ge- berteceğim, cesedini karıncalara yidireceğim! Diye haykırdı ve korkunç hançerini çekerek Me- rinin üzerine saldırdı. Bu manzarayı görenler, zavallı Edvarın hançer altında can ve- receğini sandılar. Ve Anna (ya- ni erkek ismile Core) Meri ile kaptan Rakamın arasına ve han- çerin önüne atıldı: — Rakam, dur diye bağırdı. Sen hakikati bilmiyorsun anla- şılan.. O da benim gibi bir kadındır. Ve Rakam birden ifkildi: — Ne? Dedi. Kadın mı?. Yazan: Amerika Cumhürreisi M. Ruzvelt — Çeviren: Faik Yefrika Numarası; 30 huz? Jim Blak, sizin hastalarınız arasında bulunmuyor mu? Diye tordu. — Evet böyle bir zat aramız- la yoktur. — Halbuki ben onu burada bulacağıma kat'i surette emin- dim. Doktorunuzun zarfına ne diyelim? Yoksa iz kaybettmek İçin uydurulmuş bir şey midir? - Genç kız bir az düşündü, de- Tin bir elemle başını sallıyarak: — Ah... Dedi, korkuyorum ki gizlenecek, herkese söylene- Miyecek bir hatası vardır, onun İsin böyle hareket etti. Dedi. Şemseddin Benlioğlu — Fakat para ve haysiyet sahibi bir insan için bir mücrim gibi harekete, kaçmağa, saklan- mağa ne lüzum vardır? — Ben de bilemiyorum. Fa- kat bildiğim bir şey vardır, o da onu her neye karşı olursa olsun ben müdafaaya ve muha- fazaya hazır idim. Yalnız bir hatam oldu: kendisini sevdiğimi söylemedim. Neden bilmiyorum aşkımı kendisinden tamamen gizledim. — Vah. Vah. Jim Blak de- diğiniz adamın tegayyüp ettiği anlaşılıyor. — Zabıta bu - te Fakat birdenbire hiddetlene- rek: — Hain kaltak... Yalan söy- lüyorsun, yalan!. Sevdiğini han- çerimden kurtarmak - için yağın uyduruyorsun. İsterse kadın ol: sun... Bana ne... Ben bu sarı çıbanı öldüreceğim!. Dedi. Meri de her lerini ya; tıştıramamış i — Sen hain bir köpeksin... Hem de köpeklerin köpeğil... Evet, kadın veya erkek, ne olur- sam olayım, fakat senin gibi bir köpeğin tahkirine tahammül edemem. Bu bir kadındır. Bunu benim gibi sen de biliyorsun... Erkek kadına el kaldırmaz. Karasakala verdiğin mucib'nce de böyle harekete mecbursun. Yoksa.. Seni de ölümün beklediğini unuttun mu? Deldi. yemin Rakam, bu sert ve mantıki sözler önünde hançerini kınına soktu ve oradan uzaklaştı. Fakat Meri bu anda belinden iri kalibreli bir tabanca çıkardı, ve şimşek kadar seri bir hare- ketle Rakamı vurdu. Rakam aldığı kurşun ile yüzü koyun yere yuvarlandı. Meri, tabancasımı beline kor- ken: - Devam edecek - gayyüp hâdisesine elkoydu mu? Jim, artık haber almak - his- sile hareket ediyordu. Şarlot: — Henüzzabıtanın hâdise ile alâkası yoktur. Dedi. Ben zev- cesine ve daha bazı kimeselere Jimin seyahate çıktığını — söyle- dim. Fakat bu yalan ne kadar zaman sürecektir? Nerede, ise telâş ve endişe artacak, hâd'se- ye zabita da el atacaktır. Eğer henüz sağ ve bir tarafa saklan- mış ise. — Saklanmak için bir mec- buriyet var mı? — Evet, hem de bir sürü sebep var. Evvelâ hayatı tehli- kede idi. Kendisini sevmiyenle- rin öldürmesi büyük bir ihtimal içinde idi, Genç kız, son ümitlerinin de kırılmasından korkarak kalktı. Zavallı Şarlot, teessür ve heyecanından titriyordu. Ve bir müddet sabık Jim Blakla Sarlot Madridde —£ B. Attli ve arkadaş. larına ziyafet verildi Madrid, 6 (Radyo) — İngiliz muhaliflerinin lideri B. Attlinin riyasetindeki İngiliz tahkik he- yetine bu gün bir ziyafet veril- miştir. Bu ziyafette, general (Me- baha) da hazır bulunmuştur. Madrid, 6 (A.A) — Attlce ve Noel Baker General Miaja tarafından verilen öğle yeme- ğinde hazır bulunmuşlardır. Baker bir nutuk söyliyerek, amele partisinin ademi müdahale sistemile her zaman mücadele etmiş olduğunu söylemiş — ve şunları ilâve eylemiştir: —İspanyol milletinin şüphesiz amele partisinin zaferile netice- lenecek olan gelecek intihabata kadar mukavemet — edeceğini ümid ederim. General Miaja dünya - hürri- yetlerinin zzaferini temin etmek üzere İspanyanın son nefere kâ- dar mukavemet edeceğini temin etmiştir. Filistinde Komünistler Bir be- yanname neşrettiler Kudüs, 6 (A.A.) — Filistin komünistleri bir beyanname neş- tederek şahst tedhiş hareketle- rine mani olunmasını ve memle- ketin taksimine karşı kütlelerin seferber hale getirilmesini iste mişlerdir. Komünistler şimdiye kadar asilerin siyasetini tasvib etmekte idiler. Bir tayyare Liverpolda bir evin ça- tısına çarparak yandı Liverpolda bir evin çatısına çar- parak ateş almış ve lunan iki pilot yanarak ölmüştür. Tayyarenin çarptığı ev de, ha- sara uğramıştır. Amerikan gemisi Bir İngiliz şirketine satıldı Nevyork, 6 (A.A.) — Leviat- han ismindeki Amerikan gemisi 800,000 dolara bir İngiliz şir- ketine satılmıştır. Bu gemiye bir Japon şirketi de talip olmuş ise de ona satılmamıştır. Vardar taştı Belgrad, 6 ( Radyo ) — Son Yağmurlardan Yugoslavyanın ce- nub havalisindeki nehirlerle Üs- küp civarındaki nehirler ve Var- dar nehri taşmış, bir çok arazi ve köyler su altında kalmıştır. Taşkınlardan mühim zararlar Olmuştur. karşı karşıya durdular, biribirle- rine baktılar. Sükütu bozan gene sabık Jim oldu ve: — Maamafih, siz bana adre- sinizi veriniz. Biz de araştıralım, elde edilen bir netice olursa si- ze de bildirelim. Arada bir mu- habere olduğuna göre #sizin B. Jimin buraya gelmesi muhte- meldir! dedi. Ve, genç kızın verdiği adresi bir kâğıd üzer'ne yazdı. Şarlot ta başka bir kelime söy- lemeden ve hatta teşekküre bile lüzüum görmeden, seri adımlarla çekilib gitti. Jim, kızın kapıdan çıkmasını bekledi. Otomobil hareket ettik- tekten sonra yerinden kalktı. Bana bir cesed lâzım! Tıpkı bir ihtiyar gibi titreye- rek merdiveni çıktı ve odasına döğru yürüdü Bir ax düşünmek; sinirlerini dinlendirmek ihtiya- - Sann var — ? Künunuetal Resimli Hrarherrrler Bir senedir Frankocuların muhasarası altında bulunan Madrid, tayyare bombaları ve topçu ateşi altında her gün bir az daha harab olmaktadır. Resimde, Üniversite mahallesinde tayyarelerin çıkardıkları yangının gece manzarasını ve bir hastanenin bomba- larla harab olmuş revirlerini görüyoruz. Japon işgali üzerine Şanghaydan kaçan yüz binlerce Çinli, bı nelmilel mıntakaya iltica etmiş ve resimde görüldüğü gibi ıoâ ları doldurmuştur. Almanların en son olarak yaptıkları büyük yolcu tayyaresi seferlere ' başlamış bulunmakta: dır. Bu tayyare dört pilot tara- fından idare edilmekte, 26yolcu taşımakta ve saatte 400kilometre kateylemektedir. El ve parmak hareketleri ile duvar üzerine gölgeler düşürü- lerek çeşidli hayvan şekilleri çıkarıldığı malümdur. Bir İspanyol, yeni bir takım el oyunları çıkarmıştır. Fakat bu gölge oyunu değildir. Resimde gördüğünüz gibi parmağına taktığı yüzükler ve elinin üzerine koyduğu saçlarla acayp, korkunç çehreler meydana getirmektedir. Bu İspanyolun &l oyuh- larını, Bukingam sarayında İngil'ere kraliçesi bile seyretmiştir.