21 Kasım 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

21 Kasım 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 % İ t —Lııı.vıı MAFN Üu Aleksandr Düma — e-e:0 <âmmem- — — —— — Bir, iki dakika zarfında mükâlemeye nibayet verildiği içip - Üç muhafız, iki de silâhşor dostça ayrıldılar şu ikimizden birinin ya- lan söylediği aşikardır. Bunun için, Montaran, anlaşsak daha Iiyi olur; yarı yarıya taksim ede- im, — Mendili mi? — Evetl. — Doğrusu da bu. Diye diğer iki muhafız ba- ğırdi — Hazreti Süleymanın ada- leti gibil Aramis, doğrusu çok akıllı şeysin z! Delikanlılar açık bir kahkaha salıverdiler ve bu suretle de, Tu gitmeğe başlamıştı. Mükâlemenin son safhası cs- nasında bir tarafa çekilip dur- muş olan Dartanyan, kendi ken- dine: — Şimdi bu efendi ile he- saplaşmak sırası benimdir. Dodi Bu düşüncesini müteakıp kem- disine hiç ehemmiyet vermeden gitmekte olan Aramisin yanına sokuldu. — Elendi, beni affetiyorsu- NHuz, sanırım. Dedi. — Ah efendi. Diyerek Aramis onun sözünü keığ_ Bibi hareket etmemiş —bulimdur ğunuzu söylemekliğimize müsa- ade ediniz. Dartanyan, verdi; — Nasıl, efendim! Zannadi. Yor musunuz kil... —- — Evet, efendi, sizin ahmak bir adam olmadığınızı ve Gas- konyadan gelmiş olmakla bera- , insanın, bir mendili sebep- bağırarak - cevap Tefrika No. 17 fağa almış ve elini de arkasına Rötürerek gelişi güzel yürür gibi bazların yanlarına gelme- Sile beraber hemen ateş etmesi ir olmuştu. Yukarı güverteye çıkan S... h'y yolcular arasına karışmıştı. ancanın sesini kimse işitme- Mişti, vapur Geliboluya yanaş- Buştır. Kayıkcılar, satıcılar vapuru Sarmıştı. S... bey bunlardan bir sine atlıyarak dışarı çı mıştı Şarı çıkar çıkmaz iskeleden l'.lnıı uzaklaşan S... bey doğ- "fq Fransız konsoloshanesine şı”liı Konsoloshaneye - siyasi İT mülteci sıfalile dehalet et- Biiştir. _Frıımı konsolosu bu Hukuk lebesinin bu dehaletini bilâte- M İdüt kabul etmiştir. S... bey *$rutiyetin ilânı olan 10 Temr Nuz 324 & kadar yani beş on & Konsoloshanede misatir sı- e Kalmış ve Meşruliyet TTün 5 hıu sonra sessiz. Ve sada> Selâniğe dönmüştür, t “eleğdil.. siz olarak ayak altında çiğnemi- yeceğini bileceğipizi zannediyo- rum. Düşünmeliyd niz ki, Paris müslinle döşenmiş değildir. Sükünetli olmağa vermiş bu- Iyaduğu karara, hirça “ahlâklı gâlebe etmeğe başlamış olan Dartanyan, yüksek sesle cevap verdi: — Efendi, beni tahkire giriş- mekle hata ediyorsunuz. Evet, ben Gaskoayalıyım; bunu bildi- ğiniz halde, Gııkonyılıluıuîle: tahammüllü kimsoler olmadıl rını ve hatta bir hamakat sebe- bile de olsa, bir kere tarziye verdikten sonra vazifelerini yap- mış bulunduklarına kani olacak. larını - bilmenizi ihtara lüzum görmem, Aramis: — Elfendi, size - söylediğim şey kavga çıkarmak için değil- dir. Şükür Allahal Ben kavgacı bir adam değilim ve silâhşor- luğa muvakkat bir zaman için girmiş bulunduğum cihetle, mec- buriyet görmedikçe kavga etmek istemem ve hatta nefret ederim; fakat, bu defa mesele ciddidir; çünkü, bir madamı lekeliyorsu- nuz.. Dedi. — İkima tarafından — desenia. daha doğmu olur.. “Diye Dartanyan bağırdı, — Mendili bana yermek gibi bir tedbirsizliği miçin irtikâp et- tirdiniz? — Sz de onu ahmakçasına niçin düşürdünüz? — Mendilin benim cebimden — Bunu söyleyince iki yalan irtikâp etmiş — bulunuyorsunuz efendiş; çünkü mendilin sızin ce- binizden düştüğünü ben gördüm! v Vayl vayl - Şimdi de - bu yola döküyorsunuz öyle mi, Gas- konyalı efendi?" O hâülde - s.ze nezaketinizi takındırmalıyım.. — © hbalde ben de sizi dua kitabınızın başına yollamalıyım, Kamara — yocu'arından biri kahve istemişti. Bu münasebetle kamarot kamaraya inmişti. Vak'a- dan sonra ilk defa o'arak ka: maraya giren kamarot uzun ma- sanın öteki ucuna gözü ilişme- sile bağırması bir - olmuştu. İki adımda yaralıların yanına gek mişti. Yaralıların ikisi hafif, ha- fif inliyorlardı diğer - ikisinden ses sada yoktu. Bunların ellerini tutan kamarot korkusundan tit- remeğe başlamıştı. Tuttuğu eller soğuk idi. Bunlarla fazla meşgul olmıyan garson telâşla ve koşarak doğru birinci kaptanın yanına çıkmış- tı. Vak'ayı dinliyen kaptan ko- şar adımla kamaraya — inmişti. Bu gidiş ve gelişi gören yolcu- ların bir kısmı da aşağıya im dikleri için vak'a çabucak du- yalmuştu. Çok giçmeden ma: halli hükümet te faaliyete geç mişti. Doktorlar, ilâçlar, yardım: gılar vapura gönder.İmş Muta- sarrıf beyle Jandarma kumandanı ve Polis Başkomiseri de vapıra papaz fefendi. Lütfen, hemen kucinızı çekiniz!.. — Öyle olmaz, benim güzel dostum, burada olmaz. Kardinalin adamları ile dolu olan otel Dü: gillon karşısında bulunduğumuzu görmüyor musunuz? Haşmetlinin benim kellemi götürmek için sizi memur etmekle müşerref kılmadığını ben nasıl - bilebili- rim? Ben omuzlarıma pek yakışan başım için çok tubal bir muha- fazakârım. Sizi öldürmek istemi- yor değilim, fakat ölümünüzden kimseye şikâyet — edememeniz için şöyle, tenha, uzak ve sakin, bir yer seçmek isterim. — Peki güzel, efendi; — İakat ©o kadar mağrur olmayınız. Men- dilinizi alınız; sizm olmasa bile bir ğün işinize yarıyabilir. — Gaskonyalı mısınız, elendi? Diye Aramis sordu. olduğunu — bilirim, adamları için lâzımdır; ben ise amuvakkat bir şilâbşor olduğum- dan ihtiyatlı olmağı tercih ede- rim, Saat ikide M. dö Trevilin dairesinde sizi beklemekle mü- şerref olacağım, Orada en mü, nasip zaman ve mahalli tayin ederim. hya ak ayrıldılar. Aramis, Lük- inmeğe başladığı esanda Dar: tanyan da kararlaştırılmış olan saatin yakınlaşmakta bu'lundu- ğgunu — görerek Karm-Döze ya- lunu tutarken kendi: kendine; — By işten kaçınmağa imkân yok; fakat, ölsem — bile bir si. lâhşer elile öâldürülmüş olaca- gıml Diyordu. Sanu var — Inkılâb hatıralarından Ertesi sabah Galata rıhtımına yanaşan vapurun etrahı fazla bir hafiye kitlesile sarılmıştı. Kabasakal Mehmed (Paşa) ile ada 5 Kimsenin dışarıya çıkmaması için emirler verilmişti. Çıkanlar- dan gelenler olur ise onların da muayeneleri yapılmak üzere ev- velâ bilâmum yolcuların üstleri, başları araştırılmıştı. - Yolcuların hiç birisinde şüpheyi davet edici ne bir emare ve ne de bir silâh çıkmıştı. Doktorlar tarafından muayenae neticesinde yaralılardan ikisi ölmüştür. 'Bü &lenlör Recep îııı ile miralay 'L—Sıl Beydir. imail Mahir i dik yaylanınşlardı. Tüçble nevante yarası ağızca idi Ölüler, amba» ra kaldırılarak üstleri örkülmüştü: Yaralılar da sazılmıştı. Vapuru terkeden mut.sarrıf bey dağruca telgrafhaneye giderek — vak'ayı olduğu gibi Yıldıza bildirmişti, gelea covapta yaralıların muha- fazası için birk aç polisle bir doktorun terfik edilmesi ve vak'a duyulmazdan evel dışarıya çıkan- ların da tak p ettirilerek mutlaka muayeneler.nin ve is'icsaplarının Bisiklet hı rsızlar mahkemede Çalmadık! g FT Biz gezmek için aldık, diyorlar. Fakat. Bundan bir hafta evel, İkinci kordonda B. Vasli ve B. Fer Bandın bisikletlerini ışır_maklı suçlu Alaşehirli Hüseyin ile ar- kadaşı Arilin muhakemelerine dün İkinci Sulhceza mahkeme- sinde başlandı. Hâkim Naci Erel suç'ulardan Arife sordu: — Anlat bakalım, velespit se- yahati güzel geçti mi? ok sar- âııvudı — Bayım, biz o gün ho,tuk. Bu iki bisikleti dayalı gördük, arkadaşımla mur tabık kaldık. " Şöyle bir Masiaa seyahati yapalım; dönüşte bisil letleri yerine bırakalım, dedik. Bisikletlere bindik, Burnava üze- rinden geçtik, lakat yorulduk. 'k.ull ı._ & vA.ıupu= yükledik, benlmiz de bindik. Velespidleri muhase- larını söylemiş, fakat okunan kâğıtlar, bisikletle Ma- nisaya ve ertesi '|ü yatıracaklarını müştereken taah- hüd ettikleri takdirde her iki bisikletin Fernand ve Hakkıya indesine ve neticci muhakemeye kadar mahkemece de yeminli Ve:ıı_vukuh takdiri kiıymet — etti- satış yapılmaması ve mahfuz bu'undurulmasının — kendilerine tefhimine ve suçluların mevkw fiyet halinin devamına, — sabıka- larışın — sorulmasına ve — zabit varakasını imza eden memurlar bakkında Manisaya yazılan ta> :iımıtnıııaniı ehemmiyetle teki ne.. Nihat karar bu ayın 29 zunda tefbim edilecektir. . Beğan _mlıı'ı doğru vapura çıkmışlardı idrası bildiriliyordu. S... Bey vapura gidip gelme- leri ve kaynaşmaları gördükten sonra artık ne vapura gidebilir ve ne de oralarda dolaşabilirdi. Bunu gözlerila görüp anlamıştı. üzerine Fransız konso- loshanesine gidip dehalet et- mişti. Ertesi sabah Galata rihtımına yanaâşan vapurun etrafı fazla bir hafiye kütlesile sarılmştı. Kaba- sakal Mehmet paşa ile adamları soğuk ve bet çehrelerile vapura çıkmişlar ve doğruca kamaraya inip İsmail Mahir paşa ile Sadık Pasayı görm 'işler, hal ve hatır sormuşlardı. Yolcular çekildikten, ortalık tenhalandıktan sonra Müf- tüle beraber diğer iki yaralı Yıl diz. ve ölüler da — Gümüşsuyu hastanesine kaldırılmışlardı. İn: kılâbın kahir ellerinin Marmara: dan İstanbula doğru akın etti- Bini ifade eden bü hal Sultan l'fımidi titretmiş baygınlıklar yes Çirtmişti. — Sonu var — ahare Perdemizde », &7 Akisler <& U9 GAT KA REKE — € Polis müdürü ile Belediye reisinin müşaaresi beyanındadır —G0 ——— *Mahkeme heyeti günün en mühim meseleleri üzerinde uğraşıp dürürken birdenbire sahne değişir. Perdeye geniş bir meydan manzarası verilmiştir. Belediye reisi ile paliş müdürü başlarında Poşu, ayaklarında lapçın, bacaklarında pırpıt, sırtlarında çepken, ellerinde birer saz; meydanin ortasında karşı karşıyâ — duruyorlar. Polis müdürünün arkasında bir alay polis, belediye reisinin arka- sında bir alay belediye zabıta memuru vardır. Nereden geldiği belli olmıyan hatefi bir ses düyulur: Ey cidâlgâhın çelikten kollu, arslan erleri Ey şu İzmir şehrinin pırlantadan ahterleri Ey şu yüz yetmiş bin insanın ikiz mihverleri Ey cihan-ı aşku sevdânın peri peykerleri Râhınız râh-ı hakikattır sakın dönmen geri eâmeye olman ki asla Ti Söneen e n *Kadrizer zerger şinased, kadri gevher gevherf, *Kadri gül bülbül şinased, Murteza da Kanberi Hatefi ses durur, durmaz iki şahbaz âşıkın taraftarları, başkan- larını şiddetle alkışlarlar. İki âşık, meydanın orltasında aşağı, yu- karı biraz dolaştıktan sonra sazlarını akard ederler ve zımbırdat- mağa başlarlar. Soyadı “Arslankorkut, olduğu içir Arslan doktor Uzu korkutmak maksadile ilk hamleyi polis müdürü yapar. Aldı polis müdürü « Sen misin men'eyliyen efradımı irkâptan Böyle bir hâlet umulmaz sen gibi ahbâptan Bir dahi âb nüş etmem sen ile bir kaptan İhtirazım var kelâmı, hâsılı, ıtnaptan Olsun inşallah vücudun bir kemikle bir deri Aldı belediye reisi Ben ki Fikri bin tombalak attırmışım Bay Reşada tuzlu badem, leblebi sattırmışım Nice dostu dostuna düşman gibi çattırmışım Halka Kültür parkın eşsiz zevkini tattırmışım Şiddeti nutkumla oldum ben hıtabet berberi Ben ki dilde böyle ey' elde on dört telli sax Sen benim efradımı Dindirmeğe ettikçe naz Bir polis kalkıp ta etmez bâbına arzı niyaz Arslanın memüru olmaz başka arslan kemten e Aldı belediye reisi Ben ki Örnekköyde halktan zaptedip, mirin, eti Susturup Zeynol Besim nam anlı, şanlı şirreti Ümnmeti, vah ümmeti, ah ümmeti, vah ümmeti Ümmetimden gayriye olmam selâmet rehberi “Aldı polis müdürü Hiddetimden kıl hazer kim hârı ben hör eylerim Bir kazarsamı en kızarmış âteşi kor eylerim Hamle etsem yirmi günde Bordoyu Bor eylerim Omnibüs bahsinde istersem hemen zar eylerim Fırlarım vallâhi tazyikle daraltma çenberi Aldı belediye reisi Mahzı nimettir vücudum İzmire avni hudâ Bendedir mehdi riyaset, bende lahdi müntehâ Ey benim servi revanım kendine etme cela Maslahat erbabına tutsan da şiddetle kafa Kırma çarpıp da deri ısrarıma enfü seri Her iki tarafın da maiyeti efradında asabiyet İ gösterir. Davullar, nakkareler zümbi?::mnğe, ııhı.l:;k::;; bh: lar. Bir taraftan süvari polislerin mızrak oynatışları, diğer taraftan tanzifat arabalarının beygirlerine binmiş şehir meclisi azasının gürz sallayışları vaziyeti tehlikeli bir safhaya sokmuştur. Tam bu sırada kırğıdı_n bir süvari alayı, tozu dumana katarak meydana yetişir. En öndeki şehsüvar, al îir ata binmiş vali Bay Güleçtir. Arkasındaki süvariler de vilâyet umum? meclisi azasıdır. Alay durur, durmaz, Vilâyet umum? meclisi azasındân avukst B. Ekrem ileriler, Sağ kolunu Mussolini biçimi havaya kaldırarak yühıkEıcık Valiye hitab eder: — Ey Şehsüvarl. Bu yiğitlerin ku; canlarını la. Onları selha :ıî:ı.—ı. İ GE 8 e eli D ç ee cer e han el çai itab üzerine Vali, eğerin kuburluğundan bir saz zımbırdatmağa başlar. hSiT Aldı Vali bu şirin beldenin bir tânecik şen doktoru y şu şehrin servi baylu inzibat kondoktoru Çalmasın sizden gera bu beledede kimse boru İşte düldül, işte kır at, işte al, işte doru İstikamet İnciraltı, haydi mars, soldan geri, : Bu kumanda üzerine hazırun dörtnal, marş marş uzaklaşırlar. Şeyh Küşleri L eee dd ae k ha Silllaknizün « n YA AA . n B. Hü!"".: âıâfge İzmir - Manisa larenin yeni gı cesi için Menemen - Emirâlem - Mu- Ankarada çalışıyor Ş ğ A İzmir liman - işletme ,:ıüdiirü rüdiye ( BpaBelupan: ; inoaabı Jiç B. met Dülge Ankarada İk- | * m" Meı: aktir, Bu yo' üze. tısad Vekâletinde idarenin yeni | Tindeki Değirmendağı köprüsü yıl büdce ve kadroları üzerinde | iOsaatı da ilerlemişlir. Bu yol, çalışmaktadır. On gün sonra geleceği haber a'inm şbr. İzmir ile Man $iyı en ksi yol dan bribisine baği yacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: