İ İ j ı t ğ Bahribaba parkı. İzmirin göbe- ginde, şehrin hâvasın temizliyen bir cihaz, halkı eğlendiren, neşe- lendiren ve ciğerlere temiz hava veren küçük bir orman halini aldı, gitti. Bazılarının dediği gibi yukarıda| suyu çoktanberi kesilmiş, yalak- larında pislik bulunan büyük bir | çeşme ve aşağıda, vaktile büyük | bir havuz inşa edilmek üzere ayrıl- mış, fakat nedense buna imkân bulunamadığı için yalnız çiçek- ler ve — çimlerle doldmlııı' daire şeklindeki yer parka ârtük | eski ılııı—ı;ıuıı gösterilimedir ğine birer delil ise de belediye, her âene burada yeni çiçekler, miyen yok gibidir. Fakat mezar- lik olmadan evel bürası ne idi, pasıl bir yerdi? Bunu bileüler pek azdır. — Benim' — duydu- ğuma göre, burası istibdad dev- ERSKILELA zT SAA DA T L1 iddia edi- dan azma olduğunu yor. İnsanın nebati veya madeni olmadığına göre, hayvan züm- resinden oldi hbvl edince bütün hayvani bir erkekleri- ne bir de dişilerine dikkat et- menizi rica ederim. Her hayva- moerkeklerinin dişilerinden çok daha güzel olduklarını görece- giz. Elbette bir küheylân bir kıs- raktağ çok güzeldir, elbet bir bo- ga bir inekten çok güzeldir, tabil horoz tavuk ile güzellik müsabakasına tenezzül etmiye- cektir. Erkek koyunun yanında dişiye bir defa bakınız, erkek kedinin halâvetine bakınız, dişiye bakınız! Demek oluyor ki tabiat erkek mahlüku her nedense di şisinden güzel yaratıyor. Biz insanlara gelince: Bizlerin görüşlerinde daima cinsiyet duy- gularımin tesirleri vara.r. — Elbet bir erkek bir kadını güzel gö- recek; bir kadın da bir erkeği güzel bülacaktır. Fakat şöyle taazzav devrini ikmal etmiş, ön sekiz ön dokuz, yaşlarında gür- büz bir erkek ile ayni yaşta bir kızi yanyana getirktiz, gözleri: nizde cinsiyet duyguları olma» yıp; (Morphologi) itibarile — vü: uh— tedkik ediniz, elbet er: keği daha - güzel bulacaksınız. Kadın vücudündeki dar - omuz- lar; göğsünde duran memeler, bilhassa geniş kalçalar ve tüy- süzlük vücudün lehine bir vazi- yet değildir. Kadın vücudü ©- muzlarından daralan — belinden sonrâ genişliyen bir nisbetsizlik içindedir. Göğsünün dolgun olu- şu Zarafetine doğru gitmez, kıl- sızlığı tüyleri yolunmuş gibi bir wdıllık hissi vermektedir. Er kek geniş ve muvazeneli omuz- larile, mütenasin bel ve kalça: larile daha güzeldir. Bilbassa dudakları çenesini süsliyen sakal ve biyiğile bir arsları yelesi gibi yüzüüde bir ihtişam taşımakta, vücudünde, bilhassa göğsündeki kıllarile küdret timsali olmakta- dir. Sesinin kalınlığı kudretli oluşundandır. Aziz okuyucum, benim bBu iddialarımı okurken erkeğe, bir erkek gözile baka- rak ince sesli, âdeleleri nisbelen daha yıııııusılı, kilsiz. kadın. vü: cudünün cinsi hususiyetlerine dalarak, yok cânım kadın baş kadır demeyiniz. Evet bu görüş bitarât görüş değildir, erkek cur Şehirden röportajlar: — Bahribaba parkıbir vakıtler Iz- mirde bir eşkıya yatağı idi Nihayet buradaki ormana ateş verilmiş, yangın iki gün iki gece devam etmiş.. Yazan: Şahap Göksel Ka Pazar günleri rinde bir çok eşkıyanın yatağı olan bir bataklık halinde 1miş; yani İzmirin yam başında İıı- dud ve şakilere melce olan bataklık.. Osmanlı zaptiyeisnin cesaret edib içine giremediği ba batak lıkta hükümran olan Rum ve Ermeni eşkıyası, İzmir zenginle- rinin çocuklarını kaçırtarak gün- sinin görüşüdür. Burada pisiko- lojik bir noktaya işarct edece- gim. Erkek gür sesile - dünya ufuklarına — kendi — erkekliğinin düygülarımı seslenerek kadına Sen güzelsin demiş, asırlar bu fikre tempo tutmuş, kadın da kendisinin güzel olduğuna- hük- Melmiş ve inanmıştır. Kadın vü- cadü - Fizyolojik - ifrazatile de erkekten ayrıldığı bir hususiyet daha taşır? Bu hüsusiyeti güzel- lik bakımından kendisine Bir şey izafe edemiyecektir. Ben bitaraf olmak üzere şu satırları yazarken ilmi bir göz- lüğün sahte rüviyetinden baka- rak söylediğimi zannediyorum. Yoksa tabiatin bende erkeklik benliğimde yarattığı duygularımla ben de kadını güzel bulmakta- yim. Bu buluş ve duyuşum er- kek zaviyesinden — bakışımdan başka bir şey değildir. Çok ga- riptir ki bü yazıyı yaâzarken iyi okumüş ve öoküdüğünü anlamiş bir kâdın dösttum üzerime yetdi; mevzu sizi çok alâkadar edecek dedim; yazımı baştan aşağıya kadar okudu, fikriniz. dedim?. Evet döğrudur? Dedi, bütün hayvanlarda er- ktk güzeldir, elbet insanlarda da bu iş böyledir, fakat katın keni disinit çirkin olduğunu bildiği için daima süsleniyor zannetme- yiniz dedi, cevab verdim. —Bu iş ülfet işi ölmüştür, elbet her kadın Ben çirkinim diye süslendiği iddia edilemez dedim, bu bir nevi ruht veraset olmüştur. Kadın dostüm - her neden ise bahsa fazla temas et- mek istemiyordu. Ben kadım ol- sam, erkeklerin kadınlardan dahâ güzel oldukları iddiasımı ilmi bir mevzü olarak tetkik #tmeden dethâl kabul ederim. Çünkü, bilirim ki erkeğin güzel olması kadın için bir idealdir. Bu idea- lin aksinin iddia edilmesinde ruh? hudkâmlık da ıı-ııııı* ge- rektir. Kadınin ve etkeğin ayrı aytı güzel olmalarının tayininde bi- tarafliık “ölur mü diye indt bir muhakemede bülundüm. Ba işte en tabit hüküm hünsalardan mürekkeb Bir höyet tarafından yerilecek kârarda isabet ulacağı kanaaline sardım, parkta görüleri kalâbalık lerce alıkoduktan sonra İidyei necat mukabilinde ya babalarına teslim çderler, yahud istedikleri pâara verilmeyince de bu masum yavruların kanını bataklığa akı- tırlarmış. Bütün bunlari çok iyi bileni yâşlı bir 2at diyor ki: — Saltanat devrinde zaman zamân bu haydud — yuvasında müsademeler olur, eşkiya biri- birine giter, örasıtı paylaşatnaz: lardi. Şetrin Karataş, Salhante Karantina ve Güzelyalı semtleri ©o vakıt Birer çorak mıntakadan ibaretti, halk, Bahribaba batak- Iğının etrafına bile sokulamazdı. Burada barınan baydutlar, ge- celeri şehrin bazı semilerine so- külur, dükkân ve evlere — girer, zorla eşya ve para alır, kızları kaçırırlardı. Şimdi Muse- vilerin mütekâsif — bir ' şekiide ikamet ettikleri Salhane semtin- de, isminden de — anlaşılacaği üzere şehir halkı için et temin eden bir salhane vardı. Bahribabadaki bataklık kesif bir orman halinde idi İçite gi- riletniyen bu yerde barınan hay- düdları kâçırtmak — içit bir yaz, otmana dört tarafindat ateş ve- rildi Yangıtı büyüdü, iki gün, iki gece devam etti Karanlık- tan istfâde eden şakiler, gece zabtiye kordonu ile müsademe- den sonra dağ tarikile kaçmağa muvalffak oldular. Ö vakit siyali kütükler ve kül Halinı alan fidanlardan başka birşey kalmıyan Bahri baba ormanın daki bataklığın kurutulması için şehrin bütün yük arabaları tahsis edildi, günlerce toprak ve mo- loz taşıyarak bataklık doldu- ruldu. Şehrın Karataş, Karatina sem- tint doğru inkişafı otuz yıllık bir meseledir. Buraya tramvay hâttı döşendizten sonra bu kı- sıtndaki arazi kiyinetlendi, arsa halinde yüksek hatle -satıldi ve zâmanla şimdi gördüğünüz ma- tur binalar yapıldı. * .. Bu yere (Bahribaba) âdınin verilmesi, — vaktile Burada bü namda bir evliyamn türbesi bulurmasındandır. Evliyalara ve üfürükçülere inamıldığı devirde Bahribâba — türbesi, hurafelere “imanân saf bir kıstm hâlkin zi- yâret ettiği, demir parmaklık- larına kendi üzerlerinden kopar- dikları iplik ve bezleti bağla- dikları bir yerdi. Vali Rahmi (beyj zamanımda buradaki Yahudi mezarlığının ve Bahribaba türbesinin kaldı- rilmasına Karar — verilmişti. — e- râaatçı bir vali olar Rahm (bey) işe başlamak üzere idi. Kışlanın Ark. kısmında üç çam ağacının - ANADOTU Cumhuriyetin feyzı her sa- Pikraşrin | hada kendini gösteriyor B. Tatatösko, öğle yemeğimi Hu St olarak otelde yemişler, aat 14,30 da Çubuk barajımı ve orman çifiliğini ziyarot etmişlerdir. Akşam sant 20,80 da Romanya nti Ankara sefiri- tarafıadan Ankara- Plasta B Tatarcekö şerefine bir giya- fet verilmiş, Büşvekil B. Celil Bayar, Hariciye Vekili B. Rüştü Araa, diğer Vekiller, saylavlar ve Kordiplomatik hazır bulunmuşlardır. Ziyafeti bir su> vare takip etmiştir. Ekselins B. Tatartsko ve maiyeti erkâm, goce yarıandan — Göcrü — suât 24,30 da husust trente İstanbula ha reket etmişler, —İstasyonda — Başvekil B. Celil Bayar, Haticiye — Veklli B. Rüşdü Acas, Müsteşar B. Nutman Mo- nemcacieğlü, Başvekâlet — Müsteşatı, Ankâra Vali ve Belediye reisi, Hari. ciye Vekâlefi umum? kâtibi, Garnizon kumandanı, Protokol şefi. Finniyet “irektörü, Ankara Merkoz kumandanı, KRömütiya sefareti ceklti va Bülkan saitantı devletleri elçileri tarafından seğyi oluamuşlardır. Askeri bando Türk-Ramen Milk marşlarını çalmış, bit - ihtitam kat'atı selâm resmini ila eylemiştir. Tetanbal, 30 ( Hususi müuhabiri- mizden ) — Pomanya Başvekil . Tatatcsko ve malyeti erkâni yatın (bu gün) sast 14,30 da hüsünü teenle Haydarpaşaya gelecekler. — merasimile karşılanacaklardır. B. Tataresko ve malyeti - crkâm Haydarpaşadan kendilerine tabsis edi. len çirket vapanle Galata tihtmtas çıkacaklat ve Pormpalasta bir müddot istirahat ettikten sonru — şehirde bir gezimti yapacaklar ve saat 17 de ken> dilerini getirmiş olan hususi vopurla GCöctenceye bareket edeceklerdir. Dost devletin kaymetli — Başvekili Calata rıktımında parlak merasile teşyi edi- lecektir. Antakya, 30 (A.A.) — Anado- lu Ajansının hususi muhabirinden: Bayram görülmemiş tezahü- coşkun bayram sevinci - içinde çalkanıyor Ankara, 30 (AMA) — Hari- ciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras dün akşam Romanya Baş- vekili B. Tataresko şerefine bir akşam ziyafeti vermiştir Ziyafette Romanyalı misalir- lerden başka Başvekil B Celâl Bayar, bütün vekiller, Balkan antantı elçileri ve hariciye erkâ> ni hazır bulunmuştur. - Ziyalet l11 e kadar devam etmiş ve bundan sonra — ziyatette hâzir bulunanlar sergi evindeki baloya gitmişlerdir Resmi tebliğ Ankara 30 ( AA. ) — Roe manya Başvekili Ekselâns Tata- reskonun Anpkarayı ziyareti mü- nâsebetile bu akşam aşağıdaki tebliğ neşrolunmuştur: *“Romanya Başvekili Ekselâns Tataresko — cumhuriyet — hükü- metine dostça bir ziyaret yapmak ve Türkiyenin misafiri — olarak miülli bayram merasimine iştirak etmek üzere 28 İlkteşrinde An- karaya gelmiştir. Bu ziyaret esnasında Ekselâns Tataresko Reisicumhur Alatürk tarahından kabul - olunmuştur Diğer taraftan B. Tataresko Celâl Bayar ve Tevfik Rüşdü Aras arasında mükâlemeler ol muş ve bu mükâlemeler — esna- sında iki memleket devlet adam- ları beynelmilel vaziyetin muh- telif vechelerini tetkik etmişler ve Balkan antantı memleketleri- ni biribirine bağlıyan sıkı rabi- talar sayesinde Balkan antantının ratla vekar ve sükün içinde kutlu-İazimle w bulunduğu sulh ve tahminen kirk bin kişilik bir kalabalık başkon- solosluk önünde sevinç tezahü- ratı yaptı, tebrikâtta bulundu. rGazoz ikram edildi. Halk baş- konsolosa müteaddid — defalar bâlkona çıkardı. Onun şahsında Türkiye cumhuriyetini selâmladı. Mandater — hükümet erkânı, belediye reisi ve azaları ve Alevi, Arab, Rum arkadaşları: moz başkonselosluğa gelerek teb- rikâtta bulundu. Merasime iştirak merasime iştirak etti. Şehir hâlâ bulunduğu yerde yatan Bahri- bâbanın — kemiklerinin oradan kaldırılacağını haber alan tür- bedar, bir sabah erkenden va- liye götiniş — Efendim. bir nıyı gördüm, Hayırdar inşallak hayır olsun. Bahribaba (bazretleri) gece bana geldiler, çok heybetli ve kızgın görünüyorlardı. — Git vâliye söyle, Yattı- gim yerde bana dokunmasın, sonra fena olur. Dedi. Bendeniz de Baba (haz- retleriğsin arzularını yerine ge- tirmek için sizi ziyarete geldim. Vali, derhâl şu cevabı vermiş: — Bahribaba züyamda bana da göründü ve; — Cenazemi naklettireceğini öğrendim, çok memnun oldum. Şerefimle mütenasib bir cenaze alayı tertib edecek — olursan memnuniyetim artacaktır, dadi. Vali Rahmi (bey). o zamana göre, efkâri umumiyeyi harekele getirmemek düsüncesile ertesi gün bakikatön büyük bir cenaze alayı tertib ederek Bahribaba- nin Mezâr Mühteviyatım kaldiırt- miş Ve Mezarlığı temizletmişti. Bu yer park haline getirmek de hepimizin bildiği gbi şımdiki Erzürüin saylav- eski belediye reisimiz B Azıze nasib olmuş. tvr B. Azi, İzimire - hakikaten iyı bir eser armağan etmştir. debilmiş olduğunu müşahede ey lemişlerdir Bu görüş ve menfaat muta- bakati ilerisi için de müştereken tahakkuk - ettirilecek feyizli bir çalışmaya ımkân verebilecektir. Türkiye ile Romanya arasında ticaret münasebetleri de bir nok- tai nazar teatisine mevzu teşkil etmiş ve bu noktai nazar teatisi iki memleket arasındaki müba- dele işinin daha iyi Dir tarzda kürulması hüsüsünda Türk ve Rüumen devlet adamlarının bes lediği azmin müşahadesini nidin- kün kılmıştır. Ve meveut ticaret anlaşmalarının düzeltilmesine Ek- selâns B. Tatareskonun 2iya- reti iki mütltelfik — memleket arasındaki dostlük — banlarımın sağlamlığını bir kere daha mü- şahedeye imkân vermiştir., Ankara 30 AAJ — Sabık Başvekil İsmet İnönü bugün An- karapalasa — gelerek Romanya Başvekili Ekselân. Tatareskoya ziyaretlerini iade etmiştir Ankara, 30 (AA.) — Başve- kil Celâl Bayar Rador Ajansı vasıtasile Rumen matbuatına aşa- ğgıdaki beyanatta bulunmuştur. Sizin vasıtanızla dost ve müt- tefik memlekete hitab ederek başvekil Tatareskotunbize yaptığı| ziyaretle bu bayram günlerin- deki sevincimin bir kat daha arttığını beyan etmokle bah- tiyarım, Rumet ve Türk milletlerinin birbirine olan ciddi muhabbets lerinin yeni olmadığın: dün ak- şam söylediğim vakit sizde ışit- tiniz. Filhakika Türkler ve Rumen: beri tanıdıkları içindir. Dost ve | siyası Başvekili ile ilk defa temasa ge- lirken eski bır ahbap ile görüş müşüm gibi tatlı bir his altında kaldım. Başvekil B. Tataresko- da açık ve samimi konuşan va- zıh ve enerjik düşünceli bir dev- let adamim buldum. Tekrar buldum diyebilirim. Ve dostüm Aras ve ben görüşme- letimizden yalnız memnün öl- mâkla kalmadık Ba mümtaz siyâset adâminin bu görüşme lete verdiği cereyandar — deriti bir zevk duyduk Sulh ve sükünet âmili telâkki ettiğim Balkan antantının harar retli taraftarıyım. Bu asil davada B. Tatâresko ile benim tamas niile anlaşmamız mükâdderdir. Çünkü heri ikimizde memleket- letimiz için * bir sulli ve cihan- şümul anlaşma içinde bir refah devri gözetiyoruz. Bu beniii için Büyük Şefim: den âldi gim direktillerin tatbi- kinden Başka birşey değildir. Ve şunu da biliyorum ki, dost ve müttefik Romanya mufahham hükümdarının münevver sevk ve idaresi altında milletlerin saadet ve refahlarının müvellidi - olan ayni beynelmilel teşriki mesni yolunu takib etmektedir. Türk - Rumen — dostluğunun sağlamlığı bir kere daha tezahür ettiği bügünlerde dast ve müt- tefik milleti bütün kalbimle se- lâmlarım., Başvekil Belâl Bayar Balkan antanti dâvasına yaptıkları mü- zabaretten dolayı Rumen mat buatına hararetli — teşekkürlerini bildirmişlerdir çed Smm A (Baştarafı 3 üncü sahifede) tile Balkanlarda kendisine ancak döstlar bulabilir. —- Geçen sene kiymetli Hariciye Vekilinsizin tavassut ve delâletile İtalya ile Yugoslavya arasında bir temâs ve yakınlaşma imkâm tahassill ettiği devirlerde bu ha- reket İtalyaya muhasım - olan mâhfellerde - kendilerine tevcih edilmiş bir husumet şek- linde telâkki edilmek istenilmişti Ayni mahfellerin Yugoslavyanın dış siyasetindeki hulüs — ve isti- kameti anlamaları için aradan tam bir sene geçmek lâzımgeldi. Bünenla beraber Fransızların dediği gibi ne olursa olsun ha kikat şürüyor ve Balkanlıların müşterök dış — siyasetlerindeki istikamet ve hulüsü niyetleri, her- kesle hangi zümreye, hangi ide- olojiye mensub ölürsü — olsun herkesle dost geçinmek — dosi kalmak hususundaki ana prensip- leri yavaş yavaş takdir edilmeğe başlanıyor. İşte bizce bir bardak suda bir Okyanus fırtınası koparmak #iyadında olanların Ankaradaki siyasi temas ve faaliyetleri kar” şısında muhataza ettikleri soğuk kanlılık sırf bu anlayış ve - take dirden mütevellittir Hamdi Nüzhet Çançür Fransada $ şiddetli yağmurlar Parıs 30 (Radyo) — Fransâr ler ferdi münasebetlerinde ko- | wn her yanında şiddetli yağmur layca buluşup hiçbir zorluk çek-E| lar başlamıştır. Rön aehri civar meden anlaşabiliyorlarsa bu bı | zındaki köylerin bir kısmı sular ribirlerini iyi ve çok zamandan- | altındadır. Salo köyü, bugün halktan tah müttetik Reomanyanın mümlaz | lıye edilmiştir