Bununla beraber, b Dartanyan kendisi il e aly eden bu BAA tah adamı iyice tartmak istiyordu. Dlrtınyın, ahlâkının sevki ile Pek tabil olarak, o adamın ken- di hakkında konuştuğunu zanne- derek dinlemişti. Ancak bu se- fker Dartanyan kısmen haklı idi; isinden bahsedilmiyorsa da ti hakkında — konuşuluyordu. Hendi, olanca bilgisile karşısın- lere anlatıyor, ve onlar da büyük bir alâka ile dinliyerek 'I:.ldlıın kahkahayı - salıveriyor- , Hafif bir gülümsemek hidde- Eni harekete getirmeğe kâfi ge- a delikanlının, bu açık kahka- halar karşısında alacağı vaziyet Malümdu. Bununla beraber; Dartanyan, k*ndiıi ile alay eden bu küs- adamı iyice tartmak isti- Yordu. gözünü © yabancı '?Hiu dikti, ve bu siyah kes- gözlü, uçuk benizli, göze Sarpacak kadar iri burunlu, ka- T ve biçimli bıyıklı olan ada- '.."' kırk ile kırk beş arasında bir yaşta — bulunduğunu -tahmin #tmişti, Mor renkte bir manto ile toz- hk giyinmiş ve ayni renkte ha- Bil kuşanmış olup gömleğini Sösteren milli çepkeninden fazla bir süsü de yoktu. Manto ile tozluklar yeni ol Makla beraber, uzün — zaman Sandık içinde saklanan seyahat tibiseleri gibi buruşmuştu. Dar- tanyan, bu tetkikini en dikkatli | adamlar gibi çabucak bitirmiş | ye kendisince malüm olmyan Bir his seyesinde bu meçhul adamın ileride kendi hayatı üze- Thde büyük bir tesir yapacağır ha kani olmuştu. Dartanyan, mor mantola Efen- diye dikkatle gözlerini diktiği tirada, o Bearn midillisi hak- Meşrutiyeti etin ılâb hatıral ilânı kında çok ve pek alaylı sözler söylediği için karşısındakiler es- kisinden daha yüksek bir kah- kaha salıvermiş, ve bu hal kar- şısında tabiati hilâfına olarak kendisi bile acı acı gülümse- Mişti, Artık şüphe kalmamıştı; Dar- tanyan, açıkça tahkir olunuyor- du. Bu kanaâtle dolmuş olarak şapkasını kaşlarının üzerine çek- ti, ve Gaskonyada görmüş bu- Tunduğu genç asilzade seyyah- lardan kaptığı azametli bir ta- vırla bir elini kılıcının kabzasına ve diğer elini de kalçasına da- yıyarak ileriye doğru yürüdü. Her adım atışında ölkesi da- ha ziyade arttığı için, kıymetli ve tesirli sözlerle mukabele ede- ceği yerde, ağzına gelen bayağı sözleri sarfetmekle beraber şid- detli bir vaziyet te takınmıştı: — Hey, Efendi, sana söylü- yorum; pencere ârkasına sakla- nan Elfendil Evet, sen! Niçin gü- lüştüğünüzü bana da söyle de birlikte gülelim.. Midilliye bakmakta olan Efen- di, bu cümlelerin kendisine kar- ş$ı mı söylendiğini anlamak ister gibi, gözlerini yavaş yavaş sa- hibine çevirdi; sonra, keyfiyette şüphesi kalmadığı için kaşlarını çattı, ve bir müddet sükünetle baktıktan sonra hiddet ve cesa- retli bir ifade ile cevab verdi: — Size birşey söylemiyorum Efendi. Hiddetle karışık sükünet, ne- zaketle karışık alay taraındaki bu cevabı alan delikanlı, daha ziyade kızarak cevab verdi: — Fakat ben sana söylüyo- ruml.. Yabancı adam ona bakarak gülümsedi, ve pencerenin ya- arından nda patlıyan ilk ky nından çekilerek ağır adımlarla handan dışarıya çıktı. Ve Dar- tanyandan iki adım ötede daran atın yanına gidip durdu. Onun sakin hali ve tavrındaki soğukkanlılk, hâlâ pencerenin yanında duran — arkadaşlarının zevkini artırıyordu. Onun dışarıya geldiğini gö- ren Dartanyan, kılıcını bir karış kadar kınından çıkartarak — ha- zırlandı. Yabancı adam sözünü ikmal ediyordu: — Bu at gençliğinde muhak- kak su çiçeği çıkarmış olmalıl. Dedikten sonra Dartanyanın tavrına hiç ehemmiyet vermiye- rek içerdeki arkadaşlarına doğru P sözüne devam etti: — Rengi nebatat ilimince ma- lüm olmal beraber bu ane kadar hiçbir atta görülmemiştir. Korkunç Trevil tavrını tak- nan genç rakip, olanca hidde- tile lgığııdı: — Bir at ile alay etmek mümkündür. amma sahibi ile alay etmek için cesaret ister.. Meçhul adam cevab verdi: — Benim güleryüzlü bir adam nllıııd.ı;*mı halimden an- hyabilirsiniz, efendi; fakat zev- kime giden birşey görürsem is- tediğim kadar gülmeğe de hak- kım vardır. Dartanyan bağırdı: — Ben de hoşuma gitmeyince kimsenin gülmesine — müsaande etmem.. Yabancı adam eskisinden da- ha sakin bir tavır takınmıştı: — Sahi mi, efendim!... Alâl Öyle olsun! Diyerek arkasını dönüp hanın ön kapısına doğru yürüdü, ve içeriye girmek üzere iken pe- şinden gelen Dartanyan, orada eğerli bir at görmüştü. (Sönt var) caketli, siyah pantalonlu adam.. İklâb hareketleri daha bir hlgında çağında iken Ömer d::.h iki defa Hamid tarafın- Mabeyne celbedilmiş, yeni Yi talimatnameler ve salâhi- B langü. . Selkallii. İstar bula benzer büyük mikyasta ha- he teşkilâtı yapılmağa başlane A, ihat ve terakki cemiyeti ta- ıM Rusyadan maada düveli L Nı konsoloslarına 30 Mayıs, lah :İlıü [h"kff kendisi için, Al- da * herkes için) başlığı altın- Büşti, Ğ beyanname - veril- i“'nlu, beyannamede yakında bu <." harekâtına geçileceği ve Y.ı;::'"' mücadelenin yalnız kat M karşı yıpılı_cfıı ve fa: İstifa dıhfhd avenesinin bundan BNU galm n Slaiz j 'anı ik ü #a aet mel :rdı yapmaları *mnlu?- Stik, ikundan şayet böyle bir lünün 'y.?ııh;î:c l;ı'ınıın mesu- ğ ağı —uzun uza- hiıy: ah edildikten sonra ecde- kalmala, n*ry::dau için bitaraf mnıştı. "d'“umît şiddetli idi. Bu no- Rup GaeDYA de haberdar ol ki © gün ikindiye » ği doğru Yıldızdan gelen bir telg- rafla Ömet Nazım hemen ma- beyne isteniyorda. Dairede işini bitiren Nazım evine gitti ve evine gider iken Beyazkule bahçesine uğradı. O gün Fransız konsolosunun kızının isim günü olmak müna- sebetile bahçede verileri bir zi: yafete Ömer Nazım da davetli idi. Konsolosların ziyafetinde bulunamıyacağına dair özür di ledi ve evine gitti. Yukarıda söylediğimiz gibi evi bahçenin karşısında idi. Ömer Nazımın sağ ve, salim İstanbala gitmesi caiz görüle- memiş, imhasına lüzum gösteril: mişti. Büyük devletlere verilen nota sekiz on saat bir aralıkla tatbika başlamıyor demekti. Ce- miyet icraata geçiyordu. Ve bu ilk icraatın muvaffakıyetle neti- celenmesi lâzım idi. Nazımın evinde selâmlık oda- sını gören tek bir oda vardı. O da sokak kapısının yanında idi. Ve Nazımın yeri senelerdenberi belli idi. Sokağa bakan pence: renin önündeki koltuğa oturmağı âdet edinmişti. Koltuğa oturduğu vakit Nazımın ensesi pencerenin kenarına gelir veya kafası yük- Yazan: M. DOĞAN sekte kalır, arkast sokağa doğru olduğu için kafesin aralığından sıkılacak her kurşun beynini par- çalamıya kâfi idi. Şimdi asıl mesele, Nâzimı aşağı odaya indirmekti. Birinci mülâzim İsmail Selânikte niza: miye on yedinci fırkanın erkânı harbiyesine mülhak idi. Ömer Nazım ile arasıra teması vardı. Bayramlarda, kandillerde tebrik için evine giderdi. — Bu işi ben başarırım. edi ve © vazifeyi d ._[dr;)_ Mustafa Necib de; ie a — Ben de haini gebertirim, Dedi, İş tamam olmuştu. Bu kararlar ayaküstünde ve bahçede verilmişti. İsmail kapıya geldi ve kapıyı çaldı. Yukarıdan bir kadın sesi işitildi: — Ne istiyorsunuz? — Beyefendiyi görecektim, Ömer Nazım pencereden gör rünür görünmez İsmail: — Beyefendi -dedi- bir kitap istiyorum, avdette alıp getirecek olur iseniz bendenizi çok mem- nun etmiş olacaksınız. Müsaade buyurursanız - kitabın ve bulun: duğu kitaphanenin adım yazayım, — Aşağıya geliyorum, Dün Ankarada geçen ma tü Macarlar: A. Gücüne 5-2 galip Macarlar, maçtan sonra İstanbula ha: reket ettiler. Bugün Istanbul muhte- liti ile karşılaşacaklardır ( Baştarafı 1 inci sahifede ) Maç, Macarların şiddetli hü- cumlarile başladı. Macaristanın beş tanınmış kulübünün oyuncu- larından teşekkül eden B. takımı çok yüksek bir oyun gösteriyor- du. Muhacimler, mütemadiyen kalemizi sıkıştırıyorlar, tehlikeler yaratıyorlardı. Yedinci dakikada sağdan bir iniş yaptılar, ortala- dıkları topu — müdafilerimiz elle tuttular, Fakat lehlerine verilen Penaltıdan istifade edemediler. Sağdan, soldan sık sık akın- lar yaparak kalemizi ziyaret eden Macar muhacimlerinin çok şid- detli şütleri, bugün cidden mü- kemmel oynıyan Ankara kalecisi Ateşin ellerinde kalıyordu. Ateş fedakârane plânjonlerle muhak- kak göllere mani oluyordu. Çok gevşek oyniyan Ankara mubacimleri, müdafaanın bütün gayretlerine rağmen Macar nısıf sahasında — ilerliyemiyorlar, sol açık Hamdinin güzel ortalamala- rından istifade edemiyorlardı. On beşinci dakikada Macar- lar soldan çok seri bir inişle kalemize kadar sokuldular. Sol açığın ortaladığı topu merkez muhacimi kalemizin — ağlarına taktı. Ateş, yanlış bir hareketle kaleden çıktı ve bu göle mani- olamadı. Oyun, daima Macarlar lehine inkişaf ediyordu. Yirminci dar kikadan sonra hâkimiyeti tama- men ellerine aldılar. Kalemizi da- — Zahmet buyurmayınız. — Olmaz, geliyorum. Sokak kapısı mülâzim İsmaile açılmış,Ömer Nazım da aşağıya inmiş ve yerine oturmuştu. İs- mail de Mustafa Necibin gel diğini görerek Allahaısmarladık deyip gitmesi kolay olması için Nazımın karşısına oturmuştu. Fakat Necib iki dakika sonra yetişerek bahçe kapısını açtı ve kolayca çıkması için kapının önüne ufak bir taş parçasım ayağı ile itti ve sokak kapısının yanına geldi, itidalini muhafaza ederek tabancasını çıkârdı. ve pencerenin aralığına dayadı. Bu vaziyeti gören İsmail lâ> kırdısını hemen bitirerek, — İyi yolculuklar - temenni ederim. Diye ayağa kalktmıştı. İşte; bu sırada Mustafa Necibin inkılâb için attığı ilk kurşun namluyu terketmiş Ömer Nazıma isabet etmişti. Evdeki pazar çÇarşıya uymaz derler, Bu darbimesel burada da hükmünü göstermişti. Mülâ- zim İsmaili uğurlamak için Na- zım ayağa kalkmıştı. O sırada tabanca da ateş edilmişti. Çı kan kurşun kafa tasına değil kalçasının bir tarafından girmiş öbür tarafından çıkmıştı. Çikan kurşun hizini alamadığı için Na: zimin karşısında düran - İsmailin diz kapağının aşağıdaki kemiği- ni kırmış ve kemiğin içinde kâak: mişti. - Muvaffakiyetle ” başarılan bu ilk kurşun büyük devletlere verilen hotayı tamamlamıştı. — Sönü var — ha sık ziyarete başladılar. Bir koörnerden - istifade edemediler. Bir firikiki de Ateş mükemmel bir plonjonla kurtardı. Otcuz ikinci dakikada soldan Macar kalesine kadar indik. Bu akın koörnerle neticelendi. Macarlar topu kâfa ile uzak- laştırdılar ve derin bir pasla sağ açıklarına — gönderdiler. Açık, merkeze geçirdi, sol iç sıkı bir şütle topu kaleye havale — etti. Çok şiddetli gelen top, — Ateşin elleri arasından - sıyrılarak ikinci defa olarak kalemize girdi. İkinci gol, bizimkileri hareke- te getirdi. On dakika kadar Ma- car nısıf sahasında oyaadık, İki koörner ve bir firikikten istifade edemedik. Müdafaanın canla ça- İşmasına rağmen, muhacimlerin fazla gevşek oynamalarından bi- rinci devreyi 2-0 mağlüp olarak bitirdik. İkinci devre: İkinci devrede - takımımızda bazı değişiklikler yapıldı. Sakat- lanan kaleci Ateşin yerine de Rami alındı. Daha ilk anlarda Macar nisif sahasına geçen for- lanmız Macar kalesine kadar sokuldular, Hamdi Ankaranın lik golünü yaptı. Macarlar, bir ettiler. sert sistemi ialibe başljan: Üüğrürler, tesbar cimlerimizin ilerlemesine meydan bırakmıyorlar, bilhassa solaçık Hamdiyi daima marke tutarak ilerlemesine mani oluyorlardı. 17 inci “dakikada Macar sağ- açığı Orhof ortalardan kaptığı topla, yıldırm. gibi kalemize indi. Topu, müsait vaziyette bu- luhan merkez muhacimine ge- çirdi, Sıkı bir şütle Macarların dördüncü golü de Ankara ka- lesine girdi.. Ankaralılar, Macar nısıf saha- sında canla başla çalıştıkları halde Macar oyuncularının yük- sek oyunları karşısında muvaffak :lınıyorılır, yeni bir gol kayde- lemiyorlardı. 25 inci il erm n a indiler ve sol açıklarının il beşinci golleı'iniç kıyd:ttilızy:..h Ankarahlar, bir gol daha çı- karmak ve aradaki büyük farkı kapatmak için çok çalışıyorlardı. Macarlar bir akınımızı penaltı ile kestiler. Bu penaltı bize ikin- €©i golü kazandırdı. İki dakika sonra da maç 5-2 Macarların galibiyeti İle neticelendi. Macar futbolcuları bu akşam- ki ekspresle İstanbula hareket ettiler. Yarın Taksim stâdyo- müunda — İstanbul — muhteliti - ile oynıyacaklardır. Maçlardan evel yapılan atle- tizm — müsabakalarında dercce alanlara Adliye Vekilimiz tarâ- findan madalyalar verildi, Bugünkü İzmir maçları Bugün spor heveskârları için mühim müsabakalarla dolu bir gündür. Alsancak stadında öğ- leden sonra başlıyacak müsaba- kalar, akşama kadar devam ede- cektir. Bayram tezahüratı ve » yeni eserler Hargutlunun çalışkan M'ma- kamı B. Kema! Akgündüz Turgutlu, 29 (Kususi)— Cum- buriyetin ondördüncü yıldönü mü Turgutluda emsalsiz tezahü- rat îçiııge kutlulanmıştır. Mem- leket, bir halta evel yapılan muhteşem taklarla ve yeni bay raklarla baştanbaşa süslenmişti. Hazırlanan programa göre, sa- bahleyin hükümette kabul ve tebrikâttan sonra Cumburiyet meydanında toplanılmıştır. Aş- ker ve jandarma kit'alarile Parti ve Halkevi ve diğer teşekküller mensupları orta ve ilkokullar talebesi, köylü ve şehirli binlerce halk toplandıktan sonra saat 10 da bando tarafından çalınan iş- tiklâl marşı ile merasime başlan- miştir. Âz sonra m B. Kemal üz, Halk Partisi kürsüsünde — göründü. Bugünü » tasvir eden ateşin hitabesi mü- tenddit defalar alkışlarla kesildi, Mütcakıben vilâyet umumi mee- lisi azasından Bn. Hıfziye, Be- lediye reisi B. Cevdet Öktem, Halkevi spor başkanı B. Remzi, B. Rıza Kaya, köy kâtiplerinden ve gençlerimizden B. Remzi bi- rer hitabe irad ettiler. Nutuklardan sonra parlak bir geçid resmi yapılmıştır. Açılma törenleri: Ortaokul, Çınarh mevkünde ilkokul, belediyemizin modern zabire borsası, elektrik santrali- nin küşad merasimi yapılmış, belediyedeki merasimde rcis B. Cevdet Öktem kısa, fakat veciz bir hitabe irad etmiştir. Gece feneralayı ilmış ve mütca- kıben bir balo verilmiştir. Halk, derin bir neşe içinde bugünü katlulamakta ve coşkun tezahü- rat yapmaktadır. Rıza Kaya Saat 13,15 de Demirspor ve Doğanspor takımları arasın- dâ bir müsabaka yapılacak ve bunu reyanş maçı takib edecek- tir. Revanş maçı Üçok - Yaman- larspor t:;.ımlııı arasında yapı- lacaktır. İki hafta evel yapılan müsabakada Üçok takımı, Ya- manlarspor takımına galib gel- mişti. Müsabakanın revanç mâ- hiyetinde olması, ayrıca heye. can ve alâka uyandıracaktır. Britanya İrlandaya galip Londra, (Radyo) — Britanya devletleri - kupası için İngiltere milli takımı İrlanda milli takımı ile Belfast stadyomunda karşı- laştı ve İngı'kue takımı güzel bir oyundan sonrâ İrlanda ta- kımını 5-1 mağlüp etti. Sahada kırk bin seyirci vardı. İngiltere takiımı sezonun en hiyi Oyununu Oynamış ve tam formünde bi takım olduğunu isbat elmişlilr).ı' Birinci devre İngilizlerin hâ- kimiyeti altına geçti. Takım orta muhacim Milsin attığı iki gol ile 2:0 galip olarak sahadan ayrıldı. İkinci devrede İngiliz ııkııııı( ıyı:ı ıhikimiyulle oynadı ve tekrar Milisin ve sağiç H, ile ol açık Brukun ataıkları birer sayı ile gölleri bi dı. landa tîkııııı ıı?e oç;ı=ıı ıı.ıı: dakikâlarında Stefensonun aya- ğından şeref gölünü kazandı ve bu suretle İrlandalılar 1-5 mağ- lüp olarak sahadan ayrıldılar,