— yaşıyan iki kardeşin hastalanma- e <W P A DS A ĞV SURİGRE ÇÜĞ S İ NĞNN GÜRİRİRCEĞMİSGRÜEGER Ü (P — 8 rinden fırlayıp bağırdı Bitişik çocuklaî di. Herkes hayret içindeydi. “ Paşalar, siz böyle olsaydınız; evvelâ ananızığöldürürdünüz ,, Amerikadaki bitişik kardeşler Dün Anadoluda çıkan bir telgraf Sıvasta bir Türk ana- sının bir batında dört yavru doğurduğunu bize gösteriyordu. Geçenlerde de İzmirde bir va- tandaş hemşire üç yavru do- ğurmuştu. Bunlar, öyle fevka- lâde doğum vak'alarıdır ki, birdenbire nazarı dikkati ve alâkayı — celbediyor. Hattâ, mümkünse yardıma koşuluyor. Nitekim, bu üç yavru doğuran anaya, Başbakanımız bile yar- dımda bulunmuşlardı. Keza, fazla çocuklu ailele- rin yardım görmesi de, ta öte- denberi her cemiyette bir esas olarak kabul edilmiş ve bu- günkü medeni cemiyetler, bu- nu, kanuni şekillerle devlete bile mal etmişlerdir. Fakat bu meyanda bilhassa, bitişik olarak doğan yavrular ve onların yaşayışı, herkesi — alâkadar etmektedir. Geçen- lerde Amerikada bitişik olarak ları ve evvelâ birinin, biraz sonra da diğerinin vefat etmesi adeta bütün dünyayı alâkalan- dıran bir hâdise oldu.. Bu iki bitişik kardeşi fotoğ: raflarında, doktor muayenede sinde görüyorsunuz. - Birinin Filipinos Simpilicio, diğerinin ise Lucio Godinadır. Yirmi dört yaşında idiler.. Ve sırtla- rile kaba kısımlarından yekdi- ğerine bitişiktiler. Osmanlı tarihlerinde bizim bu şekilde tesadüf edebildiği- miz tek bir vak'a vardır ve o da 1117 senesinde görül- müştür. Hâdiseyi, bizzat müverrih Raşid anlatmıştır. Muharrem ayının - ortaların- da, sadrıâzam damad Ali paşa- ya Çatalcada bir istida geli- yor. Gönderen, bir kadın.. Sadrâzam, bunu okuyunca: — Sübhane men tahayyere fi sun'ilukul! Diye bağırarak yerinden fır- hyor. Çünkü, arzuhali gönde- ören kadın, arkalarından yek- diğerine bitişik iki kız çocuğu dllinlnllemi Hükei ünklerni ea Muharremin yirmi üçü: Kadın, iki çocuğunu bir at üzerine bindiriyor ve kocasile beraber yola çıkıyor. Çatalca, o tarihlerde İstanbula merbut küçük bir nahiye idi. Bu kü- çük aile kervanına muhafızlar da veriliyor. Sadrıâzam, emrinin yerine getirildiğini ve çocukların ge- tirildiğini duyunca, — derhal diğer vezirlere, Şeyhülislâma, Beylerbeyine, kadıaskelere, fa- kihlere, tanınmış — müderris, şeyh, vâız ve paşalara ve bu meyanda hükümdarın tabibine, müverrih Raşide haber gön- ,derip bir garibei hilkati temaşa için sarayına gelmelerini isti- yor... Haber yavaş yavaş, İstan- bula yayılıyor ve âdeta, Sad- riâzamın sarayının içi, dışı hın- cahınç doluyor. Sadrıâzam, bir nevi divan kurup, artık yavruların ve ana, babalarının getirilmesini emre- diyor. Çocuklar, büyük bir sargı içinde kucaklanarak getiriliyor ve ortaya konuyor. Anaları, örtüyü ve kundaklarını açınca, herkes; — Allah Allah!.. Diye bağrışıyor ve ilâve edi- yor: — Süphanellahülkadir alâ men yeşa'l Sadrıâzamın, şeyhülislâmın, paşaların ve divandakilerin hepsinin gözleri faltaşı gibi açılıyor. Çocuklar sırtsırta ver- miş ve Amerikadakiler gibi, kolları, bacakları, kafaları, her şeyleri tamamen ayrı, fakat arkadan bitişik.. Sadrıâzam, Hükümdarın ta: bibine soruyor; —Ya efendi, ne dersin hik- meti hüdaya?!, — Kulunuz hikmeti hüdaya bir diyemem devletlâm, sadece boynumu bükerim. Cenabı hü- davend, kadiri mutlaktır.. Sadrıâzam, çocukların ana- sına dönüyor: — Bunların isimleri nedir? — Birisi Fatma, biri de DÜüÜLA Ka0 divana getiril- -—g.' .IİW îl!n 'w *ılx ', |Bugün maç)var Güneş takımı bugün Üçok, yarın da Doğansporla karşı- laşacaktır. Hakem, Ankara mıntakasından eski Beşiktaşlı Bay İbrahimdir. Üçok, geçen haftaki kadrosundan — daha başka şekilde çıkacaktır. Daha doğrusu hatasını tashih ede- cektir. Takım kadrosu, ağlebi ih- timal şöyle olacaktır: Nejad, Ziya, Ali, Şükrü, Enver, Adil, Namık, Basri, İlyas, Said,Saim. Güneş — takımında Salâheddin, Reşad, İbrahim gibi İzmirin çok — yakından tanıdığı iyi oyuncular - vardır. Bisiklet Federasyonun hazırladığı bi- siklet seri koşularının ikinci hafta koşusu 40 kilometre üzerinden yarın Güzelyalı-Urla yolu üzerinde yapılacaktır. Halletmişler Şam, 16 (Radyo) — Fran- sanın fevkalâde komiseri Kont Dö Marsel, burada bir hafta kaldıktan sonra bugün Berutâ dönmüştür. Vataniler Kont Dö Marsel lehine nümayiş yap- mışlardır. Dün gece, Suriye Başvekili, Kont Dö Marsel şerefine mü- kellef bir ziyafet vermiştir. Komiserin burada bulun- duğu müddet zarfında Dürzü- lerin Suriye ile olan ihtilâfları tetkik ve tamamen halledil- miştir. y ; Grev meselesi Londra, 16 (A.A.) — İn: gilterede halen hüküm süren grev hareketi münasebetile hükümete çok yakınlığı bulu- nan Deyli Telgraf gazetesi sendikacı ameleye karşı şid- detli hücumda bulunmaktadır. Gazete muühtelif endüstri kısımlarında mevzubahs sen- dikaların sureti mahsusada vaki emrin üzerine grev ilân edildiğini - bildiriyor. Ve di- yor ki: Bu devamlı ihtilâflar bilhassa teslihat programının tatbikine ciddi surette tehlikeye koya- bilecek mahiyette olduğundan bunlara bir nihayet vermek lâzımdır. Mesele hükümetin derhal müdahalesini istilzam etmek- tedir. Bay Potemkin Vazifesine başladı Moskova, 16 ( Radyo ) — Hariciye nezareti siyasi müs- teşarı Bay Potemkin, bugün Paristen dönmüş ve vazifesine başlamıştır. Bay Horstnan Berline vardı Berlin, 16 (A.A.) — Avus- turya Dahiliye Nazırı Bay Horstnan dün tayyare ile bu- ra lmiştir. Nazır bugün hğneize evrş:kın ıçılmuıgâı bulunacaktır. BÖKT SN DErİTLEE DN rçemmız Yani çocuklara maaş bağ- lanıyor. ve ana; yavrularını sırtlayıp çıkarken, hiç geçin- miyen iki paşaya bakarak gü- lüyor: . - çe GÜ GŞi Rebii, ANADOLU Donanmamız, Kor. tor limanına gîdecelzwp a rti ——— — Başı ? nci sahifede — birlikte şehrin tayyare meydanını ziyaret etmiş ve iki saat kadar tevrakkuftan — soora Saraybosnaya hareket etmişlerdir. ÇC “Millet, Yugoslav millletinin milli seci- Rat mev yesine karşı olan hayranlık ve bağlılığımız bu suüretle daha iyi anlaşılır. Yaşasın Yügos- lavya, yaşasın Majeste Kral İkinci Piyer, yaşasın Altes Ro ayal Naibi Prens Pol, yaşasın aziz dostum Milân Stoyadi- noviç., Bu nutku, takib etmiştir. Misafirler, müteakıben istas- yondan ayrılmışlar ve tersa- neye doğru bir otomobil alayı teşekkül etmiştir, Alay, üzer- lerinde (Hoşgeldiniz) — yazılı üç takın altından geçmiştir. Misafirler, öğle yemeğinden sonra Trajevo mevkiine doğru seyahatlerine devam — etmiş- lerdir. Başvekil B. Stoyadinoviç, Belgrada dönmüştür. Türk misafirler 15,30 da mevrid- lerine varmışlar ve orada da heyecanlı tezahüratla karşılan- mışlardır. Türkiye Başvekili, maiyetile birlikte şehrin tayyare mey- danını ziyaret etmiş ve iki sa- at kadar tevakkuftan sonra Saraybosnaya hareket etmiştir. Belgrad, 16 (Radyo) — Tür- kiye Başvekili General İsmet İnönü ve Hariciye Vekili Bay Tevfik Rüştü Aras, bu sabah Sarayovaya gelmişler ve mu- azzam merasimle karşılanmış- lardır. Sarayovada Türk rica- Tini belediye reisi bir nutukla selâmlamış, bandolar, Türk İstiklâl marşını çalmıştır. Civar köylerden gelen binlerce kişi, Türkiye Başvekilini yaşa ava- zelerile karşılamıştır. Türkiye Başvekili İsmet İn- önü, Sarayova belediye reisi- nin nutkuna mukabele ederek, Yugoslav ulusunun kahraman- hğını yadeylemişlerdir. Sarayova — belediye — reisi, bugün Türkiye ricali şerefine mükellef bir ziyafet vermiştir. Bayan İsmet İnönü, Bayan Milân Stoyadinoviçle birlikte bugün kral Piyer gemisile Dobrovniğe gelmişlerdir. Ge- neral İsmet İnönü ve Rüştü Aras da Pazar günü Dobrov- nikte bulunacaklardır. Amiral Şükrü Okanın ku- mandasındaki Türk harp filo- sunun bugünlerde Kotor lima- nını ziyaret edecekleri haberi, bugün Yugoslavyada büyük bir alâka uyandırmıştır. Buka- tovuskada, Türk ricalinin ve harp - filosunun istikbali için hazırlıklar devam etmektedir. Türk gemileri, bu limanda 21 pare topla selâmlanacaktır. Türkiye Başvekili İsmet İn- önü ve Bay Rüştü Aras, bu- gün Sarayovadaki askeri mü- esseseleri gezmişlerdir. Türk ricali, ayın 21 ine ka- dar Yugoslavyada kalacaklar ve Belgrada Aavdetle oradan İstanbula döneceklerdir. Yunan gazeteleri ne yazıyor İstanbul, 16 ( Hususi ) — Yunan gı.zeleler.i. Başvekilimiz sürekli alkışlar — Başı 1 edebiyat, — siy Namık Kema menkul ve & her şür, okur mun ya yazdı Önun m. yalnızca ok: da karşı £ hissi intikar mun iyi d kötü dediği Evlerde, remler, Hâr berlenir, Na mazdı. Hân ele gezer, : mezdi. Galatasar ret edebiya başladı. On duk. Fikret yatı öğrenir bilmek der derinlik şaiı dâver — dari arasında T nabın — şiirl zevkti, bir Abdülhak okumak b siyetti. Biz onda biyatı değil de öğrenm Tabiatın kâ zulme bile eden tabia tüne çıkacı haksızlığı k karetle çarp ve yüksek l Herkese in yeksan diye kadrini val anlatan büyi büyük bir « viyor ve ok Çirkinliği ve beşeriyel maddi ve n hayatın tak bu şairi t ıstırap diler şiirler gibi kin ve bedi O, haya canlı bir va kavuştuğum kuvvet, ha fesi idi. Bi haline çıkar rin bir. h şekilde idi, Bu şair fi, telâkkilerini büyük bir » Cumhuriy lüpte ve m şur ve kont mizde tam Vazifemde ederdi. Ar: telgraflaşırd Hastalığır mütcessir ol sormuştu. G sızlığında çe iltifatlı ve 1 neşredilen anlaşıldığını Saray Bo