el ça e MN <ü 9/4/937 v 6 Filistin Tahkik heyatinin kararları infial uyandırdı Kudüs, 8 (A.A.) — Gerek Sionistler gerek Müslümanlar Londradan gelen ve Filistinin YEl v İ ATATURK Ankarada bir ge- zinti yaptılar Istanbul, 8 (Hususi) — Cumhurreisi Kamâl Atatürk, bugün Ankarada bir gezinli yapmışlardır. biri Yahudi biri Arab olmak İA üzere iki devlete tefriki ihti- malinden bâhis olan haberlere karşı şiddetli bir husumet iz- har etmektedirler. Büyük müftünün dediği gi- bi, Müslümanlar Filistini Arab memleketlerinin teşkil etmekte olduğu büyük ailenin âyrılık kabul etmez bir. parçası — te- lâkki etmektedirler. Sionistler ise Şer'a nehritir iki kıyısında bir Yahudi dev- leti vücude getirilmesi prog- ramını müdafaa etmektedirler. Berlin gazeteleri ne yazıyorlar Paris, 8 (Radyo) — Alman * Matbuatı miralay Dölarokun mahkemeye sevki meselesile şiddetle alâkadar görünmek- tedir. Alman — gazetelerine Fransa, Hitlerin iş başına geç: tiği sıralardaki vaziyettedir. Fransada mali ve ekonomik iflâs tamamile tahakkuk — et- miştir. Bunun için milli bir idare iş başına geçmek üze- redir. Alman gnçlik teşkilâtı Berlin, 8 (Radyo) — Alman gençlik teşkilâtı şefi Bay Bal- din Von Şiraz, Hamburgta gençlere irad ettiği nutukta: *“Nasyonal Sosyalist idealini her genç takibe mecburdur. Gençler bu hususta - ebevey- nini de dinlememelidirler. Bazı aileler Nasyonal Sosyalistlik aleyhinde çocuklarına aşı yap: makta devam ederlerse, hak- larında cezai takibat yapıla- caktır, demiştir. Grev yüzünden ga- zeteler çıkmadı Paris, 8 (Radya) — Nim- deki havagazı grevi şehri ka- ranlıkta bırakmış ve bu yüz- den gazetelerin de çıkmasına Mani olmuştur. Brestte, ameleye nisbi bir fazlalık temin edilmesine rağ- Mmen grev ilân ed İmiş ve şeh- Tin tenviratı kesilmiştir. Klering tetkikatı Roma, 8 (Radyo) — Kle- Ting üzerine tetkikat yapan Müessese Türkiye ve Letonya ile yapılan uzlaşmaları da tet- kike başlamıştır. ANADOLU Günlük siyasal gazete Sabip ve Dbaşyazgamı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi : İzmir İkinci Beyler sokağı C. Halk Partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yallığı 1200, altı aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştur. Yabancı memleketler için senelik abone ücreti 27 liradır Hex yerde 5. kuruşlur İngiliz tayyareleri Hindistanda isyan mınta- kasını bombardıman et- mekte devam ediyorlar. Londra, 8 (Radyo) — Del- hiden alınan haberlere göre, birçok tayyareler Şakton ve karışıklık olan saha üzerinde gezmektedirler. Bu tayyareler asiler üzerine bombalar atmak- tadırlar. Türk - Fransız Ticaret muahedesi uzatıldı İstanbul, 8 (Hususi) —Türk- Fransız ticaret muahedesi, iki ay temdit edilmiştir. Fort müessesesi Sendikaları tanımıyor. Dettruva, (Mişigan) 8 (Rad- yo) — Otomobil müesseseleri ile amele müesseseleri — ara- sında henüz müzakerat bit- memiştir. Buna rağmen Gene- ral motors amelesi umumi bir grev ilân etmiştir. Fort müessesi, sendikaları hiçbir. zaman tanımiyacağını bildirmiştir. Sendika - rcisleri- nin bir içtimanda Fordun bu hareketi üzerine çok şiddetli kararlar verilmiştir. “ Allahın rüzgârı,, Japon tayyaresi bir gün- de Atinaya geldi Londra, 8 (Radyo) — yo-Londra yolunu kat'edecek olan “Allahın rüzgârı, ismin- deki Japon tayyaresi, bugün yola çıkmıştır. Japonyada bu tayyarenin muvaffakıyeti namına dini me- rasim ve ayin yapılmaktadır. Tayyarenin Cuma günü sefe- rini bitirmesi muhtemeldir. Belgrad, 8 (Radyo) — Ja- gn tayyaresi saat 9,50 de Eurıdın geçmiştir. Atina, 8 (Hususi) — “Alla- hın rüzgârı,, Japon tayyaresi 18,20 de buraya gelmiş ve yere inmiştir. Japon tayyare- cileri yarın sabah buradan Londraya gideceklerdir. Londra, 8 (Radyo) — Son bir habere göre, “Allahın rüz: gârı,, ismindeki Japon tayya- resi, geceyi Atinada geçirmek- ten vazgeçildiği için oradan ayrılmıştır. Tayyare, yarın sabah (bu sabah) Londraya gelecek ve merasimle karşılanacaktır. Bu tayyare Asahi gazetesinindir. İtalya kraliçesi Solyaya gidiyor Triyeste, 8 ( Radyo ) — İtalya kraliçesi, Sofyaya kızı nezdine gitimek üzere buradan geçmiştir. Kraliçenin bu se- yahati gayri resmidir. Paris Rus sefiri Paris, 8 (Radyo) — Mos- kovadan bildiriliyor: Sovyetler merkezi icra ko- mitesi Bay Jakop Suriçi, Paris Sovyet - sefirliğine tayin et miştir. Londrada zelzele Londra, 8 (Radyo) — Kuv: Bay Benes Viyanaya uğrama. dan Praga vardı Belgrad, 8 (Radyo) — Çe- koslovakya reisicumhuru Dr. B. Benes, Zagrep istasyonun- dan geçerken vagonun balko- nundan, kendisini karşılamağa gelmiş olan halka hitaben bir söylev vermiş ve Çek-Yugos- lav uluslarının. omuz omuza aynı gaye uğrunda çalıştıkla: rını ve bu sahadaki faaliyet: lerine devam — edeceklerini söylemiştir. Prağ, 8 (Radyo) — Doktor Benes, hususi trenle Yugos- lavyadan dönüşte Avusturyada mütenekkiren 'seyahat etmiş, Viyanaya uğramadan doğruca buraya gelmiştir. Almanya Dinsizlik yüzünden zarar görmüş Roma, 8 (Radyo)— Obser- vatura Romana gazetesinin bir makalesi, Hitler ile Ludend- rofun barışmasına büyük bir ehemmiyet vermektedir. Bu gazete: “Bu barış, Alınanyada da- hili bir muvaflakıyettir, fakat Ludendrofun dinsizlik siyaseti hariçte bir zarar teşkil ede- cektir. Çünkü bunlar hırıt yan- lığa bir taarruzdur, Almanya bu yüzden çok zarar göre« cekür. , Demektedir. Berlin, 8 (Radyo) — Baron Von Nörat papasların Alman- yanın dahili & siyaşetine nafiz olmağa çalışmalarına meydan bırakmıyacak bir tedbir ittihaz etmiştir. Papalık bu hususta ısrar ederse, Almanya Papa ile münasebatını katedecektir. Fransa hava posta. larını çoğaltıyor Paris, 8 (Radyo) — Fransız hava postaları umumi müdü1ü bir ziyafette yakında herbiri 40 yolcu taşıyan ve saatte 200 kilometre | kateden — 16 yeni tayyarenin faaliyete ge- çeceğini söylemiştir. Bunlar- dan 26 kişilik ve saatte 280 kilometre kateden sürat tay- yareleri de işliyecek ve 8 ay sonra Amerika ile Avrupa arasındaki tayyare seferleri de haftada ikiye iblâğ edilecektir. Mısırla Dostluk muahedesi akdettik Ankara, 7 (A.A.) — Bugün Dış Bakanlığında Hariciye Ve- kili Dr. Bay Tevfik Rüşdü Aras ile Mısır orta elçisi S. E. Muhammed E!mohdi Elcezairli Türkiye - Mısır arasında bir dostluk muahedesile ikamet ve tabiiyet mukavelesi imza etmişlerdir. Bu muahede ve mükavele- lerin metinleri yakında iki memlekette aynı zamanda neş- | redilecektir. l Kazaya uğramış | — Londra, 8 (Radyo)—Afamet | İtalyan vapuru Sen Kalen fe- nerinden 22 mil uzakta kazaya | uğramış ve bir İngiliz torpi- dosu hemen yardımına git- miştir. Maç geri kaldı Roma, 8 (Rıdyo) — Tri- buna gazetesine göre, Fransız milli chbıle İtılyın milli ekıhı Program Cemiyet ve kalkınmamızın her cebhesinde sadece tekâ. müle doğru yürüyen ve ancak bu çerçeve içinde bazı tadilât kaydedebilen program; kültür hayatımıza intikal ettiğiği da- kikada, tedris ve terbiyeden tutunuz, halk arasında neşri- yat ve okumaya kadar müte- madiyen zikzaklar gösteriyor. Halk kültörü, şüphesiz, ikinci plânlık bir mevzu ve onun üzerindeki, gayri mes'ul telâk- kilerin, hareketlerin münaka- şası da ayrıdır. Fakat yeni bir üniversite kurmuş olan bir cemiyette, hâlâ ve hâlâ orta mekteb ve lise programının *müstakar demiyeceğim, çün- kü ben böyle bir kelimeyi yürüyen | bir hayat ve seviye için doğnı bulanlardan deği- lim- tam bir şekilde hazırla- namaması cidden hüzün ve- ricidir.. Evelce, bir ilkmekteb der- dimiz vardı. Tahsil mecburi- yetinin halk - tarafından kav- ranması için uğraşırken, beri taraftan da muallimin — randı- manını artırmasını ve küçük çocuk yığınları içinde yükse- len okuma iştihasını tatmin etmeği düşündük. Bugünkü şartlara bakarsak, az çok - in- şirah duyabiliriz. Noksan ka- lan kısım, ilkmektebi hocası- nın maaş ve refahının kifa- yetsizliğidir. Bu hoca, oku- muyor, okuüyamıyor, — okuya- maz da:: Çünkü; mali kudreti müsaid değildir. Ortamekteb ve liselere ge- lince, okuma silsilesinin bu hal- kalarında, üç senedenberi pat- lak vermiş çürüklük ve ko- pukluk vardır, İlkmekteb - lise ve ortamekteb - üniversite muvasala devreleri, program- ların bizdeki talebe hayat ve seviyesine ve onların hazırla- pışları ile, girmek üzere bu- lundukları müstakbel tahsil zaruretlerine göre lâyıkı ile tanzim edilememesi yüzünden mütemadiyen fena neticeler vermektedir. Evelki sene, bütün mual- lümleri, münevverleri ve mat- buatı endişe ile üstünde dur- duran sene sonu imtihanları- nın hatıraları hâlâ ve hâlâ ta- zeliğini muhafaza ediyor. Mev- zuu tetkik ederken şunları da hatırlamak - faydalıdır: Bizde normal okuma nerede kalır, ortamekteb - seviyesin- de mi, lisede mi? Ekseriyeti Tiseye devam etmiyen bu ço- cuklara, lise hazırlıklarına gö- re yapılan tedrisatın ameli ve hayati kiymeti nedir, o tak- dirde meslek mekteblerini ço- galtmak lâzım mıdır, değil mi- dir? Liselerde meslek, yani teknik şubeler - tedrisatında, imtihanların gene umumi esas- ları ihtiva etmesine nazaran, aradaki fark ve istenen fazla- hk ve ihtisas ne ile temin edi- lelilir? Ortamekteb ve Tlise talebesinin — istenen neticeyi alamadığına bakıhrsa, keyfi- yet, programdan mı, çocuğun seviyesinden, hazırlanışından, yaşayışından — vesaireden mi ileri geliyor? Üniversite mefhum ve şart- larma göre, genç liselinin ha- 3 ih Museviler ve»Türkçe Tügik Sİhiklrim | Ylamursuz,, paketlerine Türkçe konuşulması için yaftalar kondu B. Yakub Bensinyor: “Türk dilini tamim etmek hususundaki azmimizi sarsacak hiç bir kuvvet mutasavver değildir. ,, diyor B. Yakob Bensinyor Musevilerin Türkçe konuş- maları lüzumu etrafında (Meş- rutiyet matbaası) sahibi Bay Yakub Bensinyor — muharriri- mize şu beyanatta bulunmuştur: — Ben, on beş yaşımdan beri Türkçe konuşmakta ve Türk dili için propaganda yapmaktayım. Daha çocuk iken (Ahenk) matbaasına intisab ettim. O vakittenberi matbuat müntesiplerile yakından tanı- şırım, Türk dilini tamim etmek ve bu güzel dili Musevilere öğretmek suretile kökleştirmek hepimizin yegâne arzu ve he- defidir. 1934 yılında, İzmirin en mü- nevver tabakasına mensub bazı zevatın bulunduğu bir mecliste bu mukaddes vazife hakkında hasbıhaller oldu. Ben, seneler: denberi başlıyan ve gittikçe ilerliyen gayretlerimizi teşrih ettim. Hazır bulunanlar beni alkışladılar. Fakat bu husustaki müzaheretlerini lüzumu kadar ibzal etmediler. İstibdat devrinde dilimizin tamimi hususunda ne kadar müsamaha gösterildiği, tarihi vak'alarla müsbettir. Bu dev- rin günahları yüzünden Türk dili, toprağa gömülmüş bir elmas halinde kalmış, memle- ketimiz, Babil kulesi gibi muh- telif ve yabancı dillere sahne olmuştu. Kaç defa dilimizin tamimi için teşebbüs edildi G0rEN LOT SAAT AM LA < nasıl vereceğiz? Ben kendi çerçevem içinde, hiç te istisgar edilemiyecek bir lise bilgisi taşıyan çocuk- ları çok tetkik ettim: Bu bilgiler, şuur, idrak ve muhakemenin avuçları içinde yuğurulmuş, hazmedilmiş de- gil, ham, perakende şeyler halindedir. Ne şekil almışlar, ne de asıllarını muhafaza edi- yorlar.. Ne bu malümatın alı- nışında, ne de verilişinde bir tabiilik ve inşirah verici bir vâziyet var. Bunun ifadesi ise, artık şaş- maz bir programın İise ve orta mekteblerde tamamile hâkim olması icab ettiğidir. Saflet Arıkan gibi mevkiinin ve sandalyesinin şerelli mesu- liyet ve icablarını müdrik bir vekilin de, başka türlü düşü- neceğini — sanmıyoruz. Zaten hakikat ve hâdiseler de bizi teyid etmektedir. Bizde bir program hastalı- gı ise, hiç bir netice elde edile- memişti. Fakat şimdi devir | değişti. Sevgili ve büyük ha- | Tâskârımız Atatürk sayesinde Cumhuriyete kavuştuk. Büyük idarecilerimiz, milli mevcudi- yetimizi dünyaya tanıttırdıkları gibi dilimizi de tamime ko- yuldular. Memleketimizin her tarafı her gün bilgi ocaklarile süsleniyor. Hiç şüphe etmiyo- rum ki, Türk dili, az zaman sonra lâyık olduğu mevkii bu- lacak ve memleketimizde Türk dilinden başka dil konuşan kalmıyacaktır. Birkaç senedenberi - teşek- kül etmiş bulunan (Türk Kül- tür Birliği) Musevilerin Türkçe konuşmaları hususunda sami- mi ve çok temiz bir halde çalışmaktadır. Ben, bu birliğin veznedarıyım. Birliğimiz, aile- ler arasında, ibadethanelerde ve her yerde Türkçenin süratle tâmimi için muntazam ve sis- tematik bir halde çalışmakta- dır. Bu senc hamursuz bay- ramı münasebetile her yerde telkinatta — bulunduk. — Fakir halka tevzi ettiğimiz hamursuz paketleri içine (kardeşler, saa- detinizi istiyorsanız her yerde Türkçe konuşunuz) cümlelerini havi yaftalar koyduk. Bu ve buna benzer propagandaları- mız çoktur ve biribirini takib etmektedir. Başarmak - istediğimiz yük- sek vazifenin ne kadar müş- kül olduğunu bilmiyor değiliz. Fakat ne olursa olsun, sebat ve azmimizi sarsacak - hiçbir kuvvet yoktur. Zira bütün Müsevi gençliği bizimle bera- berdir. Yeni nesil, cumhuri- yetin feyzini almış olan genç- lik, tultuğumuz yolun en sa- dık muakkibidir. Musevi genç- Kiği, vazifemizin kudsiyetini anladıktan sonra bizim için korkulacak, cehd ve gayreti- mizi kesredecek — hiçbir şey mutasavver değildir. Ben, Musevi cemaati fahri kâtibi umumisiyim. - Cemaate müracaat edenler arasında Türkçe bilmiyenlerin işi sureti kat'iyede geri bırakılır ve gö- rülmez. Bu tedbir, belki de birçok kimselerin hoşuna git- mez. Lâkin ne olursa olsun, bu gibi tedbirler almak, yük- sek ve mukaddes — vazifemizi kolaylaştırır. Böyle tedbirler, en çok yaşlı kimseler içindir. Gençlik için cebri hiçbir ha- rekete ihtiyaç yoktur ve icap etmez. Zira Musevi gençleri, — Sonu 6 ıncı sahifede — TAKVİM Rumi - 1353 Arabi- 1356 Mart 27 Muharrem 27 NİSAN 9 Cuma uwL-— S uo — HEvkat Ezan Vasat Evkat Ezan Vasa İGüneş 10,51 5,30 akşam 1Z 1B4NŞ * .34 12,15 yataa — ),35 20.10