— sabah, İstanbul, çok vakitsiz — mişti. “halde başkalarile zina eder A sayla 64 Carîhten Yapruklar Kadın taşlarla öldü, Avram kılıçla! Devrin padişahı da Fazlı paşanın sarayından hâdiseyi seyrediyordu Aksaray semtlerinde esesen bu işten asabileşen öyle genç- ler vardı ki, yalan yere yemin ve şehadete de — hazırdılar. Böyle bir şeyin şüyuunu bile, yukuundan beter telâkki edi- yorlardı. Yarım saat sonra, bunlar- dan Üüç kişi Beyazi zadenin karşısında idiler ve şehadette bulunuyorlardı.. Halbuki aym saatte, Balat- taki bir Musevi evinin kapısı açılmış ve içeriye giren — bir erkek avluda yakaladığı karı- sına hiddetli hiddetli homur- danmağa başladı: — Göreceksin, Avram ası- lacak.. Onunla aşna fişna ya- parsın hal.. Utanmaz oğlu utanmaz. Hem sana göz koy- muş, hem de benden alaca- ğımı istiyor. Neyim varsa satıp savmak için yemedik halt bırakmadı. Kadın hiç ses çıkarmıyordu. Bu adam, Beyazi zade Ah- « med efendinin karşısına gi- dip te yalan yere şehadette bulunan Naumdu.. — İşte dedi yaptığını öyle kecek ki... Kadının gözleri yaşardı: — Günah Naum, günah!. Naum dayanamadı, karısı- nın suratına bir tokat attı: — Âşıkının ölümüne yüre- ğin dayanmıyor galiba!, Seni kaltak senil. Bu dedikoduyu çıkarnp ta işi yürütünciye ka- dar canım çıktı.. Filhakika, bu şahitsiz, isbat- sız zina vak'ası, sırf bir kıs- kançlık ve alacak, verecek meselesinden çıkarılmış, doğ- rudan doğruya Naumun eseri olan birşeydi.. * .'. Nihayet fetva çıkmıştı: Fatma da, uydurma âşıkı da recmedilecekti... Cezanın tatbik - edileceğin- den evel, gece vakti, iki kişi, Sultanahmed camünin karşı: sındaki, burmalı taşın yanıba- şında iki çukur kazıyorlardı.. Fetva, bütün İstanbula ya- yılmıştı.. Böyle bir cezanın tatbik şekli görülmediği için, herkes ertesi sabah erkenden Sultanahmed — meydanlığında toplanmağa hazırlanıyordu. Padişah da, bu hâdise ile yakınan alâkadar olmuştu. Ecdadının devrinde böyle bir fetva çıkmamış, böyle bir ce- — za verilmemişti. Recmi bizzat görmek arzı- sunda bulunmuş: — Fazlı paşaya söyleyin b ı kim, yarın alessahah, zatı şa- hanem, saraylarına gelip on- ra huzurumla — saadet ve menet vereceğim.. Naum, rakibine vurduğu dar- beyi okadar beğenmişti ki, sa- baha kadar uyumadı. Ertesi uyanmış ve büyük insan kala- balıkları, şehrin muhtelif ma- — hallerinden, Sultanahmed mey- — danına doğru akmağa başla- — Facire, kocalı olduğu Halk artık iyice toplan- i mıştı, iğae atacaık yer yoktu. | Civardaki bütün binaların pen- ı cereleri, ağaçların üstü tıklım | tıklım dolu idi... I Ansızın herkes ! alkış yükseldi: Padişah geliyordu... Fazlı paşa sarayının kapıları ardına kadar açılmış ve yolun orta- sına kadar halılar serilmişti. Padişah etrafına bakmadan alelâcele saraya girdi, biraz sonra da sarayın balkonunda gözüktü... Yine bir alkış tufanı yükseldi... Tam o sırada ka- labalık arasından sert bir ses duyuldu: — Geril.... Geri... geri çekilsin!.. Mahkümlar, büyük bir Ye- niçeri müfrezesinin - ortasında getiriliyordu... Kadın, çarşa- fının içinde iki büklüm olmuştu. Yahudi sapsarı, perişan, yarı ölü bir hal almıştı... Kadını, iki kişi kolundan tutuyordu.. Halk - birdenbire bağırmağa başladı: — Gebersinler!.. Namussuz- larl.... Orospuyu öldürünl.... Yuhaaaa, yuhaaaaal!..... « Kadın artık yürüyemiyor ve Yeniçeriler tarafından sürük. leriyordu. Çukurun dibine ka- dar getirildi ve çarşafı sırtın- dan alındı. İnce bir ses du- yuldu: — Allahaşkına yapmayınl... Ben masumum.... Bir Yeniçeri, tekme vurdu: — Sus fahişe, sus!... Kadın yuvarlandı ve çuku- ra düştü. Yahudiyi kenara çekmişlerdi.. Yeniçeriler kadı- ni doğrulttular. Üç kürekli | Yeniçeri, çukurda — doğrultu- lan kadının etrafını toprakla ; doldurmağa başladılar. Kadın | artık sadece derin derin inli- yordu. Beş dakika sonra, ar- tık koltuk altlarına kadar ye- re gömülmüş bulunuyordu.. ı Padişah, balkondan baktı: — Cezasıdır, çeksin! Diye mırıldandı. Bu ameli- ye biter bitmez, Yeniçeriler biraz geri çekildiler. Halk kalabalığının ön safında bu- lunan ve ellerinde taşlar tu- tan birçok insanlar ve çoluk çocuk: — Lânet olsun, geber! Diye bağrışarak, kadına doğ- ru atıldılar. Her savrulan taş, kadının başında, yüzünde, göğ- sünde birer yara, birer gedik açıyordu. Birkaç dakika için- de kadın, artık - insanlıktan çıkmış, kanlar içinde bir kü- tük haline gelmiş, can verip gitmişti.. Şimdi sıra, Avrama gelmişti. İki Yeniçeri, onu da kolların- dan tutup çukura doğrüu - sü- rüklemeğe başladılar. Naum, kalabalığın içinde idi. İblisane bir tebessümle — gülüyordu. Kendi dindaşının ve bir ka- dıncağızın başına getirdiği fe- lâketten hiç muztarip değildi.. Naum, birdenbire bağırdı: — Ben Müslüman - olaca- ğgiml.. Beni affı | içeriler sustu, bir Herkes kadına bir ledin! rdenbire dül ANADOLU Bay Benes, Belgraddan Praga avdet etti — Başı 1 nci sahifede — erkânile yaptığı temaslar hak- kında bugün gazetelere aşağır daki resmi tebliğ verilmiştir; Resmt tebliğ Çekoslouakya — cumhurrcisi doktor Bay Edvar Benesin, Belgradda bulundukları esna- da Bay Benes, Çekoslo- vakya Hariciye Nazırı Bay Kamil Krofta, — Yugoslavya saltanat naibi Son Altes prens Pol ve Yugoslavya Baş ve Dış Bakanı Bay Stoyadineviç arasında müzakereler — yapıl- miştir. Bu münasebetle - iki memleket menafiini alâkadar eden meselelerle beynelmilel siyasi vaziyet konuşulmuş, ge- çenlerde akdedilen küçük an- tant Hariciye Nazırları kon- seyindeki mukarrerat tasdik edilmiş, Çekoslovakya devlet reisinin bu ziyareti ile Çekos- lovakya ile Yugoslavya ara- sındaki dostane münasebatın mükemmel olduğu iki tarafça kabul edilmiştir. Yakınaa Yu- göslavya saltanat naibi Son Altes prens Pol Pragı ziyaret edecektir. Bu ziyaret, Yugos- lavya ve Çekoslovakya millet- [ | leri arasındaki dostluğu bir kere daha teyid ve takviye edecektir. Belgrad, 7 (Radyo) — Çe- koslovakyanın Belgrad . elçisi, dün akşam Çekoslovakya rei- sicumhuru şerefine mükellef bir ziyafet vermiştir. Ziyafette Yugoslavya — saltanat — naibi him bir mesele idi. Yeniçeri I ağası koşup geldi ve meseleyi | anlayınca derhal, cami içinde İ durmakta olan Beyazi zadeye koşup anlattı. Beyazi zade: — Getirin hemen -dedi- şe- refi islâmla müşerref olsun! Avramda hoşafın yağı ke- silmişti. Naumu, çukura göm- müyor, cami içine doğru gö- türüyorlardı. Eyvah, tehlike, sağ kalıyor demekti. Naum da, | camiye doğru götürüldüğünü görünce dirilmişti. Demek ki kurtulmuştu. İhtida merasimini bizzat Beyazi zade yaptı. Na- um tekbir getirdi, töbe istiğ- far etti, kelimci şehadet te ge- tirdi ve “Mehmed,, adını aldı. Halk, halâ bekliyordu, padi- şah ta merak içindeydi. Bu merasim bitince Beyazi zade: — Tamam -dedi- hiç olmaz: sa mezara islâm olarak gitsin ki, belki dârı uhrada kendisine Hazreti peygamber — şefaat eder. Avram feryad etti: — Aman Allahaşkına!.. Beyazi zade boynunu büktü: — Fetvanın hükmü değiş- mez. İslâm da olsan, yidiğin nanenin cezası budur. Fakat, şu var ki recim yerine kılıçla.. Beyazi zade sözünü - bitir- meden, Yeniçeriler, Avramı kollarından tutup - havalandır- dılar ve meydana götürdüler. Tam çukurun başına getirmiş- lerdi ki, bir cellâd gözüktü. Elinde geniş, korkunç bir pa- la vardı. Bir darbe kâfi gel- di. Avramın başı kopmuş, çukura düşmüştü... Avram, bunu görür görmez, seyircilerin arasından kayboldu ve Balata koştu.. Evine girer girmez, karısına bağırdı: —Canı cehenneme!, Hovar- dadan da kurtulduk, faizciden- de... Amma, başkası da ge b Ş, yapalım/, ——— prens Pol, prenses Olga, sal- tanat niyabeti üyeleri, başba- kan Bay Stoyadinoviç, nazır- lar, Bay Krofta, Yugoslavya ayan ve mebusan meclisleri reisleri hazır bulunmuşlardır. Ziyafetten sonra Bay Benes, davetlilerle muhtelif meseleler hakkında uzun müddet görüş- Müştür. Belgrad, 7 (Radyo) — Çe- koslovakya cumhurreisi Bay Benes, bugün öğleden evel Yugoslavya — sokol — teşkilâtı umumi merkez heyeti azalarını kabul etmiştir. Sokol teşkilâtı birinci reis vekili Bay Benesi şu nutukla selâmlamıştır: — Hayatını cihan barışı uğ- runa feda eden Yugoslavya kralı Aleksandrın mezarından alınmış toprakla dolu olan şu gümüş kutuyu kabul etmenizi | rica ederim. Bu toprak, kral Aleksandrla Çekoslovakya eski cumhurreisi Bay Mazariğin ida- resinde biz Yugoslavlarla siz Çekosloyakların memleket uğ- runda çektiği zahmetlerin bir hişanesidir. Bu iki memleket kanla yuğ- rulmuş, Sokol mensubları ta- rafından şimdiki iyi vaziyete getirilmiştir. Bütün Yugoslav memleket ve milletinin ruhun- dan kopan sevgilerle sizi se- lâmlar ve Çekoslovak milletine Yugoslav milletinin selâmları- nın tebliğini rica ederim. Bay Benes, şu nutukla mu- kabelede bulunmuştur: — Selâmlarınıza ve Hop- lenaç mezarından getirip ver: diğiniz hediyeye teşekkür ve onu ehemmiyetle — muhalaza edeceğime sizi temin ederim. Müteveffa Kral Aleksandrla fasılasız tam on sekiz sene teşriki mesai etmişlim. Bu müddet esnasında zerre kadar ihtilâfa düşmedik. İki kardeş memleket arasındaki bu sami- mi teşriki mesaiye Sokollar devam edeceklerdir. Belgrad, 7 (Radyo) — Çe- koslovakya cumhur - başkanı Bay Benes, Belgraddaki fa- kirlere dağıtılmak üzere 50 bin dinar - vermiştir. Yugos- lavya nazırlarını kabul ederek kendilerine nişanlar vermiş, öğleden sonra halkın samimi tezahüratı arasında Praga ha- reket etmiştir. Prag, 7 (Radyo) — Çekos- lovak gazeteleri, cumurrcisi Bay Benese gösterilen hüsnü kabulden dolayı memnuniyet beyan ve bu ziyarette kardeş millet reisine yapılması lâzım gelen bütün kabul ve merasi- min yapıldığını kaydediyorlar. Suriyeden hududu- muza giren çete — Başı I nci sahifede — Mazhar Müfid, Manisa Saylavı Bay Refik İnce, Bay Ziya Gev- her, Bay Halil Menteşe, Bay İlyas Sami ve daha birçok saylavlar söz almışlar, Fran- sayı ve — Suriyelileri -şiddetle tenkit ettikten sonra çetelerin, Fransızlar ve Suriyeliler tara- fından silâhlandırıldığını söy- lemişler ve bu hal devam ederse, mukabelemizin çok şiddetli olacağını hatırlatarak bu gibi hâdiseleri tertip eden- leri, aklı selimle hareket - et- meğe davet eylemişlerdir. İstanbul, 7 (Hususi) — Su- riye Fransız fekalâde komiseri tesiri | Satış kooperatif leri teşkilâtı “— Başı | inci sahifede — ratifleri birliği) vastasile ihracata başlanacaktır. - Tahmin edildiğine göre,bu sene satış koop dahil olacak ortakların istihsal ede cekleri üzüm ve incirlerin miktarı, reköltenin yüzde 3040 1mı bular caktır. Satış kooperatifleri teşkilâ- tım İzmir üzüm kurumu müdürlü- ğü idare edecektir. Şimdi Romanyada bulunan ve bu sene Romanyadan - memleketi. mize idhal elilecek kotuluk keres- deler meselesi için alâkadarlarla te- maslarda — bulunan Özüm kurumu İsmail Hakkı Veral bu ayın 12 sinde İzinire gelecek ve derhal satış — kooperatifleri teş. kilân — meselesile meşgül — olmağa Alâkadarların söyle- müdürü Bay | başlıyacaktır. | diklerine *göre, üzüm satış koope- z ratilleri teşkilâtı evelce işaa — edil. diği gibi yolmız Manisa ve Kemal- | paşada — olmiyacak, - bü iki Üzüm | mantakasından başka Alaşehir, Sa: lihli, Turgudlu hatta Cumaovası ve Bucada da — teşkilât yapılacaktır. Aydın — mintakasındaki altı koape- ratif, yeni teşkilâta bağlanacaklır. | İkusad Vekâleti, yeni koopera- | ı ehem: | tifler teşkilâtıma fevkalâde miyet atfetmektedir. Yeni koopera- tiflerin büyük işler göreceği tah- min ediliyor. AMT TF MA A TTRADATE VKU İzmir icra memurluğundan: İzmirde Karataş Teşvikiye sokağında 8 No. da iken ha- len nerede olduğu bileneme- yen Leon Sarano tarafına Emlâk ve eytam bankası İzmir şubesine T. L. 2385 lira 45 kuruş borcunuzdan do- layı namınıza çıkarılan ödeme emri ikametgâhınızı terkeyle- meniz - hasebile bilâ tebliğ iade edilmiş zabıtaca da ara- nılmanıza rağmen bulunduğu: nuz yer öğrenilememiş oldu- gundan ilânen tebliğat ifasına karar verilmiştir. Tarihi ilândan itibaren yedi gün içinde mezkür borcu öde- meniz veya diyeceğinizi ayni müddette şifahen veyâ yazı ile memuriyetimize (Dosya No. 31/7115) e bildirmezseniz ve- hinin paraya çevrilmesi yolu ile icraya devam edileceği ilânen ihbar ve tebliğ olunur. H. İş. No. 970 geee A yrren z bugün tayyare ile Paristen Şa- ma döndü. Lâözkiye ahalisi; istedikleri kabul edilmezse dürzü isyanına ştirak edeceğini bildirmiş ve denberi her türlü soğukal: gınlıklarına ve ağrılara karş! isbat etmiştir. İ ASPİRİNin tesirinden | emin olmak için lülfen kasına dikkat ediniz. Memleketimize mal getire" zail olmuş ' şaşmaz bir ilâç olduğunu B. Celâl Bayarla İngiltere Hücaret nazif! arasında çekilen telgraflar Ankara, 7 (A.A.) — Karâ' | bükte demir ve çelik fabrik&” larının — temelatma merasilll! münasebetile İktisad Vekili B Celâl Bayarla İngiliz Ticaret Nazırı Bay Valter Runcimaf arasında aşağıdaki - telgraflar teati olunmuştur: İ Bay Valter Runciman * Ticaret Nazırı Londrâ Karabük demir ve ç:lik' fabrikalarının — temelatma me rasimi münasebetile bu işti kiymetli alâkanızı anar ve de* rin saygılarımı sunarım. İktısad Vekili Celâl Bayar Ekselâns Celâl Bayar ' İktısad Vekili Türkiy€ Karabük demir ve çdik faprikalarının temel atılmas münasebetile lütfettiğiniz telg” — raftan dolayı pek ziyade Ilf'î'j'w | teşekkirim. Bu teşebbüsün if” kişafının iki memleket arasit” daki dostluğu ve teşriki me” saiyi ayrıca takviye edeceğil” den de eminim. Ticaret nazıf! Runciman İhtilâlciler bir vapuru çevirdiler İstanbul, 7 (Hususi)—Mem” mleketimize mal getiren bf' , yük vapuru, İspanya ihtilâlci" — leri tarafından yolda ç,cV'"' miştir. Her tarafta feyizli yağmurlar yağıyof Adana, 7 (A.A.) — Bugü? bölgede — fasılalı — yağmurlar yağdı. Çiftçi vaziyetten Ç memnundur. Konya, 7 ( A.A,) — Vilâr yetia her tarafında çok Pıydll' yağmurlar yağıyor. Bazı yerlet€ kar yağdı. İnebolu, 7 (AA) — Üf gün süren kalın sisten sonrâ dün akşamdanberi fasılasız sW” rette faydalı yağmurlar mıya başlamıştır. Zürra ve çilt çiler sevinç içindedir. 4 Zile, 7 (AA.) — Bir ay danberi devam etmekte olaf kuraklık dündenberi bereketli yağmurlardan Bi yağan —