Varşova, 7 (A.A.) — Yük- Sek teknik tetkikat mektebin- de derslere başlandıktan biraz Sonra ders salonlarına boğucu Veya göz yaşı döktürücü gazlı bombalar atılmıştır. Koridor: lardan bir bomba - infilâk et- Miştir. Bütün dersler tatil edil- Miştir. Hesjsky dün üniversitelerdeki Vaziyet hakkında Üi hiden alınan haberlere göre, bombardı- şa — tayyarelerle Man edilmiştir. Hükümet, asiler üzerine Muntazam kuvvetler gönder- Miş ve asilerin tenkili için esaslı tertibat almıştır. Hindliler, yolcularla dolu ir ominbüse ateş açmışlar- dir. Yolculardan ölmüştür. nın harp sahası olduğunu ılân etmiş ve bu mıntakaya gitmek istiyenlerin, evvelâ mezuniyet almaları lâzımgeldiğini halka bildirmiştir. Londra, 7 (AA.) — Him- distanın şimali garbi hudu- dunda isyan hareketleri evelki gibi devam eylemekte bulun- duğundan İngiliz makamları aşağıdaki beyannameyi neşret- Mmiştir: "Kaisher, Shektu, Alged ve Arselot mıntakalarında bulu- nan bütün şahıslara 6 Nisan- dan itibaren tayyare ile hü- cum edilecektir. Ve bu Cumlara gece gündüz müte- madiyen devam olunacaktır. Çocuklarını ve hayvanlarını kurtarmak istiyenler bu mın- takalârı terketmeli ve isyanın bitirilmesine kadar bu mınta- kalara dönmemelidir. Veziris- tandaki İngiliz - valisi kabile- ler şeflerine İpi fakirinin ha- ANADOLU | Günlük siyasal gazete Sahip ve Daşyargamı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi: İzmir İkinci Beyler sokağı - C, Halk Partisi binası içinde Telgraf; İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 — Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, alü aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştur. Yabancı memleketler için senelik aböne üçreti 27 liradır Her )'ndı_S kuruştur Vargovaî'üniversiteıı'nde Bombalar patlamış, va- ziyet altüst olmuştur Vaziyet şiddetliî;iî;rlğre ihtiyaç | gösterecek derecede karışıktır Mezahip nazır muavini Bay | bir alâkası yoktur. İstedikleri bir hitabe | intizam dahilinde çalışmak. Hindistanda isvan İsyan bölgesi baştanba- Şa bombardıman edildi Hükümet, isyan bölgesinin harp sahası olduğunu ilân etti Londra, 7 (Radyo) — Del- | isyan mıntakası, bugün baştan | bir Afganlı | Hükümet, isyan mıntakası- | | ve Franaz hükümetleri tara hü- | siz. Amerikan | | iradetmiş ve bu bitabe radyo ile neşredilmiştir. Nazır mua- vini demiştir ki: - Halihazırda normal bir | çalışma mevzuubahs olamaz, Vaziyet şiddetli tedbirler itti- hazını mecburt kılacak mahi- | yettedir. Talebenin ekseriyeti- L nin kargaşalık çık.ırz!nlnr!a hiç bir tek şey vardır. Sükün ve | reketinden bütün Tore Khle | kabilesinin mes'ul tutulacağını bildirmiştir. Ticarit engeller B. Van Zeland, tahsisat teklifini kabul etti.. Bay Vanzeland Bürüksel, 7 (ALA.) — Kabine içliimamnı müteakıp aşağıdaki tebliğ neşredilmiştir: *Başveki! B. Van Zeland İagiliz n âl 1936 tarihli logiliz, Fran- pöra ai 26 asının tam netice — verebilmeri k temin enjantman tedbirleri engellerin umumi zamnanda ile diğer tabi tatalması ihti- nin tetkiki ricası ile yapılan at bakkında izahat vermiştir. bir tetkik halen tama- e telâkki edilmektedir. B. Vanyeland bu nazi çi yapmağa hazır olduğunu bildirmiştir. Kabine — başvekilin — bildirdiği Zafer torpidosu Beynelmilel kontrole iştirak ediyor İstanbul, 7 (Hususi) — İs- panya işlerine ademi müda- hale komitesi tarafında verilen kontrol kararı " mucibince İs- panya sularında beynelmilel kontrol için donanmamızdan Zafer torpidosu bulundurula- caktır. Torpidomuz, bugün yarın Cebelüttarıka müteveccihen ha- reket edecektir. ge— İstanbul valisi Ba ' Muhiddin Üs. tündağla Bay Hüse. yin Cahid davası Bay Hüseyin Cahid İstanbul, 7 (Hususi) — İs- tanbul - valisi — Bay * Muhiddin Üştündağla Bay Hüseyin Ca: bidi Yalçin arasındaki davaya, bugün de İzmit asliyeceza mahkemesinde devam olundu. Bu celsede, (Akşam) - gazete- sinde (Akşamcı) imzası ile ya- | zılan makalelerin Bay Hüse- | yin Cahidin olup olmadığı hakkında İstanbul emniyet mü- dürünün — tezkeresi - okundu. Tezkerede, (Akşam) gazetesi sahibi Bay Necmeddin Sa- dıktan — sorulduğu ve muma- ileyhin, gazetede (Akşamcı) imzası ile çıkan yazıların mu- harririni bildirmeğe kanunen mecbur. olmadığı cevabında bulunduğu ve fakat, bu yazı- ların, Bay Rüseyin Cahid ta- rafından yazıldığına dair umu- mi efkârda bir kanaat hasıl olduğu bildirilmekte idi. Bay Hüseyin Cahid, vali B. Muhiddin Üstündağın mai- yelinde bulunan bir memur olmak dolayısile emniyet mü- dürünün bu tezkeresinde ileri sürülen — noktaların kanunen muteber ölmıyacağını söyledi. Evrak, tetkik edilmek üzere tedbirleri tesvip eylemiştir. Mücssir geçmek üzere vücude mlu şeraiti kabil olmadığının B. Van Zeland tarafından tetkik edilebilmesi için bir tetkik — icrasına getirmek derhal - ibzar karar verii Cihan piyasasında Mühim miktarda Rus altını var Paris, 7 (A.A.) — Figaro gazetesi cihan piyasasınn mü- him miktarda Sovyet altını gönderilmiş olduğunu haber vermektedir. Bu gazete bu al- tından 4 milyar frangın dolar olarak piyasaya yatırılmış ol- duğunu ve Sövyet Rusyanın bu süretle ecnebi memleket- lerde kendisine döviz ihtiyatı tirı müddeiumumiye verilmiş ve muhakeme başka güne bıra- kılmıştır. İtalyanın deniz masrafı Roma, 7 (A.A.) — 1937 - 38 senesinin bahriye masraf- ları 1,857,891,000 lirete baliğ olacaktır. Bu miktar geçen seneye nisbetle 246 milyon fazladır. 25 bin tonluk Giulio Cesaro ve Coute Di Tavour zırhlıları tamamile yenileştiri- lecektir. Yedi bin tonluk iki kruvazörle bazı küçük cüzü- tamların inşası yakında — bite- cektir. Deni; ökisİ ANADOLU . . Bir tip Dün akşam saat yedide Çan- kaya vapurunda Karşıyakaya geçiyordum. Alsancaktan kalk- tık.. Herkes yerine yerleşti. Ben kamaradayım. İskeleden kırk elli metre ayrılmıştık ki, kamaraya bir yolcu girdi:; Başında, tepesi yumurta siv- risi şeklini almış ve sonradan siyaha boyandığı anlaşılan bir şapka.. Sırtında kolları ve etekleri kısalmış, eski, ince lâciverd bir caket, ayağında yarım külot çulâki, çizgili bir pantalon ve topuğu basık tozlu yemeniler.. Caketin sol üst cebinde kırmızı bir gül gon- cesi.. Sigarasını çekiştire çe- kiştire ve sanki, kamarada hiç- bir kimse bulunmuyormuş ve bu kamaranın, bu sosyetenin hiçbir. kanunu, hiçbir şartı yokmuş - gibi, geldi, orada durdu. Kal'iyetle söyliyebilirim; yolculardan hiç- bir kimseye bakmadı. Sigara- sını çekiştirdi ve ayakta, cam lardan, dışarıdaki geceye baktı. Diğer elini de cebine koydu. Başını biraz kaldırınca şapka- sının arka kenarları ensesine dayanmıştı. Sigarasını birkaç nefes daha çektikten sonra, | dudaklarından yere — fırlattı. Sonra ayağile bu sigarayı çiğ- nedi, ayağını, sert sert birkaç defa ileri, geri çekti ve mu- şamba zemine kuru bir |kur- bağa cesedi gibi yapışan izma- | rite, dudağının sol ucile küçük ve yuvarlak bir tükürük sa- vurdu . O kadar lâkayd, ©o kadar kaygısız ve pervasızlığında da o kadar tabii ve samimiydi ki, onu şaheser bir. tablo gibi seyrediyordum O şimdi, iki ayak üstünde durduğu şu - noktada, yalnız kendisinin adamıydı. Canının istediği gibi hareket ediyordu.. Ne tükürmenin, ne sigara içmenin, ne de bukadar kala- balığın ortasında eller cepte, gözler uzaklarda sipsivri dur- manın hata veya yasağını dü- şünüyordu.. Bir aralık, elini ecebine attı. Birkaç nohud ta- nesi çıkardı ve karşıdan ağ- zınin içine fırlattı. Yalnız ben değil, herkes ona bakmağa başladı.. Bu riyasız, bu yapmacıksız, bu içten gelen şeyi yapan adam, hakikaten ne garipti? Sonra ağır ağır geriye dön- dü. Başını hafil hafif sallıyor, ayaklarını muşamba — zemin üzerinde ağır ağır sürüklüyor ve bu iki tempo arasında, kendisine mahsus bir felsefe- nin, bir ruhun ahengini yara- tıyordu. Kapınm dibinde, ayaklarını açtı, biraz durdu ve vapur, Kar- şıyakaya gelince, kalabalık ara- sından, kendi stilini ve jestini hiç değiştirmeden çıkıp gitti.. Bu, tabii bir adamdı, ken- dinin adamı.. Cemiyetin hiçbir adabı muaşeret kaidesini bil- miyen, bilmek istemiyen ori- jinal bir tp.. Orhan Rakmi Gökçe ——— .-. ——— Vilâyet bütçesi Umumi Meclis - tarafından hazırlanan 937 senesi bütçesi ve esbabı. mucibe mazbatası önümüzdeki hafta içinde tas- dik için Dahiliye Vekâletine gönderilecektir. Bütçenin teb- alt kamaraya | inen merdiven başına kadar | Sayfa 3 H, Museviler ve Türkgo Ispanyolca, engizisyon mezali- mini hatırlatan bir yaradır Doktor Bay İsrail diyor ki: “ Türk kar. deşlerimizle dil birliği, emel birliği dairesinde çalışacağız. ,, Doktor Bay İsrail, Musevi- | lerin Türkçe konuşmaları lü- zumu hakkında dün bir mu- harririmize şunları söylemiştir; — Ben, senelerdenberi Türk- çenin tamimi için çalışan bir adamım. Tahsilim, tamamen Türkçedir. İzmir idadisinde beraber okuduğumuz Türk ar- | kadaşlarım bunu bilirler. Se- ferberlikte, orduda - vazifemi gördükten sonra milli harekâ- ta da iştirak ettim. Bundan evel, bahriye miralay müteka- Dr. Bay İsrail idi merhum Galomidi ve daha birçok arkadaşlarımla (Yardım ve Kardeşlik) cemiyeti adı al- tında bir cemiyet teşkil ettik. Bu cemiyette, sırf Türk dili- nin tamimi için ayrıca bir ko- misyon vardı. Sistematik — bir halde çalıştık. Bilâhare, hükü- metin — müsaadesine iktiran eden (Türk Kültür Birliğini) tesis ettik. Bu birliğin azası meyanında ben de varım. Ge- rek ben ve gerekse diğer ar- kadaşlarım, daima Türk dili- nin tamimini düşünüyoruz. ( ANADOLU ) nun bir iki haftadanberi devam eden irşa- datı bize kuvvet vermektedir. Bütün gençliği ele aldık. Bu- gün tek Musevi genci yoktur ki, Türkçe konuşmanın kat'i bir ihtiyaç olduğunu idrak etmemiş olsun. Dünyanın hiç bir yerinde, Türkiyede olduğu kadar Mu- sevilere refah ve saadet bah. şedilmiş değildir. Türk yurdu, aziz memleketimiz, asırlardan- beri bize müşfik bir yuva ol- muştur. Mukaddesatımızın bu topraklarda gördüğü bürmeti, içtimai hayatımızda Türkiyede mazhar olduğumuz serbestiyi nasıl unutabiliriz? İspanyolca, bana engizisyon mezalimini hatırlatan bir dil- dir. Bu dıl, bizim için bir di- kendir. Çok ve candan dile- rim ki, bu diken çocuklarımıza intikal etmesin Museviler içinde Türkçe bil- miyenlerin çok olduğunu itiraf ederim. Fakat, bunlara müte- madi telkinatta bulunuyoruz. Şimdi de kadınlar arasında iyi bir cereyan başlamıştır. Aileler, mümkün olduğu kadar İspanyolca konuşmaktan sakı- nacaklardır. - İbadethanelerde daima ve her zaman telkinatta bulunuyoruz. Bizim dilimiz, Türk dilidir. Bu dili öğren- mek mecburiyeti, kat'i ve ha- yatidir. Ci tığı fena miraslar arasında, yabancı dillere alışkan! k kö- tülüğü de vardır. Bundan "ir an evel sıyrılmak ve Türk kardeşlerimizle dil ve emel birliği dairesinde — yaşamak lüzumu aşikârdır. Bunu herkes anlamıştır, Şurasını da — arzedeyim ki, Museviler, Türk dilini konuş- mak hususunda son dercce isteklidirler. — Ancak, - itiyad, arzu olunan semerenin bir an evel husüle gelmesine mani oluyor. Bu da tedrici surette zail olacak ve az bir zaman sonra — İspanyolca tamamen unutulacaktır. (Türk Kültür Birliği), Türk: çeyi iyi konuşan mekteb tale- besine her sene mükâfatlar vermektedir. Bu sene, mükâfat alan genç- ler, geçen seneye nispetle çok fazladır. Bu vaziyet gösteriyor ki, gençler, zünden güne Türk- çeye alışıyorlar. Ben evimde daimi surette Türkçe konuşurum. Cumhuriyet devrinde kül- türe verilen ehemmiyet, dün- — yaya nümune olmaktadır. Mek- teblerimiz, sevinç verecek de- recede hergün artınaktadır. Bu sayede çok umarım ki, Türkçemiz, az zaman içli istediğimiz gibi laammüm ed cektir. Zira mesteblerin — ver- diği güzel 've esaslı neticeyi hiçbir kuvvet ve hiçbir hare- ket veremez. Bu noktada he- pimiz müttelikiz. Benim kanaatim şudur: Tür- kiyede yaşıyan, kim olursa olsun Türkçe konuşmak mec- buriyetindedir. Bu, dünyanın her yerinde öyledir ve öyle olması lâzımdır. H Ludendorf 'Cihan si 'yasetini tede kik ediyor Berlin, 7 (A.A.) — Luden- dorf, *“Alman kuvvetinin mu- kaddes memban,, isimli mec- muasında ezcümle şunları yaz- maktadır: “Şimdi umumi bir. harp çıkacak olursa kat'i neticenin Avrupa harp meydanlarında istihsal edileceği şüphesiz ol makla beraber Şimali Afrika fevkalâde mühim bareketlere sahne olacaktır.,, Cihan siyasetinin ufuklarını tedkik etmeğe devam eden Ludendorf, Sovyetler Birliğin: — den bahsederek bu memleket hakkındaki mütaleasını şu kı cümle ile hulâsa etmektedi * Sovyetler Birliği, bütün nazarlara kapalıdır.,, l TAKVİM Rumi - 1353 Arabi « Mart 26 Muharrem NİSAN u gee * j J | j | |