T ; Ca_rihten Yapraklar -Timürlenk hıristiyanlara - kuru kafa gönderiyor İzmir şovalyeleri kaçarken kendi kardeşlerini vahşice boğazladılar Timürlengin Yıldırım (Baya- © zıdi yendikten sonra, başla- | | diği büyük akınına İzmiz sa- hillerinde de bir safha verdiği muhakkaktır. Fakat Timür, bilâhare çekilmiş ve bir müd- det sonra şehir, gene Ana- * dolu Türklerinin eline geç- miştir, Ancak, İzmir muhasarasın- da Timürlenge atfedilen ve Evliya Çelebi tarafından kay- dolunan bazı hâdiseler vardır. Biz büyük Türk cihangirinin bunları yapmadığına inanmak- la beraber, sadece bir riva- yet halinde sütunlarımıza ge- çireceğiz. Timürlenk, büyük ordusu ile seddi yıkıp, her mukave- meti kırıp İzmire dayanınca burada şehri muhafaza et- mekte olan Hiristiyan İzmir şövalyeleri, arazinin ve kale- lerin — vaziyetine — dayanarak şiddetli bir mukavemet gös- termeğe başlamıştır. Herşeyi ve herkesi kılıcı önünde mut- lak” sürette eğip parçalıyan Timürlenk ise, o nispette bir tazyikle yavaş yavaş, iç ve diş kaleyi tazyike başlamış ve şovalyelerin artık kaleden çıkıp harp vermelerine imkân bırakmamıştır. Bunu, kale du- varlarını ve şehri tahrip et- mek hususundaki — tedbirler takip eylemiştir. Şovalyeler, bir hafta sonra, — her hususta müşkülâta düş- — Müşlerdir, fakat belli etme- miş, müdafaada devam etmiş- lerdir. Nihayet muhasaranın onbe- şinci günü olunca, Timürlenk kumandasındak Türk askerleri, çılan gediklerden içeriye gir- mek teşebbüslerine başvurmuş — ve şovalyeler, kale içlerine — kadar çekilmişlerdir. Bu ara- — da da icabında dış kaleden — kaçabilmek çarelerini araşttr- — mış ve bülmüşlardır. Tazyikin büsbütün arttığı bir gün, şövalyeler, emin bir — yoldan kaçarak kendilerini — limanın müsaid bir yerinde — duran birkaç gemiye atmış- lardır. Şehirdeki sivil halk ta çığlıklar ata ata, çoluk, çocuk, — kadin, erkek kafileler halinde onların arkasından koşuşmuş — ve sabilde; — Bizi de alın!.. Bizi nere- | “de bırakiyorsunuz! — Diye ağlaşmağa ve yalvar — mağa başlamışlardır. —— Fakat şovalyelerin taş yü- yekleri, bu manzara karşısın- — da hiç titrememiş ve gemiler- — de derhal hareket için yelken- “leri açmak ve küreklere sarıl- —mak hazırlığı görülmüştür. — Bunun üzerine sivil kadın — ve erkekler kucaklarında ço- / cuklarla gemilerin halatlarına, zincirlerine, küreklere sarılmak — istemişlerdir... Şovalyeler ise, kılıç ve mız- raklarını bu zavallılara tevcih ederek, halata yapışmış, ku- — cağı çocuklu anaları, yarı be- line kadar suya dalmış ihti- genç ve erkekleri öl- başlamışlardır. eci bir şekil suların üstünde cesetlerin yüz- düğü görülmüştür. Bu arada yaralıların veya ümidi kesilenlerin yumrukları- nı sıkarak: — Lânet olsun size vatan- sızlar, hainler, canavarlar! Diye başlıyan feryatları gök: lere çıkmıştır.. Tam o sırada da Timürlengin ordusu, bütün şehri işgal etmiş ve şovalye- lerden bir kışmını yakalamağa muvaffak olmuştur. Aynı za- manda, sahilde işlenen vahşet de meydara çıkmış ve muzalf- fer ordu üzerinde büyük bir tesir ve galeyan uyandırmıştır. Bunun üzerine Timürlenk şu emri vermiştir: * Bütün şovalyelerin baş- ları koparılsın, ehramlar ku- rulsun! Güya, Timürlenk, her işgal ettiği şehirde aynı şeyi yapar- miş.. Halbuki, hakikat hiç de Bütün Orta Avrupa mese- lelerinde ittifak var — Başı T inci sahifede — edilmiştir. Tebliğde küçük an- laşmanın noxtai nazarınca yeni batı paktı meselesinde batı emniyetinin doğu — Avrupası emniyetinden ayrılamıyacağının tekrar edileceği bildirilmek- tedir. Diğer taraftan zannedildiği- ne göre B. Stoyadinoviç İtalya- Yugoslavya anlaşmasının ne şartlar altında aktedildiğini an- lJatmış ve bu anlaşmanın Yu- goslavyanın ne evelki taahhüd- lerine, ne dostluk ve ittifakla- rına ve ne de Milletler cemi- yetile olan münasebetlerine zarar vermediği hakkında ye- niden kat'i teminat vermiştir. Yugoslavya İtalya ile yap- tığı anlaşmayı Cenevrede tes- cil ettirecektir. Tamamen Tu- naya taallük eden meseleler Macaristan ve Avusturya ile ticari ve siyasi münasebetler, küçük anlaşma ile Roma pro- tokolları grubu — arasındaki böyle değildir. Bu rivayet doğru| iktısadi teşriki mesai de Bay ise, İzmir şovalyelerinin halka karşı yaptıklarına bir cevap, bir ceza ve mukabele olsa gerektir.. Bir aralık Timürlenge gelip, başların ehram kurmağa mü- said olmıyacak kadar az bu- lunduğunu söylemişler, o da iki taş arasına bir baş kon- mak suretile emrinin yerine getirilmesini istemiş... İzmirden kaçabilen şovalye- ler ise, denizlere açıldıktan sonra Rodos şovalyelerinden başlıyarak birçok hıristiyan devletlerinden istimdad etmiş- ler ve büyük bir donanma, İzmiri Timüdengin elinden is- tirdada gelmiş. Fakat Timür- lenk, kendi mancınıkları - ile mukabeleye başlarken şu emri vermiş: * Ehramlardaki kuru kala: ları atınız! , Biraz sonra hıristiyan gemi- lerin içine, sağına, soluna, ka- falar düşmeğe başlayınca, bir panik kopmuş ve hıristiyanlar, bu dehşetli ve korkunç - şekil karşısında korkarak kaçıp git- mişler.. Rivayet, bu — merkezdedir. Amma, yukarıda işaret ettiği- miz gibi, doğruluğu meşkük- tür ve çok zayıftır. Yeni ne!rizıt: Hukuk Türkçe ve Fransızca olarak üç senedenberi kıymetli hu- kukçuların ve profesörlerin eserlerile neşredilmekte olan Hukuk gazetesinin ikinci cildi- nin ondokuz ve yirminci nüs- haları da çıkmıştır. Bu nüshada Üniversite Ör- dinaryüs profesörlerinden Er- züurum Saylavı Bay Saim Ali Dilemrenin adli tabbın ehem- miyetli mevzularına, profesör Bay Mustafa Reşit Belgesayın Türk Temyiz mahkemesi ka- rarlarına, profesör Bay E. Hir- şin Ticaret hukukuna, Bay Ce- vat Hakkı Özbeyin icra ten- kidlerine ait yazılarile Beşinci Noter Bay Sami Tekinin, eski adliye müfettişi Bay Ali Şev- ketin, Giulio Moncerinin vesair değerli zevatın makaleleri, İc- tihad kısmında da - istifadeli kararlar. qılı! / vardır. Hodzanın Viyana seyahati ile alâkadar olarak tedkik edil. miştir. Yugoslav-Macar münasebatı meselesinde son — günlerde mühtelif rivayetler, bilhassa B. Kanyanın seyahati şayiası dönmüş olduğu için, iyi ma- lümat alan mahfeller - Bay Stoyadinoviçin hiç şüphesiz arkadaşlarına Senatoda yaptı- gı beyanatı tekrar - ettiğini, yani Yugoslavyanın — yalnız başına Macaristanla müzake- reye girişmiyeceğini ve kendi- sini küçük anlaşma müttefik- lerine bağlıyan taahhüdlere harfi harfine riayet edeceğini bildirdiğini zannediyorlar. Kü- çük anlaşmanın bir bölge kol- lektif emniyet anlaşması ola- rak muhtemel inkişalı mese- lesinin yarın görüşüleceği an- laşılmaktadır. Belgrad, 2 (A.A.) — Vreme gazetesi bugünkü başmakale- sinde küçük anlaşmanın tarihi vazifesi nihayet bulmadığım kaydettikten, sonra Belgrad konferansı ruznamesinde an- tantı alâkadar eden bütün meseleler, ezcümle Yugoslavya - İtalya ve Yugoslavya - Bulga- ristan anlaşmalarile Avusturya ve Macaristan — münasebatı meseleleri mevcud ve bütün bu meselelerde hâkim olan cihetin Avrupa barışının mu- hafazası olduğunu, küçük an- tantın zayıflaması - için hiçbir sebep mevcut olmadığını, hu- susi meselelerden Avrupanın siyasi vaziyetinin tetkikine ge- çilerek camiaya ve vaziyet karşısındaki umumi hattını ta- yine imkân vereceğini bildır: mekte ve küçük antantın tees- süsünü teyid edecek ve basi- retin ve tarihi lüzumun büyük bir tezahürü olacak olan bu içtimaı selâmlamaktadır. Gazete üç nazırın içtimama Çekoslovakya cumhur başkanı Dr. Benesin Yugoslavyaya ve prens Pola yapacağı resmi (ziyaretin hususi bir mahiyet ilâve ettiğini söyledikten sonra Yugoslavya milleti tarafından birinci derecede ehemmiyeti haiz siyasi bir hareket —<— — Romanyada da aynı haleti ruhiye içinde mutalca edil- mekte olduğunu bildirmekte ve makalesini küçük anlaşma- nın sarsılmaz tesanüdünün de- vam edeceğini ve bunun Av- rupanın geçirdiği buhran için- deki ehemmiyetini kaydederek bitirmektedir. Belgrad, 2 (A.A.) — Bütün akşam gazeteleri Romanya dış bakanı B. Antenesko ile Çe- koslovakya dış bakanı Bay Kroftanın Belgrada muvasalat- ları hakkında ilk sayfada taf- silât neşretmekte ve Yugoslav hükümet merkezinin dost ve müttefik memleketlerin devlet adamlarına gösterdiği hararetli kabulü — tebarüz — ettirmekte- dirler. Gazeteler B. Kroftanın Bel- grad garina muvasalat eder etmez yaptığı beyanalı neşre- diyorlar. Belgrald, 2 (Badyo) — Küçük antant Hariciye Bakanları konseyi, kirmiştir. Bugünkü içlima saat 11 de başlamış, 12,30 a kadar devam et. miştir. Toplantıda dün görüşülmüş olan meselelerin müzakeresine de vam oluumuştur. Çekoslovakya Baş- bakanı B. Milân Hodza Avusturya ri- calile bugünlerde Viyanada yaptığı müzakereler hakkında kararlar itti- haz edilmiş olması muhtemeldir. Konferanstan sonra Yugoslavya kral naibi Prens Pol, Romanya Ha. riciye Nazırı Bay Antonesko ile ovakya Harisiye Nazın Bay Kamil Kroftayı kabual etmiş, öğle yemeğine alıkoymuştur. İki —nazır taltanalt niyabeti azaların da zi yaret etmişlerdir. Saat 17,30 da koönseyin son toplantısı akdedilmiş ve müzakere edilen bütün meseleler yeni baştan tetkik olunmuştur. Toplantıdan son- ra yerli ve ecnebi gazeteler mü- messilleri kabul edilerek — toplantı hakkındaki resmi tebliğ kendileri- ne verilmiştir. Nazırların müşterek tebliğinde Küçük antant camiasını teşkil eden memleketler arasında tam bir tesanüid ve ahenk mevend olduğu, orta Avrupayı alâkadar eden mescleler üzerinde Küçük antant devletlerinin ittifakıârası bu- lunduğu bildirilmektedir. Bay Antonesko gece Bükreşe dönmüştür. Prag, 2 (Radyo) — Kato- lik yortularını Viyada geçiren Çekoslovakya Başbakanı Bay Hodza Noye Fraye Prese ga- zetesine şu beyanatta bulun- muştur: “— Tuna havzası memle- ketleri arasında teşriki mesai sahasında Çekoslovakya şim- diye kadar mühim teşebbüs- lerde bulunmuş ve mühim ne- ticeler elde etmiştir. Çekos- lovakya ile Avusturya, Maca- ristan ve Bulgaristan arasında mevcut ticaret muahedelerine göre ticaret işlerinde mühim tezayüd vardır. Bu teşriki me- sainin gayelerimize — tevafuk etmesi esastır. Tuna havzası devletleri, Orta Avrupa dev- letleri politikasına bir âlet olmamalıdır. — İtalya - Yugos- lavya siyasi gerginliğinden Kü- çük antant devletleri çok zarar görmüşlerdir. Bu gerginliğin kalkmış olmasından memnunuz. Habsburg hanedanı, Napol- İyon Bunapart gibi tarihi rolünü yapmış, çekilmiştir. Bu hane- danın avdeti, Orta Avrupa devletleri için büyük bir felâ- Z .d' Buna iht ü İspanya hâdiselerinden de bahseden Çekolovakya Baş- bakanı, demokrasi idare olu- nan Çekoslovakyanın bu şekil idareden başka türlü idare olunan memleketlerle de teş- riki mesaiye hazır olduğunu söylemiş, Çekoslovakya hava ve kara ordusunun çok kuv- vetli olduğunu, orta Avrupa devletlerinin herhangi bir işde itirazsız biribirile anlaşmaları lözmgeldiğini, ham maddeler meslesini halletmeleri icabetti- ğini bildirmiştir. İstanbul, 2 (Hususi) — Bel- grad toplantısında küçük an- tanta dahil devletlerin müsaa- desi alındıktan sonra Yugos- lavyanın komşu — devletlerle muahedeler akdetmesi hak- kında yapılan teklif, Fransız metbuatınca muhtelif tefsirlere yol açmış ve bu tekliften sonra küçük Aantanta inhilâl etmiş nazarile bakılabileceği — ileri sürülmüştür. B. Antoneskonun beyanatı Paris, 2 (A.A) — Romanya Hariciye Nazırı B. Antonesko Petit Jurnal gazetesinin hususi muhabirine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: *Umumi harbin nihayetin- denberi zaman zaman küçük antantın dağılması hakkında şayialar çıkarılır. Küçük an- tant kuvvetini isbat etmiş si- yasi bir varlıktır. Sulh yapılalı önsekiz sene oluyor. Macar tadilciliği ancak muvaffakıyet- sizlikler kaydetmiştir. Bugün mevzubahs olan keyfiyet Kü- çük —antant — temelinin üç devlet arasında umumi bir karşılıklı yardım paktile geniş- letilmesidir. Bu, üzerinde dü- şünülmeyi icabettiren bir me- seledir. Bu mesele daha ziyade Tuna havzasını alâkadar eden bir iştir. Romanya Çekoslovakya ile olan — samimiyetini artırmak için elinden geleni yapmakta- dır. Kültürel ve — ekonomik münasebetler fazlalaştırılmıştır. Romanya Çekoslovakya - ile üç silâhlanma mukavelesi im- zalamıştır. Bay Tatareskonun son Prag seyahati de müna- sebetlerimizin mükemmelliğini tebarüz ettirir.. Romanyanın silâhlanmasında Çekoslovakya- nın büyük bir rolü bulunması bir tesadüf eseri değildir. Romanya ile Yugoslavyaya gelince bu iki memleket ha- nedan bağları ile ve karşılıklı dostluk hisleri ile biribirlerine bağlıdır. Stoyadinoviç Kânu- muevelde yapılan Bulgar - Yu- goslav paktından beni haber- dar etmişti. Nitekim Çekos- lovakya da bu muaheden ha- berdar edilmişti. Atinada Balkan antantı aza- ları bu mesele üzerinde tam 3.4/937 Bi İzmir 2 inci icra me. dan: Hoca Rakımın Emlâk ve Eytam bankasından ödünç al- dığı paraya mukabil bankaya ipotek eylediği İzmirde ka- rantinada eski avram paskal yeni mangaltepe sokağında 14 No, li ev iki katlı olup her iki katın sokağa küşade kapıları vardır. İkinci katta bir sofa, solda bir oda, arka: da iki oda, birinci katta mut- bak teşkilâtını muhtevi bir sa- lon, solda bir oda, arkada avlu, avluda helâsı vardır. 1600 lira kiymetli bu evin mülkiyeti açık artırma suretile ve 844 numaralı Emlâk ve Eytam bankası kanunu muci- bince bir defaya mahsus ol- mak şartile artırması 7/5/1937 cuma günü saat 15 te icra dairemiz içinde yapılmak üze- re 30 gün müddetle - satılığa konuldu. Bu artırma neticesinde satış bedeli tahmin olunan kiyme- tin yüzde yetmiş beşini bu- lursa en çok artırana — ihalesi yapılacaktır. Aksi — takdirde 2280 numaralı kanuna göre satış geri bırakılacaktır. Satış peşin para ile olup müşteri- den yalnız yüzde ikibuçuk dellâliye masrafı alınır. İşbu gayri menkul üzerinde her hangi bir şekilde hak talebinde bulunanlar ellerindeki resmi vesaik ile birlikte yirmi gün zarfında İzmir icrasına müra- eaatları lâzımdır. Aksi halde haklari tapu sicilile malüm olmadıkça pay- laşmadan hariç — kalırlar. 25/4/1937 tarihinden — itiba- ren şartname herkese açıktır. Talip olanların yüzde yedibu- çuk teminat akçası veya milli bir banka itibar mektubu ve 37/1602 dosya numarasile İz- mir 2 inci iera memurluğuna müracaatları ilân olunur. H. İş. No. 599 ——— svrette anlaşmıştır. Küçük an- tant devletlerinin — karşılıklı olarak göstermekte oldukları dürüst hattı hareket nazarı dikkate alınırsa bunların içle- rinden birisinin kendi kom- şularından birisi ile münase- betlerinin — iyileşmesi ancak sulba yardır. Şurasını da ilâve etmek isterim ki Bulgaristan ile Romanyanın arasında iyi komşuluk münasebetleri - var- dır. Bu münasebetle daha zi- yade iyileşme temayülü gös- termektedir. Halen Fransa ile bir dost- luk muahedemiz vardır. Dip- lomatik bağlarımızın takviyesi de istikbalin meselelerinden birisidir. Benim harici siyase- timin esas hatları şunlardır: Mevcut dostlukları idame etmek ve lüzumu - takdirinde bügünkü şeraite en iyi te- vafuk eden muahedelerle bun- ları takviye eylemek, bu su- retle hareket ederken Roman- ya lüzumsuz yere husumetler beslenmesine meydan verme- meyi de hesaba katıyoruz. Sulhu muhafaza icin lüzum- lu şartlar dostluklara sadakat göstermek ve müzakereleri kolaylaştıran bir beynelmilel hava idame eylemektir. ——— Emlâk ve Eytam bankasından Esas No. Yeri Deporitosu n e No. su Nev'i Yeni Taj 819 İzmir Göztepe tramvay 644/1 838 Evin yarı — 400 caddesi. hissesi, Yukarıda gösterilen evin peşin veya taksitle satışı 14/4/937 çarşamba günü saat İstekli olanların yevi onda açık artırma zkürde ile yapılacaktır. —