K. MA Bahribabada bir cinayet ı Bulgaristanlı Habil genç karısını yaraladı Gsbe olan zavallı kadının sıhhi vVaziyeti çok ağırdır Evelki akşam — Babribaba parkı önünde kıskançlık yüzün- den bir vak'a olmuş, Bulga- Fistan muhacirlerinden Habil adında biri, karısı Fatmayı bıçakla ağır sürette yarala- mıştır. Vak'a şöyle olmuştur: Habil ve karısı Fatma, Bul- garistandan Türkiyeye muhacir sıfatile geldikleri vakit Çanak- kale vilâyetinde Eren köyüne iskân edilmişlerdir. Fakat orada geçinemiyen karıkoca, iş bul- mak üzere İzmire gelmişlerdir. Tahkikatımıza göre Fatına, Erenköyünde kocasının çalış- mamasından ve kendisine bak- mamasından ötürü, başka bir erkekle alâka peyda etmiş ve kocasından ayrılarak bir müd- det bu erkekle bir arada ya- şamıştır. Sonra kocası Habilin ısrarı ile bu adamdan ayrılmış, tek- rar Habile varmıştır. Fatma- nın İzmire gelişi, kocasından ayrıldıktan sonra birlikte ya- şadığı erkekle olmuştur. On- ların İzmire gelmelerini müte- âkıp, Habil de İzmire gelmiş, karısım aramış ve bulmuştur. Yirmibeş yaşında olan Fatma, — Bahribabada Kutsoğlu tütün mağazasında çalışıyordu. ve Uçkuyularda Hüsniye adında bir kadının evinde yatıp kal- kıyordu. Evelki akşam mağa- zadan çıktığı sırada eski ko- cası ile karşılaşan Fatma, bir- likte gelmesi hakkındaki tek- lifi red cevabı ile Mıiştir. Bu cevaptan canı — sıkılan Habil, karısını sürükliyerek götürmek istemiş, bir aralık kadın tramvay yolu üzerine düşmüş, kocası Habil de üze- rine çullanarak belinden çı- — kardığı küçük bir bıçakla ka- dıni yaralamağa teşebbüs et- miştir. O sırada bu vak'ayı gören Halkevi müstahdemi- ninden Bay Sabri, yetişerek Habilin elinden bıçağını almış ve vak'ayı karakola bildirmek üzere o civarda telefon bulu- — nan bir yere gitmiştir. Meğer Habilin yanında ikinci bir bıçak daha varmış. Fatma: — Sen bena bakmıyorsun, selalet içinde süründürüyor- sun. Seninle gelemem. Deyince Habil mütbhiş bir hiddetle ka: karşıla: | dını dövmeğe başlamış, yere yatırmış, yedi aylık gebe ka- dınin üzerine çıkerak tekmele- miş, belinde bulunan - paslı, ucu eğri ikinci bir bıçakla kadını omuzlarından, boğazın- dan, başından ve yüzünden yaralamıştır. Kadının feryadını duyan B. Sabri yetişerek kap- tığı bir odun parçası ile Ha- bile vurarak elinden bıçağını almıştır. Habil, o sırada karısına ağı- za alınmıyacak küfürler savu- ruyordu. Habili polise teslim eden Bay Sabri, kadımı da bir araba ile memleket hastane- sine göndermiştir. Dün hasta- neden öğrendiğimize göre, ka- dının yaraları çok ağırdır. Ken- disi Komaya dahil bir vazi- yette bulunuyordu. Hâdise tah- kikatına el koyan Müddeiumu- mi muavinlerinden Bay Ab- dullah Kandemir, vak'a delil- lerini tesbit etmiş, şahidleri dinlemiştir. Tahkikata devam ediliyor. —— . .— İspanyada vaziyet — Başı J inci sahifede — dıman ettikten sonra milisler tankların bimayesinde olarak taarruza geçerek - birkaç saat süren bir muharebe neticesin- de Ledancayı işgale muvaffak olmuşlardır. Düşman mühim miktarda harp malzemesi ter- ketmiştir. Madrid, Cephesi, 1 (A.A.) — Asiler üniversite mahallesi ve üsera mımntakalarında yeni istihkâmlar vücude getirmeğe uğraşmışlar ise de hükümet topçuları düşmanı siperlerine dönmeğe mecbur etmişlerdir. Santander, 1 (A.A.) — Ray ter muhabirinden: Hükümet kuvvetleri Bur- gos eyaletinde Reinosa cep- hesinde mühim bir ileri hare- keti yapmış olduklarını bildir- mektedir. Sargentesdelor ka- sabasının etraf ile alâkası ke- silmiş olduğu ve asilerin mü- nakalâtı tesis teşebbüslerinin akim kaldığı bildirilmektedir. Mahkümiyet Büyücülük ve falcılık yap- makla maznun Selânikli Emi- nenin Asliyeceza mahkemesin- de cereyan etmekte olan mu- hakemesi neticelenmiş, üç ay hapsine ve elli lira para ce- zasına mâahkümiyetine karar verilmiştir. (Atillâ'nınDefinesi Tarihe müstenid zabıta romanı 46 irtibatı var midır? tahkik et- | — tireceğiz. Aynı şekilde binbaşı İ ::Zık tecrübesine tâbi — ile Sedandaki Şanot kardeş- | ler arasında telefon - irtibatı olup olmadığı tahkik edile- cektir. Sedana hemen bizim küçük Garizi göndereceksin, — Pekâlâ.. İkincisi? — Bugün Piyer Maleni abı tuta- sın, Dr. Bilze söyle, Piyere — 83 numaralırejimi tatbik etsin! Nakleden : F. i Bııılı'ığlu dün mü? — Evet! — Gizel nişanlanmanın teb- liğinden sonra dün gece ne suretle hareket etti? — Resmen hiçbir harekete muktedir değildir. ve Tesmi yaziyette herşeyi kabul etmiş- tir. Fakat.. — Fakat?.. -.. Odasına geçtiği, hizmetçiler başından — asalet tacını ve sırtından mukaddes Haa el ANADOLU Köy eğitmenleri |Fombayda AD İspanyol silâhı Mısırlı caddesinde havaya iki el silâh atılmış, zabıtaca yapılan araştırmada keresteci Bay Mehmedin bahçesinde bir ağaç dibinde beş ateşli bir İspanyol tabancası bulunmuş- tur. Silâhı atan zabıtaca aran- maktadır. Karısını koşturmuş Gariler mahallesinde Çolak sokağında Emin oğlu Baha- eddin, sarhoş olarak karısı Pakize ile kavga etmiş, kor- kan Pakize komşusuna kaç- mıştır. Bahaeddin, karısı Pa- kizenin arkasındanan koşmuş, komşu evine girmek istediği sırada tutulmuştur. Hırsızlığa teşebbüs Şükrü Kaya bulvarında Tahir oğlu Abdullah, Hilâl kereste deposu önünde kereste çalma- ga teşebbüs ettiği sırada ya- kalanmıştır. Demir çalmak Halkapınar — istasyonunda Receb oğlu Mazlüm, devlet demiryollarına aid demir alâ- ftını çaldığından yakalanmıştır. Yaralamak Kemerde Sürmeli sokağında Mustafa kızı İkbal ile Himmet oğlu Sadreddin arasında çıkan gavgada Sadreddin İkbali vur- mak için teşhir ettiği çakı ile itişme arasında yaralanmış ve her ikisi de yakalanmıştır. Hakaret Kemerde Havuzlu sokağın- da bakkal Ali oğlu Veli, Sü- leyman karısı Fatmaya hakaret ettiğinden yakalanmıştır. Kadınlar arasında Gaziler mahallesinde oturan Mustafa kızı Ayşe, Mehmed karısı Safineza hakaret etti- ğinden yakalanmıştır. Tehdid Keçeciler caddesinde Necib Ali oğlu Rıza, Hasana haka- ret ve tehdid ettiğinden yaka: lanmıştır. Norman Davis Bir şeker konferansı için Uğraşıyor Vaşington, 2 (A.A.) — B. Hull, B. Norman Davisin bey- nelmilel iktısad konferansına ve yahud silâhların tahdidi konferansına müteallik bir plân teklif etmek maksadile Avru- pada bulunmamakta olduğunu beyan etmiştir. B. Hull, B. Davisin seyaha- tinin gayesi şeker konleransı olduğunu beyan etmiş ve B. Davisin Cenevreye seyahati hakkında hiçbir karar ittihaz edilmemiş olduğunu ilâve ey- lemiştir. vene gizlenmiş ve — bunları hep görüyordum. Hıçkırıklarla ağlıyor, güzel gözlerinden iri yaş damlaları dökülüyordu. Ah... Bu halinde ne kadar güzeldi, ne kadar güzel! Fa- kat beni sevmiyor; hiç miyor ve o yabancıyı sevdiği- ne inanıyor! Ona kaçmak - is- tiyor; amma beyhude... Ben hakiki bir avcı sıfatile onu gözetliyorum. Yabani ve kor- kak bir ahuyu kovalıyan bir avcı vaziyetindeyim. Bu güzel avı kaybetnekten korkuyarum. — Pekili... Böylerilerzede- | lüm. Fakat ne olursa — olsun | bu kızın kocası olacaksın; bu | kızdan bir erkek evlâd bek- liyoruz. Bu, — hanedanımızın istikbalile ve şiddetle alâkar- sev- | kursları açılıyor. Bu kursların ıyı neticeler vere ceği anlaşılmıştır Köy Eğitmeni yetiştirmek için açılan kurslar, bütün mem- lekette büyük alâka ile karşır lanmıştır. Buna dair dün Kül tür Bakanlığından Vilâyete aşağıdaki tamim gelmiştir: “Öğretmen okulu mezunu Öğretmen gönderilmesi müm- kün olmıyan az nüfuslu köy- lerimiz için köy eğitmeni ye- tiştirmek üzere Kültür Bakan- lığı ile Ziraat Bakanlığı müş- tereken hareket ederek yeçen yıl Eskişehirin Çifteler çiftli- ğinde bir kurs açılmıştı. Tec- rübe mahiyetinde açılan bu kurstan müsbet sonuçlar alın- dığı için bu yıl Edirne (Trakya), Eskişehir, Erzincan ve Karsta ve bu illere yakın illerden alı- nacak namzetler için yeniden kurslar açılmasına karar veril- Miştir. İleride kurs açılacak yerler ve bölgeler çoğaltılarak bütün illerin ihtiyaçlarına ce- vab verebilecek — tedbirlerin alınmasına çalışılımaktadır. Köy eğitmeni - yetiştirme kurslarına okuma yazma bilen, askerlik vazilesini muvalfakı- yetle yapmış ve 40 yaşını geçmemiş, köyünde ziraat iş- döri ile uğraşan, istidadli 'köy- lüler örneği gönderilmiş olan tetkik fişlerine göre yoklana- rak alınmakta ve kursu bitir- dikten sonra kendi köylerinde köy eğitmeni olarak istihdam edilmektedirler. Bunlara ayda on lira ücret ve ziraat kalkın- ması ile ilgili, istihsali artırıcı vesait te verilmektedir. Köy ertikte başan ile iş görmüş olan köy öğretmenleri de gön- derilmektedir. Bu öğretmen- ler kursta eğitmenleri yetiştir- me ve eğitim — işlerinde çalış- makta, ziraat işlerini de eğit- menlerle beraber —öğrenmek- tedirler. Kurs bittikten sonra eğitmenlerin tayin edildikleri (8-10) köyden bir bölge teşkil edilmekte ve her bölgeye kursta bulunmuş il okul öğ- retmenlerinden biri gezici baş öğretmen olarak tayin - olun- maktadır. Kursların mahiyeti ve çalış- ma tarzları hakkında (Kültür Bakanlığı dergisinin 20-1 sa- yısında) mufassal malümat var- dır. Bu dergi yakında bütün kültür. ve okul direktörlükle- rine gönderilecektir. Bazı iller- de kültür — direktörlüklerine hatırından çıkarmıyacaksın Vahşi bir gorile çok ben- ziyen Vikont, büyük kardeşi: nin bu sözleri karşısında he- yecandan - titriyordu. Ve: — Unutmıyacağım.. Sana, hanedanımıza — birinci — sene içinde bir erkek çocuk temin edeceğim. Korkma, — benim neslim, hanedanımızı devam ettirecektir. Dedi. — Ben de bundan şüphe etmiyorum. Yalnız vazile ve mecburiyetini bir daha tekrar- lamış , oluyorum. Sen - şimdi git ve yeni emirlerimi - bekle. Şimdilik Piyeri abı hayat çeş- mesi tecrübesine sok! Ploç, — diktatörün - önünde | ikiye büküldü ve - hürmetle eğitmeni — kurslarına, | | öldüğü, başvurarak kursa gitmek iste- ğinde bulunanlara lâzımgelen cevabın verilebilmesi için köy eğitmeni yetiştirme kurslarının vaziyetini ve genelge ile İlbay- hklara bildirmek faydalı gö- rülmüştür. Kurslara gitmek için başvuranlara bu esasa göre, cevap verilecektir. , Papa tamamen iyileşti Vatikan, 2 (Radyo) — Dört aylık şidddetli bir hastalıktan | Papanın sıhhi ahvali normal şekil almış bugünden itibaren resmi işlerine devam etmeğe başlamıştır. Tren kazası Londra, 2 (Radyo) — Bu sabah saat 8 de iki elektrik treni Kroydun ile Viktorya gan araşında müsademe et- miştir. Kaza yerine büyük bir süratle sıhhi yardım vasıtaları gönderilmiştir. Şimdiye kadar 6 kişinin 6 ağır yaralı olduğu anlaşılmıştır. Hafif yaralılar çoktur. Pariste yaz saati başlıyor Paris, 2 (Radyo) — 3/4Ni- san gecesinden itibarenm yaz saatinin — tatbikine — başlana- caktır. sonra, |101 $. Riza ha. | 49 F, Solari Bay Mussolini tay- yare ile dolaştı Roma, 2 (Radyo) — Bay 3/4/937 H iİnümayişler — Bouıbıy. 2 (Rıdyo) Hindıstanın Bombay, Ddi Madrasi ve Kalküta gibi belli başlı şehirlerinde milliyetper- ver Hintlilerin nümayişleri baş- lamıştır, Alman -. Fransız Ticaret müzakereleri Berlin, 2 ( Radyo ) — Al: manyanın bir tebliğine göre, Fransız-Alman ticaret müzake- releri beş Şubattan itibaren tekrar başlıyacaktır. Müzakereler Paskalya tatili münasebetile talik edilmiştir. Bay Avenol Taç giyme merasimine davet edildi.. Londra, 2 (AA.) — İngil- | tere hükümeti Milletler cemi- yeti genel sekreteri B. Aveno- la kralım taç giyme merasi- minde bulunmağa davet et- miştir. Vedi -iyafeti Tekirdağ kürür direktörlü- ğüne tayin edilmiş olan ilk tedrisat mülettişlerinden Bay Emin şerefine İzmir öğretmen- ler birliğinin bir veda çay ziyafeti vereceği haber alın- mıştır. —— aa Üzüm satışları Ç. Alıcı K9 10 11 25 nn 3 50 K. S. 15 25 11 25 11 25 14 13 25 n 14 1275 42 D. Arditi 40 J. Taranto 30 H. Alyoti 12 50 13 P. Paci 11 10 Salâheti Ber. 14 10 Vitel Şüre- 12 75 8 Şınlak 0. 14 Mussolmi — kendisine — mahsus 303 Yekün bombardıman tayyaresile Li- 424189 Eski satış toriden hareket etmiş ve bir 424459 U. satış saat kadar dolaşmıştır. Ziyaret | Şehrimiz konsolosu, dün belediyede reis | Bay doktor Behçet Uzu ziya- l ret etmiştir. J Almen General (605 Buğday 111 Ken. Pala. Zahire satışları Ginsi K. S. 6 12 B. Pamuk 43 48 Ton P. çekir. 3 25 255 Çu. 3 25 420 '— İzmir Yün Mensucatı Türk A. Şirketinin Halkapınar kumaş fabrikası Tarafından mevsim dolayısile yeni çıkardığı kumaşlar Sağlam Zarif rza K Ve ucuzdur D UZMETİTTEL AAA Yeni yaptıracağınız elbiseler için bu mamulâtı tercih ediniz Satış yerleri: Birinci kordonda 186 numarada ŞARK HALI T. A. Ş Mimar Kemalettin caddesinde FAHRİ KANDEMİROĞLU “geçti ve: L;_ Bu da ne hal? Diye yüksek — sesle lendi. Ploç hayret etmekte haklı idi; çünkü mahbusların odala- n dışında bulunması - lâzım gelen gardiyanlardan hiçbirisi meydanda yoktu. Vikont: — Vay hallerinel. Bunlara I ben gösteririm. Diye homurdandı. Bu homurdanma, vazifesini görmiyenlere en büyük ceza- nın mukadder olduğuna delil idi. Ne Mahbusa yölüü vü mü Yerilkişti? Şu halde?, Piyer birşeyler, hem de söy- oluyordu? Malen tehlikeli işler görebilirdi, Vikont, Lükü | olan Lük, üç günden evel kendine — gelemezdi. — Fakat Piyer için vaziyet büsbütün başka idi. Vikont, Almanlara mahsus kaba küfürlerle ve sert adım- larla 8 numaralı odaya doğru yürüdü; sert bir hamle ile kapıyı açarak içeri girdi. Oda karanlık idi. Tepe penceresinden gelen ışık çok zayıf idi. Vikont, elini elektrik düğ- mesine uzattı, düğmeyi çe- virdi. Hayret!.. Odanın - elektrik ampülü yanmadı. — Burada birşeyler olmuş amma, Acaba mahiyet ve neticesi nedir? Diye söylendi.