.İ Ka aaee İ HABERLER Fransada dahili listikraz Kanun, uzun münakaşa- lardan sonra onaylandı âmerika ıstırnk edecelz mi? B. Blum, bu istikrazla gizli paraları çıkarmak istiyor Paris, 10 (Radyo) — Meb'usan dün akşam Mukabil 450 reyle istikr. Bü kabul etmiştir. Bu istlikraz 13 Milyar feanklık ve milli müdafaaya TMahsus olacaktır. kanunun büyük gayretle: ademi e sarlet. zmamış- karşı ve muvaf fak © lardır. B. Rlum — muhaliflere kuvvetli bir nutuk irsd etm «—O1n gün var ki B. Flanden bükümeti müsbet siyaset takihet- Memekle itham etmektedir. Bugün huzurunuza — arzettiğimiz — ka Tösbet bir teşebbüstür. Sağ ve sol tenakların tasvibine arzedilmiştir. Memleketin memafü, (l bu kanusun kabulünü âmirdir. Bu Sayede — hazineye istikröz temin ttmek mümkün Kat'i hareketler göstermek mecburiyeti Mmuhakkaktır. Ben, barı fabrikaları da dev. letleştirdim; fakat bu, halk cebi firkalarının kararı neticesi Şimdi bir istikraz ltenkid edenler hükümetin hedelini dir. Malt iyacı, olacaktır. yaptığımızı Bu istikraz bulması için: var, Bu Kanüna kabul etmekle intizamı takemız. Muhalifler bu mesele den siyast temin etmiş ola. üzün- münakaşalar imk a t anmışlardır. ı hiçbir cenaha vermiyeci Mesele — Grka memleketin - meselesidir. gelen ve gelecek farafın inkâr rüm, Ve bu kanunün kabül ve ademi kabulüne de ha lecek mana meçhul değildir. Bunun için meclis azasımı ve bütün mem- leketi vazifesini — ifaya Yorum, > demiştir. Kanun ayan — meclisinde de tasdik edilmiştir. Yarından itiharen meselesi tehlikeyi bişbir edeceğini “ sanımyo- davet edi- Meriyet movkiine girecektir. Londra, 10 (Rady Bözetesi — Fransz isi bir makale neşretmi B. Blüum bu ti Bizli paraları meyı Üu" — Taymis z üzerine Balkan memleketle. ri arasında ucuz nakliyatı İstanbul, 10 (Hususi) alkan devletleri — arasında Ucuz nakliyat tarifesi tanzimi için demiryolları idareleri ara- sında muhabereye başlanmıştır. Güreşçilerimiz İsveç'te fazla mağlüb oldular İstanbul, 10 (Hususi)— Gü- teşçilerimiz, Finlândiya ile İs- Veç'te yapılan 74 müsabakadan 42 sini kazanmışlardır. Yalnız SVeç'te mağlübiyetimiz fazladır ANADOLU. Günlük siyasal gazele Sahip ve başyazganı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumt neşriyat ve yazı işleri Müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi : İzmir İkinci Beyler sokağı binası içinde : İsmir — ANADOLL 76 « Posta kutusu 405 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, aylığı 500 kuruştur. Yabâncı memleketler için senelik aböne ücreti 27 liradır Her yerde kuruştur. üç Sünü geçmiş nüshalar 25 kuruştuır. ANADOLU MATBAASINDA BASILMIŞTIR Meclisi | Ben bu olacaktır. Çünkü harice karşı Fram- sız'ların müllt zarureti vardı ahdı demektedii 9 (A.A) — Senato azasından Bay Boralım dediği gibi Franaz Vaşington, milli müdafaa — inikrazına iştirak #çin Amerika'dan Fransa'ya gönderilmesinin — Jolmso; ka: mubalif olup olmadığı ki bir suale B. Morgentav pera Bunu hakkın gu covabı vermiştir: Bu mescle hakkında fedo- ral hâkimler bir karar verecektir. — ......—— Kont Ciyano bu ay içinde Belgrad'a gidiyor İstanbul, 10 (Hususi) İtalya ye nazırı Kont Ciyano, bu ay içinde Belgrad'a giderek — Yugoslavya devlet adamları ile konuşacaktır. İstılahlar Türkçeleştirilecek İstanbul, 10 ( Hususi ) — Maarif Vekili B. Saffet Arıkan, bugün mektepleri gezdi. Vekil, liselerin bu::ne 12 ye iblâğ edilmiyeceği; plardaki bütün — ıstılahların Camamm Türkçeleştirileceğini söyle- hari ngiliz mühendisleri İzmir'e de gelecekler İstanbul, 10 (Hususi) — Li- manımızda sondsj yapan İügi- liz mühendisleri, yakında İz mir limanında'da tedkikler ya- pacaklardır. OTRACTAL DAĞ ALNYT T Yaralamak için mi, kumar için mi? Maltızlar'da Hüseyin oğlu Nuri'yi — yaralamakla — maz- nun Muzaffer'in muhakemesine dün şehrimiz ağırceza mahke- mesinde devam edilmiştir. Mu- hakeme son safhaya geldiği için karar tefhim edilecekti, fakat Nuri: - Ben Muzaffer'in İhsan reisle birlikte kumar oynamağa gitmiştim, onu ya- rölamak Kasdini değildi. İhsan reisten sorabilirsiniz. Dediği için müdafaa hakkı- u hasebile mahkeme- evine na taa ce İhsan reisi verilmiş, muhakemenin devamı başka güne bırakılmışıır. Halkevi köşesi: Bugünk Perşembe öğleden saat 17 de Halkevi dershaneler komitesi toplanacaktır. Gene bügün saat 17 de kitabsaray ve yayım komitesi celbine karar sonra | toplanacaktır. $ Martın 12 inci Cuma günü ğleden sonra saat 16 da ta- rih, dil ve edebiyat komitesi toplanacaktır. Ayni gün saat 17 de Halk- evi yönkurul toplantısı vardır. Martın 13 üncü Cumartesi günü saat 17 de güzel san'at- lar komitesi ve saat 15 de de temsil komitesi toplanacaktır. Belediye memurları Belediye memurları, bilhassa zabıta memurları arasında ya- kında bir tasfiye imtihanı ya- pılacaktır. İmtihanda muvaffak olamıyanlar, açığa çıkarılacak- lardır. Bizde matbııat Bizde birinci, ikinci plânda bulunan devlet adamı, matbu- at kuvvet ve şerefini lamami* müdriktir. Ona hürmeti vardır ve bu hürmet matbua: tıh halkın bir vasıtası olmasındandır. başka memleketler le sadece ilade işe karışır, o başkal Türkiye'de matbuatın rengi, şekli, hankrl defi tamamile ayrıdır. matbuat, bir terbi zam ve kültür vasıtasıdır. Bü: tün tenkid haklarına raâğmen, yet çok geniş ve ileri en: noktası ve he- Bi siyaset ve ihtirasla tmenfaati karıştırarak, dünya g: umumi kılığına girmi: Bu böyledir, fakat Türk ga- günü | zetesi, ağzı dili bağlı bir nes- ne değildir ve olmıyacaktır da., .a Birinci plânda, ikinci plât- da iş alan devlet - adamının matbuat hakkındaki telâkkisi ve ona yerdiği kıymet mey- danda i :9 dördüncü, beşinci, onuncu derecede vazifedarlar, en basit bir tenkidi bile haz- medemiyorlar. - Derhal tezke- reler, tekzibler, tavzihler, temler, şunlar, bunlar başlıyor. Bize yükseklerden geçen bir megâlomani dalgası ile kalkışıyorlar.. Halbuki - bizim içtihadımız kafamızdadır, hür- riyetimiz de kendi şuurumuz- da.. Ve bu iki kuvvet, Türk malbuatının varlığında her za- si- man yaşamaktadır. Kanunun tayin ettiği hududa bağlı bulunduğumuz mef işinde ve prensibin — esasları yazar ve söyleriz. Yazacak ve | rejime | Bu; klerin söyliyeceğiz de.. Şanlaklir. ÇUN miyete hâkim kılmak istedik- leri terbiye ve seviyenin .bir icabıdır, Türk matbuatının va- zife ve haysiyetinin bir teza: hürüdür. Reşid millet, böyle be- ce- yetişir. Kamâlizm, zihni, deni, şuuri, milli ve cem'i bir hareket ve faaliyetin ta ken- disidir. Herkes, kendi, iş bö- lümünde randımanını — vore- | cektir. Daha dün, Kamutay kürsü: sünde İsmet İnönü, Türk gazet Başbakanımız General Hatayfdavasındaki hassasiyetini takdir ederken, onun vazile: sini yapmış olmasından mü- tevellid sevinci açığa vurmak istiyordu. Çünkü bizde gaze- te zümrenin, menfaatin, ih sin esiri ve organı değildir. Bunu, böyle kabul etmek ge- rektir. Biz, şahıslarımızın kaldığı haksızlığa ve tecavüze bile susabiliriz. Nitekim ge- çenlerde bir daire müdürü, Başbakanımızın İzmir'i teşrif- leri gününde bir arkadaşımızı inciltecek gibi şayanı — hay bir harekette bulunmuştu susmuştuk. Biz. bunu, meslek kuüvvetini sadece halka, mem- lekete ve davaya endişesile yaptık. Yaksa, © daire n "dunınc matbuatın mana ve kuvvetini anlatmak için müukabele edebilirdik. Hulâsa, Türk — matbuatı, hürmete lâyıktır. Çün ideal, en temiz, en şuurlu bir kuvvettir. Tasavvur — edilemez bir feragatin ve enerjirin mu- assalası olan bu esere yan bakmak nankörlüktür. #4 maruz ve Amma | siyasi | kaprisler, ihtiraslar, davalar da| dişelere de yer vermiştir. Yani | | ihtimali çok zayıf kadar, | şını salladı: hasretmek | Türk çe konuşma Dogru fakat bizim zup- Ca pelere ne buyurulur? Bir Fransız madmazelinin söyledikleri - Yahudi mektebini kapatmalıdır? TT Bayan Cevriye İsmail Yahudi vatandaşları Türkçe konuşturmak — meselesi, yavaş memlekette, hattâ Mu- da yavaş sevi yatandaşlar arasında akisler uyar Türkçe konuşulduğu işi başlamıştır. Fakat bunu umu- mi bir hareketin ta i kat'i bir şe- in, herhalde canlı ve müessir bir harekete | ihtiyaç vardır. | ve vi ki mesele gene, abilmek & münevver Türk| irdedir, diye dü- . Elbette onun da cesi ol bir za ederdi irıma bizim eski Ahenk rin sahibi Bayan Cev- Atladım mak ikt İsmail ;:r'c.' tramvaya, evin dıvarlarla renkli llıugı süslenmiş bir ortasındaki masada karşı kar- şıya oturduk.. Ben hem kah- vemi içiyor, hem sigaramı çe- h hem de ha- Buna ha odanin iriyor, suale zırlanıyordum. kalmadı — Çok iyi lesi üzerinde d durüyorsüun dedi- dil mese- rarla anı Böyle dava ve münakaşaların zamamı Dün nasıl ki bir "dü- şünce Mevzuu olmuşsa, bugün de ayni şarştlar altındadır. ve de di gelm yöktür. halledilmediği müddetçe daima konuşulacaktır. — Ne yapmalıdır dersiniz, Türkçe konuşturn dersiniz Bayan Cevriyc masanın üs- tüne iğildi dikti, min etineli, ? alemime be- gözlerini düşünür gibi oldu, — Ben sana arkadaşça bir yeyim mi -dedi- yahudileri cağız. Fakat, şı lere ne buyurulur? — Hangi züppelere? — Türk oldukları, Türkçe bildikleri Türkçe konuşmayıp da — sokaklarda, umumi tramvayda, vapütda ve evlerde, kendi rine bir takım jestler ver Fransi evet, Türkçe konuştura- bizim züppe- halde yerlerde, ek izta veya İngilizce konu- fani, ke rini anlat- şan mpm'uı-. ) bildi ana dillerini . Bunlar, bir nevi tatlı İrk'leridir ki, konuşmala- ı işittikçe dehşetli sinirleni- yorüm. Bu ne Amerika'da Fran erika'lı, gene F silen diğer bir Amerika'lı çiğni- bilen ca ko- zca ile Fransızca konuşur mu hiç?. | celbetmiş ki; — Hakkınız var, ya muse- viler hakkında ne düşünüyor- sunuz? Evet, bir taraftan mek- tep, diğer taraftan ceza yolu l Bir Fran- ile buna vardır. alışmalıdır. dostur İsmini söylemeğe Mütehass sız madmazel n olarak — bir " Türk- şimdi ta- içinde öğrendiniz Türkçe Se- bebi O da şu cevabı vermiş: Fratsız'ın. Fakat Türk ekmeği Bina- enaleyh ekmeğini yidiğim bir millete hürmet etmeğe ve onun dilini konuşmağa mecburum.. Bu cevaptaki ruhun temiz- bakımız!. Halbüki Yahu- , bugün teşkilâtı esasiye kanunumuz ve partimize hâkim olan ideoloji içinde Türk'tür- Türk etindedirler. 'yi konuşmağa mecbur- Bakınız; ekmeğimizi eri için mecburdurlar, de- orum, Türk foldukları k .ılıınr!mdr bulündükları et etimeleri lâ- um, Bahsettiğim mâtmazelin de nazarı dikkatini de- konuşuyorsunuz. hnedir? — Ben yiyorum. tab ve için buna zindir, diyor geçenlerde di ki: — Niçta nizde Müsevi'ler Türkçe ko- nuşmuyorlar. Fransa'da tek insânit Yahudi'ce konuştuğunu düymüş - değilim. Hattâ, yıl- rca beraber okuduğumuz bir kız, nihayet mektepten çıktığı- bana Musevi işti de hayrete kü hiçbir za: konuştuğunu sizin memleketi- mız - sıralarda olduğunu söyler düşmüştüm. man Yahudice işitmemiştim.. Bu matmazelin söyledikleri, bizde tamamen aksinedir. Ger- çi, benim tanıdığım bazı âile- ler vardır. Ve bunlar evlerinin içinde bile Türkçe konuşuyor- Tamamen Türk hayatina karışmışlardır. Fakat asıl bü- yük k.ılsbınk, nedense İıp:ın yol Tisanı srinde durmak: tadır. — Evet, ben de ayni şeyi Ne yapmalıyız, ne yapmak lâzımdır? — Hem mektep, hem de kanun yolundan gitmek.. Türk ocakları, Halkevi ve gençlik zaman zaman bu uğurda mü- cadele açıp — çalıştılar. Eğer onların bir neticesi alınamadı ise, kabahat gene bizdedir. Üstünde ısrarla — duramadık. Davayı takibedemedik. Tatbi- katında hatalar, yanlışlıklar oldu. Vaziyeti idrak edemiyen- lerin taşkınlıkları görüldü.. Fik- rime kalırsa, Yahudi mektep- leri tamamen kapatılmalıdır. Çünkü şimdiki mekteplerde verdiğimiz Türkçe ders azdır, matlubu temin edememektedir. Çocuklar kâmilen Türk mek- tebine geldikleri ve bir mek- tep muhitinde Türk arkadaş. ları ile okuyup, oynayıp, ko- büyüdüğü — takdirde, neslin değişmesi- lar. sormuştun nuşup yavaş yavaş, Ayna m herşeyi gördüğü halde ne fena ki, kendini gö: remez. Her saat, her dakika bur. Dumu bir aynaya dayayıp gözlerime, gözlerimin tâ içine, kendime ve kendi ruhuma bakmak ta kabil değil. * . Onların ne hayvan olduğu: cu her dakika görebilseydim, Onların içinde kıyrılan yılan- ları, saçılan kivılcımları göre. bilseydim. Bir ayna beni kurtaracaktı; Eğer merhamet yaşlarımın pınarlarını, yersiz biddetlerimin oklarımı, cana. hayvanca ihtiraslarımın blerini bana gösterseydi. mevsimsiz varcı .. Kafa ve beden toprak olunca- gene insanda kalan en korkunç şey göz çukurları değil midir? çürüyüp .. Deniz ejderinden, timsah- tan, yırtıcı dedelerimizden, bilekâr maymun akrabalardan insan eti yiyen canâvar sülâlemizden bize kadar gelen yüzbin yıllık bu cehennem ve ihtiras pençereleri ne müt- hiştir? ve . Bir aynam olsaydı, ve her zaman onları görseydim. Dr. Necati Kemal —.. e Nişan bozuldu diye Bayraklı'da Burnava Mer- sinlisin'de Cafer oğlu Ahmed, Hasan kızi Zeyneb'in kızı Fat- ma ile nişanlandığı halde bi> lâhare nişanları bozulduğun- dan muğber olmuş, geceleyin dıvar aşmak suretile evine gir- diği sırada işiden Zeyneb ile dil münazaasına — başlıyarak eline geçirdiği nalın ile Zey- neb'i başından yaraladığından yakalanmıştır. Kadınlar arasında Vali Kâzım caddesinde Meh- med karısı Ayşe, Haşim kızı Fethiye'ye hakaret ettiğinden yakalanmıştır. — nin de muâveneti ile, Türkçe- miz, onların da ana dili gibi olacaktır. Ben, Musevi mek- teplerinin kalkmasında — ısrar ediy.rüm, Bu çok mühimdir. — Başka tedbir lâzim de- gü Hdi? — Evet, ayni zamanda, umumi yerlerde Türkçe konuş- miyanı, diler devlet, * dileres belediye nizamları ile mutlaka cezalandırmalıdır. Türk tabiiye- tinde olduklarma göre, Türkçe konuşmamaktaki ısrarın mana- sım araşlırırsak, her — halde lehlerine bir netice çıkamaz sanırım. Değil mi? — Evet! - Ah, bir konuşsalar.. İs- panyolcayi birakıp, bizisi şu nefis ve tertemiz Türkçe'yi bir konuşsalar... * TAKVİM Rumi- 1353 | Ârabi- 1355 Şubat 26 | — Zilhicee 27 MART ll Perşembe ei meamsaamminm Heeenaean — İEvkat Ezan Vasat Evkat Ezan Vasaıj İGüneç 1208 6N dakşami2,00 1811 öğle — 6,)3 12,2öyatm — 1,80 19497 İikinci 9 imsek 10,29 40 ” Tt auo— ! p