Altay - Göztepe —— “Anadolu dostluk maçı,, Ayni gün, amatör güreşçilerimiz de boy ölçuşeceklerdir Te ea A ARARPO Tekiıâtl esasiyedeki Greta Garbo'dan evvel e 'kek elbisesi giyen kadın değişiklik nasıl oldu? Bayan İsmet, ameliyat- e tan sonra Bay olacağı- nı ümid ediyor Kamutayın bu celsesinde dikkate' şayan müzakereler geçmiştir —9— bir noktayı ifade ettiler ve e . Ö ĞĞ ÖU At d 0 . K TE SS de T OT | 'ar | e Yeni hükümler anayasaya geçerken bunların manalarını Uzün uzun metne sokmiya ka- Hunun konstrüksiyonu itibarile imkân yoktur. Fakat bir nok- fta pek açıktır ki, şimdiye ka- dar ana kanunun temelini teş- kil etmiş olan cumhuriyetçilik aleyhine yürd içinde hiç kim- #enin hiçbir faaliyette bulun- Ması caiz olmadığı gibi şimdi- den sonra da cumhurinetçi- liğin nakızı olan saltanat le- hine bir hareket; hiçbir. kini- seden bir hareket sadır olamı- Yacağı gibi, teşkilâtı esesiye- Din umumi bünyesinin teyidatı altında olarak milliyetçiliğin hakızı olan — beynelmilelcilik ve halkçılığın nakızı olân imti- Yazcılık veya sımfçılık ve dev- letçiliğin nakızı olan liberallik; İikliğin nakızı olan klerikallik ve inkılâpçılığın — nakızı olan irtica lehinde hiçbir faaliyet Yapılmıyacaktır. Bu esasların Kamutay'ca ka- wlünden sonra memleketin Sosyal, kültürel ve siyasal hiç- bir sahasında ne tek adamın, he de cemiyet halinde hiç kimse kat'iyen faaliyet ifa ede- Miyeceklerdir. (Bravo sesleri, alkışlar.) Bir Anayasa kânununa madde urken yazılan ana hükümlerin Manâlarını uzun uzun izah ve isir edici sözler ilâvesine im- n olmadığını söylemiştim. Fakat Kamutay — huzurunda Yapılacak konuşmalardır. Bu İtibarla bu izahlar üzerin- müsaadenizle biraz fazla ğım. Biz cumhuriyetçiyiz: Arkadaşlar; biz Cümhuri- Yetçiyiz diyoruz. Cümhuriyet T'hiîye'uiıı değişmez devlet teklidir diye Ana kanuna hü- hm koymuşuz. Fakat cümhu- Tiyetin bizde tatbik edilen tar- başka çeşidi, nevileri- ir ki bu; şimdiye kadaâr 'asaya zkivıulemiş olan b:: girecek olan diğer beş Vasıf ile beraber bir siyasi Bhdet teşkil eder. Meselâ ?kllih da bir cümhuriyettir. akat idaresi itibarile büsbü- lün & başka esaslara dayanır. '*ıı ::ı ?ı; cııîılı)ı.l'ıuri!ctltıir. iberal bir cümhu- '!’*lîv.s:lvihayctR mütt;hit şü- yet Rusya da bir &llriyeuîr. Fakat sınıf hâ- Thiyetine dayanan büsbütün ğ şekil ve manâda bir “Tahuriyetti yettir. . ” halde Türk Teşkilâtı esa- kanununda Türkiye'nin % tümhuriyetle idare edil- ve Türkiye'nin yalnız î:::l'îyelçi olduğunu ifade İ le buügün ilerlemiş ve 4 k:twıiş olan siyasal mef- y Arın anlaşılması alanında g":n» vuzuh yapmış - olur 0 ? (Hayır sesleri.) ıw::lde bunu herkesin müş- KÇA ve derinden anlama- h.n.::lân verecek bir vuzukla ü ek gerektir. İşte bu altı HM'._Yın-yını bizim cümhu- h Bizin farik vasıf ve esas- tak kanunda zikredil- dir. Ta arkadaşımız bilhassa dediler ki: İnkılâberyız diyoruz, cümhu- riyetçiyiz diyoruz. Bazı insan- lar kornünizm faaliyetinde bu- lunurlar. Böyle bir adam hâ- kim huzuruna çıktığı zaman, evet ben inkılâbeyım ve bil- hassa cümhuriyetçiyim der ve inkılâbeı oldüğu - için komü- nizm yaptığını söyler. Bu hu- sus Teşkilâtı esasiye kanununa konmuş olan vasıflara hizmet vâdisinden beni nasıl olup ta muateb — addedildiğiri sürer. Hayır; bütün vasıflar yan- yana mütalea edilince ne ko- münist ve ne de faşist bir hareketi bizim rejimimizin der- piş ettiği bir inkılâb aiye ileri sürmeye imkân yoktur. Diğer vasıfların tamamlayıcı manâsı içinde bizim inkılâbcılığımızın farikaları vardır. Sade cümhuriyetçi veye sade inkılâbor oluşumuzun — değil; diğer ana vasıflarımızın da başka yerlerde, başka ideolo- jilerde kullanıldığından ayrı ve bize mahsus manâları vardır. Milletçilik vasfı: Arkadaşlar; milliyetçiyiz, de- mekle milliyetçilik bakımından da bugün dünyada kullanılmış çeşitli manâlar vardır. Meselâ kan — milliyetçiliğini — tatbik ederler. Bu nevi milliyetçilik bazı yerlede aktif ve passif vasıf- larla tatbik sahası buluyor. Kendi kanından ve kendi ır- kından olmiyanları yurd dışına atmak veya yurddaş hakkın- dan mahrum etmek passif bir kan milliyetçiliğinin tatbikidir. Bir de sınırlar aşırı yerlerde hattâ kıt'a ve deniz aşırı yer- lerde mevcud've kendi kanın- dan olan insanların siyasal hudud ve birlik içerisine gir- mesini ihtiva eden geniş çer- çeveli irredentist milliyetçilik vardır. Bu da kan milliyetçi- liğinin aktif bir görüşüdür. Daha birçok milliyetçilik fikir ve şekilleri vardır. Fakat Bbizim- milliyetçiliği- mizin ana vasfı ana yasamızın diğer hükümlerinde ve Cüm- huriyet Halk Partisinin rejim prensipleri içerisinde de belir- tilmiştir. Beynelmilelci her ce- reyan milliyetçilik telâkkisine muhaliftir. BRalkçılık: Arkadaşlar; halkçılık diye yer yüzünde çeşit çeşit teşek. küller vardır. Son zamanlarda sol fikirlerin müşterek çalışma- ları için yapılan ve halk cep- heleri diye isimlenen bir takım siyasi kurumlara raslarız. Bun: larla bizim halkçılık telâkki- mizin münasebeti yoktur. Bu kelimenin aslı inkılâbıin — ilk günlerinde partiye ad olarak alınmıştı. Büyük Şef lisam ile daha © zaman yapılmış olan halkçılık tarifi parti progra- mında kemalini bulmuştur. Bu vasıf yurdu imtiyaz iddiaların- dan ve sınıf kavgalarından koruyan büyük — ehemmiyeti haizdir. Sonra lâik ve inkılâbcı te- lâkkiler. Arkadaşlar; lâik telâkkisinin: de yalnız nazari hayatta değil, bilhassa tatbiki sahada da ileri HL ee .. MN — Başı 3 üncü sahifede — den çok uzaklaşmıştı. Böyle bir hareketle çok gülünç ola- cağımı anladım ve ne bahasına olursa olsun tekrar - kâdınlığı düşünmemeğe karar verdim. Bir sepet tedârik ederek sey- yar fistik ve çekirdek satıcı- hğına başladım, kazanıyordum. Daha sonra keten helvacılığı daha kazançlı buldum.Bir müddet İzmir'de çalıştım, sonra Ma- nisa, Aydın, Denizli, Burdur, Isparta vilâyetlerile bu vilâ: yetlerin birçok kazalarını do- laştım. Bu (arada başımdan birçok vak'alar geçti, bunlar sahifelere sığmaz. Enteressan bulacağınız bazı vak'aları size anlatayım: İzmir'de oturduğum mahal- lede bir genç bana aşık ol: muştu, birlikte yaşamak tekli-J| finde bulundu, reddettim. İn: tihar edeceğini söyledi. Acı- dım, kimsesiz olan bu genci ğınımı aldım, fakat bir şartla: enden kadınlık vazifesi iste- miyecekti, Şartımı kabul etti. Bir gece uykuda iken yüzümde sıcak bir nefes hissettim, uyandım ve acıyarak yanıma aldığım gencin, bir buhran geçirerek yanıma sokulduğunu anladım, kendisini tahkir ettim: — Bana söz vermiştin, ne oluyorsun? Dedim, yalvarmağa başladı, kendisini kovdum, odadan çıkıp gitti, ertesi gün hastahanede yaralı * yattığını: haber aldım, ziyaretine gittim, bereket versin yaraları halifti. Göğsündeki yaraları çabuk geçti, tekrar yanıma geldi: — Artık bir arada yaşama- mıza imkân yoktur. Dedim, ağlıyarak — çekilip gitti. Bu genci, hazin bir hatıra olarak anarım. Bir gece tanıdığım güzel bir kadınla sinemaya gitmiştim, sonra odamda bir- likte yattık. — Bir kadın olduğunuza göre kadınlardan hazzetmenin ne demek olduğunu tabii bili- Yyorsunuz? BELRi YENETITX YTARETAZ BULFÇ TU Gamarran Türkiye'de olan derinlik ve samimilik ile tatbik edildiği yer dünyada yok denebilir. Lâisizmi ilim ve politika mev- züu olarak ilk telâffuz. eden insan kütleleri bunların -bu- günkü devlet şekilleri içinde bile bizde olduğu kadar in- celik ve ciddiyetle takib edil- diği yer yoktur. Bu, mefhum. ların bizim tatbik şeklimizdeki esas manâları da gene parti programımızda açıkça yazılıdır. BHalk Partisi ve devlet:; Dikkat buyurulmuştur. ki devlete vasıf olacak yeni hü- kümlerin manâlarını izah ede- bilmek için hep Parti pro- gramından yardım alıyorum. Bunun sebebi açıktır. C. H. Partisi yeni devletin fikir ve politika kaynağıdır. Parti li- beral devletlerde görülen bir- çok partilerden biri değildir. Yeni devletin hayatı boyunca derin #erübelerle pişmiş olan bünyesinden her zaman dev- lete esâslar vermiştir. Bu se- beble yeni devlet vasıflarının anlaşılması için bütün alâka- darlar bugünkü Parti progra- mından istilade edeceklerdir. — Devam edecek — — Hayır. Böyle birşey an- lamam. Bende gayri tabii bir yaradılış var diye hükmedece- gim. Hattâ kendimi doktorlara muayene ettireceğim. — Şu sinemadaki vak'ası nasıl oldu? — Komşum, tütün mağaza- larında çalışan güzel bir ka- dındır. Bir gece Lâle sinema- sına götürdüm, onu yanımda hissettikçe kerdimi kaybedi- kadın ıoıdıım. Hissiyat mes'elesinde | adın erkekten ziyade kendi- sine hâkimdir. — Sevdiğiniz kadın veya kız var mı? — On beş yaşında bir kız seviyorum. Tepecik'te oturu- yor. Her gün kendisini ziya- rete giderim. — Keten helvam! Diye —esesimi — duyunca hemen pencereden görünür, kendisini sevdiğimi bilir; beni çıldırtmak için yarı beline ka- dar pencereden sarkar, gül- miye başlar. Ara-sıra kendisine hediyeler veririm. Tabii kim- seye göstermeden.. — Hayatın nasıl geçiyor? — Uykum çok azdır. Rakı ve şarab içerim. Hattâ o ka- dar çok içiyorum ki, son za- manda dokunmağa başladı. Bende muhakkak bir erkek yaradılışı var. Gezdiğim yer- lerde kadın olduğumu kimse anlamıyor zaten... Göğüs ve kalça teşekkülâtım da erkek teşekkülâtına uygundur, Ken- dimi memleket hastanesinde muayene ettireceğim. — İnşaal- lah ğir ameliyatla tam bir er- kek olur, ğegine emelime ka- vuşurum. Bir annem, bir. de erkek kardeşim vardır. Şimdi benimle görüşmüyorlar. Erkek olunca kendilerine elimden gelen yardımı yapa- cağım. Memleket hastanesi baş hekimi doktor Bay Hasan Yu- suf'un, kadın hastalıkları mü- tehassısı olduğunu bana söy- lediler. Benim gayri tabii ka- dinlik - vaziyetimi anlıyacaktır elbette,.. Bayan İsmet, resimde de görüldüğü gibi zayıf ve nahif bir kadındır. Muhakkak ki, yaşadığı yorucu hayat onu çok hırpalıyor. Bilhassa içki üzerinde çok fena tesirler ya- piyor. Sesini salarak mahalle ara- larında: — Başı T inci sahifede — Altay ve Göztepe, puvan pu- vana beraber bulunmaktadırlar. Halbuki milli küme usulünde de birincilik, fikincilik — vardır ve binaenaleyh önümüzdeki değil, gelecek hafta pazar gü- nü iki takım karşılaşarak İz- mir kadrosundaki derecelerini alacaklardır. Ötedenberi spor işlerinde daima gençlikle beraber çalış- mayı şiar edinen ve sütunları- nı tam bir bitaraflıkla hakiki sporculuğa — açmış bulunan “Anadolu,, ; milli kümede yan- yana İzmir'i temsil edecek olan ve esasen tarihi müna:- sebetleri çok sıkı bulunan iki takımımızın -Bir dostluk maçı şeklinde- karşılaşmalarını dü- şünmüş ve kulüb idarecileri nezdinde teşebbüste bulun- muştur. İdareciler, bu teşeb- büsümüzü hüsnü suretle telâkki ve kabul etmişlerdir. Bu maç, işaret ettiğimiz gibi, Türkiye- de milli kümeye ilk girmiş iki takımımızın, bu hâdiseyi tes- iden yaptıkları bir karşılaşma ve bir samimiyet, sevgi ve an- laşma tezahürü olacaktır. Ay- ni zamanda, takımlarımız, tam kadroları ile bir antrenman daha yapacaklardır ki, bunun yalnız faydası değil, zarureti bile meydandadır. Gazetemiz bu dostluk ma- çının hatırası olmak üzere bir kupa koymağı da — kabul et- miştir. Bu maç, ayni zamanda mü- teakıp birincilik maçında, han- gi takımımızın kazanacağı hak- kında bize bir fikir de vermiş olacaktır. Takımlar, dostluk maçındaki oyunlarına, eleman- Tarının — vaziyetine ve alınan neticeye göre, birincilik ma- çına da daha tedbirli olarak gireceklerdir. Anadolu, her iki kulüp ida- recilerinin alâkasına teşekkür eder. Hiç şüphesiz, bu Pazarı da iyi bir hava içinde geçirece- giz. Çünkü güzel bir tesadüf eseri olarak ayni gün İzmir güreşçileri arasında seçmeler yapılacaktır. Geçen Pazar - yapılan pro-» fesyonel pehlivan güreşlerinin fena intibalar da bu suretle silinecektir. Çünkü biz profes- yönelliği |biliriz, fakat Dinarlı ile Tekirdağ'lı arasındaki maç kadar kötü intiba bırakmış bir karşılaşma hatırlamıyoruz.. Mıntakamız — güreşçilerinin müsabakaları saat onüçte baş- hyacaktır. Hava yağmurlu ol- duğu takdirde, müsabakalar Al- sancak istasyonundaki Demir- spor kulübü salonunda ola- caktır. Üç aydanberi sıkı bir me- tod dahilinde çalışmakta olan genç güreşçilerimiz, kuvvet, sür'at, bilgi bakımından mü- sabakalara iştirak edebilecek bir vaziyete gelmiş bulunduk- larından, mayıs bidayetinde Bursa ve Balıkesir gençlerile temsili müsabakalar yapacak- lardır. Bu sebeble, pazar gün- kü Greko-Romen - güreşleri* çok heyecanlı olacaktır. Bir konferans Lâhey, 3 (Radyo) — İsveç, Norveç, Danimarka, Felemenk, Belçika, Lüksemburg murah- haslarından mürekkep ve M. Kolen'in riyasetinde bir konfe- rans aktedilmiştir: Bu konferans, alâkadar dev- letler arasındaki münasebetleri ıslah için ve ancak müdavelei efkâr mahiyetinde toplanmıştır. Bu konferansda alınacak neti- ceye göre, ikinci ve asıl kon- ferans toplancaktır. (Taymis) gazetesi sahibi Zağrep'de bir kon- ferans verecektir.. Belgrad, 3 (Radyo) — Tay- mis gazetesi sahibi B. Con Valter Zağreb'e gelmiştir. Ayın beşinde Belgrad'a gelecek ve Taymis gazetesi hakkında bir konferans verecektir. Valter ailesi, Taymis gaze- tesini 1785 senesinde tesis etmiştir. İzmir Komutanlığı ilânları Müstahkem Mevki satın alma komisyonundan: WT a M. M. V. satın alma komisyonunca! kapalı zarfla eksiltmesi içmesi, muhakkak ki hayatı | 5/Mart/937 cuma günü saat 15 de yapılacağı Anadolu gaze- tesinin 16,21,28/2/937 3/3/937 tarihli nüshalarile ilân edilen 80000 ilâ 85000 kışlık elbiselik kumaşın ihalesi 22/3/937 pa- zartesi günü saat 15 şe bırakıldığı tashihen ilân olunur. 620 . . . . Arkamda geziyor benim çok | Kemalpaşa belediysinden: Kemalpaşa kasabasında yaptırılacak fenni helânın açık ek- siltmesinde talip zuhur etmediğinden 10 gün müddetle temdit edilmiş olduğu cihetle taliplerin 11/3/937 perşembe günü saat 15 de belediyede müteşekkil komisyonda isbatı vucut etmeleri düşman, Gençlikte sefalete düştüm, Akılsızlıktan oldum çok pişman, Bin yaşasın Bayım zarif, şişman. * .. Ankara oldu hükümeti merkez Ustam Acemdir soyumda yok Çerkes Helvacının şu duruşuna hayran oluyor herkes Diye maniler söyliyerek mai- şetini temine çalışan bu er- kek elbiseli kadını takdir et- mekle beraber ona - acıyo- rum da... Vücudu bir kadın nehafeti gösteren Bayan İsmet, doktor tarafından muayene edildikten sonra bakalım emeline kavu- şabilecek mi? Şahap Göksel ilân olunür. 621 Mütercim alına- caktır. Askeri fabrikalar umum müdürlü- ğgünden: Almancadan Türkçeye, Türkçeden Almancaya tercümeye muktedir bir mütercim alınacaktır. İsteklilerin istidalarile Mart 937 sonuna kadar Umum müdürlüğe müracaatları. # S )M GIÇ o1 14 SĞi $