19 Şubat 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5

19 Şubat 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AM 192937 € “ h Aydın Lik Maçları Parlak /..onbul - Merasimle Başladı.. Merasimden ikiğintiba Aydın, — Buyil lik maçla- rına dün Aydın sahasında tö- renle başlandı. Sahaya buyıl liklerine iştirak edecek Aydın bölgesine bağlı sekiz kulübün hepsi gelmişlerdi. Törene İs- tiklâl marşile başlandı. Halkevi bandosu istiklâl marşımı çalar- ken sahanın ortasına dikilen direğe de bayrak çekiliyordu. Bundan sonra alana geçen yıl bölge birincisi Karapınar ta- kımı geldi. İlbay ve parti baş- kanı takıma geçen yalın birin- cilik şildini verdi ve kendile- rini tebrik etti. Bundan sonra kulüblerin — hepsi — geçitresmi yaptılar. İlk maçı Aydın - Karapınar takımları yaptı, Aydın; Kara- | Pınarı 4 de karşı birle yendi. İkinci maç Nazilli - Çine takım- 'ârı arasında oldu, maçı sıfıra karşı üç sayı ile Nazilli ka- Zandı. . Sekiz kulübün hepsine de İyi başarılar dileriz... Nazilli'de spor Nazilli'den yazılıyor: Spor ve gençlik fanliyetleri gün geçtikçe yurdun her köşe- sine yayılmaktadır. Bu hafta Hamzallı köyü sahasında Na- zilli Beş Eylül takımile bir maç yapılmıştır. Nazilli spor- cuları köyde iyi karşılanmış- lardır. Spor eğlencelerine alı- şan kadın ve erkek meraklı köylüler ayunu heyecanla sey- retmişlerdir. Hamzallı gençlerinin munta- zam formalarile sahada koşuş- maları köylülerin pek hoşuna gitmektedir. Oyunda 2-1 ije Beş Eylül takımı galip gelmiştir. Gelecek hafta da Nazilli orta okul sporcularile Hamzall'da bir maç yapılacaktır. Daktilo aranıyor Fransız'ça muhaberatı idare edebilecek bir daktiloya ihti- yaç vardır. Talip olanların İş bankası müdüriyetine müractatları ilân olunur. A 3 KKK CA TTTT ENAACATAKN MA Ylımi gö İzmir Yün Mensucatı Türk A. Şirketinin Halkapınar kumaş fabrikası Tarafından mevsim dolayısile yeni çıkardığı kumaşlar Sağlam Zarif TERRREUZ Ve ucuzdur A TURTAKEDERİTETE Yeni yaptıracağınız elbiseler için bu mamulâtı tercih ediniz Satış yerleri: Birinci kordonda 186 numarada ŞARK HALI T. A, Ş. Mimar Kemalettin caddesinde FAHRİ KANDEMİROĞLU Fırtına Ali Büyük Korsan Romanı : M. Ayhan, Faik >81. hO tarihlerde büyük konak- İ & oturan kadınlar, saray- Gaki telâkkisine uyarak, kendi h.u_llnndın hiç çekinmez, ö ODları erkek olarak te- B Efl:neılevdi. Çünkü bir tip M kendilerine göz kaldı- büp 'SThangi bir his ve fikirle li dileceğine, dikkat edebi- Zeli';;d; ihtimal verilmezdi. Taigt, da ayni terbiyeyi al- ğ“ç;âym telâkkiyi taşıyordu. _lnd_ı, Mustala'dan da ğ iyordu. Hattâ, Mus- rünüşü onu da Yazan : Mustafa, ilk zamanlarda ona hiç bir zaman bakmamıştı. Bu hareketi, itimadı büsbütün ar- tırmıştı. Halbuki, Mustafa'nın safiyet dolu gözlerinin arkasında, bir ihtirasın alevi titremiye başla: mıştı. Akşamdanberi, Zeliha ile meşguldü. Kalbindeki ta- havvüle kendisi de şaşıyordu. Namazını kildi ve - fırladı.. Bahçenin öte tarafındaki bey- gir araba damlarının kapısı açıktı. Diğer uşaklar ve mu- ıüuı çıkarıyorlardı. — d'n! ANADOLU nn larla baş-başa. —— . © « ga— Bizim posta memurlarımız-? dan Tayyib'e. — Bana, postadan çıkan son gazeteleri getir. oğlum; Dedim, derhal getirdi. Posta memurumuzun bir daha Tayyib! Neden bilir"misiniz; bütün mücadelelerimizde, — neşriyalı- mızda, kariin bizimle olan irti- batında büyük rolü vardır. Bu birl. İkincisi, eğer “Gün, dediğimiz nesne 24 saatsa, o da 24 saat çalışır. Kırksekize çıkınca, fahri gönüllüdür. Hal- buki Allah, bazımıza bol bol çene çalışmak zevk ve saadetini vermemiştir, Aksine olarak Tayyib'in de ko- nuştuğu az işitilir.. Uzatmıya- yim, gaz-teleri açtım. Bizim İstanbul'un sütan fıkra, ma- kale, hikâye muharrirlerinin yazılarını karşıma aldım, Baş- ladım, uzaktan uzağa meslek- daşlarımla konuşmağa: Akşam'da: 1 — Zifosa karşı.. — Kurtulmak için çamura girmelidir. 2 — Boğaziçi hasretil — İstanbul Boğaziçi ise, pek fazla değil. Fakat mide- ye giden boğaziçi ise, bu has- ret pek feci şeydir muhakkak, 3 — Elmaslı kadın! — Nerelerde dolaşır o za- lim? Cumhuriyet'te: 1 — Yumurta kapıya ge- lince! — Fazla durmağa gelmez. adını tebarüz - ettireyim: vermiştir. de O DRDRDANTADALAARANI'ALAA KI TANNLA A | Ço k5 civ civ olur da ses ver- meğe başlar. 2 — Tövbe, — Tarihçi olduğun için hep tarihi konuşursun be üstat! Bu asırda tövbe yoktur. İdam kararı yiyen cani bile; — Kurtulmuş olsam tövbe ederdim, Demiyor da, “Kurtulaydım, örürdünüz, diye homurdanı- yor. 3 — Sokağa atılan 200 bin liral — Bereket versin ki, hepsi birden, ayni sokağa ve bir anda atılmıyor!.. Yoksa Lir sokak mukatelesi — yazardık emin ol arkadaş! 4 — Maginot müstahkem hatti geçilebilir mi? — Onu komşuları da he- sap etmişlerdir. Geçmek lâ- zımgelince, ya, yârdan veya candan geçmek lâzımdır. Am- Yaklaşıp elini öptü: — Sağ ol oğlum.. Sen, mutbaha git te, heybeler içinde : öte-beri verecekler, onları al gel... — Peki ağam! O akşam, ertesi gün kırda yimek üzere birçok şeyler ha- zırlanmıştı. Gezintide, komşu- | lardan bazı ağaların karıları, kızları da vardı. Harem daire- sinden bu genç kızların kah- kahaları geliyordu. Gün doğmadan yola çıkmış- lardı. Osman reis, en önden yürüyor, onu muhafızları, daha | doğrusu silâh uşakları takib | ediyordu. Onların arkasından da Zeliha ile sarışın, güzel bir kızın ile- rilediği görülüyordu. - Sahte Mustafa da, onların FEEERLLLLLLLLLRAarrr e e e ) Balkan antantı hariciye nazırları M SNAPEK K LK AA G | Bülgakistan harba kalkışırsa —e — Z — — Zai e ee eee aei Hariciye Vekilimiz dün Mu'larkadaş.| Atina'dan hareket etti Romanya başvekili ile hariciye nazırı ya- kında Ankhara'yı ziyaret edecekler —Başı Tinci sayfada— yapılacak anlaşmya, Türkiye, Yu: göslayya ve Yunaniktan iştirak ede ceklerdir. Bundan başka İtalya ile Balkan devletleri arısanda bası ik. di Sanlaşmalar da — yapıdacaktır. Bu sebeple İtalya hi Kont Ciyar Ankara seyahatind. diğer Balkan — devletleri aat da ziyaret odü d, 18 ( Ra y iye Vekili Rüşdü Aras, Y Bay Stoyadin Hazın Bay Tevfik avya “beşvekili e Romsaya ha- Anionesko, bu riciye mazını Bay akşam Atina'dan Selânik'e hareket etimişler ve istasyonda coşkut te zahüratla ve Yonan ticali tarafın dan uğurlanmışlardır. Yanan başbakam general Me- taksas, birzdt İstasyonda —bulun. muştur. Bay Rüşdü Aras, Solânik'te Romen ve Yugoslav — mazıflarından ayrılarak — İstanbul'a hareket ede- cek ve Cumartesi - günü orada bu- Tunacaktır. Bay Stoyadinoviç, Romsnya ha- riciye nazırı ile birlikte, Cuma gü- nü Belgrad'da bulunacal Antoncsko bir gün Belgrad'da ba- lacak ve Pazar günü Bükreş'e dön- Romanya - hari- ciye nazırının Ankara seyahati bu r. Bay müş bulunacaktır. sebeple geri kalnıştır. İstanbul, 18 ( Hususi ) — Dün gece Türkiye'nin Atina- daki elçilik binasında, Balkan antantı hariciye nazırları şe- refine bir ziyatet verilmiş ve bu ziyafeti bir balo takibet- miştir. Baloda, Atina ve Pire sosyetesinin en mümtaz sima- ları bulunmuşlardır. İstanbul, 18 (Hususi) — v ma Maginot — geçilmezmiş. Candan da geçilmez mi? Son Posta'da 1 — Uyanan garb nasyo- nalizmi ve Türkiye! — Bak bak hele, kundak- çılar, eski baba ile oğlu ara- sında ncler yaratmak - istiyor- lar, aldırma, dumanı doğru çıkar elbet! 2 — İster inan, ister inan- mal — “Ben inanmıyorum am- ma, sen muhakkak - inan ey kari, desen © be birader? 3 — Gazeteleri okurken? — Kim, kimin haline, na- sıl olmuş ta nasıl ağlamış, söyle Allah aşkımna! 4 — Binaların renkleri! — Vallahi azizim, bu, be- nim gibi toprak üstünde hiç bir nesnesi — bulunmıyanlara “Nakş ber'ab, denilen hatırlatır. Bina yok ki, rengi olsun.. Çimdik şeyi Osman rcis, ekseriya, yalnız olarak çıkardı. Ancak, böyle ailece gezinti günlerinde, mu- hahz wölnuşaklarla! berüler gitmeği âdet edinmişti. Petro gözucu ile Zeliha'ya | baktı: Zeliha, güzel gözlerini ağar- makta olan ufuklara dikmiş; — Ne parlak bir sabah doğuyor: Diyordu.. Petro kendi ken: dine mırıldandı: — Senden güzel, senden parlak (değil yal.. Hakikaten ben de şimdiye kadar sanki körmüşüm ve gözlerim de yeni açılmış. Ben, dünyanın en gü- | zel kızı, muhakkak Mariya'dır, Diyordum. Halbuki büu kızın güzelliği bir .cihetten, ondan gel Börlek. Eretbu beska, konseyinin son toplantısında, Yugoslavya başvekili Bay Sto- yadinoviç, 'Bulgar-Yugöslav ân- laşması hakkında yeniden uzun boylu izahat vermiş ve bu an- laşmanın hiçbir devlet aleyhine olmadığım; Bulgaristan'ın, Dal- kan devletlerinden birine te- cavüzü takdirinde paktın hü- kümden düşeceğini söylemiş, temitat vermiştir, Konsey, dört sast süren son toplantısında, Akdeniz duru- munu, İngiltere, İtalya vaziye- tini de ayrı ayrı tetkik et- miştir. İstanbül, 18'( Hosusi ) — iya başvekili Bay Ta- taresko ile hariciye vekili Bay Antosesko, Martın 15 inde Ankara'yı Ziyaret edecekler, hükümet ricalimizle temaslar- Romar | da bulunacaklardır. Kayıp Aranıyor.. Seferberliktenberi kaybol- duğu halde 1935 senesinde Musa Ağanın oğlu Hasan tarafından Tire'de görülmüş olan Langaza muhacirlerin- den (Saraçlılı Süley- man oğlu Salih'i ) hem- şiresi Emine aramaktadır. Gören ve bilenlerin insa- niyet namına aşağıdaki ad- rese malümat vermeleri rica olunur. İzmir'de: Şehitler caddesin- de Sepetçi sokakta 2 No.lı hanede kiz kar- deşi Süleyman kızı Emi- ne, Salih'in kizı Şaziye Sayta > “ Şiddetli | taarrüuz başladı Başı 1 inci sahifede - bu “yolda bülündüklatim söylemük: te iseler de üsiler bu yoldan hiçbir — kuvvotiu * çeçemiyereği mukabeler sünde bolunmaktadırlar, Hakikatta bu yolda bir çok kilemetre imti. dadınca bir tek canlıinsan yaktur, | Madrid, 18 (Radyo) — Hükü: metin peşrettiği resmi tebliğde, Madrid şobzinin bugün ikinci de. — fa Olarâk bombardıman edildiği ve — 11 kiçinin öldügü, dağı, Belçika sefarethanesinin büsarata uğradığı bildirilmektedir, lere mensab tayyareler, çah başı bumba — yağmuruna 602 kişinin da 18 (Radyo) — göretesi şimdiy general Franko'nün , 000 İtalyan askeri sevkedildiğinden bahsetimektedir. Madri balta âsiler Madrid ve Valan. siya yolunu kesmek niyeti ile | ) İ8 (AA)— 7 Şik || şiddetli bir taarruza - geçmiş: — lerdir, Pinto'da Valde Morse- dan hareket eden âsiler Ma: ranos'a sevkülceyş mevkilni elde etmişler ve San Martin Della Voga'ya doğru yürü- mekte bulunmuğlardı! Gafil avlanan hükümetçiler geri çekilmişler ve derhal gön- derilen imdad kuvvetleri ile birlikte taarruzü durdürmüş- lardı. 10 Şubatta Arganda köp- rüsü âsilerin mitralyöz ateşi altında bülunuyor, Malaga dü- şüyor ve Jarama cephesindeki tazyik fazlalaşıyordu. 13 Şubatta Arganda bom- bardıman edilmiş ve ayni za- manda Madrid'in Alcâla De Heneras ile olan — irtibatını | kesmek'istiyen düşman Merata De Tajuna üzerine hücum et- mişti. 14 Şubatta imüharebe de- vam etmiş ise de taartuzün önüne geçilmiştir. Düşmanın Guadalajara Somosarrama Es- cerial ve Guadarrama'daki ta- arruzları ise aerhal — tevkif | olunmuştur. İZMİR Pamukmensucatı Türk Anoönim Şirketi Şirketin merkez ve fabrikası : İzmir'de Halkapınardadir. Yerli pamuğundan At, Tayyare, Köpekbaşı, Değirmen, Ge- yik ve Leylek markalarını havi hernevi kapot bezi imal eylemekte olup malları Avrüpa'nın ayni tip mensucatına faiktir. Telefon No. 2211 ve 3067 Tel; raf adresi Bayrak İzmir Ucuz Satılık Fidanlar En iyi damızlıklardan aşılanmış meyva fidanları (15-10) çok iyi bakılmış aşısız ve gürbüz fidanlar (5) kuruştan satılmaktadır. Toptan mübayaa olunduğu taktirde ayrıca ©6 10 tenzilât yapılacaktır. İstiyenlerin İzmir'de Başdu- rak'ta İmam hanmda Sebze ve Meyva satış kooperati- KA — finc müracaatları, cesur, cevval, biraz da kor kunç ve nafiz bir şey.. Fakat bu, bahar gibi, ay gibi, dür: gün bir deniz gibis İnsan, hayran-hayran seyretmek isti- yor. Ben de yavaş-yavaş ken- dimi ona kaptırıyorum galiba. Petro aldanmıyordu. Zeli- ha'yı sevmiye başlamıştı ve içinde garib, hayvani bir iştiha tutuşuyordu. Plân muvaflak olursa, kimbilir ya, Mariya'dan Zeliha'yı istiyebilirdi.. Adaya geleli üç gün olmuş- tu. Bir halta sonra Mariya'nın | Erınisi. bu sularda görünecek, endisinden parolayı bekliye- cekti. Petro böyle düşünürken Ze- liha'nın sesi duyuldu: — Mustafa, sen bize bu kıduyıhnııı “ettimse çekileyim.. Belki bir şey istersiniz, diye yakına gel- miştim.. — Yok, bir şey istemiyo: ruz, Fakat istediğin yere de gidebilirsin.. Artık güneş yükseliyordu. Adanın yeşilliği, sarı toprağı, çiçekli bahçeleri, ormanları, bu ışık altında enfes bir halı gibi gözüküyordu. Zeliha, bu Mmanzarayı heyecanla seyri di- yordu: , — Midilli ne kadar güzell Diye mırıldandı. Mustafa, ortaya söylenen bu lâkırdıya derhal cevab verdi: — Evet sultanım, midilli çok güzell, Allahım burasımı, iyi kulları için yaratmış.. Çok şükür,, Reşki, hep böyle gitsr

Bu sayıdan diğer sayfalar: