27 Ocak 1937 Tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6

27 Ocak 1937 tarihli Anadolu Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T n Şa rALe TT T 4 *OT LT A L g rae e Ai Sayta6 ANADOLU m Körler, sağır ve dilsi AAA Z Z A IZEZ Alaşehir'de de bir orta- mektep” Dört kaza halkı, açılacak gelecek sene ço- cuklarını burada olwtabılecektır Alaşehir (Hu- su-i) Maarif ibtiyacının — gün geçtikçe arttığım düvan — Alaşehir halkı, kendi te- şebbüslerile orta- imekteb olabilecek bir'bina kurmağa çalışmışlar ve bu: Na anutaffak ol. muşlardır. — Orta. mekteb, — gelecek sene açılacak ve tedrisata başlana. caktır, Alaşehir'liler ve civar kazalar hâlkı, büyük fedakirlıklarla çocuk- larımı Manisa, İzmir ve hattâ Si- mava kadar göndermektedirler. Her sene, kazalardaki ilkmek- tebleri ikmal eden çocakların ba- balarile - konuşulunca, en * büyük düşüncelerinin, çocuklarının istik- balini ne #üretle temin edecekleri va tahsillerine —nasıl devam ettire- bilecekleridir. Alaşehir ortamekteb binası Geçenlerde — kazamızı — tef tişe gelen Manisa “ilbayı Lütfa Kırdar, memleketin bu — ihtiyacına —karşı büyük bir salâka göstermiş, her türlü yardımlarda bulunacağını va- detmiştir. Alaşehir ve civar kazalar halkı, burada bir örtaokular açı: dacağını haber ahınca büyük sevinç duymuşlardır. Mektebin boksanla- rının tamamlanmanna - çülişitmak- |atadır. Nuriye köjî %ocukİâ;ının yardımları Manisa, (Hususi) — Manisa' besi, Adana felâketzedelerine yı dir. Talebe ayni zamanda ke rak kızılaya vermişlerdir. Kuyucak Güzelleşiyor. By yıl fazla pa- muk - ekilecek. Kuyucak, (Hususi) — Ku- yucak, belediye reisi ile ka- munbayın çalışmaları ile her- gün biraz daha güzelleşmek- tedir. Nahiyenin yolları geniş- Tetilmekte; her taraf ağaçlan- dirilmaktadır. Şehrin beş yerinde, 32 şer tonlük betonarme| su depoları inşa ettirilmiş ve halkın su ihtiyacı temin edilmiştir. Pamuk tohumu dağıtılıyor. Bura Kredi- kooperatifi, al- dığı emir üzerine çiftçiya pa> muk tohumu tevzi - edeceğini bildirmiştir. Bu yıl, vasi mik- yasta pamuk ekimi yapila- caktır. Şimdiden toöhum ihtiyacının tespitine başlanmıştır. Deve güreşi Pazar günü, fakir çocuklar menfaatine tertip edilen deve güreşleri “çok — heyecanlı ol- muştur. Bütün kâamun halkı güreşleri seyretmiştir. Eksmar şilebi yüzdü. rülmeğe çalışılıyor. | Çeşme, (Hususi) — Üç gün evel, şiddetli. poyrazın tesiri ile İshafidi burnunda karaya oturan Amerikan Eksmar şi- lebinin kurtarılmasına çalışıl- maktadır. Alemdar - tahlisiye gemisi buraya gelmiştir. Gemi, İzmir'den tütün ve saire'yüklü bulunuyordu. ŞAi ÇA VO ei e 'Göçmen kaıîd;lğ. niın Nuriye köyü mektebi tale- ardım için bir temsil vermişler-; ndi aralarında beş lira toplıya- rimizin teşekkürü.. Urla tahaffüzhanesinden, Al- sancak'taki göçmen misafir- hanesine nakledilen Bulgaris- tan'lı göçmen kardeşlerimiz- den aldığımız bir mektupta; burada kendilerine karşı gös- terilen- alâkaya ve şefkata te- şekkür edilmektedir. Çeşme Gençlerbirliği kongresi Çeşme, (Hususi) — Çeşme heyecanlı geçmiştir. Bir - tesis yıldönümüne — tesadüf J eden koöngre — günü —münasebetile sporcular tezahürat yapmışlar ve marşlar söylemişlerdir. Kongrede geçen yılın rapo: rü okunmuüş ve <dtasvip edil- miştir. Yapıları seçimde, baş: kanlığa öğretmen Tevfik, omu- nit kâtipliğe Ergenekon; vez- nedarlığa 'M. Alca ve üyelik- lere de Kâzım getirilmişlerdir. Karantina'da Eskikapı so- kağında 7 numaralı * ev -satı- hıktır. Üç kat üzerine on odası vardır. Her - katın - teçhizatı eyri olup icabında ayrı ayrı kiraya verilebilir.. Ev otuz lira kira getirmektedir. Su ve elek- tirik tesisatı mevcuttur. Almak istiyenler İhracat gümrüğü tah- vit kâtibi Sezai'ye başvursun. * Ve dilsiz bu suretle, ses de. | yaver de Koca Yusul paşa kü- | gemp vruruse ) — Başı 3üncü sahifede — — 3 saat., Zavallı körün bu cevabı, hiç şüphesiz çok hazindir. Çünkü kör her geyi, el temasile anlar. Onun idrak kuvveti, ise- sindedir. Nitekim, kör, Braill namında meşhur bir körün icat ettiği alfabe ile okuyup yazabiliyorlar. Bu alfabe 6 noktadan ibarettir. Biz gözü açık olanlar, hem 'de mormal sayılan insanlar 28 harfle okur, yazar, anlar, iş görüşürüz. Hal- buki körler, noktanın, yerlerini değiştirmesi ile okuyup yazı- yorlar. Her şey 6 noktadan ibaret.. Hattâ, nota da öyle.. Düşünelim ki, bu 6 nokta ile yalnız Türk'çe değil, Alman'ca, Fransız'ca | okuyor, — tercüme yapıyor ve gerbin .maruf klâ- siklerini çalıyorlar.. Müessesenin müdürü doktor Necati Kemal'e sordum: — Meselâ dağ, apartman, nehir, deniz gibi şeyleri köre nasıl öğretiyorlar?. — Bir Materyal müzesi va- sıtasile * dedi - Avrupa'da, bilhassa Berlin'de hayrete-şa- yan müzeler -vardır. Orada dağ, kabartma - olarak - hazır- lanmıştır. Kör talebe, tepeleri, sırtları, vâdileri, kayalıkları, ağaçlıkları, dereleri, hattâ.dağ- ların dibindeki ovaları, deniz- leri, bu “kabartma — şekilden eliyle yoklya- yoklıya öğreni- yor.. Burmüzelerde en iptidai devirden en son asra kadar geçen |kıyafetler — bile - vardır, kör onu da Öğreniyor.. * Peki “dedim- doktor kör nasıl sever?, Güldü; — İnsiyakı ve kendi kapalı âlemi ile severl. Dedi ve sonra ilâve etti: — Bilir misiniz ki, kör, biz- den çok neş'elidir. Bak, pen- cereden bak, körlerin gülerek, yani sağır; dilsizlerden daha fazla neş'eli olarak dolaştık- larmı göreceksiniz.. nilen Şşeyi anlıyor. Bu veya mümasili hareketi tekrarlıyoruz. Nihayet dilsiz “bu. sesi kendi sinirlerinde ve vücçudunda du- yunca onu, çıkartmağa - çalışı- yoruz ve ağız denilen şeyi de bir akord vasıtası halinde kul- lamyoruz. 'Bunu bizzat tecrübe ettim, bakikaten - öyleydi. Medeniyetin ve - insanlığın ilerleyişi, vvaktile terihin kap- kara bir insafsızlıkla mahküm ettiği! bu biçareleri kurtarmak yoluna - girmiştir. Kör ide oku- yor, sağırve dilsiz de “yavaş yavaş ikonuşuyor, çalışıyor: ve kurtüluyor. İlkvinsanlar bu gayri tabii- likleri görünmez — kuvwvetlerin bir eseri olarak * telâkki- eder- lerdi. ,Meselâ herkes konuştu- ğu halde konuşmiyan - bir adamın vücudu onlarca fena ruhların insan şeklinde taşah- huş etmiş bir mevcudiyeti sa- yılırdı. Hattâ Likürk kanun- kanunlarında sağır ve. dilsiz- lerin hukuki - vaziyetleri çok feci idi. Onlar cemiyet içinden ihraç edilirdi. İsparta kanun- ları “bunları bunları "Tampet kayalıklarının üstünden *Bare- ter suyuna atarlardı. Atinada, Romada kadim 'Yunan ve Lâtin medeniyetinin enşaaşalı devrinde (Perikles ve Ogüst) tarafından bu gibi anormaller için çok ağır | mevzuata — tâbi tutulmuştu. Oristotolis- bil ; — Sağır. ve 'dilsiz beş.on feryad çıkarırlarsa da konuşa- marzlar. Derdi. Kadim Hindliler on- ları bir (Semavi maymun) te- lâkki ederdi. Golvalar da on- | ları binbir türlü me tâbi- tutarlardı. Halbuki şimdi onlar, * bir devlet, bir. cemiyet - alikasi içinde yaşıyorlar., 0.R. G. Sancak'ta — eziyete ve Hakikaten öyleidi: Sebebini ya”b'ye' hü. sordum, anlattı: — Buşhal, her 1stırabı, gö- zümüzden aldığımızı anlatıyor. İhanet gözle' oluyor, - sevinci- miz görmekle artıyor, kederi- miz ise'gene o'yoldan geliyor. Sokağa- çıkınca, sevmediğimiz bir adamla karşılaşıyoruz, onu görünce garip bir - asıbiyet duyuyoruz.Koza, -sokakta bir sefile rastlıyoruz, onu görünce mütcessir oluyoruz. ” Hep. göz, hep göz... küm sürüyor.. —Başı Tinci sayfada— dini merasimle — defnedilecektir, Sancak'ta asabiyet hüküm sürmek- tedir. Mahmud Esad'ın konferansı Ankara, 26 ('Hususi ) — Eski Adliye Nazırı iMahmod Kd . Boz, kurd, Mülkiye- mektebinde Hatay fbakkında bir konferans vermiştir. Şam konsolos- hanemizin önünde Doktorun söyledikleri ne ka- (İNÜMAYİŞ yaptılar .. Gençlerbirliği koöngresi, çok Fdar doğru idi? Bu sırada sağır dilsizlere baktım: Maruf bestekâr Bethoveni hatırladım. O da zaman zaman sağırlaşmış. Hattâ bir gün'bir operayı idare ederken sağırlığı tutmuş, çalınan parçayı, duy- madan idareye başlamış. Fakat aksaklık başlamış. Halk asa- biyetini gizliyememiş. Yumruklar, yuhalar vesaire.. Zavallı sağır Bethoven nihayet çekilmiş, gitmiş.. Doktor sağırların ? nasıl ko- Fnuşabildiklerini anlatırken; — — Kulaktan'işitmeği taviz ediyoruz. *Dedi- fakat onun hassas bir-cisim tesirile bede- nen bir his duymasını temine çalışıyoruz. Meselâ, bir-piya- nonun kenarına dürüyor. ve karnile ona temas ediyor. Pi- İstanbul, 26 ( Husuıı ) — Şam'dan bildirildiğine göre, Fransız'ların kararı, Arab ma- bafilinde —hayretle karşılan- mıştır. Müfridler heyecan gös- termektedirler. Bunlar, şurada burada - nümayişler | tertib et- mektedirler. Şam - konsolosluk binamızın önünde de nümayiş yapan Arab'lar, -zabıtaca da- gitılmışlardır. Müfridlerin — bu hareketi, Türk dastluğunu takdir-eden- leri müteessir eylemiştir. Arab'lara silâh dağılılıyor.. İstanbul, 26 (Hususi ) — Fransız istihbarat — zabitleri, Sancak'taki” Arab halka silâh dağıtmaktadırlar. — İskenderun istihbarat zabiti, otomobiline silâh ve cebhane >doldurmuş, alenen -silâh tevzi etmiştir. yanonun tuşlerina' dokununca!” ' Bir Türk doğan ihtizaz derhal onun şvücudunda bir tesir yapıyor. İHapse mahküm 'oldu.. Antakya, 26 ( Hıı:ııı! ) — — Başı Tinti sahifede — Belgrad, 26 ((Radyo ) — Sevil radyosunun tebliğine gö- re, Nasyonalist tayyare ve gemilerin. bombardımanı neti- cesinde Valans-Barselon hattı harap olmuş, münakalât kesil- miştir. Hükümet ordularının . iaşe veteslihi tehlikeye düşmüştür. Cenevre, 26 (A.A) — Mil- letler cemiyeti konseyi düu kısa bir toplantı — yaparak Madrid'deki sıhhat komisyo- nunun — raporunu - tedkik - et- miştir- İspanya dış bakanı M. Del- vayo cemiyetin sıhhat komi- tesine teşekkür ettikten sonra İspanya hâdiselerine — temas etmiş ve demiştir ki: — “ İspanya müfridlerin elinde değildir. " Mücadelesi daha ziyade demokratik ve pürlâmenter cumhuriyet için- dir. İspanyol milleti lejyimi- nist bir kanunu esasiye daya- nan birliğini iade arzusunda- dır. Madrid bombardımanları- na rağmen İspanya'nın cemi- yete itimadı bakidir. ,, M. Delvayo, bazı hükümet- lerin İspanya'ya gönüllü gön- dermiye devam - etmelerindem şikâyet etmiştir. M. Alvarez “Delvayo'nun nutkundan sonra Şili delegesi Adua-Madrid'de muhtelif elçi- liklerde - Bulünan — mülteciler mes'elesinden — bahsetmiştir. Bu mes'ele malüm olduğu üzere konsey tarafından in- sani adı verilen mes'eleler ara: sında müzakere . edilecekti. Şili murahhası demiştir ki: — Bu mültecilerden dört bini 14 elçilikte bulunmakta- dır. Eğer'ilk sıhhat komis- yonu bu elçilikleri ziyaret et- miş olsaydı. bunların — sağlık durumlarının hiç te memnu- niyet verici bir tarzda olmadı: ğını — görecekti. Bununla beraber mülteciler bu mahzurları sokakta kendilerini bekliyen ölüme tercih etmek- tedirler. Almanya büyük elçiliğine Yiltica etmiş olanlar bu suretle öldürülmüşlerdi. Cumhuriyet makamları *tarafından verilen z tezahürata — iştirak — etmekten süuçlu bulunan bir Türk, mu- hakeme neticesinde, 6 ay hap- se mâhküm olmuştur. İsken #derun müddeiumumisi — tara. fından tertib edilen nümayişte bulunan Arab'lar ise serbest bırakılmışlardır. —Esasen bu Türk'ü de 6 aya mahküm et- tiren bu müddeiumumidir. |Çete teşkilâtı yapılıyor.!4 4| İstanbul, 26 (Hususi) — Hududumuzdan)| Suriye'ye ge- çenler, pasaportlu pasaportsuz bilâ sual tevkif edilmektedirler. * Hududda, Arab'larla Fran- sızlar, Kürd Hocanın reisliği altında bir çete teşkil etmek- tedirler. Şam, 26:(AA) — “Sancak hakkındaki Türk - Fransız an- laşmasına: dair olan haber si- yasi mahafillerde . az-çok ihti- »yatla karşılanmıştır. (Bu mah- filler Sancak'ın tamamen muh- tar bir. hale getirilmesinin Suriye — menfaatlerine aykırı olacağı kanaatıtdadırlar. Bazı üniversite talebesi bu sabah tezahüratta bulunmuş- #tur. Tezahüratçılardan Türkiye« konsolosluğuna doğru gitmekte olan bir kolun polis tarafından önü kesilmiş ve tezal urılçılaı 177508 27 :.33t B Iİspanya'daki muharebe BORSA 8 ). Taran. ma.17 17 201 ! 398279 398480 İncir satışları Çu. Alıcı K.S. K vesikalar — hakikatta. kıymetsiz kalmışlardır. Filhakika Sendir kalistlerin ve d'ğer ııuplum mahalli komiteleri bunları na> zarı itibare almamışlardır. Şili delegesi Valansiya hü- kümeti Aaskeri makamlar ve kordiplomatikle mutabık kalı | dıktan sonra bu mültecilerin | nakline beynelmilel bir komi: tenin memur edilmesini teklif etmiştir. Lehistan delegesi Şili tekli- fine müzaharet. etmiştir. M. Delvayo. malüm olduğu üzere hükümetinin umumiyet itibarile iltica -hukuku vecibe- lerile bağlı addetmediğini bu- nunla beraber Meksika - ve Arjantin ile hususi anlaşmalar akdettiğini ve Şili kükümetile de a yni anlaşmayı yapmıya amede bulunduğunu — bildir- miştir. Müzakere bir netice hasıl olmadan bitmiştir. Şili, dele- gesi insani mes'eleler mazbata muharriri sıfatile diğer aza ile mutabık kalarak bir karar su- reti projesi hazirlıyacaktır. Londsa, 26 (A.A) — Roy- ter Ajansı bildiriyor: Londra'ya vasıl olan İtalyan ve Alman cevapları İngiliz resini mahnfilince şayanı mem- nuniyet telâkki olunmaktadır. Zira bu cevaplar İıpınyıyı | gönüllü sevkinin men'i pren- sibini kabul etmektedirler. Bu suretle ademi , müdahale ko: mitesinde temsil edilen bülün devletler arasında bu esas nokta üzerinde bir anlaşma husul bulmuş olmaktadır. Londra, 26 ( Radya ) — Londra'da resmi mahafil, Al- , man - İtalyan uzlaşmasının giltere aleyhine -olmadığı ka- naatini yöstermektedir. Londra. 26 (AA) — Or tada dolaşan bir şayiaya gö re Valânsiya hükümeti yakın- da yeni bir kanunu esasi neş" redecektir. Bu kanun hükü- met şeklinin komünist olmr yacağını ilân edecel Bu hal M. Mussolini ile.M. Hitler'i Franko'yu müdafaa etmek için kullandıkları baş- hea delillerden mahrum ede- cektir. İspanyol eyaletlerine geniş bir muhtariyet verecektir. Ka- panya bir nevi federal cum- huriyet balinde tensik oluna: caktır. Cebelüttarık, 26 (Radyo)— Madrid cephesinde Aranyves kısmında âsiler - ileri hareke- line geçerek askeri chemmi- yeti haiz bazı yerleri almış ve hâlâ Madrid-Albaset yollarına hâkim bulunmaktadır. Madrid şimal ve cenuptan âsilerin nüfuzu altında bulun: goK ——HZC Üzüm satışları Çu. — Alıcı Ku ,Ki TT Y. İ Talât :13.50; 1450 45 Pa.Klark — 15 d0 16 50 26 H. Alyoti 15 — 7163 25:D. Arditi — 14 25 14 20 Ş. Riza ha. 14 25 147 21 M. J. Ta. 1150 12 5) 7529

Bu sayıdan diğer sayfalar: