eye Sıyîılı j Bulgar-Yugoslav muahedesi Bulgar Kralı Boris, mua- hedeyi tasdik etti 'l ofyaya dönen Bulg-ar başveki—lı' M. Köse İvanof istasyonda merasimle karşılandı Belgrad, 26 (AA) — Bul- — gar-Yugoslav paktının bir nüs- — hası hüsüsi kuüriye ile Sofya- — ya gönderilmiş ve kral Boris tarafından tasdik edilmiştir. — Bu Ssüretle pakt dünden iti- — baren mer'iyet mevküne girmiş bulunmaktadır. M. İvanot Sofya'ya döndü — Belgrad, 26 (Radyo) —Bul- gar Başvekili M. Köse İvanof — ve refikası ile maiyeti erkânı — dün akşam Belgrad'dan ayrıl- mışlar ve bugün öğleyin Sof- Oya'ya vâsıl olmuşlardır. Baş- — vekil, Solya'da parlak mera- __jnle karşılanmıştır. Bulgar kabine- sinin toplantısı.. — Solya, 26 (A.A) — Balkan- | dlar heyeti Belgrad'da imza edilen paktın neşri için dün — öğleden sonra toplanmıştır. — » Resmi gazete bu sabahki hususi sayısında pakt melnini | Neşretmiştir. Bütün sabah ve — öğle gazeteleri Bulgar - Yugos- lav daimi dostluk paktının -— İmzası münasebetile Belgrad'da — yapılan merasim hakkında taf- / silâtlı haberler vermektedirler. Yugoslav hükümet merke- - zinin ahalisi ve resmi mahafili tarafından Bulgar — heyetine karşı yapılan hüsnü kabulü |kaydeden gazeteler Bulgar baş- bakanına karşı gösterilen hür- / metkâr muameleden — dolayı — Memnüniyet izhar etmekte- dirler. '_ Paktı çok müsaid bir şe- / kilde tahlil eden Bulgar ma- hafili bu paktın iki kardeş " milletin müstakbel refahına ve Balkan sulhuna en ümid verici emin bir delil olduğunu beyan mektedirler. Bulgar gazetelerinin Makaleleri.. ' İ » 26 (AA) — Bulgar “Ajansı bildiriyor: — Yugoslav-Bulgar muahedesi |bütün Bulgar matbuatında mü- | said bir şekilde karşılanmakta devam ediyor. Mir Gazetesi Belgrad'da /dün imza edilen ve iki mem- t arasında ebedi daostluk is eden bu muahedenin her den evel iki kardeş mille- in vicdanından ve aralarında deşçe münasebetler tesis ek arzusundan doğduğunu ladır. — Slovo, Bulgaristan'la Yugos- davya arasında takip olunan ve dostluk paktının imzasına L müncer olan siyasetin iki mil- letin sulh arzularına tamamile uygun olduğunu kaydeylemek- tedir. La Parole Bulgare gazetesi de paktın kısa olduğunu ya- zarak diyer ki: Bu muahedenin kıymeti fık- ralarda değil yazılı metnin Kral Boris alâkadar milletlerin yüreklerin- den ve akıllarından doğanı ihtiva ettiği kanaalıdır. Bulgar ve Yugoslav'lar müstakil mu- kadderatlarına hâkim olacak, bu muahedeye bütün yürek ve akıllarını koymuşlardır. Belediye memu- runa hakaret. Basmahane belediye mınta- kasında Osman oğlu arabacı İbrahim belediye nizamname: sine muhalif hareketini göre- rek meneden belediye memuru Etem'e hakaret ettiğinden ya- kalanmıştır. Hırsızlık İkiçeşmelik'te Uluyol soka- ğında oturan Mehmed kızı Afet, evinde bulunmadığı bir sırada kapıdaki kilidi açılarak 17 lira parasının çalındığı ve bu bırsızlığın Hamza oğlu Ali tarafından yapıldığı iddia ve şikâyet eylemesi üzerine Ali yakalanarak tahkikata başlan- miştir. Yangın Saman çarşısında yağcı Ke- nan'ın yağ deposenda çalışan Ali oğlu Raif ve Hüseyin oğlu Süleyman yağ eritmek üzere yaktıkları ateşi iyice söndür- memiş — olduklarından — dıvar içinde bulunan ağaç dikmenin tutuşarak — yangın — başlangıcı zuhura gelmişse de söndürül- müştür. Bina sigortasız olup | 25-30 lira kadar zarar ol- muştur. <3 Hülâsa: Yeni sistem bir otör yaparak tatbik ettik- ilk otomobil ile Arden nlık mıntakasında sa- atta 90 kilometre sür'atle gitmekte olan Dük Oberten ile Piyer Molen, şiddetli bir fırltına ve yağmara tu- dular ve otomobil bir ara saplandı. Ön sani- bir, ardı ardına çokan şimşeklerle —ormanın az ilerisinde gördükleri bü- ve kasvetli binaya D 3 $ & Bt e (Atillâ'nınDefinesi Tarihe müstenid zabıta romanı Nakleden: F. ğ Benlioğlu Dük, harpte cesur bir zabit olarak tanınmıştı. Sivil haya- tında da, cesur ve çalışkandı; cesaret ve çalışkanlığını —bir arada kullanarak daima şen yaşamıştı. Fakat... Fırtına za- manlarında sinirleri - gevşiyor ve kendisine birtürlü hâkim olamıyordu. Korkuyordu.. Hem öyle bir korku ki, hayvanların fırtınadan korkarak ne bahaya olursa olsun bir iltica yeri bulmak mecburiyetini hissettikleri gibi Dük te, iltica edecek bir yer LAŞ 2463 Başı sıkılanlar, haksızlığa, tecavüze uğrıiyanlar, herhangi birşey için malümat almak | istiyenler gece günddüz 2463 numaraya —müracaat etmeli- dirler. Kurnaz bir hırsız tutuldu 935 ve 936 senelerinde müteaddid hırsızlık suçlarının faili olup hakkında tevkif mü- zekkeresi bulunan Beyşehirli Hasan çavuş yakalanmış, sor- gusunda 13/12/935 ta Bozya- könın ” Kayalık meykiinde Meh- medin ve 5/3/936 da ayni mevkide Hacının, 19/9/936 da Celâlin, 7/7/936 da Haydar karısı Şakirenin, 6/8/936 da gramafoncu Halilin, 6-9-936 da Haticenin, 7-9-936 da es- kici Mehmedin, 23-10:936 da Hasanın, 10-12-936 da — Ârif ustanın ve 15-1-937 de Hali- min külelerinden eşya ve para çaldığını itiraf etmiştir. Çaldığı eşyanın bir kısmı evinde bulunmuş ve diğer bir kısmı da sattığı yerlerden is- tirdad edilerek — sahiplerine teslim edilmiştir. Çuval çalmış Yeni tuhafiyecilerde Rüstem oğlu sabıkalı Mustafa, Kohen biraderlerin mağazasından bir boş çuval çalmış, kaçarken yakalanmıştır. Yaralamak Bayraklı Burnava yolunda oturan — Salih kızı Fehime, Mehmet oğlu Mustafa çavuş aleyhine şahadette bulundu- ğundan muğber olup oğlu Ali ile Fehime'nin önüne geçerek Mustafa çavuş Fehime'yi tut- müş ve oğlu Ali de bıçakla kaba yerinden yaraladığından yakalanmışlardır. Hakaret Hükümet konağı içinde Os. man kızı Emine Edip oğlu Hasan Sabri'ye küfür etmek süretile hakaret ve tahkir etti- ginden yakalanmıştır. Dövmek Çorakkapı merkezinin Ke- mer sokağında oturan — Mel med oğlu Selim, karısı Gül- lü'yü dövdüğünden yakalan- mıştır. * Denize düşen araba Dolma önündeki şata yana- şan Recep oğlu Halil'in çift yük arabası şatın açılmasile denize düşeceği sırada kurta- rılmış ve hâdisede bir kast olmayıp şatın gevşek bağlan- masından ileri gelmiştir. koşmağa başladı. Daha sen- favi olan Piyer de bu tufanı andıran yağmurdan korktu ve Dük'ü ayni sür'at ve telâşla takip etti. Bulundukları yer ile, csra- rengiz bina arasındaki yol, sanki uzayordu. Binanın etra- fındaki çitlere vâsıl oluncaya kadar, Dük ve Piyer adam- akıllı islandılar. Nefes nefese kalmışlardı;. yağmurun deva- mına, şimşeklerin çakıp dur- masına rağmen çit önünde durdular. Önlerinde geniş ve daire şeklinde bir bina yığımı vardı; binanın önünde tabit ve vahşi manzaralı bir çimenzar bulu- nuyordu. Fakat bu çimenzar herşeyden ziyade - bir rıhtıma benziyor ve hemen yanında ANADOLU Sancakta limanımız ola- cak. Komiserin veto hak- kı zamana bağlıdır — Başı inci sahifede — î-SAnoık kat'i bir idari muhta- Cenevre, 26 (Radyo) — | Türk-Fransız mözakeratı bu | sabah da devam etmiştir. M. Delbos ve Viyeno, Tür- kiye Hariciye bakanı Doktor Tevfik Rüşdü Aras'la elde edilen neticeler üzerinde gö- | rüşmüşlerdir. Fransız'lar Arapçanın resmi dil ve Uluslar sosyetesi komi- serinin Fransız olması husu. sunda ısrar etmişlerdir. Fran- sız'lar, posta, telgraf ve tele- fon işlerinin Suriye'nin idare- sinde olmasını da istemiş- lerdir. Sancak hudutlarını müdafaa ve muhafaza için Türkiye- Suriye-Fransa arasında bir uz- laşma - yapılacaktır. Sancak- taki sair akalliyetlerin hukuku da himaye edilecektir. Hariciye Vekilimizin beyanatı Cenevre, 26 ( Radyo ) — Doktor Tevfik Rüşdü Aras, Havas ajansı mümessiline be- yanatta bulunarak: — Sancak müzakerelerinin inkıtaa uğradığını bildirmek mecburiyetindeyim. Vakıa, bir uzlaşma zemini bulunmuştur; fakat Fransa Sancak'ta resmi lisanın âarapça olmasında ısrar etmiştir. Türkiye ise, . resmi dilin Türk'çe olmasını istemek- tedir, demiştir. Kabine içtimaı Ankara, 26 (ALA) — DBaş- vekil İsmet İnönü İcra vekil- leri heyetini Mareşâl Çak:- mak'la birlikte Gece evinde toplanmış ve bu içtima geç vakite kadar devam etmiştir. Cenevre'deki müzakereler Çenevre, 26 (AA) — Ana: dolu Ajansının hususi muha- biri bildiriyor: Türk-Fransız heyetleri ara- sında İngiliz'ler de hazır ol- duğu halde dün sabah ve ak- şam müzakerelere devam olun: muştur. Bu husust konuşmalar bazan çok çetin olmaktadır, Birçok mes'elelerde itilâf ha- sıl olmuş ise de mühim bir iki noktada henüz mutabakat yoktur. Hususi müzakerelere bu sa- bah devam olunacaktır. Paris'te neşredilen resmi tebliğ Paris, 26 (A.A) — bir tebliğe göre, İskenderun Sancak'ına aid itilâf — şunları derpiş etmektedir: İtilâfname Suriye'nin Sancak arazisi Üzerindeki otoritesini ilga — etmektedir. Maamafih yanından da küçük bir dere hafif hışırtılarla akıyordu. Gölün yüzü siyah madeni ve parlak bir safhayı andırı- yor, hiç hareket etmiyordu, eski derebeylik — şatolarının geniş hendeklerini andırıyordu. Şimşeklerin yardımı ile mer- kezde birbirine yıkılmış gibi, dört köşesinde birer kule bu- lanan bina, korkunç ve hey- betli bir şekilde görünüyordu. Şatonun arkasına düşen ke- sımda üç köşeli, diğerlerinden daha yüksek bir kule daha vardı; kulenin ucunda madeni bir direk vardı; mıknatıslı ol- duğu, bütün şimşek şerrarele- rini cezbetmesinden belli olu- yordu. Bu, hiç beklenmiyen man- zara, karısında, iki/ arkadaş Resmi | | edilecek bir Fransiz âli komi- riyete sahip olacaktır. Millet- ler Cemiyeti tarafından tayin seri mezkür cemiyetin zıma- nından müstefit olacak — olan Sancak' arazisinde konirol icra edecektir. Sancak'ın şimdiki arazi statusu #ransa ile Tür- kiye tarafından — müştereken zıman altında — bulundurula- caktır. Meskükât rejimi posta, telg- raf ve telefon idaresi ile mün- hasıran devletin selâhiyeti da- iresine dahil olacaktır.. Şam parlâmentosu ile Sancak'ın parlâmentosu aralarındaki mü- nasebetleri bizzat kendileri tanzim edeceklerdir. Suriye devletinin hudutları - Fransa- Türkiye ve Suriye arasında aktedile üç taraflı bir itilâf ile zıman altına alınacaktır. Münaziünfih olan yegâne nokta lisanlar meselesidir. Mil- lettaşlar sancak ahalisinin ek- seriyetini teşkil etmekte olan Türkiye münhasıran Türkçe'nin resmi lisan olarak tanınmasını istemektedir. Fransız heyeti bu meselede kendi noktai nâ- zarından vazgeçmiyeceğini sa- rih surette beyan etmektedir. Tahmin olunduğuna göre Mil- letler cemiyeti konseyinin içti- ma deyresinden sonra müte- hassıslardan mürekkep bir ko- misyon Sancak'ın statükosunu ve ganunu esasisini tanzime memur edilecektir. Fransız gazete- * lerinin neşriyatı.. Paris, 26 (A.A) — Anadolu Ajansının hususi muhabiri bil- diriyor: Bütün gazeteler Cenevre'de elde edilen prensip itilâfından dolayı memnuniyet izhar et- mektedir. Gazeteler varlan bu neticeden dolayı Delbos'u teb- rik ve Eden'i medhüsena ey- lemektedir, Pöti Jurnal, proje- Ankara- nın tasvibine bağlıdır. Tadile uğrayabilir, diyor. Le Jurnal de Türk - teklifi radikal bir hal tarzıdır. Yeni sistemde nazari Suriye vahdeti ile filt bir ünkisamın teklifine çalışılyor. Himayemiz yerine Cemiyeti akvam kontrolü geli- yor. Kısacası yeni bir Danzig yaratıyoruz, diyor. Humanite ve Eko dö Paris gazeteleri de Türkiye ile teş- riki mesaiye yol açan itilâftan dolayı memnuniyetlerini - bil- dirmektedirler. gördüklerine hükmettiler. Fa- kat ta iliklerine kadar işliyen yağmur ve soğuk, en sarih bir hakikat karşısında olduk- larına şüphe bırakmadı. Mütemadiyen yağan ve şid- detinden birşey kaybetmiyon yağmur, iki genç ile bu garip şato arasında — açılıp kapanan esrarlı bir perde teşkil edi- yordu. Dük ile arkadaşı, bu âni karşılaştıkları manzaraya ha- yali veya esatiri vasfını kâfi bulmadılar; çünkü — vaziyet gittikçe — karışıyor, vehamet arzediyordu. Hem de ne ka- dar beklenmez, akla ve haya- le sığmaz şekilde.. Şrr n İki genç için, kendilerini saraba kapılmamış, delirme- miş —. Oşüür ve grkrrik ve dpüle Bu akhşamki program Istanbul radyosu 12,30 Türk musikisi; 12,50 Hâvadisler; 13,05 Hafif mu- siki, 13,25 muhtelif parçalar, 18,30 Dans musikisi; 19,30 konferans, 20 Müzeyyen “ve arkadaşları, 20,30 Türk mu- siki heyeti, 21 Arapça hava- disler Ömer Riza tarafından, 21,15 Stüdyo orkestrası, 22.10 Ajans ve börsa - haberleri, 22,30 plâklarla sololar. Terlemek için Fırına giren Tahir Az daha yanıyordu.. İstanbul, 26 ( Hususi ) — Düzc&'de Koca Tahir isminde biri, soğuktan hastalanmış ve terlemek için fırına girmiştir. Tahir, her halde sıcağın tesi- rile olacak, fırının içinde ba- yılmış, yanmak üzere iken kur- tarılarak hastaneye — kaldırıl- mıştır. Republik, Fransız-Suriye iti- lâfında akalliyetlerin — ihmal edilmesini tenkid ediyor ve Cenevre müzakerelerine karşı takındığı kayıtsız vaziyetind n dolayı Sovyetler birliğine ça- tıyor. Ernuvel'in makalesi Paris, 26 (A.A) — Anadolu ajansının hususi muhabiri bil- diriyor: Ernuvel gazetesi dünkü baş- yazısında Cenevre'de Türk ve Fransız heyetleri arasında ya- pılmakta olan müzakereler mü- nasbetile şunları yazıyor: — Fransa'nın menfaati Tür- kiye ile namuskâr bir anlaş- maya varmaktır. Birinci Fran: suva Sultanla anlaşmak için Papa'dan ızin almadı. Soğuk kanlı ve siyasi olalım. Sancak Türk dostluğunu kaybetmeyi aklı selim kabul etmez. İslşınbııl. 26 (Hususi) — Vekiller heyetinin dün geceki toplantısı saat üçe kadar de- vam etmiştir. Bakanlar heyeti Rüşdü Aras'la telefonla gö- rüşmüştür. Cenevre'de neşre- dilen resmi tebliğ. İstanbul, 26 (Hususi) — Bu gece Cenevre'de neşredi- len resmi - tebliğde, anlaşma esasları bildirilmektedir. Buna göre, Suriye'nin San- cak üzerindeki otoritesi ilga edilmekte, — Sancak'ın kat'i idari muhtariyete sahip ola- cağı, Milletler cemiyeti tara- fından bir âlt komiserin tayin edileceği,» Suriye hududları, Fransa - Türkiye - Suriye ara- sında üç taraflı bir itilâfla zâ- mân altına alınacaktır. reti muhakkaktı. Yağmur ve rtüzgârın yek- ahenk gürültüleri arasından cehennemi bir kasırga gibi, kuvvetli bir nağme, org ses- leri ile karışan bir erkek sesi duyulüyordu. Cehennemi bir şarkı, bir nağme ki, ne pen- ceresi, ne de kapısı — görül- miyen korkunç ve esrarıengiz şatodan yükseliyordu. Dük ve Piyer, yağmuru ve ıslandıklarını unutmuş — idiler; oldukları yerde - hayretten çı- vıltmış gibi, kendilerini delir- mekten muhalfazaya çalışıyor: lardı. Tam bu sırada, hemen arkalarından iki büyük Dani- marka köpeğinin kendilerine doğru — saldırdıklarım ve kö- pekleri de genç bir. kadını 27/1/937 Ö |