, . 21/11/1936 Fırtına Ali Ür Yazan : Çünkü Zeliha'nın babası da eski ve tanınmış bir korsandı. Kızını, ancak kendisi gibi bir denizciye vermek - istiyordu. Fırtına Ali ise, onun aradığı haslet ve meziyetleri nefsinde taşıyan yegâne deniz kabra- | manı idi. Fırtına Ali, şimdi gözlerini biraz daha kıpmış, düşünü- yordu. Tayfalar da göz ucu ile ona bakıyorlardı. — Yarım Ahmed! — Peki reisl Gemi manevraya başlamıştı ki, Fırtıma Ali ikinci bir emir verdi : — Hayır, hayır, sancağa al! — Peki reis! — Bu Panayot reis için ne dersin Rüzgâr Ahmed! — Mükemmel bir korsan- dır, diye işitmiştim. — Öyle amma, yalnız kor- san olmak kâfi değildir, kap- tanlık ta şart. Bizim gemi o kadar zikzak yaptı ki, istesey- di bize yetişebilirdi. Yelken- lerimiz de tamamen açık değil. — Belki de korkuyor. Tam fırsattır. — Korkmuş olsa gelmezdi, Rüzgâr Ahmed. — Kimbilir ya, bir oyun Yapabileceğimizi hesaplamıştır. Fırtına Ali, içindeki fırtınayı Rüzgâr Ahmed'den gizliyordu. Şu Panayot kaptana bir ders vermeği ne kadar isterdi? Hiç olmazsa fare peşinden koşan kedi gibi, onu Yunan suları- nin içine kadar özlemeği ne kadar arzu ederdi? — Reis! — Ne var Ahmed! Rüzgâr Ahmed kaşlarını Ççattı, homurdandı : —Ne oluyorsun be söylesen e! — Topları hazırlıyalım mı reisl. Fırtına Ali, Rüzgâr Ahmed'e gururla, takdirle baktı. O da kendi yaşında bir genç de- nizci idi. Tecrübesi azdı, fakat cesaret cihetinden istikbali en parlak olan bir yiğitti. Bu vaziyet, her halde Rüz- gâr Ahmed'in gururunu zede- lemişti. Fırtına Ali, sükünetle cevab verdi : — Hayır Ahmedi — Anlamadım reis! Hazır- lamıyalım mı? — Hayır! — Reis, yanlış bir iş yap- mış olmiyalım. — Değil, korkmal — Şu halde çarpışmıyaca- ğiz bu allahın belâsı herifle demek! iskele — Rüzgâr Günlük siyasal gazete Sahip ve başyazgamı Haydar Rüşdü ÖKTEM Umumi neşriyat ve yazı işleri müdürü: Hamdi Nüzhet Çançar İdarehanesi: İzmir İkinci Beyler sokağı €. Halk partisi binası içinde Telgraf: İzmir — ANADOLU Telefon: 2776 - Posta kutusu 105 ABONE ŞERAİTİ Yıllığı 1200, altı aylığı 700, üç aylığı 500 kuruştur. Yabancı memleketler için senclik abone ücreti 27 liradır Hcı yerde 5 kuraştur Bünü geçmiş nüshalar 25 kuruştur.| ANADOLU AIA"'HAAŞIADA BASILMIŞTIR Büyük Korsan Romanı e A Ayhan, Faik Şemseddin — Fakat ya saldırırsa! M. — Gene mi aldırmıyacağız reis, gene mi! Bu adam kal- kar da.. Fırtına Ali kaşlarını çattı: Ne olur, ne der? Ahmed de hiddetli ve asabi görünüyordu : — Ne diyecek?. Tilki önün- den tavuk uçar gibi kaçtılar,, diyecek.. Bu söz, bir tokat gibi, Fir- tına Ali'nin yüzünde şakla- mıişti. — Ahmed, ağzını toplal. — Ben doğruyu söyliyece- ğim zaman ağzımı toplamam reis!. Benden böyle şey isteme. Ali, arkadaşına bakıyordu. Rüzgâr Ahmed ise, iri yumş ruklarını kalçasına dayamış, Panayot korsanın gemisini tet- kik ediyordu. Ali, birdenbire yumuşadı: — Ahmed, bu sözü başkası söylemiş olsaydı, neye mal olurdu? — Bir hançer yimeğe! — Fakat sana elim kalk- maz. Çünkü sen benim karde- şimsin.. Fakat çok sert konu- şuyorsun. Sebebini düşünme- den, aklına eseni yapmak is- tiyorsun.. — Sehebi ne olabilir. bu- nun reisi. Geminin içinde ken- diliğinden sebep doğmaz ya! — Doğar Rüzgâr Ahmed, doğar, iyi düşün.. — Aklım ermiyor. — Gemiye bir kız geldiğini unutlun galıba.. — Derhal sustun tabii.. Ona söz verdim: Bugün, şu herifle çarpışmı- yacağım. Nişanlımı babasına götüreceğim ve derhal döne- ceğim. Denizin dibine gitse, onu kulaklarından yakalıya: cağım, Fırtına Ali bunlari söyler: ken, yavaş - yavaş kızarıyor, gözlerinden kıvılcımlar - saçılı- yordu: — Göreceksin Rüzgâr Ah:- med, bunun acısını kat - kat çıkaracağım. Tam bu sırada, Panayot reisin gemisinden bir duman yükseldi ve rüzgârla karışık bir top sesi duyuld: — Roeis, herif ateş ediyor bize.. Fırtına Ali, kendini kaybe- der gibi homurdandı: — Evet, ateş ediyor köpek.. — Muhakkak çarpişmak is- tiyor. Fırtma Ali etrafına baktı. Tayfalar emir - bekliyorlardı. Ali iri yumruklarını sıkarak, Panayot'un gemisine doğru bağırdı: — Hesabı başka vakit gö- receğiz. Seni, çarmıha germez- sem bana da Fırtına Ali de- mesinler.. Ve sonra başını çevirdi: — Çocuklar, sizin de, be- nim de gözümüzde, ruhumuz- da harp kokuyor Amma, ge- mide bir kız var, nişanlım var. Onu Midilli'ye götürmiye söz verdim. Bu sözden dışarıya çıkamam. Hepimiz bü gemide, bu denizin üstündeyiz. Hepi- mizde genciz. Hesap günleri bizim için daha pek çok, üzül- meyin.. Avımız, her zaman pençemizdedir!. tayfalara Karagöz Eski Ramazanların Karagöz perdesini, ayni zamanda Türk tiyatro san'atının bir minyatürü Oldüğü 5 için aranmn. <O tarilir terde- ki> şüphümiz. kadrü ve erkck artiste karşı müthiş bir düşmanlık — ve San'atkâr namı ortaya çıksa, issanlar nefret v altında herkes onu âdi makulesind. sanır, onda serserilik, ahlâk d Lağü bulundağu kanaatını gös- terirdi. Bu dar telâkki sebeb olmuş ta Karagöz kurulmuş. perdesi Karagörü herkes oynatamaz. Karagözcü zarif olacaktır, az- çok sazdan, sözden anlıyacak- tar; tekerlemöler yapmasım bi- lecektir, kafiyeden; vezinden hiçolmazsa bir kulak dolgun- luğu bulanacaktır. Ab, bir yârı kafadar olsa ! Dedikten sonra altını geti- remezse, en aşağı bir kabili- yetle; Bir hıyarı turludar olsa ! Deyib sözü tamamlıyacaktır. Ben de kendimi ara-sıra kara- göz oynatırken taha yyülede- rim: Perdeyi kurmuşum, lâmbayı da yakmışım. Siz karilerim karşımda oturmuşsunuz. Nar- güleler ellerde, sigaralar ağız- larda, çaylar taze taze dem- lenmiş; beni bekliyorsunuz.. Ve ben de başlıyorum: Bu şehri şirinin bakıb yüzüne! Yaş gelir a dostlar canan gözünel Dalkavuk olanın kanma »i el Eshabı zekâmn ııllıı yi Nasıl Kaııgnzcııqum, ben bu işi başarabiliyor müyum, şâirliğim yeniden depreşmeğe başladı galiba! Hacivad bunu söyler söyle- mez, Karagöz belini kıvırtıyor, ayaklarını düzeltib cevab ve- riyor: — Canım Hacivad, ben de Ramazan pidesi yidikçe ara- sıra şâirleşiyorum. Hele bir beni de dinle! — Dinleyorum, söyle ba- kalım! İnsafı kızartıb yağlı tavada; Bizlere i n et düm-düz ovada Balıklar bastonla gezer havada!| Kültürpark ilinde kargalar öter! — Alerin Karagözüm, dur, bir de ben söyliyeyim de per- deyi kapayalım: Her dosta vasiyet eylesem gerek! Yanılıb gelmesin sakın iftara! Fareler mutbakta ferman okuyorl)| Herbiri açlıktan bastı mantara! Çimdik Zavallı kemalpa:a kazasında Musa oğlu Ali'nin çobanı Arnavud Hüseyin geçirdiği bir kaza neticesinde ölmüştür. Hüseyin, keçileri meraya — götürürken ileride giden hayvanlara çan takmak için koşmıya başlamış ve o sırada yere düşmüştür. Belinde taşıdığı kınsız. bıçak beş santim derinliğinde kası- ğına batarak ölümüne sebebi- yet vermiştir. Yalan! Kadın kendi eceli ile öldü Menemen kazasının Ali ağa nahiyesine bağlı Samurlu kö- yünde bir vak'a olmuştur. Bir ay evel Musa oğlu Bekir ta- râfından döğülen 25 yaşında Veli karısı Huriye'nin hamile bulunduğu çocuğu duşürdüğu ve kendisi de öldüğü aldiyeye haber verilmiştir. Oıupsı ne- ticesinde genç kadının dayak neticesi uf imeyip kendi - eceli 'ldgr_ıf_ıl,lkulmı;m. MEMLEKETTE Söke'de muhacirlerin iskânı vemu allımler toplantısı Muallimler toplantısından bir intiba e, (Hususi) Sğelmiştir. Bunlar İlbaylık $ y rekli tedbirler almıştır. ilimizin en zengin Ve Vveri yakında yurda ve ulu İlk okul espekteri kez ve mülhakat öj İsmetpaşa okulunda Ana vatana li topraklarına yerleştiriliyorlar. safi birer uzuv ol kret Başaran dün Söl nlerini ilçe- merkezinde taplayarak dilerine mesleki bir konferans vermiş- stan'dan 350 nülfus gö e yerleştirilecektir. için daha önceden ge- kavuşan bu yurJldaşlar, Pek aklardır. 'nin bütün mer- tir. Bu konleransta öğretmenlere yeni müfredat programı, İi- san yazı derşleri, himaye kurumları, talebe teşekkülleri igitim- sel hareket ve işçenlikler etrafında izahatta bulunmuştur. Bu toplantıyı Söke öğretmenleri Halkevi salonunda tertip etmiş- lerdi. Fakat salonda sergi bulunmasından yapılamamıştır. Bergama'da çimento ihtikârı var Bergama (Hususi) — Bu ayda imütad toplanlılarını ya: pan Kınık - belediye meclisi mübim bir. karar - ver Üç defa içtimaa gelmiyen 7 azayı müstafâ saymışlardır. Mecliste anbeş aza vardır. Birisi arazi tahririne gittiğin- den yedi aza ile toplanılmıştır. Bu yedi aza gelimiyen yedi aza hakkında üçüncü toplan- tıda iskat kararı vermişlerdir. Bunun üzerine azalıklarına is- kat kararı'! verilen - yedir 'kişi tolgraflarla şikâyette bulunmuş- lardır. İlçebay Kâmil Saymaz tahkikat yapmak için Kınığa gitmiştir. İhtikâr Bergama'da çimento fiatleri yirmi gündür. 140 — kuruşlan 190-200 kuruşa — fırlamıştır. Bunu da elde etmek oldukça güçtür. Memleket — inşaatına büyük zararları dokunan bu birdenbire — yükselişin gayri tabit bir yükseliş olduğu an- laşılmıştır. Hâlâ devam mekte olan bu keyfi harekete kat'i bir Çare bulmak lâzımdır. Akhisar'da C.H.P. kaza kongreleri Akhisar, (Hususi) — C. H. Partisi kaza kongresi bütün delegelerin huzurile dün açıldı. Senelik rapor okundu ve mu- vafık görüldü. Ocaklardan gelen — dilekler dinlendi. Kongrede bulunan ilçebay bu dertlere birer birer cevap verdi. İlçebayın alâkası mur.ıhh'ı:hru ını-mnnnıyı—klp karşılandı. Yön kurul seçiminde Meh- met Sındırgı oğlu, Dr. Ziya Güllüm, Mehmet Şahbaz, Ali Kemal Ergun ve Selman - itti- fakla seçilmişlerdir. Sağolsunlar Bir ana daha 3 yavru doğurdu. biri öldü Akhisar, (Hususi) — Akhi- Sar'ın Reşad B. mahallesinde yapıcı Şakir ustaniın karısı Zübeyde bundan bir hafta evel bir batında üç çocuk dünyaya getirmiştir. Bunların ikisi oğlan, biri kızdır. Yav- rulara Gülen, Özcan ve Er- doğan adları konmuşlur. Fa- kat Erdoğan ölmüştür; diğer ikisi sağdır. et- 7000 Kişi soyadı almadı —0 Kİ Neredeymişler? Yapılan tetkiklere göre- İz- mir'de henüz soyadı almamış 6-7 bin kişi vardır. Sayadı almamış alanlardan kanun mu- cibince beşer İira ceza alın- ması lâzımgelmektedir. Ankara'dan n malümata göre 1 hakkındaki kanun hükmünün kısa bir müddet için ve bir defaya mahsus ol- mak üzere uzatılması için bir cereyan vardır. Tahakkuk eder- se henüz soyadı almamış olan- lar cezadan kurtulacaklardır. Yerli malı Propagandası genış olacaktır.. 12 Birinci kânunda başlıya- cak olan yerli malı ve tasarruf haltası programı hazırlanmıştır. Hafta içinde bilhassa kadın- larımızın yerli- malına rağbeti için mücadele açılacaktır. Halk- evinde bir ( Yerli mahsul ser- gisi) açılacak, muhtelif yerler- de konferanslar verilecektir. Sinemalarda - filimlerle gös terilmesine başlanırken yazı ve resimlerle yerli malı ve tasar- ruf mevzuuna aid propagan- da yapılacaktır. Temsiller Bu akşam saat 8,30 da C. H. P. Bayraklı kamunu temsil kolu tarafından #Halkevi — s05- yal yardım komitesi n gtir. Bu tem- sil davetiyelid 22/11/936 gününe rastlıyan pazar günü gücü spor kulübü temsil kolu tarafından bir - temsil cektir. Bu temsile de bütün İzmir'liler davetlidir. Zelzele Govagala, 20 (Radyo) — Saat 20,50-de kuvvetli keti arz olmuştur. Mülhakatta zarar olup olmadığı malüm değildir. Fakat bazı yerlerde zarar ve ziyan büyüktür. Ticaret müzesi İstanbul, 20 (Hususi) — İs- tanbul'daki Ticaret müzesi, Ankara'ya nakledilmiş ve yeni teşkil edilen İktısad ofisi tara- fından hnımın bqhnmışh akşamı da İzmir verile- hare- Sayfa $ — ş Rusya'da tev- t kif edilen Alman- ların muhakemesi ——an :0 a— —Başı 1 inci sayfada— riyasetinde yapılan son askeri şüra içtimamda, Rusya'da tev- kif edilen Alman'lar tahliye edilmediği takdirde bilmuka- bele bazı Rus'ların tevkifi ka- rarlaştırılmıştır. Kolonya. 20 (Radyo) M. Hitler bugün Folekshenk mevkine gelmiştir. Burada si- yasi bir nutuk iradedecektir. Moskova; 19(A.A) — Ray- ter muühabirinin - bildirdiğine göre tevkif edilen - Alman'la- rin ilsi bugün Tomsk rında Nososibirsk malıkemesi huzuruna çıkacaktır. Stickling ismindeki bu ma- den mühendisi azası - bulun duğü faşist organizasyonunun talimatı üzerine madende sa- botaj yapmakla mütlehimdir. Ceza kanunu mucibince bu suçun cezası idamdır. Alman konsolosu — mahke» mede hazır bulunacaktır. Paris, 20 (Radyo) — Paris gazetelerine göre Sovyet Rus- ya Japon - Almanya gizli uz- laşması ve diğer cihetten İs- panya'da General Franko'nun İtalya ve Almanya tarafından tanınması haberlerine büyük | ehemmiyet vermektedir. Sovyet hükümetinin Paris ve Londra - sefirleri - İngiltere ve Fransa'nın bu yeni vaziyet karşısında ne siyaset takibede- ceklerini tetkike başlamışlardır. Savyet Rusya uzak - şarkta Japon'ların Mogolistan'a doğ- ru yapmakta oldukları büyük sevkiyat nazarıdikkali celbet. miştir. Moskova, 20 (A.A) — No- vosibirsk'te Sovyetler birliği yüksek divanı harbi M. Ultrik- h'in başkanlığı altında topla- narak doğu Siberya'da Sano- taj Troçkist mukabil ihtilâl mes'elesini tetkike başlamıştır. Andrev Kovalenko Leonen- ko De Senkönov ve Alman Stiekling Lu mes'elede suçlu bulunmaktadır. İddianamenin tasrih ettiğine göre bu zevat 1936 da Troç- kist mukabil ihtilâl grubunun Momorov madeninde hareke- geçen faal azası bulunmuşlar- dir. Bü grüb mühtelif ihtilâl ve sabutaj hareketlerinde bu- lunarak Sovyetler birliği dev- Teti aleyhine mücadele açmış bulunmakta idiler. 1935-36 da bu zevat madenin satılmasına sekte vermek, kömür istihsa- lâtını sahote etmek ve müna- kalât vasıtalarını tahrib etmek ve iş emniyetini ve teknik ted- birleri ihlâl eylemek maksa- dile müteaddit harcketlerde bulunmuşlardır. Suçlular madenlerde külli- yetli mikdarda grizo bulundu- ğu halde ameleleri çalıştır- makta ve bu suretle mütevali infilâklere ve işçilerin zehirlen- mesire sebebiyet vermekte idiler. Bu mukabil ihtilâl gurubu- nun faaliyeti neticesi olarak 28 ilkkânun 935 te iki amele — grizo tarafından zehirlenerek — ölmüştür. 23 Eylül 936 da suçlular —- 'Tralnaya madeninde bir grizo infilâkine sebebiyet vermişler- dir. Bu infilâk neticesinde işe — çilerden onu ölmüş ve 14ü —— yaralanmıştır. ”) Troçkist mukabil ihtilâl ve — sabotaj grubu 1935 de Keme- — ülffen çeviriniz — —