İngıltere balmye nazırı diyor ki: Biz silâh" F ı1Fr t l n a A ı l lanınca Avrupada harp imkânı kalmıyacak ÜÜ Kem aa Sü bakanı da, hava, kara, deniz em- Yazan: M. Ayhan, Faık mseddin Z Hocaya Oyun.. .-15. — Evet reis -Demişti- ben .bunu söylemek — istemezdim. gunku kocam zayıf bir erkek, u herif, kocamı öldürür! — Diye korkuyordum. |— Ali o akşam gemiye gelince, hemen - tayfaları — toplamıştı. ıyfılı. reisin ne yapacağını bekliyorlardı. Bir ziyafet sof- Susmuştu: — E, arkadaşlar; bilirsiniz- gemi, bir aile yuvasıdır, hırıdıkılu kardeşlerdir. Biri- inin canına, ırzına kaygıları Vardır, saygıları vardır. Bu mukaddeme, korsanları işırtmıştı : — Ne demek istiyor, sonu hereye çıkacak acaba? Diye biribirine bakıştılar. — Öyle değil mi arkadaşlar? | — Evet, reisl , — Dost malına, kardeş ma- Tna göz dikene ne ceza ver- Melidir? Hele kardeş ırzına, ş namusuna saldırırsa ne geçirmeli herifi! — Kazığa | Diye bağırdı. Diğeri; ., — Grandi . direğine asıp etmeli! Dıyı ilâve etti. Bir üçüncü- | Vü ba rdı ini, ayağını bağlayıp | d!nızc atmalı namussuzu! - Gdsen e ulan burayal ep arkadaşların böyle bağı- V'L işirken sen neden susuyorsun. inde bir kurt var galibal! Sir halt yimiş olmalısın. — Taylalar bışlııını çevirip — Gel -diyorum- oksa ka- "işmam! pi Suhoı tayfa — doğrulmuş, tendeliye sendeliye yaklaşıyor- u. Ali, T ,İçınızdeıı dört kişi daha n | Demiş ve sonra, kadının [n *Ocasına işaret etmişti : — Yakalayın alçağı, karga tulumba denize atın.. İşte bu namussuz, bu arkadaşımızın karısına göz dikmiştir. En ha- ff cezası, buradan denize atıl- maktır. Diler gebersin, dilerse kurtulsun ve bu başına gelen, kulağında küpe olsun! Taylfalar bağırıştılar : yor, hem yüzmeğe, uzaklaş- Tüağa Çalışıyordu. Fakat kimse başını çevirip te artık denize bakmıyordu. Fırtına Ali bu şekilde kaç defa tayfalara ders vermişti. İçlerinde - zayif ahlâklı birkaç kişi var idi ise, onlar da ar- tık, Ali'nin deniz ve kahra- manlık kanununa tâbi olmuş- lardı. Gemide herkes kardeşti. Herkes biribirini sever, her- kes biribiri için ölürdü. Bu- nun içindir ki, herhangi bir müsademe olsa, bir tehlike olsa, ayni hararet, ayni eli birlikle, hiç şaşmadan, hiç göz kırpmadan dövüşürlerdi. Ve ara-sırada, Fırtına Ali- nin naralar atmasını bekler- lerdi. Ali'nin narası daima şöyleydi : — Dayanın kahpeler! Ve Ali'nin narası duyulunca, bütün tayfalar birdenbire yeni bir hamle ile kaplanlaşır, büs- arasında Kel kafa Miçolini diye tanınmıştı. Birgün Rodoas açıklarında bir Türk ticaret gemisini soymuş, kaptanını öl- dürmüş, yolcuları, tayfaları kıs t. Gemi, yelkenleri açık ola- rak sağa sola zikzaklar yapı- yordu. Çünkü dümende kimse yoktu. Ali, bu gemiyi karşıdan gör- müş ve bayrağını da fark edince; — Bir Venedik avı çıktı! Diyerek iki defa toplarına amazan, gül suyu ile, gül- lâcı, pidesi, kebabı, iftarlığı, tatlısı, sazı, sözü ile iki gün- dür devam ediyor. Bugünler- de ramazanlık mevzulardan bahsetmek gerek... Vaktile bir hoca varmış. Ramazanda vâız edermiş. Fa- kat çapkının biri imiş galiba kendisini etmiş. Hoca, Allaha hamdüsena ederek, “sakalını sıvazlayıp, başını traş edip cübbesini fırçalayıp, kadının davetine icabet etmiş. Bu gidiş, galiba Ramazan sonunda, bayramda vukubu- Tuyormuş. Kadın, — takılı, me- zeli bir sofra hazırlamış, ho- ca ağzını şapırdatarak sofra- ya bakmış, kavuğu çıkarmış. Hoş-beş, birkaç da kadeh te- atisi, derken tak-tak kapı. Ka- din pencereye koşmuş; — Aman - demiş - kocam geldi. Hoca da Iıııdenbıre şafak atmiş. Çünkü kadının kocası zorlu, azılı bir adammış. — E, ne, yapayım şimdi? — Dolaba gir, dolaba, ça- buk, o uyuduktan sonra ben açarım, çıkarsın. Hoca cübbeyi, sarığı top- lyarak girmiş dolaba.. Adam da odaya ayak basıp - solrayı görünce karısına: — Ne olacak - demiş - ho- cayı içeriye aldım| — Hangi hocayı? — Hangisini olacak, cami imamını, Adam ağır bir küfür savur- — Dolaptal İnanmazsan aç- ta bak! Hoca bunu duyunca bir tu- zağa düşürüldüğünü anlıyarak etrafı berbad etmiş ve dolabın içi, pis bir koku ile dolmuş. — Ver şu anahtarı? Demiş herif.. Hoca bunu duyunca yavaş niyetimizi temine mecburuz, dedi Hava bakanı, tâyyare mevcudunun 1430 oldu- '. ğunu ve yeni tiplerin gıttıkçe arttığını söyledi Landra, 17 (A. A) — Lordlar ka- w marası İngil:ı si- | lâhlanması mes'e- | tarslı i e matuftur. Müdafaa proğra - minizin sebebi münhasıran dış si- yasamız olduğunu iddia etmek yan- lıştır. Hava, kara ve deniz emniye- timizi temin etmiye mecburuz. Geçen hafta zarfında 'hükü- met hatiplerinin Avam kama- rasında yaptıkları gibi M. Su- inton hava kuvvetlerinin tez- İngillere kralı 8 inci Eduard donanmayı teftiş ediyor tayyaremiz vardı. 1936 da 1430 olmuş ve bu mikdar mütemadiyen artmaktadır. Ye- | ni tip tayyarelerimiz. emsalsiz bir-kuvvet ve kabiliyete ma- yidi hakkında tafsilât vermiş | liktirler., ve tayyare teçhizatı hakkında demiştir. ki: Mitralyöz ateşinin taarruz ve müdafaa için top kadar müessir olacağı müdafaa edi- lebilirse de mes'ele tetkik ve tecrübe Mmevzuu teşkil etmekte berdevamdır. Bir taraflı olma- mak şartile memleketlerin tes- lihat vaziyetleri hakkında mü- zakereye yarın devam — edile- cektir. Londra, 18 (ALAy— Otto- cektir. Kanada hava filosu- nunda mühim bir şekilde art- tırılması mevzuu bahsolmak- tadır. İngiliz hükümeti birçok Ka- nada firmalarından - silâh ve Lord'lar kamarası bugün top- lanmış ve İngiltere'nin — silâh- lanması üzerine müzakeratta bulunmuştur. Hava bakanı demiştir ki: “— 1935 senesinde 1300 K. Dirik Müuallim olacak çavuşlar | Londra, 18 (Radyo) — Sir Samoel Hoar ecnebi matbuat cemiyetinde İngiltere'nin siya- setinden bahsetmiş ve; İngiltere'nin hedefi sulhtur, İngiltere sulh için çalışmak- tadır. Harbin gayri kabili içtinap olduğu hakkında mütemadiyen çıkarılan haberler, İngiltere'nin Almanya-Japonya ara- ğ ya ile Japonya'nın müşterek ve mühim bir beyaânname neş- redeceklerine dair ortalığa bir şayia çıkarmışlardır.? Moskova, 18 (A.A) — Tas komiserliği ikinci şark dairesi şefi Kozlovski ile yaptığı mü- lâkat esnasında Japon maslâ- hatgüzarı M. Sakohbir Alman Japon anlaşması hakkındaki şayiaların asılsız olduğunu bil- dirmiş ve Japon dış işleri ba- kanı M. Arita'nın hakikate te- vafuk etmiyen bu şayialatı res- Sefkârı umumiyesince yersizdir. Biz, vakıa vaziyetin çok teh- likeli olduğunu ve mütemadi- yen karıştığını kabul etmekte- / Tası kurulmuştu. Gemi, biraz a ; ki mütemadiyen kadınların bu- lesini müzakereye yiz; fakat İngiltere, harbin gayri 'vlluıı,dııhile 400 metre me- Birdî:;':":;j:î";; İlg '""d"â; ""_afnl lLa_kaLm:,şı Bu | başlamıştır. Sü ba: kabili içtinap olduğu hbakkın- e durmi a meyanda güzel bir kadın yü- 5 W aN ee KUL Ali, e yatanı kollarından, bacakların- | zü, ahu gigbı: iki bakışı nızyırı :;?;“M;,ı:,'::'îî ::.ı;d_1::.!:;:";v;îîı;:ı_:,“knu — Çalın sazları, biraz eğle- | dan yakaladılar, sallamağa baş- | dikkatini celbetmiş. Hoca ona beysltta “Wülün » « İngiltere,*harbe mani ob © Paelim!. ladılar, Herif yalvarıyordu : — | baktıkça coşar, heyecana ge- | müçtür: Se k için bütün ; kuvyetlerini Emrini vermişti. Meş'aleler — Aman reis, elini ayağını | Jir, sakalımı titreterek, bağrını - ..ş_ ı;_.,, bi :kı;ılîı-ırwgcıkn d Yakılmıştı. Biraz sonra gemi- | öpeyim, affet beni! dökerek vülütmakta "" devei AYA Na KŞ ü - den açıl doğru saz sesleri, Cevap veren yoktu. Birden-*| 2 dermi; e sası / Milletler ce “-Başka / devletleri / hiçbir / şarkılar yükseliyordu, eğlence | bire tayfalar onu boşluğa fir- ş ş(m"ş' B TRGEORAD Nü seydesiçbar sekmiyreĞlEn F lll » a yi ee KKNE ga adın da namuslu, fakat | bir hale getirmeğ> kat stimizin bütün İngi ire | İattılar. Sular açıldı, Dir gü | muzip bitşeymiş. 'Hocaya: bir | ve bariş ” istifci liz ka anevi sul Gece yarısına doğru - idi. | rültü oldu. Tayfa hem bağırı: TU ga e barfış istiyen liz kabinelerinin ananevi sulh Ali ayağa kalkmış ve tayfalar yt d oysamak - iştemiş ; vo:birigün -| bülün - kuyvetlerin siyaseti olduğunu ilân ediyo- raz. Ve bunu takip edeneğlili * Silâhlanma bunun için bi- zim için mecburiyettir. Bu hu- susta bazı müşkilâta tesadüf edeceğiz. Fakat her müşkülü yeneceğiz ve en kuvvetli do- nanma, en kuvvetli hava fi- losu ve en mükemmel orduya malik olacağız. “ Biz silâhlandığımızı haber verdiğimiz anda Avrupa'da harp için imkân olmıyacaktır. Silâhlarımızı hiçbir millet aley- hine kullanmak için bilemiyo- ruz, fakat sulhun muhafazası için bizim kuvvetimize ihtiyaç kat'idir,, demiştir. İstanbul, 18 (Hüsusi) — İngiltere deniz bakanı Sir Sa- muel Hoar, bugün İngiltere kralı 8 inci Edvard tarafından Bukingam sarayında kabul edil- miş ve uzun müddet kralın nezdinde kalmıştır, Japon münasebetleri üzerinde tesiri olmıyacağını da - ilâve eylemiştir. Bununla beraber ayni selâ- hiyettar membalardan - aldığı malümata istinaden Tas ajansı vu. baktılar. kıvrak bağlamış, direğine Ve- a HD ajansının selâhiyettar bir mem- AA nedik bayrağını çektikten son- | M"s * cephane siparişi almıştır. badan aldığı haberlere göre | şurasını bildirir ki üçüncü bir Firtine A bağırdı : ra gemiyi başı boş salıvermiş- — Nerede o keratal Londra, 18 ( Radyo ) — | 14 Teşrinisanite dış işleri halk | devletle - yapılmakta — olduğu M. Arita tarafından da kabul edilmiş bulunan müzakerelere Almanya ile başlanmış ve bir — — anlaşma parafe dahi edilmiştir. Neşredilecek olan: bu an- laşmada yalnız komünizme karşı mücadele mevzuu bahis ise de hakikatte bu anlaşma gizli bir Alman - Japon anlaş- —— Sen de gell ei yavaş kendinden geçmiş.. Ka- DÜT " ; 4 ateş etmişti. Fakat hayret : kursunu gezdi. men tekzip için kendisine se- | masına paravana teşkil eyle- " T;z:.me ıkkı:'ı::iıniyfn“g:â Gemi durmıyordu. Bir ha- î':.:'nî::':::::_":ı:::mş' Edirne, 18 (A.A) — Eski- | lâhiyet vermiş bulunduğunu | mektedir. Bu - gizli - Alman, rekette de bulunmiyordu. Rüz- gâr sağdan esiyordu. Boyuna ilerliyordu. Fırtına Ali, derhal bir ma- Lâdes! Diye bağırmış. Bu defa da herif bir kahkaha savurmuş: şehir Çifteler çiftliğinde pra- tik ziraat kursları görmekte olan Maârif Vekâletinin çavuş öğretmenlerini teftiş ve ziyaret ilâve eylemiştir. Diğer taraftan 16 teşrinisa- nide Sovyetler birliğinin Tok- yo büyük elçisi Yuronev ile Japon anlaşması iki devletten birinin üçüncü bir devletle harba girmesi takdirinde Al- manya ile Japonya'nın birlikte nevra yaparak geminin üstüne | —— — Uıın_: k"'i, ?I“'W de- eden Trakya umüm müfettişi | yaptığı mülâkat esnasında Ja- | hareketini istihdaf eylemek- gitmişti. Hayreti gittikçe artı- â'?m;i y ;Y;' KON n!dştlın. Kâzım Dirik çok iyi intibalar- | pon dış işleri bakanı M. Arıta | tedir. Haydar Rüşdü ÖKTEM İ| yordu. BAA AA OÇU la Aayrılarak Edirne'ye dön- | Sovyetler birliği aleyhine mü- Londra, 18(Radyo)— Japon- , "ııııı! ıemyıı ve yazı işleri pıniıi binası ıcmıio İi Pelgraf: İzmir — ANADOLU fon: 2776 -Posta katusu 405 ABONE ŞERAİTİ Gemide en küçük bir hare- ket yoktu. Bir gülle daha sal- lamıştı. Gene ses- yok! Nihayet iyice yaklaşmış ve rampa elmişti. — Vay anasını be, bu he- riflere bir oyun oynanmış! Demiş. Beraberce oturmuş- lar sofraya, İçmişler, yimişler, sevişmişler. Gece yarısından sonra kadın dolabı açmış ve hocaya; — Buyurun hoca -Demiş- bunu delterinin boş - tarafına yaz ki ramazanda vaazederken Müştür. Umumi mülettişin be- raberlerinde ilk te İrisat umum müdürü ile kültür ve tarım uzmanları bulunmuş, bülün iş- lor pratik dersler ve bilhassa yeni yapılmakta olan okulla- rın tutuş ve yaşayış tarzları teveccih herhangi bir anlaşına yapılmış olmadığını bildirmiş fakat ismini söyliyemediği bir üçüncü devlet ile komünizm ile mücadele bahsında bir blok vücuda getirmek için müzakereler cereyan etmekte Alman uzlaşması hakkındaki şayiaları kuvvetli addetmek ve “böyle bir uzlaşmanın imzalan- masını beklemek lâzımdır. Ko- münizm aleyhine olan bu blok Almanya ve İtalya'dan başla- mış, Avusturya ve Macaris- Allığı 1200, altı aylığı 700, üç Diye bağırmıştı. Çünkü tay: R ğ ve her çeşid makineler hak- | bulunduğunu da kabul eyle- | tan'ı da içine alarak uzak ylığı y hat sihf dik Çeşi y aylığı 500 kuruştur — || faların baştan aşağı bağlanıp Korila e ""___Ç_"" kında tenvir edilmişlerdir. miştir. Şarka nafiz olmuştur. â """:'::;";.', ']î"'ı""'“ yere yatırılmış olduklarını, ağız- Buğday istiyorlar Bir köyün hususi hayatı ile M. Arita ayni zamanda Ja- İtalyan mehafilinin bu cere- Her yerde 5 kuruştür larının bile tıkalı bulunduğunu Hollanda tüccarları, takas selaktörlerin faaliyeti -ayrıca ponya'nın Sovyetler - birliğile yana- İngiltere'nin de — iştirak Peku ae 28 tümgeli görmüştü. Biraz daha dikkat | suretile memleketimizden mü- | görülmüştür. 937 baharında | daha sıkı ve daha dostane | ettiği hakkındaki tahminleri v — —— edince; onların Türk oldukla- | bim mikdarda Buğday satın | Kültür Bakanlığı Trakya için | münasebetler tesisini — arzu | mevsimsizdir. mnonıııi ülî'ı!'!rAlâSlNuA rımı da anlamıştı. almak için müracaatta bulun- | Türk geldi çiftliğine 150 veya | eylemekte olduğunu ve üçüncü Londra, 18 (Radyo) — k vi — Sonu var — muşlardır. 200 çavuş öğretmen verecektir. | devlet ile yapılmakta olan mü- Lütfen çeviriniz — H - v iYĞE |, Tayfalar, hep bağırışıyor- | bütün yırtıcı olurdu. : | : KDA ğ N — Bu da ne, - demiş - bu | va'dan bildirildiğine göre Ka- lAhY_ .Lnıı:h:ntı.yçf:u:“ıi"%:: WA'l.ı;ııı.lk ı:â::iî::::n:l:îh rakılar, bu mezeler, bu vazi- | nada hükümeti gelecek sene s'ndakı so_n anıaşma ! l"lunııtı Dişlerini gıcırdatı- | tini almıştı. yetinşi ’“_âhl'"ma i'ç."' _'“k'ib"' 15 Berlin, 18 (A.A) — zakerelerin ne doğrudan doğ- — — Bu korsan, Türk korsanları Kaditıç milyon — sterlin lirası sarfede- siyasi mahafil yakında Alman- | ruya, ne de L ilvasıta Sovyet,