Bir işi için mahkemeye giden urkadaşım, bana orada duyduğu talâk Yak'alarından bahsetti. Talâk, aile mücssecsesi yapmış olduğu kadar cemiyet içinde tehlikeli bir hidisedir. İzdivaç, tam —manasile, yani maddi ve manevi bir akid, bir iştiraktir. Bu iştirak derece derece büyüyerek cemiyet toplulüklarım tevlid eden zarureti karçılar. Talâk — mücadelesinde muvaffak olmak - için, izdivaç keyf iyetini, guura, hakikt menfaat ve ihtiyaç esasına, mütekabil sevgi ve hüsnüniyete, ayni zamanda yaş, baş, seviye, ruh, kanast ve fikir ahengine bağlamak * Tâzımdır. İzdivacı, sadece ekönomik bir hâdise telâkki etmek hatadır. İzdivaçta sadece aşkın kifayetini söylemek gülünçtür. 4i Sayla? - ANADOLU ; Boşanma Develer | RLERİ EKONOMİ DiRE Şehire ne vakit Mahsullerimizin!satış v girecekler | Şehir meclisince verilen bir kararla develerin şehire sokul- ması yasak edilmişti. Beledi- yece bu kararın tatbikine baş- lanmıştır. Kömür, tütün ve diğer mahsul yüklü olarak İz- ı İzdivaca, Cizik kanunları ile tarife kalkışmak, abestir. İzdivaçtaki vaziyeti gözlerimizi yumarak düşünebil Bir çift ki, rahen sevişmek mocburiyetindedirler, Fikirlerinde, hattâ âlemlerinde iştirak olacaktır. Yaş farkı veya kadının veya her ikisinim çalışmalarının getireceği varidat düşü Tecektir. Ayni zamanda bu ailede çocuk doğacağı fazlalık arzetmiyecektir. Erkek unutulmuyacaktır. Bir çatı altında, dalma yan-yana karşı karşıya yıllarca ve sağ kaldıkları müd. — detçe yaşamağa mecbur oldi de, karşısındakinin aykırı hi ları ilk kalemde kaydedilecektir. Her ikisi- e, aykını itiyad ve terbiyesine tahammül veya bunları tadil ve telif edip edemiyeceklerini uraştıracaklardır. Ancak bütün bunlara verilen cevablar müsbet çıktıktan #ontadır ki, izdivaca gidilecektir. Yani ancak o takdirdedit ki, izdivaç mücssesesi, mabkeme kapısında ihtilâfa düşmekten veya için için bubranlar, ıstırap- dar, açlıklar, hayal inkisarları, yanlar ve yeisler tevlit etmekten kurtu- Tabilecektir. Bu şartları ihtiva etmiyen bir asile mahkemeye düşmese bile muhitimizde çok defa gördüğümüz gibi içinde sönük bi er. riyen viraneye Yeni bir din! Yunanistan'da işi az olan- lardan birisi yeni bir din da- hı doğruıu eski Yunan'lıların vermiş. Bu kararına uyan bir sürü arkadaş da bulmuş. Bunlır her gece — muayyen hıı' evde 'in dini üzere âyin yapmağa başlamışlar. Fa- t bu âyinler o kadar gü- Tültülü olmuş ki, nihayet kam- şuları zabıtaya şikâyete mec- bur kalmışlardır. En eski dinin bu yeni reisi — Dimitri Astiviyotos şimdi, ge- — ce halkın rahatını ihlâl suçile meye sevkedilmiştir. Güldüren yemiş! Hindistan'da bir nebat var- — mış, bu nebat menekşe ren- — ginde ve üzüme — benzeyen meyveler verirmiş. Bu meyve- lerin ne lezzeti vardır, ne de bir işe yaradığı! Fakat ne ol- duğunu bilmiyerek bunlardan bir tanesini — yiyenler, biraz — sonra ihtiyarsız olarak gülme- ğe başlarlar ve kahkahalarla " tam... on dakika gülerlermiş. Şu mükemmel hassasına gö- re bu meyve birşeye yaramaz © demek haksızlıktır. Fakat ci- f t : f . t K f hangirlik heveskârı diktatör- lerin sık sık irad ettikleri nu- — tuklar, Franko'nun Madrid'i zapt için sonu gelmiyen (Ya- nn alıyoruz!) sözleri devam ethkçe cihan için güldürücü meyveye hacet yoktur. — İngiliz Papazının fikri! İngiliz papazlarından Sesil Klark Londra'da 17 Teşrini- sani Salı günü bir içtima ak- — detmiştir. Bu içtimaa iştirak lew cedenlerin çoğu kadındır. — Bu içtimada, papaz evli İn- gılıı kadınlarına haftada bir — gün serbest gezmek, - isterse evinden hariçte kalmak hak- — kını vermek işi münakaşa edi- lecektir. Papaz: '; — Bir evli erkek istediği Ozaman kulübe giderken evli — bir kadın neden haftada bir — gün bu hürriyete malik olma- — sın! Demektedir. Herifin âklile zoru olduğu — nu sanmıyoruz,fakat bu mes'- kandil tit. Saime Sâdi 22 Sene bir odada kalan adam! Umumi harbta 1914 senesi 7 Ağustosunda Orman Jofer isminde 1909 kurrasına men- sup bir Fransız elinden ya- ralanmış ve hastaneye sevke- dilmiştir, Bu zat hastaneden çıktık- tan sonra, harbtan çok kork- muş olduğu için cepheye de- ğgil, köyüne Adorueye firar et- miş, babasının evinde saklan- miştir. Bu delikanlı ozaman:- dan bugüne — kadar tam 22 senc gizlendiği odadan çık- mamıştır. 'Taburu, hakkında firari ka- rarı vermiştir. Baba ve anası ise, oğullarının öldüğünü her- kese inandırmak — için matem tutmağa başlamışlardır. Geçende Polo'nun Labası birisile kavga etmiş ve zabıla evini basınca bu asker firarisi ile karşılaşmıştır. Polo şimdi divanıharbta, hareketinin he- sabını vermektedir. Posta sür'ati rekorul 1908 senesi Temmuzunun onbirinde cenubi Amerika'da Viktorya Pol şehri postanesi- ne verilen bir kartposlal İn- giltere'nin Uverçeşter şehrin- deki adresine — 1933 senesi Ağustosunda varmıştır. 25 Senede yerini bulan bu kartpostalın sahibi ise 1914 senesinde Fransa'da Belçika cephesinde ölmüştür. S Bugün doğan çocuklar.. I7I111936 Bugün zuhalle metihin iştirak tetirile ticaret âleminde çok mü- said olacaktır. Her iş erbalı bu müsaid - vaziyetten — istifade ede- cektir. Bazı eşya bilhamsa mevsim mahsolleri üzerinde tereff üler hu-| süle gelecektir. Bugün doğacak çocuklar çok iyi mekteb talebesi olacaklardır. Hayatlarında daima intizamperver ve ciddi kalacaklardır. Bugün doğacak kız çocuklar tam bir ev bayanı olacaklardır. "—ı—& aa ee mir'e gelecek olan develerin muayyen saatlerde şehire bı- rakılması muvafık görülmüştür. Bu suretle kömür satışları da yapılabilecekti Gene define? Bir tarlada define aranıyor Burnava ile Mersinli arasın- da Kemal'in tarlasında bir de- fine bulünduğu hakkında Kon- ya'lı Ömer tarafından alâka- darlara ihbarda bulunulmuştur. Memurlar muvacehesinde haf- riyata başlanmıştır. Belediye reisine teşekkür| Parti Asansör ocağının ge- çenlerde yapılan yıllık kongre- sinde bu semtin belediye ihti- yaçlarına gösterdiği yakın alâ- kadan ve belediyenin bu semt- te yaptırmakta - olduğu işler dolayısile belediye reisi dok- tor fichçet Uz'a teşekküre it- tifakla karar verilmişti. Bu karar sureti kongre başkaplı- ğgından bir mektupla belediye reisine bildirilmiştir. Nafıa komiseri İstanbul'a tayin edildi ve gitti İstanbul nafıa çirket ve mü- esseseleri başmüfettişliğine ta- yin edilen şehrimiz naha şir- ket ve müesseseleri komiseri Sururi Devrimer, yeni — işine başlamak üzere İstanbul'a git- miştir. Asım Tuncay İzmirin muhtelif adliye işle- ri için Ankarada Adliye ve- kâletile temaslarda bulunan şehrimiz müddeiumumisi Asım Tuncay önümüzdeki pazar gü- nü şehrimize dönecektir. Şehrimiz ticaret ve sanayi odası, mahsullerimizin son haf- taki satış ve ihracat vaziyeti hakkında bir rapor hazırlıya- rak İktisad Vekâletine gön- dermiştir. Bu rapora göre son hafta içinde üzüm kalitesine göre 8-24 kuruş fiatlerle satıl- mıştır. Satılan miktar 7610 çuval ve 3 torbadır. Üzüm kurumu son hafta içinde 504 çuval üzüm satın almıştır. Mevsim iptidasından 14 ikinci teşrin 936 akşamına kadar borsada satılan üzüm miktarı 333,250 çuval ve 1800 torba- dır. Bu müddet içinde üzüm kurumunün mübayaatı 18960 ve inhisarlar idaresinin de 12,332 çuvala baliğ olmuştur. Son hafta içinde limanımız- dan dış memleketlere 4463,2 ton üzüm ihraç edilmiştir. Mevsim iptidasından 7.11.936 akşamına kadar muhtelif mem- leketlere yapılan ihracat 41301,7 tonu bulmuştur. İncir: Son hafta içinde ki- losu 6,5-13 kuruş fiatlerle 2399 çuval incir ve 4,5-4,75 kuruştan 473 çuval hurda sa- tılmıştır. Mevsim iptidasından bu hafta sonuna kadar bor- sâda yapılan satışın yekünu 166,679 çüval incir ve 4133 çuval hurdadır. Son hafta içinde limanımız- dan 2730,5 ton ihraç edil- miştir. Mevsim iptidasından 7.11.936 akşamına kadar ihraç edilen incir miktarı 26117,5 tonu bulmuştur. Pamuk : Son hafta içinde borsa kayıdlarına göre preseli | birinci pamuğun kilosu 46-47 kuruş, vadeli birinci pamuğun Vapur istiyoruz, vapur! Bazı mevzular vardır ki, “Vurdukça tozur,, cinsinden matbuat için her zaman istifadelidirler. Ba gibi mevzular, kalıp değiştirir, fakat gene yaşarlar, dururlar. Gazeteler de onun yakasını bırakmazlar. Fakat biz, temas etmek istediğimiz mevzuun “Vur- dukça tozur,, mahiyetini ilirajla beraber, onun bu ma- hiyetten hemen sıyrılmasını bekliyor ve istiyoruz. Çünkü işin sonunda beklenmedik bir facianın kapımızı çalması muhtemeldir. Uzatmıyalım sözümüzü; vapur derdine dokunmak istiyoruz. Şirket, Karşıyaka'dan 8 seferine iki vapur tahsis etti. Yama cinsinden, destek cinsinden bir tedbir! Yolcu fazlalığı muhakkaktır amma, asıl derd bu değildir, halkın çürük tekneler elinde kalmış olma- sıdır. Dikkat edilsin: Rötar, seferlerin azlığı gibi işleri ikinci plânda bıraktık. Fakat fırtınalı havalarda bu gemilerle Karşı- yakalıların hâli nice olacaktır? Alil, ihtigar, dermansız, bozuk oldukları meydanda daran bu köhne tekneler için, bittabi hiç kimse bir garanti veremez. Görünen köy, klavuz istemez çünkü.. Fakat gecelerin, hattâ gündüzle- rin birinde, Tanrı saklasın, bir facia patlar ve burun kemiğimizi parçalarsa, ne yapacak, ne edecek, neyi ne ile telâfi edecek, kimi kimden arayıp soracağız? Reşadiye halkı, durmadan vapur istiyor. Hakkı da var. Bu, güzel sahili unutup gidiyoruz. Karaburun ve Foça, keza, durmadan yalvarıyor. Çok değil, iki vapur, iki yeni vapur!.. Eminiz ki Liman idaresi de bizimle hemfikirdir. Doğru olan söze kim ne diyebilir?.. Fakat bu fikri iştirak keyfiyeti maksadı temin etmiyor. İhtiyaç var, !alılllm var ve bınu lıorku gorayor.. K l Vapur istiyorı i ihraç vaziyeti Son hafta içinde satışlar ve ihracat çok iyidir. 45,25-47, Akala cinsinin de S1 kuruştur. 1685 balya bi- rinci nevi, 340 balya vadeli 33 balya da Akala pamuğu satışı olmuştur. Son hafta içinde Almanya'ya 154, 118, Lehistan'a 149,045 kilo olmak üzere 303,163 kilo pa- muk ihraç edilmiştir. birinci, Palamut: Rapor haftası içinde 400-475 kuruş fiatlerle 625 kental tırnak, 450 kuruş- tan 25 kental tırnak engin, 290-385 kuruştan 472 kental kaba, 260 kuruştan 143 ken- tal bozuk, 250-270 kuruştan 149 kental rufuz palamut sa- tılmıştır. Bir haftada Dimanı- mızdan 418,83 kilo palamut ihraç edilmiştir. İhracat: Son hafta içinde limanımız- dan dış memleketlere 1,594658 kilo Tütün, 176,204 kilo Mi- yan kökü, 2565 kilo keçi kılı, 130867 kilo Darı, 6123 kilo Balmumu, 1620 kilo Çam fıs- tığı, 19116 kilo defne yap- rağı, 307,506 kilo — kabuklu Ceviz, 7505 kilo kabaklu Ba- dem, 1860 kilo Vişne kurusu 1753 kilo Halı, 128410 kilo Palamut hulâsası, 26345 kilo Deri, 36483 kilo Kendir to- humu, — 987100 kilo Arpa, 548500 kilo Bakla, 27300 kilo Nohud, 15010 kilo Haşhaş, 400 kilo Kavun ihraç edil- miştir. İngiltere ve Türk malları Menşe şahadetnameleri İderhal gönderilmelidir. İktısad Vekâletinden şehri- miz ticaret odasına gelen bir mektupta İngiltere'ye — sevke- dilen Türk mallarının İngilte- re gümrüklerinden ithal olu- nurken ibraz edilecek Türk menşe şahadetnamelerinin İn- giltere gümrük idaresi — tara- fından damgalanmaktan istin- kâf edildiği cihetle ihracatçı- larımızın — İngiltere'ye sevket- tikleri Türk mallarının oraya vürudunda behemehal menşe şahadetnameleri ile birlikte gümrüklerden çıkartılmasının menfaatleri icabından olduğu bildirilmiştir. Bunun için de menşe şahadetnamelerinin va- kit ve zamanında İngiltere'ye gönderilmesi lâzımdır. Pideler Belediye 200 gram sıkletin- deki pidelere 2,5 kuruş narh koymuştur. M. Bek Reisicumura raporunu verdi. Varşova, 17 (Radyo)— Lon dra'dâan dönen M. Bek cumur recisi M. Musiski ve Mareşal Ritz Smigli tarafından kabul edilmiş ve Londra'daki mülâ- kat ve müzakereleri hakkın- daki raporunu vermiştir. M. Bek bugün Fransa, İtal- ya îıe_Be!çikı selirlerini kabul 18 /11/ 936 İllli, A Silâhsızlanma Fransız a..vımı Leon Blunt dün Solssons'da iradettiği bir nu- tukla silâhazlanma mes'elesini yes niden tazeledi, müşarünileyh yakıa bir âtüde toplanncak olan silâhsız lanma konferansının beçeriyeti harb ile sulhten birini tercih etmekte muhayyer bırakacağı ve bu vaziyetle insanlığın vicdanından şüphe etmir ye mahal olmadığı kanaatindedir. Yüksek bir idenlist olan «Laamn Blam> un bu kanaatı hüdisat ile no dereceye kadar tceyyüd edecek? İşte bir mes'ele ki biraz yakından incelenmiye değer. Silâhsızlanma mes'alesi ilk defa olerak silâhları azaltma — mes'elesi şeklinde ve maktâl Rus çarı İkinci Nikola tarafından ortaya atılınıştı. Fakat anlağılan beşeriyetin bayati ve istikbâli ile alâkadar olan bu yüksek fikir benüz lüzumu derecer do olgunlaşmamış — olacaktı ki © devirde devletler arasında aylarca süren müzakerelerden sonra âkim kalmış ve nihayet iş bir diplomat oyumuna getirilerek şu meşhur La- hey salh ionhıımndı örtbas edil. mişti. Umumt harpte bir hiç uğruna on milyon evlâdim kurban verea insanlık bu badireden çıktıktan sonra tekrar silâhsızlanma hâyaline sarıldı. Salh peygamberi Vilson'un öndört maddesinde dahil bulunan inaanlığın bu belki de en büyük ideali Versay sulh muahedesile Nas: reddin Hocanın mahud kuşundan daha fect bir şekle sokularak sa- dece dişine kadar bir silâh galipler karşısında dapların — silâhsız bi rakılması ;ı atibe haline so- kuldu. Bir aralık ikinci bir silâhları azalıma konferansı daha toplandı. Bu eskisine mazaran biraz daha eiddi, hati daha olgunlaşmış bir balde idi. Fakat bu da bir metice vermedi, çünkü Umumt harbın ga. lipleri Versay mushedesinin müza- kere ve imzası vermiş olduklar söze rağınen — silâhlarım barakmak istemi) , işi adeta bir Almanya'yı yeniden — silâhsızlandır. ma şekline sokmuya çalışıyorlardı. Bu konferansın verdiği bir tek netice oldu: Dünkü galiplerinin kendi silâh- larından birşey bırakmak — isteme- diklerini bütün dünyaya göstermek imkünmnı bulan Almanya kapıları silâhsızlarıma konferan- &n da, Milletler Cemiyetini de terkotti, gitti. Ogün bugündür Alk- manya'da onu takibetmek zaruretini hisseden diğer devletler de geceyi gündüze katarak mütemadiyen ve mütemadiyen silâhlanıyorlar. -Öyle zanmederim ki bu hal, bu korkunç silâhlanma yarışı Almanya diğer devletler derecesinde — silâhlanmış olduğu kansatine - vatıl - olunciya kadar devam edecek, Bugünkü Milletler cemiyeti teş- kilâtmı esosından ıslâh ederek onu bütün milletlerin fevkinde bir üm tün « devlet şekline sokmadıkça ve bu üstün * devleti herkese mecam anlatabilir bir kudrette filen kuv- vetlendirmedikçe milletler arası ada- let Fikrini herkese kabul ettirmek ve bunun neticesi olarak da herkesi silâhlarından tecrid etmek mümkün olmıyacaktır. Süphe yok, Framuz Başvekili bunu idrak etmemiş değildir. Fakat «Leon Blumsun Başvekillikten baş- ka ve bence onun fevkinde ikinci bir payesi daha vardır ki o da Fransa sosyalistlerinin şefliği, daha doğrusu sosyalist peygamberliğidir. Bütün idealleri dünyayı silühtan tecrid etmek ve dünyada ebedi sulh ve sükütüun teessüs ettiğini görmekten ibaret olan ve sosyalist ümmetine arada bir olsun tavizler vermek, onlara - gayelerinin tahak: kuku yakın olduğu ümidini uşılar mak lizımdır. İşte bence (Leon Blam)un son natku ile yapmak istediği de sadece budur. Hamdi Nüzhet Çançar - Suikasd Hindistan'da neler oluyor? Londra, 17 (Radyo)— Niyoz Kronkl gazetesine göre, Hintli polis teşkilâtı Hind valii umu- misi aleyhine bir suikast teşek- külü meydana çıkarmış ve bu sebeple b ço yap: ğ İ İ | İ İ