asimindeki Nutuklar. — İmza Mer ndı ovyet murahhası M. Litvinof, sarsılmaz Türk - Rus dostluğundan bah- sederek: Montrö konferansı, bugün büyük, şerefli Atatürk'ün verdiği veç- e ile ileri giden sulhçu bir Türkiye'nin mevcudiyetini takdir etti, dedi ölüm döseğinde bize, eğer muhasımlarınızdan birile anlaşacaksanız en merd millet olan dedi. Şimdi karşımızda anlaşılacak hasım değil, en samimi bir dost var! kur, dünyanın Türkiye'ye en büyük bir itimad nişanesi vermekle kal- M. Titulesko dedi ki: Büyük Etyen Türk'lerle anlaşınız, Fransız murahhası M. Pol Bon Montrö 20 (ACA) — Ana- Olu Aajansın” hususi muha- irinden: ,B"_ar sonra da Atatürk Tür 'yesinin parlak bir zaferine ir sahne olacak olan Mont- llun':i.ı.. Otelinin büyük salo- k 'ayız. Saat 22 de yapı'a- :m İmza mezasimine ; 'han var, Tarihi bir hâdise- hih geçmek üzere olduğu bu 'on henüz bom-boş.. Bütün Mürahhas heyetler şu dakika- a diş işleri bakanımızın di- g" bir salonda vermekte ol I“k“ büyük bir ziyafette bu- unuyorlar, Bir bâaşka salonda dl_ Mâtbuat namina gazeteler Tümessillerine bir ziyafet ve- tiliyor, Ortadaki büyük — avizenin Yüzlerce ampulü altında bü- N salon ziya tulanı içinde Yüzüyor. Salonun yarısı mu> Tahhasların oturacakları yeşil daha M_' Parlak bir surette tenvir lmiş olan Montrö palasın Yan ve ön kapıları civarında ş:ın'l'ğî'in dolaştıklarım görü- Ziyafet tam saat 21,30 da bitti. İmzaya tekaddüm eden dakikaları heyeti -murahhaslar Ve gazetecilerle bu imza me- Tasimine davetli - olarak işti- Tak etmekte bulunanlar otelin geniş salonunda yaşanan da- kikaların tatlı heyecanı içinde geçirdiler. Saat 22 ye doğru birer bi- Yer ve grub grub toplanmış olan murahhaslar arasında ya- Vaş Yavaş imza merasiminin Yapılacağı salona doğru bir hareket başladı. Ve herkes Salonda kendilerine — ayrılmış Olan yerleri almağa başladılar. Davetlilerle gazetecilerin mu- rahhaslardan daha büyük bir tehalükle salona koşuştukları görülecek bir şeydi. İmza merasimi Saat tam 22 de herkes ye- fini almış ve salona derin bir sükün hâkim olmağa başla- mişti. Bu sükütu konferans başkanı M. Bruse'un bütün havaya hâkim sesiyle uzun müzakerelerden sonra bütün heyeti murahhasa tarafından kabal edilmiş olan mukavele- namenin ne süretle imza edi- lı:ceğiıü anlattı. ) Evvelâ Bulgaristan imzaladı Murahhaslar hurüfü h_eî:ı tertibile' imza koyacakları için reisin talebi mukaveleyi Bulgar murahha- sına takdim etti. Bulgar mu- râhhasina takdim etti. Bulgar murahhasının inizasını —aldık- tan sonra'sıra ile bütün he- Yeti murahhasalara birer birer Zötürerek imzalattı. Son imza Son - olarak Yuğgoslav mü- Yahhası “saat 23 ü 17 geçe im- Masalara verilmiştir. Her ta- | görülüyordu. Manzara cidden | üzerine kâtibi | ; kilk defa | SO KUKĞ Ümamile iştirak ederek konle- mıyarak iki kıt Salona hâkim olan heyecanlı | zasını koydu. Bu süretle bi- rinci nüshanın imzasi bitti. Ayni suretle diğer nüshaları da kâtibi umumi dolaştırma a başladı. Altın kalemler: Muabedeleri murahhaslar heyeti inurahbasainız tarafın dan bilhassa Paris'ten getir!- tilmiş olan altin kalemlerle imza etmekte idiler. Mukaveleler imza için mu- rahhaslar masaları üzerinde birbirini takip ederek böy” lece dolaşıp dürürken hâdise, foto muhabirleri — tarafımdan tesbit edilmekte iken diğer taraftan da yarın dünyanin dörl köşesinde beyaz perdeler üze- rinde bu hâdiseyi yaşatacak olan kameraların bu tarihi anın sessisliğini yırlan mutta- rit ahengi işidiliyordu Konferansta Romanya mu- rahhası M. Titulesko İmza işi tam saat 22/35 e kadar yani tam 35 dakika sürdü. Ve bu iş böylece bi- tince başkan Brus ayağa kal- karak imzalanmış olan muka- velelerden birinin Fransız”har zinci evrakında - saklanmak üzere Fransız murahhas heye- tine teslim edileceğini ve di- ğerlerinin'bu müukaveleleri im- za etmiş bulunan diğer heyeti murahhasalara tevdi edilece: ğini söyliyerek sözü Türkiye murahhası Numan Menemenci oğluna verdi. İmzada bulunamıyanlar: Numaü Menemencioğlu kon- ferarisin muhtelif sebeplerden dolayı imzada hazır bulunmı yan üç murahhasa yani Lord Steohöp, Landra büyük elçisi Fethi ve Yunan murahhas Mavridis namlarına konferan- sın sempatisini göstermesini teklif etti. Başkan Brus bu teklile ta- ransın da ayni fikirde olup olmadığını - sordüu. - Başkanın bu sözlerini müteakip bütün murahhaslar bu teklife iştirak ettiklerini bildirdiler. Ve baş- kan Brus konferansın bu sem- pati tezahürü Lord Stanhop, Londra büyük elçimiz Fethi ve Yunan murahhası Mavri- *anın birleştiğ, i yerde sulh âbidesin in temel taşını koyduğunu söyledi. Di Montrö konferansının tarihe intikal edecek toplantı hatıralarından dis'e ayrı ayn bildireceğini tebliğ etti. T. Rüştü Aras soylüyor Ve sözü başmurahhasımız ve diş işleri bakanımız Tev- fik Rüştü Aras'a verdi. Ve beynelmilel siyasi münasebet- lerimizde © kadar sempati uyandırmış olan Dış Bakanı- mız başlangıçta o kadar iyi bir! hava içinde başlamış - olma- sına rağmen Zzaman zaman müşkül anlar geçiren bu bey- nelmilel konleransı muvalfa- kiyetle bitirmek mazhariyetine nail olmuş olan şahsiyetine karşı bütün hazirunun duyduğu gıpta ve takdir nazarları ara- sında ayağa kalkarak şu nut- ku söyledi: Baylar: ' - Mühim ve mânalı bir. ha- dise vukua gelmiş bulunmak- tatır. Birkaç dakika evel kay- dettiğimiz mesut neticeye var- mak için bir aya yakın bir gayret — sarletmek icabetti. Montrö mukavelesi müracaa> tımıza cevap veren devletlerin sıkı teşriki mesaisi — içinde imzalanmıştır. Bundan . böyle dünyaya, diyebiliriz. ki, mil- letler her türlü beynelmilel anlaşmanın esasında bulunan hüsnü niyet ve uzlaşma dü- şüncesile mütehassis oldukları vakit müşkül meseleler bile hal ve tesviye edilebilir. Ve her biri tarafından doğru ve âdilanç maksatlarlâ sarfedilen gayretler muvalfakıyetle tetev- vüç eder: Bizi anlamış ve Kamâlist Türkiye siyasetine milletler ara- sında karşılıklı itimada, teşri- ki mesaiye olan imanını tarsin etmek imkânını vermiş oldu- gunuzdan dolayı sizlere Türk milleti namına teşekkür ede- rim. ğ Montrö muahedesi harp son- rası siyaselinde bi merhale teş; mektedir. Burada le- zahür eden anlaşma ye'se dü- şen birçok yürekleri - kuvvet- lendirmekte dünyaya yeni bir ümit ateşi vermekte, sulh dâ- vasına yeni bir istinad noktası temin eylemekte ve bir tanzim işi çerçivesini taşarak beynel- milel anlaşma sahasında mil- letlerin önünde daima geniş- liyecek olan bir devreye nişa- nesini koymaktadır. | Baylar, Bu neticeye erişmek için bizlerden her birimiz tarafın- dan mühim tavizlerde bulun- mak icabetti. Her halde Tür- kiye en az tavizde bulunan devletlerden biri değildir. Mem- leketim münhasıran milli ola- bilecek ve fakat bir teşriki mesai neticesi olmasına tercih ettiği tarzı hale erişmek için- dir ki en mukaddes hakların- da fedakârlıklara kat'anmıştır. Bütün milletlere sulh ve ya- kınlık siyasetimiz elde edilen netice ile tamamile tatmin edilmiş bulunmaktadır. — Ve gene bu netice sizlerden her birinizi de tatmin ettiği için- dir ki, ehemmiyetli fevkalâde büyük bir mana iktisap et- mektedir. - Boğazların geçişini - sizinle tanzim ettik. Fakat bu herkes ai Vö l : içindir. Diğer milletlerin de bazıları doğrudan — doğruya, bazıları manevi müzaheretle- rile bize iltihak edecekleri/hu- susunda ettik. ümidler — perverde Konferansta Rusya murah- hası M. Litvinof Bu netice ile bizim için ol- duğu gibi sizler için de her- kesin hasret çektiği bu eseri tahakkuk ettirmiş olduk. Bu salonda vukua gelen mes'ud hâdiseden sonra umumi top- lantıda mümtaz ve aziz reisi- mizin söylediği — sözlere bir kere daha avdet edeceğim. Baylar, Büyük harbin en kahraman ve ayni zamanda en tahrib- kâr safhalarından birini teşkil hâdiselerin Stan- siyanet ederek, kendisine burada boğazlar meselesinin — müslihane — bir tarzda hal ve tesviyesine riya- set imkânını vermiş olmasın- dan dolayı memnun olmalıyız. Mumaileyhte yalnız beynel- milel müzakerelerin idaresinde calibi dikkat bir şahsiyet de- gil, fakat ayni zamanda herkes için muhabbetkâr bir dost bulduk. Montrö — konferansı onun riyasetile şeref bulmuş- tur. Onun ismi memlekette her Türkün yüreğinde yer tutmuş olan bir dâvâya bağlı olarak kalacaktır. Kendisine samimi ve derin — minnellarlı- gımızı burada bir kerre daha teyit ederim. Dostum M. Politis geçen Cumartesi - günü - bize, “Tür kiyeyi dünya karşısında yük- selten herşey Türkiyenin dost- ları için bir kazançtır., De- mişti. Burada temsil edilmekte olan bütün devletler — murah- mhas heyetlerinin memleketime karşı göstermiş oldukları sa- mimi dostluk sayesinde elde edilen muvaffakıyetin — derin sebebi bundan daha iyi bir surette ifade olunmaz. Baylar, Bundan daha fazla dostane olmasına imkân olmıyan bu sözler her birinizin bize kendi memleketlerinin dostluğunu bil- diren müzakereleri hulâsa ct- mektedir. Bu sözler aynı za- manda dostlarımız ve mütte- fiklerimize karşı bizim kendi hissiyatımıza da sadık surette tercüman olmaktadır. Muhterem — ikinci reisimiz memleketlerinizin daima tcali ve muvaffakıyeti hakkındaki temennilerimle birlikte benim | bizzat size söylemek - istedik- lerimi belâagatle ilade etmiştir. Bizim mukavele projemize verdiği yeni şekille işimizi çok ziyade teshil etmiş olan İngi- liz murahhas heyetine bilhas- sa teşekkürlerimi bildirmezsem bir kadirnaşinaslık etmiş olu- vum Fakat Büyük Britanya mu- rahhas heyeti tarafından bu derece dostane bir surette ha- zırlanan esas üzerinde bütün diğer murahhas heyetlerin Tür- kiye'ye karşı ibzal ettikleri iti- mat ve dostlukları gördük. eden kanlı Tey- Brusu Burada Sovyetler birliği gi- bi önbeş senedenberi - Türki- ye'ye karşı olan döstlukları bütün sahalarda tecrübe edil- miş memleketlerle yahut Fran- sa gibi kendilerine karşı çok samimi bir dostlukla mütehes- sis bulunduğı lerle ve Balkin ti mütte- fiklerimiz atı tecrü- be edilmiş mütteliklerle müza. kerelerde bulundek. Fakat şunu tebarüz ettir- mek isterim ki bu könferans — esnasında bu memleketler ka- dar- dost Japonya ve Bulga- garistan'ın bize mürüvvetli yar- dımlarını vermek suretile Tür- kiye'ye karşı dostluk nişane- leri ibzalde birbirlerile yarış edercesine hamleler gösterme- leri keyfiyetinden en meşru bir tefahür duymaktayız. memleket: z Konferansta Fransa murah- hası M. Pol Bonkur Baylar, Sözümü — bitirmeden — evel müsaade ediniz de kıymetlar teşriki mesailerile Montrö kon- feransının beynelmilel toplan- tılar arasında imtisal nümu- nesi haline getiren M. Cont- zesco ve Possi ve Agnides'e de teşekkür edeyim. Ödenecek daha bir şükran borcum var. Eğer işlerimize en mükemmel bir intizam için- de devam edebildi isek bunu milletler cemiyetinin muhterem genel sekreteri M. Avenol'ün talebimizi sempati ile karşıla- mış olmasına ve — Montrö'ye mümtaz memurlar gönderme- sine medyun bulunuyoruz. Ken- disine Türkiye namina teşek- kür ederim. Ve eminim ki konferansta kendisine — karşt minnettarlığını bildirmek için bana iltihak edecektir. Konferansımın fahri reisi — M. Motfa, İsı - 'de bulunma- dığından - kapanış - celsemize riyaset için gelmemiştir. Bu akşam kendisine hürmetkâr ve dostane selâmlarımı bildi- rir ve yüksek federal meclise bütün minnettarlık hissiyatımı ilâveten beyan eylerim. Bir ay burada, bu füsunkâr memlekette Vaud Kantonu ve Montrö kamunu makamlarının misafirperverliği, daima uya- nik tekayüdü arasında çalış- tık. Bu ikametimizi bu derece ütfen çeviriniz —