| | 30 Eşikte duran güzel kadının gözleri sanki ateş ve... Şehvet saçıyordu.. —m;:ıles, saraydan bile da- Fransova, en ziyade, esra- rengiz tebessümlü kadının canlı tablosu- karşısında en büyük zevki buluyordu. Bu tablonun modeli Mona Liza ve tabloda meşhur Jokand'dı! Leonar- dö Vinçi kralın önünde hürmetle eğildi ve: — Sültanim... Dedi. — Hayırlı günler Müsyü Leönar 'dö.. Kral, bu sihirli meskenin eşiğinde birdenbire durdu kal- dı. Atelyenin kapısında esmer ve enfes. bir kadın - dimdik durmuş bakıyordu. Bu kadının gözleri sanki ateş ve... Şeh: vet saçıyordu. —-Madam., Dedi ve selâm- hıyarak ilâve etti: — Sizin mütevazi - bir köle- nizim! Kadin cevab yerine çok gü- zel bir reveransla 'mukabele etti, Kimdi'bu' güzel, bw câzib, bu esrarengiz kadın?. Kral, saray muhititie gelen bütün yeni kadin - ve aileleri biliyor ve hepsini de şahsen tanıyordu. Bunları o kadar iyi tanıyordu ki, kadınların esra- rnı, Kocalarından başka hangi sentilmen ve şövalyeleri sev- diklerini de Biî;ordu! Fakat... Bu güzel kadını hiç görmemişti, Kim olduğunu da bilmiyordu! Bu kadın herhalde kendi eyaletinden yeni gelmiş olacaktı. Kırmızı — yanakları, siyah ve uzun saçları, saçla- rının taramış tarzi, elbisesi, hep kraliçe: Mari An dö Bre- tonyi'yi andırıyordu. Ve, gö- rünüş:itibarile de- büyük bir kadına benziyordu. Kral, Leonar dö Vinçi'ye: — Per grözuya... |Affedi- nizl) Dedi, Her san'attâ bikakkın mahir bir adam olan âan'atkâr kra- lın ne demek istediğini hemen anladı ve: — Donina Françesko.., Kon- | tes dö Şatöbryan! Dedi; OO idi demek?, Bü cidden bir baskın de- mekti. Bu kadın, şu halde ce- sur Mareşal dö Lütrek'in, kah- Tamah zabit Lekün ve Lepar'ın hemşiresi; ve-dö Fuoks hant- danındandı! Bu kadından, güzelliğinden, Sök kiskanç ölan kocası Jan dö'Laval, kont dö Şatobryan- dan Çök bahsediyordu. ” Kont, bu güzel kadinı henüz - oniki yaşında iken almıştı ve çok, hâdden fazla seviyordu. Ve... Karısının bir mermer şato gibi çok güzel, fakat kalb ve histen mahrum oldu: ğünu bunün için Yalnızlığını hu'şcye tercih ettiğini söylü- yordu! Çirkin bir adam fakat 28 yaşında bir amirâl - olan Bo- nuve, bu güzel kadını Ambu- az'a celb için ftertip ettiği bir tabiye usulünü tatbikte bir fevkalâdelik ve bir fenalk ta- Savvur etmemişti; Amiral; kıs- kânç kontla güzel karısı ara- sında bir pParua, bir- işaret Vücüde' getirildiğini biliyordu. işaret “ve pârola — verilme- iren: F. Şemseddin Banlioğlı—ı w su Çevi E Birinci Fransova HOUT BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA (İBadem büyüklü- vet edilse yerinden hâreket etmezdi. Amiral Bömuve bü işareti, oda hizmetçisinden sa- tın almiş ve Kontes'e gönder- mişti! Ne diyeceğini şaşırmış bir halde kalan Fransova, genç ve güzel kadına hayret ve... Prestişle baktı'kâldı. Ve, artık kadınları gâm almadan bıra- kacak bir prens değil, Fran- sa'nın mutlak, muzaffer ve küdret sahibi hükümdarı idi, İçinden 'sevmek hissi, şiddetli bir''hırs gibi - kabardığını his- settil VE genç kadım eritecek miş gibi şiddetliYve'ateşli bir bakişla: — Siz, Fransövaz dö Fuaks, sevgili küzenisiniz, değil mi? Dedi. Ve içinden de: — Eğer atzda" bir “cennet varsa, o da senin bulunduğun yerdir ancak! 'Dedi. Genç kadin, Yağmurun Aydın mın- takasındaki tahribatı : Mahsüller çok zarar gördü. Yıldırımlar düştü. Bir zavallı da felce uğradı.. Fren yolcuları aktarma bekliyor.. Aydın - (Hususi: - muhabiri- | mizden) — Yağmur, tolunun- | ilimizde son günlerdeki tesir- | lerini biliyorum, Haziranın 28 mMahcubiyeti | biraz daha azalmiş gibi cevab. | verdi ve: — Evet, Sirl Dedi. — ,Sevgili kuzenim; sizi ben henüz yolda sâniyordum. — Dündenberi buradayım, Sir! — Beh sizin'en samimi dos- tunuz “olmak isterim. — Kuzenim.. Burada ” göri düğüm — şeyler Beni — hâyret içinde bıraktı. Herşey ne ka- dar güzel, ne kadar harikulâ- de... Herşey Denim için yep- yeni birşey demektir! Usul ve âdetleri maalesef henüz bilmi- yorum. Korkuyorum ki bura- dan da Breton'a hareket ede- ceğim. —Sonu var— Nöbetçi eczaneler Bu akşam Kemeraltnda İt- tihat, Güzelyalı'da - Güzelyalı, İrgatpazarı'nda — Aari,, İkiçeş- melik'te İkiçeşmelik ve Alsan- cak'ta Jozef Jülyen eczaneleri açiktır. İ inci pazar günü ; Sultanhisar'a saat 16,30 da fasıla ile 3 defa , badem — büyüklüğünde tolu yağmıştır. Tolu zeytinleri yüzde 60 dökmüş; portakal- lara yüzde 25, - pamuklara yüzde —30 zarar vermiştir. Bağları tamamen harap etmiş, darı — tarlalarım — bozmuştur. Tarlalarda - darıların — yalnız sapları - kalmış, — bağlar - kış ortâsında olduğu gibi yap- raksız kalmıştır. - Aynı günde Sultanhisar — Atça arasında pamuklara zarar- etmiş, Yeni Pazar - ovasına şiddetli - yağ- mur yağarak pamukları — mil- lemiştir. Yağmur ve 'tolüdan - Sonra gelen şiddetli - seller, Çilte- hakve istâsyonile Sültanhisar istasyonuna — bir — kilometre uzakta —hattı bozmuştur. Bu yüzden pazar günü — öğleden' sonra İren ve otoraylar bu istasyonlara — geçmemişlerdir. Hat yapılarak dünden itiba- ren geliş ve * igidiş olunmuştur. Pazartesi gecesi de — saat temin Uşak, Kütahya'ya 1—3 Galip Bd ti FAŞT C İA Uşak ve Kütahya takımları bir. arada Uşak, ( Hususi ) — Yeni spor teşkilâtı itfabı olarak Uşak kulüpleri de Kütahya'spor kulübüne bağlanmışlardır. Bu bağ- | bi hliğin ilk teması yapıldı. 60 kişilik bir kafilemiz, otobüslerle | Kütahya'ya gitti. 10 yıldır. karştlaşamıyan Uşak ve Kütüliya takımları karşılaştılar, her iki takım kuvvetli ve hava yağmurlu idi. Oyün başlayınca Uşak takımının dâha teknik bir varlık taşıdığı görüldü, Uşak'ın tazyikleri başlamıştı. 13 üncü dakikada merkez muhacimi Şerif, sağiç Hüseyin'den aldığı bir pasla ilk gölü attı, oyun heyecanlandı. Biraz sonra Kütahya sağaçığı mukabil sayıyı çıkardı, devre 1-1 berabere bitti. İkinci devrede her iki: takım bazı tadilâtla çıktılar. Uşak, daha canlı, daha hâkim oynamağa başladı. Merkez muhacim ikinci ve sol insayd te üçüncü golü attılar. Neticede Uşak n olduğunu gösterdi. Kütal bir misafirperverlik ibraz ettiler. 1—3 galip geldi. Uşak; gerek takım, gerek fert itibarile daha | ü hya'lılar; Uşak'lılara karşı büyük | 23 den - sonrâ — (Nazilli ve muhitine şiddetli yağmur yağ- | mış, gece yatısından — sonra yağınur epiyde şiddetlenmiş birçok — yıldıriım —düşmüştür. Yıldırımlardan —birisi - Subaşı mevkiünde * bahçe dami ya- nında - ihcir ! fağaci — altında yalan swâcı - Kayserili Mah: mut'a çarparak ; belinden ;aşa- ğısını feloe uğratmiştır. Mah- mut'un damda yatan karısına birşey olmamıştır. Yıldırım Nazilli'de- birçok evlerin elektrik: tesisatını bozs muş, saatlerini yakmıştır. | Şiddetli yağmurlardan Ku: | yucak çayına gelen — sel yeni- dehn Şenişletilimekte olan' to- nelin üzerinden taşarak tönele 4 metre kum, çamur ve taş döldurmüştur. " Bündân - ötürü dün Denizli ve İzmir" posta- lârr Kuyücak - istâsyonundan ileri geçememişlerdir. Bundan başka Kuyucak'la Horsunlu arasında haltın 3 - 5 kilometrelik — bir. — kısmında kum, çamur ye taş Yyığmıştır. Yağmurların pâmuklara za- rarı yoktur. Fakat yeniden Çapa masrafıni intaç edecektir. ANADOLU — Maamafih şimendifer yolu yapılmıştır. Hayirsever yurtdaş : y Atça'da Jurnal oğlu Müs- tafa adında bir ihtiyar hayır- sever öldükten sonra evini hastane yapılmak Üüzere vası- yet etmiş, bülün taşıtsız ta- şıtlı mallarını da bu hastaneye terketmiştir. Varolsun.. — Bozdoğan haberleri' Bozdoğan (Hususi) — Ka- zalız ve civarına fındık kadar | dolu karışık, 45 dakika yağ- mür yağmış, pamuk, zeytin ve bağlarda ziyanlar olmuştur. Belediyemiz, evelce mevcut iken bilâhare bozulan elekti- rik tesisatını yeniden canlan- dırmak — istemektedir. Halk; U tasavvuru memnuniyetle karşılamıştır. Çünkü kaza mer- kezinin buna ihtiyacı çoktür. Kazanın. diğer mühim bir derdi de hekimsizliktir. Ka- zada hekim yoktur, hastalar bilmecburiye Nazilli'ye götü- rülmekte, orada muayene &dil- mektedir. Vaktü hali olanlar için fazla ehemmiyeti yoksa da fakir vatandaşların; ani ve teh- likeli vaziyetlerini hesaba kat- mak lâzımdır. Kaymakamımızın alâkasını dileriz. ! | IlKöy hayvanlarından - bazıları Yirmi Metreden Ve Arka- sından Ateş Etmiş. cek bir suç Çeşme'nin Alaçatı nahiye- sinde Germeyan köyünde Mazi mevkiünde vukubulan bir ci- nayetin faili, muhakeme edil- mek üzere şehrimiz ağırceza mahkemesinc , getirilmiştir. Çeşme müstantikliği; suçlu Bulgaristan'lı çoban İsmail'in, Türk ceza kanununun 450 inci mMaddesi mucibince idam ce- zası ile - cezalandırılmak . için muhakeme — edilmesini — iste- miştir. Tahkikat evrâkına göre cinayet - şöyle olmuştur: Germeyan köyünde Ahmed oğlu Çoban Seyfiddin adında bir sığırtmaç, köy hayvarılarını dağlarda — otlatmaktadır. İhti- yar olan Seyliddin, bir gün Bulgaristan'lı İsmail'in koyun otlattığı mer'aya, köy hayvan- larını götürmüş ve otlatmağa Başlamıştır. Bu yüzden arala- rında kavga çıkmiştır. İsmail, akşam üzeri köye dönünce yanında çahştığı Şe- rife, aralarında geçen kavgayı anlatmış, ve : - Beni dövecekti, birşey yapmadım, yarın hayvanları yine bizim mer'aya getirirse | nc yapayım ? Diye sormuştur. Şerif de : — Kaca dağlara sığamadı- diz mi? — Mer'amız — geniştir, bir tarafında sen, bir tarafın- | da da Seyfettin hayvanları ot- latırsınız. Demiştir. Ertesi gün İsmail, Şerif'in hayvanlarını “alarak — tekrar otlatmağa götürmüştür. Akşam üzeti hayvanları geri getirmiş- se de Seyfeddin'in otlatmağa götürdüğü hayvanlar gelmemiş ve Seyfeddin de dönmemiştir. başı Boş olarak ötede beride dolaşırken görülmüş, köy muh- tarı; Şerif'in çobanı İsmail'i muhtar odasına çağırıp orada bulunan . jandarmaya - teslim etmiş've tahkikata başlamıştır. Çoban İsmail, evelâ — inkâr etmişse de siki bir- isticvap neticesinde Seyfiddin'i öldür- düğünü bildirmiştir. Tahkikata — göre, İsmail, mer'âda Seyüiddin'in gelmesini beklemiş, hayvanlarla gelince bie taş yığını üzerinde durdu-. nde doıu düştü. Maznun kendisini idama görüre- . * ? mu işlemiş! gu esnada arkasından gra tü- fengi ile 20 metre ayı hiç kimseye haber ver- memiştir. İsmail diyor ki: — Evvelâ kavgaya Seyfid- din başladı, hattâ elimden tüfeği aldı, ben de korkutmak kasdile bir el ateş ettim, vur- mak istemiyordum, fakat vu- ruldu. Anama sövdü ve bana hakaret etti. Semşeddinin ihtiyar bir adam olduğu, hattâ belindeki bıça- ginin bile kını içinde bulun- duğu göürülmüştür. Arkadan ve koltuğu altından yaralan- dıktan sonra seksen adım ka- dar kaçtığı ve sonradan dü- şüb öldüğü anlaşılmıştır. İsmail'in muhakemesine bu- günlerde şehrimiz — Ağırceza mahkemesi başlanacaktır. Faşist bir Fransız gazetesi neler yazıyormüuş? Paris, 2 (Radyo) — Aksiyon Fransez gazetesi Cenevre hâ- diselerinden bahsederek: * Sabık Necaşi'yi himaye edenler, Somali'de Miralay Bernar'la arkadaşlarının katli- âmını unutmuş — göründüler., Demektedir. Zeytincilik Muğla, 1 (A.A) — Zeytin: cilik, ilimizde gün geçtikçe inkişaf etmektedir. Nisan baş- — langıcında haziran 15 ine ka- dar 130 bin delice zeytin aşılanmıştır. Aşı mevsiminden evvel geçen dikme zamanında bütün il içinde 5300 zeytin ağacı dikilmiştir. Bir infilâk Madrid, 2 (Radyo) — Dün Fernatidez sokağında henüz inşa edilmekte olan bir binada yedi büyük bomba infilâk et- miş ve maddi pekçok zarar- lara sebep olmuştur. Yerli mallar sergis bugün açılıyor. İstanbul, ( Hususi muhabi- - rimizden ) — İstanbul - yerli mallar ;sergisi, yarın merasimle açılacaktır. Aydın Hapisanesinde Tedrisat ; Belr : ! ; a Bi Aydın, (Hususi) — Şahadetnamelerini alan mahkümlar Aydın Halkevi kurslar şubesi fından çılahi OERBER T mçwre- Aydın hapisanesinde açılan okuma kurumunun bi sinin bitirildiğini yazmıştım. Kursa devam eden h islerin sınavları yapılmış ve başarıları görülen 33 mahpusa dün törenle belgeleri dağıtılmıştır. Törene; Halkevi bandosunun çaldığı İstiklâl marşile başlanmış, Halkevi başkanı Neş'et Akkor bir söylev verdikten sonra belgeler dağıtılmış,'bundan sonra bando bir konser vermiştir. uzaktan — ateş ederek öldürmüş ve vak- — j Yi $