(Birinci 27 Günlerdenberi bu vaziyet halkın merakını celb ve tahrik etmekte idi. Bir akşam, mas- keli sekiz centilmen jüveri so- kağındaki şato meyhanesine yemek yimek için gelmişlerdi. Zevk ve neş'e içinde bulunan ;7 — bu centilmenler Metr Krüç'ten kendilerini - Lantern — majikile eğlendirmesini emrettiler. Krüş, hiçbir naz gösterme- den yanlarma” geldi. Yüzleri Bâlâ maskeli olan adamları eğlendirmek için fenerini yaktı ve işe başladı. Fakat tuhaf ve i cşııılı sözlerinin sonunda se- ğ kiz centilmen kendisini çırıl çıplak - soydülar, bir kayışla sım sıki bağladıktan — sonra erlerinde getirdikleri boş Şüvala tıktılar.. Kendisini evvelâ pençere- den sokağa, sonra da Sen nehrine atacaklardı. Krüş yaralı bir domuz gibi ( bağırıyordu. Çuvalı tam pen- 4J çereden atacakları sırada, Krüş | - — Bana ne hakla böyle Müamele ediyorsunuz?, Ben Allahın adamı bir papazım. Papazlara böyle muamale ya- kışır mi?.. M[')iye barbar bağırmağa baş- Sinyorlardan — daha — uzun boylu olan ve şimdiye kadar sükünetle bu sahneyi seyret- mekte olan birisi bu sözlerden çok mütcessir oldu. Bir papaz, Allahin adamı, yer- yüzünde vekili değil miydi?. un Üzerine centilmenler ?qvıh açtılar, Metr Krüş'ü içinden çıkardılar, fakat tek- :::ule zından yoluna soktu- ei * . / Kral hemen her akşam, yü- . zünde maske — olduğu halde, y ga !’"' saray oğlam veyabud - burjuva kıyafetinde Paris'in ) dar ve karanlık sokaklarında, ; Süpheli yerlerde gezer ve ken- | disi gibi deli fişenk delikan- V| | | hlarla eğlenirdi. ; -i0 “Bizim zevkimiz böyledir!,, k Avukat Disom'un parlâmen- M thı kralın siyaseti aleyhinde i iği birkaç şiddetli nutuk, ! V)W'ıı emlâkinin müsaderesine v /“sebeb oldu. Fakat, müthiş in- _v[ tikamından henüz kral haber- » dar görünmüyordu, Kralın ha- kiki vaziyetini bilmiyenler ve mütemadiyen zevk ve neş'e içinde bulunmasına bakanlar: - — Cüzamlıları tedavi kud- $ î tetine malik olan bu adamın “Napoli illetine, de uğrama- mak için bir tedbir bildiğine şüphe yoktur! — Diyorlardı. Ne kadar güzel olursa ol- — sun, kralin ne kadar hoşuna Mm gitsin, hiçbir. metres ve kadın birinci Fransova'yı — Biyasi faaliyetinden geri ala- Eî: gik bir sükün devre- K le, İspanya kralı olan ve Cü sova'nın bir yaşındaki kı- : kocası bulunan arşidük siyasi münasebetler çok devam - ediyordu. Krîl. det içinde papa, İs- “ve İngiltere krallarile imanya imparatorile itti- Fransova| - BÜYÜK TARİHİ TEFRİKA Çeviren: F. Şemseddin Benlioğlu|'ŞüN ne diyor? Birinci Fransova, 21 yaşında iken Av- ruba sulhunu temine muvaffak oldu.. Güzel bir zaferden sonra, yirmi yaşında bulunan bu kzal, Avrupa sulhünü de temin ede- bilmişti. Arada sırada- Ambuaz'a gi- der, annesini kucaklar veya ondan bir fikir alır, hemşiresi Margrit'le bir nazm üzerinde münakaşalar yapardı. Yahud avla meşgul olurdu. Bu merakt yüzünden krala çok şeyler isnad - ediyorlardı. Evvelâ, bu avlar hazineye çok pahalıya mal oluyordu. Fran- sova yanında bir ordu kadar avcı kalabalhğı götürüyor; av- landığı yerlerin beyleri, papaz- lari ve halkı cidden yoruluyor ve zarar görüyorlardı. Fransova'ya çok kusurlar isnad ediyorlardı: bir sürü metresi vardı. Güzel san'atlara meclübiyeti ifrat derecede idi. Pekçok deliliklere ve israflara meydan veriyordu. Fransova'ya para değirmeni diyorlar ve Fransız hazinesinin bütün altınlarını sür'atle övüt- tüğünü söylüyorlardı. Hâkimlikler alabildiğine ar- tırılmış; validei krali, başveki- Tin malümatı altında hâkim- likleri satıyor; tabii bu hâkim- ler de adaleti tatbik etmi- yorlardı. Bunlardan kralın sulh veya harb için çalışmak üzere hisse aldığına da şüphe yoktu. |Nazilli Fransova'nın annesi tuza vergi koymuştu. Bu vergiden sadece kilise adamlarile saray zabitleri istisna edilmişlerdi. Valdei krali, bu suretle hal- kın teveccüh ve muhabbetini kaybetmekte idi. Kral hanedanı erkânına isti- nad ve tahkirin yasak olma: sına rağmen Paris'te “kesen, biçen fakat herşeyi soyan va- lide, komedisini oynatıp dur- makta idi. —Sonu var— -— Tertiler: Alaşehir sulh hâkimi Ah- met, Manisa icra memuru Ah- met, Ödemiş icra memuru Tevfik, Uşak icra memuru Ali Enveri, Bayındır. müddeiumu- misi Ahmet ve Akhisar müd- deiumumişi - Mustafa Nuri'nin maaaşları Adliye Vekâletince otuz liradan 35 liraya çıkarıl- mıştır. Adliye tayinleri: Kuşadası — müddeinmumisi Sadullâh İstanbrul müddeiumu- miliğine, Aydın müddeiumu- miliğine İstanbul ihtisas mah- kemesi eski müddeiumumisi Ahmet Reşit nakil ve tayin edilmişlerdir. & Enstitü mezunlarına diplo- maları merasimle verildi Şehrimiz Kız Enstitüsünden busene mezun olan 23 talebe- nin diplama tevzi merasimi, evelki gün Enstitüde samimt bir şekilde yapılmıştır. Diplo- maları verilen talebeye Enstitü müdürü Hasip, hayala atılır- ken muvaffakıyetler - dileyen bir nutuk söylemiş ve samimi hasbıhallerde bulunulmuştur. Bu akşam Kemeraltında Şi- fa, Karantinada Eşref, Ke- merde Kamer, Alsancakta Ah- met Lütfü, Eşrefpaşada Eşref- paşa eczaneleri açıktır. | Bir bağcı Siyah üzüm Karşıyaka civarında - bağcı Yusuf'tan bir mektup — aldık. Muhteviyatı şöyledir: Siyah üzümün bilhassa şa- rap imalinde kullanıldığı ma- Tümdur. Ve bu hususta en büyük rolü oyaryacak olan, inhisarlar idaresidir. Geçen yıl ise, inhisar idaresi, siyah üzüm yerine çekirdeksiz üzüm aldı ve bizim gibi siyah üzüm bağı yetiştiren feci vaziyette kaldı- lar. Bağlarda mahsul, nihayet ağustosun — önbeşine - kadar ağaç üzerinde durabilir. Daha fazla duramaz. Geçen yıl in- hisarlara başvurduk. Ve bu vaziyeti anlattık. Reddettiler, üzümlerimizi alarmyacaklarını söylediler. Şarap âmillerine başvurduk, aldırmadılar, Ni- hayet bir musevi, kilosu iki kuruştan ve parası şaraplar satıldıktan — sonra ödenmek üzere mahsulü aldı. 20 dönüm bağdan ancak 200 liralık mah- sul satabildik. Bu mektubu sadece bu yıl ayni vaziyetin tekrar etmemesi için yazıyorum. Aarıkbaşı İstasyonundaki çeşme ne halde? Arkbaşından bir mektup aldık. Bundan anlıyoruz ki, istasyondaki çeşme, bazı şa- hıslar tarafından — kapatılmış ve tıkanmıştır. Halbuki gerck bu civar halkı, gerekse yolcu- lar için bu çeşmeye ihtiyaç çoktur. — Devlet - demiryolları idaresinin buna bir çare bul- ması istenmektedir. 'deki park mes'elesi Nazilli'den, mahut — park mes'elesi etrafıdda bir mek- tup aldik, bunda, belediyenin hâlâ mahut levhayı kaldırmı- yarak parkım bir tarafını yal- nız ailelere ve aile ile gelen- lere tahsis etmekte devam eylediği yazılarak; — Belediye, — geçirdiğimiz içtimal inkılâbı düşünmeyor mu? Bizi onbeş yaşında çocuk mu sanıyor? Denilmekte ve gençlerin, bunu bir izzetinefis ve haysi- yet mes'elesi telâkki ederek yavaş yavaş parktan çekildiği bildirilmektedir. Basmahane postanesi Bir kariimizin verdiği habere göre, Basmahane posta idare- hanesi, eski posta binasının tamire ve işe elverişli olma- ması hasabile Sadıkbey - öte- linin alt kısmına nakledilmiştir. Gerek bu nakil, gerekse pos- tane müdürü — Sefâhiddin'in vazifesinde, daire intizamında gösterdiği muvaflakiyet, hal- kın takdirini uyandırmaktadır. Küçük_iıntant müsavat esasının NADOLU, Mahkemelerde: Güzelyalı Cinayeti.. Dünkü celsede şahit Kıymet neler söyledi Güzelyalı'da karsı Salih kızı Saadeti, kendisinden ay- rılacağına kizarak ustra ile öldürmiye teşebbüs etmekle mâznun Ömer oğlu Osman'ın muhakemesine dün ağırcezada devam edilmiştir. Dünkü celsede bazı müda- faa şahitleri dinlenmiştir. 25 yaşında Kıymet adındaki bır şahit, demiştir ki: — Vaka günü Güzelyalı'ya gitmiştim. Osman'ın karısı Saadetle çok iyi görüşürüz. Evlerine dağru giderken uzak- tan Saadetle annesini gördüm. Annesi el ile işaret ederek birini çağırdı. Sonradan anla- dığıma göre Osman'ı çağırmış. Osman kaynanasının yanına gidince kadın ona, ağıza alın- mıyacak sözler söylemiye baş- ladı ve elinde beyaz birşey gürdüm. Sonra Osman'la Saa- det ve annesi birbirine girdiler ben kavgadan hoşlanmam, he- men oradan uzaklaştım. Rcis sordu: — Osman Saadeti yarala- mış, sen görmedin mi? Yoksa kızın annesi mi onu yaraladı? — Vallahi bilmem. Çünkü birbirlerine girdiler. Ne oldu- ğunu pek anlamadım. Yalnız Saadet'in annesinin elinde be- yaz birşey farkettim. Reis: — — Saadet'in yüzü-gözü'kan içinde kalmış? Şahid: — Görmedim! Kiymetten sonra şahid Hü- seyin dinlendi. Vak'a hakkında hiçbir malümatı bulunmadığını söyledi ve muhakeme, iddia- nn serdi için başka güne bı- rakıldı. Naldöken cinayeti davası Burnava'nın Naldöken kö- yünde Zeynel ve Aziz'i bir kız ve alacak mes'elesinden öldürmekle maznun Hızır oğlu İbrahim ile Kâzım'ın muha- kemelerine dün ağırcezada de- vam edilmişir. Dünktü cölsöde 'ewtlee din: lenmiş olan beş kadar şahit tekrar dinlenerek muvacehe edilmişlerdir. Muhakeme bit- tiğinden bugün kararın tefhimi muhtemeldir. ihlâline aleyhtardır.. — Başı Tinci sahifede — masına aleyhtarlık etmiyecek- lerdir. * 2 — Habeşistan'ıu ilhakı- nin tanınması, Maamafih bu hususta Asambleye tevdi edi- lecek projeye göre bir karar almak ve Arjantin'in hareketi beklenecektir. 3 — Fransa ve İngiltere arasında görüşülecek mes'ele- lerde delegasyonlar — arasında hoşnütsuzluk uyandıracak ha- reketlerden kaçınılacaktır. 4 — Lokarno misakını im- Ozalayan devletler, yarı resmi olarak toplanacaklar ve hiçbir | karar almadan Alman cevabı- | nin beklenmesinin müreccah olacağında ittifak- edecekler- dir. Esasen İngiltere hükümeti, sual notasına sür'atle cevap verilmesi için Berlin hükümeti nezdinde tsşebbüsatta bulun- muştur. Bu süretle Asamble- “nin kararından sonra tekrar toplanacak olan Lokarno mi- sakını imzalayan devletler kon- feransında İtalyanın geriye gel- miyeceği anlaşılacaktır. $ — Milletler cemiyetinde yapılacak reforma gelince, bu- nun için teknik bir komite vücude getirilecek ve çalışma- ğa başlıyacaktır. Eğer atletizm böyle devam ederse.. Yüksek atlama l bile bulunamadı. Pazar günü Alsancak saha- sında atletizin teşvik müsaba- kalarına devam edildi, maal- esef tecrübeli atletlerimizden birçoğu iştirak etmemişlerdir ve beklenilen heyecan ve alâka görülemedi. Maamalih çalışma vessitin noksanlığı, saha ve bistinin vaziyeti ve saire de atletizmle uğraşan gençleri su- kutu hayale uğratmakta — geri kalmadı Miıntakanın daimi — surette asgari 3-4 ciridi, bukadar da sırığı bulunması lâzımgelirken bunlardan maalesef tek bir tanesi bile yoktur. Manialar tamamile çürümüş, kabili isti- mal vaziyetten çıkmıştır. Uzün ve yüksek atlamalara iştirak eden atletler kuru toprak üze- rine ve kenarı tehlikeli olan bir»yere atlamak mecburiye- tinde idiler. Bittabi yarı korku ile çalışan atletlerimizden daha verimli neticeler beklenemez. Bu sebepten dolayı program dahilindeki müsabakaların bir kısmı yapılmamıştır. Halbuki temmuzun 12 ve 19 uncu günlerinde bölge at- letizm birincilikleri yapılacak- tır. Daha oönbeş gün kadar bir müddet var ki bütün bu noksanlıkların ikmalı lâzımdır. Müsabakalar 200 metre sür- at koşusile başladı. Bu koşu- da final için kalan beş atlet- ten yalnız iksi geldi. Netice- de Altay'dan Cemil 25 1/5 saniyede birinci, Altınardü- dan Vedat ikinciliği kazandı- lar. Bu müsabakayı 400 metre sür'at koşusu takibetti. Koşu- ya giren üç atletten Altınor- dudan Fahrettin 59 saniyede birinci, Altay'dan Enver 1 da- kikada ikinci. 1500 metre yarım sür'at koşusunda A.O, Necati 5-1,1,5 dakikada birinci, Altay'dan Yusuf ikinci, A. O. Hasan üçüncü. 3 adım atlamada A, O. dan Hüseyin Şükrü 12,83 metre atlıyarak birinci, Altay- dan Cemil 11,94 metre ile ikinci — geldiler. - Atlamaları 4X100 bayrak yarışı takip etti. Bu müsabakada Altaydan Güreşte galibiz, fakat Futbolda 3-0 yenildik. İstanbul, 29 (Hususi) — Dün, Macar Boçkay takımı, milli takımımızla ikinci maçını yaptı ve 3-0 kazandı. Maçın birinci devresi 00 — beraber- likle bitti. Macar'lar, ikinci devrenin 22, 27 ve 28 inci dakikalarında üstüste üç gol yaparak galip geldiler. İstanbul, 29 ( Hususi ) — Dün: gece'saat 9Ö da; Tak: sim stadyumunda Alman gü- reş takımı ile Milli güreş ta- kımımız üçüncü defa olarak karşılaştılar. Çok hakim güreş pehlivanlarımız Alman'lara bir sayı bile vermeden 7 — O galip geldiler, FBcĞĞÜ DERİ Hasan, Cemil, Saim, Said, A.O, Hüseyin Şükrü, Vedad, Fahrettin, Ali takımları iştirak: etti. Neticede Altay takımı az farkla birinci, A. O. takımı ikinci geldiler, Bayrak yarışında İzmir'in pek yakından tanıdığı Said'in iştiraki müsabakaya büyük bir zevk ve heyecan — verdi. Bu yarışı balkan bayrah koşuları takibetti. Altay'dan Şefik, Sa- im, Cemil, Hasan, A. O. dan Besim, Fahreddin, Hüseyin Şükrü ve Ali, takımları ıştirak etti. Netice de Altay takımı 3,50 dakikada birinci geldi. Bu yarışta küçük Saim 400 metre sür'at koşusunda raki- bini 10 metre geride bıraka- rak galibinin en büyük âmili oldu. Hariçten sırık temin edildikten sonra yüksek atla- malar yapılabildi. Bu müsaba- kaya yalnız iki Aitay'lı iştirak etti. Neticede Suha birinci, Nüzbhet ikinci geldiler. Nis'te otel- lerin vaziyeti Grev onları da alt-üst etti.. Nis, 29 (Radyo) — Kopi Ranes otelleri, müstahdeminin metalibatı karşısında kapılarını kapatmak mecburiyetinde kâ- lan Kan otellerile aradaki te- sanüdü göstermek maksadile kapılarını kapatmışlardır. Bu karar dün gece verilmiş ve müşterilere otelde kalabilecek- leri, ancak servis temin edile- bileceği bildirilmiştir. Otel kapılarına alişler asıl- mış, ve müstahdimlerin ağır talepleri karşısında otelleri ka- pamak mecburiyetinde kaldık- ları, otel direktörlüklerinin yeni masraflara tahammülü bulun- madığı bildirilmiştir. Dün gelen seyyahlar, açık bulunan dört otelde barınmış- lar ve bugün gitmişlerdir. M. Baldvin Kamarada cevap vermiyecek. Lonpra, 29 (Radyo) — Si- yasi mehafil M. Baldvin'in perşembe gününe kadar Fer- gers'te kalacağını tahmin et- mektedir. Çünkü M. Baldvin, avam kamarasında sorulacak suallere cevap vermeği —arzu etmemektedir. Filhakika —bazı saylavlar; daha şimdiden istizah takrirleri vermişler ve 1900 ler — kulü- bünde M. Nevil Çemberlayn ve Paris'te M. Kooper tara- fından verilen söylevleri ve yapılan teklifleri kabul edip etmiyeceğini sormuşlardır. İngiltere - Mısır müzakereleri.. Kahire, 29 ( Radyo ) İngil- tere'nin Misir. fevkalâde - ko- miseri Mister Miles Lampson hava yoluyla Kahire'ye gel- miştir. Sir Miles Lampson, Mısir - İngiliz müzakerelerinin neticesi hakkında nikbin gö- rTünmüştür. çe A ar için tek sırık |