- Türk Kuşu ; Kurumu Açıldı.. 4 — Baştarafı 1 inci yüzda — “ain bulundakları bu toplantıda hayanın müsald — bulunmasın: dan ve gidip gelmek için te- Hesnin edilen İçin temin edilen kolaylıklar ve bu — meyanda devlet demiryolları İdaresinin rertip ettiği katarlardan — geniş bir sorette istifade ederek ge- len ve alâm çevreliyen binlerce hülk bulunuyordu. Saat tam 151te başbakan İsmet İaönü kürsüye çıkarak bir söylevle Türk Kuşa kurn- < munu açmıştır. Başbakandan sonra, alanda - buludanların sürokli ve şiddetli alkışları ve yaşa sesleri arasında kürsüye çıkan Atatürk bir söy- | levle Türk — gençliğini karada ve denizde olduğu gibi havada da kendisini bekliyen yüksek ve değerli yerinl almıya çağır: mıştır. Böyük Şefin bu söyle- vini Türk Tüyyare — cemiyeti başkanı Bay Fuad Bulcay'ın Tüörk Kuşu kurumunu karşı büyük çeflerin göstermiş olduk- V (arı ilgiye kargı heriki kuru mun derin daygularını ve şük. ranlarını ifade eden ve Türk Kuşu kurümuana hocalık edeceak olan - planöristler ve kuruma yazılmış olan gençlerimizi tak- dim eden söylevi takib etmiştir. Bundan sonra uçuşlar yapıl- Ç maştır. İlk uçuşa Sövyet uçak- Jarından — Anobin ile — birlikte Türk kuşu kurumu gençlerin- den Ferid iştirak etmiş ve çok güzel akropatik hareketler ya pılan ve alanda bulunan her- “kesın büyük bir zevkle seyret- tikleri ba uçucuyu bir diğeri — takib eylemiştir. Planörlerden sonra bir tay- yara filomuz muhtelif uçuşlar ; yaptığı gibi Sovyet uçaklarile Yeşliköy makinlet mektebi ilk mezunlarından Necib'de para- V göt tecrübeleri yapımışlardır. Hlatteur Mütemevviç — dalgalanan, dalgalı, Mütemevvil — zengin, varlı, Mütemmim — tamamlıyan, tümleyen. Mütenahi — sonlu. Mütenahiyet — sonluluk. Mütenasib — uygun ( birbir: lerile—) Mütenozır — uykaz (uyukaz) Tenazur — uyka, Mütenekkiren tanımsız . olarak. örnek: Mütenekkiren Fransa- ya giden İangiltere kıralı — ta mımaz olarak F ransa'ya giden İngiltere kıralı. Mütenevvi — çeşit, çeşit, çe o gltli, türlü, türlü, ';Nr düzeye Müteralif — çemdeş. Müterakki — ileri, Müterakkib olmak kolla- mak, (fr.) Güetter Voccaslon. örnek: Müteakkibi firsat — fırsat kollayan. Mütercim « çevirmen. Te_ıvlın etimek — çevirmek, Mütereddi — yoz. Mütereşşih — sızan, Müterettib — düşen. » Mütesallib — katılaşan, Mütesavver — tasarlanan. Müteselsil — mra, zencirleme. Müteşebbis — girişken, Mütevakkıf — bağlı Mütevali — arasız, aralıksız, “Mütevasst — 1 arayıcı, 2 — orla, ortaç 3 arabolan — (fr.) — İntermedisire, moyen — örmekler: 1 — Bu işte eiz | toplu çal TTTTTETETTTTTETTYUM N Fırıncılar Kooperatıfı Ne Şekilde Çalışacak? — Bap 1 insi yüzde — edecek kooporatif — etrafında, parti başkanı bey Aval Doğen'ın huzura ile müzakerede bulan muşlardır. Toplantıyı açan bay Avni Doğan, — fıirıncılarin kısa - bir hasbihal yaparak, C. H. Parti- sinin kooperatifleşmiye verdiği değeri anlatarak bu teşebbüse parti, yilây.t ve belediyenin yardını. edeceğini, bugünkü şartlar altında münferid değil, anın zaruri bulun- duğunu, faket teşebbüse girer. 'ken — teahhüdleri muhakkak yerine getirmekliğin göze alın- masımı, bunun içinde fedakâr bğa katlanılmasını ve ilk hti yaç İçin ona göre davranılına Bını sö lemiş ve bu sözler bü- yük bir alâka ila karşılanmıştır. Toplantıya işçiler birliği şefi bay Osman Şen başkanlık et miş ve dün bhazır bulunanlar, mücesle vaziyette yapılacak İç- leri konuşmuşlardır. — Netice şadur: Üç gün içinde formalite bitirilecek ve evrak Ankara'ya gönderilecektir. Müeselsler: ilk sermayeyi temin etmişlerdir. Diğer fırıncılar da İştirak ede- ceklerdir. Teehhüdnamenin for- mülü hazırlanmıştır, Fırıncılar birliği Idare heyeti relsi bay Osman Çağınla ko- nuştuk. Bize şanları — söyledi: — Heyeti — umumiyemizin gördüğü lözum üzerine birlik kabalından böyle bir kooperatif teşkili İçin teşebbüste bulun. dük. General Vali ve Parti baş: kanımız da — tasvib — ettiler, “Yapınız* dediler. Nizamname esas İtibarile hazırlanmaktadır. Şehir dahilinde mevcud fırınlar fazladır. Belediyenin — kabul ettiği imaliye masrafı da ağır- dır. Her fırına yedi çaval bir narh itibar etmiştir. Halbuki siz dracılık ederseniz. 2 — Mütavasat — derecede malümat. Orta Ç(ortaç) derece- de bilgi. 8 — Mütavasat olarak İşe müdahale, Arabulan olarak işe karışma. Mütevattın — yırlqnilı Mütevazi — alçak — gönüllü, gösterişsiz. (fr.) modaste örnek: 1 — O pek mütevazi bir adamdır. O, pek alçak gö- nüllü bir adamdır. 2 — Mütevazi bir hayat Amrar eder. Gösterişsiz bir ha- yat sörer. Mütevazin — denk, dengeşik Müteveffa — ölge, göçgün Mütevehhim — - kurnatulu Müteyakkız — uyanık. tetik Müteyakkız bulanmak, mü teyakkız. olmak — uyanık bu- lanvmak Müteyemmen — kutlu, yümlü Mütezad — karşıt Mütezayid — artımlı Müttehid — birleşik, birle git, (ör.) unl Müttehiden — elbirliğile Müttefik — bağlaşık, (fr.) allle Müttefikan — öybirliğile Müttehem — suçlanmış Müttekâ — Dayanaç Müvaceha — yüzleştirme Müvmcehe etmek — yüzleş- tirmek Müvazene — dengelme Müvazi — arami Müvcevls — kuşkulu, alın. günde boş çuval İşliyen de var, «ltı da var, üç te var, on da ri.. Bu vaziyet, — mawrafın uğırlığını ve ekmek flatinin Yüksekte kalmasinı İcab ettir. mektedir. Maksadımız, fırınları kooperatif leştirdikten — sonra, sayılarını — tahdid — etmektir. Çünkü fırınlar azalınca, — bele. diyece osa6 tatulan yedi çuval, 141ö 6 çıkacaktır. Bu iki misil fazlalık, bir muavfo, bir İşçi hamarcu ilâ- vesile ve ikibuçok Hrahk bir Güeretle temin olunacaktır. Me- selâ birgün yedi çuval 14 liraya işleniyor.. Halbaki 14 çuvala çıkınca, 19 buçok Hra verile- cektir. Yani hu ikinci yedi çuvalın bugünkü İşletme para- tsından 11,5 liralık bir fark basıl olacaktır ki, bü rakkam, derhal ekmek fiatı özerinde tesir yapacaktır.. Meselâ 50.60 paralık bir sokut bösl ola- caktır.. Kooperatif sayesinde, bugün dağıdık — vaziyette bulunan ek. mekçiler de toplanacak, kontrol imkânı artacaktır. Sermaüye — teşkiline gelince, kooperatif için şimdilik beş bin lirelik sermaye kabul edi. yoruz. En küçük hisse elli Hracır. Kooperatifimiz, piyasa dan fiat farkımı ve nefasetl osas tutarak mübayon edecek, his- sedarlarına dağıtacaktır.Şimdiki halde şehir dahilinde ekmekçi olarak 142 fırın vardır. Gev- rekçi vesalreyi de ilâve eder Beniz 175 rakamını bulur. Dü. şüudüğümüz — tahdit mikyası şudari Üçü iki yapmak.. Yanl fırın- ların üçte birini kapamak.. Bay Osman Çağın bu İzahatı verdikten sonra İzmit'deki fab- rikatörler, uncular münakaşası hakkındaki fikrini sorduk. Kı- saca şanu — söyledi: — Yanan biziz.. geçmek, kolayı bulunmak Mözahrefat — süprüntü Müzakere — görüşme, görüşü Müzakere — Çokula terimi) — belletim, (fr.) repeitlan Müzayede — artırım Mözebzeb — karmakarışık Müzehheb — yaldızlı Müzekkere — sabitik Müzeyyen — süslü Müz'iç, müseciz — bunaltıcı sıkıcı, sırnaşık Müzmin — süreğen N Mabeca — yersiz Nabedid olmak — kaybol- mak, görünmez olmak, gözden kaybolmak Nabeheogüm — sırasız, va- kıtsız Nabekâr — boş, haylaz, (fr.) vanrlen Nabemabhal (bak: nabeca) — yersiz, (fr.) Taopportun Nahemvar — yolsuz, uygun- suz, (fr.) İndecent Nalâyık — yaraşmaz, yara- gıksız, yakışmaz, yakışıksız, (fr.) İnconvenable Namağlüb — yenilmez Namahdad — uçsuz, bucak.- gız, GinızaıK Namerd — ilçak Namer'i — görünmez Namiszaç — koeyifsiz Namubarek — katsaz Namuvafık — uygunsuz Namüsasib — yakışıkmız Namüsald — elverişelz Namütenshi — sonsuz —KŞT TTT AT TT AFT N UUU 6 Mayis (ıuzıde Snv_y_t Artistleri. — Bayşı 1 inci sahifeda — değer veren Türk İzmir, bu sayın andacı her zaman anmakla büyük bir haz'dayacaktır. Devrim ülkeleri olan her iki kardeş olus birbirlerile pek çok canlı anıklarla bağlıdırlar. Türk'lerin Büyük Şefi Ata: törk yeni muzik ve kültür devriml ile Türk yaşayış ve kâül- türüne yeni yöndem verirler. ken Türk ulusu en büyük ve canlı İlintiyi gene dost Sovyet kerdeşlerinden gördü. Sizin gibi değerli uzman ve seçilmiş bir. kurumun yer yer Türkiyemizi geref lendirmesi hunun en büyük ve canlı bir belgesidir. İkl kardeş ulusu birbirlerine muzik gibi en ince ve en tatlı bir vasıta ile daha çok seviştirmek ve tanıştırmak firsatını — bizlere — lütfettiğiniz Açin teşekkür eder, büyük ve dost Sovyet kardeşlerimizin ve onun değerli şef lerinin ve hem- şerimiz Voroşllof yoldaşın — ye: refine içerim.,, Belediye başkanının bu sör- lerine misafir heyetinin relsi bulanan Moskova — ekademik operası başkamı Bay Alkünof cevab vererek dewmiştir ki: — Moskova'dan kardeş ulu- sun selâmlarını getiriyoruz. Bize gösterdiğiniz güzel ve sıcak duy gölara Çok — teşekkör ederiz. Dost Türk Cümhuriyeti toprak- larına gelmek için yola çı' ar- ken, hemşeriniz yoldaş Voroşilof bize İzmir'in gözelliğini, balkı nın sıcak kalpliliğini uzun azun anlattı. Bunu burada gözleri mizle görerek sevinçler duyu- yorüz. Ankara'da Büyük Şefiniz AÂtatütk We konuşmak bahtiyar- bğına kavuştum. İki büyük ulus aramadaki aşınmaz, sonsaz dost- loğun, kardeşliğin manasını, ar mulüsal küvvetini onun ağaım- dan çıkan yüce kelimeleri işite- rek daba çok kavradım. memiş Naveva (bak malâyık) Nasavab — yanlış Nasaz — bozuk, düzensiz Nuzeza (bak: nalâyık) Naçekib — sabırsız Natüvan — halsiz Nsümid — umutsuz Nabit olmak — bitmek Nabut (bak: mahv) Nabz — babız (T.Kö.) Naçar — çaresiz Çar naçar — İster istemez Nudide (bak: ender) — z bulunur, #z görünür Nadim — pişman Nadir — — arasıra, tektük Naehi (bak: kabiliyetsiz) — beceriksiz (fr.) Inçapable Nafaka — geçimlik Nafi — faydalı Nafile — boş, fıydasız (fr.) İnutlle Nafiz — sözü geçer, etger (Er.) Mafluent Nafiz (bak: infaz) — geçen, işleyen (fr.) penetrant Neagihan, bağteten — ansızın Nağme — ezgi Nabif — zayıf, çellmesiz, cılız Nahiye — kamun (fİr.) com- muüne Nahiye müdürü — kamun- bay Nahiye merkezi — kamun başkendi Nabiye (mıntaka anlamına) — bölge (fr.) sone Nahiyevi — bölgel Naht — oyu, oyma (fr.) sculpture pekaz, Ünlü Önderiniz Atatürk ve büyük devlet adamınız General İsmet İnönü ve diğer böyükle- rinisin, İzmir şehrinin sevimli, Dasik devlet ve olas adamları a şerefine kadehimi kaldı: dıriyorum.* Ziyafetten sonra san'atkârlar Alsaocak stadyomuna giderek kendileri için ayrılan — localar- dan şenlikleri — seyretmişler ve oradan otomobillerle Kurılçul. la'ya giderek muhasebel husu. elyenin — İlkbabar atyarışlarını görmüşlerdir. - Koşu yerinde tribün ve sauhada bulunan bin lerce halk misafireri alkışlarla karşılamıştır. Orada — Vali Ge nerel Közm Dirik terafından misafirlerimize bir çay ziyafeti verilmiştir. Misafirlerimiz; dün de oto mobillerle — Valf Goneral ve Sovyet Rusya şehrimiz General konsolosu refakatinde Berga- ma'ya giderek oradaki öntürk. lerl ziyaret etinişler, akşam üzeri dönmüşlerdir. İzmir ve havalisi âsarıatika muhibleri cemiyeti! tarafından san'atkârlara — verilmek — üzere 13 albam hazırlanmaktadır. Bu albumların İlk sabifesinde Ge- meral Voroşilof ve arkadaşları nn Borgama seyahatlarına uit bir resimle Ege mintakesındaki mühtelif öntüklerde bulunan tiyatroların resimleri İzmirdeki mekteblerden bazılarınin, bal. kevinia —ve milli kütüphane İle daha birçok — müesseselerin resimleri bulanmaktadır. Misafir — san'atkârlar dün akşam da ikinci koüserlerini gene Halkevi salonlarında ve perlak bir şekilde vermişlerdir. Salonlar — davetlilerle hınca- binç dolmüştüu. Konser — #aat 21.30 da başlamış ve sast 24 e kadar sürmüştür. Herkes ara: olusul şöbreti halz güzlde san'at Nabhat — oymün (fr.) sculp tenr Nahvet — benbenlik (fr.) orgucll, presomptlon Nall olmak — esmek, kazan- mak Nâka — deva Nakabil — lmkânsız Nakabat — eyiselik Nakarat — kavaştak (fr.) refraln Nakd — akça, para Nakdi ceza — para cezası Nakfsa — kusur Nâkil — geçirge, götürge Naki, nakliyat — taşıma Nakletmek — 1 almak (ik- tibas anlamına), — extralre, 2, atlatmak — (bikâye — anlamına, (fr.) raconter, 3, götürmek, taşımak, — (fr ) transporter, 4. aktarmak, (fr.)”tanlmettre, 5, göçmek, (fr,) demnager, Vasıtal nakliye — taşıt, taşı- ma, (fr.) moyene de truneport Nakkare — dümbelek Nakkaş — bezekçi, (fr.) de curteur Nakş — bezek, (fr.) deco ratlon Nakr — I1 kakma, 2, ka- lemişi, 3. kabarıma Nakus — çan Nekzetmek — sıymak, boz- mak, (fr.) cusser Nakzı ahdetmek — — anteıy mak, antbozmak, (fr.) patjarer vloler son sermest Nale — fnilti Nam — ad, isim, ün Namdar — ünlü, adbi saplı Nı-ıod — 1 aday, (fr.) sözlü, kârları beyecan içlede, lerle dinlemiş ve alkış! Değerli san'atkârlar bü şam Elhamra einema ve * rosünda — hilâliahmer menfaatine son verecekler ve yarın ayrılacaklardır. Misafirlerimizin, menfeatine — veret konserin, Elbamra sinetii mer verilmesi, yüksek san'a! takdirkârı — olan — halkı! dahba çok kimaelerin edebilmesini — temin et Elhamra - sinemasındaki rin hemen dörtte üçü den angaje edilmiştir. OPERATÖR D* Kâmil Ahı M:ıkuı sakeri _ll"d operatörü İ İkinci Beyler sokağı ” hamamı karşısı No. 4l- göün üçten sonra heti kabul eder. Telefon 3686 Sahip ve Başyarzgatli Haydar Rüşdü ÖK Umumi neşriyat ve yazt ld C. Halk Malk bi Telgraf: İzmir « AN Telefon: 2776 « Posta kul ABONE ŞERAİTİ: Yıllığı 1200, Altı aylığı S aylığı 500 kuraştaf: Yabancı memleketler için (fr.) fiance Narin — nerm Nös — kemuğ, halk Nasbetmek — 1 diki fixer, 2, atamak — (tayif mına), (İr.) nommer Nasib — Pay, kıs, şerge (1) Fransızca “Co « dilimizde kimi 'Blıggl: kimli de “deş,, sonel lavır: — (ertikduş — m"v#_ cöllegue) gibi. Düzeltme # Dünkü sayıdaki yanlışlıf? le düzeltiyoruz : / 1 — (Moaahal eet *) nün karşılığı (yıuulee) / 2 — (Mukim olmak) : nün karşılığına (ııııı!’J yazılacak. 3 — (Mükedder ol! sünün' kürgüna (ıııııe"'*".i de konucak. 4 — (Gayri münbit (Çorak) olacak ö — (Mübabi) kat nür) diye düzelecek 6 — (Münazaa) kat rak (Çekişme) tözü de 7 — (Müdafaa) kargılığ! 'j kelime (Savga) diye cektir. ol Doktor 6 Osman Yunü Deri ve Tenasül ı ııuııııııııı Hergün hastaları , 10 dan akşam altıya kabul ve tedavi eder. kak numara 19 ua ŞA —w LAEYYYILY g LAEFLFLETLT A - /ırıııt!ıı--/'![fl n T