1L ONİSAN YU U Türkiye-Rusya Zirat Mesat Teşriki. Tül'kiye Hattıüstüva Civarı Nebatını Yetiştirebilmektedir.. | Moskova, 9 (A.A) — Sovyet Rosya ziraat komlserliği battı Üstüya civarı zer'iyatı merkezi İdaresi gefi Lejeva son zaman- Türkiye'de ba nevi zer'i- Jat özerinde tetkikatta bulun- Müş olan Sovyet heyetinin elde Stlgi metlceler ve Türkiye İle #İrsi alanda İş birliği mes'ele: lezi hakkında Sovyet Rusya Na bir rapor vermiştir. Lejeva bu raporunda Türkiye Ökümet orkâmı İlo ziraat İşleri ni Müablis Erkmen ve zirmat nlığı rücsası tarafından Sov- Jet heyetine karşı gerek tetki timı kolaylaştırmak ve ge- tek Sövyet Rusya'da yetiştiril Mesi mümkün olan acak mem İeketler nebatlarına aid kollek- 'Onlar ve nümüneler vermek Türetile gösterdikleri büyük nlâ kay kaydederek diyor ki: — Türkiye'nin toprak kabi- İlyeri ve iklim şartları hattıüa €lvarı nebatının son derece ma ve halen zeredilmi, Olanlarının daha ziyade hnyu' müsald bulunmaktadır. *:;' Hoaret odası Türkiye ve İ '© zirel teşkilârları arasında ' ve münasebetlerinin şayanı .H'kllıu ve bu maksadia çalı- ni bildirmiştir. Oda, ayni zamanda Sovyet ı.'ll'dı bu alanda elde edil. . Y olan neticeleri tanıttırmak Maksadile bu gibi zirat neşriya Türkçe olarak da bastırılma- K faydalı buldağu gibi ziraat Zİraat ilmi alanlarında Sov- 23 Nisan Çocuk haftasının ilk günüdür. OSmanlıcaâa —— — yet Rusya'nın tabakkuk ettir- diği eserleri göstermek üzere Türkiye'ye heyetler göndermeyi KA D aa LI Rus Devlet Tiyatrosu Artistleri Geliyorlar Artistler, Moskova'dan Ayrı. hırken Teşyi Edildiler Moskova, 9 (AA) — Muh- telif konserler vermek — üzere Türkiyeye gidecek olan büyük de yerinde görmektedir. devlet tiyatrosu artistleri bura ' Aydın'da Bir Deli 13 Kişiyi Yaralamış. yatından ümid Aydın, (Hususi) — Dün ak T şam üzeri Aydın'da Kurtuluş mahallesini heyecana veren bir dell vak'ası olmuştur. Kurtulaş mahallesinde ran - bülbül hocanın oğlu Ke mal evelce bir bakkal dükkâ nında çalışırdı. Burada çalışır- ken gösterdiği gayri tabli hsl lerinden ötürü işinden çıkarı! mış ve bundan sonta Kemal bir zaman gezginci gazyağcılık yapmıştır. Fakat İki ay evvel Kemal delirmiş evden - çıkarıl mamağa başlanmıştır. Bundan 18 gün evvel unasını dövmüş, dün akşam saat 19 da anası yemek hazırlar ve babası da abdest alırken Kemal sokağa çıkmak İstemiş, babası: — Oğlum nereye gidiyorsun, dur yemek yiyelim de öyle çık. Demiş, Kemal biç karşılik vermeden geri dönmüş ve bah çeye çıkarak eski bir tahrayı eline geçirmiş ve namaza baş lamak Üzere olan babasının urkanından bücum ederek ba- şından ve birçok yerlerinden ağırca — yaralamıştır.. -Bundan hücum et! otu | bir Zavallı Babası da Ağır Yaralıdır. Ha- Kesilmiştir.. fokat anası oduya kapanarak pencereye koşmuş ve bağırmağa başlamıştır. Kemal — babasını yere serdikten sonra sokağa çıkmış ve bağırmağa, kKoşmağa buşlamıştır. Gürültüye çıkana veya yolda rastladığına — saldır. mış, ağır ve hafif yaralamıştır. Kemal'in — dolaştığı — yerler kilometra kadar — vardır. Sonunda Kürd Höseyinin kah vesine girerek kahveci Ali'nin parmaklarını 1sarmaş ve yetişen bekçinin de kulasından yaralamış ve diğer yardımcılarla tutula- rak karakola — gönderilmiştir. Kemel'in yaraladıkları: Kız kardeşinin oğlu Mustafa, Tavas'lı Abdu! Pulcu İbra: bim'in kaynanatı, — muzlkacı Darmuş'an — karısını, — Çine'li kâhya kızı Sıddıka, kambur oğla İsmali, berber Halil kızı Naciye, kekik sucu Abdullah, palabıyık Mustafa, dilsiz Osman ve bunlardan başka adını henüz öğrenemediğim üç kişiyi baş, kol, ve vücadlarının birçok yerlerinden r ve hafif su —— — dan — harekete dördü çok ağırdır. başlamışlardır. Heyette şa artistler vardır: Büyük akademik devlet ti yatrosu orkestra şefi Steinber;, piyanist böstekâr Sostokovliç, baş Piregov Mezzüsoprano Mak- sakova Soprano Batsova balet artisti Messerer Sollst Yadan ve Nortzov Balerin Dasinskya piyanist Oborih ve Makorov. Heyet büyük devlet tiya roso müdür muavini Arkonov ida resindedir. Orkestra şefi — Ste inberg eyın üçünde hareket etmiştir. Diğer artistler ayın 11 inde Odesadan kalkan va- poarla İstanbul'a hareket ede- ceklerdir. Heyete dahil bulunan vlolonlst Olstrah ayın — öondör dünde Türkiye'ye bareket ede cektir. Gldenler Moskova'dan hareket ederlerken başta büyük elçi bay Vâsıf Çınar olduğu bülde bütün elçilik erkânı, dış işleri komiserliği yüksek me- mürları artistler ve gazeteciler tarafından uğurlanmışlır. Büyük Mimar Sinan Gecesi .. Ankara, 9 (Hususi) — Halk evi olan şebir ve kasabaları- mızdan gelen malümata göre, büyük Mimar Sinan'ın ölümü. Bün yıldönümü münasebetile Mimar Sinan geceleri yapılmış, değerli san'atkârın hayat ye everleri hakkında konferenelar verilmiştir. Hepsl de memleket bastanesine — yatırıl mışlardır. Bugün zabıta zararlı ve zararsız bütün delileri topla Şehir Meclisi Dün Ka_ı_" yaka Suyunu DaKonuştu — Baştarafı 1 incl sahifede — dan Yamanlar suyu branşımanı yaptırmış olanlardan on kiş!'nin branşman — masraflarının geri verilmesini İstiyen bir istidaları okundu. İstidada branşman pa- talarının şimdi İadesi, ileride su birakılacağı sırada — tahelli İsteniyordu. Meclla azasından Bay Faik fadenin mümkün olub olmadı. gıni tetkik için İstidanın evvelâ nizam encümeninden geçmesini istedi. Ve Bay Reşad Lebleblel ise, lade demek tesisatın sökdü- rülmesi demek olduğunu - ve binaenalezh İstidayı verenlerin maksatlarının — anlaşılamadığını söyledi. Neticede lstida nizam encömenine — gitti. -Üyelerden mühendis Bay Aziz: — Evlere nedea su verilmi. yor? Diye bir saal sordu. Baş- kan; belediye başmübendisi Bay Cahid'in fenni bakımdan buoa cevab vermesi movafık olacağını töyledi ve Bay Cahid'in verdiği izahat dinlendi. Bu izahata göre son defa sa kayoaklarından — yedisinden alman — mümünelerin yapılan bakteriyolojik — tablilinin — Iyi netice — verdiği, fakat henüz muvakkat kabul — yapılmadığı için suyun — verilmesi imkânı bulunmadığıbı, muvakkat kabul yapılıncaya — kadar beklemek zarüreti olduğunu söyledi. Bu iİzahat kâfi görülmüş, ve ezadan bay Hasan'ın Vezir ve Osman ağa anları hakkında verdiği bir takririn okunmuasına geçilmiştir. Bay Hasan takririnde bu wu larımn mülkiyetine bir ecnebinin sahib çıkarak — İşi mahkemeye İntikal ettirdiğini, açılan dava- nin belediye aleybine netice lendiğini bildirmekte ve bu meş'ele hakkında izahat İsta mekte idi. Eczacı büy Faik 6öz ala: demiştir ki: H Sahile « b — Bu gat bir tapu senedine — maliktir. Ba tapa Osmanağa soyu civarındeki bir araziye — aiddir. Tapu ssbibinin iddlasına göre Osmanağa suyu mülkiye- tindeki arazinin dehilindedir. Halbuki — belediyenin — iddias Osmanağa suyunun bu - tapa senedinin mülkiyeti — dabilinde — olmadığı merkezindedir. Bele- —| diyenin bukuk müşaviri mer- — hum bay Sald suyun belediyeye — âid olduğunun mevcud bir vak: — fiye İle sabit olduğunu mey- — dana çıkarmış, ancak bü vak: — fiye bir şabsın — elinde olduğu — için mahkemeye ibraz edileme- miş ve ba süretle belediye da> — vayı kaybetmiştir. Ancak İşin * arkan — birakılmamış, dava yeni bir safhaya dahil olmuştur. Elimizde mevcud tapularla ba — suyun belediyeye did olduğa — | sabittir. Bona mahkemede le- — $ * bat ederek kekkımızı — tekrar elde edeceğiz. Ortada kaybol- muş birşey yoktur. £ Bu izabat mecllece kâfi gö rülmüş ve İzahatın — kifayeti — tatmin edici mahiyette olduğu 4 ğ reye konarak ıııylıılll'lı". Meclis pazar günü saat onallıda tekrar toplanarak — çalışmasına devam edecektir. KALN SKİ ND SAA ARN UNT — 23 Nisan Çocuk haftasının başlangıcıdır. £ Yeni Neşriyat: ülkü Halkerleri mecmuası (Ülkü) nün 26 ıncı sayısı da çok de- gerli yazılarla çıkmıştır. Ba kıy: metli fikir mecmoasını bütün — vsiye ederiz, n Türkçeye Karşılıklar Kılavuzu No. 14 AD — Öz Türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (Alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın (Mütahassıs) — — rını gazetelere vereceğiz. B 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, gereğine göre, Fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan Kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır:. Aslı ak olan hak, aslı ügüm olan hüküm, şekil gibi. Ğyılı — tegüdel, Çer.) n No_ıl: dasanların da — İnsl- —.hnhtlül vardır, İnsan- da içgüdel hbareketleri ö les bommes anssl ont Tetes İğstinctile SUk — hatma No..*: gemloin - garkı, yal- qıdıuım değil, onların Ve taallükatına da — bü. r Bir felâket oldu, geminin '—;'—. yalmız — İçindekilere Süların soyuna sopana S büyük bir felâket oldu. k — batırmak Rirkolmak — batmak Küğrek —( dahım y&:':: hali istiğrakta ne k.. bilmiyor, —dalım ha: he İ yaptığını bilmiyor < Göetmek — dikmek O, / *n etmek — kusmak. Ş — yunu * Helâmiyette —mevta ı 5. | defnolanur. İslâmlık: 6 Yünudan sonra gömülür. vğt_—ı — yamak — kepaç . Gi veminlerie' & !* gesp bir hak sa: H beyleri için kapaç bir hak &a yalırdı. geasıp — kapman gaspetmek — kupmak, zorla almak Mağsup — kapık örnek : mağsup, kimin elin- de bulunursa bulansun İstirdad edilir. kapık kimin elinde bu Tanursa geri alımır. gaşyetmek — kendinden ge- çirmek örnek : grubun bu güzel ışık. ları beni kendimden geçirdi. gaşyolmak kendinden geçmek güşy içinde geçerek gatstmek — daldırmak gavr — dip gavvas — dalgıç gaybubetinde — yokken örnek; onun gaybubetinde Eşlerine kim bakacak? — o yökken İşlerine kim bakacak? gaye — erek, (fr.) hat örnek: bütün türk çocukla- rını okutmak başlıca güayemlz dir — bütün Türk çocuklarını okutmak başlıca ereğimizdir. — votre but princlpal eet — d'ine- trüire tous les enfants tures. Hedef — amaç, (fr.) but & hedef tola kendinden SA SN SA e etağ ekdenizdir. — ordular! ilk ama cıDız akdenizdir. — soldata! vötre premler but est la me- diterrannee Maksat — vargı (İr.) İnten- tlon öraek: Ankaraya gelmekten maksadım sizinle görüşmektir. Ankeraya — gelmekteki vargım sizinle görüşmektir. Sizi gör- mek vargısı İle (maksadı ile) Ankaraya geldim, C'est dana Vintentdon de vous rencontrer (de causer avec vous) gue je sula venu â Ankara Matlâb — alacak (fr.) credit, avoİr, creance örnek: ondan yüz liza mat: lübum var, ondan yöz İlira alacağım var, Matlâb — istek (fr.) desir örnek: — matlâbunuzu — ie'af edemiyeceğim. İsteğinizi yerine getiremiyoceğim, Je ne pourral pas aecomplir votre desir Mefküre — ölkü, ideyel (fr.) Ideal Temenni — dilek (fr.) sou- halt, voeu, demande, sollicitude örnek: — sizden — temennim odur ki, sizden dileğim odüar ki Temenni etmek, dilemek gayet — pek, pekçok t (bak Dşma, çabalama, dürüşme göyrete gelmek, davranmak, canlanmak göyrete getirmek, davrandır mak, canlandırmak güyretkeş, yardakçı örnek; Arkadeaşlık iyi şeydir, gayretkeşlik kötüdür, arkadaş hk İyi şeydir, yardakçılık kö- tüdür. Büyr, özge örnek, gayrendiş, özgecll Böyri, yad, mız, moz örnek; cazip, gözen; gayrl cazip, —yadgözenmilli, — ulusal; geyri milli, yadalusal, göyrl muvafık, uygunsnz Gayri kabili icra — yapılamaz gayrlahlâki (bak: ahlâk takı- mı) — yadahlâksel (L ince okunur) ahlâksızca göyrlelâstiki — esnemez göyrliradi. gayrlihtiyari — irdesizce, İstemeksizin örnek: 1— gayrl İradi hare- ketler için kanun cezayı tahfif eder, iradesizce hareketler için kanun cezayı azaltır. 2 — geayri İhtiyari olarak batırınızı kırdım, İstemekelzin hatırımızı kırdim. gayri kabili afiv — bağış- kabill afiy netayiç tevlit et: miştir, bu suçunuz bağışlanmaz sonuclar doğurmuştur. gayri kalibi fobina —- bü- kölmez örnek: onun gayri kabili in- hina bir yaradılışı varı bükülmez bir. yaradılışı vardır. gayri kabili İtiraz — Söz götürmez örnek: bu gayri kabili itiraz bir bedahettir, bu, söz götür: mez bir besbelliktir. göyri kabili kıyas — bam başka, eşsiz örnek: O, akranile gayri ka bili kıyas bir çocuktur, o, tay: daşlarından bambaşka bir ço cuktar. gayri kabili şifa — onulmaz, savuşmaz örmek: Bu hastalık gayri ka- bili yifadır, bu hastalık onul. maz (eavuşmaz) bir hastalıktır. gayri kabili tahammâl — çe kilmez, savaşmaz örnek: Onun asabiyeti artık gayri kabili tahammüâl bir de- receye geldi, onun - elnirliliği artık çekilmez bir dereceye geldi. göyri kabili telâfi — yerine Türkçe “Çek,, kökünden yet için gayri kabili telâfi bir — ziya olur, bu, bütün İnsanlık için yerine konmaz bir kayıp — olur, j gayri kabili tezelzül — sar- — sılmaz, yerinden oynamaz B örnek; Türk'lüğün terukki edeceğine gayrl kabili tezelzül bir imanımız vardır, Türk'lüğün bekliyeceğine sarsılmaz bir Inu- nunız vardır. gayri kat'i — smırsiz, çevi rilmemiş gayri mahdat — sınırsız, çev- rilmemiş. örnek: | — içimizdeki çalış- ma hevesi gayri mahdattur, içimizdeki çalışma İsteği yınır: sızdır. 2 — gayri mahdot arazi, çevrilmemiş topraklar geyri mahsas — belli belir. #iz, dayalar duyulmaz duüyol- mıyacak kadar örnek: ondaki tebeddül, he- nüz sayri mahsus bir baldedir. ondaki değişki, benüz belli be- lirsiz (dayulur duyulmaz) bir haldedir. ( gayri malüm (bak; meçhul), — bilinmedik, bilinmez. örnek; 1 — ortada gayri ma-