Y9“URMA FÜY GT KA Rar-aıt ! ——— —— 8 NİSAN Âmme Hukuku ve Devletcilik Notları: Tarihi Bir Mukayese. Âsya'nın Semavi Kanunları, Türk'ler Kadar, Amme Hukuku Esaslarını Kuramadılar SA ee Musır'lılar da Amme hukuku: Hâhlar tarafından gönderilen unlarla İdare edilen Asysi devletler ve medeniyetler man Zümesi yanında — sıralanabilen Muur'lılar da, amme hakükü: Bun anlaşılamadığını görüyoruz. Mosr'lılar da - Aintli'ler gibi, lkı zümrelere (Kasi) ayırmış U. Her zümreye aid şahsi hür- Tİyet, düöşünme, konuşma, ko Büşma hürriyetleri ayrı ayrı idi, Mışır'lıtarda amme — hükükn kımından göze — batan gehiş Bir halk tabakası vardı. Bun- esirlerdi. Bü esir insanla- Tin amme (Siyasi) hukuku va Tüna birşeyler yoktu. Bunlar Tiyetin mazlam ve mağ iğtanları; Mısır firavinleri bügün akıllara hayret va Tea ehramları, isfenksleri yap Ular, Medeniyet şahikatı gibi yök- bu âbideleri vücüda geti- Te0 yalbız esirlerin gücü idi. U esirler, buralarda zincirlerle birine bağlı olarak düyuk Ütbdü - çalıpırlardı. Mimr me- Tiyetinin türlü bakımlardan Röz kamaştıran, takdir ve say- B çeken yönleri olmakla bera ömme hukukü bakımın tenkid ve müaabaze — edi- M tarafı da pekçoktür. Bu ülkede esir inaanlara ya Plan haksızlığı ve zülmü, bu- beşeriyet; firavunu zalmün Saymakla ifade eder. İlâbi :"'luın tatbik ve tefsiri, “ur'da da robani sınıfın İm :’:ı idi. Ba sınıf o kâdar -L.mıllmlui ki bazı — firavun. Zaâfından İstifade — ettiği _":ı sİyasi nüfozü — ellerine uşlar firavanları Osmanlıcadan T öldükten sonra muhakeme et mek hakkına malikti. Firavun kendi görüşlerine göre kanunu tiayet etmiş İse merasimle gö- mülördü. Riayet etmemişç İse, firavanun ölüsü kaldırılmazdı. Bu cesed, kuşlara ziyafet olurdu. Ölülerin muhakemesi: Misir'da — ölülerin muhake- rahibler smıfının İnsan dirisl ve ölüsü bakkındaki ta- bakküm fikrini ifade eder, Masırlılar, İnsanın - Öldük- ten sonra da - rohunun yaşadı. gına İnanırlardı. Bu sebeble ebediyet büyük bir huzurla yaşamak İsterlerdi. Ölü cesedlerinin mumyalanması olduğu gibi darması ve bunların karnak gibi büyük ve muhte- şem saraylar içine — konması bep ruhun ebediyeti, yaşaması inancından ilerl geliyordu. Rahib sınıfı raha da bükim di. Birisi hemen bu sınıf toplanır, ruhu mubakeme ederdi. Ölünün yanına güya müdafaasını — temin İçin bir (ölüler kitabı) konurdu. Ölü bu kitapta yazılı olan «Ben lâhlarıma bürmet ettim, Oola rın dediğinden dışarı çıkmadım, Fenalık etmedim. Adam öldür. medim. Kimsenin işini bozma. dim,..> gibi dint ve ahlâki mefhumları ihtiva eden hü kümleri ifade edemezse bunun cesedi, yılanlara, çiyanlara atı- hırdı. Görülüyor ki: Burada düşün- me, vledan, yaşamu hürriyeti gibi amme baklarının en İpti- dai esasları bile yoktu. Köylü sınıfı: Esirlemeden daha iyi olduğu kâbul edilen köylü sımıfı da pek atıklı bir halde n âleminde ölünce Berlin'de Askeri Nümayiş Yapıldı. — Buşı 1 İnci yüzde — takdirde Şark anlaşmasını im. zaya âmade İmiş. B. Henderson dedi ki; Londra, 2 (ALA) — B. Ar- tur Henderson demiştir ki: — Almanya Cenevre'ye dön. melidir. Ve B. Eden'in seyahsti hak. kında çanları ilâve etmiştir: — Bugün yapılmakta olan İügiliz-Sovyet —görüşmeleti bu İki devlet arasında — daha sıki bir. münasebatim — temellerini atarsa bundan çok olacağım. — Sövyet — Rüsya'nın ülüsler kürümü — azası olarak çok fağl iştirakini görmekle kendi kendimi tebrik ediyorum. B. Henderson yakında etrafı memnun mühim sıfat salühiyetleri nefsin de cemeden en büyük memur sayılan (Kâtib) köylüyü — şöyle anlatıyor: “ Firavan, sarayının | elyasalarındaki müşlerek nokta ziynet ve ihtişamını köylü geli rile temine mecburdur. Bunun için lcab ederse bütün mahsu Tâtı alınır kifayet etmezse, tah elidarlar tarafından yere yatırı larak ölüncüye kadar değnek Nle dövülebilir.,, İran'da: Eski İran'ın kanun vazn Zerdüşt'ün kitabı olan Zindde de amme bukukuna kiymet serilmemiştir. Milâttan altı asır evel yazılan bu kitabın esasları da ülübiyete dayanır, İran'lılar amme bukükunun, iİdare kıa mında muval fakıyet göstermiş tir. Memleketlerinin iIdari tak slmatı postalar teessüsü, yollar yapılması, buralarda — asayişin temini şuretinde tezahür eden idare hükükünün İnkişafında zaman zuman İran'a akın ede rek oraya yerleşen Türk'ün devletçilik kabiliyetinin netlce- l idi. Vilâyet genel kurultayı üyesi avukat Febmi Kural ürkçeye Karşılı yoklamak üözere Cenevre'ye gi deceğini bildirmiştir. Leh'liler ne diyor? Varşova, 2 (ALA) — Resmi gazete Polska, B. Eden'in ziya (aluslar kü denemesin. reti münasebetlle rumu gistemi atoş den geçiyor) diyor. İngiliz nazırımın — Varşova'da nasıl bir eevgi İle karşılandı- ğını ve hallhazırdaki vüziyetin ehemmiyetini kaydeden bu ge- zete sözüne devam ediyor; — Karaımızda iki hal sureti vardır. Ya bakikatleri hesaba katan elâhat ile buügünkü ef temi tekemmül ettirmek veya- büdki yeni bir sistem — yap mak ki, bu daha güç olacaktır. Polonya'nın siyasası her türlü assbiyetten âri olmakla beraber hükümet vaziyetin ciddiyetini İbmal etmemektedir. Gerek İn- giltere'nin gerek — Polonya'nın lar gerek metodlar. ve gerek gayeler hususundaki sükün ve İngiliz ve teenoidir. nazırlarını Parls Berlin geçirerek — Varşova'ya sevkedan yol, sulhun mibveri olacaktır. Moskova'dan Fransız'ların Fikri: Psria, 2 (AA ) — Fromz matboatı Moskova mükâleme lerini — memnuniyetle — gözden geçirip Polonya hükümetinin Şark andlaşmasına — karşı vazl- yetlok değiştireceği ümlidini iz bar eylemektedir. Övr gazetesl Sovyetlerin bun- dan böyle gerbim üç büyük devletile bir arada Almanya ile neticelendirilemtiyen dörtler and. | laşmasını temin edebileceklerini ve B Laval'ın Motkova'ya se yahatinden önce Sir Con Say mon'ın Almanyanın da — İştirak edeceği 8 veya 10 devlet kon- feransım — İçtimaa — çağıracağını zannediyor. Eko Dö Pari gazetesi Şari misakı — neticelendii klar | dirde İngiltere şarkta bir teca vüz vukuunda devletlerin bu | İstişaresine Iştirak etmeyi kabul edecektir. B. Eden'in B. Sta lin'e vermiş olduğu — teminata Deazaran ÂAlmanya şarktakl dev- letlerden herhangi birine taar: ruz ettiği ve Fransa şarktaki müttef ikleri vasıtaslle müdaba- lede bolündüğü takdirde İngil tere bu müdahaleyi Lokernoya karşı bir tecavüz addetmiye- cektir. Mautin gazetesi Almanya'nın silâhlanma tehlikesinin Polon yanın — vaziyetini - değiştirebile ceği ve kendisrlai Sovyetlerin dabil olacakları bir çark and laşmasına — İştirake sevkedeceği kanvutindedir. Petlt Juraal Varşova hökü metinin böyle biz hal suretini temenni edeceği — fikrindedir. Bu defa Berlin'e muvasalât eden Almanya'nın Londra ae firl B. Von Hes'in Londradan aletncele ayrılmasımı Eko Dö Parl gazetesi elçinin vazifesin- den affedilmek talebinde bu- landağana dair olan şaylaların teeyyüdü gibi kabul etmektedir. Melümduür ki B. Non Hos Hit ler Sir Con Saymon mülâkatını hazırladığı balde İngiliz nazır. ları He birlikte Berlin'e davet edilmemiştir. B. Eden'in Beyanatı: Varşova, 1 (A.A) — Bay Eden'in ziyaret programı şudur: Salı günü: Başbakan İle gö röşme, retsicâmhur terafından kabual ve dış bakanı nezdinde akşam yemeği. Çarşamba: İngi liz büyük elçiliğinde öğle ye- meği ve Avrupa durumü bak- kında görüşmeler, Bay Eden gu beyanatta bu. lunmuştur: — Şahsi temas ve İntibaların ehemmiyeri az görülmemelidir. Bo görüşmelerin takib edilen aca en İyi yarı olacak. larına kablim. Sıkı bir İş bera: berliği ve doğrudan doğruya temaslar oluslar derneği sivte- minin esselı uosurlarıdır. İngil tere ile Lehistan siyasaları isa bu eisteme dayanmaktadır. Le- histan hükümetl mümessillerile görüşmelerim bu eserin tahak- kakunda mühim bir rol oyaı- yacaktır. Büyük memleketinizi ziyaretimi ve Mareşal Pilsudeski ile şabsen — görüşmek — fırsatını memnuniyetle telâkki ediyorum. B. Eden'in Teşekkürü: Moskova, 1 (A.A) — Bey Eden Sovyet Rusya ve Lehletan geçerken bay Litvi bof'a bir telgraf göndermiş ve Sovyet Rusya'da geçirdiği müd: det zarfında bakkında gerek bay Litvinof ve gerek diğer Sovyet ricali tarafından — göste- hüsnü kabulden bildir- sınırlarını rilen semimi dolayı — teşekkürlerini mlştir. Parle, 2 (ALA) — Polonya bükümetl Moskova — seyahatı münasebetile B. Laval'ı Vurşo: va'ya davet etmiştir. Bu tekli(i B. Laval kubul etmiştir. Köylü Borçlarının Taksitlendirilmesi — Başı 3 ncü yüzde — Şimdi mes'ele, banka kana- hna aksetmiştir. Zirast bankası, gerek kuralüşunun — şekli, ge- rekse çalışma sabhası — İtibarile ba vaziyeti iyeye mecbur bulunmaktadır. Takslitlendirme Sşi, tkanmış bir kaynağın mec- rasını temizlemek demek ola- caktır. Bayatı kımıldstmak, zirai küdreti srtürmak, köyli nün yüküsü hafilletmek nibayet devletin de buşını din- lendirmek için bizzat bankanın — hazekete geçmesi kadar — tabili bi iş yoktur, Esi bu, Ban: kanın kendi — menfeatlerinin icabıdır. Or! Rahmi Gökçe Kılavuzu No.7 1 - Öz Türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeği (Alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sırası ile uzmanlarımızın (Mütahassıs) Tını gazetelere vereceğiz. 2 — Yeni konan karşılıkların ayırd edilmesi için, gereğine göre, Fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü Türkçe olan Kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Ash ak olan hak, aslı ügüm olan hüküm, Türkçe “Çek,, kökünden len şekil gibi. l (cemeden anlamına)— Ü, &o; kapsnyan biş Bek: 1 — camll mebasin *damdır, İyilikleri kendin ;“P'ıyıu bir adamdır. > Bu ol & ever, O0 mesele ;:'Cell bütün — malümatı Hadir, bu İizer, 0 sorum üze- Sdeki bütün - bilgileri kapaı: .'l'ldıı_ ; DAT 'l.?:'.'ıı; dönmüş, — cansız, e n — can (.) N%—ı — gönül koparsa G'ulhiııı) %" — tevgili Öi kıyan, (fr.) eriminel ı_._.;h: Caniller, beşeriyetin Yaği Süyilan — becadır, ki- yı_"','_mıg.ı çibanları sa- 0—'“ — kiya (fr.) erime ek; B öyle rasgele bir Öç deşi bu, :'ı:ll. Adetâ bir e' nayottir, yI Tastgele bir suç değil, ı"q':ı İr kıyadır. bi Özü — kıyal balamğgiş, CT bir. harskette " :::ıı:'.:f"' bir hareket. (_—.p — yan, taraf (T.Kö.) o..'ıı" — Yabancı öi u * Ordunun canipdarı O ütay 'Ya, Ordunun yancısı olan Cer — bürgü, pürgü, çarşaf Câri — akar, yürüyen, yü- rür, geçer (İr) counrant Örnek : Akar sular, miyahı türiye, eanx courantes Yürüyen İşler — umuru câ riye, affalrcs conrantes Yürür (geçer) kural — kal. del cürlye, regles couraütes Kanunun bükümleri bü İşte de caridir, kanunun bükümleri bu İşte de yürür (geçer) Mehi cari — bu ay Cereyan — akım, yürüm, ukıntı, gidiş, hareket, (İr.) co- urant, marche Örnek: ökonomi akımları, iktand — cereyanları, couranta economlgucs İşlerin gidişini — (cerayanını) beğenmiyorum, le marche des affaires ne me plalt pas Güzetelerde bu oya karşı bir hareket var, duns les journaux Ji yaun coürant cöntre cette oplalon Ceroyan etmek — akmak, geçmek, geçmekte olmak Örnek: Cereyan eden (et- mekte olan) müzakereler, ara: mızda geçen (geçmekte olan) söyleşmeler Cürih — yaralıyan, — (fr.) blesscar l Cerbetmek — yaralamak (fr) blesser Ceriha — yara, (ir.) blessure Mecrah — yaralı, yaralan mış, (fr.) blesso Cisas — çaşıt Cüsoslük — çaşıtlık, (fr.) csplonnage Casuslük etmek — çatışla: mak, (fr.) esplonner Cavid — bengil Câvidani — bengil Örnek: Millete mafi İşler görenler tarihte cavidani bir nam İhraz etmiş olurlar, Ulusa faldeli İşler görenler — tarihte bengil bir ad kazanmış olurlar Cüygir — tutan, yerleşen Cuzibe — sevim, sevimlilik, alımı alıralılık, — gözenlik, (fr.) sympathle, charme Cüzibe kuvveti (fr.) forca d'attractlon Cözibeli, cazib — sevimli, alımlı, gözen, (ir.) sympathl: güec, ebarmant, attarayant Örnek: ne cazib bir yüzü var, ne gözen bir yüzü var Cazibesiz — sevlinsiz, alım- sız, yadgözen, (fr.)antipathigne Cazibesizlik, sevimsizlik, alım- yadgözenlik (fr.) anti- çekim, sızlık, pathle ŞÖrnek: 1 — Bilmem nasl bir cazibesizliği var ki, hiç yüzüne bakmak İstemlyorum, bilmem nasıl bir sevimelzliği (alımsızlığı) var ki hiç yözüne bakmak İstemiyorum 2 — Cazlbesizlik fitri bir şeydir, yadgözenlik yaradılıştan gelen birşeydir. Cebanet, korkaklık, ödleklik, | (Er.) poltronnerle, peur Cebbar, zorba Cebin, korkak, ödlek (fr.) poltron. psurevx Cebin, slın Cebr, zor, zorlama (fr.) force, contraipte Örnek; demokraside zorlama (cebr) yoktur. Dans la democ: rötle İl n'y a pas de contrainte, Zor ve baskı (cebrü tazyik) altında iş görmek, Truvalller souz İa contrainte, Cebren — zorla Örnek: onu zorla (cebren) getirdim, Je Val amene par force, Mecbur olmak — zorunda kalmak, zorunu duymak, zora altında kalmak Örnek: bu iİşi yapmak zora- nn veden düydünuz? - (neden mecbar oldunüz), dün akşam Ankara'dan yola çıkmak zorun- da kaldım (mzebur oldum) Mecbüren — gzorun, zor al- tında Örnek: bu Içi zorün (mee buüren) yaptım Mecburi — yükümsel, yü- kümü altında, (fr.) obllgatoire Örnek: kanuna riayet etmek bütün vatandaşlar için mecbu- ridir, bütün yarddaşlar kanonu saymak yökümü altındadır, ka- nunu saymak bütün yurddaşler için yükümseldir. (dileksel, ih- tiyari) Mecburiyet — zor, yüküm Öcnek: bu İşi - yapmıya ne zorum — (mecboriyetim) var? Ne zorün vardı ki dün öyle davrandın? Vergi vermek yurttaşlık yü- kümlerindendir. Cebretmek, İcbar etmek — zorlamak, (fr.) forcer. Örnek; — kendini — zorlamak, cebri mefsetmek. s'efforcer. Beni banu yapmıya zorladı (lebar ettij İl ma, force, Cebri— zorlama, zor altında (fr.) d'une maniere, force sous la contruinte, Örnek: zorlama (cebri) yürü: yüş, marche forcee, Zor altında (cebri) yapılan işlerde sorav yoktur, on n'est pas responsable des actes so- complls sons la contrainte, Ced — büyük baba, dede, (fr.) grand pere, | fanın gebebi medir. — | verdiğiniz bu üzgünün sehebi Ceddant — atayik, (İr) ata- vigue Ceddasiyet — atayiklik, (fr.) atavleme Cedde — büyük ana, nine, (fr) grand'mere Ceddi âlâ — soyköktü, (fr) sovche Cedit — Yent Cefa (eza) — üzgü Örnek: bana ettiğiniz bu ce- bana nedlrr Cet , — dürüş, cete (1), (fz) tüche, effort (bak: gayret, sây) Cehdetmek dürüşmek, çalışmak, uğraşmak, çabalamak, (Ez) #'efforcer, tâcher Cehren — yüksek sesle. Celâdet — babhadırlık. Celbetmek — getirtmek (fr.) mander, falre venir. Örnek: onu buraya getirttik (celbettik), mone — Vavons — falt venir İci, Celbetmek — çekmek - (fr.) attirer, falre comparaltro, Celi (bak: aşikâr) — apaçık (fr.) olalr, dent. Celpnamo — geldiri. Örnek; bir celpname İle çağ- rılan ber vatandaşın - çağrıldığı açık, büvert, evl- * M