PREŞANDAN AKŞAMA Açlık «Avrupad . açlık: diye gazeteler de okuyoruz... o Çekorlovakyadan gelen bir yolcunun cebinden pul üllüğünde bir kâğıd parçası çı- kayor: Günde adam başına dağıtılan! 50 gram ekmeğin vesikası imiş... Ve bir Nevyork | telgrafı ) Amerikalıların istilâ altmdaki mil. inşe hususunda yardımına — Almanlar da fayda görür diye — müsaade etmiyeceklermiz. Açlık! Allah, onun ne olduğunu şimdiki Besle öğretmesin. Açlığı biz biliriz: Biz, gecen umumi harbin yadigârlar tu. Ben sahsan senelerce bir gün| dahi doymamışımdır... Birkaç Yıl müddetle, değil beyaz ekmek ye mek, haltâ esmer ekrneği gözümle : Muhitimde yoktu, bir Dürg kepeği, daha kimbilir ne herzelerle Yoğurulmuz tava ekmeğinden; ve biraz, mısır unu, biraz patates, biraz nohut, biraz de mercimekten pişi tilmiş isimsiz bir yemekten şi vir #imiştir. | (İsterseniz, bunun tuzlu aşure deyiniz.) O küflü, ü, bo zuk bir bulama — yani, ilzüm ez- mesi — damağıma âdeta bir RiN Yemeği gibi gelirdi... Bunlar kendi vatanımda — 1916 ile 1918 arasınd. ladıklarım. Gurbette ise beterini gördü gün patates kabuğundan ve hk barsağından yapılmşı çorba iç- tim. İçmeseydim, belki birkac gram daha kaybeder ve ölürdüm. Ya- tumdaki arkadas, böyle bir gıdayı reddetti. Ben onun hissesini de mi- deme indirdim, Fakat bulunduğum muhitin en muhtaç seviyesine düş- memiştim; asla... 1922 de treni- miz Rusvanır. o meşhur 30 milyon tarihi açlaril. meskün bölgesinden Keçiyordıı. Kuraklık, toprakta birer karı yarıklar hasıl etmişti. Boyun- ları armut çöpü gibi incelmiş, ka- vnla.t armut karnı gibi şişmiş in tvanlar, hat boyunda duruyor, bizi seyrediyorlardı. Bunlar, (evlerini köylerin. bırakmış: otliyarak, ları bakıslarında Kinin gibiydi: Gözleri karanlık odada kedi gözü gibi, şıldıyordu. Arolarmda insan eti yiyenler hattâ yavrusunu mideye İndiren anneler varmış. İçimizde, Kafkasyadan getirdiği karpurların kabuklarmı dışarı atanlar oldu. «<Açlar» köpekte gibi. bu kabuklar için ara- larında boğuştular, hırlastılar, dö- Küstüler. o Trendekileri ise başka türlü mahlük telâkki ediyorlardı. Yağma için üzerimize atılmıyorlar- dı. Garip bir psikoloji! , Gida maddesi satan dükkânların! fın teberrüstı hava kurum Vitrinleri önünde durup: «Camı kır-| la sn, şunlardan yiyebildiğim kadar Yörem; sonta ne olursa olsun!» di- ye düşündüğümü hatırlarım. «Açlık» nedir tatmıyan, oüt sacıkmakı İn kıyas eder. Fakat bunlar başka baska şeylerdir Ölüm- le uyku, denizle su, güneşle fener gi-| bi apayr. mahiyetler.. «Acıkmak» #adecs bir arsudur; ençlık» Afrilai bir şehvet gibi ilikten, kemikten, sinirden, adaleden gelir, Bir isyan e. bir feverandır, bir yanar dağ- köylülerin, çifteli avcıların! üzerine saldırtır. Tok açın halinden anlamaz!... ... Gücer harpte bizim ve bu harp-! te diğerlerinin başına gelenleri ta- sarruf buftasında uzun uzun düş meliyiz. Yusufun rüyasını göz önü- he getirm Yedi #ene bollukta akıllıca tedbir alanlar, yedi sene| kıtlıktan zarar görmek şöyle dursun, ' körli çıkarlar, Devletin tavsiyeleriniz riayet: Az! İhtiyatlı dav-| istihlâk, çok istihsal... Yanıp biriktirmek. Anlattığım cins felüketler, bun- ları yapan fordlerden ve milletler den irak kalacaktır. (VA - Na) önlerine kemik fırlatılan! Yeni bir nevi | ekmek Tohum la b istasy: da tecrübelere başlandı Yeni bir kirma ekmeği yapılması için tohum wlah enstitüsünde tecrü- belere başlanmıştır. Bu maksadiai Anadolunun muhtelif mıntakaların. dan buğday nümuneleri getirilmekte- dir. Düşünülen şekle göte bu ökmek buğdaydan Et fiatleri İnen ve Beyoğlu tarafı için yeni fiatler tesbit edildi Bi fatlerinin son günlerde yeniden hakkındaki neşriyat üzerine Belediye iktisad müdürlüğü tedkikat yapmış, Beyoğlu ve İstanbul Balıkpa- zarlarındak! et fintleri gu suretle tes-| Dağlçz İstanbul Balıkpazarında 60, Beyoğlunda 70, kıvırcık: İstanbulda 70. Beyoğlunda 18, kusu: İstanbulda 35. Beyoğlunda 90, karaman; İstan» bulda 0, Beyoğlunda 52 kuruştur. Şehrimize kuzu, şimdilik Manisadan #elmektedir. Maamafih yakında kül- iiyetii mikdarda kusu geleceği ve flat lerin bir mlrdar düşeceği tahmin odi- Uipor, Lord Dunsany'nin konferansı kn dostlarımızdan lord Dunsany bu çarşamba günü sant 1730 da Boy- oğlu Halkevi Tepebaşındaki merke- zinde «Dram. mevzu üzerinde bir konferans vereoektir. Konforansı dinlemek arzusunda bu. lunanların evvelden Beyoğlu Halkevi- re müracaat eylemeleri rica olunur, Konferansa tahsis olunan yerin mü- #aadesizliği dnlaystle bu takyide mes-) buriyet hami olmuştur. Dâvetiler! bundan müstesnadirlar. Esnaf cemiyetlerinin Hava kurumuna | yardımları j Türk haya kurümu İstanbul şubesi, esnaf cemiyetlerinin kuruma yaomak» ta oldukları tözerrüün solkdarını t-| karrür ettirmelerini istemiştir. Ema» emu» ile esnaf çemiyel mümessilleri | tarafından oWplanmakla o! Her| hangi bir yanlışığa meydan yerme. mek için kurum memurlarile cetniyeb- derli teberrüatırı kabul edecek Kaza- Jar birbirinden ayrılmıştır. Bundan para Eminönü, Fatıh ve Beyoğlu kuzası dahilinde ticaret yap» makta olan osnafın, bavu kurumunda yapacağı tebörrüdt, md olduğu ew miyetin idare heyet, tarafmdan kabtıl edilecektir. İstanbulun diğer knğalâs rındaki esnaf, beberrüatını hava kü- Yumu şubelerine yatıracaklardır. Kazanç ve buhran vergilerinin ikinci taksiti Kazanç ve buhran vergile- rinin ikinei taksitini bu aym sonuna kadar ödemek lâzm- dır. Bu müddet zarfında vergi lerini ödemeyen mükellefler. deri vergiler yüzde on cezasile alımır. Karilerimizden kazanç ve buhran vergisi mükellefle- tinin bü hususa nazarı dik- katini celbederiz. Milli iktisad ve tasarruf haftasının beşinci günü Dün Üniversitede ve Ticaret mekte- pm ram > Yukarıda Ticuvet mektebi talebeleri, aşağıda iktisnd profesörü B. Yusuf verirken Kemal Tengirşenk İlniversitede konferansını V iktisad ve tasarruf e mi betile dün Üniversitede Yüksek ticaret mektebinde birer top- laatı yapılmıştır. Hukuk fakültesinin birine! sınıfında yapılan ünlversiteii- | ler toplantısı İstikiâi marşını mütea- kib rektör B. Cemli Bilselin söylediği şu kısa hitabe ile a4 Rektör ezcümle demiştir ki; «Tasarruf ve iktisad haftası içinde- yir. İrtisad fakliltesi, haftanın heşin- ei gününü kendi günü olarak int Bu harp bir ıktisad harb! sad haftası, gün de iktisad günüdür, Bunun için sözü de iktisadçılarz bira” xıyorum. B; Cemil Bilselden © sonra © kürgiye gelen Sinop saylavı profesör B. Yüsut Kemal Tengirşenk mini iktisad ve| umumi iktisâd hakkında bir kohfotans verdi. Bunu müteakip iktisad doktara | talebesluden İffet Oruz, doçent 'Zi-İ yasâdin Fahri Pırıdıkoğlu, İktisad gü“) nünün ehemmiyetini fetariz ettipdi- er, Talobeden daha iki geneln hitabe İhtikâr davaları ikinci cezada görülecek İhtikâr suçlarından dolayı adilyeye verilen suçlular hakkındaki dava dos- yalarının müftharan Ikinci ceza mahkemesine verilmesi karartIşmıştar, Belediyece cezalandırılanlar Dün seyrüsefer kontrolün de tram para care: de muhtelif muşlardır Asker sileleri için 700 bin lira toplandı Âsker ailelerine mükelleflerin yap- tıkları yardım yekünü tahkik edilmiş ve şimdiye kadar yedi yüz bin Jira toplândığı anlaşılmıştır. Bunun 350 bin Miras Eminönü kos3u dahilindeki mükellefere aiddir. rıtmış, dört şoför uçlardan o cezalandırıl- — Fen, harp falan tanımadan İlerliyor bay Amca... ». Kundura, çanta gibi eşya w Şimdi hayvanların mide yan oluz sekiz KİŞİ ye lerinden sonra profösör B, Ömer Ge- veliâl Sarç milli fktlmd ve tasarruf et- rafında alâka !le dinlenen bir konfe- rans verdi. Ticaret mektebindeki toplantı Üniversitedeki merasimden sonra Yüksek ticaret mektebiride de iktisad haftası münasebetile bir toplanla ya- pilmuştar, Mektepte iktissd. görünü me etap) ödürü p, Nihad Sayzar bir matuklâ tu, Mektep müdürü, haftanın ehemmiyet ve mânasını tebarüz ettir. miş ve bu nutku “sürekli alkışlarla katşılanmıştır. Bundan sonra mektöp profesörlerin - den bazı yevat, iktisad ve tasarruf etrafında konferanslar o vermişler, İ mektebin bankacılık şubesinden bir genç, mii ekonomi hareketlerinde talabeye düşen vazifeleri izah etmiş ve gençlerin yerli mal kullanmaları için aralarında ard içmelerini iste- | miştir. Bunu müterkib, davetliler ha- "sırlarının büfede izaz edilmişlerdir. İ Noter ve icra dairelerini teftiş İstanbul müddelumumiliği, noterler)e icra dairelerinin ve nüfus memurluk- | larinin muamelâtını dünden fibaren teftişe başlamıştır. Bu teftiş ki ay kas| dar sürecektir. Taş kömüründen zehirlenme Sultanahmette Akbıyıkta iye İsminde bir kadın, oturan odasında ık intişr eden hamız(karbon tes irlenmiş, polis Sarafından hastanerine yağırıimıştır. Ekmeğin on para ucuz- laması muhtemel Buğday kacirlerile un kirmacılafı arasnda bir anlaşma temin edildiği takdirde bundan sonra tesbit edilerek yeni ekmek tarhınn ot paya kadar) ineceği tahmin ediliyor w. Bü usul yayılırsa bizim uk- Iithalât ve ihracat Vekâlet birliklerin çaliş-! Picarok Vekileti, Halt ve Haracat| İaztklerinin çalışmalarile meşgul öi- maktadır. Birliklerin umumi kâtibi çağırılmış, kendisinde bu izahat alınmıştır. Ticaret Ve- B. Mümtaz Ökmen İstanbula gel- diği esnada birliklerin mesallerini et- Dea olarak burada da tedikik edecek- (7 tile Karaköyde Ömer Abid ha- manda toplanmıştır. Bit kım birlik- | ler ise istihsnlâtın çok olduğu mınta- aşmanın daha iyi netlee vermesi ve kemteollerin kolaylığı bakımından bir. Mklerin tamamen bir araya toplan- masi hususunda da incelemektedir. Benzin tasarrufu Taksi şoförlerinin iddia- ları tedkik ediliyor “Taksi şoförlerinin bir gün tek, bir gün çift numarah taksilerin çalışma- #lle benzin hususunda kâfi derecede tasarruf temin edilemediği hakkında- ki müracaatları üzerine vilâyetin oöashı surette tedkikat yaparak Ve kâlete bir rapor vermesi KararlaşlırıI- Mıştı. Vilâyet, bu hususta tedkirata başlamıştır. Bu tedkikatla taksi g0- förlerinin vaki olan iddialarının ne dereceye kadar doğru olduğu tahkik edilmektedir. Kahvelerde talebe kon- troluna devam ediliyor Mektep talebesinin ders anatleri dahilinde vakitlerini şurada burada, bihadsn kshvolerdö geçirdikleri şini- diye kadar yapılan Kontrol neticesin- de tesbit edilmiş ve ilk defa olarak bunlara ihtar ocgam verilmişti, Mas- m. müdürlüğü tarafından yapılan yeni bir kontrol netisesinde yine bam j talebenin o kahvelerde bulunduklan İ görülmüştür. Bunlar ende evvelce ihtar aldıkları haldo hâlâ kahvelere İ devam etmekte israr edenler hakkın- İda mektep idarelerince tallmatname- /»* göre ceza verilecektir. Karilerimizin mektupları Erenköylülere elaman dedirtecek bir çöplük 0712/940 tarih ve 7983 sayım Akşam gazetesinin o«Dikkatlers İğ sütununda ufak himmetlerile yok edilen o sivrisineklerden ve bu meyanda bu müziç mahlüklardan kurtulan Erenköyden ( bahaedili- yordu. Diğer kurtulan semtler gi- bi Erenköy halkı da gerek Sıhhi- ya Vekâletine ve gerekse İstanbul valisine candan müteşekkirdir. Yalmız ağustes ayından Jtiba- ren Erenköyünün Telllkavak s0» İİ Kağı nihayeinde ve köşklerin karşısında bulunan tarlaya mü- temadiyen çöp dökülmektedir. Bu dökülen çöpler köşkler sa- kinleri tarafından dökülmeyip te mizük amelesinin çöp arabaları mühteviyatıdır.. Amelelere GöpÜ buraya dökmemeleri hususunda | | yalvardıksa da buradaki çukuru | odalar ntyoruz. hem pis koku hem de 4 bslâ dediğiniz kara s#inek- İğ Terden ele'aman, Bu sıhhati tehdit eden pisliklere müni olmak için sayın gazetenizin tavassubuhu ri- cü eder, sonsuz saygılarım suna» İl rum, #ronköy Tellikasak sokak No, 55 de A. Aksoy ! w Fakat mide hayvan midesi | şimdiye kadar — hayvanların yal- lerinden de deri gibi istifade et şamdan kalmalar ağızlarının tas de olsa deri gibi söğlam olur mu| niş derisinden yapılırdı... | menin yolu bulunmuş... i— kaybedecekler demektir! Jeemnr. malarile meşgul oluyor | Kalarda bulunmaktadır. Vekflet, ça- | buçuk | kapanmasına | Gazino ve edebiyat.. Edebiyat meraklısı bir e igarip bir tedkikte bulunmuş. seneler icinde yapılan bütün e edebiyat münakaşaları, gaztte ve mecmun sütunlarındaki edebi kar- İgalar daim yaz aylarına tesadül ediyormuş, Bilhassâ ağustos ve eylül ayları Jicinde edebi münakasalar pek fazla artıyormus. Vakiş zabum vakalarının dünya- nın her tarafınd. takvimlerle, mev- simlerle, aylarin, haftalarla, günler- İc hatiâ bazı santlerle alâkadar ol. b ig isitmiştim, Birçok yerlerde inde, şehirlerde ay İbaderıkda. polis vakaları artarmış. Avrupa ve Amerikada cinayetle tin en fazlı oldukları saatler ekseri- İya 10 ile geç yarısından sonra bir arası imiş, Bunları işitmiş ve böyle mevsimleri olduğunu bilmi- iyorduk. Acaba edebi kavgaların, dil içekişmelerinin yaz aylarına tesadüf İetmesinin sebebi nedir? Akla evvelâ sinir meselesi geliyor, Yaz aylarında sinirlerin. kışa nisbe- ten daha ziyade bozulduğunu bütün mütehassısla tasdik ediyorlar. Bu- nun tesiri olabili Lâkin ber bu yaz bizde edebiyat münakaşalarının nicin sicak sylara rasgeldiğini anladım Edebi münekaşaların merkezi İs- tanbu'lur. Yaz mcakları başlayınca dondurmac ve şerbetçi seslerile be- raber edebiyat münakaşalarına ait yüksekten konuşmular bazlar Genç #airle-, muharrirler, #oman- cılar, edipler ve yeni neslin münek- kidi #uvanm kendi kendilerine ve- İrenler Beyazıtta üstü açık kahveler- dara ağaçların altında toplanırlar. Bu- rada nargileler tokurdatılır, kahve- ler, cuylar içilirken birkaç gün son- ta mal sütunlarına intikal ede- cek meselelerin şifnhi münakaşaları başlar. Buradaki kotuşmalar bir piyesin umumi provrsına benzer. Aktörler rmi yaparlarsa, genç edebiyat nesli de okuyucuların karşısına dikilme- den öne., br üstü acık kavelerde fikirlerinin, konuşmak ve münakaşa pe suretile, provalarını yapıyor” Buna. için sıcak aylarda bu gibi kahvelerde gsyet hararetli komüş- İmalara sehit olunur. Eski edebi cılar hakkında hazırlanan te Bisteleri buralarda yanılır. Fiânca büyük romancıyı listeve dahil edip etmemek meselesi burada münala- sa olunur. | burada karar verilir, Henüz ilk hi- küyelerini vazmağa baslamıs, edebi- yat halısı üzerinde yeni veni emek. Memeie haşlamıs bir zenc adamın başın: dehâ tacı burarlu mecirilir. İ Dünyan her tarafında bu gibi sanatkâr ve debiyatçılar kahveleri, #azinoları vardır. Hattâ en hareketi memleketlerde, alelâde kahve ve Amerikada bile... <- va içinde vakit geçirilir. Fakat biz- deki bu gibi kahvelerin ömrü yaloız yaz mevsimine mahsustur. Çünkü bu zavallıların üstü acıktır. Sonba- | har gelip yağmur ve soğuklar basla» iyınca edebiyat münakasaları da bi- ter, Cünkü artık ağac altı âlemlerine devama imkân yoktur. Bizde edebi hareketlerin garip te- i cellisine bakmız. Büyük edebiyat İ münakaşaları birkeç kahvenin açılıp bağl... Hikmet Feridun Es Yeni bir refikimiz İ Dünden itibaren B. Yusuf Ziya Or- şte e B. Orhan Seyfi Orhon tarsfın- İdan sabahları neşredilmeğe başlanan İ Yeni Gazete refikimizi tebrik eder ve uzun öğüzler dileriz. B. A. — Rbet olur!.. O müde- lere kahve girmez, çay girmez! Hele rakı nedir, meze nedir hiç