Onunla bazan iskelede buluşur, 47- ni vapura binerdik. Yolda uzun uzun gene çalardık. Ben Nuriden İki iskel» Yukarıda otururdum. Bunun için va- purumuz arkadaşımın oturduğu Köye gelinceye kadar hiç canım akılmandı Hele sım zamanlarda Nurinin bana şımdan dumanlar çıkacak. Oayır cayır yanıyorum, Şimdiye kadâr birkaç ke- Te işik oldum. sanmıştım. Meğer ben bu yaşıma gelinceye kadar aşk nedir bilmiyormuğum. i kafama «dankt/» dedi. Hakiki aşkın ne olduğu- nu yeni öğrendim. Meğer eşki mace- ralarım pek çocukça heveslerden *ba- petiniş.. Sevdiğim kadını sana göster- meği pek armı ederdim. Fakas ne ya- sık, ki seninle beraber olduğumuz 78- man ona hiç besadöf etmiyoruz. Bir görsen, onu bir kere görsen benim ns kadar ince zevkli biradam olduğumu derbal anlarsın... — Peki, aranızdaki samimiyet ne safhada? Nuri ast bakışlarin'beni aadü: — N8 samimiyeti birader? Hangi saşsimiyas7... dedi, daha onun kimin nesi olduğunu, ballâ Iswini be bü- miyorum. Yalnız arasıra vapurda ras geliyorum. İçi pırıltılı uzun yeşil göz- leri var, Kırmızı kırmızı, küçücük d daklar,.. Uzun bir boy, fevkalâde bi- çimli bir vücud... Dalıa onu ilk gördü- güm andan itibaren Aşık oldum amma bir türlü tanışmak imkânını Bulana- dım. Şundilik bütün arkadaşlığımız, bütün samimiyetimiz yalnız istekli ve & rin bakışlardan ibaret.. Ben kondi- mi butamıyorum. Bazan de onun kar- şında, uzurr uzun, derdi derdli içim! çekiyorum. — Herhalde o senin halinden anla- muş olacaktır sanırım, — Tabii, tabii... Zaten çok ince bir Kadın olduğu halinden belli... Arkadaşım sevgilisinin inceliğini, gür gelliğini anlatacak bir teşbih bulmak İçin biras düşündü. Sonra gözlerini süzerek Uâve etti: — Henüz dalından kopmuş bir kayı- sı gülü kadar İnce bir güzelliği var. Sonra dehşetli hassas olduğu yüzün- den belli... Onunin karşı karşıya otu- rurken tes lüzum kalmıyor. Gözlerimizie 13- tediğimiz kadar, uzun uzun, tatlı tat- hı, hararetli harareti konuşuyoruz. Ben ona gözlerimle uzun uzun, tası tatlı şeytse söylerim. O bana tevaplar verir. Arkadaşımın bekâr olduğunu düşün- düm. Kendisine bir tavsiyede bulun- dum: — Madem ki, bu kadar seviyorsun, madem ki bu derece üstüne düşüyor- sun. Bari onunla evlen, İyi mesud bir yuva kur. Fükat bakalım o gen! 4 cek mi? Serinle erlenmeğe razı cak mı? Arkadaşım kendinden emin bir ta- vırla: Razı olur, razı olur... dedi. Bon onun. bu. süzlerine karşı biraz da hayretle sordum: — Neredon biliyorsun” Belki kalbin. de başka birisi vardır. Belki başkasile| nişantıdır, hattâ evlidir.. Bütün bun- ları biliyor musun? ” — Bilmiyorum amma gözlerinden herşepi okuyorum. O bâkişlar yalan söyliyemez. Hayır, bayır... O da beni seviyor!,. Ne ince ruhlu kadın 0.. Nuri bir Manakyan aktörü har ketlerile sözünü kesti. Oturduğu köye #rlmişti — Allahaısmarladık... dedi ben gel- dire. Bu gece sabaha kadar onu rü- yamda göreceğim. Aşkın na demek ol- duğunu bilmetsin sen... Cahil, Cahfaf Böyle söyliyerek yerinden fırladı. Biraz sonra vapur penceresinden onun eteklerini savara aavura İskeleye çık» uğunı görüyordum. Arkasından gülüm- sedim: Hoş çocuktu amma aşk onu âdeta sersemletmişti. Bir sabah vapurla köprüye gidiyor. dum. Nuri de benimle beraberdi, Bir aralık vaputumuz bir iskeleye yansş- mış yolcu alıyordu. Nuri beni dürttü: — Aman, dedi, #uram sevgilimin olurduğu iskele... Dut vapura binenle- re bakalım, O bunların işinde ım1?.. Ayağa kalktı. Gözlerini iskeleye, va- pura binen yolculara dikmişti. Bir- denbire: — Aman*. diye sarsıldı. Yüzüne baktım, sararmıştı Bayıl- masundan filân korktum ve yavaşca da sordum: — Ne oldu? Nuri heyecan içinde; — O.. O... diyordu, vapura biniyor... Ritim ayağım kesildi. Merak etmiştim, nihayet şu meşhur siyah manto giymiş ufak tefek bir sarışındı. Arkadaşıma: — Siyah mantolu mu?.. dedim. — Hayır canıma, en güzeli diyorum, ortadaki... Nurinin söylediği kadın âdeta bir asan azmanı İdi, Dağ gibi iri yarı bir kadındı. O kadar uzun bojlu idi ki, yanındaki öteki! bütün yoleulara âdeta tepeden bakıyordu. Arkadaşım Nurt onun yanında bir fındık faresi gibi kalacaktı. Aklıma bu kadının İnce gü- selliğini tarif etmek için Nurinin söy- lediği: «Dalından henüz kopmuş bir karısı gülü kadar ince bir güzelliği Yar» cümlesi geldi Gayri ihtiyari gülümsedim. Kadınlar biraz erimizde yegâne boş olan kanapeye oturdular, Nurt o daf- Jar gibi iri sevgilisine bakarken renk. ten renga giriyordu. Kadın da arasira ona bakıyordu amma gözlerinde mey- dan okuyan, hattâ çatmak isteyen bir Made vürdı. Ben Nuriye — Aman Nuri, dedim, senin sevgili fona bakıyor. Bu sevdadan vaz geç, kadın sana çatacak galiba... Nuri: — Yoon... dedi, rilen ederim sevgilim. o kadar kabi hir kadın değildir. Ona hakaret ediyorsun. O gözleri Ye şu dakikada bana dünyanın en güzel, en temiz, en ince şiirlerini söylüyor. Bana gözleri ile aşkını itiraf ediyor, aşkirı... O ne mes kadındır!.. Ne ince kadın- dır!. — Peki öyle olsun!... Vapur köprüye yanaştı. Arkadaşı- mun sevgilisi İle yanındaki lendınlar herkesten evvel kalktılar. Arkadaşım. da yerinden fırladı. Kalabalığa karış- tı. Ben yavaş yavaş vapurdan çıktım. Bilet memurunun önüne doğru ilerler. ken bir gürültü işittim, Ne göreyim?... O dev gibi kadın Nuriye dönmüş: — Müşt köpek... Hoşt.. Peşimizden defol... diye bağırmıyor mu? Zaralh Nuri?.. O meşhur mahcubi- yeti işinde ne yapacağını bilmiyordu. Nihayet kalabalığı yararak kendisini köprünün üstüne attı. Onun bir taksi çağırdığını, olomobile binerek uzak- laştığını ancak görebildim. Biçare şeker. Hikmet Feridun Es 14 kânunuevvel cumartesi öğle, akşam 13.30 Prozram, 1336 Piyasa şarkıları (PL), 1350 Haberler, 4,05 Türkçe fi- Am şarkılar, 1420 Riyaseticümhur bandosu, 15 Arızara sonbahar a? yarış- Jar: tahminleri, 15,40 Ankara devlet konservatuarından Baklen neşriyat, 18,03 Caz orkestzası, 18,40 Halk türkü. leri ve oyun havaları, 19 Günün me- seleleri, 1915 Saz eserleri, 1930 Ha- Derler, 1945 Fasıl heyeti, 20,15 Radyo, gazetesi, 20,45 Muhtelif şarkılar, 21,15. Konuşma, 21,30 Salon orkestra, 22,40 Ajans ve borsa haberleri 2250 Cüz- band <P1) 15 kânunuevvel yazar sabahı 9 Program, 903 mürik (PL) 945 Haberler, 9,10 Hafif Ev kadını, Gifteil Ne kadar ekersen yüzün de o kadar güler. Ulusal ekonomi ve arttırma Dora, istihfafln: Me e da... Aristokratlar yecan ifadesinin belirip söndüğünü farketti, Muhaverelerini işitip anla- diğını sezerek matmazet Carroll'un biliyor. — Bilirse bilsin... Dinlemeseydi! — Bir şey söyliyeyim mi?... Av- rupada, Amerikadakinden de daha terbiyesizlik ediyorsunuz. Mersi.,, Peki öyleğse, siyaset ten bahsedelim. Ve mevzuu değiştirmek için, genç kız, muhavereyi Amerikaya intikal etlirdi. #Prensu yemeğini bitirdikten aon- Hölöne, kardeşine: — Şu koraşumuzun ismini garso- na sorsanız... - di Erkek b ricayı yerine getirince, gören şu cevabı verdi: — Kendisi kont de Limeray'dir... Hakik” kon* iyi hizmetten hoşlanır... Helöne: Ğ — Hakiki kont... Kont de Lime ray... Asilzade olduğunu anlamış- ta Zâten, Allah vere de kendisine Fransız dostlarımızın evinde raslar maşam,. Yoksa, utancımdan ölü- rüm... Dora, kendine gelmiğti. — Ben biç de utanmam... buşinı kaldırdı. ie | ları yarın başlıyor Mevsimin en mühim müsabakası Fener- bahçe ile Beşiktaş arasında yapılacak Geçen hafta yapılan karşılaşma- larla birinci devresi nihayet bulan lig maçlarının. ikinci devresine yarın. Şeref ve Fenerbahçe stadlarındaki müsabakalarla başlanacak ve Şe- ref stadında Süleymaniye - Vefa, Galatasarav - İstanbulapor, o Fe al e - Mermi Fener #ta- mda da Topkapı - Zluspor ümmi vaki kez lay KONMAK Teli İçen lalr Ligin ve haftanın en |içın çalışan bir arkadaşlarının çok İrmühim oyunu biç şüphe yok ki Be- | Kisâ bir zamanda aralarından ayrıl İsiktaş - Fenerbahçe maçıdır. ması bu çocükinra i a bu , tesir edeceği Feüekhe ge - Beşik şüphesizdir. Maamafih İstanbulspor- Şeref stadında saat 15 de yapıla- İlular mevsim başındanberi takımla nini düzeltemedikleri cihetle Galata- cak olan bu müsabaka puanların |saraylılarır. teessür içinde ve gelişi yakınlığı yüzünden senenin en mü-|güzel oynamalanna rağmen maçı İlim karsılaşmasıdır. Birinci devreyi | kazanmaları beklenebilir. İhiç mağlüp olmadan ve hatta bera! gür i Vef bere kalmadan puan cedvalinin ba- a ndaki mevkiini muhafaza ederek | Geçen hafta Beykoz karşısında | birincilikle bitiren Beşiktaşlılar ikin-| ümid edilmedik bir mağlübiyete dü- İci devreye rakiplerinden o üç puan/şen Yeşi! beyazlıların hu maçta ay- ilerde girmektedirler. ni ihmali tekrarlamıyacakları tabii Şampiyonluk için uğraşan takım- | olduğu cihetle #onunculuk mevkiin- ilar arasında 3 puan değil | puanın | de dolaşan Süleymaniyelileri kazan- pe ne mühim avantaj olduğu ve İ ve enerjinin mücadelesi yüzünden gok zevkli bir müsabaka seyredece- Galatasaray - İ. Spor Dün en kiymetli oyuncularını kaybeden o Galatasaraylılardan bu maçta normal oyun beklemek abes- tir. Daha geçen hafta sarı kırmızı ması wermaldir. aradaki bu farkın kapatılmasıne güç | Süleymaniyelilere Vefanın karşı- bir wedik teşkil: ettiğini klüp işlerile | sında daha fazla müdafaaya daya- uğraşan. idareciler gayet iyi bilirler, İnan bir oyur. sistemi tatturalarını Beşktaşlıların bu avantajı temin | tavsiye ederiz. etmek için çok fazla emek sarfettik- > elini kabul etmek lâzımdır. Cünkü) Beyoğluspor - Topkapı Birinci kümenin yeni klüplerinden olan Beyoğluspor teknik bir takım olduğunu geçen hafta Galatasurayla berabere kalurak isbat etti. Mevsim i İbaşındanberi enerjik oyunlar çıka” başında tahmin- |ran Topkapı karşısında ayni tempo- ler aleyhine olduğu halde Fenerlil r bu genç oyunculardan mürekkep yeni ekiplerile mağkip ederek ilk galebeyi kazandılar: Muvaffakiyetli geçen bu ilk ade | inin hazı devam emi Ellerindeki genç eleman miktarı diğer klüplere| nazaran fazla olduğundan her hafta , lele İnak ME 5 karşılaşmalarndan bi- İtakviye ve gerek tecrübe, edeyek (ridir: İki klüp taraftarlarını çok faz- İaksayan diğe: tarafları da düzeltti. 19 #lükadar edep bu müsabakanın ler. Vu meticedin hen çıktıkları maç-|vetin #seceği süphenizdir. Kasım İla hem. oyumu ve hem de puga | Pasa bidayetien itibaren akıllı dav- kazdnarak sona “kadar takılmadan |772272X “ğe klüplerin zayıf tarak- yüsüdüler. Simdi ek: dde ha. |Jarından önüfed. etmesini bilmiş ve zrlanımış ve birine alışmış en ol. (çok iYi metceler almıştır. Beykoz gun takımı ile iştirak etmektedir. JlulA* ile, bunu ancak şimdi. tatbik | Yatın Fenerbahçe ile yapacağı mü- <tmeğ? başlırrımlardır. Kuvvetler İ Van ile yapacağı MÜKİ açi olduğu cihetle fırsatlardan eezağade hakiki kuvvetlerini Görerİtstede. odabilee takım kazananak- tar Diğer taraftar Fenerbahçeliler, | olabilir. Aksi takdirde ilk devrede olduğu gib takımlar sahadan bera- bere ayrılırlar, Beykoz - Kasımpaşa Fener atadınır. ikinci münabakası eml yeniden düzelmeğe , e, ML ge ayan takımlarının nâzimi olan X merkez mahscimleri Melik hiç Galatasaraylı Boduri uraulmadık bir şekilde kaybettiler, m —'ü terziye hüâdisesi üstünden! Galatasaray bi- henüz bi> haft geçmeden sarı lâ-! #nci takım oyun- civertlilerin Beşiktaş gibi en kuvve! | ğ larından © Bos) li rakipleri karşımna o Melihsiz çık- rinin dün ge- maları büyük bir talihsizlik olmakla ss ani olarak beraber bizdeki futbol o maçlarının ii hastalandığı ve bazan çok garip neticeler doğurdu. £ “55 Üdy caldırıldığı Gür Kunu da unutmamak lâzımdır. Bu vüşuyu basta: neticeleri evvelden kestirmek imkân İ sesinde vefat et- dahilinde olmadığı gibi bazı hâdise “ğini teessürle ilerin kuvvei, muane üzerindeki aaber aldık. İrolünü de düşünmek iktiza eder. Bu Teknik. oyunu cihetle yarın Melihaiz Fener takımı” ile iştihar eden nin umulmadık bir netice almas hiç ye > temiz bir İhayret uyandırmamalıdır. Sarı İlci sporcu — olması vertlilerir birinci devredeki puan yüzünden spor muhitinde çok sevi» farkını kapatmak için fazla o çalışa- len Boduriyi kaybeden Galatasaray- pi masmmkığm. şeklinde muxafiakf İcakların da hesaba katarsak teknik Iılayz tâziyetlerimizi sunanız. Vilları'is dosttu. Bu zengin Ameri-| Pariss gelmesini, onu Fransız dost- kalı kadin marki d Anguilhon'la ev-İlarına | tanıştırmak (istediğini söy- rikaya gelmesini beyhude yere bek-| vatandaşını ziyarete gel lemişlerdi. Maamafih geçen s#ene|grupu, perşembe gecesi tertip ettiği Nevyorkun yanındaki Newport plâ- İziyafete çağırdı. Bur perşembe zi- jında görünmüşlerdi. Bu da, mev-|yafetleri, Fransız - Amerikan ah- simin en büyük monden hadisesi sa | baplığının Paristeki içtima merkezi yalmaştı. sibi bir i hitinde görmüştü. Endişe ve batllyar kadınlar, ecnebileri sevmedik- itikadlarından : birçokları zail | olu-İleri için shhatlerimi bahane ederek verdi. Jack d'Anguilhon'un gerek) itizarda bulundular, çehresi ve gerek hareketleri hemen| Helâne, markiyi, Newport'dan onu teshir etti. Bu erkeğin çok 56-| beri görmemişti. Amerika intbala. vimli olduğunu söyledi ve onune İnn öğrenmek, onunla tekrar gö“ İhine bütün sempatileri kalbinde) röşmek arzusundaydı. Bu erkek onu İ derya. cidden alâkadar etmişti Markinin Markiz. Helöne'in bu hiselonm bilhassa gösterdiği ihtimam ve İsrindan o dolayı makbulüne geç“ ona karşı fev- e pek ra alaturka bir kahve marlidı, “Bir| Helöne, çocukluğundanberi Annie | kalâde minnettar kaldı, Tefrika: No, 150 — Dirsiain hakkından imansız &6- Ur... Allah gönderdi şu kadını, Diyerek. .Türanın kavgada üstün istiyordu. gelmesini Tekieder, bu sırada çıkan beş on Neler görüyoruz! miskin, hep birden: Nenzubillâh.... 14 Kânunuevvel 1940 Yazan: İSKENDER FARREDDİİ — İçlerinde bir sağlamı var — Âşık Garib. — Şu İstanbul kahvelerinde © söyleyen Âşık Garibi? | — Evet, Tâ kendisi, pi İki kadın dövüşüyor... Kurtaran kim-/4n2.. se yok mu? Diye bağırışıyordu. Zübeyde, kâhyasına: — Ben bit kenara çekil! Demiş. Osman bahçe duvarı dibinde | rum. “Türa, Tilos adasında birçok Korsan- Jaria dövüşmüş, eli maşalı, belâlı bir) avuç avuş para dağıtsı kadındı. Kavga, etmesini haamından! 'Târa iyi bilirdi, Alt alta, üst ünte dörüşüyorlardı, Bu sırada tekke kapısından yanık bir ses duyuldu: Soyuldum, düştüm ben de tekkesine. Sazımı verin, dastlar! Yere serilsin postlar. Eeni özleyen, gelsin Miskinler tekkesine, Kavga kendi kendine durmuştu. Zübeyde saçını başını toplayarak; — Garibim! Sen! özledim... Görmeğe geldim. Diyerek kapıya Koştu. Tiranın üstü başı perişan olmuştu. Kılığını düzeltmeğe, tozunu toprağını silkmeğe çalışırken, Âşık Garibin çile- haneden nasıl çıktığına hayret eden aptal Cemal uzaktan bağırdı: — Haydi içeri gir! Hazreti pir seni bu halde görürse, vallah! on bin esma daha çeklirir.. Yıllarca çıkamazsın buradan! Âşık Garib uzun bir rüyadan uyanır Ribi, gözlerini okamaştırarak, etrafi, seyrediyordu u. Acaba Âşık yeni bir rüya mi görü- vordu? Sevgililerinin ikisinide karşısında görüyordu, Birden bağı anllayarak: — Hayır, dedi, bunları benim sevgi- Milerim değil Benieki buraya çok uzaklarda, kliyor. Ve ellerini gökyüzüne kaldırarak ağ- .— inler gibi, hazin bir sesle ba- eği; — Şahsanem! Sana ne zaman ka- vuşncağun? Beni hâlâ bekliyor mu- sun? Haydi, cevap ver... Hakikati söy. Je pana: Eğer stgünde duracaksan, be nl tam yedi yü bekliyeceksen, emin ol &, yedi yıl tamamlanmadan Tiflise döneceğim. Âşık Garibin etrafını saran miskin ler, bahçe kapısın: el birliğile kapa- mişlardı. Bahçenin önündeki yarmaklığa ya- pışmış gibi duran Târa, Âşık Garibi bu. halde görünce nefret etti; — Böyle bir miskinin peşinden ko- şulmaz. Diyerek ters yürüne döndü, Va Ke- racehmed caddesinden (Üsküdara doğru hızlı huzlı yürümeğe başladı. Yolculardan biri Türayn sordu; — Bu halin nedir a kızım? Üstün başın pek perişan olmuş. Dayak m yedin birinden? 'Târa ihtiyar yolcuya: — Evet, dedi, dayak yedim. Üzerime bir dek saldırdı ve üstümü başımı yırttı. Târa birşey öğrenmek istiyordu. İhtiyar yolcuya sordu: — Sen buralı mısın? — Evet, — Bu miskinler tekkesine giren bir daha çıkmaz mı? — Hayır yavrum, çıkmaz. Çıksa da Göner dolaşır tekrar buraya gelir. Dı- şarda barınamaz. — Ne garib yar burası, Âşık Garib tanımıyacak Kadar değişmiş Bu- raya kapananlar ne yaparlar? — Gece gündüz yor, İçer ve yatar — Başla bir işleri yok imudur? — Hayır, Zaten onlarda iş göreçek bal mi var a kizim? Hepsi de çarpuk çurpak şeyler... D'Anguilhon'lara giderken, H6- iğne, belki de onuncu defa olarak: Tara yet sizi idi aayarlarsa Annie bun- dan dolayı elbet memmun kalmaz... Matmazel Carroll, verecek cev4p bulamadığı zamanlar yaptığı gibi, i-|bu sefer de gene omuz silkti. Markiz d'Anguilhon, bayan Ro- nald'ın kendisini pek sevdiği bir eski binanı dekoru gördüğü için memnundu. O Helân'in O Nevyorka uzun uzun mektuplar yazıp tafsilât| tahıdır! vereceğini ve bu mektupların Co- lonial Damesde alâkayla okunarağıs mı. biliyordu. Amerikalılardan başka davetliler şunlardı: Baron de Köradiey'ler, Tifliste.. Benim ye hükümler verebilir... Dost- | dikkatli bakışta sima iftihar vesilesi ver-İmadılar. mek en isabetli tar harekettir; Şa-! Markiz d” — Onun ne İşi var miskinler © —limaiyorum. Nasılsa, güşmükÜi zaya... J — Merak edip sormadın mia — Sordum. Dayak yedim... İ 'Târa yolusa devam etti, “ Ve yolda giderken birçok geni bu paraları Âşık Gari m mek üzere getirmişi tssladı: — Üsküdara inmek için, hani i daha kestirmedir; benım toy! Diye sordu. p Orta yaşi: kadının elinde rin ketler vardı. Telişh telâş Vİ du İ — Amax, hansi yoldan gitse küdara varısın! Beni boş yel tutma! Miskinler bekkesine gidi Bugün Âşık Garibin eteneftüs* olursa, Âşık Garibe bir don bir eği lek, bir sarık bir de çorum göt i dedim. Oraya gidiyorum... İ — Ey, işin oldu mu bari? — Oldu ya. Hem de bir hafta “ey Allahın ne sevgili kulu imiş © adak ağam 2p: yi yıldır adamadı kalmadı. Âşık Garip hi çaktı, Târa moraxla sordu: — Derdin neydi? Niçin adadi ları?... " — Niçin mi? Aysl, şi yüzü ga baksan a!.. Yaşın kırkı guldö İğ yilebe dulum... Kocam ölmüştü türlü koca bulap evlenemiyordu"” — Şimdi buldun mu? aşağ — Buldum ya. Hem de kendi Mig geldi. Dün gete söz kestik... AN rabbim, düşündükçe del. ol vincimden. veli Kadının hejesi yüzünden Püzla durrmadı, Periledi. gi 'Târa hayretinden ne dığı bu. derbeder denizci balye fazin bilgisi de yoktu. Dalgın pr yürüdü... Biriktirdiği paralar iyii dilencilere dağıttığını pişme «çe tu. Keşke o paraları Âyık Garl9* gf seydi, Keşke 0 da, şu kadın BİN Garibe birşeyler adasaydı İ Tâta, evlendiği adamdan vii rasa konmuştu O, kocası asl İ sonra, Âşık Garibi tekrar el xoruşturmuş ve miâkinlör gri İ bulunduğunu haber minral aye kandırıp kendi memleketine ei | üzre — Karacaahmede geli gas Rum dilberi burada Torahimi “ik mın eski gördesile karşılaşmcağ” tından bile geçirmemişti — Vay kaltak vay! Halâ py b unutmamış... Diye söyleniyordu. Halbuki. 5 göl de aynl vasiyette değii miydi — gesi! — San meden unutamadın. emek zalmkündu. mira, GERİ Ta doğru iniyordu; fakat aklı ler tekkesinde a, Ya Zübeyde onu alıp görür Bu bir zayıf ihtimal olmakla ber, Türanı kafasında takılıp mıştı. İskeleye İnihceye kadaf kurcalayan bu ihtimal acaba kuk edecek nilydi? Edirne sarayında, fethinder. 30 yıl önce gecen bir aşk macerasile biten YENİ rikamıza ye” Erkeğe: — Bu kız, son model bir |bayanıdır.. Hukkında feni beslemeyin... Zira aslında PO tasima EĞİ / a van ei «baron» yazmayıp ba yi eteim. muhafaza, (2) Kovboyların bulundüğü prens de Nolles, vikont de Nozüy Ve | geri bir Amerika bölgesi,